2007 yılında İstanbul Ümraniye'deki bir gecekonduda el bombaları ele geçirilmesiyle başlayan Ergenekon davası, 9 yıl sonra karara bağlandı. Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını esastan ve usulden bozdu. Daire, emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanması gerektiği yönündeki itirazını haklı bularak, bunu bozma nedeni saydı.
23.04.2016 08:49 İstanbul Ümraniye’deki bir gecekonduda 12 Haziran 2007’de 27 el bombası ele geçirilmesiyle başlayan Ergenekon davası, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin kararını açıklamasıyla davayı 9 yıl sonra karara bağlandı.
Ergenekon Davası’nın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanması gerektiği yönündeki itirazını haklı bularak, bunu bozma nedeni saydı.
231 sayfalık Yargıtay temyiz kararında, Danıştay saldırısı davası ve eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un davasının ayrılmasını istedi.
İŞTE YARGITAY'IN ERGENEKON DAVASINI BOZMA GEREKÇESİ (TAM METİN)
"TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞU VE LİDERİ BELLİ DEĞİL"
Ergenekon Davası'nın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Danıştay saldırısı davası ile Ergenekon Davası arasındaki hukuki ve fiili irtibatın somut delillerle gösterilememesini de bozma nedeni yaptı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin oluşumunda ve soruşturma, yargılama, delil toplama aşamalarında adil yargılanma ilkelerine aykırılık bulunduğu tespitini yaptı.
Yargıtay, "Ergenekon terör örgütü"nün, kim tarafından ne zaman kurulduğunun, suçlarının, hiyerarşik yapısının ortaya konulmaması, liderinin belli olmaması gibi nedenlerle yerel mahkemenin "Ergenekon terör örgütü" kabulünde isabet bulunmadığına hükmetti.
ERGENEKON DAVASI KARARINA İLK TEPKİLER
Yalçın Küçük: Yargıtay kararı mükemmel bir karardır. Daha iyi olamaz, diyebiliriz. Bizleri Silivri'de yıllarca yargılayan kurulu her adımıyla mahkum etmiştir. Bu karar bir mahkumiyet kararıdır
Dursun Çiçek: Beklediğimiz bir karardı. Dava esastan bozuldu
Doğu Perinçek: Olağanüstü bir karar. Mükemmel, dünya tarihine geçecek bir karardır. Bundan sonra Türkiye'nin önü aydınlanacaktır. Yargıtay, Türkiye’yi bölmek için tezgahlanan Ergenekon tertibini hendeklere gömdü. Yargıtay’daki Mehmetçik, tıpkı PKK terörüne karşı mücadele eden Mehmetçik gibi bölücülüğün belini kırdı
274 SANIK VAR
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli orgeneraller Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Hasan Iğsız, emekli tuğgeneraller Veli Küçük, Levent Ersöz ile Yalçın Küçük, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın da aralarında olduğu 274 sanıklı Ergenekon davasının 6 Ekim 2015’te Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde başlayan temyiz duruşmaları, 28 Ekim 2015’te tamamlandı.
BALYOZ'DAN SONRAKİ EN UZUN DURUŞMA OLDU
Ergenekon davası temyiz duruşması, Yargıtay tarihinde, 17 oturumun yapıldığı Balyoz Planı davasından sonra en uzun süren duruşma oldu.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil, duruşmalı temyiz isteyen sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından Ergenekon davasıyla ilgili kararı 21 Nisan 2016’da açıklayacaklarını belirtmişti. Sanıklar ve avukatlarını dinleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyeti, dosyayı 6 ay inceledi. Heyetin karar üzerindeki çalışmaları tamamlandı. Kararın, Yargıtay Konferans Salonunda açıklanması bekleniyor. Dava, 9 yıl sonra karara bağlanmış olacak.
ERGENEKON DAVASI'NIN GEÇMİŞİ
Ümraniye’deki bir gecekonduda 12 Haziran 2007’de ele geçirilen 27 el bombasıyla başlayan davanın yerel mahkeme süreci, 6 yıl 2 ay sürdü.
Kararını 5 Ağustos 2013’te açıklayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, davayı Silivri Cezaevi’nde oluşturulan duruşma salonunda gördü.
Kararda, emekli Tuğgeneral Veli Küçük 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 99 yıl hapis, Tuncay Özkan "darbeye teşebbüs suçundan" ağırlaştırılmış müebbet ve diğer suçlardan 22 yıl 6 ay hapis, eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ müebbet, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon müebbet, Danıştay saldırısının faili Alpaslan Arslan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet, avukat Kemal Kerinçsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı.
Mahkeme, Mehmet Haberal’ı 12 yıl 6 ay, Mustafa Balbay’ı 34 yıl 8 ay, Sinan Aygün’ü 13 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum ederken, diğer sanıklara da çeşitli cezalar verdi.
ANAYASA MAHKEMESİ'NDEN İHLAL KARARI
Bazı sanıklar, Ergenekon davasına bakan, kapatılan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararı yazmasının 7 ay sürmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu. Yüksek Mahkeme sanıkların haklarının ihlal edildiğine karar verdi.
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı üzerine, kaldırılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yerine başvuruları inceleyen nöbetçi mahkemeler sanıkları tahliye etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 16 bin 600 sayfadan oluşan gerekçeli kararının taraflara tebliğ edilmesinin ardından dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Başsavcılığın tebliğnamesinde, esasa girilmeden "usul" yönünden bozma istendi.
TEMYİZ DURUŞMALARI
Yargıtay 16. Ceza Dairesindeki temyiz duruşmaları, 6 Ekim’de başladı. 274 sanıklı davada, duruşmalı temyiz talebi kabul edilen 64 sanık için alfabetik sırayla savunma listesi hazırlandı.
Yargıtay Konferans Salonu’nda, haftanın dört günü devam eden duruşmalarda, sırası gelmediği halde mazeret bildirerek savunma yapmak isteyenlere öncelik verildi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil ilk duruşmada, 22 değişik dosyanın birleştirildiği bu davanın, "Cumhuriyet tarihinin en büyük dosyalarından biri" olduğunu belirterek, "Adil yargılama ilkelerini gözeterek, mümkün olduğu kadar savunma hakkınıza sonsuz saygı göstererek, istediğiniz oranda savunma için imkan sağlayacağız. Ancak sizden istirhamımız duruşmanın hızlı yürümesi, erken sonuçlanması açısından mümkün olduğunca tekrardan kaçınmanız." ifadelerini kullandı.
'HUKUKA AYKIRILIK' VE 'KUMPAS' GÖRÜŞÜ HAKİM
Sanık savunmaları, "sahte" ve "uydurma" delillerle suçlandıkları, soruşturma ve kovuşturmanın "hukuka aykırı" yapıldığı, davanın "Fetullahçı Terör Örgütü" (FETÖ) tarafından kurulan "kumpas" ürünü olduğu görüşü üzerinde yoğunlaştı.
Tüm sanıklar, Danıştay saldırısı davasının bu davadan ayrılmasını, davanın usulden değil esastan bozulmasını, "kendilerine kumpas kuranlar" hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
DÖNEMİN SAVCISI ZEKERİYA ÖZ BUGÜN KANUN KAÇAĞI
Savunmalarda genellikle Ergenekon soruşturmasının odağındaki, dönemin savcısı Zekeriya Öz gibi isimlerin, bugün "kanun kaçağı" olarak yurt dışında bulunduğu vurgulandı.
DETAYLAR
Yargıtay asrın hukuk tezgâhını hem usul hem esastan bozdu: Böyle bir örgüt yok
Ergenekon davasında Yargıtay’dan tarihi karar geldi. Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ dahil 275 sanığın yargılanmasına ve hapse girmesine yol açan ‘Ergenekon terör örgütü’nün olmadığı vurgulandı. Yargılamayı yapan 13. Ağır Ceza’nın bu davayı kabulü için ‘isabetsiz’ denildi. Davadaki yasadışı deliler ve dinlemeler gibi usulsüzlükler madde madde sıralandı.
KAMUYOYUNDA ‘asrın davası’ olarak adlandırılan 275 sanıklı Ergenekon davası dün temyizden döndü ve 9 yıl sonra silbaştan yargılama kararı çıktı. Yeni terör dairesi Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanı Eyüp Yeşil, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararının usul ve esastan bozulduğunu açıkladı. Yargıtay, “Ergenekon Terör Örgütü’nün (ETÖ), kim tarafından ne zaman kurulduğunun, suçlarının, hiyerarşik yapısının ortaya konulmaması, liderinin belli olmaması” gerekçeleriyle mahkemenin ETÖ kabulünde isabet bulunmadığına” karar verdi. Daire’nin “ETÖ yok” demesiyle davanın çöktüğü yorumları yapıldı. Yargıtay’daki karar duruşmasında Başkan Yeşil, beraat eden sanıklar hakkındaki hükümlerin onanamadığını da söyledi. Bozma gerekçeleri şöyle:
BAŞBUĞ’DA ADRES YÜCE DİVAN’DI
1-Suçun, görev sırasında ve görevden dolayı işlendiği iddia edildiğinden İlker Başbuğ’un yargılanması Yüce Divan sıfatıyla AYM’de yapılmalıydı. Buna göre İstanbul 4. Ağır Ceza, dosyayı ayırarak Başbakan’dan izin isteyecek. İzin verilirse Başbuğ Yüce Divan’da yargılanacak. Mahkeme beraate de karar verebilecek.
2-Eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un yargılama aşamasında nörolojik rahatsızlık geçirmesi, savunmasının sağlıklı şekilde alınamaması...
3-Danıştay saldırısı ile Ergenekon sanıkları arasında hukuki ve fiili irtibatın ispat edilmemesi.
4-Sanıkların varsa hiyerarşik yapılanmasının, örgüt niteliğinde olup olmadığının tayini gerekirken, bunlara riayet edilmeyerek örgüt kabulünde isabet bulunmadığından hüküm bozuldu. Genelkurmay ve Jandarma Genel Komutanlığı yazılarında örgütün varlığına ilişkin bilgilerin bulunmadığını, MİT’in örgüte ilişkin bilgilerinin ihbar ve açık duyumlara dayandığını, tanık eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün MİT’in sunumunu ciddi bulmadığını beyan ettiğini vurgulayan Yeşil, örgütün nerede, ne zaman, kimlerce kurulduğunun ve suçların ortaya konulamadığını belirtti.
OLMAYAN SUÇLARDAN HÜKÜM KURULDU
5-Bir kısım sanık ifadelerinin, kesintisiz, uzun süreli, geceleyin ve sağlıksız koşulda alınması. Savunma haklarının kısıtlanması.
6-Ağır ceza mahkemelerinin bir başkan ve iki üyeden oluşması, ancak karar müzakerelerine 6 hâkimin katılması, bu nedenle dava şartı oluşmaması.
7-Bazı sanıklar hakkında iddianamede bile olmayan suçlardan hüküm kurulması.
8-765 sayılı eski TCK’nın 147. maddesinde “hükümete karşı suç”un, maddi ve manevi cebir kullanarak hükümetin karar alma yetkisinin ortadan kaldırılması halinde oluşacağı düzenlenmişti. Yeni TCK’da bu suç “teşebbüs suçu” olarak yer almıştı. Mahkemenin lehe yasa mukayesesi yapmaması.
9-Bazı MİT mensuplarının Müsteşarlık’tan izin alınmadan tanık olarak dinlenmesi.
10-Belgelerin kolluk görevlilerince incelenmesi.
11-Devlet sırrı niteliğindeki belgelerin de kolluk güçleri tarafından incelenmesi.
12-Bir kısım kanunun emredici hükümlerinin, gerekçeli kararda eleştirilip uygulanmaması.
SAHTE DELİL İDDİASI İNCELENMEDİ
13-Dijital delillere müdahale iddiasının araştırılmaması.
14-CMK’ya aykırı olarak hakkında kuvvetli suç şüphesi olmadan bir kısım sanıkların dinlenmesi. Ele geçirilen dijital delillerin mahallinde imajı alınmaksızın emniyette incelenmesi ve bir kopyasının ilgilisine verilmesinin sağlanmaması.
15-Tesadüfi elde edilen delillerin, yeni bir dinleme kararı alınmadan hükme esas alınması.
16-Avukatlık büroları ile askeri mahallerdeki aramaların kanuna aykırı yapılması.
17-CMK’ya aykırı olarak gerekçeli kararda önsöz ve dipnotlara yer verilmesi. Birçok davanın gereksiz birleştirilmesi.
18-Sanıklardan Arif Doğan, Emcet Olcaytu, Fatih Derdiyok, Hüseyin Görüm, Mehmet Koralp, Muzaffer Tekin, Münir Kemal Yavuz, Salih Kurter, Ünal İnanç ve Sami Hoştan hakkındaki davaların ölüm nedeniyle düşürülmemesi.
Mükemmel karar
DAVANIN sanıklarından Yalçın Küçük, Yargıtay’ın bozma kararıyla davanın çöktüğünü belirterek Hürriyet’e, “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese’nin zulmü Yargıtay’dan dönmüştür. Bu karar Türk hukuku açısından sevindiricidir” dedi. Yargıtay’dan ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de, Ergenekon davasının, büyük Türk milletini okyanus ötesinden bölme tertibinin bir ürünü olduğunu belirterek, “Nasıl Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Güneydoğu’da, vatanımızın o parçasında, Sur’da, Cizre’de, Silopi’de PKK’yı hendeklere gömüyor, Yargıtay da hukuksuzluğu, haksızlığı, Türkiye’yi bölmeye yönelik tertibi hendeklere gömmüştür. Mükemmel bir karardır. Dünya hukuk tarihine geçecek, derslerle dolu bir karardır. Türkiye’nin ufku, önü açılmaktadır. Türkiye’ye kurulan tertipler, bölücü girişimler yerle bir olmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Hâkimler var
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin kapalı grup toplantısı çıkışında gazetecilerin soruları üzerine Yargıtay’ın Ergenekon davasına ilişkin bozma kararını değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, “Geçmişte yaptığımız eleştirilerin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Her şeye rağmen bu ülkede adaletin olduğunu kabul etmemiz lazım. Yani adaletin demeyeyim de her şeye rağmen bu ülkede hâkimlerin olduğunu kabul etmemiz lazım. Cesur, yürekli, hukukun üstünlüğüne inanan, haksızlıklara karşı karar alabilen hâkimler Türkiye’nin önünü açıyor” dedi.
Davada şimdi ne olacak
Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyetinin, 231 sayfadan oluşan gerekçeli kararın bugün Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) koyması bekleniyor. Davaya bakacak İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ilk kararında direnebileceği gibi Yargıtay’ın bozma gerekçeleri doğrultusunda yargılama yapıp yeni bir karar da verebilecek.
Bozma nedeni
DANIŞTAY’a saldırı davası sanıklarından Osman Yıldırım’ın, aynı zamanda gizli tanık olarak dinlenmesinin bozma nedeni olduğunu vurgulayan Mahkeme Başkanı Yeşil, “Dolayısıyla 1 kuzudan 3 post çıkarılması” dedi. Sanık avukatlarından bazıları, Yeşil’in, Yıldırım’ı “kuzu” olarak nitelendirdiğini belirterek tepki gösterdi.
Danıştay’a saldırı dosyası ayrılacak
BOZMA nedenlerinden biri, Ergenekon davasıyla birleştirilen Danıştay 2. Daire’ye yönelik saldırı davasının ayrı görülmesinin gerekmesi. Danıştay cinayeti ile Ergenekon davası sanıkları arasında ilişkinin ispat edilemediği, bu duruma aykırı olarak zayıf delil ve iddialarla davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesinin adil yargılama ve makul sürede sonuçlandırılması ilkesine aykırı olduğu belirtildi. Daire, sanıklara verilen mahkûmiyet kararlarını, çok sayıdaki usule aykırı işlem nedeniyle bozdu.
Daire, mahkemenin Ergenekon terör örgütü kabulünde isabet olmadığından, sanıkların bu örgüt kapsamında mahkûm edilemeyeceği kararlaştırdı. Örgüt olsa da olmasa da Danıştay saldırganı Alparslan Arslan’ın öldürme ve öldürmeye teşebbüs eylemine yardım eden sıfatıyla katıldıkları anlaşılan sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır hakkında verilen beraat kararlarının bozulduğu ifade edildi.
Eşimi geri getirmez
ERGENEKON soruşturması kapsamında tutuklanan ve tutuklu bulunduğu Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde kansere yakalanarak bir yıl sonra hayatını kaybeden Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır kararı şöyle yorumladı: “Zaten Ergenekon davası diye bir şey var mıydı, yok muydu? Kararın bozulması gayet doğal değil mi? Karar bozuldu da mağdurları ne yapacaklar? Ölenler geri gelecek mi? Adli Tıp Kurumu kalkıp Kuddusi Okkır’ın ölümünde devletin hiçbir kusuru yoktur diyemez. Yargıtay’ın bozma kararı eşimi geri getirmez. Devlet kendini kusurlu bile görmüyor. Tayyip Bey ‘aldatıldık’ diyor. Tayyip Bey’in aldatılması sonucu eşim hayatını kaybetti. Bu o kadar basit bir olay değil. Engin Alan’ın itibarı sarsıldı diye tazminat ödendi. Hakkıdır. Kuddusi Okkır’ın hiç mi itibarı yoktu? Bırakın itibarı, hayatını kaybetti. Yargıtay’da, Danıştay’da, Anayasa Mahkemesi’nde üç tane bekleyen davam var. İki yıldır bekliyor. Neden sonuç alamıyorum?”
İNTİHAR ETTİLER: Ali Tatar - Berk Erden
CİNAYETİ İŞLEYEN 13. AĞIR CEZA YARGILANSIN
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Hürriyet’e kararı şöyle değerlendirdi: “Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Türk yargı tarihine geçecek örnek bir kararla, özel olarak kurulmuş ve yetkilendirilmiş İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerçekleştirdiği bütün işlemleri ve kararları yerle bir etmiştir. Elbette bu karar, bu süreçte hayatını kaybedenleri geri getirmez. Acıları azaltacak tek husus, bu hukuk cinayetlerini bilerek ve talimatla işleyenlerinin yargı karşısına çıkartılarak adil bir şekilde yargılanmasıdır.”
Başbuğ, sorumluların yargı önüne çıkarılması gerektiğine vurgu yaparken, Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Ergenekon kararlarını usul ve esastan bozduğu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetiyle ilgili suç duyurusunda bulunmadı. Suç duyurusu konusundaki değerlendirmeyi mahkemeye bıraktı. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, yeniden yargılamada, Ergenekon hâkim ve savcıları hakkında suç duyurusunda bulunup bulunmamayı değerlendirecek.
13. AĞIR CEZA’DA KİMLER VARDI
ERGENEKON davasını karara bağlayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, başkan Hasan Hüseyin Özese ile üye hâkimler Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk’tan oluşuyordu. Davayı kabul eden ve 20 Ekim 2008’deki ilk duruşmasını yapan heyete ise Köksal Şengün başkanlık ediyordu. Şengün başka bir dava nedeniyle görevden alınınca, 25 Temmuz 2011’den itibaren yerine mahkemenin en kıdemli üyesi Hasan Hüseyin Özese başkanlık görevini üstlendi. Naip hâkim olarak görev yapan Hüsnü Çalmuk ise Hasan Hüseyin Özese’nin yerine üye hâkim olarak görevlendirildi.
Ergenekon davasının ilk iddianamesini Cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın hazırladı. İddianamenin hazırlanması ve duruşmalara başlanmasının ardından da soruşturmalar devam etti. Zekeriya Öz tüm soruşturma boyunca davanın ön plandaki ismiydi. Davanın başlamasıyla Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın duruşma savcısı olarak görevlerine devam etti. Ercan Şafak, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder ve Cihan Kansız da soruşturmalarda görevlendirildi. Duruşmalar devam ederken Cumhuriyet Savcısı Murat Dalkuş da duruşma savcısı olarak görevlendirildi. Ergenekon davasının 2271 sayfalık mütalaasında Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın’la birlikte Munat Dalkuş’un da imzası vardı.
TEPKİLER
9 yıl sonra Ergenekon Davası'nda karar belli oldu. Ergenekon Davası'nın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanması gerektiğine karar verildi, bu da bozma gerekçesi yapıldı. Yargıtay, Ergenekon terör örgütünün varlığına ilişkin somut delil ortaya konulamamasını da esastan bozma gerekçesi yaptı. Peki bundan sonra neler olacak? İlker Başbuğ'un avukatı, müvekkili açısından ortaya çıkan ilginç durumu ve kararı yorumladı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 275 sanıklı Ergenekon davasında kararı usulden ve esastan bozdu. Eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral İlker Başbuğ’un, Yüce Divan’da yargılanması gerektiğine karar verdi ve bunu bozma gerekçesi yaptı.
Yargıtay, Ergenekon terör örgütünün varlığına ilişkin somut delil ortaya konulamamasını da esastan bozma gerekçesi yaptı.
Daire, hukuka aykırı dinlemeler, gizli tanık beyanları, MİT mensuplarının izinsiz dinlenmesi, aramaların hukuka aykırı yapılması gibi usul gerekçelerinin hepsini de bozma nedeni saydı.
Daire Başkanı Eyüp Yeşil, yerel mahkemenin oluşumu nedeniyle bozma kararı verdikleri için beraat kararlarını onaylamadıklarını da açıkladı.
İLKER BAŞBUĞ: O KARARLAR YERLE BİR OLDU
Genelkurmay Eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Twitter'dan Yargıtay'ın aldığı Ergenekon kararı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Başbuğ yaptığı açıklamada, 'Yargıtay'ın kararı Ergenekon mahkemesi'nin gerçekleştirdiği bütün işlemleri ve kararları yerle bir etmiştir. Bu karar elbette hayatını kaybedenleri geri gelmez. Acıları azaltacak tek husus, hukuk cinayetlerini işleyenlerin yargılanmasıdır.
İLKER BAŞBUĞ'UN AVUKATI İLKAY SEZER: KİMLİK TESPİTİ BİLE HATALIYDI
"Yıllardır uğraşıyoruz. Bu davada hayatını kaybedenler oldu. Bu beraat kararlarını alamadan vefat edenler oldu. Onları da burada anıyoruz. Yüce Divan konusunu biz savcının huzuruna oturduğumuzdan günden itibaren söyledik. Anayasa'nın çok açık olan bu hükmü o zaman uygulansaydı bu mağduriyetler yaşatılmazdı. İlker Başbuğ için bu dosya bundan sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gidecek. Savcılık İlker Başbuğ tarafından soruşturma izni istemek zorunda. Bu izin verilmez ve dosya İlker Başbuğ hakkında da kapanır diye düşünüyoruz. Özetle bu mahkemenin yaptığı hiç bir uygulama hukuka uygun değildir. Kimlik tespitini bile hatalı yaptı desek yeridir. Bugün hukuk arayanlar o zaman bize 90 bin sayfa raporu verip 15 dakikada buna göre savunma yapmamızı istiyordu. Burada pek çok kişiye önceden hazırlanmış, senaryosu yazılmış, delilleri uydurulmuş bir kumpas uygulandı ve millet olarak hepimiz seyrettik bunu."
HUKUKA AYKIRI BULDU
Yargıtay, Ergenekon'u kimin kurduğunun ve liderinin belli olmadığını açıkladı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Ergenekon örgütünün varlığına ilişkin tespitini hukuka aykırı buldu. Yargıtay 16. Ceza Dairesi Emniyet'in Ergenekon'un varlığına ilişkin ilk kez dava sürecinde tespitte bulunmasını bozma gerekçesi yaptı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Ergenekon'un Danıştay saldırısıyla ilgili hukuki ve fiili irtibatı ortaya konulamadığını belirtti.
DOĞU PERİNÇEK: TERTİP HENDEKLERE GÖMÜLMÜŞTÜR
"Şimdi Yargıtay, Türkiye’yi bölme tertibini hendeklere gömmüştür. Nasıl Türk Silahlı Kuvvetleri Güneydoğu’da, vatanımızın o parçasında, Sur’da, Dicle’de PKK'yı hendeklere gömüyor, Yargıtay da hukuksuzluğu, haksızlığı, Türkiye’yi bölmeye yönelik tertibi hendeklere gömmüştür. Mükemmel bir karardır. Dünya hukuk tarihine geçecek derslerle dolu bir karardır. Türkiye’nin ufku, önü açılmaktadır. Türkiye’ye kurulan tertipler yerle bir olmaktadır. Burada iki kuvvet hedef alındı, TSK silahla Türkiye’yi koruduğu için onun iradesini kırmadan, esir etmeden Türkiye’yi bölemezlerdi. Türkiye’nin her kuvvetinin katılımıyla, sivil kuvvetlerin katılımıyla, polisimizin katılımıyla en son Yargıtay mührünü vurdu. Türkiye’nin birliğine bütünlüğüne Yargıtay mührünü vurmuştur.”
ERGENEKON'DA NE OLACAK
İlker Başbuğ'un avukatı Prof. Dr. Fatih Mahmutoğlu, Yargıtay'ın usul ve esastan bozma kararının ardından davanın çöktüğünü, Başbuğ yönünden ilave yargılama olmayacağını ve sanıkların da beraat edeceği kanaatinde olduğunu söyledi. Mahmutoğlu müvekkili Başbuğ yönünden dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilip Başbakanlık'tan izin isteneceğini söyledi.
DURSUN ÇİÇEK: ÇEKTİĞİMİZ ACILARIN BEDELİNİ BİR ŞARTLA HELAL EDİYORUZ
Ergenekon Davası sanıklarından CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, kararı şöyle değerlendirdi: "Tabi esas kararları, Çağlayan 4. Ağır Ceza Mahkemesi verecek. Ergenekon diye bir örgüt yoktur, bunun delilleri yoktur diyen Yargıtay 16. Ceza Daire Başkanı, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kuruluşunun da hukuka aykırı olduğunu ortaya koydu. Örgüt yok, Ergenekon diye bir örgütü ortaya koyan deliller yok. Genelkurmay'ın, MİT'in, emniyetin böyle bir örgütten haberi yok. Sadece bu kumpas mahkemesi bir örgüt yarattı. Bize yaptıkları zulmün, işkencenin bedelini de ödeyeceklerdir. Şunu söylüyoruz, devlet bir örgüt tarafından ele geçirilmek üzereyken bu ortaya çıktı. Çektiğimiz acıların, bize yapılan işkencelerin bedelini bir şartla helal ediyoruz, milletimize helal olsun diyoruz, o şart da bu suç örgütünden milletimizin, devletimizin temizlenmesidir. Tekrar bu kararın milletimize, sanıklara, herkese hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.'' Mahkeme Başkanı'nın "Bir kuzudan 3 post çıkarılmaya çalışılmış" dediğini belirten Çiçek, yerel mahkemede yargılama yapılmadığını, yıllarca duvarlara konuştuklarını ifade etti. Çiçek, "Şimdi bunun hukuki olarak Yargıtay kararıyla tescil edilmesi bizler için, Türkiye için, temeli hukuk ve adalet olan Türkiye Cumhuriyeti için önemlidir. Bu, tarihi bir gündür. Sonunda suç işleyenler cezalarını görecek. Bugün olduğu gibi sürgünlerde yaşamak zorunda kalacaklar." dedi.
''DAVA ÇÖKMÜŞTÜR''
Mahmutoğlu, dava süreci ve Başbuğ açısından şu değerlendirmeyi yaptı: "Müvekkilimiz açısından ilginç bir durum ortaya çıktı. Yargıtay görevli mahkemenin Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi olduğunu ve Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini söylemiştir. Bize göre şöyle bir prosedür izlenecek. Dosya ayrılacak ve müvekkilimiz yönünden dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gidecek. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da bir tasarrufta bulunabilmesi için yasa gereği Başbakanlık'tan izin alması gereklidir. Ama ben böyle bir iznin verileceği kanaatini taşımıyorum. Bu gerekçeleri kararda hep birlikte göreceğiz. Şunu açıklıkla söyleyebiliriz dava çökmüştür. İlave bir yargılamanın yapılacağını da sanmıyorum. Bu karar çok ibret vericidir ve çok üzüntülü bir süreç yaşadı Türk milleti. Müvekkilimiz açısından bu dosya kapanmıştır.
AK PARTİ ŞAMİL TAYYAR: ERGENEKON'UN YERİNE PARALEL OTURDU
Ergenekon davalarını yakından takip ederek süreçle ilgili kitap yazan AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, Yargıtay’ın Ergenekon’da mahkumiyet kararlarını bozmasını değerlendirdi. Ergenekon, kontrgerilla, rüzgar gülü, özel harp ne olursa olsun bunların gerçek olduğunu belirten Tayyar, kirli ve kanlı gelenekten beslenen bu yapıların 200 yıllık geçmişi olduğunu söyledi. Ergenekon’un da özünde gerçek bir plan olduğunu ancak AK Parti’nin bunu engellediğini ifade eden Tayyar, vesayet unsurlarının zayıflamasından sonra Ergenekon’dan boşalan yere Paralel Yapı’nın gelip oturduğunu ifade ederek “Paralel Yapı, Ergenekon’la mücadeleyi sulandırıp, tasfiye aracı yaptı. Mahkeme de sanki Türkiye’de hiç derin devlet yokmuş gibi tüm Ergenekon’u akladı” dedi. AK Parti’nin, Ergenekon’la mücadelesine vurgu yapan Tayyar, “Eğer Ergenekon’la mücadele olmasaydı AK Parti kapatılırdı. Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül başta olmak üzere AK Parti’nin önemli kadroları cezaevine atılabilirdi. Bu iddiayı, o dönem önde gelen vesayet unsurları sıkça dile getirmeye başlamışlardı” diye konuştu.
VESAYET DEĞİŞTİ
Ergenekon planının olduğunu yineleyen Tayyar şöyle konuştu: “Bu bir plandı. Öylesine rast gele söylenmiş ifadeler değildi. AK Parti bunu engelledi. Ergenekon’la mücadele o nedenle tarihi önemdedir. Ergenekon’la mücadele sonucunda vesayet unsurları ciddi irtifa kaybedip oyun kurma kabiliyetlerini yitirince, boşalan yere cemaat geldi ve oturdu. AK Parti’nin burada özeleştiri yapması gerekirse cemaatin Ergenekon’dan boşalan yere gelip oturduğu süreci iyi okuyamaması ve buna ilişkin tedbir alamamasıdır. Cemaat, AK Parti’nin güven ilişkisini hoyratça kullandı.”.
MAHKEMEYE DOĞRUYU YANLIŞTAN AYIKLAMALIYDI
Tayyar, “Keşke yerel mahkeme de, Yargıtay da, Ergenekon’un özü itibarıyla darbe davası olduğunu kabul edip yanlışları ayıklamayı tercih etseydi. Ancak o zaman Türkiye’nin darbelerle hesaplaşmasına katkı sağlanırdı” diyerek sanki hiç derin devlet yokmuş gibi karar almanın Türkiye’nin ciddi bir fırsatı kaçırdığını söyledi. Tayyar, tüm kirli yapıların bu şekilde aklanması halinde FETÖ’yle mücadelede başarı şansını azalacağı uyarısında bulundu.
TAYYAR'IN YARGITAY KARARINA TEPKİ TWEETLERİ
Ergenekon'un kurucusunu gördüğünü iddia eden AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, "Ergenekon diye bir örgüt yoktur" kararı veren mahkemenin kararı sonrası sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulundu. "Ergenekon süreciyle ilgili 2 kitabım var ve her satırını savunurum, hesabını veririm" diyen Tayyar, "Türkiye paralel yapıyla beraber Ergenekon/Balyoz gibi eski kirli yapılarla ortak mücadele yürütmek zorundadır" dedi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin bugün, Ergenekon Davası ile ilgili yerel mahkeme kararını esas ve usulden bozup "Ergenekon örgütü yoktur" demesinin ardından, Ergenekon sürecine ilişkin kitapları bulunan AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, sosyal medya hesabından yorumlar yaptı.
Tayyar, "Ergenekon darbe davasıdır ve özü itibariyle haklıdır. Paralel yapıyla mücadelenin Ergenekon'u tümden aklamaya dönüştürülmesi büyük hatadır ve eski derin devletin hortlamasına yol açacaktır. Öyle konjonktürel soytarılara pabuç bırakmam, rüzgar tersten esiyor diye hakikatten ayrılmam. Ergenekon süreciyle ilgili 2 kitabım var ve her satırını savunurum, hesabını veririm" dedi.
Tayyar'ın konuyla ilgili Twitter mesajları şöyle:
1) Ergenekon darbe davasıdır ve özü itibariyle haklıdır. Maalesef cemaat 23 iddianameyi torba davaya dönüştürmüş ve özel hesabını görmüştür.
2) Paralel yapıyla mücadelenin Ergenekon'u tümden aklamaya dönüştürülmesi büyük hatadır ve eski derin devletin hortlamasına yol açacaktır.
3) Ergenekon süreciyle ilgili 2 kitabım var ve her satırını savunurum, hesabını veririm.
4) Ergenekon'la mücadele olmasa 2008'de Ak Parti kapatılır, Erdoğan başta olmak üzere kadroları hapse atılırdı.
5) Bana hiç kimse Çetin Doğan, Veli Küçük, Cemal Temizöz gibiler için güzelleme yaptıramaz.
6) Türkiye paralel yapıyla beraber Ergenekon/Balyoz gibi eski kirli yapılarla ortak mücadele yürütmek zorundadır, aksi halde bedeli ağır olur
7) Öyle konjonktürel soytarılara pabuç bırakmam, rüzgar tersten esiyor diye hakikatten ayrılmam. Nokta.
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Yargıtay kararı sonrası dosya yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilecek. Dosyalar bozma gerekçeleri açısından ayrılacak. Mahkeme karara uyma ya da direnme kararı verecek. Ancak, Yargıtay'ın usul ve esastan verdiği Ergenekon terör örgütünün olmadığını söylediği bu karardan sonra verilecek kararın beraat olacağının söylemek mümkündür.
MAHKEMENİN KARAR AŞAMASINDAKİ OLUŞUMU BOZMA NEDENİ
Yargıtay davayı hem usulden hem esastan bozmuştur. Yine çok önemli bir bozma nedeni mahkemenin karar aşamasındaki oluşumu ve kararı veriliş biçimine ilişkindir, mutlak bozma edeni yapılmıştır. Adil yargılanma ilkesine aykırılıklar bakımından CMK 147-148'e aykırılıklar, savunmaya ilişkin süre sınırlamaları, sözlü yargılama ilkesine aykırılık, ek savunma verilmemesi iddianame ve dosyaların birleşmelerden kaynaklanan gereksiz zaman kaybının makul süreye aykırılığı özellikle vurgulanmıştır.
DELİLER YÖNÜNDEN
Gösterilen bazı tanıkların dinlenmemesi yine huzura getirilen bazı tanıkların CMK 178'e aykırı şekilde dinlenmemesi, MİT mensupları, avukatlar gibi tanıkların izinsiz olarak dinlenmesi, belge incelemelerinin sadece kolluk birimlerince yapılmış olması, devlet sırrı kuralına aykırı bir biçimde değerlendirmenin mahkeme yerine savcılık makamınca yapılması bozma nedenleridir.
DİJİTAL DELİLLER DE ÇÖKTÜ
Dijital deliller de sadece kollukla yetinilmiş olması başka bir bozma nedenidir. Diğer bir başlık ise aramalar yönündendir. Önleme aramalarının adli aramaya dönüşmüş olması, avukat bürolarının aranmasının mevzuata aykırı olması bozma nedenidir.
ASKERİ MAHALLERDEKİ ARAMALAR CMK'YA AYKIRI
Yine askeri mahallerdeki aramanın CMK 119'a aykırılığı arama sırasında ihtiyar heyetinin bulunmaması bozma nedenidir.
BİLGİSAYAR ARAMALARI DA HUKUKA AYKIRI
Bilgisayarlardaki aramanın CMK 134'e aykırı olması ve arama sırasında ele geçirilen eşyalar üzerinde hile yapıldığına ilişkin iddiaların araştırılmaması da diğer bozma nedenleridir.
USULSÜZ TELEFON DİNLEME
Telefon dinleme açısından tanıklıktan çekilme hakkı sahiplerinin dinlenmesi, avukat ve müvekkillerin dinlenmiş olması, tesadüfen elde edilen delillerin kullanılmış olması bazen iletişimin dinlenmesi kararlarının mevcut olmaması usulsüz dinleme yapılma da bozma nedenidir.
KOLLUK SOHBETİ GEREKÇELİ KARARA YAZILDI
Kişilerin ifadeleri alınırken kanunda olmayan mülakat ve sohbet şeklinde kollukta tutulan ifadelerin karara esas alınması, zorunlu müdafiliğe riayet edilmemesi bozma nedenidir.
ÖNSÖZ VE DİPNOT GEREKÇELİ KARARA GEÇTİ
Gerekçeli kararda önsöz ve esasa ilişkin kısımlarda dipnot oluşu, kabul ve ret gerekçelerinin yokluğu, kanun eleştirisi yapılarak gerekçe ortaya konmaması ve hukuka aykırı deliler konusundaki gerekçelerin çok yetersiz oluşu da diğer bozma nedenidir.
ETÖ YOK DAVA ÇÖKTÜ
Somut delillerin olmadığı bazı delillere atıf yapılmasının asla yeterli olmadığı, 'Ergenekon Terör Örgütü'nün nerede, ne zaman,kimler tarafından kurulduğunun belli olmadığı hatta liderinin belli olmadığı hiyerarşik konumunun tarif edilemediği, hangi suçların işlendiğinin anlaşılamadığı diğer terör örgütlerini de yönlendirdiğine ilişkin tespitin dayanaksız olduğu çok açıktır. Bu açıdan da dava esastan çökmüştür.
HÜKÜMETE KARŞI SUÇTA LEHE OLAN YASALARIN TESPİTİ HATALI
765 sayılı TCK ile 5237 sayılı yeni TCK bakımından lehe yasanın hangisi olduğuna ilişkin tespitlerin yetersiz oluşu ve unsurlara ilişkin tespitlerde hukuki hatalar olduğu görülmektedir. Bu dosyaya ilişkin usul ve esas konular ortaya çıkmış ve karar bozulmuştur. Bu davanın temelsiz olduğu ortaya çıkmıştır. Danıştay davasının ayrılmaması ve Şener Eruygur yönünden durma kararı verilmemesi de bozma nedeni yapılmıştır.''
İŞTE YARGITAY'IN ERGENEKON DAVASINI BOZMA GEREKÇESİ (TAM METİN)
Ergenekon: Sanıklara ceza yağdı
Mahkeme davayı başarıyla gördü
Ergenekon, Balyoz ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Ergenekon Paralel örgüt tarafından önceden böyle planlanmış
Ergenekon cambazlığı uyarısı
Darbe davalarını böyle kirlettiler
Anter davası da örtbasa gidiyor
Temizöz davası örtbasla bitti!
Balyoz örtbasında skandal detaylar
Skandal: Yeniden görülen Balyoz davası örtbasla bitti
Kumpas'la doğan kahramanlar
Kumpasa bak cambazlığı zirvede
(23 Nisan 2016, 08:49), son güncel.: (24 Nisan 2016, 12:11)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: