Bursa'da terör suçları savcılığı tarafından hazırlanan ve Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 36'sı firari 80 sanık hakkındaki iddianame, 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıklar hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor. İddianamede, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile polisler arasında geçen bir diyalog da yer alıyor. Çapkın'ın, polislere, '(Fetö'nün hükümeti devirme amaçlı 17 Aralık Yolsuzluk Soruşturması Kumpası kapsamındaki Fetöcü savcı ve polislerin yaptığı) Bu operasyonları yaparsanız sizin ve benim başıma ne geleceğini biliyor musunuz' dediği, memurların 'Evet' cevabının ardından, 'O zaman Allah size yardımcı olsun. Ben telefonu kapatıp gidiyorum' diyerek ayrıldığı iddia ediliyor. İddianamede, 2013'te kentteki 'himmet' hedefinin 554 milyon lira olarak belirlendiği ifade ediliyor. İddianamede, ihaleye fesat karıştırma, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan gözaltına alınan bir iş adamının 'himmet' karşılığında serbest bırakıldığı ve beraat ettirildiğine ilişkin gizli tanık ifadelerine yer veriliyor.
14.04.2017 14:36 Bursa'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 80 sanık hakkında hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, 2013'te kentteki 'himmet' hedefinin 554 milyon lira olarak belirlendiği ifade edildi.
10 Nisan'daki gelişmeye göre, FETÖ/PDY yönelik soruşturma kapsamında örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 80 sanık hakkında hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesince iddianamede, örgütün il imamı Cansun Sarıyıldız başkanlığında gerçekleştirilen toplantılardaki yıllık himmet hedefi ile hedefi yerine getiremeyen memur ve iş adamlarına yapılan tehditlere ilişkin detaylara yer verildi.
Örgütün, çeşitli ortamlarda iş adamları ve örgüte yakın isimlerle toplantılar yaptığı, bu toplantılarda sık sık bu kişilerden himmet adı altında para istediği belirtilen iddianamede, 'Işık' isimli gizli tanığın şu ifadeleri yer aldı:
'Yiğit kod adlı Yusuf Bahri Kaş (firari) tarafından bizlere verilen bilgiye göre, Bursa il sorumlusu Cansun Sarıyıldız tarafından, il mütevelli heyeti için 35 milyon, Osmangazi ilçesi için 21 milyon, Nilüfer ilçesi için 21 milyon, Yıldırım ilçesi için 21 milyon, İnegöl ilçesi için 23 milyon, Mustafakemalpaşa ilçesi için 18 milyon, Mudanya ilçesi için 12 milyon, Keles ilçesi için 5 milyon, Orhaneli ilçesi için 5 milyon, Gemlik ilçesi için 7 milyon, Yenişehir ilçesi için 11 milyon, Orhangazi ilçesi için 7 milyon, Karacabey ilçesi için 13 milyon, Büyükorhan ilçesi için 3 milyon, Kestel ilçesi için 5 milyon, örgüt yapılanmasında Bursa'ya bağlı Bilecik'in Bozüyük ilçesi için 7 milyon, örgütün il kadın yapılanması ile yapıya ait ve yapı güdümünde faaliyet gösteren şirket ve kurumlar için ise 150 milyon olmak üzere Bursa'da 2013'te 554 milyon lira himmet toplanacağı bizlere söylendi.'
'Konulan hedef kesinlikle tutturulur'
İddianamede, örgüt adına himmet toplama yetkisi bulunan kişilerle ilgili bilgi veren 'Orhan' isimli gizli tanık ise görevlendirilen kişilerin para verecekleri tespit ettiklerini ve bunların üzerine gidildiğini anlattı.
Himmet verecek kişilerin konumuna göre örgütün üst düzey sorumlularının görüştüğünü belirten gizli tanık, ifadesinde, şunları kaydetti:
'Bu kişilerle görüşecek abiler belirlenir. Bağış alma işlemi gerçekleştirilir. Cemaatin il sorumlusu Cansun Sarıyıldız, her yıl il genelinde ne kadar himmet, burs ve kurban parası alınacağını belirleyerek bir hedef koyar, bu hedef ilçe, mahalle, köy yani hücre sorumlu abilerin sorumlu oldukları vatandaşların maddi imkanına göre değişiklik arz eder. Hedef konulurken kazancın üçte biri gözetilerek hedef konur. Bu anlamda Cansun Sarıyıldız ve yardımcıları cemaate yakın esnaflara, 'Ben sana şu iş imkanını sağladım, sen de örgüte bu kadar para vereceksin' şeklinde düzenleme yaparlar. Devlet memurları, özel sektörde çalışanlar, işçi kesimi gibi maaşa tabi insanlardan genelde maaşının yüzde 10'u oranında para toplanır. Eğer bu insanlar belirlenen hedefi bir şekilde yerine getirmezlerse memursa çalıştıkları birimde rencide edilir, itibarsızlaştırılır. Gerekirse yer değişikliğine tabi tutulur. Keza büyük küçük iş adamları da aynı yöntemle üstü kapalı tehdit edilir. Konulan hedef kesinlikle tutturulur. Paranın hepsi toplanır.'
Gizli tanık, örgüte ait marketlerden sadece ramazan ayında 12 milyon liralık ramazan paketi alınması hedefi belirlendiğini ve bir iş adamının, çeşitli yöntemlerle, 40 ile 70 lira arasında değişen paketlerden bin adet almasının sağlandığını aktardı.
Gözaltındaki İş Adamını 1 Milyon Liraya Serbest Bırakmışlar
Bursa'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 36'sı firari 80 sanık hakkında hazırlanan iddianamede, ihaleye fesat karıştırma, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan gözaltına alınan bir iş adamının 'himmet' karşılığında serbest bırakıldığına ilişkin gizli tanık ifadelerine yer verildi.
İddianamede, 'FETÖ/PDY silahlı terör örgütü, yurt içinde ve dışında çok miktarda vakıf, dernek, özel okul, şirket, dershane, öğrenci yurdu, yayın organı, gazete, TV istasyonu, faizsiz finans kurumu, sigorta şirketi ve radyo istasyonunu denetim altında bulundurarak, amacına uygun, planlı, programlı ve gizli olarak faaliyetlerini yürütmüştür.' tespitleri yer aldı.
'Hikmet' adlı gizli tanık iddianameye giren ifadesinde, örgütün Bursa il imamı Cansun Sarıyıldız'ın yardımcısının, firari sanıklardan Yusuf Bahri Kaş olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
'Eski Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Namık Yılmaz'ın görev yaptığı dönemde (2012-2014 yılları), bir holdingin ortaklarından N.K, ihaleye fesat karıştırma, dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan gözaltına alındı. Bu iş adamının çocukları, Cansun Sarıyıldız, yardımcısı Yusuf Bahri Kaş ile toplantı yaptılar. İş adamının ailesinin örgüte 1 milyon lira bağışta bulunması karşılığında yardımcı olunacağı söylendi. Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşülüp adliyede sorunların çözüleceği söylendi. Daha sonra da iş adamı N.K'nın serbest bırakıldığını biliyorum.'
'Orhan' adlı gizli tanık ise eski Cumhuriyet Başsavcısı Namık Yılmaz'ın örgüt mensubu 25 kişiye zabıt katipliğini kazandırdığını bildiğini anlatarak, 'Bu anlamda uygulama sınavından bir ay önce uygulamada çıkacak metinleri zabıt katibi adayı örgüt mensuplarına bir avukat aracılığıyla verdiklerini biliyorum.' ifadesini kullandı.
Beraat da etti kararı veren hakimlerden biri ihraç edildi
Bursa'da, 2008 yılında Emniyet Müdürlüğü tarafından başlatılan 'Matruşka' adı verilen operasyonda, teknik ve fiziki takipler sonucu, bazı belediye ve devlet kurumlarının ihalelerine fesat karıştırıldığı ve görevlilere rüşvet verildiğiyle ilgili delillere ulaşıldı.
Bunun üzerine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından N.K. ve aralarında belediye görevlileriyle bazı şirket çalışanlarının da bulunduğu 21 kişi hakkında 2012 yılında dava açıldı.
O dönem gözaltına alınan ancak adliyeye sevk edilmeden serbest bırakılan N.K, davada tutuksuz yargılandı.
Bu soruşturmayla ilgili hazırlanan iddianamede, kentin doğu ve batı bölgelerini kapsayan ihalelerin iki firma tarafından paylaşıldığı ve 21 ihalenin sözleşme bedelinin 56 milyon 171 bin 925 lira olduğu belirtildi.
Bilirkişi ve Sayıştay denetçisi tarafından yapılan denetimlerde söz konusu ihalelerde kamunun zarara uğratıldığının belirlendiğine vurgu yapılan iddianamede, N.K. ile 21 kişinin, belirli bir hiyerarşi içinde ve sürekli olarak birbirleri ile irtibat halinde suç örgütü kurucusu ve yöneticisi olarak atılı suçlara ilişkin eylemleri gerçekleştirdiklerinin tespit edildiğine yer verildi.
İddianamede, şüphelilerin belediye görevlileri ve kendi aralarında yaptıkları telefon görüşmelerinin yanı sıra ihaleye fesat karıştırıldığına yönelik fiziki takipler ve düzenlenen raporlara da yer verildi.
Çeşitli yöntemlerle bu ihalelere fesat karıştırıldığı, kamunun zarara uğratıldığı iddiasıyla 'suç örgütü' olarak yargılanan N.K. ve 21 kişi, ağır ceza mahkemesinde görülen davada da beraat etti.
N.K. ve diğer sanıkların beraatına karar veren ceza mahkemesinin üyesi hakimlerden biri olan M.Ö, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturma kapsamında meslekten ihraç edildi.
Namık Yılmaz ise Isparta'da yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklandı.
İş Adamlarının Seks Kasetlerini Bankadaki Gizli Kasada Saklamışlar
İddianamede gizli şahit sıfatıyla ifade veren Orhan, 'Bank Asya Yıldırım Şubesi'ndeki gizli kasada geliri çok yüksek olan 11 iş adamının seks kasetleri, yıllık ekonomik karlılık durumunu belirten verilerini içerir bilgiler, il genelinde cemaate mensup olup ta görev yapan tüm memur ve bürokratların isimlerini içeren listeler de saklandığını biliyorum. Bu gizli kasadaki flash bellek, liste ve belgeler Bank Asya şubesine polisler tarafından arama yapıldığı gün Ercan lakaplı İ.S.S. tarafından saat 09.00 sularında bankaya girilip saat 11.00 sularında yüzü bere ve atkı ile kapalı kaban giyilmiş vaziyette bankaya şubesine girip gizli kasadan alınarak dışarıya kaçırıldığını da biliyorum. Esasen bu durum kamera kayıtları ile netleşmiştir. Bu bilgilerin imha edildiğini zannetmiyorum. Bir yerlerde saklandığını tahmin ediyorum' dedi.
'Firmaların bilançolarını inceleyerek himmet topluyorlardı'
İş adamı F.K.'nın iddianamede yer alan ifadesinde ise, 'Vergi Dairesi Başkanlığı'nda iş adamlarının, şirketlerin tüm kayıtları mevcuttur. İbrahim Saydam vergi dairesinde şirketlerle ilgili bilgileri tespit edip örgüt mensuplarına bildirmesi üzerine bu şirketlerin yöneticilerine Vali Şahabettin Harput ve Cansun Sarıyıldız ziyarete gidiyorlar. Bu şirketlerde örgüt adına yardım talebinde bulunuyorlardı. Firmaların bilançolarını inceleyerek karlı firmaları bu şekilde tespit edip örgüt adına himmet adı altında para toplarlardı. Başsavcı Namık Yılmaz'ın İbrahim Saydam'ı cezaevi izleme kuruluna seçilmesi de çok manidardır. İbrahim Saydam, iş adamlarından para alabilmek için yoklama memurlarını kullandığını, örgüte yakın iş adamlarına hoşgörülü yaklaştığını, keza vergi uyuşmazlıklarında uzlaşma komisyonuna kendi adamlarını yerleştirdiğini, vergisel yönden sıkıntısı olan iş adamı ve esnaflar örgüte bağışta bulunduklarında uzlaşma komisyonundan lehine kararlar çıkartıldığını duymuştum. O dönemde uzlaşma komisyonuna giren esnaf ya da iş adamları sorgulandığında bir kısmının örgüte bağış yaptığı ortaya çıkacaktır' diye konuştu.
İş adamı F.K. ' Bursa Adliyesi'nde görev yapan örgüt üyesi hakim ve cumhuriyet savcıları her ayın 15'inde maaşlarının yüzde 5 tutarında para toplayarak Bahar Hastanesi'nde elden Ömer K.'ye teslim ediyorlardı. Ömer K., her hafta cuma sabahı hakim ve cumhuriyet savcıları ile Bahar Hastanesi'nde kahvaltılar tertiplediğini biliyorum' şeklinde konuştu.
'Başsavcı Öcalan ile ilgili sorular sordu'
Şüpheli sıfatıyla iddianamede ifadesine yer verilen Ş.U. ise, '2012 yılı başlarında Sadık A., bana, ' Bursa cezaevi izleme kurulunda görev alır mısın? Ben Başsavcı Namık Yılmaz'ı arayacağım. Sen git onunla görüş' dedi. Başsavcı Namık Yılmaz, beni Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığına yönlendirerek oraya dilekçe vermemi söyledi. Ben de denileni yaptım. Bir hafta sonra istenilen belgelerle birlikte beni komisyon başkanlığına çağırdılar. Burada benim dışımda izleme kuruluna seçilen diğer arkadaşlar da vardı. Bize yemin ettirdiler. Bu şekilde izleme kuruluna seçilmiş oldum. Heyet olarak bir defasında tam tekmil İmralı Cezaevine de gittik. Dönüşte Başsavcı Namık Yılmaz, beni odasına davet etti. Orada İmralı da yapılan kontrollerle ilgili benden PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan hakkında hem psikolojik yönünden hem de normal sağlık yönünden nasıl diye sordu. Bende kendisine herhangi bir anormal durumun olmadığını söyledim. Normal şartlarda bilgileri izleme kurulunda görev alan doktor hanımdan alması gerekirdi. Abdullah Öcalan, ile ilgili ne yapmak istediklerini çözebilmiş değilim. Abdullah Öcalan'a önceden bir şey yaptılar sonucunu mu bekliyorlardı. Yoksa ileride Abdullah Öcalan'a birşeyler yapmayı mı düşünüyorlardı. Bu sebepten dolayı sağlık durumunu sorduklarını tahmin ediyorum' şeklinde konuştu.
Çapkın ile Polisler Arasında Geçen Şok Diyalog
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile polisler arasında geçen diyalog da, FETÖ iddianamesinde yer aldı. Çapkın'ın, polislere, 'Bu operasyonları yaparsanız sizin ve benim başıma ne geleceğini biliyor musunuz' dediği, memurların 'Evet' cevabının ardından, 'O zaman Allah size yardımcı olsun. Ben telefonu kapatıp gidiyorum' diyerek ayrıldığı iddia ediliyor.
İddianamede gizli şahit sıfatıyla ifade veren 'Hikmet', '2013 yılı Ramazan ayında mütevelli heyet toplantısında 'il imamı' Cansun Sarıyıldız, bizlere hitaben Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek 'Başbakan eskisi gibi değil. Söz dinlemiyor. Yanlış yollara girdi. Gezi olaylarında haksızdı. Sizin bilmediğiniz şeyler var. Başbakan ve ailesi hırsızlık yapıyor. Elimizde bilgi ve kayıtlar var. Hatta hoca efendiye küfrettiğine dair Başbakan'ın kayıtları var. Zaten Amerika ve Avrupa da bu adamın üstünü çizmiş, gidecek' şeklinde konuşmalar yaptı' dedi.
Sarıyıldız, emniyet müdürü ile polisler arasında geçen diyaloğu anlatmış
17-25 Aralık 2013 tarihinde İçişleri Bakanı ve diğer bakanların çocukları hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca operasyon yapıldığı günlerde, Cansun Sarıyıldız'ın bütün Bursa mütevelli heyet mensuplarını topladığını anlatan Hikmet, 'Bu toplantıya girişte cep telefonlarımızı yeni mütevelli heyet imamı olan Şerif Keskin'e teslim ettik. Cansun Sarıyıldız, buradaki toplantıda da bizlere hitaben, '17-25 Aralık günü yapılan operasyonla ilgili olarak polisler İstanbul İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'a gidip, operasyonla ilgili zarfı gösteriyorlar. Hüseyin Çapkın gösterilen zarfı okuyor. Daha sonra Çapkın, 'siz bu işi yaparsanız sizin başınıza ne geleceğini biliyor musunuz' diye soruyor. Görevli polis memurları da bildiğini söylüyor. Daha sonra emniyet müdürü, 'peki benim başıma ne geleceğini de biliyor musunuz' dediğinde, memurlar da 'evet biliyoruz' diyorlar. Bunun üzerine Hüseyin Çapkın, 'o zaman Allah size yardımcı olsun. Ben telefonumu kapatıp gidiyorum' diyerek görevlilerin yanından ayrıldı.' Bu durumu bize Sarıyıldız söyledi. Bizlere 'bütün olun, dağılmayın, hizmete devam edin' şeklinde sözler sarf etti' diye konuştu.
Bir marketler zincirini değerinin 2 buçuk katına satmışlar
Gizli tanık 'Işık'ın iddianamede bir marketler zincirinin satışıyla alakalı, 'Bir marketler zinciri daha önce cemaate aitti. İl imamı Cansun Sarıyıldız, banka şubelerine marketlerden 12 milyon liralık Ramazan paketi satın alınması hedefi koymuş. Bir kişiden adedi 40 ile 70 lira olmak üzere bin adet yardım paketi alınması sağlandı. Kişi ya da firma çalışanları tarafından bu miktar para Bank Asya Şubesi'ndeki hesabından marketlerden sorumlu kişinin hesabına aktarıldı. Bu şekilde marketin bilançosu yüksek gösterildi. Bu marketlerin değeri 200 milyon lira iken, iki buçuk katına bir fiyat üzerinden satıldı. Bu şekilde Bank Asya şubeleri de bir anlamda dolandırıcılık eyleminde kullanılmış oldu' açıklamasını yaptı.
Paralel yapı-03 Nisan (2017) 'Bursa Yapılanması/F.Gülen dahil 80 sanık' davası
(14 Nisan 2017, 14:36)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: