Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında aralarında çeşitli rütbelerdekilerin de bulunduğu 93'ü tutuklu 145 polisin yargılanmasına başlandı. 15 Temmuz darbe girişimine yönelik başlatılan soruşturmalar kapsamında örgütün emniyet ayağına ilişkin açılan 145 sanıklı ana davada, Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan iddia makamını temsil etti. Etkin pişmanlıktan yararlanan bir sanık itiraflarda bulundu, sanıklardan tanıdıklarını teşhis etti.
25.03.2017 12:22 Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında aralarında çeşitli rütbelerdekilerin de bulunduğu 93'ü tutuklu 145 polisin yargılanmasına başlandı.
23.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya 'Terör örgütü üyesi olma, terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet' suçundan 15'er yıldan 25'er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle yargılanan sanıklardan Adana ve Osmaniye'deki cezaevlerinde tutuklu bulunan 15'i getirildi.
Hatay, Şanlıurfa, İskenderun ve Kahramanmaraş'ta tutuklu bulunan diğer sanık polisler de duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) katıldı.
Tutuksuz sanıkların da katıldığı duruşma sanık sayısının fazla olması nedeniyle Adana Bölge Adliye Mahkemesi'nde yapıldı.
Sanıkların yaklaşık 5 saat süren kimlik tespitlerinin ardından mahkeme başkanı, sanıklar ve avukatlarından iddianamedeki suçlamalara yönelik savunma yapmalarını istedi.
Mahkeme başkanı, duruşmanın 7 gün süreceğini belirttikten sonra sanıkların savunmalarına geçildi.
Tutuklu sanık Ehliman Karagöz, savunmasında, silahlı terör örgütü suçlamasını kabul etmedi.
Duruşma başlamadan önce telefonunda ByLock olduğunu öğrendiğini belirten Karagöz, 'ByLock suçlamasına karşı çaresizim. 14 yıldır bu telefonu kullanıyorum. ByLock bu numaraya nasıl indirildi? 2014'ten bu yana kullandığım söyleniyor. ByLock kullanmak suç mudur? Devlet bu konuda bilgilendirme yapmadı. ByLock'un suç olduğunu 15 Temmuz'dan sonra öğrendik.' dedi.
Fazla taltif aldığı ve örgüte bu taltiften himmet adı altında para aktardığı iddiasını da kabul etmeyen Karagöz, 22 yıllık görevi boyunca projelerinin takdir edildiğini ve taltif ile ödüllendirildiğini söyledi.
Karagöz, bazı emniyet müdürlerinin çalışmadan taltif aldığını da iddia ederek, 'Ben 63 taltif aldım onlar ise binlerce kez almıştır ancak onlara soruşturma açılmamıştır. Gerçekler ortaya çıkacaktır.' diyerek tahliyesini istedi.
Sanık Savaş Durdu da darbe girişimi sırasında Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görev yaptığını belirterek, 'İstirahatteki ve izindeki tüm personeli çağırdım. Nöbetçilere uzun namlulu silah ve çelik yelekle göreve gitme talimatı verdim. Kalkışmanın yaşandığı İncirlik 10.Tanker Üs Komutanlığının arka nizamiyesinde görev yaptım. 40 saat görev başında durup ekibimle buradaki kalkışmayı önledik.' dedi. ByLock kullanmadığını da iddia eden Durdu, 'Emniyet müdürlüğü rütbesine gelene kadar 8 tane taltif aldım. Himmet adı altında ödeme yapmadım. Yıla bölündüğünde aldığım taltif bir kebap parasına bile yetmiyor.' ifadesini kullandı.
Durdu, darbe girişimi gecesi görevli olduğu Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde 20 den fazla devlet kurumunun korunması amacıyla aldığı emirler doğrultusunda ekipleri yönlendirdiğini belirterek, 'Darbe girişimi başladıktan sonra yaklaşık 40 saat aralıksız görev yaptım. 18 yıllık meslek hayatım boyunca sadece 8 defa taltif aldım. Bu paradan herhangi bir yere himmet adı altında para ödemedim. ByLock programını telefonuma indirmedim, kullanmadım. Kim tarafından nasıl oluşturulduğu belli olmayan bir liste yüzünden aylardır tutukluyum. Suçlamayı kabul etmiyorum' diye savunma yaptı.
ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANMAK İSTEDİ
Farklı bir dosyadan tutuklu bulunan ancak dosyası birleştirilen sanık Fatih Öztürk ise etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini belirterek savunmasında şunları söyledi: 'Örgüt ile bağım yoktur. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla çocuklarımı cemaate ait dershanelerden almıştım. Telefonuma Balcalı Hastanesi'nde çalışan, o dönemler adını Serhat olarak bildiğim ancak daha sonra adının Ferhat Aydemir olduğunu öğrendiğim abi tarafından ByLock yüklendi. Zaman zaman sanıklar Abdurrahman Özcan ve Hacı Ali Yaşarcan ile birlikte sohbetlere katılıyordum. Ferhat Aydemir abilik yapıyordu toplantılara. Toplantılarda para toplanmıyordu ancak sohbetin abisi Ferhat Aydemir, yurt dışındaki ihtiyaç sahibi öğrencilere yardım edilmesi gerektiğini söylüyordu.'
Bu arada mahkeme başkanı, etkin pişmanlık yasasından faydalanıp itiraflarda bulunan Fatih Öztürk'ün dosyasının ana dosyada birleştirildiğini söyleyip, Fatih Öztürk'e kendisini örgüte soktuğunu öne sürdüğü polisleri teşhis ettirdi.
Öztürk, kendisine ByLock'u Çukurova Üniversitesi'nde laborant olarak çalışan F.A'nın yüklediğini iddia etti.
Daha sonra mahkeme başkanı, Fatih Öztürk'e itiraflarında isimlerini verdiği sanık polisler Abdurrahman Özcan ile Hacı Ali Yaşarcan'ı gösterip, 'Bunlar mı?' diye sordu. Öztürk de 'Doğru, bunlar' diyerek cevap verdi.
Tutuklu polis memuru Orhan Ayna, 22 yıllık kariyeri boyunca tek bir yüz kızartıcı suç işlemediğini söyleyerek, suçlamaları kabul etmedi. Ayna, ByLock kullanmadığını dile getirdi.
Tutuklu sanıklardan 18 yıllık polis Savaş Durdu da suçlamaları reddederek FETÖ ile alakası olmadığını savundu. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında görevde olduğunu, başında bulunduğu çevik kuvvet ekipleriyle 20'ye yakın kritik noktada FETÖ'cülere karşı görev aldığını ve darbe girişiminde önemli rol alan İncirlik Hava Üssü'nün ön ve arka nizamiyelerinde nöbet tutarak darbe girişimine karşı önemli bir görev yaptığını kaydetti. ByLock kullandığı iddialarını da reddeden Durdu, ByLock listelerinin güvenli olmadığını öne sürdü. Toplamda 8 taltif ödülü aldığını anlatan Durdu, bu para miktarlarının da çok önemli miktarlar olmadığını kaydetti.
Tutuklu sanıklardan Fatih Öztürk ise etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istediğini belirterek, hakkındaki iddiaları şöyle yanıtladı: 'Örgüt ile bağım yoktur. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla çocuklarımı cemaate ait dershanelerden almıştım. Telefonuma Balcalı Hastanesi'nde çalışan, o dönemler adını Serhat olarak bildiğim ancak daha sonra adının Ferhat Aydemir tarafından ByLock yüklendi. Zaman zaman Abdurrahman Özcan ve Hacı Ali Yaşarcan ile birlikte sohbetlere katılıyordum. Ferhat Aydemir abilik yapıyordu toplantılara. Toplantılarda para toplanmıyordu ancak sohbetin abisi Ferhat Aydemir, yurt dışındaki ihtiyaç sahibi öğrencilere yardım edilmesi gerektiğini söylüyordu.'
Sazil: 'Asılmaya bile hazırım'
Toplamda 225 gündür cezaevinde tutuklu bulunan Selami Sazil de iddianamede yer alan 'Telefonuma ByLock nasıl yüklendi bilmiyorum' ifadesini kabul etmediğini, telefonuna asla bu programı yüklemediğinden telefonda başkası tarafından yüklenme ihtimali de bulunmadığını savundu. Bir gizli tanığın, hakkında '1988-1989 yılları arasında İzmir'de bir cemaat evinde faaliyette bulunuyordu' şeklindeki ifadesine de karşı çıkan Sazil, 'Ben o yıllarda Kocaeli'de lise son sınıf öğrencisiydim. Daha sonra da Ankara'da polis akademisine gittim. 1994'te komiser yardımcısı olarak mezun oldum. İzmir'de hiç bulunmadım. FETÖ üyesi değilim. 200'e yakın taltif aldım ama bu paralarda büyük miktarlar yok. 22 yıllık polis memuruyum, tek bir uyarım, cezam yok. Eğer bu suçlamaların biri doğru olsun, bırakın ceza almayı, asılmaya bile hazırım' diye konuştu
24.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, davanın kapsam ve niteliği göz önüne alınarak ikinci duruşmasında iddia makamını temsil etti. Daha sonra görülecek celselerde ise cumhuriyet başsavcı vekillerinin duruşmalarda bulunacağı bildirildi.
24 Mart'ta Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ikinci duruşmaya 'Terör örgütü üyesi olma, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet' suçundan 15'er yıldan 25'er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle yargılanan sanıklardan cezaevlerinde tutuklu bulunan 30'u katıldı. Hatay, Şanlıurfa, İskenderun ve Kahramanmaraş'ta tutuklu bulunan diğer sanık polisler de duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) iştirak etti.
Tutuksuz sanıkların da katıldığı duruşma, sanık sayısının fazla olması nedeniyle Adana Bölge Adliye Mahkemesi'nde yapıldı.
Duruşmada kimlik tespitlerinin ardından haklarındaki suçlamaları hatırlatılan tutuklu ve tutuksuz sanıkların savunmalarına geçildi. Tutuklu polis memuru Mehmet Pakdil, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, görev süresince aldığı 41 taltifi örgüte 'himmet' adı altında bağışlamadığını, Bank Asya'daki hesabının ise kredi kartı hesabı olduğunu ve daha sonra bunu kapattığını ifade etti.
Mahkemeye tutuklu bulunduğu Hatay Cezaevi'nden SEGBİS aracılığıyla katılan polis memuru Muzaffer Karakaya ise mahkeme başkanının, 'Örgütün grup abisi olduğunuz iddia ediliyor' sözü üzerine Karakaya, 'Ben bu suçlamaları kabul etmiyorum. 26 yıllık polis memuruyum. Meslek hayatım boyunca herhangi bir disiplin soruşturması ve idari soruşturma geçirmedim. Telefonuma ByLock yüklemedim ve kullanmadım. Bu örgütün eğitim, basın yayın organlarından faydalanmadım. Bank Asya'da hesap açtırmadım, meslek hayatım boyunca 24 taltif aldım. Ailem çok mağdur oldu. Yüce heyetinizden tahliyemi talep ediyorum.' savunmasını yaptı.
Duruşmada savunma yapan meslekten ihraç tutuklu eski polis memuru Hakan Günez mahkemede ifade değiştirdi. Günez, polis ifadesinde ByLock programını kabul etmezken savcılıkta, 'Alkol alıp çocuklarımla pek ilgilenmiyordum. Eşim, Kur'an kursundan bir arkadaşının eşiyle tanıştırdı. İsmi Muttalip Demirtaş'dı. Aile dostu olduk. İkinci el bir akıllı telefon almıştım. Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olan bu şahıs benim telefonuma Eagle ve ByLock programlarını yükledi. İlk başta çalışmadı. Daha sonra dini metinler gönderiyordu' diye ifade verdi.
Mahkeme başkanı, ifadelerdeki çelişkiyi sorarak Günez'e etkin pişmanlıktan faydalanıp, faydalanmamak istediğini sordu. Bunun üzerine Günez, 'Kimsenin günahını almak istemiyorum. Telefonu yeni aldığımda bir çok program indirmiştim ama ByLock yoktu. Adliye çıkışında polislerden ByLock programının resmini göstermelerini istedim. Resmi gördüğümde bu programı hiç indirmediğimi fark ettim. İfademi yenilemek istediğimi söyledim ancak bunu mahkemede yapabileceğimi söylediler. Emniyette verdiğim ilk ifadenin geçerli olmasını talep ediyorum. Hakkımdaki suçlamalar ispat edilirse idamımı istiyorum' diye konuştu.
Telefonunda ByLock çıktığı gerekçesiyle tutuklu yargılanan ve MİT TIR'larının durdurulması nedeniyle Ankara'da tutuklu yargılanan eski Adana Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık'ın koruması Mehmet Pakdil ise suçlamaları kabul etmeyerek, 'ByLock'u hiç indirmedim, kullanmadım' dedi.
İDDİANAME
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın 15 Temmuz darbe girişimine yönelik başlatılan soruşturmalar kapsamında örgütün emniyet ayağına ilişkin açılan ana davada, Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan iddia makamını temsil etti. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 93'ü tutuklu 147 şüpheli eski emniyet mensubu hakkında 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.156 sayfalık, dikkat çeken detayların yer aldığı iddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün amacı, yönetim modeli, hiyerarşik yapısı, istihbarat ağı, haberleşmede kullandığı yöntemler, propaganda araçları, eğitim alanında yürüttüğü faaliyetler, mali yapısı ve gelirlerine yönelik Emniyet Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı bilgi notu raporuna da yer verildi. 15 Temmuz darbe girişiminde yaşananların da anlatıldığı iddianamede, 'Terör örgütü bu girişimi ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasasını ortadan kaldırarak terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in başında olduğu bir terör yapılanması kurmak istemiştir' denildi.
(25 Mart 2017, 12:22)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: