Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde ve sırasında Tuzla Piyade Okulundaki faaliyetler ve eylemlere ilişkin 35'i tutuklu rütbeli 40 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, mahkemeye sunuldu.
03.06.2017 17:11 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde ve sırasında Tuzla Piyade Okulundaki faaliyetler ve eylemlere ilişkin 35'i tutuklu rütbeli 40 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, mahkemeye sunuldu.
30 Mayıs'taki gelişmeye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başer ve Hikmet Pak tarafından yürütülen soruşturma sonucunda 382 sayfalık iddianame hazırlandı.
İddianamede, binbaşılar Murat Çoban ve Zafer Bayraktar, yüzbaşılar İbrahim Karakuş ve Mustafa Akduman, üsteğmenler Ömer Faruk Akar, Ömer Faruk Karaboğa, Veysi Erik, Mustafa Karahan, Servet Kartal ve Kadir Erol, teğmenler Ömer Faruk Aydemir, Tayfun Ortanca, Hakan Demirel, Emre Poyraz, Rıdvan Eray Başbuğa, Kamil Beşkavak, İdris Kara Duran, Hüseyin Gümüş, Sefa Yıldırım, Uğur Çakmak, Efraim Yılmaz, Yunus Emre Ediz, Yunus Enver Sarıaslan, Hüseyin Filibe, Ahmet Ağaç, Beşir Bağış, Muhammet Mustafa İbişoğlu, Hüseyin Vurucu, Emre Bedel, Sami Okutan, Soner Öz Türk, Bekir Demircan, Remzi Cihat Çam, Halil Yavuzhan Mekeci, Şuayb Furkan Dursun, İbrahim Günaydın, İsmail Meydan, Emrah Özdemir ile Astsubay Okcan Dursun ve Uzman Çavuş Ercan Duman 'şüpheli' sıfatıyla yer aldı.
İddianamede, soruşturma kapsamında Binbaşı Murat Çoban'ın firari olarak arandığını ve hakkında yakalama kararı bulunduğu, 35 subayın tutuklandığı belirtildi.
Darbe kalkışmasının gerçekleştiği 15 Temmuz'da Piyade Okul Komutanlığındaki bazı şüpheli askeri personelin silah, teçhizat ve mühimmatla sivil araçlarla kışla dışına çıktıkları ve bir süre sonra döndükleri anlatılan iddianamede, bazı askeri personelin görevli olmadıkları halde okula gelerek faaliyetlere katıldıkları, başka birliklerden bazı askeri personelin Piyade Okul Komutanlığına gelerek buradaki faaliyetlere iştirak ettikleri anlatıldı.
İddianamede şüpheliler hakkında 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.
İddianamede, şüpheli Astsubay Okcan Dursun ve Uzman Çavuş Ercan Duman'ın 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçundan 15'er yıla, diğer şüphelilerin ise 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Başsavcıvekili İsmail Uçar tarafından onaylanan iddianame, yeni açılan ve terör ve örgütlü suçlara bakmakla görevlendirilen İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
İSTANBUL'DAN 29. DAVA
Bu arada bu iddianame, İstanbul'daki darbe girişimine ilişkin hazırlanan 29. iddianame oldu.
Orgeneral Dündar'ın Yerini Tespit Etmeye Çalışmışlar
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde ve sırasında Tuzla Piyade Okulundaki faaliyetler ve eylemlere ilişkin 35'i tutuklu rütbeli 40 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Ümit Dündar'ın emir subayı olan firari şüpheli Piyade Binbaşı Murat Çoban'ın darbe girişimi esnasında Tuzla Piyade Okulunda bulunduğu eylemlere ve Orgeneral Dündar'ın yerini tespit etmeye çalışmasına yer verildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başer ve Hikmet Pak tarafından yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan 382 sayfalık iddianamede, sivil araçlarla okul dışına çıkan şüphelilerin eylemlerine yer verildi.
İddianamede, Üsteğmen Efraim Yılmaz'ın emir komutasında 2 sivil aracın okuldan çıkış yaptığı ve bu araçlarda 6 tam teçhizatlı personelin olduğu, Üsteğmen Servet Kartal'ın emir komutasında 2 sivil aracın okuldan çıkış yaptığı ve bu araçlarda 8 tam teçhizatlı personelin olduğu, Yüzbaşı İbrahim Karakuş'un emir komutasında 5 sivil aracın okuldan çıkış yaptığı ve bu araçlarda 18 tam teçhizatlı askeri personelin bulunduğunun tespit edildiği belirtildi.
Şüpheli Karakuş'un emir ve komutası altında görev yapan 18 personelin 23.19 sıralarında arka arkaya konvoy şeklinde Tuzla Piyade Okulundan çıkış yaptıkları, şüpheli yüzbaşı Karakuş'un içinde bulunduğu aracın öncü ekip olarak hareket ettiği kaydedilen iddianamede, araçların konvoy halinde okuldan çıktıktan sonra Kamplar ve Askeri Lojmanlar bölgesinde devriye attıktan sonra İçmeler köprüsünden E-5 Karayoluna çıktıkları, şüphelilerin seyir halinde yol üzerinde darbe girişimine katılan tankları ve diğer zırhlı araçları gördükleri, gerek televizyonlarda ve gerekse de sosyal medyada darbe girişimine ilişkin haberlerin yapılmakta olduğu, darbe girişiminin başarısız olduğunu anladıklarında çekildikleri anlatıldı.
Firari emir subayı Çoban'ın eylemleri
15 Temmuz darbe girişimi sırasında 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Ümit Dündar'ın emir subayı olan şüpheli Piyade Binbaşı Murat Çoban'ın, darbe kalkışmasının gerçekleştiği gün 18.00 sıralarında Ordu Komutanı ile birlikte karargahtan ayrıldığı, saat 19.48 sıralarında karargaha günlük üniforması ile dönüş yaptığı belirtilen iddianamede, komuta katına çıkmasına müteakip Emir Subayı Yardımcısı Astsubay Hilmi Demirci'yi sorduğu, yaklaşık 1 saate yakın karargahta kaldıktan sonra saat 20.44 sıralarında günlük üniforması ile kışladan ayrıldığı, saat 21.45'te şüpheli Binbaşı Murat Çoban'ın Tuzla Piyade Okuluna gittiği anlatıldı.
İddianamede Şüpheli Çoban'ın Okul Komutan Vekili Albay Rıfkı Keser'in makam aracıyla karargaha birlikte geldikleri ve makam odasına birlikte girerek bir süre görüştükleri, saat 01.42 sıralarında 1. Ordu Lojistik Başkanı Kurmay Albay Nihat Aksüt'ün şüpheli ile telefonla görüştüğü, kendisine Ordu Komutanı ile görüşmek istediğini söylediği, şüphelinin Ordu Komutanı ile birlikte olmadığını bildirdiği kaydedildi.
Tuzla Piyade Okulunda görevli olup soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla ifadesi alman Yüzbaşı Ömür Köseoğlu'nun olay gecesi Tuzla Piyade Okulu Komutanı Rıfkı Keser'in makamında şüpheli Murat Çoban'ı gördüğünü, okula neden geldiğini sorduğunu, şüphelinin 1. Ordu Komutanı ile birlikte koruma subayı ve koruma polislerinden haber alamadığını söylediğini, bu sırada da tedirgin bir şekilde cep telefonu ile konuşarak bulunduğu yerden ayrıldığını ve bir daha kendisini göremediğini söylemesine iddianamede yer verildi.
İddianamede, şüpheli Çoban'ın darbe kalkışmasından sonra firar ettiği ve halen aranmakta olduğu, 667 KHK ile TSK' dan ihraç edildiği, darbe kalkışması kapsamında 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ın darbeci askerler tarafından olayın yaşandığı gece ve devamında enterne edilmek için arandığı, yerinin tespit edilmeye çalışıldığı aktarılan iddianamede, emir subayı olan şüphelinin komutanının yerini tespit etmeye çalıştığı, Çoban'ın darbe kalkışmasına fiilen iştirak ettiği belirtildi.
'Sıkıyönetim ilanını nöbetçi astsubayım getirdi'
Tuzla Piyade Okulu Komutan Vekili Kurmay Albay Rıfkı Keser, 15 Temmuz akşamı talimatları okul komutanı Tuğgeneral İrfan Can'dan aldığını belirterek, savcılık sorgusunda şu beyanlarda bulundu:
'Tuğgeneral İrfan Can, havalimanına gitmek üzereyken yolda beni aradı. İstanbul'da sıkıntılı bir durumun olduğunu ve benim hemen okula dönmem gerektiğini söyledi. Tuğgeneral İrfan Can ile birkaç kez telefonda konuştuk. Bana, cephanelik, nizamiye, lojmanlar ve kamp bölgesine dikkat etmem gerektiğini söyledi. Ayrıca Tuğgeneral İrfan Can, bana 'okuldan dışarıya kesinlikle askeri araç trafiği olmayacak' diye emretti. Ben de okul nöbetçi amir yardımcısını cephanelik bölgesine gönderdim. Yaptığım değerlendirmede lojman bölgesinin emniyetinin zayıf olduğunu fark ettim. Askeri araçlar okul dışına çıkmayacak denildiği için 15 teğmen ile başlarında bir rütbeliyi sivil araçlarla önce lojman bölgesine, daha sonra spor kamp bölgesine gönderdim. İki bölgenin de emniyetini sağlanması emrini verdim.'
Teğmenlere takviye emrini verdiğini detaylıca anlatan Kurmay Albay Keser, sözde 'sıkıyönetim' ilan eden Yurtta Sulh Konseyi'nce çekilen mesajı ise muhabere merkezi nöbetçi astsubayının kendisine gösterdiğini iddia etti.
Muhabere subayına mesajın ekini getirmesini emrettiğini söyleyen Keser'in ifadesi iddianamede şöyle yer aldı:
'Teğmenlere takviye emri verdikten sonra sözde sıkıyönetim ilan edilen 'Yurtta Sulh Konseyi' tarafından çekilen mesajı Tuğgeneral İrfan Can'a telefonla okudum ve kendisinden asla gereğini yapmayın emrini aldıktan sonra hiçbir işlem yapmadık. Bilhare 1. Ordu Karargahından gelen mesaja da bir işlem yapmadık. Bir taraftan üç albay olanları anlamaya çalışırken aynı zamanda 25-30 teğmenin de kışlanın emniyeti için hazır kıta olarak beklemesi emrettim.'
'Mehmet Cengiz İsimli Şahsı Alacaksınız'
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Tuzla Piyade Okulundaki darbe kalkışması öncesi faaliyetler ile darbe girişimi sırasındaki eylemlere ilişkin 35'i tutuklu olmak üzere tamamı rütbeli 40 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, eski Tuzla Piyade Okulu Komutan Vekili firari Albay Rıfkı Keser'in darbe kalkışması öncesinde İstanbul'da yapılan toplantı ve hazırlıklara bizzat iştirak ettiği belirtilerek, bu toplantılarda E-5 ve bağlantı yollarının kontrolü ile bazı sivillerin enterne edilmesi görevlerinin, Tuzla Piyade Okul Komutanlığına verildiği anlatıldı.
Tuzla Piyade Okulunda 1. Subay Temel Kurs Bölük Komutanı olarak yüzbaşı rütbesinde görev yapan şüpheli İbrahim Karakuş'un 2 Mart 2016'da Levent'teki Harp Akademileri Komutanlığında yapılan Komutanlık Karargah Kursu'na (Komkarsu) başladığı ve söz konusu kursun 29 Temmuz 2016'ya kadar sürmesinin planlandığı belirtilen iddianamede, şüphelinin darbe kalkışmasının gerçekleştiği 15 Temmuz'da Tuzla Piyade Okuluna görevli olmadığı halde kışlaya geldiği belirtildi.
'Mehmet Cengiz isimli şahsı alacaksınız'
İddianamede, alay binası önünde Albay Rıfkı Keser'in İbrahim Karakuş'a, 'Çok acil bir durum var, Genelkurmay'dan emir geldi, TSK ve emniyet olarak müşterek bir faaliyet yapılacak, kontrol Genelkurmay'da, söylediklerimi dikkatlice dinle. Ramizpaşa veya Remzipaşa Caddesi Millet Parkı yanı No: 1 sayılı yere gideceksiniz, Mehmet Cengiz isimli şahsı alacaksınız, aynı bölgede oturan Servet Yardımcı isimli şahsı da alacaksınız ve Maltepe Askeri Cezaevine teslim edeceksiniz.' şeklinde emir verdiği kaydedildi.
Bölük Komutanı şüpheli Yüzbaşı İbrahim Karakuş'a beş sivil araçtaki personele Tuzla Piyade Okulu Lojmanlar Bölgesi ve E-5 karayolunda devriye atmalarına müteakiben adresleri önceden belirlenen iş adamları Mehmet Cengiz ve Servet Yardımcı'nın gözaltına alınmaları görevi verildiği vurgulanan iddianamede, gruplandırılan araçların nizamiyedeki kamera saatine göre saat 23.30 sıralarında kışladan peyderpey çıktıklarına yer verildi.
Şüpheliler İbrahim Karakuş, Sami Okutan, Servet Kartal, Efraim Yılmaz ve Zafer Bayraktar'a okul içi hazırlıkların koordinasyonu görevi verildiği, 15 Temmuz 2016'da mesai saatleri içerisinde gece kullanılacak silahları ve mühimmatı bir depoya toplattığı vurgulanan iddianamede, Keser'in enterne edilecek kişilerin ellerini ve ayaklarını bağlamak için 50 plastik kelepçe ve 15 koli bandı aldırdığı kaydedildi.
İddianamede, olay tarihinde nöbetçi amir olan şüpheli Zafer Bayraktar'ın şoförlüğünü yapan Piyade Er İsmail Kavakkıran'ın akşam saatlerinde alay binası dışında bekleyen bir teğmene ne olduğunu sorduğunda 'Yarın öğrenirsin.' diye cevap aldığına dikkati çekilerek, görevlendirilen kursiyer teğmenlerin darbe girişimini bilerek görev aldıkları anlatıldı.
'Başarısız olunca kamuflajları çıkarmışlar'
Tuzla Piyade Okulundan çıkış yapan 9 sivil aracın başlarında şüpheliler Servet Kartal, Efraim Yılmaz ve İbrahim Karakuş'un bulunduğu, araçla çıkış yapan askeri personelin savunmalarında benzer şekilde lojmanları ve kamp bölgesini korumaya gittiklerini söylediklerine vurgu yapılan iddianamede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
'Askeri lojmanların ve kamp bölgesinin Tuzla ilçesi merkezinde bulunmasına rağmen askeri personelin sivil araçlarla E-5 otoyoluna çıktıkları ve şüpheli İbrahim Karakuş'un sevk ve idaresindeki 5 araçlık konvoyun Kadıköy sahile, şüpheli Efraim Yılmaz'ın sevk ve idaresindeki 2 araçlık konvoyun Kartal Köprüsü'ne ve şüpheli Servet Kartal'ın sevk ve idaresindeki 2 araçlık konvoyun ise Üsküdar Ünalan sapağına kadar ilerledikleri, ancak E-5 karayolu ve bağlantı yollarındaki trafiğin artması, güvenlik güçleri ile vatandaşların müdahale etmeleri, darbe girişiminin başarısızlığa uğradığının anlaşılması üzerine, üzerilerindeki kamuflajları çıkartarak sakladıkları, silahlarını araçta ayaklarının altlarına koydukları ve geri dönüş yaparak saat 02.00-03.00 sıralarında Tuzla Piyade Okuluna, ikametlerine geri dönüş yaptıkları anlaşılmıştır.'
'Enterne edilecekler için gündüz plastik kelepçe siparişi verildi'
Tanık beyanlarına da yer verilen iddianamede, firari şüpheli Keser'in habercisi tanık Mahmut Sami İnanlı, 15 Temmuz'da saat 10.00 sıralarında Kurmay Albay Rıfkı Keser'in, Astsubay Hüseyin Kaya'dan plastik kelepçe ve koli bandı almasını istediğini belirterek, şunları söyledi:
'Hüseyin Astsubay Rıfkı Albay'a plastik kelepçelerin standart boyutta 30 santimetre olduğunu ve alayda bu kelepçelerden bulunmadığını söyledi. Rıfkı Albay onların daha uzunlarının olduğunu ve dışarıdan satın alarak onlardan tedarik etmesini söyledi, Hüseyin Astsubay saat 12.00 sıralarında aldığı malzemeleri bana getirdi, bir poşetin içerisinde 15-20 koli bandı ve yaklaşık 50 civarında plastik kelepçe vardı.'
Bu malzemeleri Keser'in emri üzerine makam odasının arkasındaki dinlenme odasına bıraktıklarını anlatan İnanlı, şunları kaydetti.
'Saat 16.00 sıralarında alayda bir hareketlilik başladı, teğmenler ve üsteğmenleri sürekli odasına görüşmeye alıyordu. Bu görüşmeler saat 20.30'a kadar sürdü, bu süre zarfında yaklaşık 15-20 teğmen, üsteğmen yanına geldi. Biz ne konuştuklarını duymadık. Odasından çıkanların yüzlerinde bir karamsarlık vardı. Saat 21.00 sıralarında evine gideceğini söyleyerek çantasını alıp çıktı. Saat 21.45 sıralarında beni aradı ve odasını açmamı istedi, şoförle birlikte gelip odayı açtık. Bir süre sonra dışarı çıktığımızda alay binasının önünde 15-20 kadar kursiyer teğmenin silahlı ve teçhizatlı olarak beklediğini gördük. Haberci odasında otururken Rıfkı Albay elinde Hüseyin Astsubay'ın getirdiği malzemeler (plastik kelepçe) ile birlikte dışarı çıktı, 15-20 dakika sonra geldiğinde elinde poşet yoktu.'
Tanık İnanlı, Rıfkı Keser'in darbe girişimi gecesi 1. Ordu Komutanlığı ile sürekli telefonla irtibat halinde olduğunu ifade ederek, Keser'in pazartesi günü saat 23.00 sıralarında eşi ve çocuklarını alarak alaydan çıktığını ve bir daha gelmediğini aktardı.
İddianamede, diğer tanık beyanları ve şüphelilerin bazı eylemlerine de yer verildi.
(03 Haziran 2017, 17:11)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: