İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin davaya devam edildi. Davada tanık olarak ifade veren eski Ege Ordusu Komutanlığı Genel Sekreteri B.A, Yurtta Sulh Konseyi'nin sözde sıkıyönetim komutanı olarak belirlediği eski Ege Ordusu Kurmay Başkanı Memduh Hakbilen'in darbe girişimi gecesi gözetim altına alındıktan sonra, '5 dakikaya kadar bu odadan çıkacağım. Eğer bana engel olursanız, tugay ve tanklar yolda, bedelini canınızla ödersiniz, hesabını sorarım' diye çevresindekileri tehdit ettiğini söyledi.
10.06.2017 17:49 İzmir'de FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
05.06.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Tanık olarak dinlenen eski Ege Ordusu Komutanlığı Genel Sekreteri B.A, ifadesinde darbe girişimi gecesi yıllık izinde olduğunu, akşam 23.01'de habercisinin kendisini aradığını ve 'Ordu karargahında normalden farklı bir hareketlilik var' dediğini kaydetti.
Tutuklu sanık eski Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen'i aradığını ve televizyonda gördüğü haberlerden dolayı 'Dönmemi ister misiniz '' diye sorduğunu ifade eden B.A, Hakbilen'in 'Karargaha gelmene gerek yok' yanıtını verdiğini, bu sırada eşine de 'Hanım eşyaları topla İzmir'e gidiyoruz' dediğini duyduğunu kaydetti.
Tanık B.A, bu duruma şaşırdığını ve silahını alarak ordu karargahına gittiğini belirterek, 'Ordu komutanının yanına gittim. Komutana yardım etmek istediğimi, kamera kayıtlarını inceleyeceğimi söyledim. Olumlu yanıt verdi. Kamera kayıtlarına Memduh Hakbilen'le bakmaya giderken tutuklu sanık kurmay yüzbaşı Eser Bingül, Hakbilen'e 'Yanınıza silahlı muhafız vereyim mi' dedi. Şüphelendim. Olacak bir şey değil. Kameraları inceledim. 22.02'de (tutuklu sanıklar) albay Oksal Çelik, Yarbay Mustafa Toklu, Albay Recep Kılıç, Yüzbaşı Eser Bingül ve tanımadığım başka kişileri harekat ve istihbarat başkanlığı kapısından girerken gördüm. Giriş saatlerini, kim olduklarını not aldım.' diye konuştu.
Şifreli kapıdan girdiler
Karargaha girenler arasında ilişiği kesilmiş kişiler olduğunu gördüğünü, bu durumun darbe girişiminin başladığı saatlerde olmasından dolayı şüphelendiğini dile getiren tanık B.A. 'Harekat ve İstihbarat Başkanlığı kapısından 10 adam girdi. Şifreli kapıdan. Şaşırtıcı bir durumdur. 22.00'de içeri girmek manalı değildir. Farklı görev, seminer vardır, çalışırsın. O gün önemli bir şey yoktu.' dedi.
Tanık B.A, darbe girişimi gecesi Hakbilen'in tehditlerine de tanık olduğunu anlatarak, 'Tutuklu sanık eski tümgeneral Hakbilen'in o gece gözetim altına alındıktan sonra '5 dakikaya kadar bu odadan çıkacağım. Eğer bana engel olursanız, tugay ve tanklar yolda, bedelini canınızla ödersiniz, hesabını sorarım' ifadelerini çok net bir şekilde duydum.' ifadelerini kullandı.
Hakkındaki suçlamalara yanıt veren Hakbilen ise tanık B.A'yla bir telefon görüşmesi yapmadığını iddia ederek, tanık hakkında yalan tanıklıktan işlem yapılmasını talep etti.
Hakbilen'e 'Yanınıza silahlı muhafız vereyim mi' dediği iddia edilen tutuklu sanık Eser Bingül ise hakkındaki suçlamalar hakkında 'Herkes karargah emniyeti alma peşindeydi. Kamera odasına gittiklerini bilmiyordum. O yüzden sordum.' dedi.
Eser Bingül'ün tanığa 'Vebal altındasınız' demesi üzerine tanık B.A, 'Bu ifadeye katılmıyorum. Vebal altında değilim. Vebal altında olanlar suçu işleyenlerdir.' dedi.
'Neden kamarana gidip uyudun''
Duruşmada tutuklu sanıklardan eski TCG Tayfun gemi komutanı Fatih Öztoprak da savunma yaptı.
Öztoprak, darbe girişimi akşamı personel toplama planı emri verildiğini ve 22.30'da seyre çıktıklarını belirterek, internetteki haberleri gördüğünde terör saldırısı ihtimalini düşündüğünü kaydetti.
Seyir boyunca kanunsuz emir almadığını ve uygulamadığını savunan Öztoprak, darbe girişimi olduğunu yaklaşık 23.30 civarında anladığını beyan etmesi üzerine savcının, 'Anlamana rağmen 02.30'da kamarana gidip uyudun, bu kadar önemli bir olayda neden kamaraya geçme gereği hissettiniz'' sorusuna, 'Çok az uyudum. Herhangi bir kastım yok.' yanıtını verdi.
Savcının 'Personeli toplayıp, bu bir darbe girişimidir, biz karşıyız gibi bir konuşma yaptınız mı' Neden söyleme gereği hissetmediniz?' sorusuna Öztoprak, 'Amir pozisyonundakilere söyledim. Tavrımı belirterek gereğini yaptığımı düşündüm.' dedi.
06.06.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Tanık Ege Ordu Komutanlığında kurmay albay olarak görev yapan Ş.M. darbe girişiminin yaşandığı gün 15.00'de mesaiden ayrıldığını, akşam saatlerinde televizyonda gördüğü haberler nedeniyle bir anormallik olduğunu düşündüğü için birliğe gittiğini belirtti.
Karargaha girdiğinde Maltepe Askeri Lisesinden 8-10 subayın komutanlığa geldiğini duyduğunu ifade eden tanık, komutanlıkta birliklerin durumunu öğrenmeye çalıştığını ve tutuklu sanık eski Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen'in saat 03.00-03.15 civarında karargaha geldiğini söyledi.
'Hakbilen, 'Hepinizi mahvedeceğiz' diyordu'
Tanık Ş.M. Hakbilen'in Kara Kuvvetleri Komutanlığından karargaha gelen sıkıyönetim direktifinin dikkate alınması yönünde gelen mesajı alarak Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep'in yanına gittiğini, Orgeneral Recep'in Ordu Harekat Merkezi'ne sinirli bir şekilde gelerek 'Bu mesaj neyin nesi? Bu (Memduh Hakbilen) ne biçim konuşuyor? Kendisini görevden aldım, birliklerle irtibatını kesiniz.' dediğini ifade etti.
Tanık Ş.M. 11. ve 19. Motorize Piyade Tugayı'ndan tankların İzmir'e intikal ettirilmesi yönünde emir verildiğini duyduklarını, Orgeneral Recep'in istihbarat başkanı M.A.T.'ye 'Memduh Hakbilen'e sor, o mu vermiş emri?' demesi üzerine Hakbilen'in 'Evet ben verdim, sabahleyin tanklar burada, hepinizi mahvedeceğiz.' dediğini aktardı.
Bu ifadeleri tutanak altına aldıklarını söyleyen tanık Ş.M. Orgeneral Recep'in o akşam İzmir Cumhuriyet Başsavcılığıyla irtibat halinde olduğunu ve Kurmay Başkanı Memduh Hakbilen'in tutuklanmasını talep ettiğini dile getirdi.
Tanık Ege Ordu Komutanlığında yüzbaşı olarak görev yapan H.Y. karargahtaki karışıklıkları duyması üzerine karargaha geçtiğini, muhabere merkezindeki personelin panik halde ve stresli olduğunu gördüğünü anlattı.
Karargahta santralin kesik olduğunu ve Orgeneral Recep'in saat 03.00'te 'Kalkışanlar hakkında en ağır cezai işlem uygulanacaktır.' dediğini belirten tanık H.Y. tutuklu sanık Yücel Atılgan'la santrali kimi kapattığı üzerine konuştuklarını ifade etti.
Tanık H.Y. Atılgan'ın daha sonra kendisine 'Santral kapatma emrini Eser yüzbaşı (tutuklu sanık Eser Bingül) verdi.' dediğini bildirdi.
'10 dakika içerisinde benden haber alınmazsa tanklar burada olacak'
Tanık emekli albay H.A. ise tutuklu sanık Hakan Eser'in kendisini çağırarak Orgeneral Recep'in Edremit'e gideceğini söylediğini, tanık A.D'nin ise kendisine böyle bir programın olmadığını söylediğini belirtti.
Tanık H.A. darbe girişimi tarihinde Ege Ordu Komutanlığı genel sekreterinin yerine vekalet ettiğini, saat 23.00'te aranmasıyla karargaha gittiğini anlatarak şöyle konuştu:
'Saat 04.00'te işlem koordinasyon odasında otururken komuta kısmından sesler geldi. Hakbilen 'Hayır, hayır, sizin dediğiniz gibi olmayacak. 5 dakikaya bu odadan çıkmazsam canınızla ödersiniz. 10 dakika içerisinde benden haber alınmazsa tanklar burada olacak.' dedi. Hepimiz duyduk bunu. Memduh Hakbilen tecrit altına alındı.'
Tutuklu sanık Hakan Eser ise orgeneral Recep'in normalde Edremit'e gideceğini, Kara Kuvvetleri Komutanının İzmir'e gelme planı olduğu için programın değiştiğini ve Orgeneral Recep'in kesin bir dille 'Gitmiyorum' demediğini ifade etti.
'Hayır, sizin dediğiniz gibi olmayacak'
Tanık A.D. darbe girişimi akşamı olayla ilgili haberleri televizyondan öğrendiğini ve yaptığı telefon görüşmeleri sonucunda ihtiyaç olduğu için karargaha gittiğini ifade etti.
Karargaha 04.10'da vardığını ve beklemeye başladığını dile getiren tanık A.D. şunları söyledi:
'Memduh Hakbilen bir evrak aldı. 'Komutana arza çıkacağım.' dedi. Sonra Hakbilen'in 'Hayır, hayır, sizin dediğiniz gibi olmayacak' diye başlayan ifadelerini duyduk. Yukarıdan 'Kimse yukarı çıkmasın.' şeklinde uyarı geldi. Hakbilen'in '5 dakikaya kadar bu odadan çıkmazsam bedelini canınızla ödersiniz. 10 dakikaya kadar benden haber almazlarsa deniz tugayına haber verdim, 1 saat sonra burada olacak.' dediğini duyduk.'
Tanık A.D. Hakbilen'in izne ayrılmadan önce 'Edremit için planlama olabilir.' dediğini ancak sonra iptal olduğunu söylediğine işaret ederek tutuklu sanık Hakan Eser'in programı Orgeneral Recep'e bildirmeleri yönünde ısrar ettiğini vurguladı.
Tanık A.D. 'Ben Eser'e 'Onaylanmamış bir planı komutanın önüne koyamam.' dedim. Arz etmediğimizi söyleyince hoşnut olmadı. Kurmay başkanı komutana göstermedikçe biz alıp komutanın önüne koyamayız. Onaylanmış emri yazılı metni önüne getiririz.' dedi.
Ege Ordu Komutanlığında albay olarak görev yaptığını belirten tanık K.S. darbe girişimi akşamı çağrılması üzerine karargaha geldiğini ve girişte Maltepe Askeri Lisesinden tanımadığı kişiler gördüğünü söyledi. Tanık K.S. şöyle konuştu:
'Girişte Maltepe Askeri Lisesinden kişiler vardı. Onlara 'Ege Ordu Komutanlığına gidin.' demişler. Çalışma odama geçtim. Toplantı olabileceği söylendi. Orgeneral Abdullah Recep bize 'Devletten taraf mısınız, karşı tarafta mısınız?' dedi. 'Devletten.' dedik. Helikopter sesleri duydum. Orgeneral Recep 'Kim çağırdı helikopteri?' dedi. Helikopterlerin gönderilmesi, mukavemet edilirse tutuklanması emrini verdi. Memduh Hakbilen'in karargaha geldiğini öğrendim. Evrak alarak ordu komutanına arz etmeye gitti. Hakbilen'in 'Böyle olmayacak. Sizin dediğiniz gibi olmayacak. 5 dakikaya buradan çıkmazsam canınızla ödersiniz. Denizli'de tugaylar yolda.' dediğini duyduk.'
Tutuklu sanık Hakbilen'in tanığa 'Neler konuştuk Abdullah Recep'le' demesi ve tanığın ifadeleri tekrar etmesi üzerine Hakbilen, 'Konuşmaları hatırlamıyorum. Böyle bir şeyi söylemem çok zor.' ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanı, tutuklu sanıkların hallerinin devamına karar vererek duruşmayı yarına erteledi.
08.06.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin davanın bugünkü duruşmasında, Ege Ordu Komutanlığındaki tanıklar dinlenildi.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ege Ordu Komutanlığında kıdemli başçavuş olarak görev yapan tanık R.C, darbe girişimi günü nöbetçi olduğunu belirterek, televizyondaki kalkışma haberleri üzerine nöbet tuttuğu birliğin silahlığının emniyetini almaya gittiğini söyledi.
Askerlerden birinin yanına gelerek nöbetçi amirin santrali arattırdığını ve askerlere kamuflaj kıyafeti giydirme emri verdiğini ifade eden R.C, 'Askerlerin üzeri giydirilip bekletilecek.' şeklindeki konuşmaları duyduğunu anlattı.
Tanık R.C, emrin amacını sorduğunda 'Karargahın emniyetini almak için.' şeklinde yanıt verildiğini dile getirerek, Albay Hasan Paçalı'nın ise askerlerin kamuflajları çıkartarak yatmaları emrini verdiğini kaydetti.
R.C, merkez komutanlığından aranarak, 'Biz burada heyet olarak bir emir tebliğ edeceğiz. Tutanak altına alın. Hiçbir kanun dışı olaya bulaşmayacaksınız, kanun dışı emir uygulamayacaksınız.' denildiğini aktardı.
Ege Ordu Komutanlığında araç teknisyeni kıdemli başçavuş olarak görev yapan tanık K.C.E. de darbe girişimi günü olayları televizyondan fark ettiğini ve pistlere araç çekilip helikopter inişini engelleyecek şekilde düzen alınması gerektiği yönünde emir verildiğini kaydetti.
Askeri araçları piste çektiklerini söyleyen tanık K.C.E, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep'in korumalarının gelerek, 'Helikopter inişi olursa araçları hareket ettirerek bunları durdurmaya çalışın.' dediğini belirtti.
Binbaşı, albay üniforması giymiş
Ege Ordu Komutanlığında albay olarak görev yapan tanık H.D. de darbe girişimi akşamı olayları televizyondan takip ettiğini, 16 Temmuz sabahı 07.30'da 'Derhal birliğe katılın.' mesajı aldığını anlattı.
Mesaiye gittiğinde tutuklu sanıklardan, eski Binbaşı Recep Kılıç'ın, tankçı 'spoleti' olan albay üniformasıyla dolaştığını dile getiren H.D, geçmişte aynı odada çalıştıkları için Kılıç'ın kendi üniformasını giymiş olabileceğini düşündüğünü söyledi.
Tanık H.D, odasına gidip elbiselerini kontrol ettiğinde tankçı 'spoletli' 4-5 takımı olduğu için Kılıç'ın hangisini aldığını bilemediğini ancak 2 çift olan botlarından bir çiftinin eksik olduğunu dile getirdi.
Tutuklu sanık Memduh Hakbilen ve Recep Kılıç'ın avukatının 'çay dökülmesi veya benzeri durumda askerlerin birbirlerinin üniformalarını giyip giyemeyeceği' yönündeki sorusu üzerine H.D, 'Kimse kimsenin elbisesini kullanamaz. Çok zayıf ihtimal. Asker, başkasının kıyafetini kullanamaz.' yanıtını verdi.
Ege Ordu Komutanlığında görevli olmadığı halde darbe girişimi akşamı karargahta bulunan tutuklu sanık Recep Kılıç, söz alarak, 'Terör eylemi olduğunu düşündüğüm için zaman kaybetmeyeyim, sivil dolaşmayayım diye giydim. Elbiseyi giydikten sonra yan odadan rütbe işareti aradım ama bulamadım. Botla ilgili herhangi bir şey bilmiyorum. Kıyafeti ve botu aldığım şekilde bıraktım. Farklı niyetim olsa fırlatır giderdim.' diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı Pazartesi'ye erteledi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'İzmir Darbe Yapılanması 270 sanık' davası
(10 Haziran 2017, 17:49)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: