Ankara'da, FETÖ elebaşı Gülen'in avukatlarının da arasında bulunduğu 52 avukat hakkında, Anayasa'yı ihlal, FETÖ üyesi ve yöneticisi olmak suçundan dava açıldı. Sanıklardan FETÖ elebaşı Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak'ın 'Ankara avukatlarının imamı' olduğu belirtilen iddianamede, avukatların, özellikle 17-25 Aralık sürecinden sonra FETÖ/PDY kapsamında KPSS, polis dosyaları ve iş adamlarının gözaltına alınmasına ilişkin hukuki süreçleri takip etmekle görevlendirildikleri aktarıldı. Sanıklardan Murat Araç, Hukuk ve Hayat Derneğinde görev alan avukatların örgüte yönelik operasyonları önceden öğrendiklerini, cemaate yapılan operasyonların tamamında şüphelilere derneğin avukat sağladığını belirtti.
08.07.2017 13:09 Ankara'da FETÖ elebaşı Gülen'in avukatlarının da arasında bulunduğu 52 avukat hakkında, Anayasa'yı ihlal, FETÖ üyesi ve yöneticisi olmak suçundan dava açıldı.
5 Temmuz'daki gelişmeye göre, 52 sanık arasında yer alan Murat Araç'ın soruşturma aşamasında alınan ifadeleri, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesine açılan davanın iddianamesinde yer aldı.
Buna göre 15 Ağustos 2016'da tutuklanan Araç, daha önce Ankara Emniyet Müdürlüğünde verdiği ifadede, 2001'de aynı davanın sanıklarından avukat Hayrettin Açıkgöz'ün daveti ile 'Fetullah Gülen cemaatinin sohbetlerine gitmeye başladığını', 'bu sohbetlere avukatlardan Adnan Şeker, Nurullah Albayrak, Melik Bayat'ın da katıldığını' anlattı.
Araç, 'abi' olarak tanımlanan kişilerin, sohbetler sırasında 'cemaat davaları' diye adlandırılan, kendilerinin takip ettiği davalar hakkında konuşmadıklarını ifade ederek 'Bu abiler başka zamanlarda benim büroma bizzat gelerek takip edilen davalar konusunda bilgi alırlardı. Telefon etmezlerdi.' bilgisini verdi.
Fetullah Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak'ın yanı sıra Melik Bayat ve Hayrettin Açıkgöz ile 2008'de Hukuk ve Hayat Derneğini kurduklarını aktaran Araç, 'Dernek ilk kurulduğunda her kesimden üyelerden oluşmaktaydı. Sonradan bu dernekte cemaat aktif olmaya başladı. Dernek başkanının kim olacağına cemaat karar veriyordu. Cemaat kimi isterse o başkan oluyor, başkan da ona göre yönetim kurulunu oluşturuyordu.' beyanında bulundu.
'Operasyonlar önceden biliniyordu'
Sanıklardan Açıkgöz'ün 2015'te gönderdiği ByLock uzantısını, telefonuna kurarak 4-5 ay kullandığını, onu sildikten sonra Tango adlı programı kullanmaya başladığını anlatan Araç, şu bilgileri verdi:
'Bu program, herkesin kullandığı Tango programı değil. Simgesi aynı fakat içeriği ByLock'a benzer bir yazışma programıydı. Bu programı Açıkgöz telefonuma kurmuştu. Programların açılmasında karmaşık şifre kullanıyordum. ByLock ve Tango isimli programlar üzerinden yazılan mesajlar silindiğinde bir daha geri getirilemeyeceğini Açıkgöz, Albayrak ve Bayat söylüyorlardı. 'Bu gizlilik niye?' diye sorduğumda 'Bizim de telefonlarımız dinleniyordur. Bu sebeple bu programları kullanıyoruz.' demişlerdi.'
KPSS soruşturmasında ByLock üzerinden iletilen iki kişinin avukatlığını üstlendiğini belirten Araç, şöyle devam etti:
'KPSS operasyonları yapılmadan birkaç gün önce operasyon yapılacağı dernek sekretaryasından bana haber veriliyordu. Operasyon yapıldığında da yakalanan şahısların sorgusuna (avukat olarak) kimin gireceği dernek tarafından ayarlanarak bize liste gönderiliyordu. Ben ve diğer avukatlar emniyete gidiyorduk.'
Usulsüz telefon dinlemesine ilişkin operasyon düzenleneceğinin de dernek tarafından önceden bildirildiğini ifade eden Araç, şunları aktardı:
'Nurullah Albayrak, Hayrettin Açıkgöz ve sohbet grubu abisi diye belirttiğim Mahmut isimli kişiler, cemaate yapılacak operasyonları önceden haber aldıklarını, kimlerin alınacaklarını önceden bildiklerini söylüyorlardı. ByLock üzerinden bana dernek tarafından gönderilen mesajlardan da önceden haber alındığını biliyorum. Cemaate yapılan operasyonların tamamında şüphelilere avukat teminini Hukuk ve Hayat Derneği sağlıyordu.'
'Ferhat Sarıkaya'nın sigortasını iş adamı üstlendi'
Araç, 2008-2009'da Fatih Üniversitesinde hukuk müşaviri olan ve Nurullah Albayrak vasıtası ile tanıdığı O.K. adlı kişinin o dönemde meslekten ihraç edilen Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'yı kendi ofisine getirdiğini bildirerek şunları kaydetti:
'O zaman Sarıkaya'yı tanımıyordum, O.K. tanıştırdı. Sarıkaya'nın meslekten ihraç edildiğini ve kendilerinin de Sarıkaya'ya sahip çıktıklarını söyledi. Çocuklarından birisinin tedavi gördüğünü, SSK kaydının yapılması gerektiğini söyleyerek benim ofisimde sigortalı göstermek istediler. Ben de çocuğunun durumuna acıdığım için kabul ettim ve benim ofisimde Sarıkaya'yı sigortalı çalışan olarak SSK kaydını yaptırdım. Yaklaşık bir yıldan biraz fazla benim iş yerimde sigortalı görüldü. O.K, 'Sarıkaya'nın sigorta parasını bir iş adamı üstlendi' dedi. O.K. bana parayı veriyor, ben de sigorta ücretini yatırıyordum. Sigorta parasını üstlenen iş adamının kim olduğunu bana söylemedi.'
ANKARA AVUKATLARININ İMAMI: GÜLEN'İN AVUKATI ALBAYRAK
Sanıklardan FETÖ elebaşı Gülen'in avukatı Albayrak'ın 'Ankara avukatlarının imamı' olduğu belirtilen iddianamede, avukatların, özellikle 17-25 Aralık sürecinden sonra FETÖ/PDY kapsamında KPSS, polis dosyaları ve iş adamlarının gözaltına alınmasına ilişkin hukuki süreçleri takip etmekle görevlendirildikleri aktarıldı.
İDDİANAME MÜŞTEKİLERİ VE ŞÜPHELİLER
Alaettin Yılmaz, Ersin Ortaç, Fahir Serdar İslam, Fatma Merve Akgül, Hakan Selami Atıl, Mehmet Akgeyik ve Mustafa Kumru 'müşteki' olarak yer aldığı iddianamenin şüphelileri şöyle:
'Abdulkadir Ceylani Özgül, Adem Tüysüz, Adnan Şeker, Ahmet Yazıcı, Ali Bezci, Ali Yıldız, Ali Fuat Babatan, Cemalettin Karadaş, Çağatay Sakaoğlu, Çağlayan Erginay, Devlet Deveci, Eren Babahanoğlu, Eyyup Can Candaş, Eyyüp Ağaoğulları, Fuat Yüksel, Furkan Şen, Hakan Yıldız, Hasan Hüseyin Tanrıverdi, Hasan Yavuz Seyidoğlu, Hasanbasri Aksoy, Hayrettin Açıkgöz, Hüseyin Mehan, İbrahim Löklüoğlu, İbrahim Temur, İsmail Uyar, İsmail Yeşilova, İsmail Yıldırım, Kadir Kocalar, Kerim Yurttaş, Mehmet Demir, Mehmet Derdiyok, Mehmet Deveci, Mehmet Kasap, Mehmet Sürer, Mehmet Rasim Kuseyri, Melik Bayat, Muhammed Enes Ayhan, Muhammet Ali Özdel, Muhammet Gökhan Kılıç, Murat Aktaş, Murat Araç, Mustafa Dokumacı, Mustafa Kocadağ, Mustafa Onur Aslay, Mücahit Kozan, Nurullah Albayrak, Ömer Karadeniz, Sait Şahan, Sedat Oğuz, Süleyman Sallı, Şaban Yağcı ve Talha Aksoy.'
DİĞER DETAYLAR
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in avukatlarının da arasında bulunduğu 52 avukat hakkında hazırlanan iddianamede, avukatların özellikle 2014-2016 yıllarında sözde cemaatle ilişkili ve hukuki yardımda bulundukları dernek, vakıf, sendika, şirket, kamu görevlisi, özel kişiler hakkında yapılması muhtemel veya başlanan adli, idari soruşturmaları önceden haber alarak, özellikle ByLock üzerinden adli ve idari mercilerin işlemlerini boşa çıkarmaya yönelik birbirlerine ve diğer örgüt üyelerine gayrimeşru tavsiye ve telkinde bulundukları belirlendi.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan Hukuk ve Hayat Derneğinin yapısı irdelendi.
İddianamede, tüzüğüne göre amacı, 'Türk hukuk sisteminin geliştirilmesi ve evrensel ölçülere ulaştırılması için her türlü faaliyette bulunmak, mevcut hukuk düzeni içerisinde meydana gelen yasalara aykırı her türlü faaliyete karşı mücadele etmek, başarılı hukuk fakültesi öğrencilerine burs vererek onları teşvik etmek ve kaliteli hukukçuların yetişmesine katkıda bulunmak' gibi faaliyetler gösterilen Hukuk ve Hayat Derneğinin zaman içerisinde Ankara'da faaliyet gösteren FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensup ve sempatizan avukatları bir araya getirdiği belirtildi.
İddianameye göre, avukatlar, bu dernek üzerinden, hukuk fakültesinden mezun öğrencileri Ankara'da sözde cemaate ait evlere yerleştirerek, bakım ve iaşelerini üstlendi. Avukatlık stajı yapmak isteyenler, özellikle cemaat mensubu avukatların yanına yerleştirildi. Örgütün 4-5 kişilik sohbet gruplarına dahil edilen hakim-savcı adayları ile staj yapan avukatlara, bu toplantılarda, örgüte bağlılıklarını arttırmak ve örgütün talimatlarını yerine getirilmesini sağlamak amacıyla Gülen'in vaat ve talimatlarını içeren görüntüler izletildi.
Örgüte bağlılığı ve hizmeti konusunda başarı gösteren avukatlar, ev sorumlusu abi, imamlığa yükseltildi, örgüt yöneticilerinin tavsiyesi ve organizasyonu ile FETÖ/PDY'nin mali durumu iyi kişi şirket ve kurumlarının avukatlık görevini yapmaları sağlandı, bu şekilde avukatlığa yeni başlayan örgüt üyelerinin mali durumlarının iyileştirilmesi amaçlandı.
Örgüt üyesi avukatlardan 2009-2016 yıllarında değişik miktarlarda himmet olarak toplanan paralar, derneğin resmi hesaplarına yansıtılmadan örgüt yöneticilerinden toplandı ve buradan örgüte aktarıldı.
Avukatlar, yine dernek adı altında, devletin özellikle paralel yapılanmayı tasfiye etmek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet içinde yoğun mücadele yürüttüğü 2014-2016 dönemindeki faaliyetleri ile ÖSYM tarafından yapılan KPSS, YGS, LYS gibi sınavlardaki usulsüzlüklerle ilgili yürüttüğü idari işlemlerin, evrensel hukuk kurallarına ve insan haklarına aykırı olduğu algısı oluşturmaya yönelik basın açıklamaları yaptı.
Avukatlar, bu konularda organize şekilde sosyal medya paylaşımları, adli ve idari işlemleri yapan görevliler üzerine baskı oluşturma amaçlı şikayetlerin yapılması, basın ve kamuoyu önünde küçük düşürme, itibarsızlaştırma gibi eylemlerle terörle mücadeleyi akamete uğratma, engelleme, geciktirme ve meşru hükümetin düşürülmesi, iş yapamaz hale getirilmeye çalışılması şeklinde eylemler yürüttü.
Avukatların bu eylemlerini, ABD'de yaşayan örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den talimat alarak gerçekleştirdiği tespit edildi.
Gönüllü olarak görev aldılar
Örgüt üyeleri hakkında 2010-2016 sürecindeki eylemlere ilişkin Türkiye genelinde ve Ankara'da yürütülen soruşturmalarda, örgütsel birliktelik kapsamında örgüt yönetici ve üyesi avukatların gönüllü ve talimatlı olarak görev aldıkları da belirlendi.
Bu kapsamda avukatların, terör örgütü elebaşı Gülen'in 25 Aralık 2013 tarihli çağrısı üzerine Bank Asya'ya para yatırdıkları, ByLock kullanıcısı oldukları da belirtilen iddianamede, 'FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün eylemlerinin, soruşturmalarda deşifre edilmesinin engellenmeye çalışılması, örgüt yöneticileri tarafından belirlenen strateji doğrultusunda savunmaya yönelik tüm talep ve beyanların soruşturmaları engellemeye, geciktirmeye, soruşturmada görev alan adli kolluk ve yargı mensupları üzerinden baskı oluşturmaya yönelik olması, şüphelilerin organize bir şekilde hareket etmeleri ve örgüt tarafından yönlendirilmeleri nedeniyle eylemlerinin iddia ve savunma dokunulmazlığı sınırları içinde değerlendirilemeyeceği' tespiti yapıldı.
Avukatların, özellikle 2014-2016 yıllarında sözde cemaatle ilişkili ve hukuki yardımda bulundukları dernek, vakıf, sendika, şirket, kamu görevlisi ve özel kişilerin haklarında yapılması muhtemel ve başlanan adli ve idari soruşturmaları önceden haber alarak, özellikle ByLock üzerinden adli ve idari mercilerin işlemlerini boşa çıkarmaya yönelik birbirlerine ve diğer örgüt üyelerine gayrimeşru tavsiye ve telkinde bulundukları ortaya çıktı.
Bu kapsamda, defter ve belgelerin yok edilmesi, nakitlerin tasfiyesi, gerekirse yönetim değişikliği yapılması, banka hesaplarında para bulundurulmaması, sözde cemaate ait kayıtların güvenli yerlere taşınması, iletişim araçları ile irtibat kurarken dikkatli olunması, dernek, vakıf, sendika ve şirketlerin örgütle ilişkisi olmayan güvenilir kişilere devrinin sağlanması, adli ve idari işlem yapılan görevlilerin şikayet edilmesi, sosyal medya hesapları üzerinden cemaat lehine, adli ve idari kurumlar aleyhine karalama kampanyaları yapılması gibi faaliyetler yürütüldü.
Avukatlardan, Abdulkadir Ceylani Özgül, Adnan Şeker, Ali Yıldız, Ali Fuat Babatan, Hayrettin Açıkgöz, Mehmet Derdiyok, Mehmet Kasap, Mehmet Rasim Kuseyri, Melik Bayat, Nurullah Albayrak, Hasan Basri Aksoy, Mustafa Kocadağ'ın örgütün karar mekanizması içinde yer almaları, haklarındaki iddia ve delillerin yoğunluğu, mal varlıkları, görev aldıkları dernek ve vakıflardaki konumları, özellikle ByLock içeriklerinden diğer örgüt üyelerine 2008-2016 yıllarında talimat veren yönetici konumunda oldukları belirlendi.
Gülen'in avukatlarından Nurullah Albayrak'ın, FETÖ'ye maddi destek sağlamak amacıyla sözde dini cemaate yardım bahanesiyle dini duyguları istismar da ederek, bir kısım adli ve idari dava sahiplerinden, birçok kez kişisel ilişkilerini kullanarak davaların lehe sonuçlandırılacağı vaadiyle maddi menfaat temin ettiği de tespit edildi.
Paralel yapı-04 Ağustos (2016) 'Ankara 52 sanık Avukat Yapılanması' davası
(08 Temmuz 2017, 13:09)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: