Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde biri polis iki kişinin şehit edildiği, 46 kişinin de yaralandığı Sarıyer'deki Borsa İstanbul'un işgal edilmesi olayına ilişkin hazırlanan iddianamede, biri firari 2 binbaşının da aralarında bulunduğu 15 şüphelinin, 'cebir ve şiddet kullanarak anayasayı ihlal, TBMM ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs ve 2 kişiyi kasten öldürme suçlarından toplam 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, diğer suçlardan da bin 412 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
08.07.2017 16:24 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde biri polis iki kişinin şehit edildiği, 46 kişinin de yaralandığı Sarıyer'deki Borsa İstanbul'un işgal edilmesi olayına ilişkin iddianame hazırlandı.
3 Temmuz'daki gelişmeye göre, iddianamede, biri firari 2 binbaşının da aralarında bulunduğu 15 şüphelinin, 'cebir ve şiddet kullanarak anayasayı ihlal, TBMM ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs ve 2 kişiyi kasten öldürme suçlarından toplam 5 kez ağırlaştırılmış müebbet, diğer suçlardan da bin 412 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Orhan Aydın tarafından hazırlanan 270 sayfalık iddianamede, olaylar sırasında şehit olan polis memuru Mehmet Şevket Uzun ile Fatih Satır isimli vatandaş 'maktul', olayda yaralanan 46 kişi 'mağdur', 7 vatandaş ile Borsa İstanbul ise 'müşteki' olarak yer aldı.
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) kuruluşu, genel yapısı ve karıştığı suçların özetlendiği iddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi akşamı saat 23.50 sıralarında Sarıyer İstinye'deki İstanbul Borsası'nın iki askeri araçla gelen şüphelilerce işgal edilmesi olayı anlatıldı.
Müdahale için gelen polis memuru Mehmet Şevket Uzun ile darbe girişimini protesto eden vatandaşlardan Fatih Satır'ın şehit olduğu, çok sayıda vatandaşın da yaralandığı belirtilen iddianamede, şüphelilerden Binbaşı Murat Çelik'in firari olduğu, olaya karışan Binbaşı Ahmet Baykal, Astsubay Seyit Ali Şahin, 8 astsubay öğrencisi ve 4 erin tutuklu bulunduğu kaydedildi.
İstenen cezalar
Tutuklu şüpheliler Binbaşı Ahmet Baykal, Astsubay Seyit Ali Şahin ve firari şüpheli Binbaşı Murat Çelik'in, 'cebir ve şiddet kullanarak anayasayı ihlal ve TBMM ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlarından 3 kez, bir suçu gizlemek maksadıyla 2 kişiyi kasten öldürme suçundan da 2 kez olmak üzere beşer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, bu şüphelilerin ayrıca 3 kez 'mala zarar verme' suçundan 1 yıldan 9 yıla, 2 kez 'kamu malına zarar verme' suçundan 2 yıldan 8 yıla, 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla, 'bir suçu gizlemek maksadıyla 46 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs etmek' suçundan 897 yıldan bin 380 yıla kadar olmak üzere toplam 907 yıl 6 ay ile bin 412 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
İddianamede, diğer şüphelilerden farklı olarak 'silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek'le suçlanan tutuklu şüpheli askeri öğrenci ve erler Emre Sözer, Fatih Yılmaz, Hasan Yürek, Muhammed Atasoy, Muhammed Furkan Kenger, Murat Fırat, Muzaffer Bardakçı, Orhan Baz, Ramazan Korkmaz, Serhat Kalyüncü, Veysel Çınarbaş ve Zafer Öztan'ın da aynı suçlardan beşer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 907 yıl 6 ay ile bin 412 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması istendi.
DETAYLAR
İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Orhan Aydın tarafından hazırlanan 270 sayfalık iddianamede, 66. Mekanize Piyade Tugayı Harekat ve Eğitim Şube Müdürü olarak görev yapan eski binbaşı Ahmet Baykal'ın ifadelerine yer verildi.
Baykal, darbe girişimi öncesi izinde olmasına rağmen Kurmay Başkan Vekili Osman Akkaya'nın emri üzerine iznini yarıda kesip 13 Temmuz'da İstanbul'a geldiğini kaydetti.
Ahmet Baykal, mesaiye başladığı 14 Temmuz'da yanına çıktıkları tugay komutanı Mehmet Nail Yiğit'in kendisine kışla içerisinde ve etrafında emniyet ve güvenlik tatbikatı yapılacağını belirtip kendisine de harekat merkezini kontrol etme emrini verdiğini dile getirdi.
Darbe günü 3. Kolordu Komutanlığından gelen kısa mesajda 15-16-17 Temmuz günlerinde terör eylemi yapılabileceğinin söylendiğini öne süren Baykal, olay günü kendisinin de birliklerinde staj gören astsubay stajyer öğrencileri konferans salonuna toplayarak öğrencileri altı gruba ayırdığını anlattı.
Baykal, olay günü saat 20.30-21.00 sıralarında tugay komutanı eski Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit'in kendisini çağırarak 'TSK'nın yönetime el koyduğunu, mesajın daha sonra geleceğini, sözlü olarak bildirdiğini dile getirerek, 'Ayrıca bu durumdan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın haberdar olduğunu söyledi. Bu konuda Binbaşı Murat Çelik'in emrine girmemi istedi ve bu konuda Borsa İstanbul'un emniyetini sağlama görevini verdi.' ifadelerini kullandı.
'Açılan ateşle 8-10 vatandaşın yere düştüğünü gördüm'
Bunun üzerine kendisi, eski binbaşı firari şüpheli Murat Çelik, bir astsubay ile on astsubay öğrenci ve iki erle birlikte iki araçla kışladan çıkış yaparak Borsa İstanbul'a geldiklerini belirten Baykal, şöyle devam etti:
'Halk, Borsa önünde toplanmaya başladı. Halkın gelmesi ile birlikte Murat Çelik Binbaşı, onların üzerine tüfeğiyle ateş etti. Bunun üzerine 8-10 vatandaşın yere düştüğünü gördüm. Ben bu duruma tepki gösterdim. Daha sonra polisler geldi. Binbaşı Murat Çelik, polislere de ateş açmaya başlayıp bize de ateş etmemiz yönünde emir verdi. Bu emir üzerine havaya ateş açtım.'
Baykal, Murat Çelik'in telefonlarını topladığını iddia ederek, bu sırada 'Yurtta Sulh' isimli WhatsApp grubuna dahil olduğunu gördüğünü savundu.
Daha sonra bu gruptan verilen emirleri uyguladığını belirten Baykal, 'Yalnız buna rağmen Murat Çelik'in emrettiği gibi hedef gözeterek ateş etmedim, polislerin açtığı ateşle bacağımdan yaralanmamı fırsat bilerek polise teslim oldum. Bu arada Murat Binbaşının uzaklaştığını ve firar ettiğini gördüm.' şeklinde savunma yaptı.
'Artık iş darbe olayını geçti, gelene ateş edin'
İddianamede, şüpheli Orhan Baz'ın ifadesinde, Astsubay Meslek Yüksekokulu ikinci sınıf öğrencisi olduğunu, Topkule'de bulunan 66. Mekanize Tugayında staj için bulunduğunu belirterek, Borsa İstanbul binasına geldiklerinde Binbaşı Ahmet Baykal'ın kapıdaki güvenlikçilere 'Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın emri ile yönetimi askeriye devraldı. Binanın yönetiminden artık biz sorumluyuz. Zorluk çıkarmadan silahlarınızı verin.' dediği aktarıldı.
Binbaşılar Ahmet Baykal ve Murat Çelik'in 8 askeri öğrenciyi binanın çeşitli yerlerine yerleştirdiğini anlatan Baz, savunmasında şunları kaydetti:
'Ezanlar okunurken Murat Çelik havaya birkaç el ateş etti. Halk toplanmaya başladı. Halk kalabalıklaşınca Binbaşı Murat Çelik hedef gözetmeksizin halka ateş etmeye başladı. Askeri öğrencilere de ateş etmeleri yönünde emir verdi. Ben de havaya ateş ettim. Telefonumla 155 polis imdat hattını arayıp polise durumu anlattım. Olay sırasında Murat Çelik'in ateş ettiğini gördüm. Bir ara Astsubay Seyit Ali Şahin de yanımıza gelerek 'Artık iş darbe olayını geçti, kendi canınızı koruyun, gelene ateş edin.' şeklinde emir verdi. Bir süre sonra da arkadaşlarımla kaçarak polise teslim olduk.'
'Sık dediğimde sıkmazsanız hakkımı helal etmem'
İddianamede, şüpheli öğrencilerden Ramazan Korkmaz'ın ifadesinde, yolda giderken araç içerisindeki kasayı açarak boş şarjörlere 'mermi bastıklarını', burada dört şarjöre mermi doldurduklarını anlattığı belirtildi.
Hazırlık yaparken Binbaşı Murat Çelik'in Şahin astsubaya 'Ben sık dediğimde sıkmazsanız size hakkımı helal etmem.' dediğini aktaran Korkmaz, Şahin astsubayın da 'Emredersiniz komutanım.' diye cevap verdiğini kaydetti.
Şüpheli erlerden Zafer Öztan'ın da iddianamede yer alan ifadesinde, olay yerine vardıklarında şüphelilerden astsubay Seyit Ali Şahin'in 'Gerekirse uçaksavarla ateş edebilir misin?' diye sorduğu, kendisinin de mecburen 'Emredersiniz komutanım.' dediği anlatıldı.
'İşçi kıyafetleri giyerek kaçtık'
Bir süre burada bekledikten sonra bir binbaşının yanına gelerek 'Birazdan olaylar olacak, soğukkanlı olun. Gelenler size ateş ederse siz de onlara kayıtsız şartsız ateş edin.' emrini verdiğini belirten Öztan, şunları kaydetti:
'Bir süre sonra sivil halk gelmeye başladı. Kapı önünde bekleyen stajyer astsubaylar da vatandaşlara uzaklaşmaları yönünde uyarılar yaptı. Bu sırada binbaşı elinde bulunan silahı ile bağıran insanların ayaklarına doğru ateş etti. Ben de bunun üzerine uçaksavarın çalışmasını engellemek amacıyla pimini çıkararak çalılıkların arkasına fırlattım. Bir süre sonra yanıma gelen Ahmet Baykal binbaşı, 'Burası yine karışacak sen uçaksavarla ateş açacaksın.' dedi. Ben de komutana uçaksavarcının bozuk uçaksavarı bağladığını ve bu nedenle uçaksavarın çalışmadığını söyledim. Ahmet Baykal, kendisi bu kez çalıştırmayı denedi. Çalıştıramayınca da bana kızdı.'
Öztan, binbaşının ateş emri üzerine havaya ateş ettiğini, bir ara bu binbaşının stajyer öğrencilerden birine de ateş ettiğini gördüğünü ifade ederek, 'Daha sonra üzerimizdeki kamuflajları çıkarıp işçi kıyafetlerini giyerek kaçtık.' ifadesini kullandı.
(08 Temmuz 2017, 16:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: