Sakarya'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan davada, aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve Adil Öksüz'ün gıyaben bulunduğu 224 sanığın yargılanmasına devam edildi.
15.04.2017 22:24 Sakarya'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan davada, aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve Adil Öksüz'ün gıyaben bulunduğu 224 sanığın yargılanmasına devam edildi.
10.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince, özel olarak hazırlanan Ferizli Spor Salonu'nda görülen duruşmaya, 138 tutuklu sanık ile avukatları ve yakınları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmada, tutuklu sanıkların savunmasının alınmasına devam edildi.
Tutuklu sanıklardan eski astsubay Erkut Çörtenlioğlu, savunmasında, savcılıktaki ifadesini kabul etmediğini, emir üzerine Çark Kışlası'nda toplandıklarını, buradan valiliğe gittiklerini söyledi.
Çörtenlioğlu, belli bir süre yol kenarındaki arazide beklediğini, sonra vatandaşlarla karşı karşıya gelmemek için kendisine en yakın yer olan valilik binasına gittiğini ileri sürerek, 'Halk gelmeye başlamıştı. O sırada kendimi korumak için ve yaşadığım korkuyla havaya iki el ateş ettim. Kimseye zarar vermedim. Valilik makam kapısına birkaç metre kala elimden yaralandım. Kim ateş etti, anlayamadım. Valilik binasına girdim, bana yardım ettiler. Bir odaya gizlendik. Polis geldi, silahlarımız teslim ettik, onlara sığındık. Suçsuzum, beraatimi istiyorum.' dedi.
'1 veya 2 el havaya ateş ettiğimi hatırlıyorum'
Tutuklu sanık eski astsubay Kemal Erseçen de savunmasına, savcılıktaki ifadesini kabul etmediğini söyleyerek başladı.
Sakarya Valiliğine gittiklerinde, eski Merkez Komutanı Albay Ahmet Üzer'in 'TSK tarafından yönetime el konuldu. Direniş ve mukavemet olursa aynı şekilde mukavemet olacak.' dediğini aktaran Erseçen, 'Tehdit altında olduğum için sesimi çıkartmadım. Kandırıldığımı ve kullanıldığımı hissettim.' dedi.
Erseçen, boş bir arazide saklandığını, halkın valiliğe doğru geldiğini dile getirerek, 'Askeri personel, valilik binasına sığınmaya çalışıyordu. Ben de valiliğe doğru gittim, 1 veya 2 el havaya ateş ettiğimi hatırlıyorum. Amacım insanların arasında linç olmamak ve zaman kazanmaktı. Binaya girdim ve makam katına çıktım, arkamdan da halk geldi. Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum.' diye konuştu.
Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, tahliyelerini istedi.
Mahkeme heyeti, diğer sanıkların dinlenmesi için duruşmayı yarına erteledi.
11.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Sakarya'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan davada, aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve Adil Öksüz'ün de bulunduğu 224 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince, özel olarak hazırlanan Ferizli Spor Salonu'nda görülen duruşmaya 138 tutuklu sanık ile avukatları ve yakınları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada, tutuklu sanıkların savunmasının alınmasına devam edildi.
Tutuklu sanık eski Astsubay Hakan Özer savunmasında, tatbikat olacağı bilgisi geldiğinde eşine bir saat içinde döneceğini söylediğini anlattı.
Darbe girişimi gecesi Sakarya Valiliği önüne geldiğini ve durumu öğrendiğinde polise teslim olduğunu belirten Özer, 'Valilik önündeki kalabalıktan bir kadın bana sarılarak öptü, içlerinden biri bana 'kaç' tavsiyesinde bulundu ancak ona silahımın olduğunu ve kaçamayacağımı, polise teslim olacağımı söyledim.' dedi.
Özer, darbe girişiminin hiçbir aşamasında yer almadığını savunarak beraatini istedi.
Sanıklardan eski Uzman Erbaş Satılmış Dereli ise 15 Temmuz sabahı içtimadan sonra 'Her an alarm verilebilir.' denildiğini ve saat 20.45'te Whatsapp grubundan 'Tugay Komutanı herkesi çağırıyor, duyanlar duymayanlara haber versin.' mesajı geldiğini öne sürdü.
Kışlaya ulaştıklarında terör saldırısı ihtimalinin olduğunu ve silahlarını alıp araçlara binmeleri emrini aldıklarını iddia eden Erbaş, Valiliğe getirildiklerini ve bu bölgede çevre güvenliği aldıklarını bildirdi.
Vatandaşların birikmeye başladığını ve kendilerine kışlaya dönmeleri yönünde uyarı yapıldığını dile getiren Dereli, tutuklu sanık eski Merkez Komutanı Albay Ahmet Üzer'in 'Halkı yaklaştırmayın.' dediğini ve vatandaşların arasından bazılarını işaret ederek tutuklanması emrini verdiği ancak kendilerinin bu emri uygulamadığı iddiasında bulundu.
Halkın Üzer'e doğru yürümesi üzerine onun ateş emri verdiğini söyleyen Dereli, bu emri de hiçbir personelin yerine getirmediğini anlattı. Üzer'in bunun üzerine bir askerin silahını alarak havaya iki el ateş edip bölgeden uzaklaştığını vurgulayan Dereli, daha sonra polise teslim olduklarını kaydetti. Dereli, suçsuz olduğunu öne sürerek beraatini talep etti.
Polis araçları eskortluk yapmış
Sanık eski Uzman Erbaş Erkin Öztan ise ifadesinde, Çark Kışlası'ndan Valiliğe götürülürken polis araçlarından kendilerine eskortluk yapanlar olduğunu, bunun sayesinde trafiğe takılmadan Valilik önüne kadar geldiklerini ve buraya neden getirildiklerini bilmediğini ileri sürdü.
Valilik önünden arka giriş kapısına geçtiklerini ve eski Merkez Komutanı Albay Ahmet Üzer'in 'Buradan kimse geçirilmeyecek, gerekirse silah kullanılacak.' dediğini ifade eden Öztan, meslek yaşamında ilk kez bir emri yerine getirmediğini, bunun da vatandaşa karşı silah kullanmak olduğunu söyledi.
'Havaya iki el ateş açtım'
Tutuklu sanık eski Astsubay Başçavuş Sinan Gümüş ise Üzer'in emriyle Valilik binasını kontrol etmek için içeri girdiğini, üst kata çıktığında olağanüstü bir durum olmadığını görünce dışarı çıkıp bina önünde beklemeye başladığını aktardı.
Üzer'in emriyle havaya iki el ateş açtığına değinen Gümüş, 'Daha sonra silahı emniyete aldım. Yere düşen boş kovanları alıp cebime koydum.' diye konuştu. Ateş açtığında etrafta halk ve polisten kimsenin bulunmadığını kaydeden Gümüş, daha sonra Valilik A Kapısı önünden vatandaşların gelmeye başladığını ve o sırada silah sesi duyduğunu ancak kimin kime ateş ettiğini görmediğini belirtti.
Halkın Valilik kapısına doğru gelmeye çalıştığını ve askeri personelin buna izin vermediğini ifade eden Gümüş, şunları anlattı:
'O sırada kapı dışından silah sesi geldi. Vatandaşlar çiçek saksılarını cam kapıya vurup kırdı ve Valilikten içeriye girmeye başladı. Oradaki topluluk, 'Bunların suçu yok. Siz bizim askerimizsiniz' dedi. Halk içeri girdi, ben de dışarı çıktım. Sonra birisi kepimi aldı, diğeri yumruk atmaya başladı. Valilik önündeki ambulansa binip Asayiş Şube Müdürlüğüne götürüldük.'
Valiliğe şort ve spor ayakkabılarıyla gitmiş
Eski sözleşmeli Uzman Erbaş Alper Gülünay da 1,5 yıldır görev yaptığını, olay akşamı Sakarya'dan İstanbul'a nişanlısının yanına giderken kendisine alarm verildiğini ve Bölük Komutanı Başçavuş Eren Özden tarafından acilen birliğine dönmesinin emredildiğini kaydetti.
Üstünde kamuflajı olmadığını, şort ve spor ayakkabısıyla birliğe girdiğini ifade eden Gülünay, burada kendisine hücum yeleği, iki şarjör ve G3 piyade tüfeği verildiğini bildirdi.
Üzer'in Çark Kışlası'nda kamuflajı olmayan askerlere bağırdığını duyduğunu, kendisinin de şortlu olduğu için bir kamyonun kasasına gizlendiğini dile getiren Gülünay, araçla Valilik önüne getirildiğini, Valilik C Kapısı önüne gittiğini ve oradaki polislerle bir süre sohbet ettiğini belirtti. Gülünay, rütbeli bir askerin polisten alınan silah ve telsizi kendisine teslim ettiğini ancak komutanlar bölgeden uzaklaşınca bunları polise verdiğini iddia etti.
Daha sonra Valilik önündeki Albay Üzer'in kendisine araç getirerek yolu kapatmaları emrini verdiğini, kendisinin de aracı getirdiğini ancak yolu kapatmadığını ileri süren Gülünay, şöyle devam etti:
'Aracı C Kapısı'nın orada yolun kenarına çektim. Araçtan inip babamı aradım. Babamla konuşurken silah sesleri gelmeye başladı. Sonra kız arkadaşımı aradım. Bana Cumhurbaşkanımızın konuşma yaptığını ve halkı sokağa çıkmaya davet ettiğinden bahsetti. Bundan sonra araca bindim ve bu sırada 10-15 kişilik bir grup araca taşlarla saldırdı, camı kırdı ve başıma taşla vurdu. Aracın kontrolünü kaybettim ve kaldırıma vurduktan sonra aracı durdurabildim. Daha sonra araçtaki askerleri halk birer birer indirdi. Beni bir araca bindirip 'Buradan uzaklaş' dediler. Araçtaki kişiye beni polise götürmesini söyledim.'
Üstünde şort ve ayağında spor ayakkabısı olduğu için orada bulunan polisi asker olduğuna ikna etmek için 10-15 dakika uğraştığı iddiasında bulunan Gülünay, 'Silahımı zorla polise verdim ve 'Beni alın yoksa öldürecekler' dedim. Ben polise teslim olmadım, zorla sığındım. 30 yıllık albay, 24 yıllık yarbay 'kandırıldım' derken birliğin yaşça ve rütbece en küçüğü olan benim 'kandırıldım' demem tamamen zaman kaybı olur. Bu olaya sebep olanlardan şikayetçiyim.' ifadelerini kullandı.
Savunmalarını yapan tutuklu sanıklar eski Uzman Erbaş Murat Yaşa, Astsubay Cem Günay Ahat, Üstçavuş Emre Yıldırım, Uzman Çavuş Ünal Şahintürk ve Mehmet Yüzgeç de suçlamaları kabul etmeyerek tahliyelerini istedi.
Mahkeme heyeti, diğer sanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
12.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Sakarya'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin örgütün elebaşı Fetullah Gülen ile Adil Öksüz'ün de aralarında bulunduğu 224 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince, özel olarak hazırlanan Ferizli Spor Salonu'nda yapılan duruşmaya, 138 tutuklu sanık ile avukatları ve yakınları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada, tutuklu 8 sanık savunma yaptı.
Tutuklu sanık eski astsubay Celal Uslu, savunmasında, soruşturma sırasındaki ifadesini kabul etmediğini söyledi.
Sanık Uslu, 15 Temmuz akşamı 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun'un Çark Kışlası'nda elindeki mesajı okuduğunu ve 'Arkadaşlar artan terör faaliyetlerinden dolayı sıkıyönetim ilan edilmiştir, sıkıyönetim mahkemeleri kurulmuştur. Mesaj emrine uymayanlar sıkıyönetim mahkemelerinde en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Valiliğe hareket ediyoruz, jandarma ve polis bizimle beraber, orada buluşacağız.' dediğini aktararak, valiliğe gittiklerini kaydetti.
Eski Merkez Komutanı Albay Ahmet Üzer'in valilikte, 'TSK yönetime el koydu, sıkıyönetim ilan edildi. Direnen ve karşı çıkanlar sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanacaklar, binayı boşaltın.' dediğini belirten Uslu, polis ile askerin karşı karşıya geldiğini düşündüğünü, bunu protokol kapısı önündeki polislere söylediğini belirtti.
'Havaya ateş ederek halkın gelmesini önledim'
Uslu, vatandaşların valiliğe doğru geldiğini, iki grubun arasında kaldıklarını ifade ederek, 'Bu sırada silah sesleri geliyordu. Valilik protokol kapısının önündeki merdivenlere yöneldim. Etrafımda bulunan insanlar silahımı almaya çalıştı. Etrafımda bulunan insanlardan kurtulmak için silahımın mekanizmasını kurdum ve havaya 3-4 el ateş ettim. Üzerime gelen insanlar durdular. Valilik binasına doğru koştum ve içeriye girdim.' diye konuştu.
Daha sonra binadan çıktığını, polise sığındığını, silahını verdiğini anlatan Uslu, suçlamaları kabul etmeyerek, beraatini ve tahliyesini talep etti.
'Korku ve panikle havaya ateş açtım'
Tutuklu sanık eski Uzman Erbaş Mustafa Kütük de savunmasında, 15 Temmuz'dan önce Sakarya Kışlası'nda ağır tonajlı araç şoförü olarak çalıştığını söyledi.
Verilen alarm emri üzerine Çark Kışlası'na, buradan da valiliğe gittiklerine belirten Kütük, 'Taşıdığım askerler otobüsten indi. Belli bir süre sonra halk valiliğe gelmeye başlamıştı. TOMA'dan anons yapıldı. Ne yapacağımı şaşırdım. Çaresizce bekledim. Otobüsün ön tarafındaydım, silah sesleri gelmeye başlamıştı. Korku ve panikle Çark Kışlası'nda bizim birlikten gelen bir erden aldığım silahla havaya ateş açtım.' diye konuştu.
Sanık Kütük, daha sonra koşarak valilik binasına girdiğini, beklemeye başladığını belirterek, binadan çıkarak polise sığındığını öne sürdü.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Kütük, tahliyesini istedi.
Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, tahliyelerini istedi.
Mahkeme, heyeti duruşmayı yarına erteledi.
13.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Sakarya'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin, elebaşı Fetullah Gülen ile örgütün sözde 'hava kuvvetleri imamı' firari Adil Öksüz'ün de aralarında bulunduğu 224 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince, özel olarak hazırlanan Ferizli Spor Salonu'nda yapılan duruşmaya, 138 tutuklu sanık ile avukatları ve yakınları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada, tutuklu 8 sanık savunma yaptı.
Tutuklu sanık eski Kıdemli Başçavuş İsmail Şahin, emir üzerine valiliğe geldiklerini, bir süre beklediklerini ve daha sora vatandaşların toparlanmaya başladığını söyledi.
Şahin, TOMA'dan anons yapılması üzerine 15-20 vatandaşın kendisinin bulunduğu bölgeye gelmeye başladığını anlatarak, 'Ne olduğunu anlayamamıştım. Valiliğe doğru koşarken açık araziye doğru tek tek 2-3 el ateş ettim. Korkuyordum, valilik binasına girdim. İkinci kata çıkarken merdivenlerde korku ve stresle elim tetiğe gitmiş olmalı, silahım bir el ateş aldı. Halk da gelmişti, onları sakinleştirmeye çalıştım.' şeklinde konuştu.
Kalabalık bir grubun kendisine hücum ettiğini, yere düştüğünü, silahını göğsünde tuttuğunu, yüzü koyun yattığını ifade eden sanık Şahin, 'Bu sırada silahım ateş almış. Avukatımın söylediğine göre kamera görüntülerinde bu husus kayıtlıymış. Bu atış tamamen benim iradem ve fiziki müdahalem dışında oldu.' diye konuştu.
Silahını ve beylik tabancasını polise teslim ettiğini, Asayiş Şube Müdürlüğüne götürüldüğünü anlatan Şahin, eski 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun'u kast ederek, 'Rütbe ve makam itibariyle her türlü şeye sahip olan Coşkun'un, ne karşılığında bu kadar insanın hayatını kararttığını ve kendi ailesinin de hayatını perişan ettiğini merak ediyorum.' ifadesini kullandı.
Suçlamaları kabul etmediğini belirten Şahin, beraatini ve tahliyesini istedi.
Tutuklu sanık eski astsubay Emre Aydın da valiliğe gittiklerini, eski Merkez Komutanı Albay Ahmet Üzer'in megafonla, 'TSK yönetime el koydu, sıkıyönetim ilan edildi, binayı boşaltın.' anonsu yaptığını dile getirerek, bunun üzerine yapılanın darbe uygulaması olduğunu öğrendiğini ileri sürdü.
Bir süre sonra TOMA'dan, 'yaptığınız yanlış' anonsu yapıldığını aktaran Aydın, 'Ahmet Üzer, 'Mukavemet eden olursa polis, asker, vatandaş kim olursa olsun ateş edin, vurun.' dedi. Bunu yapmam mümkün değildi, valilikten dışarıya çıktım. Valilik bahçesinde 1-2 el silah sesi geldi, arkamı dönüp baktım Ahmet Üzer ve yanında asker vardı. Ateş edenlerin bunlardan bir tanesi olduğunu tahmin ediyorum.' dedi.
Tutuklu sanık astsubay Halil Çetin de hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Arabasında ele geçirilen '1 dolar'ın 2013 yılında gerçekleştirilen düğün töreninden kaldığını belirten sanık Çetin, 'Düğün görüntülerimde şakacı kişiliğe sahip olan sağdıcımın düğün armağanı olarak bu '1 dolar'ı iğne ile yakama iliştirdiği görülmektedir. Avukatım bu görüntüleri mahkemenize verecektir.' dedi.
Sanık Çetin, FETÖ ile hiçbir alakasının olmadığını, valilikte kanuna aykırı hiçbir eyleminin bulunmadığını iddia ederek, tahliyesini ve beraatini istedi.
Mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.
14.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Sakarya'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile örgütün sözde 'hava kuvvetleri imamı' firari Adil Öksüz'ün de aralarında bulunduğu 224 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince, özel olarak hazırlanan Ferizli Spor Salonu'nda yapılan duruşmaya, 138 tutuklu sanık ile avukatları ve yakınları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada, tutuklu 8 sanık savunma yaptı.
'Emirlere uymayan vurulacaktır' talimatı
Tutuklu sanık eski Uzman Çavuş Ramazan Bacak, 15 Temmuz günü Tabur Komutan Vekili Üsteğmen Kayhan Demir'in kendisini arayarak, ' Sabah tabur personeline yeni gelen tugay komutanı bugünlerde alarm verebilirmiş.' dediğini öne sürdü.
Demir'in bir alarm verildiğinde kimin nasıl birliğe geleceği konusunda açıklama yaptığını iddia eden Bacak, 'Aracı olanlar, olmayanların gelişine yardımcı olsun.' dedi. Daha sonra Taşkısığı Kışlasından Çark Kışlaya geldik. Eski Merkez Komutanı Albay Ahmet Üzer, sivil olarak gelenler nedeniyle içinde bulunduğumuz gruba, 'Siz niye sivil geldiniz? Zaten geç kaldınız, şoktan çıkın, olay çok ciddi. Artan terör eylemleri nedeniyle jandarma ve polisle Valiliğin emniyetini almaya gideceğiz. Sıkıyönetim ilan edildi, Üzerinizdeki şoku atın, aracınıza binin, bekleyin.' dedi.' ifadelerini kullandı.
'Ahmet Albay silahımı alıp kendisi havaya ateş etti'
Bacak, kışladaki askerlerde şaşkınlık olduğunu, Ahmet Albay'ın 'Emirlere uymayan vurulacaktır.' talimatı verdiğini belirterek, Valiliğin C kapısında beklemeye başladıkları sırada vatandaşların yanlarına gelerek, 'Sizin ne işiniz var burada, kışlanıza dönün.' dediğini kaydetti.
C kapısına geldiklerinde yanlarına gelen Ahmet Albay'ın hakaret ederek, 'Bu vatandaşları niye yaklaştırıyorsunuz? Uzaklaştırın.' talimatı verdiğini söyleyen Bacak, şöyle devam etti:
'Bunu duyan yurttaşlar, 'Asker kışlaya' sloganı attı. Ahmet Albay, 'Yüksek tutuş, ateş edin.' dedi. Ancak ne ben ne de orada bulunan personel, bu emri yerine getirdi. Yanımdaydı, aniden elimdeki G3 piyade tüfeğime sarıldı ve elimden aldı. Kurma kolunu çekti ve havaya bir el ateş etti. Tekrar kurma kolunu çekti, yine havaya bir el ateş etti. Silahı da göğsüme fırlattı. Ben tuttum ve C kapısından içeriye doğru gitti. Olaylar sırasında polise ve vatandaşa silah doğrultmadım ve ateş etmedim. Üzerime atılı suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum.'
'Ahmet Albay'ın gözü dönmüş'
Bacak, o gün kendisinde bulunan silahın otomatik, yani seri atış yapabilen G3 piyade tüfeği olduğunu belirterek, 'Esasen Ahmet Albay'ın benden aldığı silahı kurma kolunu bir kere çekip bırakarak yatağa mermi yolladıktan sonra ve patlattıktan sonra yeniden kurma hareketi yapmasına gerek yoktu. Gereksiz bir kurma hareketi nedeniyle ikinci atıştan önce mermi, atış yatağındaki dolu mermi dışarıya düştü. Ben onu da boş kovanları da almadım. Tahminim Ahmet Albay'ın gözü dönmüştü ya da silahın çalışma prensibini bilmediği anlaşılıyordu.' diye konuştu.
Suçlamaları kabul etmediğini belirten Bacak, beraatini ve tahliyesini istedi.
Tutuklu sanık eski Astsubay Kıdemli Çavuş Fatih Sevenel de verilen alarm emri üzerine Çark Kışlasına, buradan da Valiliğe gittiklerini söyledi.
A kapısı civarında hengame yaşandığını, bu sırada Ahmet Albay'ın üsteğmen Doğan Aydın'a 'Ne bekliyorsun, arka tarafın emniyetini almayacak mısın?' dediğini duyduğunu aktaran Sevenel, emir doğrultusunda kuzeye doğru yola çıktıklarını kaydetti.
Sevenel, vatandaşların yavaş yavaş C kapısına doğru ilerlemeye başladığı sırada nereden geldiğini anlamadığı mekanik bir sesin, 'Kahraman Sakarya halkı, yatağında uyuma, demokrasine sahip çık.' diyerek vatandaşları sokağa davet ettiğini aktararak, bunu duyduktan sonra şok olduğunu, Camili 2 Mahallesi'ndeki evine kaçmak istediğini fakat kalabalık vatandaş grubundan korktuğu için gidemediğini ileri sürdü.
C kapısında kalabalık insanların içerisinde gördüğü Ahmet Albay'ın yüksek tutuş yaparak havaya ateş ettiğini gördüğünü belirten sanık Sevenel, ondan sonra olayların boyutunun artığını, sonrasında polise giderek kendi iradesiyle teslim olduğunu söyledi.
Sevenel, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, tahliyesini istedi.
Diğer sanıklar da haklarındaki suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, tahliyelerini talep etti.
Mahkeme heyeti, duruşmayı pazartesi gününe erteledi.
İddianame
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, darbe girişimi sırasında Sakarya Valiliğinin işgaline ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve örgütün sözde 'hava kuvvetleri imamı' firari Adil Öksüz, meslekten ihraç edilen askerler 1. Motorlu Piyade Tugay Komutan Vekili Piyade Kurmay Albay Uğur Coşkun, Kurmay Albay Bahri Gürhan, eski Sakarya İl Jandarma Komutan Vekili Yarbay İlhan Aysan, Albay Ahmet Üzer, Yüzbaşı Yavuz Soyer, Binbaşı Ali Şahin, Üsteğmen Kayhan Demir, Yarbay İsmail Öcal ile 171 asker ve 2 sivil şüpheli hakkında, TCK'nın 'anayasayı ihlal' suçunu düzenleyen 309, 'kasten öldürme' suçunu düzenleyen 81. ve 35. maddeleri uyarınca birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 185 yıl 6'şar aydan 319'ar yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Subay, astsubay, erbaş ve erlerden oluşan 41 şüpheli hakkında da çeşitli suçlardan hapis cezaları talep edilen iddianamede, 50 şüpheli hakkında ise 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' ve 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş'un müşteki olarak yer aldığı iddianamede, valiliğin işgali sırasında yaralanan 19 vatandaş da mağdur olarak bulunuyor.
Paralel yapı-04 Ocak (2017) 'Sakarya Darbe Yapılanması 224 sanık' davası
(15 Nisan 2017, 22:13)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: