Çeşitli illerde görülen 25'te fazla sayıdaki az sanıklı Fetö davalarında sanıkların yargılanmasına ilk kez başlandı ya da duruşmalara devam edildi.
23.04.2017 10:19 Çeşitli illerde görülen 25'te fazla sayıdaki az sanıklı Fetö davalarında sanıkların yargılanmasına ilk kez başlandı ya da duruşmalara devam edildi. Bu davalardan biri, Antalya'da FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla 30 yıla kadar hapis cezası istenen Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nihat Kanbur'un yargılandığı dava idi. İşte o ve diğer tüm davalar:
1) ANTALYA: 1 SANIK AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA VE CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU ANABİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ YRD. DOÇ. DR. MEHMET NİHAT KANBUR'UN DAVASI
Antalya'da FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla 30 yıla kadar hapis cezası istenen Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nihat Kanbur'un yargılanmasına devam edildi.
20 Nisan'da Antalya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 5'inci duruşmasında, Yrd. Doç. Dr. Kanbur ile avukatları Ali Çelik, Cengizhan Gököz ve Münip Ermiş hazır bulundu. Aradan geçen sürede mahkeme heyeti ile savcısı da değişen mahkemede görülen davanın duruşmasında, Cumhuriyet Başsavcı vekillerinden Adnan Tabar da görev aldı.
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nihat Kanbur duruşmadaki savunmasında, 14 Nisan 2016 tarihinde evinde ve işyerinde yapılan aramada hiçbir suç unsuruna rastlanmadığını belirtti. Yrd. Doç. Dr. Kanbur, cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla başlatılan soruşturmanın kumpasla davaya dönüştüğünü savundu. Kendisine iftira atıldığını, 2008 yılında evlenip 2010 yılında boşandığı eski eşinin yönlendirilmesiyle aylarca tutuklu kaldığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Kanbur, "FETÖ üyeliği suçlamasını tümüyle reddediyorum. Ben esasen Türk milliyetçisi bir insanım" dedi.
Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında şüpheli olarak ifadesi alınan Mustafa Arıkan'ın, kendisinin FETÖ'cü olduğuna ilişkin beyanlarını da kabul etmeyen Yrd. Doç. Dr. Kanbur, "Bu kişi Konya Cumhuriyet Savcılığı'nda alınan ifadesinde 80'in üzerinde isim vermiştir. Bu kişinin söylediği toplantılara katılmadım. Bu toplantılarla ilgili tarih de belirtilmemiştir" diye konuştu. Eski eşi Müge İ.'nin beyanlarını da kabul etmediğini belirten Yrd. Doç. Dr. Kanbur, Antalya'daki birçok FETÖ dosyasında adı geçen gizli tanık 'Tuna'nın da kendisiyle ilgili beyanlarının doğru olmadığını söyledi.
2000 yılından beri Akdeniz Üniversitesi'nde çalıştığını aktaran Yrd. Doç. Dr. Kanbur, "FETÖ'cü olsam hızla yükselirdim. FETÖ'cü olsaydım, şu ana kadar profesörlüğümü de çoktan almış olurdum. Gizli tanık Tuna, benden öğretim görevlisi olarak söz etmektedir. Ben öğretim üyesiyim. Ayrıca FETÖ'cü olsam kadrolaşırdım. Asistanımı dahi kendim alamadım. Ben FETÖ'cü değil, FETÖ mağduruyum. Nitekim ders verdiğim Türk Ceza Kanunu'nun 104'üncü maddesiyle ilgili sınavda sorduğum sorunun ahlaksız olduğu iddiasıyla FETÖ'nün üniversitede etkin olduğu dönemde soruşturma geçirdim. Yine FETÖ'nün etkin olduğu dönemde 542 ile başlayan telefonum Türkiye'deki diğer 600 kişi ile birlikte dinlenmiştir" diye konuştu.
Ergenekon, Balyoz ve şike davaları gibi bir kumpasın mağduru olduğunu ileri süren Yrd. Doç. Dr. Kanbur, "Bu dava benim akademik hayatımı yok etmek için gerçekleştirilmiş bir operasyondur. Ben geçen yıl 15 Nisan'da doçentlik dosyamı verecektim. O gün tutuklandım" dedi.
Mahkeme, Antalya'daki birçok FETÖ soruşturmasında adı geçen gizli tanık 'Tuna'nın sesinin değiştirilip görüntüsünün mozaiklenerek SEGBİS üzerinden bir sonraki duruşmada dinlenmesi için Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verip duruşmayı erteledi.
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kanbur, derslerde 'Yakında iç savaş çıkacak, silahlanın' diyerek halkı isyana teşvik ettiğinin ileri sürülmesi, boşandığı eşinin de FETÖ'cü olduğunu iddia etmesi üzerine geçen yıl 15 Nisan'da 'terör örgütü üyesi olmak ve propagandasını yapmak' suçlamasıyla tutuklandı. Yrd. Doç. Dr. Kanbur, ardından YÖK tarafından meslekten ihraç edildi.
Hakkında 30 yıla kadar hapis istemiyle Antalya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Yrd. Doç. Dr. Kanbur, yaklaşık 8 ay tutuklu kaldıktan sonra geçen 10 Kasım'da 50 bin lira kefalet ve adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
2) BARTIN: 5 SANIK ESKİ HAKİM VE ÖĞRETMENLERİN DAVASI
Bartın'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) üyelik iddiasıyla aralarında eski hakim ve öğretmenlerin bulunduğu tutuklu 5 sanığın yargılanmasına başlandı.
19 Nisan'da Bartın Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya sanık eski hakim Turgay Bostancı, avukatı ve yakınları katıldı.
Bostancı, savunmasında, örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullanmadığını ileri sürdü.
Üniversite yıllarında örgütün evlerinde kaldığını söyleyen Bostancı, "Okul yıllarında bu yapının evlerinde kaldım. Okulumu tamamladıktan sonra Bartın Adliyesi'nde stajyer hakim olarak göreve başladım. Benim bu yapıyla hiçbir alakam yoktur. Silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasını kabul etmiyorum." diye konuştu.
Öte yandan, daha önce görevlerinden ihraç edilen eski öğretmenler Muhammet Öztürk, Mevlüt Esenyurt, Abdurrahman Öztürk ve Muhammet Bayraktar da hakim karşısına çıktı.
Sanıklar savunmalarında, örgüt için ev sohbetleri yapmadıklarını ve silahlı terör örgütüne üye olmadıklarını iddia etti.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmaları erteledi.
3) BARTIN: 5 SANIK MÜFTÜ, ŞÖFÖR, ESNAF, İMAM VE EV HANIMININ DAVASI
Bartın'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi oldukları iddiasıyla 3'ü tutuklu 5 sanığın yargılanmasına başlandı.
17 Nisan'da Bartın Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Görevinden uzaklaştırılan tutuksuz sanık eski Ulus ilçe Müftüsü Turgay Papurcu, mahkeme başkanının, "Fetullah Gülen'i söylemlerinle koruyormuşsun. Böyle bir şey yaptın mı?" şeklindeki sorusuna, "Fetullah Gülen'i savunacak hiçbir söylemde bulunmadım. Benim silahlı terör örgütüne hiçbir üyeliğim yoktur." diye cevap verdi.
Papurcu, evinde yapılan aramada, örgütün elebaşı Fetullah Gülen'e ait 2 adet dua kitabı bulunduğunu, ancak bunun delil olarak kullanılamayacağını iddia ederek, "Ben bir müftüyüm. Halktan gelecek her türlü soruya karşı her yayın evinden kütüphanemde kitap bulunduruyorum ve okuyorum. Hatta eşim 15 Temmuz darbe girişiminden sonra o kitapları atmamı istemişti. Ben o örgüte mensup olmadığım için o iki kitabı atma gereği bile duymadım. Ben hiçbir şekilde silahlı terör örgütüne üye değilim." şeklinde konuştu.
Aynı davada, Papurcu'nun şoförü tutuklu Hayrullah Yılmaz, esnaf Adnan Deniz, imam Ahmet Güner ile tutuksuz ev hanımı Nurşen Güner hakim karşısına çıktı.
Sanıklar, örgüt için ev sohbetleri yapmadıklarını ve silahlı terör örgütüne üye olmadıklarını ileri sürdü.
Mahkeme heyeti, tutuklu 3 sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı erteledi.
4) BURDUR: 4 SANIK ÖĞRETMEN, KAMU GÖREVLİSİ VE ÖĞRETİM ÜYELERİNİN DAVASI
Burdur Ağır Ceza Mahkemesi'nde FETÖ/PDY şüphelilerinin yargılanmasına devam edildi. Tamamı 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla tutuklu 4 şüpheli ayrı duruşmalarda Mehmet Ali Yüce başkanlığındaki heyetin karşısına çıkarak ifade verdi.
Tutuklu eski öğretmen Fatma Arslan duruşmadaki ifadesinde, "Ben terörist değilim. İşimi iyi yapan bir öğretmenim. Vatana, millete bağlı çocuklar yetiştiriyorum. Terör örgütü üyeliğini kabul etmiyorum" dedi. Arslan, "Kesinlikle ByLock kullanmadım. Kullanmadığım bir şeyin açıklamasını yapamıyorum. Bu yapıyla hiçbir bağım yok. Suç bana değil çocuklarıma veriliyor. Bana terörist denmesi çok ağır" diye konuştu.
Mahkeme başkanının FETÖ'ye ait sendikaya üyeliğini sorması üzerine Arslan, "Daha önce başka bir sendikaya üyeydim. Sürekli siyasi içerikli mesajlar geliyordu. Rahatsız oldum. Onun için Aktif Eğitim Sen'e üye oldum" diye cevapladı. Mahkeme heyeti Fatma Arslan'ın tutuklunun halinin devamına karar verdi.
Tutuklu eski kamu görevlisi Sümeyra Duran da kendi duruşmasındaki ifadesinde, ByLock kullanmadığını belirterek, "Vatanıma hizmet eden birisiyim. Terör örgütüyle ilişkim yok. Suçsuzum. Allah şahit ByLock kullanmadım. Vicdanım rahat" dedi. Duran, üniversite yıllarında FETÖ'ye ait evde kaldığı için pişman olduğunu da söyledi. Duruşma sonunda mahkeme heyeti Sümeyra Duran'ın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Veteriner Fakültesi eski öğretim üyesi tutuklu Yrd. Doç. Dr. Mehmet Çolak, kendi duruşmasındaki ifadesinde, FETÖ/PDY üyeliğini kabul etmediğini aktardı. Yrd. Doç. Dr. Çolak, "Hayatımın hiçbir döneminde Türkiye Cumhuriyetine zarar verecek bir şey yapmadım. Ülkeme, milletime nasıl daha iyi hizmet ederim diye çalıştım. Türkiye Cumhuriyeti'ne toplu iğne kadar zarar vermedim. Vatan sağolsun" diye konuştu. Mahkeme heyeti Mehmet Çolak'ın tutukluluğunun devamına hükmetti.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi eski öğretim üyesi tutuklu Doç. Dr. Arif Keçeli de kendi duruşmasındaki ifadesinde, ByLock kullanmadığını, bunu ispat etmenin kendi elinde olmadığını belirtti. Duruşmada mahkeme heyeti Arif Keçeli'nin tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
5) BURDUR: 3 SANIK POLİSİN DAVASI
Burdur'da devam eden FETÖ/PDY duruşmalarında bugün 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla tutuklu eski komiser yardımcısı Suat Kırlıoğlu, tutuklu eski polis memuru Mahmut Aksu ile tutuklu emekli polis memuru Ahmet Manisa hakim karşısına çıktı.
18 Nisan'da Burdur Ağır Ceza Mahkemesi'nde Mehmet Ali Yüce başkanlığındaki heyete ifade veren Mahmut Aksu 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçlamasını kabul etmediğini belirtti. Aksu, "Ne FETÖ ne de başka bir terör örgütüne üye olmadım, hiçbir irtibatım olmadı" dedi. FETÖ'nün emniyet yapılanmasından haberi olmadığını savunan Aksu, çocuklarını devlet okullarında sınıflar kalabalık olduğu için özel okula gönderdiğini söyledi. Mahkeme Başkanı Mehmet Ali Yüce'nin "Bu okulun FETÖ'ye ait olduğunu biliyor muydun" sorusuna ise sanık Aksu "Biliyordum" diye cevap verdi.
ByLock programı indirmediğini ve kullanmadığını öne süren Mahmut Aksu, "İlk defa emniyette ve savcılıkta duydum. Adli ve idari hiçbir ceza almadım. Namaz kıldığım için fişlendim" dedi. Mahkeme başkanının "Seni kim fişledi" sorusuna ise Mahmut Aksu "Bilmiyorum" yanıtını verdi.
Eski komiser yardımcısı Suat Kırlıoğlu, FETÖ üyesi olmadığını, kanunlar çerçevesinde şeref ve namusuyla adli ve idari soruşturma geçirmeden görev yaptığını söyledi. FETÖ'ye sempatisi ve irtibatı olmadığını anlatan Kırlıoğlu, eğitimi iyi olduğu için çocuğunu özel okula gönderdiğini belirtti. Bank Asya'daki 5 hesabının sorulması üzerine Kırlıoğlu, "5 hesabım var mı, yok mu bilmiyorum. Dini inancım gereği faizsiz banka olduğu için para yatırdım. 17-25'ten sonra kapattım" dedi. ByLock indirmediğini ve kullanmadığını savunan Suat Kırlıoğlu, "Hiçbir şekilde yanlış bir işin peşinde olmadım. Bir muhtarın verdiği listede adım olduğu için tutukluyum" diye konuştu.
Emekli polis memuru Ahmet Manisa da FETÖ'ye ait derneğe maddi yardım yaptığı sorusunu, "Yardımsever bir insanım. Camiye de yardım ederim" diye cevapladı. Manisa, ByLock kullanmadığı belirterek, "Ömrümde ByLock nedir duymadım. Oğlumun kullandığı telefonda çıktı. Terör örgütü üyeliğini hazmedemiyorum. FETÖ ile hiçbir bağlantım olmadı" dedi.
Mahkeme heyeti Ahmet Manisa'yı yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol kararıyla serbest bıraktı. Suat Kırlıoğlu ve Mahmut Aksu'nun ise tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
6) ÇORUM: 1 SANIK ÖMER D. TAHLİYE SONRASI YENİDEN TUTUKLANDI
Çorum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında hakkında dava açılan ve ilk duruşmasında tahliye edilen sanık, savcılığın itirazı üzerine yeniden tutuklandı.
Çorum Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, "örgüt yöneticisi olduğu" iddiasıyla Ağustos 2016'da tutuklanan Ömer D. hakkında "terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
18 Nisan'da Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde ilk duruşmasına çıkan Ömer D, savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddederek, tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti, suçun vasfı ve mahiyetinin değişme ihtimali bulunmaması, delillerin toplanmış olması ve sanığın tutukluluk süresi dolayısıyla Ömer D'nin adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine karar verdi.
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ömer D'nin tahliye kararına itiraz edildi. İtirazı değerlendiren mahkeme, Ömer D. hakkında yakalama emri çıkarttı. Polis ekiplerince evinde gözaltına alınan Ömer D, sevk edildiği adli makamlarca yeniden tutuklandı.
7) ELAZIĞ: 10 SANIK ESKİ POLİS VE MEMURLARIN DAVASI
Elazığ'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) üye olduğu iddiasıyla 10 sanığın ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi.
17 Nisan'da Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmalara, aralarında eski polis ve memurların da bulunduğu tutuklu sanıklar İsa S, Halit Ü, Hasan D, Mahmut M, Bünyamin Ç, Durdu Mehmet T, Yahya E, Ahmet S, Abdulcelil Ç. ile tutuksuz sanık M. Hanifi Sonkaya ve sanık avukatları hazır bulundu.
Ayrı ayrı savunma yapan sanıklar üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatlerini istedi.
Mahkeme heyeti, talepleri reddederek dosyalardaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmaları erteledi.
8) ERZURUM: 1 SANIK KURMAY BİNBAŞI SANCAR GENÇ'İN DAVASI
Erzurum'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişimi gecesi izni bitmeden kente dönüp kalkışmada bulunan kişilerle telefonda görüştüğü ve olay gecesi görev yerine gitmediği iddia edilen dönemin Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü eski Jandarma Kurmay Binbaşı Sancar Genç'in "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle yargılanmasına başlandı.
18 Nisan'da Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Sancar Genç ile sanık avukatı Üzeyir Termeli katıldı.
Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından savunmasını yapan Genç, suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Şüphe üzerine meslekten ihraç edildiğini iddia eden Genç, "6 Temmuz'dan itibaren 15 günlüğüne izne ayrıldım. Eşimin ailesiyle İzmir'e gittik. 10 günlük tatil yeri kiralamıştık. Tatilde eşimin annesiyle tartıştık. Eşim de annesinden taraf oldu. Huzursuzluk daha fazla olmasın diye ben erkenden Erzurum'a geldim." dedi.
Genç, darbe gecesi olayları televizyondan izlediğini anlatarak, "Olayların İstanbul ve Ankara'da yaşandığını gördüm. Erzurum'da ekranlarda bir şey olduğunu göremeyince bir şey yoktur diye düşündüm. O gece televizyon karşısında uyuya kalmışım. Aramaları duymadım. FETÖ mensupları gibi sık sık telefon değişmedim. Zaten 'ByLock' programı yok neden değiştireyim." diye konuştu.
Evinde bulunan 1 dolarların da kendisine ait olmadığını ileri süren Genç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Olay gününden 10 gün sonra evimde bulunan dolarlar yeğenimin düğününde saçılan ve oğlumun alıp sakladığı paralardır. Benim o paralardan haberim yoktu. Bunların bir özelliği olsaydı o dönem 1 dolarların FETÖ'yle bağlantılı olduğunu görmüştüm. O arada yırtar yok ederdim. Bu durum dolarların benim için bir anlamının olmadığının göstergesidir. Hiçbir surette örgütle bağlantım olmadı, evlerinde kalmadım. FETÖ/PDY'de astlık üstlük ilişkim olmadı. Bağlantım olsa benden sorumlu bir abim olurdu. Ne ben ne de ailem bu cemaate sempati duymamıştır. Adıma kayıtlı telefonu yaklaşık 10 yıldır eşim kullanıyor. 15 Temmuz'da Murat Yılmaz ile yapılan görüşme eşimle Yılmaz'ın eşi arasında olan görüşmedir. FETÖ'cü olsam o gece kışlada olmam, askeri kışkırtmam ve olaylara dahil olmam gerekmez mi?"
Tanık Astsubay Hacı Ahmet Kalın ise beyanında darbe gecesi Genç ile bir görüşmesinin olmadığını söyledi.
Genç ile aynı birimde çalıştıklarını anlatan Kalın, şöyle dedi:
"Daha önce komutanımız izinde olsa dahi önemli gelişmelerden haberi olması yönünde talimat vermişti. Ben de bundan dolayı gece 2 kere aradım ama ulaşamadım. Sabah izinlerin iptal edildiği ve Genç'e haber vermem söylendi. Ben 7.30 gibi aradım ama kendisine ulaşamadım sonra kendisi geri döndü. Telefonda bana 'Gündüz denize gitmiştim, çok yorulmuşum' dedi. Ben de telefonda izinden dönmesi gerektiğini söyledim. Telefonda bana hangi ilde olduğuna, nerede olduğuna dair bir şey söylemedi."
Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, eksikliklerin tamamlanması amacıyla duruşmayı erteledi.
İddianameden
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, tutuklu olarak yargılanan ve dönemin Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan eski Jandarma Kurmay Binbaşı Sancar Genç'in evindeki aramada 3 adet 1 dolar ele geçirildiği belirtiliyor.
İddianamede, Genç'in 6 Temmuz 2016'dan itibaren 15 günlük yıllık izne ayrılıp ailesiyle tatile çıktığı ve tatilde kayınvalidesiyle çıkan tartışma sonucu eşinin de annesinden taraf olması nedeniyle 13 Temmuz'da Erzurum'a döndüğü belirtilerek, Erzurum'a döndüğünü kimseye haber vermediği anlatılıyor.
Genç'in darbe girişimi gecesi telefonla aranmasına rağmen cevap vermediği, nöbetçi Astsubay Hacı Ahmet Kalın'ın gece "Komutanım inzibat askerleri Albay Murat Koçak, Binbaşı Murat Yılmaz, Binbaşı Mehmet Karaman ve Yarbay Yaşar Buçkun'u gözaltına aldılar" şeklindeki mesajına cevap vermediği anlatılan iddianamede, Genç'in sabah saatlerinde Kalın'a geri dönerek "Gündüz denize gitmiştim, çok yorulmuştum bu yüzden gece uyuyakalmışım. Mesajını yeni gördüm, ne oldu?" diye sorduğu belirtiliyor.
İddianamede, Genç'in 16 Temmuz'da görev yaptığı şubeye geldiğinde kendisini karşılayan nöbetçi Astsubay Ali Sarıbaş'ın "İyi gelmişsiniz" şeklindeki sözlerine "Biraz erken çıktım, biraz da gaza fazla bastım" şeklinde karşılık verdiği dile getiriliyor.
Genç'in, 15 Temmuz gecesi izinli olmasına rağmen kendi hattından İl Jandarma Komutanlığına ait sabit telefon numarasını aradığı ve görüşme yapmasına rağmen görev yerine gitmediği anlatılan iddianamede, Genç'in birlikte görev yaptığı nöbetçi Astsubay Kalın'ın gece saatlerindeki telefonla aramalarına cevap vermeyerek 15 Temmuz gecesi Erzurum'da darbe girişiminde bulunmaya çalışan Murat Koçak ve Murat Yılmaz ile iş birliği içerisinde olduğunun tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, kalkışma girişiminin başarılı olamaması üzerine görev yaptığı şube müdürlüğüne hiçbir şey olmamış gibi gidip nöbetçi astsubayın yaşanan olayları anlatmaya çalışmasına rağmen gayriihtiyari dinleyerek cevap vermediği ve odasına gittiği anlatılan iddianamede, sanığın "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor.
9) ERZURUM: 1 SANIK 'AKADEMİLİ KOMİSER" YAPILANMASINDA İKİ HÜCRENİN VE 'ERZURUM YAPILANMASI'NIN LİDERLERİNDEN DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ YILMAZ YAMAN'IN DAVASI
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik "akademili komiser" yapılanmasında iki hücre ile "Erzurum yapılanması" liderleri arasında olduğu, himmet toplayıp, örgütsel eğitim verip, topladığı bilgileri örgütteki üstlerine ilettiği iddiasıyla sanık Yılmaz Yaman'ın "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan yargılanmasına başlandı.
20 Nisan'da Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Yaman ile avukatı katıldı.
Sanık Yaman, kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından yaptığı savunmada, hakkındaki "yönetici" iddialarını reddetti.
İddianamede yer verilen, polislerin eve geldiği anda telefonundan bir şeyler sildiğine yönelik iddiaları kabul etmeyen Yaman, "Telefonda iddia edilen konu üzerine yavaşlığı ve virüs bulaşmasından dolayı bunları siliyordum. Başka bir şey yoktu, olsa telefonu atardım. Tamamen virüs olması amacıyla yaptığım bir şeydi." dedi.
Yaman, evinde bulunan paranın kendisine ait olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Paralar tamamen şahsi birikimimdir, bana aittir. Düğünümden kalan, çocuklara takılan ve aile desteğiyle olan paralardır. Ev almak için biriktirdiğim paralardır. Dolara gelince FETÖ'nün ödül sistemini bilmem. İddianamede 224 kişiye dağıtılacağı iddiası vardır. Öyle olsa Türk Lirası olan paralarımı dolara çevirip vermem gerekmez mi? Paralar kendi param, bankaya yatırma ihtiyacı duymadığım için evinde tutuyordum. Sendika üyeliği ile ilgili olarak atandığım okulda hemen herkesin bir sendikaya üyeliği vardı. O arada yeni bir sendikanın kurulduğu söylendi. Ben de üye oldum. Sendikanın illegal bir şeyi oldu mu bilmem."
Tanık eski komiser F.Y, daha önce bu cemaatin içerisine yardım amaçlı olduğunu düşündüğü için dahil olduğunu ileri sürerek, "Sohbetlere katılıyorduk. Sanık sohbetten sorumlu abiydi. Sohbetlerde özel hayatla ilgili konuşurduk ilk başlarda. Sonraları siyasi amaçlı konuşmalar olunca ayrıldım. Zaman zaman talep üzerine yardım amaçlı paraları sanığa veriyordum. Sanık AK Parti rahatsızlığını söylüyordu." ifadelerini kullandı.
Esas hakkındaki mütalaasını sunan cumhuriyet savcısı, tanık anlatımları, sanığın sohbetlere "imamlık" etmesi, "himmet" toplaması, "ByLock" programının tespiti ve Bank Asya'da hesap hareketliliğinin olması nedeniyle Yaman'ın "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, Yılmaz Y. hakkındaki kuvvetli suç bulgusu gerekçesiyle tutukluluğun devamına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
İddianameden
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Yılmaz Yaman'ın uzun yıllar FETÖ/PDY'nin şakirt yapılanması içerisinde yer alan özel kuruluşlarda çalışırken aynı zamanda mahrem yapı içerisinde de görev aldığı anlatılıyor.
Etkin pişmanlıktan faydalanan şüphelilerin beyanları üzerine en az iki grup olmak üzere FETÖ/PDY'nin akademili komiser yapılanmasında iki hücrenin lideri olduğu belirtilen iddianamede, Yaman'ın Erzurum yapılanması liderleri arasında olduğu, "himmet" toplayıp, örgütsel eğitim verip, topladığı bilgileri örgütteki üstlerine ilettiği yer alıyor.
İddianamede, Yaman'ın örgütteki rolünün hücre liderliği (abilik, imamlık, öğretmenlik) ile sınırlı kalmadığı, gizli tanık beyanlarından da görüleceği üzere hücre liderlerinin de sorumlusu olan müdür yardımcısı pozisyonuna kadar yükseldiği, koordinasyon toplantılarına katıldığı, ele geçen para miktarının pek çok hücreden elde edilen himmete ait olduğu, ele geçen 224 doların terör örgütünün kullandığı ödüllendirme sistemi içerisinde üyelere dağıtılan 1 dolarların sistematiğine delalet ettiği, en az 224 örgüt üyesine dağıtılmak üzere evinde bulundurduğu ve "ByLock" programını kullandığı kaydediliyor.
İddianamede, sanık Yaman hakkında "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede tutuklu Yılmaz Yaman'ın uzun yıllar FETÖ/PDY terör örgütünün 'şakirt' yapılanması içerisinde yer alan özel kuruluşlarda çalışırken, aynı zamanda mahrem yapı içerisinde de görev aldığı vurgulandı. Yılmaz Yaman'ın evinde yapılan aramada ele geçirilen 93 bin 710 liranın pek çok hücreden elde edilen himmete ait olduğuna işaret edilen iddianamede 224 doların ise terör örgütünün kullandığı ödüllendirme sistemi içerisinde üyelere dağıtılan 1 dolar sistematiğine delalet ettiği, en az 224 örgüt üyesine dağıtılmak üzere şüphelinin evinde bulundurduğu aktarıldı.
ByLock kullanan, Aktif-Sen üyeliği bulunan Yaman'ın evinde terör örgütü liderine ait pek çok görüntü parçaları ile toplantı gruplarında izletilen onlarca görsel video klip bulunduğuna işaret edilen iddianamede, Yılmaz Yaman'ın 'soru-cevap' şeklinde yer alan savunmasına da yer verildi.
Cemaat ile üniversite yıllarında tanıştığını söyleyen Yılmaz Yaman, eşi ile cemaat kolejinde çalıştığı sırada tanıştıklarını belirtti. 17-25 Aralık olayları sonrasında cemaatin Milli Güvenlik Kurulu tarafından terör örgütü olarak ilan edilmesi nedeniyle bu duruma tepki için Bank Asya'ya 94 bin lira civarında parayı yatırdığını anlatan Yaman, 2013 yılında KPSS'den aldığı 59 puanla Erzurum'un Pasinler İlçesindeki Anadolu Lisesi'ne din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak atandığını ifade etti. Yılmaz Yaman, evinde ele geçirilen Fetullah Gülen'e ait kitaplar, CD'ler, kasetlere ilişkin sorulan soruya, "Daha önceden ben bu kitapları okuyordum. Bu kitapları manevi birikimimi sağlaması amacıyla evimde bulunduruyordum. Fetullah Gülen'e olan sevgim ve bağlılığımdan kaynaklanmaktadır. 17-25 Aralık sürecine kadar Fetullah Gülen'e sevgim ve bağlılığım vardı. 15 Temmuz kalkışma girişimini hiçbir şekilde desteklemiyorum. Haince düzenlenen bu olayı Fetullah Gülen'in askeriyedeki uzantısının yaptığını düşünüyorum" diye konuştu.
10) ERZURUM: 1 SANIK 'EMNİYET ASAYİŞ YAPILANMASI' İMAMI HÜSNÜ CEMAL KELEŞ'İN DAVASI
Erzurum'da, FETÖ/PDY'nin emniyetin "asayiş şube" yapılanmasındaki toplantılarında imamlık yaptığı "ByLock" kullanıcısı olduğu ve Bank Asya'da hesabının bulunduğu iddia edilen tutuklu sanığın yargılanmasına başlandı.
20 Nisan'da Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya eski öğretmen Hüsnü Cemal Keleş, Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı. Duruşma salonunda sanığın avukatı Harun Işık da hazır bulundu.
Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasının ardından sanık Keleş, hakkında terör örgütün gizli haberleşme programı "ByLock kullanıcısı olduğu tespiti yapıldığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını ileri sürdü.
Bu programı kullanmadığını iddia eden Keleş, "Söz konusu programı kullandığım iddia ediliyor ise de içeriğinin tespit edilmesini talep ediyorum. Bank Asya'yla ilgili olarak iddianamede belirtilen tarihler arasına bakılırsa, o dönemde diğer bankalardaki işlemlerimin daha fazla olduğunu görürsünüz. Ayrıca Bank Asya, devlet güvencesinde olan bir bankaydı, bu yüzden tercih ettim. Ayrıca hakkımda beyanda bulunan kişiyi tanımam ve beyanlarını kabul etmiyorum." savunmasını yaptı.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamı ve eksikliklerin tamamlanmasını kararlaştırarak, duruşmayı erteledi.
İddianameden
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Keleş hakkında 17-25 Aralık'tan sonraki süreçte kendi isteğiyle, FETÖ/PDY'nin gizli mesajlaşma programı "ByLock" kullanıcısı olduğu yer alıyor.
Örgütün finans kaynağı olan Bank Asya Katılım Bankası'nda sanığın hesabını aktif olarak kullandığı ve hesabına yüklü miktarda para yatırdığının belirtildiği iddianamede, Dursun Özkan'ın beyanı doğrultusunda Keleş'in 2014'te FETÖ/PDY'nin "asayiş şube" yapılanmasındaki toplantılarında imamlık yaptığına dair teşhiste bulunduğu ifade ediliyor.
İddianamede, sanık Keleş'in "Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
11) ERZURUM: 3 SANIK POLİSİN DAVASI
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin soruşturma kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak" iddiasıyla haklarında dava açılan 3 polis memurunun yargılanmasına devam edildi.
20 Nisan'da Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Erkan Bayrak, Tevfik Pala ve Serdal Kütükçü ile avukatları katıldı.
Pala, savunmasında, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u 2013 sonlarında kurduğunu hatırladığını ve 2014'te tespit edilmesinin doğru olmadığını savundu.
Sanık Bayrak ise hakkındaki tanık beyanlarının birbiriyle çeliştiğini öne sürdü.
"Tanığın doğru söylediği konusunda şüphe oluşmaktadır. ByLock programını ne indirdim ne de kullandım." diyen Bayrak, suçlamayı kabul etmediğini söyledi.
Mahkeme heyeti, Bayrak, Pala ve Kütükçü'nün tutukluluk halinin devamına karar vererek, sanık avukatlarının esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapabilmeleri için duruşmayı erteledi.
İddianameden
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar Erkan Bayrak, Tevfik Pala ve Serdal Kütükçü'nün örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandıkları, Asya Katılım Bankasında hesaplarının bulunduğu, 31 Aralık 2013'ten sonra terör örgütü liderinin talimatı doğrultusunda bankacılık işlemlerinde bulundukları, sanık Bayrak'ın hakkında teşhis olduğu ve sanık Pala'nın evinde örgüte ait yayınlar bulunduğu belirtiliyor.
İddianamede, sanıkların "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
12) ERZURUM: 1 SANIK KOMİSER ÖMER BÜYÜKEKİZ'İN DAVASI
Erzurum'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) emniyet yapılanması içinde yer aldığı iddiasıyla meslekten ihraç edilen eski komiser Ömer Büyükekiz'in "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanmasına başlandı.
18 Nisan'da Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Büyükekiz ile avukatı Gündüz Güneş katıldı.
Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasının ardından savunmasını yapan Büyükekiz, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Terörist olmadığını ileri süren Büyükekiz, "Yıllarca emniyette farklı birimlerde görev yaptım, terörle mücadele ettim." dedi.
Büyükekiz, 23 yıllık meslek hayatı boyunca herhangi bir kanunsuz iş yapmadığını öne sürerek, şunları ifade etti:
"Darbe gecesi de görevdeydim. O gece bana ne talimat verildiyse onları yaptım. Hakkımda ByLock'la ilgili ilk sorgulama yapıldığı anda kullanmadığım yönünde tutanak düzenlendi ancak savcılığa geldiğimde kullandığım yönünde tespit çıktı. Programı ben kullanmadım. Bu konuda bir hata olduğunu düşünüyorum. Bu konuda esastan ve usulden itiraz ediyorum. Hakkımda bulunan otel kaydıyla ilgili meslektaşlarımla günübirlik geziler için gidip geldiğimiz olmuştur. Bunları bir faaliyet adı altında yapmadık. Sohbet toplantılarına katıldığım yönündeki iddiaları da kabul etmiyorum."
Mahkeme heyeti, tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek eksikliklerin tamamlanması amacıyla duruşmayı erteledi.
İddianameden
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Ömer Büyükekiz hakkında FETÖ/PDY'nin rütbeli polis yapılanmasına dahil olması iddiasıyla soruşturma başlatıldığı yer alıyor.
Sanık Büyükekiz'in, FETÖ/PDY'nin kullandığı haberleşme programı olan ByLock kullanıcısı olduğu, gizli tanık beyanı ile hakkında teşhis olduğu, bu teşhiste terör örgütünün toplantılarına katılıp, himmet toplamak amacı ile hareket ettiği belirtiliyor.
İddianamede, sanık Büyükekiz hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
13) ERZURUM: 1 SANIK HINIS İLÇESİNİN 'KİLİT ADAMI' EMRULLAH BİNGÖL'ÜN DAVASI
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) bağlı yurtta çalışan ve Hınıs ilçesinin "kilit adamı" olduğu iddia edilen Emrullah Bingöl'ün, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanmasına başlandı.
18 Nisan'da Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Bingöl ile avukatı katıldı.
Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasının ardından savunmasını yapan Bingöl, etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini söyledi.
Bir dönem yapıya ait evlerde kaldığını belirten Bingöl, "2013-2016 arasında bir dönem yurtta çalıştım. Sigortam 'yurt müdürü' olarak yatıyordu ama gece bekçisi gibi çalışıyordum." dedi.
Bingöl, ilçede faaliyet gösteren Hınıs Aktif Girişimci İşadamları Derneğinin (HAGİAD) ve Kasva Eğitim Kültür Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyelerinin yurtta toplantılara geldiklerini ifade ederek, şunları anlattı:
"İsmail Uzun, Erzurum'daki yurtlardan sorumlu kişiydi. Erzurum'un ilçelerinden de Cengiz adlı biri sorumlu idi. Cengiz ve yanındakiler arada yurda gelir bilgisayarları kontrol ederdi. Bir ara bilgisayarlardan harddiskleri alıp gittikleri de oldu. Ben bunları başta polis olarak biliyordum. Sabri Çetinkaya yurttaki toplantılarda imamlık yapardı. Benim iki hattım vardı. Biri şahsi hattım, diğeri şirketin verdiği hat idi. İkisi de benim üzerimeydi. Dershane için kullanılan hatta Sabri ByLock programını indirdi. O esnada aynı zamanda VPN programını indirtti. Bu programla ilgili bana söylediğine göre internet bağlantısını yurt dışından alıyormuş."
Bank Asya'da hesabının, "maaşını alabilmek için" bulunduğunu söyleyen Bingöl, "Bana 'Gazete abonesi bulun' dediler. Yurtta kalan öğrenciler zaten aynı zamanda dershane öğrencisi idi. Onların da denemeye gidebilmek için gazete abonesi olması gerekiyordu. Bu yüzden ben onlara abone olmaları için birşey demedim. Sadece bir akrabamı abone yaptım. O da gazetenin verdiği denemelerden faydalanması içindi. Gizli tanığın ifade ettiği gibi Hınıs'ın 'kilit adamı' olduğum iddiasını kabul etmiyorum."
Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, eksikliklerin tamamlanması amacıyla duruşmayı erteledi.
İddianameden
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Emrullah Bingöl'ün FETÖ/PDY ile bağlantılı Kasva Eğitim Kültür Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin genel sekreteri ve bu derneğin kurucusu olduğu belirtiliyor. İddianamede, diğer kurucularla Sabri Çetinkaya'nın telkin ve tavsiyeleri sonucunda kurdukları yer alıyor.
Bingöl'ün aynı zamanda, Özel Ufuk Nil ve Yurt İşletmelerinin müdürü olduğunun anlatıldığı iddianamede, sanığın Hınıs ilçesinde ücretli öğretmenlik yaptığı, örgütün eğitim biriminde yer aldığı kaydediliyor.
İddianamede, Bingöl'ün yurtta belletmenlik yaptığı, sohbetler düzenlendiği, örgüt lideri Fetullah Gülen'e sempati duyduğu, hakkında tefrik kararı verilen şüpheli Sabri Çetinkaya'nın emir ve talimatları doğrultusunda davrandığı, onun emirleri doğrultusunda sohbetlere katıldığı, Sızıntı dergisine ve Zaman gazetesine abone olduğu belirtiliyor.
Bingöl'ün, FETÖ/PDY'nin gizli haberleşme aracı ByLock kullanıcısı olduğunun aktarıldığı iddianamede, FETÖ/PDY'nin finans kaynaklarından Bank Asya Katılım Bankası'nda hesabının bulunduğu, üniversitede okurken örgüte ait evde kaldığı anlatılıyor.
İddianamede sanık hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis talep ediliyor.
14) GAZİANTEP: 2 SANIK GAZİANTEP TİCARET ODASI (GTO) BAŞKANI EYÜP BARTIK İLE GENEL SEKRETER İBRAHİM HALİL GÖÇER'İN DAVASI
21 Nisan'da Eski Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Başkanı Eyüp Bartık ile eski Genel Sekreter İbrahim Halil Göçer hakkında Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) üye oldukları iddiasıyla açılan davanın görülmesine başlandı.
Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in çağrısı üzerine Bank Asya'ya 30 Ocak 2014 tarihinde GTO tarafından 500 bin lira yatırılması talimatını verdiği iddiasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istenen tutuksuz sanıklar Bartık ile Göçer ve avukatları ile müşteki olarak dönemin GTO Meclis Başkanı Ali Yener'in avukatı katıldı.
Söz alan Bartık, göreve geldiklerinde odanın 8,5 milyon lira geliri olduğunu, bu paranın ayrı ayrı bankalarda bulunduğunu, yönetimin bunun bir bankada toplanması kararı aldığını ancak paranın vadeli hesap olarak yatırılması nedeniyle 10 ayda toplanabildiğini söyledi.
Ticari hayatının devam etmesi nedeniyle finansla ilgili meseleler konusunda o dönem yardımcısı olan Bilal Kara'yı görevlendirdiklerini ifade eden Bartık, şöyle konuştu:
"Yönetim kurulu toplantısında 8,5 milyon liranın bir bankaya yatırılması konuşuldu. Ben de 'Bilal beye güveniyoruz, para konuları yönetime gelmesin' dedim. 90 gün vadeli yatırılan paranın dönüşü 30 Ocak. O günün özel bir nedeni yok. Daha önce dönmüş olsaydı, daha önce yatıracaktık. 'Çağrı'dan bahsediyorlar. Buna göre hareket etmemiz mümkün değil. O anda, bizim 13 milyon paramız vardı. Bunun 500 binini yatırmış olmak herhalde destek olmaz. 4 çocuğum var. Hiç birisini FETÖ'nün okullarına ya da dershanelerine göndermedim. 90'lı yıllardan itibaren ticari hayatım sebebiyle FETÖ'ye mensup odalardan sürekli üyelik teklifi aldım ancak hiç üye olmadım."
Mahkeme Başkanı Ercan Kumhak'ın "Neden üye olmadınız?" sorusu üzerine sanık Bartık, iş adamı olduğunu ve herhangi bir cemaat ile işi bulunmadığını belirterek, "Terör örgütüne üye olmak" suçuyla anılmanın kendisini yaraladığını söyledi.
Tutusuz sanık İbrahim Halil Göçer ise 34 yıl GTO'da çalıştığını, son 8 yıldır genel sekreterlik yaptığını, mevzuata göre idari işlerden sorumlu olduğunu aktardı.
Söz konusu evrakta olduğu gibi, benzeri durumlarda, genel sekreter ve yönetim imzasının müşterek bulunduğunu ifade eden Göçer, "Para işleriyle Bilal bey ilgilendiği için evrak geldiğinde daha öncekilerde olduğu gibi muhasebe müdürü Fikriye Öztürk'e teyit amaçlı sorarım, Bilal beyin bilgisi olduğunu belirtmesiyle evrakı imzalarım." dedi.
34 yılda ilk
Başkan Kumhak'ın, "34 yıldır odada görev yapması sebebiyle Bank Asya'ya kaç defa para yatırıldığına şahit olduğunu" sorması üzerine sanık Göçer, bunun ilk defa olduğunu söyledi. Başkan Kumhak'ın, "Hiç şüphelenmedin mi?" sorusuna sanık Göçer, "Kendisinin inceleme yetkisinin olmadığı" yanıtını verdi.
"Gülen'in çağrısından haberinin olup olmadığının" sorulması üzerine de sanık Göçer, böyle bir olaydan haberinin bulunmadığını, yaşantı olarak da bu tür oluşumlara uzak durduğunu ileri sürdü.
Dönemin GTO başkan yardımcısı tanık Bilal Kara da, söz konusu paranın yatırıldığı tarihten bir hafta önce telefonda görüştüğü Bartık'ın, "Paranın bir kısmını Bank Asya'ya yatıralım, belki biraz daha fazla faiz gelir" dediğini, kendisinin ise "Bankanın devletle problemi olduğunu, emanet paranın başlarına iş açabileceğini" söyleyerek uyardığını, "Bir şey olmaz" cevabı aldığını aktardı.
Bundan 3-5 gün sonra yönetim kurulu toplantısı düzenlendiğini, 3-4 üye varken "Paranın yatırılması"nın istendiğini ifade eden Kara, buradakilerin "Bir sorun çıkması halinde düşük meblağ olması sebebiyle parayı kendilerinin karşılayabileceklerini" söylemesi üzerine paranın yatırılmasına karar verildiğini kaydetti.
Tanık GTO Muhasebe Müdürü Fikriye Öztürk de, odanın banka işleriyle uğraşan Bilal Kara'nın kendilerine talimat verdiğini ve her zaman olduğu gibi imzayı genel sekretere ve başkana ilettiklerini söyledi.
Soru üzerine Öztürk, talimatı sözlü olarak Bilal Kara'dan aldığını dile getirdi. Kara da "Talimatı sözlü olarak verdiğini" beyan etti.
Cumhuriyet Savcısı Berekat Aksoy, GTO evraklarının üçlü bilirkişi tarafınca incelenmesini, sanıklar hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmasını talep etti.
Sanık avukatları, müvekkillerinin suçsuz olduğunu, herhangi bir terör örgütüyle bağlantısının bulunmadığını savundu.
Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmasına, GTO evraklarının bilirkişi tarafından incelenmesine, Ali Yener'in tanık olarak dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
15) İZMİR: 2 SANIK İŞADAMLARI EMİR AĞBAŞ VE MEHMET ÇELİKARSLAN'IN DAVASI
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finans desteği davasına devam edildi.
19 Nisan'da İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Emir Ağbaş, cezaevinden SEGBİS bağlantısıyla katıldı.
Tutuklu sanık Emir Ağbaş'ın avukatı Serhat Ortapınar, müvekkili Ağbaş'ın duruşmada hazır edilmesi için geçen hafta dilekçe sunmalarına rağmen cezaevi yönetiminin bunu yerine getirmediğini söyledi.
Ağbaş ise sabah söylemesine rağmen duruşmada hazır edilmediğini savundu.
Mahkeme heyeti, müzekkere yazmasına rağmen Ağbaş'ın duruşmada bulunmasını sağlamadığı için Menemen Cezaevi yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Duruşma ertelendi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 18 Şubat 2016'da FETÖ/PDY'nin finans ayağına yönelik operasyonda, ABD'den dönen iş adamı Emir Ağbaş ile Mehmet Çelikarslan, Adnan Menderes Havalimanı'nda gözaltına alınmıştı. Yürütülen soruşturma kapsamında Ağbaş ile Çelikarslan tutuklanmış, sanıklar hakkında "Silahlı terör örgütü üyesi olmak" ve "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlamasıyla 5 ile 10 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açılmış, firari sanık Selami Başaran hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmıştı.
Çelikarslan, 15 Aralık 2016'daki duruşmada tahliye edilmişti.
16) KAYSERİ: 12 SANIKLI DAVA
Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında haklarında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan dava açılan 7 tutuklu sanık ile 5 tutuksuz sanık katıldı.
18 Nisan'da Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya ise tutuklu sanıklar Ö.U, R.T, M.A, Ö.G, R.B, M.Y. ve O.K. ile tutuksuz sanıklar R.K, M.K, M.G, O.T. ve H.Y. ile avukatları katıldı.
Ö.G'nin kardeşleri M.G. ve F.G'nin tanık olarak dinlendiği duruşma, eksiklerin tamamlanması için 24 Mayıs'a ertelendi.
17) KIRIKKALE: 3 SANIK ESKİ AK PARTİ MERKEZ İLÇE BAŞKANI M.B'NİN ARALARINDA OLDUĞU AVUKATLARIN DAVASI
Kırıkkale'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında tutuklu 3 avukatın yargılanmasına devam edildi.
Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar, avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Kimlik kontrollerinin ardından duruşmada, "FETÖ/PDY'ye üye olmak" iddiasıyla yargılanan, aralarında eski AK Parti Merkez İlçe Başkanı M.B'nin de yer aldığı sanıkların savunmaları alındı.
Sanıklardan M.B. savunmasında mahkemeye gelen beyanları kabul etmediğini belirterek Bank Asya'ya yardım amaçlı özel bir para yatırmadığını ileri sürdü.
Daha önceden Banka Asya ve diğer bazı bankaların avukatlığını yaptığını anlatan M.B, şöyle konuştu:
"O zamana kadar Bank Asya'da hesabım yoktu. 17-25 Aralık ve dershanelerin kapatılma sürecindeki duruşumdan ve partide de görevli olduğum için Bank Asya takiplerimi geri çekti. FETÖ ile bir bağlantım, üyeliğim yok. 'Avukatların imamı' iddiasını kesinlikle kabul etmiyorum. Tutuklu olduğum için müvekkillerim dosyalarını geri çekti ve şu anda mağdur durumdayım. Tahliyemi talep ediyorum."
Diğer tutuklu sanık O.K. ise tanık beyanında geçen "KOSGEB'den hibe kredisi kullandı" iddiasını kabul etmediğini aktararak konu hakkında KOSGEB'e yazı yazılmasını istedi.
M.Ü. de suçlamaları kabul etmeyerek tahliyesini talep etti.
Sanıkların avukatı ise sanıkların beyanlarına katıldığını ifade ederek müvekkillerinin tahliye edilmesini istedi.
Cumhuriyet savcısının mütalaasını da alan mahkeme heyeti, 3 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 6 Temmuz'a erteledi.
18) KOCAELİ: 1 SANIK AVUKAT İSMAİL ONUR AKTAN'IN DAVASI
Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliği suçlamasıyla hakkında dava açılan tutuklu avukat İsmail Onur Aktan'ın yargılanmasına başlandı.
Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuklu sanık Aktan ve avukatı Kureyş Bilgiç hazır bulundu.
Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasının ardından söz verilen sanık Aktan, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Silahlı terör örgütü üyesi olmadığını savunan Aktan, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u telefonuna Google Play Store'dan indirdiğini belirtti.
Aktan, "ByLock tespit edilen hat ağabeyimin üzerineydi, bana almıştı. Ben programı o hatta indirdim. Gizli bir program olduğunu bilmiyordum. Biraz kullandım, daha sonra kullanışsız olduğundan kaldırdım. Özel bir sebebi yoktu. Zaten benim indirdiğim hali üzerinde oynanmamış haliydi. Örgütün kullandığı değil, markette satılan program haliydi." diye konuştu.
Bank Asyadaki hesabını örgütün evlerinde kaldığı dönemde burs verileceğinin söylenmesi üzerine açtığını iddia eden Aktan, "Hesap açtıktan sonra banka kartlarımızı aldılar ama burs yatırmadılar. Bunu sorduğumda aramızda tartışma çıktı. Burs yatmazsa ev için para ödeyemeyeceğimi söylediğimde beni ikinci kez kovdular. Ayrıldıktan sonra bu yapıdan kimseyle görüşmedim. Zaten kural böyledir. Bir evden başka eve geçtiğinde bile irtibat kesilir. Ben kovulduğum için bana hoş gözle bakılmadı." ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, sanığın ev ve üst aramasında el konulan dijital materyallerle ilgili inceleme raporunun beklenmesi ve Aktan'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
19) KOCAELİ: 1 SANIK ÖĞRETMEN MEHMET AVCI'NIN DAVASI
Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliği suçlamasıyla hakkında dava açılan tutuklu öğretmen Mehmet Avcı'nın yargılanmasına başlandı.
20 Nisan'da Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Avcı ve avukatı Kasım Er katıldı.
Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasının ardından söz verilen sanık Avcı, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Örgütün gizli haberleşme uygulaması "ByLock"u kullandığı iddiasına ilişkin Avcı, "Dershanede çalıştığım dönemde bir şubeden başka şubeye geçtiğimde hattımı değiştirirdim ama eski hatlarımı da kapamadım. ByLock yüklemedim. Telefonumun internetini paylaşıma açardım, belki oradan yüklenmiştir." dedi.
Mahkeme huzurunda yemin ettikten sonra sanık hakkında ifade veren tanık Ö.Y, kendisi hakkında da FETÖ/PDY soruşturması kapmasında işlem yapıldığını, gözaltına alındığında nezarethanede sanıkla birlikte kaldıklarını söyledi.
Nezarethanede kaldıkları sırada sanığın kendisine Kocaeli'de "hususi lise sorumlusu olduğunu" söylediğini dile getiren Ö.Y, "Ben onu 'Muhammet' kod adı ile tanıyordum. Nezarethanede de kendisine 'Muhammet' diye sesleniyorlardı. Sanık da karşılık veriyordu. Gerçek adının Mehmet Avcı olduğunu polisler çağırdığında öğrendim." diye konuştu.
Tanık Ö.Y, daha önce kendisinin de FETÖ/PDY ile ilişkili oldukları gerekçesiyle KHK ile kapatılan kurumlarda çalıştığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Kod adı Semih olan Serkan Ç, hususi lise sorumlusu görevini Muhammet kod adlı kişiye bıraktığını söylemişti. Ben de bu kurumlarda çalışıyordum, sık sık gelip gidiyorlardı. Hatta sanık bana nezarethanede, Serkan Ç'nin yerine geldiğini söylemişti. Benim ifadelerim çelişkili değildir. Ben nezarethanede de artık bittiğini, bildiklerimizi anlatmamız gerektiğini söylemiştim. Bu nedenle bana tepki vermişlerdi."
Mahkeme başkanı, sanık Avcı'ya, tanık K.E'nin iddianamede yer alan "Amasya'nın Yelpiz Köyünde son 5 yılda astsubaylık ve polislik sınavlarına girenler arasında FETÖ'cüler sınava sokulmuş ve sınav kağıtlarına 'Muhammet' yazanlar bu sınavları kazanmıştır. Ben bunları kendim köyde duydum. Asker olmayı hak edenlerin askeriyeye alınmadığını, hiç alakası olmayanların asker olduğunu gözlemledim. Bunları 'Muhammet' kod adlı biri yapıyordu." şeklindeki ifadelerini sordu.
Tutuklu sanık Avcı, tanıkların ifadelerinin doğru olmadığını ileri sürerek, tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti, ev aramasında el konulan dijital materyallere ilişkin raporun beklenmesine ve sanığın tutukluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İddianame
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanığın üzerine kayıtlı 5 telefon hattında ByLock tespit edildiği, askeri sınavlara müdahale ettiği, örgütün eğitim kurumlarında çalıştığı iddia ediliyor. Sanığın, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan, 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
20) KOCAELİ: 1 SANIK EMNİYET MÜDÜRÜ UĞUR ELDEMİR'İN DAVASI
Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, meslekten ihraç edilen tutuklu emniyet müdürü Uğur Eldemir'in yargılanmasına devam edildi.
Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki üçüncü duruşmaya, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan dava açılan, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığı iddiasıyla tutuklu bulunan ve meslekten ihraç edilen emniyet müdürü Eldemir ve avukatı Hakan Lamper katıldı.
Sanık Eldemir, savunmasında hakkındaki suçlamaları reddederek, telefonuna ByLock yüklemediğini ve kullanmadığını öne sürdü.
Mahkeme Başkanı Serkan Şener, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünden gelen sanığa ait cep telefonunun ekran görüntüsü raporunu okudu. Raporda, tutuklu sanık Uğur Eldemir'e ait cep telefonunun ekran görüntüsünde, ByLock simgesi olduğunun tespit edildiği belirtildi.
Sanık Eldemir, telefonunda tespit edilen söz konusu simgenin ByLock olmadığını, yazışmalarda çıkan konuşma balonu olduğunu ileri sürdü.
Cep telefonunu emniyete şifresiz olarak teslim ettiğini belirten Eldemir, "Telefonumda bir suç unsuru varsa bunu emniyet yetkilileri rahatça tespit edebilir. Ben suçsuzum. ByLock indirmedim, kullanmadım. Uzun zamandır tutukluyum. Ailem mağdur durumda. Tahliyemi talep ediyorum." diye konuştu.
Sanık avukat Lamper de iddianamede delil olarak sadece imzasız ve kaşesiz ByLock ekran çıktısı bulunduğunu öne sürerek, dijital materyallerin yeniden incelenmesi ve sorgulanmasını talep ederek, müvekkilinin tahliyesini istedi.
Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Onur Altınışık, sanığa ait telefonun ekran görüntüsünün yeniden incelenmesini ve tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, sanık Uğur Eldemir'in tutukluluk halinin devamına ve sanığın telefonundaki simgenin "ByLock" simgesi olup olmadığının değerlendirilip, ilgili kurumlardan rapor istenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
21) KOCAELİ: 3 SANIK POLİSİN DAVASI
Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) üye oldukları suçlamasıyla haklarında dava açılan ve meslekten ihraç edilen 3 polisin yargılanmasına başlandı.
21 Nisan'da Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ayrı ayrı görülen duruşmalarda, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullandıkları gerekçesiyle haklarında FETÖ/PDY üyeliğinden dava açılan tutuklu sanıklar Şenol Poyraz, Uğur Elcivan ve Savaş Tosun ile avukatları hazır bulundu.
Kimlik tespitlerinin yapılması ve iddianamelerin okunmasının ardından söz verilen sanıklar, haklarındaki suçlamaları reddederek, tahliyelerini istedi.
Mahkeme heyeti, sanıkların ev ve üst aramalarında el konulan dijital materyallerin inceleme raporlarının beklenmesine ve tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmaları erteledi.
22) MANİSA: 3 SANIK BYLOCK KULLANAN VE İSTANBUL TÜRK TELEKOM SORUŞTURMASINDA TUTUKLANARAK DAVASI MANİSA'YA AKTARILAN SANIKLARIN DAVASI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY "Türk Telekom Yapılanması" soruşturması kapsamında tutuklanan Manisalı sanıklar, Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı. Kullandıkları internet hatları üzerinde "ByLock" kullandıkları tespit edilen 3 sanıktan 2'si adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 1 kişinin ise tutukluluk halinin devamına karar verildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) " Türk Telekom Yapılanması" soruşturması kapsamında yaklaşık 7 ay önce gözaltına alınarak tutuklanan Manisalı sanıklar Cüneyt U., Gökhan Y. ve Turgay K., İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu "Yetkisizlik" kararı gerekçesiyle Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı.
21 Nisan'daki duruşmada, sanıklardan Silivri Cezaevinde bulunan Cüneyt U., Gökhan Y. ve Söke Kapalı Cezaevinde bulunan Turgay K. duruşmaya SEGBİS ile bağlandı. Kullandıkları internet hatları üzerinde "ByLock" kullandıkları için gözaltına alınarak tutuklanan sanıklar mahkemede ifadelerini verdi.
Sanıklardan Türk Telekom Manisa İl Müdürlüğünde yatırım teknikeri olarak görev yapan ve 4 Ağustos 2016'da işine son verilen Gökhan Y., "ByLock" programını daha önce duymadığını ve hiç kullanmadığını söyleyerek, "Benim adıma kayıtlı Türk Telekom'un personele ücretsiz olarak sunduğu ADSL hattını kullanıyordum. "ByLock" programını hiç kullanmadım. Evde kullandığım ücretsiz interneti wifi üzerinden komşularımla paylaştım. "ByLock" diye bir programın varlığından bile haberim yoktu. Savcılıkta öğrendim" dedi.
Duruşmada tanık sıfatıyla dinlenen FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında kayyum atanan Ordu A.Ş. çalışanı ve Gökhan Y.'nin komşusu Yasemin Y. ise daha önce Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında cep telefonunda "ByLock" çıktığı için hakkında adli soruşturma başlatıldığı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını belirterek, "Gökhan Y.'nin alt komşusuyum. Ben daha önce telefonuma "ByLock" kurdum. İnternetimin olmadığı zamanlarda Gökhan Y.'nin ev internetiyle de kullandım" diye konuştu.
Türk Telekom Manisa İl Müdürlüğünde fiber optik teknikeri olarak görev yapan ve daha sonra işine son verilen Cüneyt U. da mahkemede ifade verdi. Kullandığı ADSL hattı üzerinden "ByLock" kullanıldığı tespit edilen ve bu kapsamda tutuklanan sanık Cüneyt U. da suçlamaları kabul etmeyerek, "ByLock diye bir programı kesinlikle bilmiyorum. Türk Telekom tarafından ücretsiz interneti komşularımla paylaştım. Komşular da kendilerine gelen misafirleriyle paylaşmış olabilir" ifadelerini kullandı.
Evlendikten sonra babası Tarık U.'yla yaşadığı evden taşındığını ancak internet hattını nakil yaptırmadığını belirterek, "Taşındığım eve ayrıca eşimin üzerine internet bağlattık. Ailemde de "ByLock" kullanan olmaz. Evimin yanında yatılı kız Kur'an kursu vardı. Oradaki öğrenciler de interneti kullanmış olabilir" dedi.
Cüneyt U., 2008 yılında Manisa Türk Telekom Müdürlüğü'nde göreve başladığını belirtti. Mahkeme hakiminin "ADSL hattı üzerinde ByLock tespit edilmiş, kullandın mı?" sorusunu üzerine Cüneyt U., "Kesinlikle kullanmadım. Modemim şifresiz, gelen misafir ve komşular bağlanmış olabilir. O ev babamın eviydi ve evlenene kadar orada yaşadım. Evlendikten sonra internet hattı orada kaldı. Ailemde ByLock kullanan biri kesinlikle olamaz" dedi. Evinde yapılan aramada Fetullah Gülen'e ait 'Dua Mecmuası' isimli kitabın ele geçirildiğinin sorulması üzerine, "Kitap eşimindir, kitabı merak ettiği için almıştır. Okumadık bile. Suçum yok, ByLock kesinlikle kullanmadım. İnternetim ücretsiz olduğu için şifreyi hiç düşünmedim" dedi.
Hakimin, "Ücretsiz diye de yoldan geçene şifre verilir mi? Neden şifresiz?" diye sorduğu Cüneyt U., "Başıma böyle bir şey gelebileceğini düşünmediğim için şifre koymadım" diye yanıt verdi.
Türk Telekom'un Ankara'nın Ulus semtinde bulunan Ankara İl Müdürlüğünde mühendis olarak görev yapan ve Ağustos 2016'da işten çıkarılan Turgay K. ise verdiği ifadede FETÖ'yle hiçbir bağlantısının olmadığını ve "ByLock" programını kullanmadığını söyledi. Hakkında araması bulunduğu sırada Aydın'ın Söke ilçesinden Didim'e gittiği esnada yakalanan Turgay K. mahkemede verdiği ifadesinde, "Yemin ederim böyle bir programı bilmiyordum. Savcılıkta öğrendim. Ben hep 2. el telefon kullandım. Telefonu bazen modem olarak kullanarak arkadaşlarımla, çevremdekilerle paylaşırdım" diye konuştu.
Öte yandan, sanıklardan Gökhan Y., Cüneyt U. ve Turgay K.'nin haklarında yapılan soruşturmalarda Bank Asya'da hesaplarının bulunmadığı, FETÖ adına himmet toplamadığı ve toplantılarına katılmadığı öğrenildi.
Duruşmanın sonunda mütalaasını veren savcılık makamı Gökhan Y. ile Cüneyt U.'nun adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına, Turgay K.'nin ise tutukluluk halinin devamını istedi.
Savcının mütalaasının ardından mahkeme heyeti Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Gökhan Y. ile Cüneyt U.'nun güvenlik ağı düşük internet kullanması, somut olmayan deliller ve tutukluluk halleri göz önüne alınarak, yurtdışı çıkış yasağı konularak adli kontrol şartı ile tahliyelerine, Turgay K.'nin ise tutukluluk halinin devama karar verdi. Mahkeme 24 Mayıs 2017 tarihine ertelendi.
23) NİĞDE: 1 SANIK JANDARMA İL ALAY KOMUTANI İBRAHİM TAŞKIN'IN DAVASI
Niğde'de FETÖ/PDY'nin darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında 'Terör örgütüne üye olma', 'Suç delillerini gizleme', 'Resmi evrakta sahtecilik' suçlamasıyla hakkın dava açılan Niğde eski İl Jandarma Komutanı İbrahim Taşkın hakim karşısına çıktı.
20 Nisan'da Niğde 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Konya'nın Akşehir ilçesinde bulunan cezaevinde tutuklu olan sanık Niğde eski Jandarma Komutanı İbrahim Taşkın ve avukatları hazır bulundu. Cemaatle okul yıllarında tanışan Taşkın, "Okul yıllarında namaz kılan biriydim cemaatle tanıştıktan sonra açıktan namaz kılmanın yanlış olduğunu okuldan atılabileceğimi ve tuvalette gizli abdest almamı ve namazımı açıktan kılmamam gerektiğini söylediler. Bazen içki içmemi söylüyorlardı. Evlenme konusunda ise yüzbaşı rütbesine kadar evlenmemize karşı oluyorlardı. Psikolojik baskılardan bir tanesi de eşimin başı kapalı olmasına rağmen cemaat mensubu kişiler eşimin başını açmadığı takdirde meslekten atılacağımı ima ediyorlardı. Eşimle bunu konuşarak eşimin başını açmak zorunda kaldık" dedi.
"ByLock'u Cafer Kod isimli kişi yükledi"
ByLock programını telefonuna, Van ilinde görevli iken Cafer kod isimli kişinin yüklediğini söyleyen Taşkın, "İlk zamanlar ankesörlü telefonla görüştük daha sonra Cafer Kod adlı kişi daha sonra ankesörlü telefonla konuşmanın zor olduğunu söyleyerek bana ByLock yükledi. Cemaat bana Namık kod adı verdi ama görev yaptığım yerlerde cemaat mensupları bu ismi bilmiyordu. Bu ismi kullanmadım. Görev yaptığım yerlerde bazen cemaat mensuplarıyla evlerde ve çay bahçelerinde buluşurdum. Bana Fetullah Gülen'in CD'lerini verirlerdi" dedi.
Taşkın, 15 Temmuz gecesinde ise isminin sıkıyönetim listesinde gördüğünü daha önceden kendisine haber verilmediğini ifade etti.
Mahkeme heyeti, Taşkın'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 8 Haziran'a erteledi.
24) SAKARYA: 4 SANIK 4 DAVA
Sakarya'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla açılan 4 ayrı davanın görülmesine başlandı.
Sakarya 4. Ağır Ceza Mahkemesinde ayrı ayrı yapılan duruşmalara, örgütün haberleşme programı "ByLock kullandıkları ve elebaşı Fetullah Gülen'in çağrısının ardından Bank Asya'da aktif işleme devam ettikleri" iddia edilen tutuklu sanıklar Fatih Çakmak, Uğur Cengiz, avukatları ve sanık yakınları hazır bulundu.
İl dışında tutuklu bulunan sanıklardan Kerem Özdemir ve Mahmut Altun ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılmayı kabul etmedi.
Kimlik tespitlerinin yapılması ve Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamelerin okunmasının ardından söz verilen 2 sanık, haklarındaki suçlamaları reddederek tahliyelerini istedi.
Mahkeme heyeti 4 sanığın el konulan dijital materyallerinin inceleme raporunun beklenmesine ve tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmaları erteledi.
25) YOZGAT: 3 SANIK 3 DAVA
Yozgat'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin davada 3 tutuklu sanığın yargılanmasına devam edildi.
19 Nisan'da Yozgat Ağır Ceza Mahkemesindeki 3 ayrı duruşmaya tutuklu sanıklar Y.M., H.K. ve M.Y. katıldı.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Y.M.'yi adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakırken, diğer tutuklu sanıklar H.K. ve M.Y.'nin tutukluluğunun devamına karar vererek davaları 15 Haziran tarihine erteledi.
Paralel yapı-Az sanıklı davalar
(23 Nisan 2017, 10:19)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: