Geçtiğimiz günlerde peşpeşe yaşanan 2 olayda 6 pilotumuzun şehit olduğu F4 savaş uçağı kazaları, kamuoyunu sarstı. Sivil havayolları şirketlerinin yetişmiş askeri pilotları yüksek maaşlarla işe almalarının hava kuvvetlerinde bir zafiyet doğurduğu, yerlerine getirilen genç pilotların da kısa sürede yeterli eğitim alamadıkları ve bunun kazalarda etkili olduğu ileri sürülen bir iddiaydı. Bir diğeri ise F4 Fantom uçaklarının eski teknolojileriyle uçan tabut haline gelmiş olmaları idi. İddiaları reddeden Hava Kuvvetleri yetkilileri yeterli eğitimlerin verildiğini ve F4 uçaklarının keşif uçuşlarının sona erdirildiğini açıkladılar. Ancak dile getirilen bir başka iddia daha söz konusu. Darbe davalarında çok sayıda subayın tasfiye edilmesiyle ile açılan boşluğu dolduran paralel yapının bu kazalarda etkin olduğu ileri sürülüyor. Etkin derken, bir sabotajdan bahsedilmiyor. Ancak etkili konumdaki paralelcilerin liyakatı değil kendi kadrolarını öncelediklerini ve bunun kazaların oluşmasında etkin olduğu iddia ediliyor. Adının açıklanmasını istemeyen bir Hava Kuvvetleri mensubu okurumuz, gönderdiği mesajında bu iddiayı dile getiriyor, önlem alınmasını talep ediyor.
15.03.2015 23:28 Geçtiğimiz günlerde peşpeşe yaşanan 2 ayrı olayda 2'şer F4 Phantom savaş uçağı çarpışmış, olaylarda 6 pilotumuz şehit olmuştu. Yakın arayla meydana gelen kazalar, kamuoyunda büyük infiale neden oldu. Kazaların ardındaki etkenler tartışılmaya başlandı.
İki olayın birbirine çok yakın meydana gelmesi ve şehit pilotlardan pilotlardan birinin babası tarafından cenaze töreninde dile getirilen "F4 uçakları uçan tabut, lütfen uçuştan kaldırın" sözleri kazaların nedenlerini ön plana çıkardı.
Sivil havayolları şirketlerinin yetişmiş askeri pilotları yüksek maaşlarla işe almalarının hava kuvvetlerinde bir zafiyet doğurduğu, yerlerine getirilen genç pilotların da kısa sürede yeterli eğitim alamadıkları ve bunun kazalarda etkili olduğu ileri sürülen bir iddia oldu. İddiaları reddeden Hava Kuvvetleri yetkilileri ise yeterli eğitimlerin verildiğini ve F4 (RF) uçaklarının keşif uçuşlarının sona erdirildiğini açıkladılar. Diğer görevlerdeki 50'ye yakın F4'ün ise bir süre daha uçmaya devam edeceği belirtiliyor.
Kazanın nedenlerine dair bir diğer iddia, F4 Fantom uçaklarının eski teknolojileriyle uçan tabut haline geldikleri oldu. Bunun doğru olmadığı açık. Çünkü bu uçaklar yıllardır TSK'da görev yapmakta. Hangi objektif kritere göre bir uçağa "uçan tabut" denildiği belli olmadan bir kaza ya da peşpeşe bir kaç kaza yaşandı diye bu nitelemeye gitmenin haksız bir değerlendirme olduğu söylenebilir.
Bir başka ilginç iddia ise, bu uçakları modernize eden İsrail'in uzaktan müdahale ile onları düşürdüğü oldu. Ancak elde somut bir delil olmadan bu tür bir iddianın ileri sürülmüş olması, her taşın altında İsrail'in aranarak bu ülkenin ön plana sürülmesinin zihinleri bulandırmaktan öteye geçmediği dile getiriliyor. Ayrıca İsrail tarafından modernize edilmediği halde düşmüş F4 ya da diğer uçaklarımızı da hatırlatmak gerekiyor.
Bu iddiaların doğruluğu yanlışlığı tartışılabilir. Bu, o konuda bilgili, etkili ve yetkili kişi/kurumların görevi.. Ancak dile getirilen bir başka iddia daha söz konusu. Ergenekon, Balyoz ve benzeri darbe davalarında çok sayıda hava kuvvetleri subayının kumpas kurularak tasfiye edildiği, açılan boşluğun, bu boşluğu açan paralel yapı tarafından doldurulduğu, yapılanmanın kazalarda etkin olduğu ileri sürülüyor. Etkin derken, bir sabotajdan bahsedilmiyor. Ancak etkili konumdaki paralelcilerin liyakatı değil kendi kadrolarını önceledikleri ve bunun kazaların oluşmasında etkin olduğu iddia ediliyor.
Paralel yapının varlığı artık tartışılır bir şüphe olmaktan çıktı. Peşpeşe açılan soruşturmalar giderek yukarıya Fetullah Gülen'e kadar tırmandı. Savcılar hergün daha fazla ve daha somut deliller elde ediyor. Paralel yapıya yönelik ana davanın heran açılması bekleniyor. Öte yandan bu yapılanmanın bugünün, diğer bir deyişle AK Parti hükümetinin sorunu olmadığı da ortaya çıktı. Örgütlenmenin 30-40 yıllık bir geçmişi olduğunun, 90'lı yıllardaki emniyet raporları ile 2002'de suikastle hayatını kaybeden laik akademisyen Prof.Dr. Necip Hablemitoğlu'nun çalışmalarıyla ortaya konduğu farkedildi. Dolayısıyla paralel yapı var/yok tartışmasına girmeye, lafı evelemeye gevelemeye gerek yok. Paralel yapının en gizli çalışmalarını TSK içerisinde yaptığı da dile getiriliyor.
Yine bu yapının yabancı ülkeler adına casusluk yaptığı da giderek daha fazla dile getirilir oldu. Savcılar son soruşturmalarda sık sık bu suçlamayı şüphelilere yöneltmeye başladılar. Suriye'ye giden MİT tırlarının durdurulması, Suriye konulu üst düzey güvenlik toplantısının deşifre edilmesi bu yapının amaçlarına ulaşmak için sırlarımızı deşifre etmekten hiç çekinmediğini gösterdi.
Uçak kazalarına dönecek olursak; adının açıklanmasını istemeyen bir Hava Kuvvetleri mensubu okurumuz, gönderdiği mesajında kazaların ardında Hava Kuvvetleri'ndeki paralel yapının etkili olduğunu dile getiriyor,önlem alınmasını talep ediyor. İddianın doğru olup olmadığını bilmiyoruz. İsimleri kısaltarak yayınladık. Kol kırılır yen içinde kalır anlayışına inanmıyoruz. Meydana gelen acılar sadece pilotların ailelerini değil tüm Türk milletini sarsıyor. Yetkililerin devreye girmesini ve bir hata varsa önlem almalarını bekliyoruz.
İşte okurumuzun gönderdiği o mesaj:
"..Bildiğiniz üzere son günlerde Hava Kuvvetleri kazalarda gündeme geldi. Kuvvetin bu hale gelmesine içerideki paralcilerin sebep olduğunu ortaya koyabilecek bir kazanın üzerine gidilmesi gerekmektedir. Öncelikle bu duruma sessiz kalarak vebal altına girmemek için... Kaza sürecini size detaylı anlatacağım...
Özellikle Personele ve İstihbarata nüfus ederek dışarıdaki işbirliği yaptıkları kadrolarla işini yapmaya çalışan düzgün vatan evlatlarını sistemden kovalayıp meydan kendilerine kalınca; liyakate göre yürümesi gereken usulleri alt üst etmek ilk işleri oldu. Bilerek yada bilmeyerek yüz küsür yılda tecrübeler ile oluşturulan eğitim kültürünü 8 yılda yerle bir ettiler. Bu kazanın üzerine gidilerse inanın iplikleri Allah ın izni ile ortaya cikacak.
Geçen sene Teğmen M.K. gece Merzifon da inişte pisten çıkarak ters dönen F-16 dan saatler süren çalışmalar sonucunda sağ kurtarıldı. Kaza incelendiğinde çocuğun bu tipte (F-16) ilk gece yalnız olduğu üstelik bu görevin gece görüş gözlüğü ile planlandığı ortaya çıktı. Üstelik kıtasına yeni katılmış bu teğmene 5 sorti çift kumanda gece görüş eğitimi verildikten sonra bu görev planlanmıştı. (Gece tipte ilk yalnız usulleri açık şekilde yönerge de yer alır: önce alaca yalnız planlanır 3 gün içinde gece yalnız sortisi planlaması gerekir ki bu uçuşlar asla gece görüş gözlüğü ile yapılmaz).. Gece tipte ilk yalnız uçuşu olması ve bu uçuşun birde gece görüş gözlüğü ile kıtasına katılalı henüz 1-2 ay olmuş birine planlanması işi birazcık bilenlere ''ne yapmış bunlar'' dedirtecek bir durumdur ve süreç kaza mı yoksa cinayet mi diye tartışılabilir...
Böyle bir hata yapılır mı??? Sistemle birileri oynamış ise evet.. Kök nedene inilince görüldü ki işi bilmeyen bu malum kişiler üst yönergeye aykırı şekilde kafalarına göre değişiklik yapmışlar. Bu ölümcül hatalar zincirini öğrenen Kuvvet Komutanı A. Paşanın ilk tepkisi olması gerektiği gibi sorumluların derhal görevden alınması şeklinde olmuş ama ucu parelelcilere dokununca araya girenler (baş klavuzu V.S.) sayesinde bu pislikte halının altına saklanmıştır...
Sorumlular görevlerine devam ettiler... Çocuk (teğmen) kazadan sonra izne çıktı ve elim bir trafik kazasında öldü... Konu da kapandı... Oh ne ala normal personelini kuduz köpeklerin önüne atan zihniyet burada birilerini korudu... Neden koruduğunun altında çok şey yatıyor... Parelelci olmayan onların hedef listesindeki biri hata yapsa idi aman Allah'ım vatan hainliği ile suçlar içeri atarlardı. Bunlar iyice bu güzel vatanı sahipsiz bellediler...
Siz şimdi akla ziyan açıklamalarla hem pilotaj diyor hemde RF lerin uçuşlarını durduruyorsunuz; T-37 lerde de aynısını yaptığınız için tabi tecrübelisiniz!!!! Peki ya son iki yıldaki F-16 kazaları? Diyarbakır'da 2 adet Merzifon'da 3 adet... Kendinde hata görmeyen bir yaklaşımdan nasıl önlem alması beklenir ki aldığı önlem ortada iken... Şapkayı önünüze koyup düşünmeniz için daha ne olması lazım neyi bekliyorsunuz... Neşteri vurup önlem alınmaz ise tarih (kazalar) tekerrür edince bir zaman sonrada F-16 ların uçuşlarını mı durduracaksınız?? Bari kendinizi kandırmayın... Ey kuvvet komutanı!!! neden geçen seneki RF-4 kazasının üstüne giden kaza kırım inceleme müdürünü görevinden alıp işi bilmeyen uzaktan kumandalı insanlara meydanı bıraktın? Sana gerçekler anlatılmasına rağmen... Neşteri vurmanız gerekirken neden verdiğiniz karardan Merzifon kazasında vaz geçtiniz? Neden çekindiniz?.. 9G çekmekle, gözlükleri takmakla, reklamlarla gerçekleri görmek istemediniz; işi bilene işi vermediniz üstelik doğru dürüst insanları kuduz köpeklerin yemesine seyirci oldunuz... Mızrak çuvala sığmıyor komutan kılavuzunuz V. olursa... Kuvvetin kimyasının bilinçli olarak bozulmasına sebep olanlar, buna çanak tutanlar, kırmızıların haricindeki işini yapan düz personeline bizden değil diyerek bozuk para gibi harcayanlar, SİZ BİZ diyenler kuvvetin Eğitim Kültür'ünü ayaklar altına alanlar gerçekleri halının altına saklayanlar bu Şehitlerin vebalini er geç vereceksiniz bu Dünya'da olmasa da öbür Dünya'da... Komutan sorumlusun, neşteri vurmadın vurdurmadılar kılavuzun yanlış.. Eğitim kültürü yüz küsür yılda oluştu 8 yılda yerle bir oldu ve de bu kafayla devam edersen bu günleri arayacaksın....Uçakların uçuşunu durdurmakla ancak deve kuşu gibi kafanızı kuma gömersiniz... Günü kurtarırsınız peki ya yarın bir sene sonrası???''
Bunlardan bildiğiniz üzere her şey beklenir... en iyilerini TSK'ya yerleştirdiler. Son kozlarını buradan oynayabilirler. Rabbim ellerine fırsat vermesin..."
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(15 Mart 2015, 23:28)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: