Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığından 26 şüphelinin yargılanmasına başlandı.
29.04.2017 13:26 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığından 26 şüphelinin yargılanmasına başlandı.
26.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar ve avukatları katıldı.
Kimlik tespitinin ardından Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi Oğuz Dik, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede yer alan 22 şüpheli ile başka bir dosyada yer alan 4 şüpheli hakkındaki davaların birleştirme talebinin kabulüyle dosya kapsamındaki sanık sayısının 26'ya yükseldiğini açıkladı.
Kararın açıklanmasının ardından duruşma, sanık savunmalarının alınmasıyla devam etti.
27.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar ve avukatları ile sanık yakınları katıldı.
Sanıklardan Burak Can Keskin, 7 aylık kursiyer olduğunu ve yaklaşık 9 aydır tutuklu olduğunu belirterek, 'Severek ve isteyerek girdiğim TSK'da görevime başlamadan bu işle karşı karşıya geldim. Ne benim ne de ailemin FETÖ ile en ufak bir bağlantısı yoktur.' dedi.
Darbe girişimi gecesi kurstan bir arkadaşının kendisini aradığını ve içtima alınacağı için komutanlığa gitmesi gerektiğini söylediğini öne süren Keskin, beraatını talep etti.
Sanık Emrullah Kaçmaz da hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, terör saldırısı olacağı gerekçesiyle kışlaya çağrıldıkları için hiçbir şüpheye kapılmadığını söyledi.
Kaçmaz, 'Sivil araçlarla kışladan ayrıldığımız sırada yoldan geçen vatandaşların desteklerini gördük. Yolda radyoyu açtığımızda Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını dinledik. Oyunun içinde olduğumuzu anladık ve dönüş yaptık. Son sözüm, ben ve arkadaşlarım kesinlikle vatan haini değiliz. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum.' ifadelerini kullandı.
Sanıklardan Hami Keskin de 15 Temmuz gecesi yorgun olduğu için misafirhanede uyuduğu sırada, bölük astsubayının yatakhaneye gelerek orada bulunanlara kamuflajlarını giymeleri talimatını verdiğini öne sürdü.
Darbe girişimi sırasında tuhaf olaylar olduğunun farkına vardığını ileri süren Keskin, 'Tuhaflık vardı, kışladan çıkarken sivil araçla çıkmamızı söylediler. Ben de komutana neden askeri araçla değil de sivil araçlarla gittiğimizi sorduğumda bana, 'Emri sorgulama, sana ne deniliyorsa onu yap.' dedi. Hayatımın hiçbir döneminde FETÖ'nün okulu, dershanesi, bankası, gazetesi, dergisiyle ne benim ne de ailemin bir bağlantısı olmamıştır. Suçsuzum, tahliyemi ve beraatımı istiyorum.' diye konuştu.
Sanık Mehmet Aytaç da savunmasında, 'Tutukluluk sürecimde hayatımdaki en büyük acıyı yaşadım. Babam, GATA'da kanser tedavisi görürken, tutukluluğumun ikinci ayında hayatını kaybetti. Ben kimsenin yönlendirmesiyle asker olmadım. Asker olurken söylediğim yeminime hep sadık kaldım. Hele FETÖ gibi hain bir örgütün talimatını alacak kadar basit değilim. Beraatımı talep ediyorum.' dedi.
Sanıklardan Harun Durmuş ise darbe girişimi gecesi tabur komutanının kendisini arayarak, özel aracıyla içtima için kışlaya çağırdığını öne sürdü.
Darbe girişimini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarıyla öğrendiğini belirten Durmuş, 'Kışladan çıkarken komutanımıza askeri araçla daha hızlı gideceğimizi, neden sivil araçla gittiğimizi sorduğumda bana, 'Kesin sesinizi, terör saldırısından bahsediyorum, siz emri sorguluyorsunuz. Şu andan itibaren emri sorgulayan vatan hainliğiyle yargılanır' dedi. Benim darbe girişimiyle hiçbir alakam yok, tahliyemi ve beraatımı istiyorum.' ifadelerini kullandı.
Savunmasını yapan diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye ve beraat talebinde bulundular.
Duruşmaya yarın tanık ifadelerinin alınmasıyla devam edilecek.
28.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar ve avukatları ile sanık yakınları katıldı.
Duruşmada, aralarında MEBS Okul eski Komutanı Önder Açıkalın'ın da bulunduğu tanıklar dinlendi.
Tanık beyanlarının ardından mütalaada bulanan Cumhuriyet Savcısı Aytekin Cenikli, tanık beyanları, ByLock kayıtları ve atılı suçun niteliği göz önünde bulundurularak sanıkların tutukluluk hallerinin devamın karar verilmesini talep etti.
Mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 19-20 Temmuz tarihine erteledi.
İddianame
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Velihattin Eldemir tarafından hazırlanan iddianamede, Kara Kuvvetleri Komutanlığı MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı eski personeli sanıklar hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, sanıklardan Okan Bakaç'ın, darbe teşebbüsünden birkaç gün önce, 186 astsubay kursiyerin, haberleşmek için kurdukları 'Emir Komuta Zinciri' adlı WhatsApp grubundan ' Ankara genelinde kim kiminle kalıyor, özel aracı olanlar bilgilerini göndersin, bu bilgiler tabur komutanı olan Kurmay Yarbay Metin Bilgici tarafından isteniyor.' mesajı gönderdiği bildirildi.
Sanıklar, 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek', 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek', ' Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek' ve 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ile suçlanıyor.
Polisler Eyüp Sami Duran, Hacı Ülger, İhsan Taha Demirci, Serdal Bilgin, Talip Çolak, Tuncay Avcı ve Seyit Ahmet Duman'ın sanık olduğu davada, Emniyet Genel Müdürlüğü ile 65. Hükümet 'mağdur' olarak bulunuyor.
İddianamede, olay tarihinde Haymana İlçe Emniyet Müdürü olan Bilgin ile diğer sanıkların, darbeye direnmek isteyen polisleri engelledikleri kaydedildi.
Silah dolabının kilitlenerek polislere uzun namlulu silah ve çelik yelek dağıtılmasının engellendiği anlatılan iddianamede, dağıtılan uzun namlulu silahların toplatıldığı, bu şekilde darbecilerin yapabileceği saldırılara karşı direnişin engellenmeye çalışıldığı aktarıldı.
'Çay demleyin, çay için'
İddianamede, 'tanık' sıfatıyla ifadesi nakledilen polis memuru Murat Karakaya, darbe girişimi sırasında Ankara İl Emniyet Müdürü'nün telsizden, 'uzun namlulu silahlarla darbecilere misliyle karşılık verilmesi' talimatı verdiğini, silahları almaya gittiklerinde dolabın kilitli olduğunu gördüklerini söyledi.
Buna itiraz etmeleri üzerine sanıklardan Bilgin'in, toplantı düzenlediğini ve 'Arkadaşlar kimse ferdi hareket etmeyecek. Hepimizin çoluğu çocuğu var. Çayınızı için, sabahleyin sağ salim evimize gidelim.' dediğini ve 'neredeyse kendilerine 'teslim olun' çağrısında bulunduğunu' ifade eden Karakaya, Bilgin'e, Özel Harekat'ta 17 arkadaşlarının şehit olduğunu, bu saatten sonra çoluk çocuğu düşünemeyeceklerini söylediğini, onunsa 'Ferdi hareket yok. Çay demleyin, çay için.' dediğini, halkı darbecilere karşı sokağa davet etmeleri için telsizden ikinci anons geçildiğini, bunun da sanık eski Komiser Avcı tarafından engellendiğini anlattı.
Tanık Ahmet Bağcı da sanıklardan eski Başkomiser Duran'ın olay gecesi gülerek, 'Darbe olmuş, keşke dolar alsaydık.' dediğini, uzun namlulu silahların bulunduğu dolabın kilitli olduğunu kaydetti.
Tanık polis memuru Dinçer Açıkbaş da olay gecesi sanıklardan Duran'ın, silah dolabını kilitlettiğini ve anahtarları kendisinden aldığını bildirdi.
Diğer darbe girişimi davası
Kara Kuvvetleri Komutanlığı MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı personeli hakkındaki darbe girişimi davasında da Okan Bakaç, Onurhan Bıyık, Günburak Yalçınsoy, Hami Keskin, Emre Kıymacı, Ekrem Turgut, Harun Durmuş, Eyyüp Argun, Emrullah Kaçmaz, Burak Can Keskin, Burhanettin Kaya, Harun Arslan, Mehmet Rıdvan Bulut, Sinan Esendere, Davut Güllüçayır, Adem Can, Birkan Kılıççeken, Mustafa Admiş, Mehmet Emin Yılmaz, Mehmet Koca, Cem Yalçınkaya ve Nazmi Tanrıkulu yargılanacak.
İddianamede sanıklardan Bakaç'ın, darbe teşebbüsünden birkaç gün önce, 186 astsubay kursiyerin, haberleşmek için kurdukları 'Emir Komuta Zinciri' adlı WhatsApp grubundan ' Ankara genelinde kim kiminle kalıyor, özel aracı olanlar bilgilerini göndersin, bu bilgiler tabur komutanı olan Kurmay Yarbay Metin Bilgici tarafından isteniyor.' mesajı gönderdiği bildirildi.
Darbe girişimi günü, sanıklardan Bilgici'nin saat 21.30 sıralarında makamına geçtiği, ilerleyen saatlerde bazı subaylar ile kursiyerlerin onun yanında görüldüğü kaydedilen iddianamede, Bilgici'nin 3 sayfalık isim listesi vererek bazı sanıklardan, işaretlenenleri telefonla çağırmalarını istediği belirtildi.
Sanıkların, bazı asker ve kursiyerlerle ilerleyen saatlerde nizamiyeden çıktıkları, kimilerinin direnen vatandaşların dikkatini çekmemek için sivil araçlarla Akıncı Üssü'ne gittikleri anlatılan iddianamede, üst rütbeli komutanların Bilgici ve Güllüçayır'a telefonla ulaşmaya çalıştığı, Bilgici'nin aramalara kayıtsız kaldığı, Güllüçayır'ın ise yaptıklarının kanunsuz olduğu ve hemen geri dönmelerinin söylenmesi üzerine Bakaç ve 18 astsubay kursiyerle gece kışlaya döndüğü ifade edildi.
İddianamede, Akıncı Üssü'ne giden kursiyerlerden 17'sinin 16 Temmuz sabahı, 16'sının ise öğleden sonra kışlaya geldiği aktarılarak, olaylara karıştıkları belirlenen personelin, darbe gecesinden itibaren Merkez Komutanlığına teslim edildiği, Akıncı Üssü'ne giden kursiyer teğmenler hakkındaki soruşturmanın ayrıldığı belirtildi.
Sanıklardan Tanrıkulu'nun, olay gecesi, bütün bölüğe, darbe girişimi olduğunu, verilen emir 'halka ateş açmak' dahi olsa uyulması gerektiğini, uymayanların istiklal mahkemelerinde idam cezasına çarptırılacaklarını söylediği vurgulanan iddianamede, sanık Bilgici'nin de 15 Temmuz'da silahlığa gelerek silah ve mühimmat hakkında bilgi aldığına işaret edildi.
Tümgeneral Altunsoy'un beyanı
İddianamede ifadesi aktarılan Tümgeneral Ersun Altunsoy, astlarının hareketliliği bildirmesi üzerine saat 21.50 sıralarında kışlaya geldiğini, Genelkurmay'dan gönderilen darbe mesajlarının kendisine verildiğini, mesajlara göz attıktan sonra 'Böyle kanunsuz iş olmaz. Kışlada hiç kimse yerinden kıpırdamayacak. Nizamiyelerden giriş çıkış olmayacak.' dediğini anlattı.
Bu emrine karşın Metin Bilgici ile 35 teğmenin özel araçlarıyla Samsun nizamiyeden çıktıklarını, tüm aramalarına rağmen tabur ve bölük komutanı ile teğmenlere telefonları kapalı olduğu için ulaşamadığını bildiren Altunsoy, kışladan çıkan Davut Güllüçayır ile telefonda görüşerek yaptıkları işin kanunsuz olduğunu, kendisi veya hiçbir amiri tarafından böyle bir emir verilmediğini, kendisinin ve astsubayların hayatlarını riske attığını ve zorlu bir ikna sürecinden sonra kışlaya dönmelerini sağladığını belirtti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Mart (2017) 'Ankara MEBS Komutanlığı Darbe Yapılanması 26 sanık' davası
(29 Nisan 2017, 13:26)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: