Balyoz davasında savcı mütalaasına karşı son savunmaları için söz verilen tutuklu sanıkların büyük çoğunluğu, adil yargılanmadıklarını ileri sürerek savunma yapmayacaklarını söyledi.
27.08.2012 11:29 Orgeneral Bilgin Balanlı, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu komutanları emekli orgeneraller Çetin Doğan ve Ergin Saygun ile Koramiral Abdullah Can Erenoğlu´nun da aralarında bulunduğu 250´si tutuklu 365 sanıklı ´Balyoz Planı´ davasının 102´inci duruşması başladı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda yapılan duruşmasında, eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, MHP Milletvekili Engin Alan ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Halil İbrahim Fırtına´nın da aralarında bulunduğu 221 tutuklu sanık ile 12 tutuksuz sanık hazır bulundu. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, Ergin Saygun ve Dursun Çiçek´in de aralarında bulunduğu 29 tutuklu sanık ile bu davadan tutuksuz ancak Ergenekon davasından tutuklu bulunan Levent Ersöz ise duruşmaya katılmadı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekilleri Haluk Eyidoğan ile Mahmut Tanal da sanık avukatlarının oturduğu bölümden duruşmayı izledi.
Yaklaşık 5 aydır mahkeme heyetini ve uygulamalarını protesto eden ve bu nedenle duruşmaya katılmayan sanık avukatlarından, sadece Haluk Demir Kılıç duruşmaya katıldı. Kimlik yoklamasının ardından Avukat Haluk Demir Kılıç, temsil ettiği üç sanık için savunma yapacağını söyledi. Ancak bazı tutuklu sanıklardan ayağı ya da kolu kırık olduğu için sağlık sebebiyle kendilerine konuşma önceliği tanınmasını istedi. Avukat Kılıç´ın ısrarı, sanıklar tarafından ´Sağlık bu sağlık´ denilerek tepki ile karşılandı.
BURHAN GÖĞCE, AHMET DİKMEN VE FİKRET GÜNEŞ´İN SON SAVUNMALARI
Bu diyaloğun ardından Mahkeme Başkanı Ömer Diken, sağlık sorunları bulunan sanıklara konuşma önceliği verdiklerini açıkladı. Kolu kırıldığı için duruşmaya alçıda katıldığını belirten Burhan Göğce, ayağı kırıldığı için koltuk değnekleri ile duruşmaya katılan Ahmet Dikmen ve ayağında sağlık sorunu olduğunu söyleyen Fikret Güneş, sırayla konuştu. Sanıklar, adil yargılanma haklarının mahkeme tarafından ellerinden alındığını, yargılamada çok sayıda hukuksuz uygulama bulunduğunu öne sürdü. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´nin ´Özgürlük ve güvenlik´ hakkını düzenleyen 5. maddesi ile ´Adil yargılanma´ hakkını düzenleyen 6. maddesinin de ihlal edildiğini savunan sanıklar, yeniden bilirkişi raporu alınması ya da tanık dinletme gibi taleplerinin de reddedilmesi nedeniyle avukatlarının da duruşmalara katılmadığını söylediler.Sanıklar Göğce, Dikmen ve Güneş, bu aşamada savunma yapmayacaklarını dile getirdi.
Mahkemenin çeşitli konulardaki taleplerini kabul etmediğini, 18 aydır tutuklu bulunduğunu, yargılamada, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´nin (AİHS) ´özgürlük ve güvenlik hakkını´ düzenleyen 5. ve ´adil yargılanma hakkını´na ilişkin olan 6. maddelerinin ihlal edildiğini söyleyen Göğce, avukatı duruşmada bulunmadığından dolayı esasa ilişkin konuşmayacağını ifade etti.
Tutuklu sanık Ahmet Dikmen de ´Yurt dışında olmam nedeniyle suçu işlememin mümkün olmadığını söyledim, inanılmadı. Bilirkişi ve tanık taleplerimiz oldu, çağrılmadı. Adil yargılanmama gölge düştüğü inancındayım. Avukatımda katılmadığı için esasa ilişkin beyanda bulunmayacağım´ dedi.
Üç sanığın konuşmasının ardından sağlık sorunları bulunan yaklaşık 10 sanık duruşma salonundan ayrıldı. Duruşma, tutuklu sanıklardan Fatih Musa Çınar´ın savunması ile devam ediyor. ( Cihan, AA)
İBRAHİM FIRTINA´NIN SAVUNMASI
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Balyoz davasında sanık savunmalarının alınmasına devam ediliyor. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, talepleri kabul edilmediği için duruşmalara girmeyen avukatı ile haberleşmek için süre tanıyan mahkemeye teşekkür ederek sözlerine başladı. Avukatının duruşma salonu dışındayken kendisinin savunma yapmasını etik bulmadığını belirten Fırtına, avukatının da savunmaya katılmasını istedi.
4 ay sonra 72 yaşını bitirmiş olacağını belirten Fırtına Bu millet beni yetiştirdi, bir yerlere geldim, bir çizgim var. Hiçbir şey uğruna da çizgimden vazgeçmem. İddia edilen suçları ahlaken uygun göremem. Böyle bir şey yapamam. diye konuştu.
26 Nisan 2011 tarihindeki savunmasından alıntılar yapan Fırtına, mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarına dikkat çekerek, Raporlara göre bizim suçlanmış olduğumuz tarihte ´Balyoz Güvenlik Harekatı´ diye bir plan yoktur. ´Suga´ diye denizcilerin yaptığı bir plan yoktur. ´Oraj´ diye havacıların yaptığı bir plan yoktur. Sakal diye, bıyık diye bir plan yoktur. dedi.
Ergin Saygun´un ifadesinde 1.Ordu Plan Semineri´yle ilgili sonuç raporunu dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman´a kendisinin verdiğini söylediğini hatırlatan Fırtına, Yalman bunları sadece Genelkurmay Başkanına mı vermiştir? Acaba Başbakana da vermiş midir? diye sordu.
Herkeste giderek artan bir ötekileştirme bulunduğunu belirten Fırtına, Bunun hiç kimseye faydası olmayacağını düşünüyorum. Hukuk buradaki insanları koruması altında tutmuyor. Burada 365 kişi var. Çoluğunu çocuğunu katarsanız bin, hısım akrabasını da katarsanız 5 bin kişi eder. Bu insanları da soran, seven vardır. Üzüntüler dayanılmaz. Çünkü biz açık yargılanıyoruz ve bizimle ilgili her şey dışarıda. Kimileri bunları istediği gibi kullanıyor. Mahkemeye saygı erdemdir ama bu saygı sadece bizden mi bekleniyor? ifadesini kullandı.
Ankara´nın Kazan ilçesinde uçak fabrikası açıldığı ve kendilerinin de orada görevlendirildiğini hatırlatan Fırtına, Nüfus artmıştı. Mevcut okullar yetersiz kalmıştı. Bir okul yapılması gerekiyordu. Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından bir okul yaptırıldı. Okula benim adımı vermek istediler. Ben ismimin verilmesini istemedim. Havacılık lisesi olsun dedim. Ancak bana, 25. Hava Kuvvetleri Komutanı olduğumu, benim adımı verince tüm hava kuvvetlerinin ismini temsil edeceğini söyleyerek beni ikna ettiler. Ancak, Kazan Kent konseyi tarafından 4 bin imza toplanarak okulun isminin değiştirilmesi istenmiş. il Milli Eğitim Müdürlüğü de ATO´dan ´Hava Orgeneral İbrahim Fırtına Lisesi adını siz koymuşsunuz.´ diyerek ismin değiştirilmesi konusunda izin istemişler. Sonra da boy boy haberler çıktı ve ´Okulun fırtınası gitti´ diye manşet attılar. Hepimizin çoluk çocuğu var. Kimin çocuğusun diye sorduklarında falanca Balyoz sanığı diye cevap veriyorlar. şeklinde konuştu.
Fırtına, uzay bilimci ve astronomi ilminin kurucusu olarak bilinen ve teleskopun mucidi olan Galileo Galilei´nin, Katolik Kilisesi olan papalık makamınca ömür boyu hapse mahkum edildiğini belirten Fırtına, en ekstrem sistem olan Katoliklerin, bu cezayı yumuşatarak evde göz hapsine çevirdiğini söyledi. Fırtına, verilen kararın dünya tarihinde verilen ilk denetimli serbestlik kararı olduğunu vurguladı.
Fırtına savunmasını, Gelin siz de adil olan yargılamaya yararlı olabilecek teklifimizi bir kez daha düşünün. Burada avukatımla daha faydalı bir savunma yapabiliriz. sözleri ile bitirdi. ( Cihan)
SÜHA TANYERİ´NİN SON SAVUNMASI
Balyoz davasında sanıkların savunmasının alınması işlemine devam edildi. Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Suha Tanyeri, kendisi tarafından kaydedildiği iddia edilen dijital dosyaların zaman açısından kendisinin oluşturmasının mümkün olmadığını öne sürdü. Dava konusu 11 ve 17 No´lu CD´lerin sahte olduğunun ve CD´lerde yer alan dosyaların bilimsel olarak gerçek olmadığının kanıtlandığını iddia eden Tanyeri, Evimde ve iş yerimde yapılan aramalarda aleyhime dair hiç bir kanıt bulunamamıştır. Ses kayıt çözümlerinde yasal olmayan hiçbir şey yoktur. Telefon dinlemelerinde de aleyhimde hiçbir delil çıkmamıştır. Hiç birinde sözde darbe planıyla ilgili tek bir husus yoktur. 12 Eylül darbesinin Bayrak Harekat Planı´nın, Plan Semineri´nde konuşulduğu iddia edilmişti. O konunun Bayrak Harekat Planı değil 1. Ordu Komutanlığı Sıkıyönetim Direktifi olduğu tespit edildi. iddiasında bulundu.
ALİ TÜRKŞEN´İN SON SAVUNMASI
Poyrazköy davasından da tutuksuz olarak yargılandığını belirten Balyoz davasının tutuklu sanığı Albay Ali Türkşen, yargılama sürecini tahterevalliye benzeterek, Tahterevallinin bir tarafına ne koyarsanız karşısına da onu koyarsınız. Bir tarafına bu adil yargılamayı koyarsanız karşına Güneydoğu´da şehitleri koyarsınız. Hapishanelere milletvekilleri Engin Alan´ı, Mehmet Haberal´ı, Mustafa Balbay´ı koyarsanız, öbür tarafında da bazı milletvekilleri omuzlarında tüfekli birileriyle kucaklaşır. diye konuştu. Türkşen, Bu süreçte kafamda bir şimşek çaktı ve adil yargılamanın ne olduğunu anladım, rahatladım. Sizden beraat ya da tahliye talep etmiyorum. Bu adil yargılamanızla en üst sınırdan cezamı verin. Size bu yakışır. Yatarı nedir bunun? Yatarım. Ben bu 365 kişi ile yargılanmaktan onur duyuyorum. dedi.
MAHKEME HEYETİNİ TEHDİT ETTİ, BAŞKAN TEPKİ GÖSTERDİ
Türkşen daha sonra da mahkeme heyetini hedef alarak Erk değişir, bu yeni yapılan binalarda (Cezaevi önünde inşaatı halen devam eden duruşma salonu binası) siz yargılanırsınız. Kıdemli sanık olarak size tavsiyem, kendinizi ´Biz ne yaptığımızı bilmiyorduk´ diye savunun. İnşallah sizi de sizin gibi adil yargıçlar yargılar. Bizi masum olarak hatırlayacaklar. İnşallah sizi de öyle hatırlarlar. ifadesini kullandı. Türkşen´in bu sözleri üzerine sanıklar ve izleyiciler arasından ´Amin´ sesleri yükseldi.
Türkşen´in bu sözlerini Başkan Ömer Diken Kimse mahkemeyi yargılanmakla tehdit edemez. Korksak bu kürsüde olmazdık. Biz, iddia makamının önümüze koyduğu delillere göre yargılama yapıyoruz. Delillerle ilgili nihai kararı vermedik. Biz vicdanlarımızla karar veriyoruz. Bunu sorgulayacak varsa hesabını veririz. Bizi HSYK görevden alana kadar görev ve yetki bizde. dedi. Birçok terör örgütü davasına girdiğini anlatan Ömer Diken Bu sözlerinizle onlarla aynı mantıkla konuşuyorsunuz. Onlar da devrim yaptıklarında bizi yargılayacaklarını söylüyorlar. ifadelerini kullandı. Diken´in bu sözleri, salondan tepki ile karşılandı. Bazı sanıkların salonu terk ettiği gözlendi. Başkan Ömer Diken, sanık Ali Türkşen´e mahkemeyi tehdit eden sözlerinden dolayı suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
CEMAL TEMİZÖZ´ÜN SON SAVUNMASI
Tutuklu sanık emekli Albay Cemal Temizöz, tutuklu sanıkları üç gruba ayırarak 1. Grup komplocu hücrelerle yüzleşen ve onları zora sokan bir grup. Bende onların içerisindeyim. 2. Grup ise ileride TSK´nın komuta kademesi olacak kişilerin yıpratıldığı ve asılsız ihbar mektupları ile itibarsızlaştırıldığı grup. 3. Grup ise emekli komutanların bulunduğu çevrelerini etkilemeye çalışan Atatürkçü grup dedi. Bunlardan hariç bir oluşumun daha bulunduğunu kaydeden Temizöz, Savunmalarında sanki biz dinsizmişiz gibi muhafazakar ailelere mensup olduğunu belirtenler var. Ben onları fon olarak araya serpiştirilmiş olarak görüyorum. şeklinde konuştu.
Temizöz´ün TÜBİTAK uzmanı tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda uzman yemininin eksik olduğunu belirterek yaptığı açıklama bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Temizöz´ün eksik olan yemininin daha sonradan yaptırıldığını eleştirmesi üzerine Başkan Diken açıklamada bulundu. Başkan Diken, usulü yasaların belirlediğini belirterek, Yargıtay´da 2001 ile 2008 yıllarında 7 yıl süre ile görev yaptım. Eskiden Adli Tabipler tarafından rapor alınırdı. Bu raporların birçoğunda yemin eksikliği olur ve sonradan yeminleri yaptırılırdı. Sizin bahsettiğiniz olayda da aynı şekilde eksikliği tespit edildikten sonra yemin yaptırılmış. açıklamasını yaptı.
SANIK SALONDAN ÇIKARILDI
Bu sırada tutuklu sanıklardan Hakim Albay Onur Uluocak, oturduğu yerden kalkarak söz almadan Bunu mahkemede yaptırmanız gerekmez miydi? diye bağırdı. Bunun üzerine Başkan Diken, mahkemeye karşı bağırarak konuştuğu için sanık Uluocak´tan dışarı çıkmasını istedi. Uluocak ise Kolluk kuvvetleri gelsin, çıkarsın dedi. Başkan Diken´in talimatı üzerine görevli jandarmalar tutuklu sanık bölümüne girerek Uluocak´ın dışarı çıkmasını istedi. Bu sırada Başkan Diken, Usulü biz belirleriz, siz değil. dedi. Sanık Uluocak´ın Hayır, siz değil yasalar belirler. tepkisi üzerine Başkan Diken Hayır, biz uygularız. cevabını verdi.
Uluocak´ın dışarı çıkarılması sırasında diğer tutuklu sanıkların da duruşma salonunu terk etmeye çalıştıkları gözlendi. Başkan Diken ise bu durumun protesto amacı taşıdığını belirterek sanıkların salonu terk etmesini engellemek için salonun sanık giriş-çıkış kapısının kapatılmasını istedi. Sanıkların tepki sesleri üzerine de Başkan Diken, Şimdiye kadar sizlere hoşgörülü davrandık. Savunmalar ayakta yapılır. Ancak sağlık sorunlarınız olabilir ya da savunmalar uzun sürüyor diye oturarak savunma yapmanıza izin verdik. Saygıyı hiçbir zaman bırakmadan hepinize de ´sayın´ diye hitap ettik. İhtiyaçlarınız için duruşma salonundan çıkmanıza da izin verdik. Ancak mahkemeyi protesto etme amacıyla dışarı çıkmanıza izin vermeyiz. dedi.
CHP MİLLETVEKİLİNDEN PROVOKASYON GAYRETİ
Sanıklar ise ihtiyaçları nedeniyle dışarı çıkmak istediklerini belirtince Diken´in talimatı ile salonun kapıları tekrar açıldı ve bazı sanıklar salondan ayrıldı. Bu sırada duruşmaya izleyici olarak katılan CHP Milletvekillerinden Ali Özgündüz de oturduğu yerden önce Diken´i hedef alarak Sayın demeyeceksin de ne diyeceksin sanıklara. diye seslendi. Sesi mahkeme heyetine kadar ulaşamayan Özgündüz´ün, daha sonra da sanıklara hitaben, Neden bunları dinliyorsunuz. Dinlemeyin bunları. diye söylendiği gözlendi.
Daha sonra Temizöz´ün, savunmasına devam etmeye çalışması üzerine Başkan Diken, bu durumda duruşmanın ertelenmesinin daha uygun olacağını belirterek duruşmayı yarına ertelediklerini söyledi. ( Cihan)
(27 Ağustos 2012, 11:29)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Boykota Yargıtay Balyoz´u
Flaş!!! Balyoz mahkemesi değişebilir
Sanıklar, avukatları ve İstanbul Barosu ortak yapımı ´Balyoz davasını kilitleme´ planı
Flaş!!! Balyoz: Savcıdan esas mütalaa
Savcılığın Esas mütalaasını (920 sh) okumak için tıklayın
BALYOZ PLANI VE DAVASI MANŞETLERİMİZ
1. Balyoz iddianamesinde ara
2. Balyoz iddianamesinde ara
3. Balyoz iddianamesinde ara
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri