Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında 67 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
08.04.2017 20:58 Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında 67 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
03.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kayseri'de FETÖ'ye ilişkin soruşturma kapsamında iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak, Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile örgütün 'il imamı' firari Sıtkı Baş'ın da aralarında yer aldığı 67 sanığın yargılandığı davanın 3. duruşması, Kayseri Adalet Sarayı'nda başladı. 250 kişilik Kayseri Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda görülmeye başlanan dava öncesinde adliye çevresinde güvenlik önlemleri alındı.
Kayseri 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen FETÖ/PDY davası kapsamında aralarında Boydak Eski Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak, eski yönetim kurulu üyesi Şükrü Boydak, Boydak eski CEO'su Memduh Boydak olmak üzere 18'i tutuklu 67 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Davanın üçüncü duruşmasında çalınan askeri lise sınav soruları nedeniyle ÖSYM Kanuna Muhalefet suçunun tanık öğrencileri dinlendi. Öğrenci evlerinde kaldıklarını kabul eden öğrenciler ifadelerinde şu görüşleri dile getirdi:
'Arkadaşlarımız vasıtasıyla gittiğimiz evlerde askeri sınavlara son bir hafta kala ev abileri bizi bir odaya kapattılar ve teslim edilen 3 deneme sınavını kimseye söylemeyeceğimize dair Kuran-ı Kerim'e el bastırarak yemin ettirdiler. Bizlere verilen deneme sınavlarını çözmemizi, hatta ezberlememizi söylediler. Sınav zamanı kitapçıkları açtığımızda soruları görünce şaşırmamız gerektiğini ve sınav nasıl geçti diye soran olursa onlara da 'Fena değildi' dememizi istediler.'
'Ev abileri' adlarının gerçek olduklarını düşündüklerini aslında kod isim kullandıklarını mahkemede öğrendiklerini belirten öğrencilerden 16 yaşındaki T.F.B., şöyle konuştu:
'Diğer tanıklar gibi tarafıma Belsin'de kaldığım cemaat evinde sınava bir hafta kala ev abisi Enes tarafından sınav soruları verildi. Bana 'Deneme sorularına çok çalış ve gördüklerini unutma' dediler. Kuran üzerime yemin ettim. Sınava gidince bize verdikleri soruların aynısı olduğunu sadece cevap şıklarının değiştirildiğini gördüm. Kimsenin hakkına girmemek için sınav kağıdında kaydırma yaptım. İyi ki de böyle yapmışım.'
'HACI BOYDAK KATILMADI'
Davanın üçüncü duruşmasına Boydak'ın eski Yönetim Kurulu Başkanı tutuklu Hacı Boydak sağlık sorunları nedeniyle katılmadı. Davaya tanıkların ifadesinin alınmasının ardından ara verildi.
'FETÖ'CÜ POLİSLER SORGUMDA GÜLEN, ASRIN MEHDİSİDİR DEDİLER'
Duruşmanın ikinci bölümünde FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında yeni iddianame hazırlanan ve dosyaları bu davayla birleştirilen Mehmet Albayrak, Nurullah İlgün, Mehmet Filiz, Necmi Somtaş ve Mehmet Fındık yeniden savunma yaptı.
Kayseri Ticaret Odası Meclis Başkanı Mehmet Filiz savunmasında kanun hükmünde kararnameyle (KHK) kapatılan Anafen Eğitim A.Ş.'de bulunan yüzde 10 hissesinin formaliteden ibaret olduğunu söyledi. Mehmet Fındık ise, KHK ile kapatılan Zambak A.Ş.'deki hisselerini en az 10 yıl önce sattığını belirterek, 'Ben mali müşavirim. Vergi, sigorta gibi prim ödemeleri için topladığım bu paraları bankaya yatırır, 10 dakika sonra da internetten EFT ile kamu hazinesine aktarırım' diye konuştu.
Duruşmada tanık olarak dinlenen ve davanın kilit isimlerinden olan imam Hasip Danış, 5 yıl önce sanıklar Abdurrahman Haskaraman ve Mehmet Yıldız ile adını hatırlayamadığı 2 kişinin kendisini Mehmet Karakaya'nın işyerine çağırarak zekat konusunda konuşmaması için tehdit ettiklerini öne sürdü.
Zekatla okul, yurt yapılamayacağını söylediğini, bunun da FETÖ'nün hoşuna gitmediğini belirten Danış, 'Bana 'Fetullah Gülen'e biat edeceksin yoksa seni süründürürüz' dediler. Hapse girdim, dediklerini yaptılar. Beni süründüler. Ben, Kayseri'de terörist yetiştirmişim, Afganistan'a göndermişim, ABD askerlerini öldürtmüşüm. Bunların hepsi bana atılan iftiradır' diye konuştu. Hasip Danış, kaldığı gözaltı sürecinde Emniyet Müdürlüğünde adını bilmediği FETÖ'cü polislerin kendisine baskı yaptığını ileri sürerken, 'Bana 'Mehdi kim?' diye sordular. Said-i Nursi'dir dedim. 'Fetullah Gülen asrın mehdisidir' dediler. Karşı çıktım, 'O olamaz' dedim. Bana, 'İstersek seni de, Tayyip'i de Guantanamo'ya paket yaparız' dediler' diye konuştu.
04.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki üçüncü duruşmanın ikinci celsesine, aralarında eski Boydak Holding yöneticileri Memduh ve Şükrü Boydak'ın da yer aldığı, 5'i başka suçtan 11'i tutuklu 27 sanık ile avukatları ve müştekiler katıldı. Tutuklu sanıklardan Hacı Boydak'ın sağlık sorunları nedeniyle katılmadığı duruşmaya, Metin Çiftçi ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile iştirak etti.
Tutuklu sanıklardan Necmi Somtaş, hakkında hazırlanan ek iddianameye ilişkin savunmasında, kanun hükmünde kararnameyle kapatılan Zambak AŞ'nin 2003-2016 arasında ortağı olduğunu belirtti.
Sanıklardan Yılmaz Akansu'nun ısrarı üzerine şirkete ortak olduğunu öne süren Somtaş, 'Ben ortaklıktan ayrıldıktan sonra şirket KHK ile kapatıldı. Ben ondan önce zaten cezaevindeydim. Kapatıldıktan sonra şirketin SGK borcu çıktı. Eski ortak olduğum için bana da borç çıkarıldı. Aileme ödeyin dedim, onlar da 230 bin lira tutarındaki borcu ödedi. Benim devletime, milletimi, cumhuruma karşı yanlışım olmadı.' diye konuştu.
Somtaş, sosyal medyada da devletine ve milletine karşı hiçbir paylaşımda bulunmadığını savunarak, şunları anlattı:
'2012-2015 arası gayrimenkul satışından 5 milyon lira para girişi oldu. Bank Asya'ya bu süreçte 1,5 milyon lira giriş olmuş. Bundan çok daha fazla gelirim var benim. Ayrıca 10-12 bankada da hesabımız var. Sıkıntı olunca Bank Asya'dan paramı çekmek istedim. Banka çalışanları 'paranızı çekmeyin, 100 bin liraya kadar devlet garantisi var. Bu parayı yakınlarınız arasında paylaştırın' dediler. Ben de öyle yaptım. Eşimin ve çocuklarımın adlarına hesap açtırdığımdan haberleri bile yok. Ayrıca Bank Asya'dan hiçbir terör örgütüne de para aktarmadım.'
'Boydaklar'dan darbeci albaya para transferi' iddiası
Duruşmada tanık olarak dinlenen FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin tutuklanan dönemin 2. Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi Amiri Kurmay Albay Bülent Gürdoğan'ın babası Mehmet Gürdoğan ise Boydaklar'ın, babasının yeğenleri olduğunu söyledi.
Hes Kablo'nun kurucularından olduklarını ifade eden Gürdoğan, '2 oğlum ve 2 kısım var. Hisselerimi 4-5 kişi arasında paylaştırdım ama hiçbirinin bundan haberi yoktu. Hisseler hamiline yazılıdır, isim yazmaz. Oğlum Bülent Gürdoğan hisse devrinden, hesabına yapılan para transferi dolayısıyla haberdar oldu.' dedi.
Mahkeme başkanının, 'Oğlunuza verdiğiniz hisseyi neden sattınız?' diye sorması üzerine de Gürdoğan, şunları anlattı:
'Hisse artırımlarında, paramız olmadığı için Şükrü Boydak'tan yaklaşık 6-7 yıl içinde 9-10 milyon lira borç aldık. Ancak bu borcu ödeyemeyince hisselerimizi satarak borcumuzu ödedik. Bülent'in yüzde 0,75 hissesini 6 milyon liraya yine Boydaklar'a sattık. Bu para Bülent'in hesabına yattı. Kısa süre sonra da bu parayı Şükrü Boydak'ın hesabına borcumuza karşılık tekrar aktardık. Yani Boydak ailesine olan borcumuzu, hissemizi satarak ödedik.'
Mustafa Boydak'tan para transferi savunması
Mehmet Gürdoğan'ın ifadesi üzerine yeniden söz alan Mustafa Boydak da Hes Kablo'da sadece Mehmet Gürdoğan ve ailesinden hisse devralmadıklarını, aynı gün 42 milyon lira değerinde hisse devri yapıldığını anlattı.
Devirden sonra Mehmet Gürdoğan ve ailesinin hissesinin yüzde 3,80'e düştüğünü belirten Boydak, 'Mehmet Gürdoğan ve ailesinden zaten daha önce de yüzde 0,35 hisse devralmıştık. O gün 42 milyon liralık hisse devri için 35 işlem yapmışız. Bülent Gürdoğan ile aramızdaki para transferi hisse devrine ve onların Şükrü Boydak'a olan borçlarına ilişkindir. Ancak basında 'Boydaklar darbeci subaya 6 milyon lira yardım yaptı' diye haberler çıktı. Bu çok zoruma gitti.' dedi.
Mahkeme başkanının, 'Mehmet Gürdoğan'a borç verdiğinize dair belge var mı?' diye sorması üzerine Boydak, şunları kaydetti:
'2003-2004'ten gelen ilişkiler bunlar. Zaten hisseleri borçlarına karşılık bende rehindi. Rehin sözleşmemiz var. Gürdoğan ailesinin başlangıçta yüzde 30 hissesi vardı ama ortak olurken tek kuruş koymadılar. Hasan Hüseyin Gürdoğan, Şükrü Boydak'ın kayınpederi olur. Bunları yanımıza alalım, ortada kalmasınlar dedik. Ancak darbeye kalkışan bu albaya sanki biz destek veriyormuşuz gibi yansıdı. Şirketimiz de bu yüzden elimizden gitti. Bizim toplantılarımızın hepsi kayıt altındadır. Şüpheniz varsa şu an şirketimiz zaten devletin kontrolündedir. Kayıtları oradan isteyip, inceleyebilirsiniz.'
Tutuksuz sanık Mustafa Boydak, Gürdoğan'ın 25 Nisan 2016 tarihinde Memduh Boydak ve Bekir Boydak'tan 2 işlemde toplam 6 milyon lira havale aldığı ve aynı tarihte Şükrü Boydak'a tek işlemde 6 milyon lira gönderdiği olay ile ilgili savunma yaptı.
'42 milyon TL'lik hisse aldık'
Boydak savunmasında, 'İşin esası aslında şöyle. Gürdoğan ailelerinin tüm fertlerinden 42 milyon TL'lik hamiline yazılı hisse alımı yaptık. İçerisinde Bülent Gürdoğan adına olan 6 milyonluk hisse de vardır' diyerek mahkemeye bazı belgeler sundu. Boydak, 'Hamit Gürdoğan ailesinin 5 ferdinden yüzde 1.25, Hasan Hüseyin Gürdoğan ailesinin 2 ferdinden yüzde 0.65 hisse, Hilmi Gürdoğan ailesinin 4 ferdinden yüzde 1.25, Mehmet Gürdoğan ailesinden ise yüzde 2.35 hisse olmak üzere toplam yüzde 5.25 hamiline yazılı hisse senedi aldık. Bunların toplam bedeli 42 milyon TL'dir' diye konuştu.
'Yapılan haberle çok onurumuza dokundu'
Devletin 4 yıldır şirketlerinde bakmadık yer bırakmadığını söyleyen Boydak, 'Denetlemelerde 1 santim şaibe çıkmadı. En çok zorumuza giden ise ulusal bazı basın yayın organlarında 'Boydaklardan darbeci askere para aktarımı' gibi haberler yapılması oldu. Bu tür haberler çok onurumuza dokundu. Şu anda güçsüzüz ya, sesimiz çıkmıyor ya, aslında çıkıyor da 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne saygımızdan dolayı, yargılamaya gölge düşürecek sözlerden uzak duruyorum. Biz 1 milyar TL bedelle HES Kablo'yu halka arz edecekken başımıza bunlar geldi' dedi.
'Fıstık gibi göz altına almışlardı, yine alsalardı'
Boydak mahkemede savunmasında, ' Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nın 6 milyon TL Albay Bekir Gürdoğan'a para aktarımını söylemesinin ardından keşke Kayseri Cumhuriyet Savcılığımız da bizlerden bilgi alsaydı. Biz bunları anlatırdık. Operasyonlarda sabah 6.00'da bizi evlerimizden fıstık gibi aldılar. Yine bu olayla ilgili de gözaltına alsalardı da biz de savcılığımıza anlatsaydık. Biz dürüstlüğümüzün ve kurumsal iş yapmamızın cezasını çekiyoruz' ifadelerini kullandı.
'Yerel basın vatan haini diye yazıyor'
Çok daraldığını belirten Boydak,' Hacı Boydak, ailemizin de işimizin de patronudur. Kendisi başkanımızdır, halen de öyle kulakları çınlasın. Kayseri Vergi Dairesi vergi rekortmenlerini açıklayamıyor. Çünkü ilk 10'da Boydaklar var. Yıllardır bu böyle ama şimdi Boydaklar kayboldu, şehrin ekonomisi de kayboldu. Artık insanlar vatan haini olarak görüyorlar. En çok Kayseri'de vatan haini olarak görülüyoruz. İstanbul'a gidiyorum, yine eski saygıyı halen gösteriyorlar. Kayseri'de yerel basın, salondaki gazetecileri tenzih ediyorum, onlar objektif ama diğer basın yayın organları sürekli vatan haini olduğumuzu yazıyorlar. Babamızın, annemizin adının olduğu hayırlar yaptık, 6 tane yaptığımız hayır işinden babamızın, annemizin isimleri silinmiş. Artık Boydaklar Kayseri'ye yatırım yapar mı? Sesimizi kesmeden dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum. İşte bağımsız yargı bu' şeklinde konuştu.
Bazı tanıkların da dinlenmesinin ardından duruşmaya, yarın sabah 09.00'a kadar ara verildi.
Bugünkü celsede 27 tanığın dinlendiği davaya yarın devam edilecek.
05.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki üçüncü duruşmanın üçüncü celsesine, aralarında eski Boydak Holding yöneticileri Memduh ve Şükrü Boydak'ın da yer aldığı, 5'i başka suçtan 11'i tutuklu 30 sanık ile avukatları ve müştekiler katıldı. Tutuklu sanıklardan Hacı Boydak'ın sağlık sorunları nedeniyle katılmadığı duruşmaya, Metin Çiftçi ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile iştirak etti.
Üçüncü gün yine tanıklar dinlendi. Kayseri 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada 34 tanık dinlendi. Bazı tanıklar, mahkemede cemaatle nasıl tanıştığını anlattı. Tanıklardan Umut Çalışkan, cemaate üniversite okumak için geldiği Kayseri'de 2007 yılında katıldığını belirterek şunları söyledi:
'İki yıl cemaat evinde kaldım. Burada herhangi bir bursa başvurmadım. Hesap da açtırmadım. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Emniyet Müdürlüğü'nden beni çağırdılar. Bank Asya'da hesabımın olduğunu söylediler. Ben de hesabımı kapatmak için bankaya gittim ve hesabıma paralar yatırılarak çekildiğini öğrendim. Benim herhangi bir burs almam söz konusu değildir.'
Tanık olarak dinlenen Murat Ceran ifadesinde, bir arkadaşının daveti üzerine 2013 yılı sonunda 'cemaat oturmalarına' katılmaya başladığını, birkaç ay sonra da mütevelli heyetine seçildiğini söyledi.
Kendisinin bulunduğu mütevelli heyetine 11 öğrenci evinin bağlı olduğunu ifade eden Ceran, 'Bu evlerdeki çocuklara yardım topluyorduk. Eş, dost, akraba, tanıdıklardan istiyorduk. Öğrencilerden de 270 lira aylık kira alındığını öğrenince 2014'te cemaatten ayrıldım.' dedi.
Tanık Mustafa Beyoğlu ise firari sanıklardan Mehmet Çetin'in daveti üzerine bu yapının içerisine girdiğini anlattı.
Sanıklardan Hamdi Kınaş, Halit Gazezoğlu, Necmi Somtaş, Mehmet Çetin, Ertuğrul Topçuhasanoğlu ve Ahmet Öksüzkaya ile farklı zamanlarda farklı oturma gruplarında bir arada bulunduklarını anlatan Beyoğlu, şöyle konuştu:
'Bu toplantılarda dini sohbetler oluyordu. Son hatırladığım toplantı imamı İlhan Coşkun isimli biriydi. Fetullah Gülen'e ait kitaplar okunuyor, vaazları dinleniyordu. Ben de himmet, burs, kurban yardımında bulundum. Himmet, yılda bir defa toplanıyordu. Gazete ve dergi aboneliği isteniyordu. 17-25 Aralık sürecindeki olaylar, MİT tırları olayı ve sosyal medyadaki üslupları hoşuma gitmediği için 2013'te ayrıldım ancak o zamana kadar 250-300 bin lira burs, himmet vermişimdir. Benim burs, himmet, kurban topladığım dönemler de oldu. Ben, Hakan isimli kişiye veriyordum. Onun da merkez muhasebeye götürdüğünü söylüyorlardı. 2015 ramazan ayında Hacı Osman Büyükata geldi, iftar verdiklerini söyledi. Ben de vereyim dedim. İlhan Coşkun, dershanelerin kapatılma sürecinde destek tweetleri atmamızı istedi, ben de 45 gün boyunca attım, 25 Aralık'a kadar. Sonra ayrıldım. Yapının son il imamı Sıtkı Baş idi. 5-6 ayda bir genel toplantılar olurdu, onlara gelirdi. Genellikle bir okulun konferans salonunda yapılırdı.'
Tutuklu sanıklardan Mehmet Filiz'in avukatı Emre Ayan'ın, 'Bu eylemlerinizin 15 Temmuz sürecine götürdüğünün farkında mıydınız?' diye sorması üzerine Beyoğlu, 'Allah rızası için bu yapıya girdim. Öğrenci okutuyorlardı. Devlete, millete faydalı olduğumuzu düşünüyorduk. 17-25 Aralık sürecinden sonra kim devam etti bilmiyorum ama benim kandırıldığım gibi tanıdığım, bu davanın sanıklarının da kandırıldığını düşünüyorum.' dedi.
Tanık Mustafa Ertuğrul ise Kınaş İnşaat AŞ'nin ortaklarından Hamdi Kınaş'ın 2013'te iş yerine geldiğini ve Afrika'daki cami ve külliye inşaatından bahsettiğini belirterek, daha sonra onun gönderdiği, cemaat oturmalarından tanıdığı bir 'hocaya' 10 bin dolar verdiğini anlattı.
'O dönem 'Evi, arabayı ver' deseler verecek durumdaydım'
Tanık Mehmet Özkol da Kınaş İnşaat AŞ'de 2000-2012 arasında çalıştığını, cemaat oturmalarına da 2012'ye kadar devam ettiğini söyledi.
Hayır işi olarak gördüğü için Zaman gazetesine abone olmasını istediği, burs, kurban bağışı istediği kişiler olduğunu dile getiren Özkol, 'Taşeron firmalarımızdan da bu isteklerimiz olmuştur. Geri çevirenler de oldu ama iş ilişkilerimizi buna göre belirlemedik. Kimileri elden nakit para gönderirdi, kimileri 'Hesabımıza yazın' derdi. Bunları cari hesaplarına işlerdik. Hesap görürken de alacaklarından düşerdik. Makbuz, belge vermedik. Biz de topladığımız paraları teslim ederken makbuz almıyorduk.' diye konuştu.
Örgütün 'il imamı' Sıtkı Baş'ı 'Sıddık Hoca' olarak tanıdığını vurgulayan Özkol, bu kişiyi genellikle toplantılarda gördüğünü söyledi.
'O dönem 'Evi, arabayı ver' deseler verecek durumdaydım' diyen Özkol, 'Yurt dışı seyahatlerimiz oluyordu. Bu seyahatlerde zenci bir çocuk çıkıp İstiklal Marşı'nı okuyor, Türkçe şarkılar söylüyordu. Manevi olarak etkileniyorduk. O günkü manevi duygular içinde bu yardımlar nereye gitti diye sormadık ama şimdi olsa elbette yapmazdım.' ifadelerini kullandı.
Taksit ödenmedi diye öğrenciyi rehin tutmuşlar
Tanık İsmail Sarıkaya da cemaatin sohbet imamı olan komşusu Oğuz Umucu'nun davetiyle oturmalara katılmaya başladığını, bu kişinin tayini çıktığı için yerine Mahmut Yönem'in görevlendirildiğini söyledi.
Umucu'nun, cemaat adına toplanan paraları üstü olan Mehmet Yıldız'a teslim ettiğini anlatan Sarıkaya, şöyle devam etti:
'Öğrenci evini görmek istedik. Oturmanın birini öğrenci evinde yaptılar. Orada çocuklar kendilerinden para alındığını söyleyince Mahmut Yönem'e hesap sordum. 'Biz zaten bu evler için yardım ediyoruz, para topluyoruz, neden öğrencilerden para alıyorsunuz?' dedim. 'Başka masrafların olduğunu, Vietnam'a para gönderdiklerini' söyledi. Bizden Vietnam için değil, öğrenci evleri için para istiyorsunuz dedim. Bu nedenle tartıştık. Bir daha oturmalara gitmedik. Oturma grubumuz da o olaydan sonra dağıldı. Ayrıca maddi durumu iyi olmayan tanıdığım birinin kızı üniversiteyi kazanmıştı. Bu öğrenciyi Mahmut Yönem cemaatin yurduna yerleştirdi. Bir yıllık 3 bin 600 lira yurt ücretini peşin olarak ben ödedim. Yarıyıl tatilinde bu öğrencimiz aradı, 'Yurdun bir taksitinin ödenmediğini, kendisinin yurtta rehin tutulduğunu' söyledi. Onun üzerine yeniden ödeme yaptım. Bu konuyla ilgili de Mahmut Yönem'i arayıp küfrettim, 'Hırsızsın' dedim. Daha sonra Yönem ve Mehmet Yıldız iş yerime gelip özür dilediler, 'Yanlışlık olmuş' dediler ama özürlerini kabul etmedim.'
Tutuksuz sanıklardan Mahmut Alak'ın da 'burs vermezse kendisinden bir daha alışveriş yapmayacağını' söylediğini öne süren Sarıkaya, bu kişiyi de 'Paşa gönlün bilir' diyerek geri çevirdiğini ve burs vermediğini ileri sürdü.
Bazı taşeron inşaat firmalarının sahipleri de iş ilişkileri olan Kınaş İnşaat AŞ'nin o dönemki yöneticilerinden Mehmet Özkol'un teklifiyle Zaman gazetesine abone olduklarını, burs ve kurban bağışında bulunduklarını öne sürerek, bunlara ilişkin paraların ise firmadan alacaklarından tahsil edildiğini anlattı.
Bugünkü celsede 34 tanığın dinlendiği davaya yarın devam edilecek.
06.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kayseri'de 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında aralarında Boydak kardeşlerin ve ünlü işadamlarının da yer aldığı 68 sanığın yargılanmasına devam edildi. Tutuksuz sanık Mustafa Boydak, 'Dışarıda acımasız bir hayat var, gerekirse benim dosyam tefrik edilip, bu dosyadan ayrılarak hızlı şekilde karar verilsin, beraat verirseniz biz de küçük işlerimizi devam ettiririz' dedi.
Kayseri'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak, Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile örgütün 'il imamı' Sıtkı Baş'ın da aralarında yer aldığı 68 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşması 250 kişilik Kayseri Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda görüldü.
Hacı ve Bekir Boydak katılmadı, 12 tutuklu sanık hazır bulundu
Duruşmaya katılmayan Hacı Boydak sağlık sorunlarını gerekçe gösterirken, başka suçtan tutuklu Bekir Boydak da duruşmaya katılmayacağını bildiren dilekçe sundu. Duruşmaya, tutuklu sanıklar Şükrü Boydak, Memduh Boydak, Necmi Somtaş, Halit Gazezoğlu, Hacı Osman Büyükata, Hamdi Kınaş, Mehmet Fındık, Mehmet Filiz, Mustafa Ahi, Mehmet Albayrak ve Nurullah İlgün, jandarma eşliğinde hazır edilirken, Mustafa Boydak, Erol Boydak, İlyas Boydak, Murat Bozdağ, İsmail Tuna'nın aralarında olduğu 17 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu. Tutuklu sanık Abdurahman Haskaraman ise Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmada hazır edildi.
4 GÜNDE 100'E YAKIN TANIK DİNLENDİ
4 günde 90 tanıktan 86'sı dinlenirken, 4 tanığın mazeret bildirerek gelmediği, ayrıca 30 tanığın da celse arasında talimatla dinlenildiği öğrenildi. Gizli tanıkların da ayrıca celse aralarında dinleneceği belirtildi.
'Milyonlarca insan bilmeden bize küfür ediyor'
Tanık ifadelerine yönelik savunma yapan Memduh Boydak, '14 aydır tutukluyum. Suçumun halen ne olduğunu bilmiyorum. Özgürlüğüm, onurum, 60 yıllık ailemin mülkiyet hakkının peşindeyim. Derdimizi anlatamıyoruz. Asılsız gazete haberleri ile milyonlarca insanlar bilmeden bize küfür ediyor. Şirket ortağımıza yapılan 6 milyonluk havaleyi bile anlatamadık. 15 dakika bir bankadan sorulsa öğrenilebilir. 3 şey için tutukluyum. Bunlar, onurum, mülkiyet hakkım ve özgürlüğümdür. Şükrediyorum ki hırsızlık ve tecavüzden sizin karşınızda değilim' dedi.
Boydak'ın kızı babasını savundu
Öte yandan Memduh Boydak'ın yeni avukat olan kızı ilk kez babası için savunma yaptı. Av. Boydak, babasının 14 aydır tutuklu olduğunu ailelerinin mağduriyetinin giderilmesi için babasının tahliyesini istedi.
Şükrü Boydak ise 8.5 aydır tutuklu olduğunu, bypass olduğu için sağlık sorunlarından dolayı tahliyesini talep etti.
Mustafa Boydak ayrı yargılanmak istedi
Tutuksuz sanık Mustafa Boydak, tanık ifadelerine yönelik yaptığı savunmada, 'Elimizde küçük işlerimiz kaldı, işlerimizi yürütmekte çok zorlanıyoruz. Eğer vergi rekortmenleri açıklanırsa göreceksiniz bu kardeşler yine ilk 10'da yer alacak. Vergilerimizi ödeyebilmek için hesaplarımız, mal varlıklarımız ve hisselerimiz üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasını istiyorum. Dışarıda acımasız bir hayat var, gerekirse benim dosyam tefrik edilip, bu dosyadan ayrılarak hızlı şekilde karar verilsin, beraat verirseniz biz de küçük işlerimizi devam ettiririz' dedi.
Tutuklu sanık Halit Gazezoğlu ise, 'Ben bu tutukluluğu hak etmedim. Suçsuz olduğuma inanıyorum. Bu iftiraları atanlardan, bu iddianameyi hazırlayanlardan daha çok vatanımı sevdiğimi her platformda anlatmaya hazırım. Beraatımı ve tahliyemi istiyorum' diye konuştu.
Tutuklu sanık Hamdi Kınaş da, '444 gündür tutukluyum, sağlığım bozuldu. Tahliyemi istiyorum' dedi.
'Benim ahım gitmiş, vahım kalmış'
Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmada hazır edilen tutuklu sanık Abdurahman Haskaraman da, 'Benim ahım gitmiş, vahım kalmış. Tahliyemi istiyorum. Yaşasın Türk Cumhuriyeti' dedi.
Tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi
Mahkeme heyeti verdiği ara kararda darbeci Albay Bülent Gürdoğan'a yapılan 6 milyon TL'lik havale ile ilgili HES A.Ş.'ye müzekkere yazılarak bilgi isteyecek. Tüm sanıkların banka hesaplarındaki tedbir kaldırılırken, Cumhuriyet Savcısı'nın firari sanık Ahmet Türkmen'in sahibi olduğu Türkmenler Petrol'e kayyum atanması talebini, mahkeme reddetti. Tutuklu sanıklar Abdurrahman Haskaraman ve Hacı Osman Büyükata'nın sağlık durumları ile ilgili Adli Tıp sevkine karar veren mahkeme, Büyükşehir Belediyesi'nden Kayseri'de düzenlenen Türkçe Olimpiyatları ile ilgili bilgi isteyecek. Başbakanlık'ın 'Anayasayı İhlal' ve ' Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlarından dolayı katılma talebini kabul eden Mahkeme, koruma kararları kalkan 'Hacılar' ve 'Dadaloğlu' adlı tanıkların duruşmada dinlenilmesine, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederken, duruşmayı 7 Ağustos'a erteledi.
İki duruşmada 9 tahliye verilmişti
Öte yandan, davanın 4 Kasım 2016'da görülen ilk duruşmasında tutuklu sanıklar Bekir Boydak, İlyas Boydak ve Mehmet Karakaya, 12 Ocak 2017'de görülen ikinci duruşmada ise TMSF'ye devredilen Boydak Holding yöneticilerinden Murat Bozdağ ve Kılıçaslan Eğitim Vakfı yöneticileri Arap Ali Aksoy ile Nurullah Sarıöz, Tuna Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Tuna, Kayseri Mobilya Sanayicileri Derneği eski Başkanı Mahmut Alak ve Adem Çelik tahliye olmuştu. Daha sonra Bekir Boydak'ın, İstanbul'da başka bir FETÖ soruşması kapsamında yeniden tutuklandığı öğrenildi.
BAŞSAVCILIK: MAL VARLIKLARINA TEDBİR DEVAM EDİYOR
Duruşmanın ardından bir açıklama yapan Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı basın yayın organlarında 'FETÖ/PDY silahlı terör örgütü sanıklarından soy ismi Boydak olanların malvarlıklarına konulan tedbirlerin kaldırıldığına dair' yer alan haberlerle ilgili olarak bilgi verdi.
Yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
'Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2014/21792 no'lu soruşturma dosyasında 'FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü Yöneticisi/Üyesi Olmak, Anayasayı İhlal, Türkiye Cumhuriyet Hükümetini Düşürmeye Teşebbüs Etmek, Terörizminin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanununa Muhalefet Etmek, ÖSYM Kanununa Muhalefet Etmek ve Resmi Belgede Sahtecilik' suçlarından 67 sanık hakkında 19/08/2016 tarihinde kamu davası açılmıştır.
Soruşturma aşamasında, tüm sanıkların; taşınmazlarına, diğer mal varlığı değerlerine, şirketteki ortaklık paylarına, hak ve alacaklarına, banka ve diğer mali kurumlarındaki hesaplarına, Kayseri 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 03/08/2016 gün, 2016/2829 D. İş sayılı kararıyla tedbir konulmuştur.
Kayseri 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 18/08/2016 gün, 2016/3005 D.İş. sayılı kararıyla Boydak Holding A. Ş. ve bağlı şirketlerinin yönetim yetkilerinin Kayyum Heyetine Devredilmesine karar verilmiştir.
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/10/2016 gün, 2016/342 esas sayılı kararıyla HES Hacılar Elektrik A.Ş.'ye de CMK 133/1 maddesi gereğince kayyum atanmasına karar verilmiştir.
Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/09/2016 gün, 2016/342 esas sayılı kararıyla 674 sayılı KHK'nın 19/1 maddesi gereğince kayyumluk yetkilerinin TMSF'ye devredilmesine karar verilmiştir.
06/04/2017 tarihinde yapılan yargılama sırasında sanıkların devlete ait gelir, veraset, intikal vergilerini ödemek amacıyla kişisel hesaplarındaki tedbirin kaldırılma talebi üzerine mahkemece vergi borçlarının yasal süresi içinde ödenmesi amacıyla hesaplarında bulunan tedbirin kısmi olarak kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bundan öte soruşturma aşamasında konu olan bütün tedbirler halen devam etmektedir.
Bir kısım sanıklar hakkında ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2015/8912 nolu dosyası üzerinden de soruşturma yürütüldüğü, 668 sayılı KHK'nın 3/1 maddesi yollamasıyla CMK'nın 128 maddesi gereğince şüphelilerin taşınmazlarına, diğer mal varlığı değerlerine, banka ve diğer mali kurumlarındaki her türlü hesaba, şirketteki ortaklık paylarına hak ve alacaklarına Kayseri 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 03/08/2016 gün 2016/2825 D.İş sayılı kararıyla el konulduğu, halen bu kararın yürürlükte olduğu anlaşılmıştır.'
Paralel yapı-04 Mart (2016) 'Kayseri Boydak Holding Yapılanması/örgüte finansal destek 67 sanık' davası
Paralel yapı-03 Ekim (2015) 'Ankara/Kayseri Askeri Lise sınavlarında yolsuzluk' soruşturması
(08 Nisan 2017, 20:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: