TÜBİTAK, Odatv davasının kritik raporunu mahkemeye gönderdi. 3 uzmanın imzasını taşıyan 339 sayfalık raporda, ´İncelenen bilgisayarlarda virüs tespit edildi. Ancak belgelerin virüsle yerleştirildiğine dair tespitimiz yok´ denildi. Odatv´ye düzenlenen baskında bir bilgisayarda ele geçirilen ve davanın en önemli delilleri arasında yer alan ´Ulusal Medya 2010´ isimli belgede Ergenekon, Balyoz ve Poyrazköy gibi davaların boşa çıkarılması için neler yapılması gerektiği ifade ediliyordu.
27.08.2012 14:41 Odatv davasında 7 aydır beklenen TÜBİTAK raporu mahkemeye ulaştı. 3 uzmanın imzasını taşıyan rapor 339 sayfa. 3 ayrı bilgisayarda inceleme yapan TÜBİTAK, bilgisayarlarda virüs tespit edildiğini ancak, davaya konu olan belgelerin virüsle yerleştirildiğine dair bir tespitlerinin bulunmadığını belirtti.
Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın´ın da yargılandığı Odatv davasında İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, TÜBİTAK´tan istediği rapor 7 ay sonra mahkemeye ulaştı. Odatv davasının görüldüğü İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, bazı sanık ve avukatların dava dosyasında yer alan belgelerin virüs yoluyla sanıkların bilgisayarlarına gönderildiği iddiasını incelemek üzere TÜBİTAK´tan rapor alınmasına karar verdi. Bu kararın ardından mahkeme TÜBİTAK´a yazı yazarak bilirkişi görevlendirmesini istedi.Mahkeme, 28 Ocak´ta verdiği karar ile Belgelerin virüs yoluyla Odatv bilgisayarlarına yüklenip yüklenilmediğine ilişkin rapor hazırlanmasına hükmetti. Raporun gecikmesi üzerine mahkeme, TÜBİTAK´a 2 ay önce yazı yazdı. Mahkemenin yazısında söz konusu raporun bir an önce hazırlanması istendi.
Mahkemenin acele hazırlanmasını istediği rapor, 7 ay sonra mahkemeye ulaştı. TÜBİTAK´a bağlı 3 bilirkişi tarafından hazırlanan 339 sayfalık raporda Odatv´ye ait 1 bilgisayar ile sanıklar Barış Pehlivan ve Müesser Yıldız´a ait toplam 3 bilgisayar incelendi. Raporda mahkeme tarafından incelenmesi istenilen bilgisayarlarda yapılan inceleme sonucu virüs tespit edildiği belirtildi. Ancak TÜBİTAK, davaya konu olan belgelerin virüs yoluyla bilgisayarlara girdiğine dair bulguların tespit edilmediğini belirtti. Raporun, mahkeme heyeti tarafından incelemeye alındığı öğrenildi.( Cnnturk)
-TÜBİTAK heyeti sanıkların talebi üzerine değiştirilmişti-
Odatv davasına, 14 Eylül 2012 günü devam edilecek.TÜBİTAK sürecinde ilginç bir gelişme de yaşanmıştı. Mahkeme, avukatların itirazı üzerine virüslü olduğu iddia edilen belgeleri incelemek için TÜBİTAK´tan görevlendirilen bilirkişi heyeti üyelerinin değiştirilmesini istemişti. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, TÜBİTAK´a yazı yazarak rapor hazırlayacak heyetteki isimlerin kendilerine gönderilmesini istemişti. Geçtiğimiz duruşmalarda bilirkişilerin isimleri TÜBİTAK tarafından mahkemeye bildirilmişti.Ancak bu isimlere sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz itiraz etmişti. Bilirkişiler arasında bulunan Yılmaz Çankaya, Erdem Alparslan, Burak Bayoğlu ve Tahsin Türköz´e itiraz eden avukat Ersöz, Bu 4 isimle verdikleri raporlar nedeniyle davalık olduk. Bu nedenle onlara güvenmiyoruz. Bu isimlerin hazırlayacağı bir raporu, objektif ve tarafsız olmayacağı için kabul etmeyeceğiz. demişti. Bu itiraz üzerine mahkeme, yeni bir karar almış, TÜBİTAK´a tekrar yazı gönderen mahkeme heyeti, bilirkişi listesinin değiştirilmesini ve yeni 5 kişilik bilirkişi listesinin acilen gönderilmesini talep etmişti. Mahkeme heyetinin 5 kişilik listeden seçeceği 3 isim virüslü olduğu öne sürülen belgelerin incelenmesini yaparak rapor hazırlayacaktı. Bugün bu heyetin hazırladığı rapor mahkemeye sunulmuş oldu.
-Aslında TÜBİTAK raporuna gerek yoktu-
TÜBİTAK´ın tespiti, sanıkların, ´Belgeler virüsle dışarıdan birileri tarafından yüklenmiş. Bizim haberimiz yok´ savunmalarını resmi olarak çökertmiş oldu. Araştırılan bilgisayarda virüslerin varlığının belirlenmesi belgeleri onların getirdiğini göstermez. Çünkü virüs bulunmayan hiçbir bilgisayar yoktur. Onlarca virüsten binlercesine kadar her bilgisayarda mutlaka virüs bulunur. Eğer bunların varlığı tek başına dışarıdan dosya getirmeye dayanak olursa hiçbir dijital veri mahkemelerde delil olarak kabul edilemez. Çünkü dediğimiz gibi her bilgisayarda mutlaka virüsler bulunur. Bu tartışılmaz bir bilgisayar gerçeğidir. Bu rapora bize göre aslında gerek yoktu. Sanıkların dikkatleri dağıtmak için ileri sürdükleri bu gerekçe aslında daha baştan sağlam gerekçelerle eleştirilmişti. Ancak hukuksal prosedür gereği bu raporun alınması gerekli olmuştu.
-Odatv virüsü Ergenekon davasını çökertmeye çalışıyor-
14 Şubat 2011 tarihinde Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz nezaretinde, OdaTV isimli internet sitesine baskın yapıldı. Buradaki bilgisayarlarda ele geçirilen ´Ulusal Medya 2010´ isimli bir belge, Ergenekon, Balyoz ve Poyrazköy gibi davaların boşa çıkarılması, sulandırılması ve kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırılması için neler yapılması gerektiğini işliyordu. Belgelerde bu davalara bakan hakim, savcı ve polis gibi kamu görevlilerine yönelik her türlü dezenformasyon faaliyetlerinin önemi vurgulanıyordu.
Ancak sanık avukatları, bu belgenin bir email ekinde gelen virüs yoluyla dışarıdan yüklendiğini iddia ettiler.Odatv sanıklarının avukatlarından Serkan Günel aramalarda bulunduğu belirtilen belgelere ilişkin şu bilgileri veriyordu:
?Odatv baskını sonrasında bir ilk olarak Emniyet ´imaj´ları aldı. Harddiskler bize kaldı. Biz hep imajlar yerine harddiskler alındığı için bu bilgilerin Emniyet´te yüklendiğini söylüyorduk. Ancak süreç yine bildik yönde suçlamalarla ilerliyor. Net bilgiler bu hafta içinde gelecek. İlk tespitlerimiz bu bilgisayarlara truva atı, spam ya da virüs biçiminde bilgiler yerleştirildiği yönünde. Yine bulunduğu iddia edilen dijital belgeler var. Zaten bunun dışında bizce şüpheyi gerektirecek bir durum yok. Bu süreçte Savcı Zekeriya Öz en çok ´Ulusal Medya 2010´ diye bir belge üzerinde durdu. Ancak kimin yazdığı bile belli olmayan bir belgeydi bu. Montaj odasında kullanılan bir bilgisayarda bulunmuş bu belge. Ancak dijital imzası yok. Oraya yüzlerce insan geliyor. Beş senedir kullanılan bir bilgisayar bu diye cevap verdi müvekkillerimiz.
Bu itiraz ile kamuoyunun kafası karıştırılmaya çalışıldı. Ergenekon davalarının tümünde aslında aynı savunma taktiği yürütülüyor. Sanıklar ve çevrelerine göre, kağıt belgeler, dijital belgeler ve hatta silahlar polis tarafından bulundukları yerlere yerleştirilmiş ve daha sonra bulunup kendi üzerlerine atılmıştı. Aynı gerekçe pes dedirten şekilde Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube zemin karoları altına gizlenmiş çuvallarca belge için dahi ileri sürüldü. Ergenekon sanıklarından Mustafa Dönmez ile Serdar Öztürk, sanıklar arasında bu tarz gerekçeleri en çok ileri süren, en ibret verici savunma sürecini sergileyen sanıklar oldular. Ancak tüm gerekçeleri duruşmalarda bir bir çöktü. Aramalara katılan askeri yetkililer dahi duruşmalarda bu iddiaları reddettiler. Defalarca yapılan kriminal laboratuar incelemeleri belgelerin orjinal ve ilgili kişinin el ürünü olduğunu doğruladı.
Benzer bir gayret ve savunma taktiği Odatv sanıkları tarafından da gösterilmeye çalışılıyor. Ancak bu TÜBİTAK raporu olmasa bile, olayın başından beri iki önemli gerekçe, virüs iddiasını zaten inandırıcı olmaktan çıkarıyordu.
İlki, ´Ulusal Medya 2010´ belgesinde talimatı verilen örgütsel faaliyetler, Odatv´nin zaten sürekli yapmakta olduğu bir iş idi. O dokümanda geçen, Ergenekon ve benzer davaların hakimlerini itibarsızlaştırma faaliyetleri aslında Odatv´nin sürekli yaptığı iş. Özellikle 2009 yılı ramazan iftarına katılan hakim ve savcılarla ilgili haberi, bunlar arasında en fazla ses getireni oldu. Odatv´nin yayınları incelendiğinde o belgelerdeki talimatların nasıl uygulandığı, Odatv´nin Ergenekon savcı ve hakimlerini karalama amaçlı ´iftarı yemeği´ haberinde çok iyi görüldü. Dolayısıyla odatv´nin zaten sürekli yapmakta olduğu faaliyetlere dair bilgisayarda bulunan bir belgenin virüs yoluyla başkaları tarafından komplo amacıyla yerleştirildiği savunmasının inandırıcılığı olmamıştı.
İkincisi ise, belge bir değil bir çok sanığın bilgisayarlarında da ele geçirilmişti. Odatv davasının en önemli delilleri arasında yer alan ´Ulusal Medya 2010´ belgesinin sadece Oda TV´de değil, davanın sanıklarından Müyesser Uğur ve Barış Pehlivan´a ait 3 farklı bilgisayarda, 6 ayrı dosyada bulunduğu tespit edilmişti.
Dolayısıyla hakimlerin bu taktiklerle yanıltılması mümkün değil. Sadece kamuoyunun kafası karıştırılmaya çalışılıyor. Ancak tersi oluyor. Sanıklar delillere itiraz ettikçe o deliller tartışılıyor, araştırılıyor. Neticede sahte değil sağlam oldukları, aslında iddiaların kasıtlı ve kafa karıştırmaya yönelik olduğu görülüyor. Kamuoyu bu tartışmalar sayesinde davaya müdahil oluyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
DOSYALAR 2010´DA BİLGİSAYARDA İDİ, VİRÜSLER 2011´DE OLUŞTU!
28.08.2012 11:01 TÜBİTAK, belgelerin 2010´da bilgisayarda olduğunu, söz konusu virüslerin ise 2011 yılında geldiğini tesbit etti. Davanın en önemli delilleri arasında gösterilen Ulusal Medya 2010 adlı dijital belgeye ilişkin bilirkişi incelemesi tamamlandı. TÜBİTAK´a bağlı Osman Pamuk, Ünal Tatar, Emin Çalışkan isimli bilirkişilerin hazırladığı 339 sayfalık raporda, Odatv´ye ait bir bilgisayar ile sanıklar Barış Pehlivan ve Müyesser Yıldız´a ait toplam üç bilgisayar incelemeye alındı.
Raporda aralarında Ulusal Medya 2010 isimli dijital belgenin de olduğu örgütsel dokümanların, 2010´da sanıkların bilgisayarına flash belek, DVD veya CD ile aktarıldığı vurgulandı. Belgelerin iddia edildiği gibi e-postayla gönderilmediğinin belirtildiği raporda, virüslerin de 2011´den sonra bilgisayarlarda oluşmaya başladığı vurgulandı. Zararlı yazılım izine rastlandığı belirtilen raporda, ?Tesbit edilen bu izlerin büyük çoğunluğunun aktif olma şansı bulunmayan veya uzaktan dosya atma özelliği bulunmayan zararlı yazılımlara ait olduğu? kaydedildi.
İLGİLİ DOSYALAR MAİL İLE GELMEDİ!
TÜBİTAK raporunda, sanıkların öne sürdüğü, Belgeler virüsle gönderildi savunmasını çürütecek bilgiler yer alıyor. Suçlamalara dayanak olan belgelerin virüsle oluşturulduğu yönünde bir tespite yer verilmediğine dikkat çekiliyor. Rapora göre aralarında, Ulusal Medya 2010 isimli belgenin de olduğu örgütsel dokümanlar, 2010 yılı içinde sanıkların bilgisayarına flash bellek, DVD veya CD ile aktarıldı. Bu belgeler iddia edildiği gibi e-mail yoluyla gönderilmedi. Yapılan incelemede sanıkların bilgisayarlarında virüsler bulunduğu, ancak bunların büyük çoğunluğunun her bilgisayarda olabilecek türden virüsler olduğu kaydedildi.
TÜBİTAK raporunda, İlgili bilgisayarlarda çok sayıda zararlı yazılımın izine rastlanmıştır. Tespit edilen bu izlerin büyük çoğunluğunun aktif olma şansı bulamamış veya uzaktan dosya atma özelliği bulunmayan zararlı yazılımlara ait olduğu görülmüştür. denildi. Sonuç bölümünde ise şu tespit dikkat çekti: Dosyaların zararlı yazılımlar vasıtasıyla bu bilgisayarlara gönderilmiş olduğuna dair herhangi bir bulguya da rastlanmamıştır. Bu sebeple bu dosyaların zararlı yazılımlar vasıtasıyla geldiğine veya gelmediğine dair kesin bir yargıya varılamamıştır.
Mahkemeye ulaşan raporda imajları incelenen bilgisayarların kullanıcılarını özel olarak hedef almış olan zararlı yazılımlara ait izlerin ayrıntılı bir şekilde incelendiği belirtildi. Sanık avukatların dağıttığı raporun sonuç kısmında incelenen dosyaların ilgili bilgisayarlara nereden gelmiş olabileceğiyle ilgili, raporda Büyük çoğunluğunun oluşturma tarihlerinin sadece saniye seviyesinde saklandığı, FAT formatında bir sürücüden kopyalanmış olması veya zip , rar vb. arşiv dosyalarından çıkarılmış olması veya CD, DVD tarzı bir veri aygıtından gelmiş olma olasılığı mevcut kanısına varılmıştır. denildi. Uzmanlara göre, bu eldeki delillerin e-mail kanalıyla gelmediğini, aksine CD, DVD ya da bir USB ile aktarıldığını gösteriyor. Raporda sonuçlar özetle şöyle aktarıldı: Ek-1´de listelenen dosyalardan ´sy.doc ve prj_60 doc´ dosyaları dışındakilerin ilgili bilgisayarlarda oluşturulduğuna veya değiştirildiğine dair bir bulguya rastlanmamıştır. ´sy.doc ve prj_60 doc.´ dosyalarının davanın tutuklu sanıklarından Barış Pehlivan´ın evinde yapılan aramada ele geçirilen bilgisayarda değiştirilmiş olma ihtimali mevcuttur. (İncelenen bazı bilgisayarlarda) özel hedefli sosyal mühendislik saldırıları ile gönderilen, uzaktan dosya atma özelliği bulunan zararlı yazılımların çalışmış olduğu tespit edilmiştir ve dosyalar üzerinde ilgili bilgisayar kullanıcıları tarafından bir işlem gerçekleştirildiğine dair tatmin edici izlere rastlanmamıştır. ( Zaman, Taraf)
O DOSYALAR 2010 TARİHLİ, VİRÜSLER İSE 2011
29.08.2012 11:27 Ergenekon davası kapsamında devam eden Oda TV davasında 7 aydır beklenen raporda ilginç ayrıntılar yer aldı. TÜBİTAK tarafından hazırlanan raporda belgelerin 2010 yılında oluşturulduğu, virüslerin ise 2011 tarihli olduğu belirtildi.Sanık avukatları tarafından mahkemeye sunulan Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) kaynaklı rapordaki yanlışlıklara da dikkat çekildi ve YTÜ´nün ´bulamadık´ dediği belgelerin silinmiş olsa da, hard disklerden çıkarıldığı kaydedildi.
Sanıkların ´polis aramaları esnasında bilgisayarlara delil konuldu´ iddiaları ise bu aramalardaki imaj alma işlemlerinin uluslararası geçerliliğe sahip teknik donanımla, usulüne uygun gerçekleştirildiği tespitiyle çürütüldü. Suçlamalara sebep olan delillerin birer birer ayrıntılı şekilde incelendiği raporda, hiçbir dosyanın zararlı bir yazılım tarafından gönderildiğine veya değiştirildiğine dair bir bulguya rastlanmadığı vurgulandı.
Bilirkişi raporunda, Oda TV´den, Barış Pehlivan´dan ve Müyesser Uğur Yıldız´dan ele geçirilen bilgisayarlarda çok sayıda ´trojan´ türü, ´truva atı´ olarak tabir edilen ve her bilgisayarda bulunabilecek virüslerin bulunduğu, bunların uzaktan dosya gönderme özelliğine sahip olmadığı bilgisi verildi.
Uzaktan dosya gönderme niteliği olan ´Ataturk_Ekrankoruma.scr´ ve ´Duyuru.pdf´ isimli virüslerin ise bilgisayarda hiçbir zaman açılmadığı, dolayısıyla etkin olmadığı kaydedildi. basinbirimi@chp.org.tr, disk@disk.org.tr, info@leman.com.tr adreslerinden barist@odatv.com adresine gelen e-postalar yoluyla bulaşan bu zararlı yazılımların, e-posta sağlayıcısı tarafından engellendiği bilgisi verildi. İddianamede yer alan dosyaların 2010 tarihinde oluşturulduğu verisinin yer aldığı bilirkişi raporunda, bilgisayarlara bulaşan ve etkin olamayan zararlı yazılımların ise 31 Ocak 2011 - 5 Şubat 2011 arasındaki tarihlerde hard disklere girdiği belirtildi. ( Zaman)
(27 Ağustos 2012), son güncel.: (29 Ağustos 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Karanlık Oda´nın virüs iddiası çöktü
Belgeleri kaydeden virüs tespit edildi
´Oda´ya bu rapor olmaz dedim´
Virüs adı: Oda.. Hedefi: Ergenekon´u bozmak
Ergenekon medyası ´karanlık oda´da yapılandırıldı
Sabah Akşam ´Karanlık Oda´yı aydınlattı
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
ODATV İDDİANAMESİNDE ARAMA YAP
Odatv ile ilgili manşetlerimiz
Odatv davası duruşmaları
Kontrgerilla Medyası
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Flaş!!! Odatv´ye 2. baskın
Flaş!!! Odatv´ye baskın
ERGENEKON VE BALYOZ DAVALARINDA DELİL TARTIŞMALARI