Van Askeri Mahkemesi´nde bugün devam edilen Şemdinli Davası´nda, ´Askeri Yargıya Tırpan´ konulu yasa değişikliği üzerine sanık avukatlarının yaptığı ´görevsizlik ve davanın tekrar sivil mahkemeye gönderilmesi´ talebi reddedildi. Şemdinli Davası´nın zorla aktarıldığı askeri mahkemenin davanın tekrar sivil mahkemeye gönderilmesi talebine direnip direnmeyeceği kamuoyunca merakla bekleniyordu. Bu karar çok önemliydi. Çünkü eğer gönderecek olursa sanıkların sivil mahkeme tarafından yargılamalarının zaten yapılıp tamamlandığı ve 39´ar yıl ağır hapis cezaları almış oldukları şok gerçeğini asker ve sivil derin güçlerin kabul etmeleri sonucunu getirecekti. Sembol bir dava haline gelen Şemdinli Davasında askeri mahkemenin bugün verdiği ´dava bende kalsın´ kararı, askeri otoritenin sivil otoriteye direnme ´azmi ve kararlılığını´ en azından şimdilik sürdürmeye devam edeceği şeklinde yorumlanıyor. Meclis´in çıkardığı yasa düzenlemesi sonrası eski Yargıtay onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, askeri mahkemeleri ellerindeki davaları sivil mahkemelere göndermemeye çağırmıştı. Duruşmada asker sanıkların avukatları Sabih Kanadoğlu´nun gösterdiği taktiğe uyarak Anayasayı örnek gösterdi ve sivil mahkemenin reddedilmesini istedi. Sanık avukatlarının sivil mahkemenin reddedilmesi için gösterdiği ´müvekkilleri astsubayların işlemekle suçlandıkları suçların görevdeyken gerçekleştiği´ gerekçesi akıllara Albay Temizöz´ü getirdi. Temizöz´ün avukatları da müvekkillerinin görevdeyken işlenmiş suçlarla suçlandığını ileri sürerek davanın sivil değil askeri mahkemelerde yapılmasını talep etmişler ancak talepleri reddedilmişti. Burada çelişkili ve tuhaf bir durum ortaya çıkmış oluyor. Görevi sırasında sivilleri infaz ettiği suçlamasıyla Albay Temizöz halen sivil mahkemede yargılanıyorken, güya görevleri sırasında sivillerin kitabevini bombalayan astsubaylar ise askeri mahkemede yargılanıyor. Birisi yanlış olmalı ama hangisi?..
FLAŞ!!! Askerler Şemdinli Davasını sivil mahkemeye göndermedi
Van Askeri Mahkemesi´nde bugün devam edilen Şemdinli Davası´nda, ´Askeri Yargıya Tırpan´ konulu yasa değişikliği üzerine sanık avukatlarının yaptığı ´görevsizlik ve davanın tekrar sivil mahkemeye gönderilmesi´ talebi reddedildi. Şemdinli Davası´nın zorla aktarıldığı askeri mahkemenin davanın tekrar sivil mahkemeye gönderilmesi talebine direnip direnmeyeceği kamuoyunca merakla bekleniyordu. Bu karar çok önemliydi. Çünkü eğer gönderecek olursa sanıkların sivil mahkeme tarafından yargılamalarının zaten yapılıp tamamlandığı ve 39´ar yıl ağır hapis cezaları almış oldukları şok gerçeğini asker ve sivil derin güçlerin kabul etmeleri sonucunu getirecekti. Sembol bir dava haline gelen Şemdinli Davasında askeri mahkemenin bugün verdiği ´dava bende kalsın´ kararı, askeri otoritenin sivil otoriteye direnme ´azmi ve kararlılığını´ en azından şimdilik sürdürmeye devam edeceği şeklinde yorumlanıyor. Meclis´in çıkardığı yasa düzenlemesi sonrası eski Yargıtay onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, askeri mahkemeleri ellerindeki davaları sivil mahkemelere göndermemeye çağırmıştı. Duruşmada asker sanıkların avukatları Sabih Kanadoğlu´nun gösterdiği taktiğe uyarak Anayasayı örnek gösterdi ve sivil mahkemenin reddedilmesini istedi. Sanık avukatlarının sivil mahkemenin reddedilmesi için gösterdiği ´müvekkilleri astsubayların işlemekle suçlandıkları suçların görevdeyken gerçekleştiği´ gerekçesi akıllara Albay Temizöz´ü getirdi. Temizöz´ün avukatları da müvekkillerinin görevdeyken işlenmiş suçlarla suçlandığını ileri sürerek davanın sivil değil askeri mahkemelerde yapılmasını talep etmişler ancak talepleri reddedilmişti. Burada çelişkili ve tuhaf bir durum ortaya çıkmış oluyor. Görevi sırasında sivilleri infaz ettiği suçlamasıyla Albay Temizöz halen sivil mahkemede yargılanıyorken, güya görevleri sırasında sivillerin kitabevini bombalayan astsubaylar ise askeri mahkemede yargılanıyor. Birisi yanlış olmalı ama hangisi?..
Şemdinli Olayı ve Davası
9 Kasım 2005 tarihinde Hakkari´nin Şemdinli ilçesindeki ´Umut Kitap Evi´ne el bombası atıldı. Kaçmaya çalışan iki astsubay ve bir PKK itirafçısı halk tarafından yakalandı. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt, sanık astsubay Başçavuş Ali Kaya için ´tanırım, iyi çocuktur´ ifadesini kullandı. Olayın üstüne giden ve hazırladığı iddianamede Kara Kuvvetleri Komutanı Büyükanıt´a da yer veren Savcı Ferhat Sarıkaya, gündemi sarstı. HSYK eliyle davadan hemen alınan Savcı Sarıkaya, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışması yasaklanarak avukatlık dahi yapamaz hale getirildi. Ancak iddianamesi Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Dava sonucunda askerlerin de içinde bulunduğu sanıklar 39´ar yıl ağır hapis cezalarına çarptırıldı ve Türkiye´de alışılmadık bir durum ortaya çıktı. Bu kararla adeta Kontrgerilla´nın varlığı tescillenmiş oldu. Ancak Kontrgerillacı çevreler pes etmedi. Yapılan itirazlar üzerine bir üst mahkeme olan Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi´nde tekrar görülen davada durum değişmedi ve kararlar onandı. Devreye bu kez Yargıtay girdi ve sanıkların içinde halen görevde olan muvazzaf askerlerin de bulunması sebebiyle davanın askeri mahkemeye gönderilmesini istedi. Yargıtay´ın bu isteğini yetkisini kullanarak yerine getirmeyen ve kararlarında direnen Van Mahkemeleri´nin karşısına tekrar HSYK çıkarıldı. HSYK, 3. ve 4. mahkeme heyetlerinin istisnasız tüm üyelerini ülkenin dört bir yanına sürgün etti. Yerlerine atanan yeni üyeler de ilk duruşmada davayı askeri mahkemeye gönderdi. Askeri mahkemenin yaptığı ilk duruşmada sanıkların tahliye edilmesiyle Kontrgerilla´nın yargıdaki varlığı net bir şekilde ortaya çıkmış oldu. Şemdinli Davası askeri mahkemede halen görülmeye devam etmektedir.
Ergenekon soruşturmasına bakan altı Cumhuriyet Savcısı, Büyükanıt´ın ´tanırım iyi çocuktur´ dediği astsubaylara ikinci iddianamede şok suçlamalar yöneltmişti
Savcı Ferhat Sarıkaya´nın HSYK tarafından apar topar meslekten atılmasına yol açan iddianamesinde yer verdiği ve o iddianameyi kabul eden mahkemenin ağır cezalar verdiği asker sanıklara benzer şok suçlamalar ikinci Ergenekon iddianamesinde Savcı Zekeriya Öz ve diğer beş savcı arkadaşı tarafından yöneltilmişti. Bir Ferhat Sarıkaya gider altısı gelir dedirten olayda Cumhuriyet Savcıları Ercan Şafak, Mehmet Ali Pekgüzel, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder, Zekeriya Öz ve Nihat Taşkın tarafından hazırlanan Ergenekon Terör örgütü ile ilgili 2. iddianamede 2005 yılında yaşanan Şemdinli olaylarında ismi geçen 2 astsubayın isimleri de yer alıyor. İddianamede astsubayların uyuşturucu işine karıştıkları iddia ediliyor.
Askerler sivil otoriteye direnme azim ve kararlılığında
Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı´nda görülen Şemdinli Davası´na bugün devam edildi. Saat 13.30´da başlayan duruşmaya tutuksuz yargılanan astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve PKK itirafçısı Veysel Ateş katılmadı. Sanık avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada müdahiller Seferi Yılmaz, Metin Korkmaz ile avukatları Murat Timur katıldı. Duruşma mahkemece daha önce bilirkişi olarak atanan Yarbay Ercan Seyhan´ın mütalaası soruldu. Bilirkişi Seyhan, mütalaasının yazılı kısmının hazır olduğunu belirterek, görüntülü ve fotoğraflı desteklemek için ek süre talebinde bulundu.
Müdahil avukatı görevsizlik talep etti
Müdahil avukatı Murat Timur söz alarak, CMK´nın 7. maddesi gereği yaptıkları görevsiz talebine ilişkin bir karar verilmeden yargılamaya devam edilemeyeceği ve usul görüşmelerinin yapılamayacağını belirtti. Timur, 5918 sayılı kanunda değişikliği ile TCK 250. madde kapsamına giren suçları işleyen asker kişilerin görevli ağır ceza mahkemelerinde yargılanması gerektiği belirtildiğini hatırlattı. Timur, kanun değişikliğinde ayrıca devam eden soruşturma ve kovuşturmaların yasa değişikliği kapsamına alındığına dikkat çekerek, daha önce yaptıkları başvurunun dikkate alınarak, görevsizlik kararının verilmesi talebinde bulundu.
Asker sanıkların avukatları Sabih Kanadoğlu´nun gösterdiği taktiğe uyarak Anayasayı örnek gösterdi ve sivil mahkemenin reddedilmesini istedi
Sanıkların avukatları askeri mahkemeyle devam edilmesi gerektiğini bildirdi
Sanık avukatlarından Mahmut Güler ise, CMK genel bir kanun olduğunu belirterek, asker kişilerin işlediği suçlarla ilgili yargılama görevi ise özel kanun olan 353 sayılı kanun kapsamına girdiğini kaydetti. 353 sayılı kanunun dayanağı Anayasa olduğunu dile getiren Güler, Bu kanun 9. maddesine göre asker kişilerin işledikleri suçlarla ilişkin anayasaya paralel bir düzenleme mevcuttur. Bu iki ceza muhakemesi kanunun yarışması durumunda ise 353 sayılı kanunun yargılama görevi askeri mahkemelere vermektedir. Bu hususla ilgili Yargıtay 9. Daire ile Uyuşmazlık Mahkemesi´nin kararları mevcuttur.
Görevi sırasında sivilleri infaz ettiği suçlamasıyla Albay Temizöz sivil mahkemede yargılanıyor, ama güya görevleri sırasında sivillerin kitabevini bombalayan astsubaylar ise askeri mahkemede. Birisi yanlış olmalı ama hangisi?..
Sanık avukatı Güler savunmasına devamla, buna göre terörle mücadele görevi esnasında işlemiş olduğu suçlarla ilgili görevli olan yargı organı askeri mahkemelerdir. Bu sebeple görevsizlik kararının reddedilmesini istiyoruz. Askeri Mahkeme´nin bu yargılamada görevli olduğunu kanaatindeyiz dedi. Askeri Savcı Yüzbaşı Gürsel Kenar ise, ceza usul ekonomisi bakımından bilirkişinin mütalaasının ardından görevsizlikle ilgili mütalaasının yazılı olarak sunacağını söyledi.
Mahkeme görevsizlik kararı vermeden yargılamaya devam etmeye çalışınca tepki aldı
CMK´nın 7. maddesine göre, mahkemenin görevsizlik talebiyle ilgili karar vermesi gerekiyordu. Mahkeme Başkanı Tankçı Yarbay İbrahim Şahin, önceki duruşmada alınan kararlar ve yazılan müzekkerelere ilişkin bazı cevapların olduğunu belirterek, görevsizlik kararını bunlarla birlikte duruşma sonunda vereceklerini belirterek duruşmaya devam etti. Bu arada bazı kurumlara yapılan müzekkerelere gelen cevapları dosyaya ekleyen mahkeme başkanı, Jandarma Genel komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı tarafından olaydan sonra bazı televizyonlarda yayınlanan görüntülerin analizin yapıldığı CD´lerin içerikleri ile ilgili bilgi verdi. Müdahil avukatı Murat Timur, duruşmanın başında yaptığı itirazı tekrarlayarak, CMK´nın 7. maddesine göre, yaptıkları görevsizlik talebi ile ilgili karar verilmeden duruşmaya devam edilmemesi gerektiğini söyledi. Avukat Timur´un ısrarlı itirazı üzerine mahkeme görevsizlik talebiyle ilgili karar vermek için ara verdi.
Askeri mahkeme, görevsizlik talebini bu aşamada reddetti
Mahkeme yarım saatlik aradan sonra, askeri mahkemenin görevsiz olduğu ve derhal görevsizlik kararı verilmesi yönündeki talebinin bu aşamada reddine, ilgili kararın tüm delillerin ikmali sonrası değerlendirmesine oybirliği ile karar verdi. Mahkeme heyeti bu karardan sonra duruşmaya devam etti. Duruşmada Jandarma Genel komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı olay sonrası CD´lerle ilgili yapılan uzman incelemesinde, görüntü karelerinde el bombası olarak nitelendirilen bir nesnenin varlığına dair bir görüntünün olmadığı belirtildi. Raporda, dönemin Milletvekili Esat Canan´ın araç içerisinde MKE yapımı el bombaları gördüğüne ilişkin beyanlarının yer aldığı kaydedildi. Mahkeme, bilirkişi Yarbay Ercan Seyhan´ın mütalaasını hazırlaması için 18 Aralık gününe ertelendi. ( Cihan)
Abdullah Harun
(09 Ekim 2009, 18:00)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Yasa değişikliğini işleyen ´Meclis egemenliğini kullanıyor: Askeri Yargıya tırpan´ konulu manşetlerimiz
Şemdinli Davası´nın askerlerce örtbas edilmesi
Askerlerin soruşturmalara müdahalesi
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi