Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, 'anayasayı ihlal' ve 'terör örgütüne üye olmak' suçlarından 3'ü tutuklu 10 eski askeri personelin ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
11.03.2017 13:46 Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, 'anayasayı ihlal' ve 'terör örgütüne üye olmak' suçlarından 3'ü tutuklu 10 eski askeri personelin ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
07.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bolu Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, geniş güvenlik önlemleri altında getirilen tutuklu sanıklar eski Bolu 2. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer, Yarbay Veli Ceylan ve Yüzbaşı Nuri Kıyak ile tutuksuz sanıklar Yarbay M.G, üsteğmenler M.G, İ.A, B.C, Ü.B ve V.S. ile astsubay A.Ü. ile avukatları katıldı.
Güneşer'in avukatının savunmasını tamamlamasının ardından dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanlığı Kurmay Başkanı Yarbay Veli Ceylan savunma yaptı.
Daha sonra, darbe girişimi gecesi nöbetçi amir olan tutuklu sanıklardan Yüzbaşı Kıyak'ın savunması alındı.
Sosyal medyada çeşitli yerlerde askeri hareketlilik olduğu bilgilerini okuduklarını söyleyen Kıyak, "Ankara'da uçakların alçak uçuş yaptığını öğrenince harekat merkezini arayıp bir şey olup olmadığını sordum. 4. Kolordu Komutanlığından arandığımı söylediler. Kolordu Komutanlığı Kurmay Başkan Vekili olduğunu söyleyen bir kişi mesaj gelip gelmediğini sordu. Bize herhangi bir mesaj gelmediğini söylediğimde yanında bulunan kişiye 'Komutanım mesajın gitmediği birlikler var. Hepsine çektik mi?' dediğini duydum. Onun da 'Garnizonlara gönderildi.' dediğini duydum." şeklinde konuştu.
Telefondaki kişinin tugayın kurmay başkanıyla görüşmek istemesi üzerine Ceylan'ı aradığını anlatan Kıyak, bu esnada da 2. Komando Tugay Komutan Vekili Albay Cahit Tirindaz'a bilgi verdiğini söyledi.
O sırada personelin sözde sıkıyönetim emrini getirdiğini ve Tirindaz'ın da kendisine birliği toplama emri verdiğini anlatan Kıyak, daha sonra Kurmay Başkanı Ceylan'ın kışlaya geldiğini belirterek, şunları söyledi:
"Bana bazı emirler verdi. Ben de o emirleri personele mesajla bildirdim. Daha sonda KOKTOD düzenine geçilip geçilmediğini kontrol etmek için içtima alanına gittim. Bu esnada personel bana neler olduğunu sordu. Ben de bir emir geldiğini söyledim ve bir şey bilmediğini ilettim. Bundan sonra emir komutanın üst komutanlarda olduğunu bizim de onlara göre hareket edeceğimizi söyledim. Kanunsuz bir emir vermediğimi düşünüyorum ki, kimse bana karşı gelmedi."
Kendisinin, Valiyi almakla görevlendirildiği ileri sürülen mangayla ilgili bilgisinin olmadığını savunan Kıyak, sadece manganın kendi birliğinde görevli üsteğmen tarafından oluşturulduğunu bildiğini aktardı.
"KOKTOD düzenini çalışmamız garip geldi"
Kıyak, o gece KOKTOD düzenine geçildiği için birlik içinde araç hareketliliği yaşandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Araç çıkışı da KOKTOD düzeni gereği oldu ama aklıma takılan bir şey var. Normalde hiçbir zaman KOKTOD düzeniyle ilgili çalışma yapmamamıza rağmen, tugayda hiçbir muharip birlik olmamasına rağmen 6 aydır her cuma KOKTOD düzeniyle ilgili çalışma yapılmıştı. Bu, bana biraz garip gelmişti. Darbe girişimi için önceden planlama yapılmış olması gerekiyor. Bu da sonradan benim aklıma geldi ve KOKTOD düzenini çalışmamız bu açıdan garip geldi. Bu nedenle KOKTOD düzeni çalışmamızın bir plan dahilinde olduğunu düşünüyorum. Hatta, eski komutan yardımcımız Albay Aziz Çetinkaya görevinden ayrılmadan önce KOKTOD listelerinin güncel tutulması emrini vermişti."
Sanık, savunmasını tamamlamasının ardından mahkeme heyetinin sorularını cevapladı.
Sanığın WhatsApp mesajlarını okuyan mahkeme heyetinin, Kıyak'ın personeline, "Şehir haritaları var mı?" diye sorduğunu belirtmesi üzerine, sanık, bu bilgiyi Kurmay Başkanı Ceylan'ın istediğini belirtti.
Aynı soru kendisine yöneltilen Kurmay Başkanı Ceylan ise normal şartlarda KOKTOD düzeninde bu haritaların bulunması gerektiğini, hatta toplanma alanlarının işaretli olduğunu söyledi.
Mahkeme başkanı, sanığın, babası Hüseyin Kıyak ile mesajlaşmalarını da okudu.
Sanığa, 15 Temmuz gecesi babasına attığı "Sakın dışarı çıkmayın." mesajına, babasının, "Sen hangi yüzle bana mesaj çekiyorsun. Birazcık onurun, haysiyetin varsa kafana sıkarsın. Senin kaderin benim ellerimde." şeklinde cevap verdiği hatırlatıldı. Sanık Nuri Kıyak, "Babamla aramız iyi değildi. Eşimle de evlenmemi istemiyordu, uzun süredir konuşmuyorduk." ifadesini kullandı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, 15 Temmuz gecesi 2'inci Komando Tugay Komutanlığı'nın bulunduğu General Eşref Bitlis Kışlası'ndaki iştima alanında topladığı askerlere, "Karşınıza kim çıkarsa ateş edin. Mavi bere, bordo bere fark etmez. Ankara'ya da gidebiliriz. Kimseye acımayın" dediği iddia edilen tutuklu sanıklardan Yüzbaşı Nuri Kıyak savunmasını yaptı. Hakkındaki iddiaları reddeden yüzbaşı Kıyak, "Benim böyle bir sözüm olmadı. Bu iddialara katılmıyorum. 15 Temmuz'da aldığım yasal emirleri uyguladım. Gizli emirlerin astlarla paylaşılması yasak olmasına rağmen, onların da görüşlerini aldım. Emirler kanuna uygunsa yapacağımı, kanuna uygun değilse yapmayacağımı söyledim" diye konuştu.
6 AYDIR KOKTOD EĞİTİMİ VERİLİYORDU
Tugayda 6 aydır, 'Koktod' (Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi) eğitimi verildiğini ileri süren yüzbaşı Kıyak, "Tugayda muharip birlik olmadığı halde Koktod düzeni çalıştırılıyordu. Bunun manidar olduğunu düşündüm. Bu FETÖ yapılanması soruşturmasının Genelkurmay Başkanlığı ile birlikte eşgüdümle gitmesi için genişletilmesini düşünüyorum" dedi.
BABASI 'KAFANA SIK' DEMİŞ
15 Temmuz gecesi Whatsapp'tan "Dışarıya çıkmayın" mesajı attığı babasının, "Sen hangi yüzle bana mesaj çekiyorsun. Öldüğün gün, bayramım olduğu gündür. Birazcık onurun, haysiyetin varsa kafana sıkarsın" şeklinde cevap yazdığı bilgisi sorulan yüzbaşı Kıyak, "10 yıldır babamla aram kötü, onunla konuşmuyorum. Eşimle evlenmeme karşı çıkmıştı. 15 Temmuz günü barışma umuduyla böyle bir mesaj attım" dedi.
Yüzbaşı Kıyak'ın savunmasının ardından tutuksuz sanıklar üsteğmenler Vahit Sergici ile Burak Civelek de savunmalarını yaptı. Duruşma, diğer 5 sanığın savunma yapması için yarın devam edecek.
08.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bolu Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, geniş güvenlik önlemleri altında getirilen tutuklu sanıklar, meslekten ihraç edilen Bolu 2. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer, Yarbay Veli Ceylan ve Yüzbaşı Nuri Kıyak ile tutuksuz sanıklar Yarbay Murat Gelen, üsteğmenler Mustafa Gürlü, İbrahim Arslan, Burak Civelek, Ümit Birinci, Vahit Sergici ve astsubay Ahmet Üney ile avukatları katıldı.
Dün akşam ara verilen duruşma, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da Bolu Komando Tugayında bölük komutanı olarak görev yapan Üsteğmen Mustafa Gürlü'nün savunması ile başladı.
Evinde istirahat ederken bir astsubayının araması üzerine tugaya gittiğini anlatan Gürlü, "Tugaya gittiğimde askerler içtima alanında toplanmıştı. Bir astsubayım KOKTOD düzenine geçilmesi yönünde emir geldiğini belirtti. Biz de emir doğrultusunda hareket ederek, beklemeye başladık." diye konuştu.
Gürlü, o gün birliğine mühimmat dağıtımı yapılmadığını ve KOKTOD listelerinin güncellendiğini belirterek, "Bu esnada benim birliğim için içtima alanına 2 araç getirildi. Ben o gün orada bulunan diğer askeri personel nasıl hareket ettiyse emirler doğrultusunda hareket ettim. Hiçbir yasa dışı emir almadım ve vermedim." dedi.
Mesleğe ilk başladığı yıllarda FETÖ ile mücadele etmeye çalıştığını ileri süren Gürlü, şunları söyledi:
"Ben mesleğe başlayalı 7 yıl oldu. Ben topçu subayım, normal normal şartlarda benim sınıfımda olan bir subayın tayinleri çok uzun süreler içinde yapılır ama ben her 2 yılda bir tayin edildim. Hatta ilgim olmayan yerlere bile tayin edildim. O dönemde sicilim de bozuldu. Benim tayin olmamı sağlayan ve sicilimin bozulmasına neden olan kişilerin şu anda tutuklu olduğunu biliyorum. TSK'da etkin şekilde yer alan bu yapının defalarca yaptırım uyguladığı biri olarak, bu yapıya mensup biri gibi yargılanmayı kabul etmiyorum."
"Emir vermedim"
Daha sonra savunmasını yapan Murat Gelen, tugaydan bir personelinin araması üzerine durumdan haberdar olduğunu söyleyerek, kendisinin o gece mühimmat dağıtma gibi bir emrinin olmadığını iddia ederek, "Mermi almayan kişi kaldı mı?", "Herkes mermi alacak." diye emir vermediğini savundu.
Harekat merkezinde beklediği sırada, Kurmay Başkanı Veli Ceylan'ın kendisine gösterdiği sıkıyönetim emrinin imza kısmında yer alan "Yurtta Sulh Konseyi" ibaresini görünce buna bir anlam veremediğini ifade eden Gelen, suçsuz olduğunu öne sürdü.
Daha sonda savunma yapan, Bolu Valisi Aydın Baruş'un gözaltına alınması için hazırlanan manganın komutanı olduğu öne sürülen Teğmen Ümit Birinci, mangayı Ceylan'ın emirleri doğrultusunda hazırladığını iddia ederek, "Rütbelilerden oluşan bir manga hazırlama emri verildi. Ben de kendi bataryamdan 6 rütbeli askeri aldım. Eksik olunca diğer bölüklerden askerler alarak mangayı hazırladım." diye konuştu.
Birinci, manganın valiyi almak ya da korumak için görevlendirilebileceğini, her duruma hazırlıklı olmaları gerektiğinin belirtildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Mangada bulunan bir uzman çavuş bana, 'Olaylar farklı yerlere gidiyor.' dediğinde ben de ona 'Birilerine ateş edecek değiliz. Çıkmak zorunda kalırsak, kimseye ateş etmeyeceğiz. İnsanlara, onlara yanında olacağımızı söyleyeceğiz. Gerekirse megafonla bağırıp bunu halka söyleriz.' dedim. Kimin ne olduğunu bilemiyorduk. F-16'ların bombalar attığını izledik. Bundan sonra emir almadan sıkıntı yaşayacağımızı düşünerek, mangayı dağıttım."
Daha sonra cephanelikten 800 mermi çıkardığı için yargılanan ikmal astsubayı Ahmet Üney de savunma yaptı.
Savunmasında, mühimmatları yarbay Ceylan'ın talimatıyla çıkardığını ifade eden Üney, "Cephanelikteki bana ait olan bölümden 800 adet mühimmat çıkardım. Mühimmatları araçtan alıp silahların şarjörlerine doldurduk. 5 şarjör, 5 hücum yeleğine yerleştirildi. Biz bu işlemleri yaparken yarbay Ceylan da görüyordu. Şarjörlerin olduğu iki hücum yeleği yarbay Ceylan'ın aracına konuldu. Şimdi bu nedenle yargılanıyorum." ifadesini kullandı.
15 Temmuz gecesi 2'inci Komando Tugay Komutanlığı'nın bulunduğu General Eşref Bitlis Kışlası'nda Bolu Valisi Aydın Baruş'un gözaltına alınması için hazırlandığı iddia edilen 10 kişilik manganın komutanı teğmen Ümit Birinci, mahkemede savunmasını yaptı.
Mangayı tutuklu sanıklardan kurmay başkanı yarbay Veli Ceylan'ın emirleri doğrultusunda hazırladığını öne süren teğmen Birinci, "Rütbelilerden oluşan bir manga hazırlama emri verildi. Ben de kendi bataryamdan 6 rütbeli askeri aldım. Eksik olunca diğer bölüklerden askerler alarak mangayı hazırladım. O gece mangayla valiliği koruyabileceğimiz söylendi. Mangada bulunan bir uzman çavuş bana, 'Olaylar farklı yerlere gidiyor' dediğinde ben de ona 'Birilerine ateş edecek değiliz. Çıkmak zorunda kalırsak, kimseye ateş etmeyeceğiz. İnsanlara, onlara yanında olacağımızı söyleyeceğiz. Gerekirse megafonla bağırıp bunu halka söyleriz' dedim. Kimin ne olduğunu bilemiyorduk. F-16'ların bombalar attığını izledik. Bundan sonra emir almadan sıkıntı yaşayacağımızı düşünerek, mangayı dağıttım. KOKTOD (Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi) düzenine valilik binasını korumak için geçildiğini düşündüm. Bizim nerede yer alacağımızı bilemedim. Devletin bekası için ölüme gitmekten korkmayız. En mantıklısı mangayı dağıtmak diye düşündüm" diye konuştu.
Mahkeme başkanının 'Komutanın emri olmadan nasıl mangayı dağıttın. Bu bir çelişki değil mi?' şeklindeki sorusu üzerine teğmen Birinci, "Evet bu bir çelişki haklısınız, içimden geleni yaptım. En iyisi bu diye düşündüm" dedi.
CEPHANELİKTEN 800 MÜHİMMAT ÇIKARILDI
15 Temmuz gecesi cephanelikten 800 adet mühimmat çıkarmakla suçlanan tutuksuz sanıklardan ikmal astsubayı Ahmet Üney de mühimmatları yarbay Ceylan'ın talimatıyla çıkardığını ifade ederek, "Cephanelikteki bana ait olan bölümden 800 adet mühimmat çıkardım. Mühimmatları araçtan alıp silahların sarjörlerine doldurduk. 5 sarjör, 5 hücum yeleğine yerleştirildi. Biz bu işlemleri yaparken yarbay Ceylan da görüyordu. Sarjörlerin olduğu iki hücum yeleği yarbay Ceylan'ın aracına konuldu. Şimdi bu nedenle yargılanıyorum" şeklinde konuştu.
Mahkeme, tanıkların dinlenmesi için yarına ertelendi.
09.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
9 Mart'ta Bolu Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, geniş güvenlik önlemleri altında getirilen tutuklu sanıklar, meslekten ihraç edilen Bolu 2. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer, Yarbay Veli Ceylan ve Yüzbaşı Nuri Kıyak ile tutuksuz sanıklar Yarbay Murat Gelen, üsteğmenler Burak Civelek ve Ümit Birinci ile astsubay Ahmet Üney katıldı.
Duruşmada, dönemin Düzce İl Jandarma Komutanı Bilal Güvenir'in tanık olarak dinlenilmesinin ardından, eski Bolu İl Jandarma Komutanı Türker Yılmaz'ın da tanıklığına başvuruldu.
Darbe girişiminin yaşandığı gün saat 22.30 sıralarında komutan yardımcısının arayarak, emir geldiğini söylemesi üzerine onu konutuna çağırdığını anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
'Bana emri getirdi. Emre baktıktan sonra, hemen alaya hareket ettik. Bu esnada Vali Bey aradı ve neler olduğunu sordu. Ben de mesajı yeni aldığımı ve incelemeye fırsat bulamadığımı söyledim. Araçla alaya doğru ilerlerken, Tugay Komutan Vekilimiz Albay Cahit Tirindaz telefonla arayarak, emir gelip gelmediğini sordu. Ben de geldiğini ve onunla alayda buluşmamızı söyledim. Bu arada Ankara'da bulunan bağlı olduğumuz Bölge Komutanını arayarak, durumu bildirdim. Bu emri uygulamanın saçma olduğunu söyledim. O da aynı şeyi söyledi.'
Güneşer'in kendisini arayarak, sıkıyönetim komutanı olduğunu, Bolu'ya gelmek üzere yola çıktığını söylediğini aktaran Yılmaz, ayrıca vali ve belediye başkanına görevden el çektirilmesi, gerekirse gözaltına alma emri verdiğini söyledi.
Yılmaz, Güneşer'in kendisini yeniden arayarak ne işlem yapıldığını sorduktan sonra birtakım emirler verdiğini belirterek, 'İsmail Güneşer, bana, belediye başkanının ve valinin yerine birilerini araştırmamı söyledi. Ben konuyu yeniden geçiştirerek telefonu kapattım. Bu esnada Tirindaz'a, tugaya giderek birliğe sahip olmasını, münferit hareket eden kişilerin olabileceğini, onları engellemesini söyledim. Alaya, hiçbir görevi olmamasına rağmen, eski Tugay Komutan Yardımcısı Aziz Çetinkaya geldi. Bir süre orada bekledik.' diye konuştu.
Mahkeme heyetinin, neden valiliğe geçmek yerine alayda beklediğini sorması üzerine Yılmaz, 'Benden habersiz hareket edilmesini önlemek amacıyla birliğimde bekledim. O nedenle valiliğe gitmedim.' dedi.
Yılmaz, bazı sanıkların, ' Türker Yılmaz ile Cahit Tirindaz'ın gecenin ilerleyen saatlerine kadar birlikte bekleyerek, darbenin gerçekleşip gerçekleşmeme durumuna göre hareket ettiği' iddiasını soran mahkeme heyetine, böyle bir niyetinin olmadığını amacının birliğine sahip çıkmak olduğunu savundu.
Mahkeme heyetinin 'Vali Bey'e tugayda birtakım hareketlilikler olduğunu, hatta 'araç bin emri' bile verildiğini söylemişsiniz. Bunun yanı sıra Güneşer'in 'vali ve belediye başkanına el çektir' emrini, Vali Bey'e çok sonra bildirmişsiniz. Bu doğru mu?' sorusu üzerine Yılmaz, 'araç bin' şeklinde bir emir verilip verilmediği konusunda bir şey söylemediğini, 'Güneşer'in emrini ise kalabalıktan uzak bir yerde sakin ortamda' söylediğini ifade etti.
Paralel yapı-02 Şubat (2017) 'Bolu Darbe Yapılanması 10 sanık' davası
(11 Mart 2017, 13:46)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: