Ergenekon Terör Örgütü ile bağlantılı olduğu iddia edilen ve Ahmet Tekin Baykal´ın liderliğini yaptığı İzmir merkezli organize suç örgütüne yönelik gerçekleştirilen Anafor operasyonu davasının pazartesi gününden bu yana devam eden ilk duruşması dün sonuçlandı ve 29 kişi tahliye edildi. Aralarında organize suç örgütünün lideri olduğu iddia edilen Ahmet Tekin Baykal´ın da bulunduğu 10 kişinin tutukluluk halinin devamına karar verildi. İlerleyen aşamalarında Ergenekon davasıyla birleştirilmesine kesin gözle bakılan Anafor davasının iddianamesinde, liderliğini Ahmet Tekin Baykal´ın yaptığı çetenin Ergenekon sanıklarından Veli Küçük´ün himayesinde kurulduğu ve Ergenekon örgütü adına tetikçilik yaptığı iddia ediliyor. Çok sayıda somut suçlama ve delile yer verilen iddianamede Ergenekon davasının gizli tanıklarından ´Dilovası´nın ifadeleri ve Baykal´ın, 31 Ocak 1997 tarihli Milliyet Gazetesinde yayınlanan ´Bana vur dediler´ başlıklı röportajı da yer alıyor. Savunmasını üstlenen çok sayıdaki avukatın arasında Uğur Mumcu´nun abisi avukat Ceyhan Mumcu´nun da bulunduğu Baykal bu röpörtajda, devlet adına suç işlediğini, bu görevlerin JİTEM ve diğer devlet yetkilileri tarafından kendisine verildiğini açık açık itiraf ediyordu.
İlk duruşması 5 gün süren Anafor davasında 29 tahliye
Ergenekon Terör Örgütü ile bağlantılı olduğu iddia edilen ve Ahmet Tekin Baykal´ın liderliğini yaptığı İzmir merkezli organize suç örgütüne yönelik gerçekleştirilen Anafor operasyonu davasının pazartesi gününden bu yana devam eden ilk duruşması dün sonuçlandı ve 29 kişi tahliye edildi. Aralarında organize suç örgütünün lideri olduğu iddia edilen Ahmet Tekin Baykal´ın da bulunduğu 10 kişinin tutukluluk halinin devamına karar verildi. İlerleyen aşamalarında Ergenekon davasıyla birleştirilmesine kesin gözle bakılan Anafor davasının iddianamesinde, liderliğini Ahmet Tekin Baykal´ın yaptığı çetenin Ergenekon sanıklarından Veli Küçük´ün himayesinde kurulduğu ve Ergenekon örgütü adına tetikçilik yaptığı iddia ediliyor. Çok sayıda somut suçlama ve delile yer verilen iddianamede Ergenekon davasının gizli tanıklarından ´Dilovası´nın ifadeleri ve Baykal´ın, 31 Ocak 1997 tarihli Milliyet Gazetesinde yayınlanan ´Bana vur dediler´ başlıklı röportajı da yer alıyor. Savunmasını üstlenen çok sayıdaki avukatın arasında Uğur Mumcu´nun abisi avukat Ceyhan Mumcu´nun da bulunduğu Baykal bu röpörtajda, devlet adına suç işlediğini, bu görevlerin JİTEM ve diğer devlet yetkilileri tarafından kendisine verildiğini açık açık itiraf ediyordu.
İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi´nde Anafor operasyonu kapsamında 43´ü (4´ü başka davalardan) tutuklu 176 sanığın yargılandığı davanın 28 Eylül´de başlayan ve 5 gün boyunca devam eden ilk duruşması gece 01.30´de tamamlandı. Son gün sanık savunmalarının tamamlanmasının ardından avukatların tahliyelerine ilişkin savunmaları alındı. Savunmaların tamamlanmasının ardından kararın açıklanması için duruşmaya yaklaşık 2 saat ara verildi. Mahkeme heyeti daha sonra salona dönerek kararını açıkladı. Sanıklar Ahmet Tekin Baykal, Maksut Tuğlu, Fikret Şahin, Barış Ören, Şeref Yıldız, Serkan Gül, Okan Ocak, Barış Vural, Zafer Yalçın ve Yıldıran Baran´ın tutukluluk halinin devamına, yaklaşık 14 aydır tutuklu bulunan, emekli emniyet müdürü Haluk Ercan, Orhan Bozan, Özcan Demir, Recai Öngön, Fikret Tezdavranan, Celal Kızıl, Nusret Varhan, İbrahim Melik Çeker, Atalay Emre Kocatoros, Fikret Bekiroğlu, Metin Günay, Ümit Uğur, Orhan Sarıca, İsmail Büyüktaş, Erhan Çağır, Mehmet Başak, Tarkan Şencan, Yalçın Şahin, Tamer Manavcı, Ömer Dalkaç, Esfal Pala, Mustafa Kocaoğlu, Derya Fırat Yiğit, Mustafa Karpuz, Erkan Ümit Şakrak, Resul Günaydın, Mehmet Baki Kutlu, İsmail Akova ve Bülent Yüksel´in ise tahliyelerine karar verildi. Duruşmayı izleyenler, uzun süredir tutuklu bulunan yakınlarının tahliye kararını öğrenince büyük sevinç yaşadı.
Yayın yasağı talebi reddedildi
Ergenekon sanığı Sami Hoştan´la bağlantısı bulunan Ergenekon davasının tutuklu sanığı Ahmet Tekin Baykal´ın avukatı Ahmet Ömer Ayçicek, davaya yayın yasağı getirilmesini talep etti. Gazetecilerin duruşmanın ilk günü Ahmet Tekin Baykal´ın avukatlarıyla röportaj yapmak istediğini, Baykal´ın avukatlığını yaptıkları Ceyhan Mumcu ve Şehnur Çağdaş´la birlikte gazetecilere açıklama yaptıklarını belirten Ayçicek, Ben Yengeç operasyonundan gözaltına alınan avukat olarak, Ceyhan Mumcu da çetenin avukatı olarak gösterildi dedi. Ahmet Tekin Baykal´ın bu şekilde yıpratılmak istendiğini iddia eden ve yönlendirilmenin önlenmesi için basın yasağı konulması gerektiğini belirten Ahmet Ömer Ayçiçek´in talebi, mahkeme tarafından davanın geldiği aşama nedeniyle yayın yasağının bir önemi olmadığı belirtilerek reddedildi.
Baykal´ın avukatlarından Şehnur Çağdaş: Müvekkilim bir şey bulunamayınca ayıp olmasın diye suç yaratılarak yargılanmaktadır
Baykal´ın avukatlarından Şehnur Çağdaş da, savunması sırasında iddianameyi eleştirerek, Adalet yok, başıboş bir dosyadır. İlahlar kurban istemiştir, müvekkilim de yargılanmaktadır. Müvekkilim bir şey bulunamayınca ayıp olmasın diye suç yaratılarak yargılanmaktadır. dedi.
Baykal´ın avukatlarından Uğur Mumcu´nun kardeşi Ceyhan Mumcu: Ergenekon davası ve bu dava bir senaryodur. Şamil Tayyar´ın kitabında Baykal´ın adı geçince operasyon yapılacak diye kendisini uyardım yapıldı
Ahmet Tekin Baykal´ın avukatı Ceyhan Mumcu da, Şamil Tayyar´ın, ´Operasyon Ergenekon´ isimli kitabında Ahmet Tekin Baykal´ın isminin geçtiğini belirterek, 1,5 yıl önce kitabı okuduğumda Ahmet Tekin Baykal´a ´Sana operasyon yapacaklar´ dedim. Gerek İstanbul´da görülen davada, gerekse bu davada, hazırlanan bir senaryo uygulamaya konulmaya çalışılıyor. Gizli yapılması gereken operasyon, televizyonlarda birinci haber veriliyor. şeklinde konuştu. İddianamede Ahmet Tekin Baykal´ın İşçi Partisi´nden kitap aldığının belirtildiğini ifade eden Mumcu, Bu kitap, ´Atatürk´ün bütün eserleri´ isimli kitaptır. Neden bu konu bir suçmuş gibi iddianamede yer almıştır? Hepimiz Atatürk sayesinde buradayız. dedi.
Özcan Deniz´in vurulması olayının Anafor´la birleştirilmesi talep edildi
Mahkeme, Özcan Deniz´in Çeşme´de şarkı söylerken ayağından vurulması olayıyla Anafor davası arasında bağlantı olabileceğini belirterek, Çeşme´de görülen davanın Anafor davasıyla birleştirilmesini talep etti. Her iki davanın birleştirilmesi için Çeşme Asliye Ceza Mahkemesi´ne yazı yazılmasına karar veren mahkeme heyeti, talebin kabul edilmemesi halinde de gerekçelerin belirtilmesini istedi. Mahkeme iddianamede nasıl bir olay olduğu anlaşılmayan, haklarında dava açılan ancak hangi olayı yaptığı belli olmayan kişi ve olaylarla ilgili usulünce iddianame hazırlanması ve ek dava açılmasını da istedi. Ayrıca davanın sanıkları arasında olan İsmail Danışman´ın yerine başka bir İsmail Danışman´a dava açıldığı, Cumhuriyet Savcılığına yazı yazılarak doğru kişi hakkında dava açılması gerektiğini belirtildi. Dava, ileri bir tarihe ertelendi. ( Cihan)
Sanıklar arasında Ergenekon sanığı Hoştan da var
Daha önce silahlı çete kurma suçundan cezaevine giren Ahmet Tekin Baykal liderliğindeki grubun yeniden suç örgütü oluşumuna giderek, yasadışı faaliyetlerde bulunduğu iddiaları üzerine geçtiğimiz yıl farklı illerde eşzamanlı operasyon düzenlenmişti. Operasyonda Baykal ile emekli albay, emekli askeri savcı, emekli 2 uzman çavuş, Danıştay´daki hakimlik görevinden istifa etmiş bir avukat, işadamları ile İzmir´de daha önce asayiş şube müdür vekilliği yapan emekli polis müdürünün de aralarında bulunduğu 58 kişi yakalanmış, 21 tabanca, 11 pompalı tüfek, bunlara ait çok sayıda mühimmat ve bir çelik yelek ele geçirilmişti. ´Anafor´ operasyonuna bağlantılı olarak gerçekleştirilen kumarhanelere yönelik ikinci operasyonda ise 6´sı polis 11 kişi gözaltınaalınmıştı. Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Murat Gök´ün hazırladığı iddianamede, Baykal´ın yanı sıra organize suç örgütü yöneticisi olduğu öne sürülen Sami Hoştan, İbrahim Tatlıses, Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, eski Güzelbahçe Belediye Başkanı Ertan Avkıran´ın da aralarında bulunduğu 176 sanığın cezalandırılması istenmişti.
İşkence odalı villada el bombası ve çelik yelek
Baykal´ın Kuşadası´ndaki ormanlık alanda bulunan ve kale gibi korunan çiftliğinde arama yapan ekipler, baskın sırasında kaçmak için açılan tüneller, çek ve senetlerini ödemeyenlere işkence yapılan odalar, çok sayıda silah ve çok yüksek miktarda usulsüz şekilde elde edilen TL, döviz ele geçirdi. Eş zamanlı baskınlarda, şüphelilerin, gösterdikleri yerlerde yapılan aramalarda, 5´i ruhsatlı 21 tabanca, 11 pompalı tüfek, el bombaları, çelik yelek, telsizler, çok sayıda mermi ve evrak bulundu.
Sanıklar arasında hakim savcı ve komiser de var
Gözaltına alınanlar arasında Ahmet Tekin Baykal ile birlikte emekli albay Y.Y., emekli Emniyet Müdür Yardımcısı H.E., değişik rütbelerde 3 emniyet görevlisi, üç avukat, Danıştay dan ayrılma hakim R.S.U., işadamı H.İ., Beşok davasında yargılanıp beraat eden F.T., İzmir eski Askeri Başsavcısı H.Ç. ve Nuri ve Vedat Ergin´in de avukatlığını yapan E.B.´nin bulunduğu dört ayrı operasyonda toplam 182 kişi gözaltına alındı. Çetenin, Yargıtay´daki davalarına etki etmek için emekli albay, askeri savcı ve hakimi kullandıkları ileri sürüldü.
İddianamede Susurluk bağlantısına değinildi
Savcı iddianamede Baykal´ın bugüne kadar yaptıklarını, Susurluk sanıklarıyla ilişkilerini de anlattı. Sanıkların kendi aralarındaki telefon konuşmalarında ? Susurluk kazası olmasaydı 15 gün sonra İbrahim Şahin İzmir Emniyet Müdürü´ydü ? sözleri dinlemeye takıldı. 2 Ekim 2006´da işadamı İbrahim Çiftçi´nin İzmir´in Alsancak semtindeki bir kafede el bombasıyla öldürülmesi olayına da değindi. Bu olayda kullanılan el bombalarının, İstanbul Ümraniye´de ele geçirilen ve kamuoyunda Ergenekon adıyla bilinen soruşturmanın başlamasına neden olanlarla aynı seriden olduğunun saptandığı vurgulandı.
Hablemitoğlu cinayet sanığı Ergenekon bombasıyla öldürüldü
Necip Hablemitoğlu´nun öldürülmesinin ardından, Ankara´da polise başvuran bir kişi, cinayeti üstlenmiş, azmettirenin Çiftçi olduğunu iddia etmişti. İfadesi alınan Çiftçi, kanıt elde edilemeyince serbest kalmıştı. Çiftçi´nin Hablemitoğlu´nu çetenin talimatıyla vurduğu, ancak parasını alamadığı için itirafta bulunduğu, bu nedenle de çetenin Çiftçi´yi el bombası atarak ortadan kaldırdığı iddia edilmişti.
Kurtlar Vadisi dizisinde Kurtlar Konseyi´ne mafyanın tetikçilik yaptığı bölümler gerçek oldu. Ergenekon Terör Örgütü´ne taşeronluk yaptığı iddia edilen mafya örgütünün lideri Ahmet Tekin Baykal: ´Bana vur dediler´
İzmir´de, Ahmet Tekin Baykal liderliğindeki organize suç örgütüne yönelik düzenlenen, ´Anafor´ operasyonuna ilişkin davanın 28 Eylül 2009 tarihinde başlayan ilk duruşması bir hafta gibi rekor sürede tamamlanarak 2 Ekim 2009 tarihinde (dün) tamamlandı. Davanın iddianamesinde, Ahmet Tekin Baykal´ın 1989 yılında cezaevinden çıktıktan sonra, Gebze Dilovası´ndaki, ´Ergenekon´ davası sanıklarından Veli Küçük´ün himayesinde kurulduğu öne sürülen Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifine ortak olduğu iddia ediliyor. ´Ergenekon´ davasının gizli tanıklarından ´Dilovası´nın ifadelerinin önemli yer tuttuğu iddianamede, Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen ´Mafya´ ve ´Mafyanın yeniden yapılandırılması´ başlıklı dokümanlara yer verildi. Ahmet Tekin Baykal´ın, 31 Ocak 1997 tarihli Milliyet Gazetesinde yayınlanan ´Bana vur dediler´ başlıklı röportajında da, devlet adına suç işlediğini söylediği de iddianamede yer aldı. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Baykal tarafından kurulduğu ileri sürülen çıkar amaçlı örgütün, suç örgütü mü yoksa bir terör örgütünün alt yapılanması mı olduğunun tespit edilmesi için, her iki davanın yargılamasının birlikte yapılması gerektiğini kaydederek, hukuki ve fiili irtibat nedeniyle Ergenekon dava dosyalarıyla birleştirilmesine muvafakat edilip edilmeyeceği konusunda, 13. Ağır Ceza Mahkemesine yazı yazılmasını kararlaştırmıştı. Ancak sanık sayısını ve henüz birinci Ergenekon davasındaki sanıkların sorgulamalarının tamamlanmamış olmasını dikkate alan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi birleşme istemini reddetmişti. Bu reddin geçici olduğuna dikkat çeken çevrelerce ilerleyen süreçte Anafor davasının Ergenekon davasıyla birleştirilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
31 Ocak 1997 tarihli Milliyet gazetesindeki röpörtajda Ahmet Tekin Baykal: Bana vur dediler
Türk Camarosu Baykal´ı Milliyet buldu. Ege Bölgesi´nde 1991´den bu yana dehşet saçan çetenin lideri Ahmet Tekin Baykal, emirleri devletten aldığını iddia etti. Teslim olmak istiyor. Susurluk kazasıyla Türkiye gündemine giren çetelerle ilgili çalışmada Aydın Bölgesi´nde güçlü ve etkili şekilde ´çete faaliyetlerinde´ bulunduğu belirtilen Türk Camarosu lakaplı Ahmet Tekin Baykal, Mil - Ha´ya konuştu. Ege Bölgesi´nde kurduğu çetesiyle 1991´den bu yana 18 cinayet, yedi yaralama, adam kaçırma, işkence ve haraç gibi eylemleri yönlendirdiği iddiasıyla aranan Baykal, devlet tarafından kullanıldığını ileri sürdü. Baykal, TBMM komisyonuna ifade vermek şartıyla teslim olmak istediğini de söyledi. Uyuşturucu ve kadın ticaretiyle, başta PKK bölücü örgütlere karşı yapılanmayla da suçlanan Baykal, çete iddialarını reddetti.
´Biz bölücüye, bölücüye yardım edene, faizciye, vatandaşı sömürene çete olduk´
Kendisi ve adamlarının vatan uğruna çalıştığını iddia eden Baykal, şöyle konuştu: Devletin başındakiler `Geldiği yerden gittiği yere kadar götürün´ dedi. Madem öyle geldiği yere gitsin. Biz bölücüye, bölücüye yardım edene, faizciye, vatandaşı sömürene çete olduk. Ya barıştırın milleti, ya da vatan evlatlarına yol verin. Bayrağa söven milletvekili var, bayrağa söven işadamı var, uyuşturucu kaçakçısı var, teröristi var. Bunların birleşmesine kimse sesini çıkarmıyor; bunların karşısında vatan evladı bir müdür, politikacı, Çatlı biraraya geldi diye kıyametler koparılıyor. Devletin önüne başımızı koyarız. Bayrak düşmanları, vatan hainleri gitti biz mi kaldık?
JİTEM yani devlet bize görev verdi
Bir dönem İzmir Emniyeti, JİTEM´i, Torbalı Jandarması, Emniyet Amirliği ve Aydın Jandarması´ndan kendisine görev verildiğini iddia eden Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: Devlet büyükleri yeri geldi mi, ´Devlet var´ diyor. Nerede devlet? Torbalı´da Emniyet Amiri, İzmir´de JİTEM mensupları, Aydın´da Jandarma Alay komutanları devlet değil mi? Bunlar bize vazife verirse, demek ki devlet vermiştir. Bana ´Tekin, Bu sahte para işi yapıyor. Yurt dışına PKK militanı kaçırıyor. Tekin bunları bitirin´ diyerek hedef gösteriyorlar, şimdi benim için ´Vur´ emri çıkarıyorlar. Zamanında kendisini bütün emniyet ve jandarmanın alkışladığını öne süren Tekin Baykal, Memleketin konumu değişti. Şimdi herkes kendisini kurtarmaya çalışıyor. Devletin başındakiler, birkaç vatan evladını feda ederek hukuk devleti olduğunu kanıtlamak istiyor dedi.
Baykal: Bu vatanı zamanında kurtaranlar arasında çete yok muydu
Aydın Belediye Başkanı ......´nın oğlunun vurulması olayına da karıştığı iddia edilen Ahmet Tekin Baykal, ....´ın İmarsız yerlere imar çıkarması için seçildiğini ve genelevlerden her ay 200 milyon lira haraç aldığını iddia etti. Başkanının 10 yaşındaki oğlunun vurulması olayıyla ilgisi olmadığını söyleyen Baykal, Allah bize 10 yaşındaki bir çocuğa kurşun atmayı nasip etmesin dedi. Allah bunu nasip ettiği an, o gün canımızı alsın diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: Bu kadar ahlaksız işlere uğraşana bir gün birşeyler olur. Genelevden bile rüşvet alan adama biri kurşun sıkar, ama konumumuz nedeniyle o da bize yıkıldı. Üç aydır ortada yokum, sahte para işi yeniden başladı. Bu vatanı zamanında kurtaranlar arasında çete yok muydu. ( Milliyet, 31 Ocak 1997)
(03 Ekim 2009, 13:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: