Fetullahçı Terör Örgütü'nün 'Selam-Tevhid' kumpası ile masum insanlara suç isnat etmeye çalıştığı iddiasıyla gözaltına alınan Eski cumhuriyet savcısı, avukat ve Bugün gazetesi yazarı Gültekin Avcı tutuklandı. Avcı'nın kumpasta yer almak, 'hükümete darbe' ve 'terör örgütü kurmak' suçlamasıyla tutuklandığı belirtiliyor. Avcı'yla birlikte 3 polis daha tutuklandı, 3 polis ise tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
27.09.2015 17:58 Fetullahçı Terör Örgütü tarafından 'Selam-Tevhid' kumpası ile masum insanlara suç isnat edilmeye çalışıldığı iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında İzmir'de gözaltına alınan Eski cumhuriyet savcısı, avukat ve Bugün gazetesi yazarı Gültekin Avcı tutuklandı. Avcı'nın, kaleme aldığı bazı köşe yazılarından dolayı ‘hükümete darbe' ve ‘terör örgütü kurmak' suçlamasıyla tutuklandığı belirtiliyor. Tutuklama kararını, İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimi Durmuş Karaçalı verdi. Avcı'yla birlikte 3 polis daha tutuklanırken, 3 polis de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Eski Cumhuriyet Savcısı, gazeteci ve avukat Gültekin Avcı ve 7 emniyet mensubu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan'ın baktığı Selam-Tevhid soruşturması kapsamında geçtiğimiz cuma günü gözaltına alındı. Avcı ve polisler aynı gün akşam saatlerinde İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'ne (TEM) getirildi. Soruşturma savcısı İrfan Fidan, tutuklama talebiyle adliyeye sevk etti. Bursa eski TEM Şube personeli 7 emniyet mensubundan ifadesi tamamlanan emekli Başkomiser Adnan Çam emniyet sorgusunun ardından serbest kaldı.
Savcı Fidan, Avcı'yı tutuklama istemiyle mahkemeye sevk etti. Ayrıca 6 polis de adliyeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkan Avcı ve polislerin savunmalarını tamamlamalarının ve verilen aranın ardından mahkeme kararını açıkladı. Gazeteci Avcı, “silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs” ve “siyasal ve askeri casusluk” suçlamalarıyla tutuklandı. Suçlamalara ilişkin ise bazı köşe yazıları da delil gösterildi.
Gültekin Avcı savunmasında, kendisine suç olarak isnat edilen konularla ilgili (İran, casusluk, muta vb.) uzmanlık sahibi olduğunu ve yayınlanmış kitaplarının bulunduğunu söyledi. Bu konuların sadece kendi köşesinde yazılmadığını, medyanın tamamında haber olduğunu kaydetti. Kendisine yöneltilen siyasi ve askeri casusluk suçlamalarına ilişkin ise dosyada hiçbir delilin bulunmadığını belirten Avcı, AİHM kararlarına göre, gazetecilerin bu tarz konuları, açıklamalarının ve yazmalarının kamu yararı olduğu sürece suç olmadığını savundu.
TUTUKLANAN 3 EMNİYET MENSUBU
Öte yandan mahkeme, emniyet mensupları Murat Çobanoğlu, Bekir Enes Arı ve Yusuf Yolcu'nun da tutuklanmasına karar verdi. Mahkeme, tutuklanmaları istenen diğer 3 polisin ise adli kontrol şartı ile serbest bırakılmasına ve tutuksuz yargılanmasına karar verdi.
REDDİ HAKİM TALEBİ REDDEDİLDİ
Avcı'yla ilgili tutuklama kararını İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimi Durmuş Karaçalı verdi. Paralel medyada Karaçalı'nın, daha önce bir yazısı sebebiyle Gültekin Avcı hakkında şikayetçi olduğu, Yargıtay kararlarına göre bir şüpheli hakkında şikayeti bulunan bir hakimin o şüpheliyi sorgulamasının kanuna aykırı olduğu iddia edildi. Bu gerekçeyle Avcı'nın avukatları reddihakim talebinde bulundular. Karaçalı, bu talebi reddetti. Basında ayrıca Karaçalı'nın Avcı hakkında şikayette bulunduğu iddiasının da doğru olmadığı dile getirildi.
TALİMATI GÜLEN'DEN ALDI
Selam-Tevhid kumpası kapsamında tutuklanan Paralel Savcı Gültekin Avcı'ya yönelik suçlamaların sadece köşe yazılarına dayandığı iddialarının doğru olmadığı, suçlamalarda 17-25 Aralık darbe girişimindeki bazı telefon görüşmelerinin de dayanak olduğu belirtiliyor.
Sabah'taki detaya göre; eski savcı Gültekin Avcı'nın Selam-Tevhid kumpası kapsamında tutuklanma gerekçesi "17-25 Aralık sürecinde FETÖ yöneticileriyle fikir ve eylem birliği yapmak."
Selam-Tevhid kumpası kapsamında tutuklanan Gültekin Avcı'nın tutuklama gerekçeleri köşe yazısı değil FETÖ örgütü yöneticileri ve üyeleri ile 17-25 Aralık girişimi öncesi ve sırasında yaptığı kritik görüşmeler çıktı. Örgüt lideri Fetullah Gülen ve yöneticisi Emrullah Uslu ile fikir ve eylem birliği içinde olduğu belirtilen Avcı'nın 17-25 Aralık darbe sürecinin sıcak günlerinde hakkında yakalama ve tutuklama kararı bulunan polis müdürleri ile görüşmeler yaptığı, Selam-Tevhid soruşturması daha ortada yokken soruşturma ile ilgili gizli bilgileri elde ederek yazılarıyla algı operasyonu gerçekleştirdiği, ilerleyen günlerde gerçekleştirilecek operasyon içim şüphelileri itibarsızlaştırdığı kaydedildi.
KARANLIK KURUL BAĞLANTISI
Avcı'nın Samanyolu TV'de yayımlanan Şefkat Tepe dizisindeki Karanlık Kurul sahnelerinde sürekli işlenen muta nikâhı ile ilgili eşzamanlı olarak köşe yazıları yazdığı, Selam-Tevhid soruşturması ile ilgili kamuoyunun hiç malumatı yokken İstihbarat-Muta- Acem konularını işlemek suretiyle algı çalışması yaptığı, Avcı'nın bu iş için örgüt lideri Fetullah Gülen ve yöneticisi Emrullah Uslu'dan talimat aldığı iddia edildi.
9 YILLIK HATTI DEĞİŞTİRDİ
Gültekin Avcı'nın İstihbarat-Muta-Acem konuları ile ilgili yazıları kaleme almadan hemen bir gün önce 9 yıldır kullandığı cep telefonu hattını değiştirdiği de dikkatlerden kaçmadı. Avcı'nın telefon kayıtları incelemesinde Emrullah Uslu ve Önder Aytaç ile çok sayıda görüşme gerçekleştirdiği anlaşıldı. Avcı'nın 25 Aralık operasyonundan hemen bir gün önce Mehmet Akif Okur ile birden fazla görüşme gerçekleştirdiği, telefonlaştığı kişiler arasında Selam-Tevhid kumpası soruşturmasında tutuklanan Gafur Ataç ve Eski İstanbul Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç'ın bulunduğu belirlendi. İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği'ndeki sorgusunda Selam-Tevhid soruşturmasından Eylül 2013'te haberdar olduğunu ve Twitter üzerinden bu soruşturmaya ilişkin bilgiler yayınlayan bir hesabı takip ederek bu yazıları kaleme aldığını iddia eden Gültekin Avcı, telefon görüşmeleri kayıtlarda sabit olmasına rağmen Emrullah Uslu ile hiç telefon görüşmesi olmadığını, Fetullah Gülen ile ise hiç görüşmediğini öne sürmüştü.
GÜLEN VE USLU'YU TANIMIYOR, AMA DEFALARCA GÖRÜŞMÜŞ
Yenişafak'taki detaylara göre ise; Avcı'ya hakimlik sorgusunda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) lideri Fethullah Gülen, Emre Uslu ve bazı polis şefleri ile ilişkisi soruldu.
Gülen ve Uslu'yu tanımadığını belirten Avcı, bu kişilerle yüz yüze veya telefonla görüşmediğini, hakkındaki bir soruşturma nedeniyle Uslu'nun bir kez ancak kendisine geçmiş olsun telefonu açtığını söyledi. Avcı; Yurt Atayün, Ömer Köse, Gafur Ataç gibi Paralel soruşturmalardan tutuklu polis müdürlerinin hiçbiri ile tanışmadığını ve telefon görüşmeleri olmadığını iddia etti. Ancak tutuklama kararında Avcı'nın ifadesinin HTS adı verilen telefon görüşme raporları ile çeliştiği kaydedildi.
“DİNLEMELERDEN HABERİM YOK"
Avcı, Selam-Tevhid soruşturması bahanesiyle Cumhurbaşkanı, Başbakan ve tüm bakanların dinlendiği, fiziki ve teknik takibe alındığı konusunda bilgisi olmadığını savundu. Yazılarında işlediği Selam-Tevhid soruşturmasıyla ilgili bilgileri medyadan ve sosyal medyadan haberi olduğunu savunan Avcı, tüm soruşturma dosyasına ilişkin bilgilerin özellikle “acemuşakları" isimli sosyal medya hesabından yayınlandığını aktardı. Avcı, “Bu örgüte MİT Müsteşarı'nın, daha önceki Başbakanın, bakanların dahil edildiğini bilmiyordum" ifadesini kullandı. Avcı, bu konudaki köşe yazılarını istihbarata olan merakı, eski savcı olması ve polis teşkilatı ile alakası ve istihbarat hukuku ile ilgili çalışmaları nedeniyle yazdığını söyledi.
“TELEFONLA GÖRÜŞTÜM AMA TANIMAM"
İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından sorgulanan köşe yazarı Gültekin Avcı mahkemedeki ifadesinde çelişkili ifadeler kullandı. Avcı, Selam-Tevhid Terör Örgütü soruşturmasından 2011-2012 yıllarında sosyal medya hesapları tarafından paylaşılması nedeniyle haberdar olduğunu öne sürerken, 2007 yılında yazmış olduğu kitabında 'Selam-Tevhid Kudüs Ordusu' ismini ilk orada kullandığını söyledi.
SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ
Selam-Tevhid terör Örgütü dosyasına zemin oluşturmaya yönelik faaliyetlerde bulunduğu, dosya kapsamında edindiği gizli bilgileri ifşa ettiği öne sürüldü. Bu eylemlerin “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme", “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin görevini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme suçlarına ilişkin kuvvetli suç şüphesini oluşturduğu kaydedildi.
O ekip eylem birliği içinde
Mahkemenin tutuklama kararında ise “Fethullah Gülen yanlısı STV'deki Şefkattepe dizisine sonradan eklenen Karanlık Kurul sahnelerinde kullanılan kelimelerle Avcı'nın “Selam Tevhid Örgütü, muta nikahı, istihbarat" odaklı yazılarının kamuoyunda algı oluşturmaya yönelik yayınlandığı belirtildi. Kararda, Avcı'nın “yazılarında soruşturma dosyasına ilişkin sadece operasyon biriminin elinde bulunan belge ve bilgileri çarpıtarak yayınladığı, hakkında yakalama kararı bulunan Fethullah Gülen ve Emre Uslu'nun telkinleri doğrultusunda fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği" vurgulandı.
Kararda, “17-25 Aralık girişimleri ile eş zamanlı olarak operasyon düzenlemek niyeti ile hareket ettikleri, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve bakanlarını, MİT Müsteşarını, birçok vali, genel müdür, bürokrat, dernek ve vakıf yöneticilerini terörle casusluk ilişkilendirerek gözaltına almanın planlandığı" kaydedildi.
TELEFON GÖRÜŞMELERİNİN DETAYLARI
Sabah'ın haberinde Avcı'nın telefon görüşmelerine dair ayrıntılar yer alıyor. Buna göre; Gültekin Avcı adına kayıtlı cep telefonu hatlarının yapılan incelemesinde, 2004 yılından itibaren 505'li hattı kullanıyordu ancak 25 Eylül 2013 tarihi itibariyle bu hattı aktif olarak kullanmayı bıraktı. 24 Ekim 2013 tarihinde 532'li bir numara alarak bu hattı kullanmaya başladı.
HAT DEĞİŞTİ YAZILAR BAŞLADI
505'li hattını kapattırdıktan hemen sonra 26 Eylül 2013 tarihinde "İstihbaratta Acem Hatunları" başlığıyla, 30 Eylül 2013 tarihinde "Acem İstilası Karşısında İstihbarattan Beklenen" başlığıyla, 1 Ekim 2013 tarihinde "Savak'tan Vevak'a İran İstihbaratı" başlığıyla, 7 Ekim 2013 tarihinde "İstihbaratta Mut'a Operasyonları" başlığıyla, 8 Ekim 2013 tarihinde "İstihbaratta Mut'a Operasyonları-2" başlığıyla, 10 Ekim 2013 tarihinde "Mut'a Arşivlerinde Kimler Var?" başlığıyla, Sözde Selam-Tevhid örgütü soruşturması ile ilgili paralel polislerce uygulanan kurgu doğrultusunda köşe yazıları yazarak kamuoyu oluşturmaya çalıştığı anlaşıldı.
1 AY TELEFON KULLANMADI
Gültekin Avcı'nın söz konusu köşe yazılarını yazmaya başlamadan 1 gün önce, yaklaşık 9 yıldır kullandığı telefon hattını kullanmayı bıraktığı ve yazıları yazdığı süreçte adına kayıtlı bir cep telefonu hattı kullanmadığı tespit edildi.
GİZEMLİ TELEFON TRAFİĞİ
Şüpheli Gültekin Avcı'nın kendi adına kayıtlı olmayan yine 532 ikinci bir hat üzerinden ise paralel yapı operasyonlarında tutuklanan veya firar eden çok sayıda kritik isim ile irtibat kurduğu belirlendi. Selam soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan Emre Uslu ile; 02.12.2013 günü saat 08:36'da 203 saniye, 03.12.2013 günü saat 10:45'te 397 saniye görüştüğü belirlenirken, hakkında tutuklama kararı bulunan terör şube eski amiri Gafur Ataç ile;27.08.2014 günü saat 13:40'ta 169 saniye görüştüğü, yine hakkında tutuklama kararı bulunan Mehmet Akif Okur ile; 24.12.2013 günü saat 19:12'de 13 saniye, 24.12.2013 günü saat 19:17'de 6 saniye, 14.06.2014 günü saat 15:53'te 4 saniye, 14.06.2014 günü saat 15:54'te 123 saniye görüştüğü belirlendi.
İSTİHBARATIN KRİTİK İSMİ İLE
Gültekin Avcı'nın 17-25 Aralık girişimin sıcak günlerinde görüştüğü en kritik isimlerden bir tanesi de İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün eski kritik isimlerimden Mesut Yılmaz… Avcı, Mesut Yılmaz ile; 20.12.2013 günü saat 19:39'da 12 saniye, 20.12.2013 günü saat 19:46'da 22 saniye, 28.12.2013 günü saat 08:02'de 13 saniye, 10.01.2014 günü saat 19:32'de 20 saniye, 18.01.2014 günü saat 07:58'de 9 saniye, 25.01.2014 günü saat 07:55'te 9 saniye görüştüğü anlaşıldı.
GAZETECİLERE KUMPAS ŞÜPHELİSİ İLE
Avcı'nın bazı gazetecilere kumpas kurulduğu gerekçesiyle başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanarak cezaevine konan İstanbul eski Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç ile de irtibatı belirlendi.
ÖNDER AYTAÇ İLE...
Avcı'nın en çok görüştüğü isim ise firari Önder Aytaç… Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan seviyesiz sosyal medya mesajları ile bilinen Aytaç ile 02.12.2013 günü saat 08:27'de 312 saniye, 21.12.2013 günü saat 13:22'de 52 saniye, 27.12.2013 günü saat 00:14'te (mesaj aldı), 27.12.2013 günü saat 00:18'de 44 saniye, 15.03.2014 günü saat 20:08'de 368 saniye, 18.03.2014 günü saat 20:11'de 60 saniye, 19.03.2014 günü saat 17:42'de 346 saniye, 19.03.2014 günü saat 17:51'de 100 saniye, 29.03.2014 günü saat 12:18'de 316 saniye, 01.04.2014 günü saat 15:41'de, 01.04.2014 günü saat 15:42'de, 11.04.2014 günü saat 17:22'de, 11.04.2014 günü saat 17:25'te, 11.04.2014 günü saat 18:56'da 332 saniye, 28.04.2014 günü saat 19:08'de 98 saniye, 23.05.2014 günü saat 18:46'da 248 saniye görüştüğü tespit edildi.
------------------------------------------------------------------------------
AVUKAT TORAMAN: AVCI GAZETECİ DEĞİL DARBECİ
Eski savcı Avcı'nın tutuklanması kararına olumlu bir tepki Selam-Tevhid davasının sanık avukatlarından Cüneyt Toraman'dan geldi. Sözde Selam-Tevhid Örgütü davasında sanık avukatlarından ve Gülen için ilk kez darbe suçlamasıyla suç duyurusunda bulunan Avukat Cüneyt Toraman, Bugün Gazetesi yazarı Gültekin Avcı'nın yazdıklarının bir gazetecilik faaliyeti olmadığını söyledi. Toraman "Gültekin Avcı'nın yazdıkları bir eylemdir ve darbenin parçasıdır. Bunlar kendi kafasının içindeki şeyler değil. 2007'de Gülen örgütü bu soruşturma ile harekete geçti. Avcı da bu operasyonun önemli isimlerinden" dedi.
AVCI'NIN YAZDIKLARI NİYE GAZETECİLİK FAALİYETİ OLSUN
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) medyası Gültekin Avcı'nın köşe yazıları nedeniyle tutuklandığı ve bunun skandal olduğunu iddia etti. Bu iddiaya tepki gösteren Toraman, bu manşetlerin bir algı operasyonu olduğunu belirterek, "Gültekin Avcı, Ergenekon sürecinde Ahmet Şık ve Nedim Şener'le ilgili yazdığı yazılarda 'Bunların yazdıkları gazetecilik faaliyeti değil, darbeye teşebbüs' diyordu. O dönem yazılarla darbeye teşebbüs var ise bugün niye itiraz ediyorlar? Kendisi o zaman karşı çıkmadı da şimdi mi yazdıkları gazetecilik faaliyeti oldu? Kendisinin şimdi gazetecilik faaliyeti yaptığına neden inanalım?" dedi.
KÖŞE YAZISI, DARBE PLANININ PARÇASIDIR
Bugün yazarı ve eski savcı Gültekin Avcı'nın ifadesinin alınmadan tutuklandığının bir yalan olduğunu belirten Toraman, "Savcı ifadeye davet etmeden tutuklama olur mu? Kendisi konuşmama hakkını kullanmış ve tutuklanmış." diyerek darbe teşebbüsünün organize bir teşebbüs olduğunu ve organize içinde de Gültekin Avcı'nın bulunduğunu iddia etti: "Avcı'nın yazılarını önünüze koyun ne olduğunu anlarsınız. Bu fikirler düşünce aşamasında kalsa normal karşılarım. Ancak yazı bir eylemdir ve darbenin parçasıdır. Bunlar kendi kafasının içindeki şeyler değil. 2007'de Gülen örgütü eyleme geçti. Şike, Ergenekon ve Balyoz davaları cemaatin önünde engel olan kişileri tasfiye etmek içindi."
GÜLTEKİN AVCI SIRADAN BİR İSİM DEĞİL
Avcı'nın örgüt lideri Gülen'den direkt talimat alarak mesajlarını diziye yerleştiren Samanyolu Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın avukatı olmasının tesadüf olmadığını söyleyen avukat Cüneyt Toraman, "Gültekin Avcı, daha alenileşmemiş dosyadaki bütün bilgileri, üstelik hiçbir somut kanıta dayanmayan bilgileri, masa başında uydurulmuş krokilerle köşesinde yayınladı. Nereden aldı bu bilgileri? Ben avukat olarak sahip olamıyorum bunlara ama bunlar cemaat cuntası ile emniyetten bilgi belge alıyorlar. Sözde Selam-Tevhid davasındaki müvekkillerim Selçuk Sabri Şanlı ve Hasan Kılıç hakkında 7 yazı yazdı. Bugün'de 4'ü için güç bela tekzip yayınlatabildim. Mahkeme kararı belli olmadan, soruşturma dosyasına Emniyet'teki örgüt üyeleri vasıtasıyla sahip oluyor bu isim. Bir savcı olarak bilmiyor mu bunun suç olduğunu? Ama bunu bile bile göze aldı." diye konuştu.
28 ŞUBAT'IN ARKASINDA GÜLEN ÖRGÜTÜ VAR
2000 yılının mayıs ayında Selam gazetesine operasyon düzenleyen Emniyet'teki oluşumun Gülen Örgütü'nün işi olduğunu kaydeden Cüneyt Toraman, "Ellerinde o dönem 18 tane irticai liste vardı. Oysa Emniyet'te herkese nurcu denirdi o dönem. Bu kadar ismi Gülen'e bağlı kişilerden başkası yapamaz. Eğer başarılı olsalardı bütün dini kanaat önderlerini içeriye tıkacaklardı. Biz o zaman göremedik bunu. O zaman İsrail vardı 28 şubatın arkasında. Şimdi anlıyoruz ki Gülen örgütü taşeronluk yapıyormuş. Hatta bir takım dini yapıları kurulmasına da Gülen örgütü önderlik yapmıştır" dedi. Toraman, 28 Şubat darbesinin sadece merkezinde oldukları için Gülen örgütüne dokunmadığını, bunlara tek davayı açan Nuh Mete Yüksel'in de operasyonla sokağa çıkamaz hale getirildiğini belirtti.
SELAM TEVHİD, GÜLEN ÖRGÜTÜNÜN KİRLİ YÜZÜNÜ GÖSTERDİ
3000 kişinin Selam-Tevhid soruşturması torbasına doldurulduğunu ve bunun normal akılla yapılacak bir hareket olmadığını kaydeden Toraman, "Bu soruşturma dosyası Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılınca başka savcılara geçti. Yeni görevlendirilen savcıları yeniden dava açmak için çırpınıp durdular. 2013'te Zaman Gazetesi iki tam sayfa kroki yayınlayarak zemin yokladılar." diyerek, "Selam-Tevhid soruşturması Gülen Örgütü'nün kirli yüzünü gösteren en büyük göstergedir." diye konuştu.
SELAM TEVHİD TAMAMEN ÇAKMA BİR ÖRGÜTTÜR
Toraman "Selam-Tevhid örgütü tamamen çakma bir örgüttür. Çakı bıçağı bile yoktu bu kişilerin. Bu kirli komplo ortaya çıkmasın diye gayret gösterdiler. Gültekin Avcı'nın yaptığı da sıradan bin gazetecilik faaliyeti değil, ileri derecede algı operasyonudur. " dedi.
GÜLEN'İN SİLAHLI ÖRGÜTÜ EMNİYETTE
Cemaat cuntasına karşı 28 Şubat'ta başlatılan yarım kalmış hesaplaşma bitmeden Türkiye'nin rahata erişemeyeceğini belirten avukat Cüneyt Toraman şöyle devam etti: "Gülen'in silahlı örgütü vardır. Kendileri her fırsatta Emniyet teşkilatına en az 150 bin kişiyi aldıklarını söylüyorlar zaten. İşte silahlı örgüt budur. Yargı'nın yüzde ellisine de çalıntı sorularla hakim oldular. 2010 referandumunda gece gündüz çalışmalarının nedeni de HSYK'yı ele geçirmek içindi. Bu örgüt PKK'dan da, askeri vesayetten de daha tehlikeli bir örgüttür."
------------------------------------------------------------------------------
AVCININ AVUKATINDAN TEPKİ
Benzer ve bağlantılı bir başka soruşturma olan 'Tahşiye Kumpası' soruşturması kapsamında tutuklanan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın avukatı Fikret Duran, Gültekin Avcı'nın tutuklanmasına tepki gösterdi ve şunları söyledi:
"Bugün o hakimlerden 2. Sulh Ceza Hakimi Durmuş Karaçalı'nın nöbetçi olduğunu öğrendik. Gültekin Avcı'yla aralarında dava nedeniyle bir husumet bulunmaktadır. Bu hakim beyin aradaki husumet nedeniyle şikayette bulunduğu bir kişi Gültekin bey. Adil, doğru ve tarafsız karar vermesi beklenemez. Ceza Muhakemesi Kanunu, bu durumda reddi hakim müessesini düzenlemiştir. Sanık veya şüpheli önyargılarla, duygusal sebeplerle tutuklanır. Bir devlet kurumu, yargı mensubu vatandaşlara kumpas kurar mı? Ayağıyla ifade vermeye gelmiş insandan ifade almayı reddeder mi? Ne kadar vahim iddialar. Terör örgütü kurmak, casusluk yapmak ve hükümete darbe kurmak. Bu suçlarla itham edilen birisi ayağınıza geliyor ve siz ifadesini almıyorsunuz 5 ay da bekletiyorsunuz. Her nasılsa böyle bir işlem yapılıyor. Bu insan kaçma şüphesiyle tutuklanıyor. Bu örnek Türk yargısının geldiği durumu gösteren en bariz örnektir. Hukukun çivisi çıkmıştır. Bu hukuksuzluklara imza atan herkesin yarın mahkeme önünde hesap vereceği şekilde hazırlıklarımızı yapıyoruz. Belgeleri toplayıp bir kenarda bekleteceğiz."
PARALEL MEDYADAN TEPKİ: HUKUK KATLİAMI
Gültekin Avcı'nın tutuklanması paralel medyada da tepkiyle karşılandı. Bu kesimin merkez yayın organı olduğu ileri sürülen Zaman gazetesinde 22 Eylül 2015 tarihinde Göksel Genç imzasıyla ve "Tutuklama değil hukuk katliamı" başlığıyla yayınlanan haberde şu satırlar yer aldı:
"Gazeteci Gültekin Avcı, ifade özgürlüğü hiçe sayılarak tutuklandı. Gözaltı ve mahkeme sürecinde tam bir hukuk garabeti yaşandı. Emekli savcı, ifadesi alınmadan tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. Kendisi hakkında daha önce şikayetçi olan hakim tarafından sorgulandı. Tutuklamaya delil olarak ise sadece 7 köşe yazısı gösterildi.
Türkiye'de ifade özgürlüğüne bir kelepçe daha vuruldu. Bugün Gazetesi yazarı, avukat ve eski savcı Gültekin Avcı, Selam Tevhid soruşturması kapsamında geçtiğimiz cuma İzmir'de gözaltına alındı. İstanbul'da hakim karşısına çıkartılan Avcı, 7 adet köşe yazısı delil gösterilerek ‘darbeye teşebbüs', ‘silahlı terör örgütü kurup yönetmek' ve ‘casusluk' suçlamasıyla tutuklandı. Avcı'nın gözaltı ve mahkeme sürecinde birçok hukuk skandalı yaşandı. Aynı zamanda avukat olan Avcı, Adalet Bakanlığı'nın izni olmadan gözaltına alındı. İfadesi alınmadan tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. Kendisi hakkında daha önce şikâyetçi olan hakim tarafından tutuklandı. Delil olarak 7 köşe yazısı gösterildi.
TUTANAKLARA GİRMESİN DİYE SAVCILIK SORGUSU YAPILMADI: Gazeteci Gültekin Avcı, kendisine yöneltilen tek suçlama 7 köşe yazısı olduğu için skandal kayıtlara geçmesin diye savcılık sorgusu yapılmadan mahkemeye sevk edildi. Zira, savcılıktaki sorguda, savcı şüpheliye yönelttiği soruları tutanağa geçirmek zorunda.
GÖZALTINDA İŞKENCE: Üç gün boyunca tek bir soru sorulmadan gözaltında tutulan Avcı'ya, sistematik işkence uygulandı. Mide rahatsızlığı dikkate alınmadan gece yağlı yiyecekler verildi. Gece, nezarethanenin ışıkları açık tutuldu.
DAVALI OLDUĞU HAKİM TUTUKLADI: Tutuklama kararını veren İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimi Durmuş Karaçalı'nın, bir köşe yazısı nedeniyle Avcı'dan şikâyetçi olduğu ortaya çıktı. Avukatlar reddihakim talebinde bulundu, ancak hakim kabul etmedi ve sorguya devam etti.
TEK DELİL 7 MAKALE: Avcı'nın tutuklanmasını isteyen Savcı Fidan, delil olarak sadece 7 adet köşe yazısını dosyaya koydu. Yazılarda İran ajanlarının, Türk bürokratlarını ele geçirmek için muta nikâhını kullandığı gibi konuların yer aldığı belirtildi. Fakat bu konuların TRT ve diğer medya organlarında da haber olduğu anlaşıldı.
CEBİR YOK, KÖŞE YAZISI TERÖRE DELİL SAYILDI: Gültekin Avcı'nın avukatları, terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanan müvekkillerinin hangi eyleminin terör kapsamına girdiğini sordu. Terör suçu için ‘cebir ve şiddet' unsurunun oluşmadığının altı çizildi. Hakim, konuya ilişkin bir açıklama yapamadı.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HİÇE SAYILDI: Avcı'nın köşe yazıları nedeniyle tutuklanması, ifade özgürlüğüne ağır darbe vurdu. AİHM kararlarına göre gazetecilerin kaleme aldıkları yazılar kamu yararı olduğu sürece ifade özgürlüğü kapsamına giriyor.
İFADE VERME BAŞVURUSU REDDEDİLDİ: Soruşturma kapsamında 6 ay önce ifade vermek için savcılığa başvuran Avcı'nın başvurusu reddedildi. Kendisinin daha sonra çağrılacağı söylendi. Ardından hakkında gözaltı kararı çıkarılarak tutuklandı."
(27 Eylül 2015, 17:58)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: