İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan ve 270 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
26.02.2017 11:11 İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan ve 270 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
21.02.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki duruşma salonunda, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen oturumda, tutuklu ve tutuksuz sanıklardan bir bölümüyle taraf avukatları hazır bulundu.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada tutuksuz sanık üsteğmen Burak Bursa, 2016 yılında Kara Harp Okulu takım komutanı olarak Menteş Askeri Kampında görevlendirildiğini, 15 Temmuz günü de hastaneye giden askeri aracın komutanı olarak görev yaptığını anlattı.
Görev yaptığı gece darbe girişimine dair söylentileri duyunca telefonundan haberlere baktığını söyleyen Bursa, olayların bir terör olayı olabileceğini düşündüğünü ileri sürdü.
Bursa, o gece Ankara'ya gitmek için gece yola çıktıklarını ancak bir süre sonra konvoyun polisler tarafından durdurulduğunu söyleyerek hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini ifade etti.
Tutuksuz sanık Üsteğmen Ömer Burak Tulun, 15 Temmuz akşamı Menteş Askeri Kampı'nda Harbiyeli öğrencilerle gece atışında olduklarını ve Üsteğmen Ruhi Yılmaz'ın telsizinden tüm personelin arazide kalacak şekilde çantalarını hazırlayarak çadırlar bölgesinde toplanması talimatı geldiğini ifade etti.
Tulun, çadırlar bölgesine gittiklerinde askeri öğrencilere silahların dağıtıldığını ve kendilerine Ankara'ya intikal edeceklerinin söylendiğini belirterek, 'Saat 02.00'de askeri kamptan yola çıktık. Urla Çeşmealtı'ndaki polis noktasında polis bizi durdurdu. Polislerle 3. Tabur Komutanı Piyade Kurmay Yarbay Akif Açıkgöz muhatap oldu. Bir süre sonra konvoyla beraber geri döndük. Darbe ile ilgili bu süreçte hiçbir emir almadık ve söylem duymadık. Duysaydım bu emre karşı gelirdim. Bizlere İzmir Adnan Menderes Havalimanı'ndan Ankara'ya intikal edeceğimiz belirtildi.' şeklinde ifade verdi.
Tutuksuz sanık uzman çavuş Gökhan Gök ise darbe gecesi saat 23.00'te üsteğmen Bilgin Kaçar'ın kendisine gelerek 'Okul komutanı Albay Kadir Canpolat 6-7 tane kalaşnikof silah ve şarjör istiyor' dediğini öne sürerek, 'Bende bunun üzerine depoya gidip silahları çıkarttık, Bilgin Üsteğmene teslim ettim. O da okul komutanına verdi. Mühimmatların birlik emniyeti için dağıtılacağı belirtildi. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum.' dedi.
Mahkeme heyeti, duruşmaya yarın devam edilmesini kararlaştırdı.
22.02.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan ve 270 sanığın yargılandığı davada tutuksuz sanıklar savunma yapmaya devam etti.
Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki duruşma salonunda, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen oturumda, tutuklu ve tutuksuz sanıklardan bir bölümüyle taraf avukatları hazır bulundu.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada eski Maltepe Askeri Lisesi Lojistik Destek Komutanlığında hizmet bölük komutanı tutuksuz sanık üsteğmen Bilgin Kaçar, nöbetçi olduğu darbe girişimi gecesi saat 22.55'de astsubay Şahin Öztürk'ün kendisini aradığını ve 'Okul komutanı albay Kadir Canpolat 7 kalaşnikof silah ve şarjör istiyor' dediğini iddia etti.
Emri okul komutanının vermesi nedeniyle yerine getirdiğini, silahları tutuklu sanık Canpolat ve 15 Temmuz günü gerçekleşen devir teslim töreninde okul komutanlığı görevini devrettiği tutuklu sanık Ufuk Gökşen'e teslim ettiğini ileri sürdü.
Silahları teslim ettikten sonra nöbet yerine döndüğünü ve Ankara'da olan eşinin kendisine darbe girişiminden bahsetmesi üzerine çok şaşırdığını anlatan Kaçar 'Silahların ne için istendiğine dair bilgim yok. Darbe teşebbüsüyle ilgili herhangi bir girişimim, bir düşüncem yok. Kanunsuz emir almadım. Alsam da uygulamazdım. Darbe ülkeyi yıllar öncesine götüren bir şeydir. Anlasam amirimi uyarırdım. Kanuna uymayan bir şey olduğunda geçmişte de amirlerimi ikaz ettiğim olmuştur. Darbe girişiminden sonra da açığa alınmadım.' ifadelerini kullandı.
Duruşmada tutuksuz sanık uzman çavuş Erkan Seçen, 10 Temmuz'da Menteş Askeri Kampında göreve başladığını ve 15 Temmuz akşamı revirde nöbetçi olduğunu ifade etti.
Seçen, 15 Temmuz gecesi televizyonda Boğaziçi Köprüsü'ndeki olayları gördüğünü ve terör eylemi olduğunu düşündüğünü belirterek, gece Harbiyeli öğrencilerin Adnan Menderes Havalimanına götürüleceğini ve kendisinin de onlara refakat edeceği yönünde emir geldiğini ileri sürdü.
Seçen, emirle birlikte konvoyun arkasında yer almak üzere ambulansa geçtiğini belirterek, 'Çıkmamıza 15-20 dakika kala kamuflajlı bir komutan geldi. Bana 'Herhangi bir sağlık durumunda seni ararlar' dedi. Yeni başladığım için komutanı tanımıyorum. Hareket ettik. Konvoyun en son aracıyım. Konvoy bir süre sonra durdu ve döndü. Ben de birliğime girdim.' ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Coşkun Şahin, tümgeneral Mustafa İlter'in emir astsubayı olarak görev yaptığını darbe gecesi İstanbul'da askeri bir hareketlilik olduğuna dair duyumlar alması üzerine makama gittiğini kaydetti.
İlter'in de makama ulaştığını, o sırada Harekat Yıldırım koduyla sıkıyönetim direktifinin geldiğini ileri süren Şahin, İlter'in emri incelemeye başladığını ve sahte olabileceğini düşünerek birlik komutanlarına tedbir almaları için emir verdiğini iddia etti.
Şahin, 'Olay gecesi emir astsubayın yapması gereken telefon operatörü ile ilgilenme ve makam açma gibi şeyler yaptım. Mustafa İlter bana özel bir emir vermedi. Emir astsubayın görev tanımında olanları yaptım. Evimde yapılan aramalarda bir şey bulunamamıştır.' dedi.
Tutuklu sanıklardan eski Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Süleyman Manka ise darbe girişimine dair haberleri duyduktan sonra komutanlığa gittiğini ve gelen sıkıyönetim direktifine ilişkin subaylarla fikir mütalaası yaptıklarını ileri sürdü.
Manka, 'Direktif doğru kanaldan gelmiş ancak ifade ve tarz açısından emin olamadık. Gelen emir benim masamda kaldı, hiçbir personele gösterilmedi. Kalkışmaya katılmadım. Bin 500 personelden kimse katılmamıştır. Gemi ve personel çıkışı olmamıştır. O gece birliklerin içten ve dıştan güvenliklerini sağlamak amacıyla tedbirler alınmıştır.' ifadelerini kullandı.
Manka, mahkeme başkanının gizli tanıkların kendisine yönelik suçlamalarını yanıtlarken kısa süreli baygınlık geçirdi. Sağlık ekibi tarafından duruşma salonundan çıkartılan Manka'nın savunmasına yarın devam edileceği belirtildi.
Mahkeme heyeti, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde 2017/6 dosyasında yargılaması devam eden dosyanın sanığı Fatih Öztoprak'ın dosyası ile İzmir 2.Ağır Ceza'da devam eden mahkeme dosyası arasında fiili, şahsi ve hukuki irtibat bulunduğundan dosyaların birleştirilmesine karar verdi.
23.02.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan ve 270 sanığın yargılandığı davanın öğleden önceki oturumunda, tutuklu sanıklardan eski Ege Deniz Bölge Komutanı Süleyman Manka savunmasına devam etti.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü oturumunda, tutuklu ve tutuksuz sanıklardan bir bölümüyle taraf avukatları hazır bulundu.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada, tuğamiral rütbesindeyken TSK'dan ihraç edilen tutuklu sanık eski Ege Deniz Bölge Komutanı Süleyman Manka, 'Kuzgun' kod adlı gizli tanığın ifadesine göre, '(İhsan) kod isimli örgüt mensubuyla onun evinde darbe öncesi görüşme yaptığı' iddialarına ilişkin savunma yaptı.
Manka, 2014 Eylül ayından sonra psikolojik problemlerinin artması nedeniyle soyismini bilmediği Sami isimli bir psikologdan tedavi aldığını ve isminin daha sonra Hasan Coşkuner olduğunu öğrendiği, FETÖ soruşturmasında tutuklu sanık 'İhsan' kod isimli kişiyle psikolog Sami aracılığıyla tanıştığını ileri sürdü.
Tanıştıktan sonra 'İhsan' kod adlı kişiyle görüşmeye devam ettiklerini anlatan Manka, şöyle konuştu:
'İhsan, beni ve gizli tanık 'Kuzgun'u İzmir'deki evine çağırdı. Bana burada Genelkurmay Başkanlığının sıkıyönetim ilan edeceğini, tarihin belli olmadığını ve bana bu konuda bir emir verilebileceğini söyledi. Bana 'Türk Silahlı Kuvvetleri sıkıyönetim ilan edecek, görev alabilir misin' dedi. Konuyla ilgili sorular sordum ancak sorularıma yanıt alamadım. İhsan bana 'Ankara'ya gidersek daha fazla bilgi alınabilir.' dedi. Kafam karıştı. İşin adını koyamadım. Kesinlikle böyle bir şey yapmayacağımı söyledim. Emir dahi gelse böyle bir faaliyetin içerisinde olmayacağımı söyledim. Sıkıyönetim diye geçti, darbe diye geçmedi. Belirginlik yoktu. Kafamda oturtamadım. Belirsizlik vardı. Devamında hiçbir baskı ve öneri gelmedi. Sonra İhsan'ın evinden ayrıldım.' ifadelerini kullandı.
Manka, sonrasında sorularına cevap alabilmek için gizli tanıkla Ankara'ya gittiklerini, burada bir evde tanımadığı 3 kişinin bulunduğunu, ilk başta buranın bir polis ortamı olabileceğini düşündüğünü söyledi. Buradaki 3 kişiden birisinin kendisine, 'Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının başta olacağı bir sıkıyönetim ilan edileceğini ve kendisine de görev verilebileceğini' söylediğini ancak kendisinin bunu reddettiğini ve durumdan çok rahatsız olduğu için iki kere tuvalete giderek ortamdan kaçmaya çalıştığını öne süren Manka, şöyle devam etti:
'Şahıslar (selamlaşmak için) bana ellerini uzatırken isimlerini söylemişlerdir belki ama ben hatırlamıyorum. Ankara'ya gitme sebebim kafamın karışması, ne olduğunu anlamaya çalışmak. Ne konuşulacağını, ne teklif edileceğini öğrenmek için gittim. Eğer kabul etseydim planla ilgili bir şeyler söylenecekti. Reddettikten sonra hiçbir soruma cevap alamadım. Kişilerin kim olduğunu tahmin edemiyorum. FETÖ üyesi olmaları yüksek.'
Mahkeme Başkanı tatmin edici bulmadı
Manka, Mahkeme Başkanının, ifadelerini tatmin edici ve inandırıcı bulmadığını belirterek, neden buna karşı bir eylem içine girmediğini sorması üzerine, o gün orada ciddiyetsiz bir ortam gördüğünü ve 2016'da darbe olabileceğini düşünmediği için bir eylemde bulunmadığını iddia etti.
Darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz akşamı, eski İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanı Ömer Faruk Harmancık'ın aradığını belirten Manka, bu görüşmeye ilişkin şunları anlattı:
'Bana Genelkurmay Başkanlığının sıkıyönetim ilan edeceğini söyledi ve sıkıyönetim emri için 'Ya yayınlandı ya da yayınlanıyor' dedi. 'Birlik personelini toplayabilecek misiniz' diye sordu. Ben 11'e doğru nöbetçi amirimi aradım. Sıkıyönetim direktifini söyledi. Birliklerin emniyete alınması emrini verdim. Yola çıktım. Birliğe girdim. Emri gördüm. Emrin doğru kanaldan geldiğini tespit ettik. İfade tarzı nedeniyle emrin yanlış olduğunu düşündüm. Emir benim masamda kaldı. Gerekli personelin birliğe gelmesini, güvenlik tedbirlerinin alınması için emir verdim.'
Davanın öğleden sonraki oturumunda, tutuklu sanıklardan eski Edremit/19. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Nihayet Ünlü savunma yaptı.
Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki duruşma salonunda, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen oturuma, iddia makamını temsilen İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Doğru, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada tuğgeneral rütbesindeyken TSK'dan ihraç edilen tutuklu sanık eski 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Nihayet Ünlü, savunmasında suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini belirterek, darbe girişimi gecesi Genelkurmay Başkanlığından gelen sıkıyönetim direktifine açıkça karşı koyduğunu ileri sürdü.
Ünlü, normal şartlarda 16 Temmuz - 6 Ağustos 2016 tarihleri arasında yıllık izin kullanacağını, Ankara'daki yeğeninin arayarak uçakların ateş ettiğinden bahsettiğini, daha sonra 'Harekat Yıldırım' kodlu sıkıyönetim direktifi geldiği için komutanlığa çağrıldığını ileri sürdü.
Konuyla alakalı Kara Kuvvetleri Harekat Merkezini aradığını ancak bilgi alamadığını iddia eden Ünlü, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep'in kendisini darbe girişimi gecesi saat 23.00'de aradığını 'Tugayına sahip çık, emrim olmadan birlikler hareket etmesin' dediğini öne sürdü.
Ünlü, Yurtta Sulh Konseyi sıkıyönetim direktifini incelediğinde yasa dışı olduğunu gördüğünü ve rütbeli personele 'Orgeneral Abdullah Recep'ten alınacak emirler uygulanacak. Gerekli tedbiri alın. Dışarıya asker çıkmayacak' dediğini iddia etti.
Orgeneral Recep'ten saat 03.00'te 'Türkiye çapında askeri disipline aykırı eylemler gerçekleştirildiği ve Ege Ordu Komutanlığında böyle bir harekete müsamaha gösterilmeyeceğine dair' emir geldiğini belirten Ünlü, sıkıyönetim direktifinin dinlenilmemesi yönünde uğraştığını ileri sürdü.
Ünlü, gece saatlerinde eski Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı tutuklu sanık Tümgeneral Memduh Hakbilen'in kendisini aradığını 'Bergama'daki tankları alarak İzmir'e intikal ettirmesi' yönünde emir verdiğini iddia etti.
Orgeneral Recep'in bu emre karşı çıktığını ve 'Benim Memduh Hakbilen diye bir kurmayım yok' dediğini ileri süren Ünlü, 'Gece boyunca Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep ile irtibatımı devam ettirdim. Kendisine 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığında ordu emrine aykırı bir harekette bulunulmadığını belirttim. Bana 'Atatürk'ün tugayı böyle olmalı işte' dedi. 19. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığındaki birlikler sıkıyönetim direktifini dinlemeyerek darbe girişimini engelleyen birliklerdir.' ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk haline karar vererek, duruşmayı pazartesi gününe erteledi.
İDDİANAME
İzmir'de FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan bin 300 sayfalık iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
İddianamede, Fetullah Gülen'in 'birinci' şüpheli olduğu 267 sanığa 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlamaları yöneltilmişti.
Daha sonra hazırlanan ek iddianameyle 3 kişinin daha dosyaya eklenmesiyle sanık sayısı 270'e yükselmişti.
Sanıklar arasında, tamamı Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ihraç edilen, 'yurtta sulh konseyi'nce Manisa ve İzmir'de sözde 'sıkıyönetim komutanı' ilan edilen tutuklu sanıklar Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen, NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Salih Sevil, Bornova 57. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmed Nuri Başol, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız, Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur, Hava Teknik Okulları Komutanı Tümgeneral Ahmet Cural, Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı Tümgeneral Mustafa İlter, İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Osman Nadir Saylan, Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Süleyman Manka, Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Veyis Savaş ile Gaziemir Hava Sınıf Okulları Komutanı Tuğgeneral Ersal Ölmez de bulunuyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'İzmir Darbe Yapılanması 270 sanık' davası
(26 Şubat 2017, 11:11)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: