Nazlı Ilıcak: Burada yanlış olan, Avcı´nın, kamuoyunda destek bulmak ve kendini savunmak gibi içgüdülerle, sadece haksızlık yapan ya da yapanlara yönelmek yerine, Fethullah Gülen cemaatini ´Devlet içinde devlet´ gibi göstermesi. Toptancı bir bakış açısıyla, herkesi suçlaması. O zaman sormazlar mı, 2003´ten beri, Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı, Edirne ve Eskişehir emniyet müdürlükleri gibi üst düzey makamlarda bulundunuz da, dinlenildiğinizi anlayana kadar, bugün çok önemli bir örgüt diye takdim ettiğiniz ´Fethullahçılar´ hakkında, niçin hiçbir soruşturma açmadınız, açtırmadınız? Avcı çıkmış, ´Bana yargısız infaz yapılıyor; itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar´ diye yakınıyor. Ya Avcı´nın yaptığına ne denir? O da, Fethullah Gülen ve arkadaşlarına yargısız infaz yapmıyor mu? Onları itibarsızlaştırmaya çalışmıyor mu? Ha 28 Şubat sürecindeki gibi bir kaset çıkartmışsın ortaya, oradan yola çıkarak Gülen cemaatinin devleti gizlice ele geçirmeye çalıştığını ileri sürmüşsün, ha bir kitap yazmışsın...
Kim neyi ve kimi itibarsızlaştırmaya çalışıyor?
Nazlı Ilıcak: Burada yanlış olan, Avcı´nın, kamuoyunda destek bulmak ve kendini savunmak gibi içgüdülerle, sadece haksızlık yapan ya da yapanlara yönelmek yerine, Fethullah Gülen cemaatini ´Devlet içinde devlet´ gibi göstermesi. Toptancı bir bakış açısıyla, herkesi suçlaması. O zaman sormazlar mı, 2003´ten beri, Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı, Edirne ve Eskişehir emniyet müdürlükleri gibi üst düzey makamlarda bulundunuz da, dinlenildiğinizi anlayana kadar, bugün çok önemli bir örgüt diye takdim ettiğiniz ´Fethullahçılar´ hakkında, niçin hiçbir soruşturma açmadınız, açtırmadınız? Avcı çıkmış, ´Bana yargısız infaz yapılıyor; itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar´ diye yakınıyor. Ya Avcı´nın yaptığına ne denir? O da, Fethullah Gülen ve arkadaşlarına yargısız infaz yapmıyor mu? Onları itibarsızlaştırmaya çalışmıyor mu? Ha 28 Şubat sürecindeki gibi bir kaset çıkartmışsın ortaya, oradan yola çıkarak Gülen cemaatinin devleti gizlice ele geçirmeye çalıştığını ileri sürmüşsün, ha bir kitap yazmışsın...
Bana göre, Bir kitap yazdı; Fethullahçıların hedefi oldu ve hapse girdi iddiası, madalyonun sadece tek yüzü. Kitap yayınlanmadan önce, Hanefi Avcı, Necdet Kılıç´la arkadaşlığı dolayısıyla, Devrimci Karargâh örgütünü dinleyenlere takıldı. Savcının üzerinde durduğu iki görüşmeden biri, Avcı´nın Kılıç´a, Dinleme kararından bahsederek dosya numarası vermesi ve onu uyarması. Diğeri ise şu ilginç konuşma: KILIÇ: Abi sana telefon ettiğim ankesöre aynı adam girdi. Elinde cep telefonu var. Gözlüklü, hafiften sakallı. AVCI: Hangi numarayı aradığını öğrenmeye çalışıyordur. Peşindeki polisin fotoğrafını çek. Bu bilgiler ışığı altında, madalyonun diğer yüzü açığa çıkıyor: Avcı, kitabı yazdığı için hedef olmadı. Devrimci Karargâh örgütüyle irtibatına ilişkin bazı bulguların aleyhine kullanılabileceğini anladığı için, -kamuoyundan destek bulmak ve kendini kurban gibi göstermek amacıyla- kitabı yazdı. Destek bulmak için, poliste ve adliyede Fethullahçı örgütlenmeden söz etmeliydi; bunu yaptı. Kendisini muhtemelen -iddia ettiği gibi- Fethullahçı diye bilinen bir emniyet mensubu dinletmişti. Bunda, şahsi bir garez ya da rekabet olabilirdi. (Yani, sırf Hanefi Avcı´ya ulaşmak maksadıyla tezgâh kurulmuş, Necdet Kılıç, Devrimci Karargâh örgütü (DKÖ) üyesi gibi gösterilmiş olabilirdi.) Ya da, rutin bir işlem söz konusuydu. Devrimci Karargâh örgütü üyesi olduğu düşünülen Necdet Kılıç takibe alınmış, onunla irtibatlı görülen başka telefon numaraları kayda girmişti. Dinlenilen Hanefi Avcı değil, Necdet Kılıç´tı. Dedim ya; iki iddia da doğru olabilir: 1) Kişisel garez ya da rekabet. 2) İhbar üzerine başlatılan teknik takip neticesinde tesadüfen Hanefi Avcı´ya ulaşılması.
Burada yanlış olan, Avcı´nın, kamuoyunda destek bulmak ve kendini savunmak gibi içgüdülerle, sadece haksızlık yapan ya da yapanlara yönelmek yerine, Fethullah Gülen cemaatini Devlet içinde devlet gibi göstermesi. Toptancı bir bakış açısıyla, herkesi suçlaması. Sakarya, Ankara ve İstanbul Emniyeti´nde önde gelen isimlere, (Sakarya´da Emniyet Müdürü Faruk Ünsal´a, Ankara´da Emniyet Genel Müdürü Orhan Özdemir´e, Genel Müdür yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü´ye, KOM´dan sorumlu Emniyet Genel Müdür yardımcısı Emin Aslan´a) karşı yapılan operasyonların tümünü, İstihbarat Dairesi ve KOM´u ele geçirmek isteyen Fethullahçıların tertibi gibi takdim etmesi. Soruşturmaları yürüten farklı illerin savcılarına da, (Mehmet Berk, Fatih Genç, Cemil Tuğtekin, Kadir Altınışık), Fethullahçı yaftası yapıştırması. O zaman sormazlar mı, 2003´ten beri, Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı, Edirne ve Eskişehir emniyet müdürlükleri gibi üst düzey makamlarda bulundunuz da, dinlenildiğinizi anlayana kadar, bugün çok önemli bir örgüt diye takdim ettiğiniz Fethullahçılar hakkında, niçin hiçbir soruşturma açmadınız, açtırmadınız?
Avcı´nın dediklerine inanmak gerekirse: Kayseri´de ihaleye fesat karıştırmakla suçlanan Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, İrfan Erbarıştıran isimli bir dolandırıcıyla irtibatlı görülen Emniyet Genel Müdür yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü, Akyazı´daki çeteye operasyon öncesi bilgi sızdırdığı ileri sürülen Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal, Uyuşturucu kaçakçısı Habip Kanat´la ilişkisinden şüphelenilen Emniyet Genel Müdür yardımcısı Emin Aslan... Bütün bu üst düzey polis memurları, İstihbarat´ı ve KOM´u ele geçirmek isteyen Fethullahçıların kurbanı. Peki Avcı, niçin, dinlemeye takılana kadar, Emniyet ve adaleti saran bu tehlikeye karşı harekete geçmedi?
Avcı´nın dediklerine inanmak gerekirse: Danıştay saldırısının Ergenekon davasıyla hiçbir ilgisi yok. Hrant Dink saldırısı, sadece birkaç çapulcunun işi. Zirve Yayınevi baskını da öyle. Avcı´nın dediklerine inanmak gerekirse: Üst düzey Emniyet mensupları hakkında soruşturma yürüten savcıların tümü Fethullahçı. Avcı´nın dediklerine inanmak gerekirse: Şemdinli savcısı Ferhat Sarıkaya cemaatin adamı. İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun´un görevden alınmasına, hırsız evin içindeyse, kilit işe yaramaz sözleri üzerine eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt´ın harekete geçmesi sebep olmadı. Üstelik emekli olduktan sonra Büyükanıt hükümetten ben rica ettim itirafında bulundu ama Avcı, gene perde arkasında Fethullahçıları görüyor.
Avcı çıkmış, Bana yargısız infaz yapılıyor; itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar diye yakınıyor. Ya Avcı´nın yaptığına ne denir? O da, Fethullah Gülen ve arkadaşlarına yargısız infaz yapmıyor mu? Onları itibarsızlaştırmaya çalışmıyor mu? Ha 28 Şubat sürecindeki gibi bir kaset çıkartmışsın ortaya, oradan yola çıkarak Gülen cemaatinin devleti gizlice ele geçirmeye çalıştığını ileri sürmüşsün, ha bir kitap yazmışsın... Bakın ne diyor Hanefi Avcı: Cemaat, yapacakları ve planları için İstihbarat Daire Başkanlığı ve KOM Daire Başkanlığı´nı elinden bırakmak istemiyordu. Adı bu birimlerin başına geçecek diye anılan herkes uzaktan imha edilecekti... Bu yapının artık gözünü kan bürümüş durumdadır. Kolay kolay durdurulamaz... Her kurumu, bir imam yönetiyor. Amaca ulaşmak için iftira, şantaj ve her türlü yöntem kullanılıyor Bunun adı yargısız infaz değil de nedir? ( Nazlı Ilıcak / Sabah)
Alıntı haberimiz için düzeltme
04 Ekim 2010 tarihli ´Kim neyi ve kimi itibarsızlaştırmaya çalışıyor?´ alıntı haberimizde adı geçen İrfan Erbarıştıran itirazda bulunarak sitemize düzeltme metni göndermişlerdir. Hiç kimsenin haksız yere zan altında kalmasını ya da suçlanmasını asla istemeyiz. Biz iddiaları aktarıyoruz. Ancak cevap gelirse onu da memnuniyetle yayınlarız. Bu işimize gelir şu gelmez diye bir düşüncemiz asla olmamıştır. Fikrini beğenmediğimiz bir kişi bile olsa onun haksız yere suçlanmasını asla istemeyiz. Bu sitede yayınlanan haberlerin bir çoğu aslında alıntıdır ve iddiaları içermektedir. Lehte ve aleyhte, ciddi içeriği olan, hakaret içermeyen, site konumuzla ilgili ve gücümüz yettiğince tüm iddiaları aktarmaya çalışıyoruz. Sitede yayınlanması o iddiaların doğru olduğunu göstermez. Sadece bir tartışma ortamının oluşmasını, site konumuzla ilgili lehte ve aleyhte dile getirilen iddialar arasında o iddiaları içeren haberin de dikkate alınmasını amaçlıyoruz. Sayın İrfan Erbarıştıran kendisiyle ilgili iddiaların farkına varmış ve itiraz ediyor. Ancak belki farkına varmayan birçok kişi var. Onların haksız yere suçlanmaması için bu uyarılarımızı ayrıntılı olarak vurgulamak istiyoruz. Bir kişi mahkemece suçlu bulunmadığı sürece suçsuzdur, masumdur. O kişi hakkında dile getirilenler sadece bir iddiadır. İddialara farkında olmayarak cevap verememesi, ya da farkında olsa bile muhtelif sebeplerle cevap vermemesi, ya da vermek istememesi ´bize göre´ o kişinin suçlu olduğunu göstermez. Sayın İrfan Erbarıştıran´ın cevap hakkına da saygı duyuyor ve burada yayınlıyoruz. Abdullah Harun, 05 Ekim 2010
-------------------------------------------
Tekzip Metnidir
?merhaba.ben celal uzunkaya ve mustafa gülcü ile ismi anılan irfan erbarıştıranım.nazlı hanımada mail attım ve şunu dedim;yargılanmam daha devam ederken adımı dolandırıcı diye anılması bunu yazanın yargının üstünde olması gibi geliyor bana.ayrıca benim gülcü ve uzunkayayla ilgili yazılarımı ve ifadelerimi okuyun lütfen.hanefi avcıyada dava açacağım adımı deşifre atti diye.lütfen bu yazıyı düzeltin.çok teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim......?
smyrna035@windowslive.com, 4 Ekim 2010, Pazartesi 17:19
-------------------------------------------
(04 Ekim 2010, 14:45), son güncel.: (05 Ekim 2010)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Hanefi Avcı´nın iddiaları manşetlerimiz
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Avcı´nın amacı soruşturmayı engellemek
İşte Hanefi Avcı´nın Ergenekon planı
Islak imzalı belge de cemaatleri hedeflemişti
Ergenekon´un karşı hamlesi Avcı´dan
Hanefi Avcı kuyuya bir taş attı
İşte Avcı´ya savcının yönelttiği sorular
Flaş!!! Avcı´ya ´Devrimci Karargah´ gözaltısı
Devrimci Karargah operasyonundan Avcı çıktı
Devrimci Karargah Örgütü manşetlerimiz