Şamil Tayyar gibi iddianameye girerek kamuya malolmuş bir görüşmeyi yayınlamaktan mahkum olmak yargı tarihinde bir ilk olsa gerek. Bu kararın yorumu şu olabilir: Yargı, yargıya meydan okuyor. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu´nda sonuçsuz kalan girişimin devamı gibi bu karar. Aslında Ergenekon savcılarının mahkum edildiği gerçeğini kabul etmemiz gerekir. Çünkü bu kararla iddianamenin bir suç işlediği kabul ediliyor. Şamil Tayyar kendi çabasıyla bir bilgi, belge elde etmemiş, telefon dinlememiş, bir Ergenekon zanlısının telefon dinleme kayıtlarını iddianameden alarak yayınlamış. Bu yüzden böylesi bir cezaya çarptırılmasını anlamak ve kabul etmek mümkün değil. Şamil görünen o ki, yargı sisteminin kendi iç çatışmalarının kurbanı oldu. Emekli generaller ile kimi muvazzaf subayların ve merkez medyanın anlı şanlı kabul ettiği kimi şahsiyetlerin bu davada darbecilik iddiasıyla sanık olmasından duyulan rahatsızlık bu kararla su üstüne çıkmış oldu. Önce değiştirmek istediler, olmadı. Sonra iddianameyi mahkum ettiler. Bu Şamil Tayyar´ın mahkumiyet kararı değildir, Ergenekon savcılarının mahkumiyet kararıdır. Yargı sisteminin içinde bulunduğu durumu bütün çıplaklığıyla ortaya koyması açısından önemli bir karardır ve davanın Yargıtay aşamasıyla ilgili önemli ipuçları vermektedir.
Şamil Tayyar´ın şahsında Ergenekon savcılarını mahkum ettiler
Şamil Tayyar gibi iddianameye girerek kamuya malolmuş bir görüşmeyi yayınlamaktan mahkum olmak yargı tarihinde bir ilk olsa gerek. Bu kararın yorumu şu olabilir: Yargı, yargıya meydan okuyor. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu´nda sonuçsuz kalan girişimin devamı gibi bu karar. Aslında Ergenekon savcılarının mahkum edildiği gerçeğini kabul etmemiz gerekir. Çünkü bu kararla iddianamenin bir suç işlediği kabul ediliyor. Şamil Tayyar kendi çabasıyla bir bilgi, belge elde etmemiş, telefon dinlememiş, bir Ergenekon zanlısının telefon dinleme kayıtlarını iddianameden alarak yayınlamış. Bu yüzden böylesi bir cezaya çarptırılmasını anlamak ve kabul etmek mümkün değil. Şamil görünen o ki, yargı sisteminin kendi iç çatışmalarının kurbanı oldu. Emekli generaller ile kimi muvazzaf subayların ve merkez medyanın anlı şanlı kabul ettiği kimi şahsiyetlerin bu davada darbecilik iddiasıyla sanık olmasından duyulan rahatsızlık bu kararla su üstüne çıkmış oldu. Önce değiştirmek istediler, olmadı. Sonra iddianameyi mahkum ettiler. Bu Şamil Tayyar´ın mahkumiyet kararı değildir, Ergenekon savcılarının mahkumiyet kararıdır. Yargı sisteminin içinde bulunduğu durumu bütün çıplaklığıyla ortaya koyması açısından önemli bir karardır ve davanın Yargıtay aşamasıyla ilgili önemli ipuçları vermektedir.
Şamil Tayyar basın dünyasında adını en çok Ergenekon davasıyla duyurdu. Hep iyi gazeteciydi ama Ergenekon davası sürecini çok yakından izledi, çok emek verdi. Bu konuda kitaplar yazdı. Şamil şimdi bu davayla ilgili yazdığı bir yazı yüzünden mahkum oldu. Hem de 1 yıl 6 ay gibi ağır bir cezaya çarptırıldı. Suçu Ergenekon İddianamesi´nde yer alan bir telefon görüşmesini yayınlamak. İddianameye girerekkamuya malolmuş bir görüşmeyi yayınlamaktan mahkum olmak yargı tarihinde bir ilk olsa gerek.
Bu kararın yorumu şu olabilir: Yargı, yargıya meydan okuyor. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu´nda sonuçsuz kalan girişimin devamı gibi bu karar. Mantıki bir yürütme yapsak ve Şamil´in iddianamenin tamamını günlerce köşesinde yayınladığını farz etsek mesela. Mahkeme kayıtlarına girmiş Tuğrul Türkeş-Güler Kömürcü görüşmesini de bu arada yayınlamış olacaktı. O zaman da iddianameyi yayınlamaktan dolayı mı suçlu bulunacaktı. Eğer bu kararı kabul edersek, aslında Ergenekon savcılarının mahkum edildiği gerçeğini kabul etmemiz gerekir. Çünkü bu kararla iddianamenin bir suç işlediği kabul ediliyor. Şamil Tayyar kendi çabasıyla bir bilgi, belge elde etmemiş, telefon dinlememiş, bir Ergenekon zanlısının telefon dinleme kayıtlarını iddianameden alarak yayınlamış. Bu yüzden böylesi bir cezaya çarptırılmasını anlamak ve kabul etmek mümkün değil. Şamil görünen o ki, yargı sisteminin kendi iç çatışmalarının kurbanı oldu. Emekli generaller ile kimi muvazzaf subayların ve merkez medyanın anlı şanlı kabul ettiği kimi şahsiyetlerin bu davada darbecilik iddiasıyla sanık olmasından duyulan rahatsızlık bu kararla su üstüne çıkmış oldu. Önce değiştirmek istediler, olmadı. Sonra iddianameyi mahkum ettiler. Bu Şamil Tayyar´ın mahkumiyet kararı değildir, Ergenekon savcılarının mahkumiyet kararıdır. Yargı sisteminin içinde bulunduğu durumu bütün çıplaklığıyla ortaya koyması açısından önemli bir karardır ve davanın Yargıtay aşamasıyla ilgili önemli ipuçları vermektedir.
Eğer telefon görüşmelerini yayınlamak suç ise büyük gazetelerin kapatılmış olması gerekirdi, çünkü yıllarca her türlü telefon görüşmesini yayınladılar. Yargı, hukuku kararlarıyla oluşturur ve buna içtihad denilir. Kararlarını siyasi atmosfere göre verdiği izlenimi oluşan bir yargı sistemi, mülkün temeli olamaz. Hukuk her şart ve koşulda bağımsız ve yansız olmak zorundadır. Türkiye´de şu anda yansızlık konusunda sınırlarını zorladığını söyleyebiliriz. Yargının yansızlığını başta cumhurbaşkanlığı seçimi, başörtüsü yasağı gibi kritik konularda kaybettiğine tanık olduk. Şimdi de Ergenekon dava sürecinde buna tanıklık ediyoruz. Şamil´in mahkumiyet kararının Türkçesi budur.
(20 Eylül 2009, 22:20)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergun Babahan, Star
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
HSYK üzerinden Ergenekon davasını akamete uğratma çabaları