İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın FETÖ'nün Marmara Üniversitesi'ndeki akademik yapılanmasına ilişkin hazırladığı iddianame mahkemece kabul edildi. Aralarında yardımcı doçentlerin de bulunduğu 15'i tutuklu 40 şüpheli hakkında 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. İddianamede örgütün sadece Marmara Üniversitesi'ndeki değil üniversitelerdeki genel akademik yapısına dair de dikkat çekici bilgiler verildi. FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçlarına ulaşabilmek için üniversitelerde en katı şekilde örgütlendiği vurgulanan iddianamede, Türkiye'de 17 üniversitenin bizzat örgüt tarafından kurulup faaliyete geçirildiği, bunların 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı hatırlatıldı. Örgütün yurt dışında kurduğu üniversitelerinin adlarının da sıralandığı iddianamede, FETÖ'nün sadece kapatılan üniversiteleri değil liderinin talimatı ile tüm kamu üniversitelerini ele geçirmek için örgütlendiği kaydedildi.
04.02.2017 14:24 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından FETÖ'nün akademik yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında örgütün Marmara Üniversitesindeki yapılanmasına yönelik tamamlanan iddianame İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
30 Ocak'taki gelişmeye göre, iddianamede FETÖ'nün akademik yapılanmasına ilişkin önemli bilgilere yer verildi.
'FETÖ, TÜRKİYE'DE 17 ÜNİVERSİTE KURDU'
İddianamede, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçlarına ulaşabilmek için üniversitelerde katı bir şekilde örgütlenme içine girdikleri ve Türkiye'de bizzat örgüt tarafından kurulup faaliyete geçirilen 17 üniversitenin bulunduğu belirtildi. Bu üniversitelerin de 23 Temmuz 2016 tarihinde yayımlanan kararname ile kapatıldığı kaydedildi.
FETÖ'NÜN YURTDIŞINDAKİ ÖZEL ÜNİVERSİTELERİ
Yine iddianamede, FETÖ'nün yurtdışında faaliyet gösterdiği üniversitelere de yer verildi. İddianameye göre söz konusu üniversiteler şöyle; Amerikan İslam Üniversitesi ve Uluslararası Virginia Üniversitesi, Arnavutluk / Bedir Üniversitesi, Azerbaycan / Kafkas Üniversitesi, Gürcistan / Uluslararası Karadeniz Üniversitesi, Kazakistan / Süleyman Demirel Üniversitesi, Kırgızistan / Atatürk-Alatoo Üniversitesi, Türkmenistan / Halkara Türkmen-Türk Üniversitesi, Romanya / Güneydoğu Avrupa Lumina Üniversitesi, Bosna-Hersek / Burç Üniversitesi, Irak / Işık Üniversitesi.
'KAMU ÜNİVERSİTELERİNDE DE ÖRGÜTLENDİLER'
İddianamede FETÖ'nün özel üniversiteler dışında ele geçirmek için kamu üniversitelerinde de örgütlendikleri belirtilerek, 'Üniversitelerde; üniversite, fakülte, yüksekokul ve enstitü imamları olarak yapılanmış olup, bu bünyeler içerisindeki örgüt üyeleri bu imamlara bağlı olarak örgütsel faaliyet yürütmüşlerdir. Üniversitelerde okuyan öğrenciler için örgüt tarafından öğrencilerin kaldığı evler ve yurtlar tahsis edilmiş, bu evler ve yurtlarda öğrenci abileri ve ablaları tarafından örgütsel eğitim verilip, denetime tabi tutulmuşlardır' denildi.
'11 YIL İÇİNDE 8 BİN 500 AKADEMİSYEN YERLEŞTİRİLDİ'
Örgütün akademik kadrolara kendi mensuplarını yerleştirmek için Akademik Lisans Üstü Eğitim Sınavı (ALES) sorularını ele geçirdiği ve örgüt üyelerine sızdırdığı belirtilen iddianamede örgütün çalınan bu sorular sayesinde kamu üniversitelerine 2002-2013 yılları arasında 8500 civarında akademisyen yerleştirildiğinin tahmin edildiği ifade edildi.
'2009 ALES'DE 2 YANLIŞI OLAN ADAY SAYISI 20 BİN 290'
İddianamede ÖSYM verilerine de yer verildi. Buna göre, 2005'de ALES sınavına giren 226 bin adayın yüzde 0,1'i soruları tam ya da 2 eksik ile tamamlarken, 2009 yılında sınava giren 226.000'e yakın adaydan yüzde 9'unun tam puan aldığı, yalnızca 2 yanlışı olan aday sayısının 20.290 olduğu tespitine yer verildi.
REKTÖRLÜK, FETÖ'YLE İLİŞKİLİ OLAN AKADEMİK LİSTE SUNDU
15 Temmuz darbe girişimi sonrası Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından FETÖ ile irtibatı bulunan akademik personel hakkında bilgi istenmesi üzerine, Marmara Üniversitesi Rektörlüğü tarafından gönderilen liste üzerine soruşturmanın başlatıldığı hatırlatılan iddianamede, haklarında delil toplanan 15 şüpheli hakkında 'Terör örgütü üyeliği' suçundan soruşturmanın başlatıldığı belirtildi. Diğer şüphelilerin dosyasının ise ayrıldığı kaydedildi.
TÜM ŞÜPHELİLERİN BYLOCK KULLANDIĞI TESPİT EDİLDİ
İddianamede, şüphelilerin tamamının örgütün gizli haberleşme programı olan 'ByLock' programını kullandıklarının tespit edildiği, örgütün çağrısı üzerine Bankasya'ya yeni hesap açtıkları ya da açılmış olan hesaplara para yatırdıkları, yine örgüt çağrısı üzerine Digitürk platformundan üyeliklerini çektikleri belirtildi. Şüphelilerden 10'nun meslekten ihraç edildiği, 5'nin de açığa alındığı belirtilen iddianamede tüm şüpheliler hakkında, 'Terör örgütü üyeliği' suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
İddianame İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Diğer Detaylar
İddianamede, Marmara Üniversitesi Rektörlüğünce, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürütülen çalışmalar neticesinde, örgütle bağı, iltisakı veya irtibatı mevcut ya da anılan örgüte destek veya müzahereti olduğu şüphesi bulunan personellere ait liste tanzim edilerek Başsavcılığa gönderildiği ve sanıklar hakkında 'FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan soruşturma başlatıldığı anımsatıldı.
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçlarına ulaşabilmek için üniversitelerde en katı şekilde örgütlendiği vurgulanan iddianamede, Türkiye'de 17 üniversitenin bizzat örgüt tarafından kurulup faaliyete geçirildiği, bunların 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı hatırlatıldı.
Örgütün yurt dışında kurduğu üniversitelerinin adlarının da sıralandığı iddianamede, FETÖ'nün kapatılan üniversiteler dışında liderinin talimatı ile tüm kamu üniversitelerini ele geçirmek için örgütlendiği kaydedildi.
''Yükseköğretim Kurumu örgütlenmesine paralel bir yapı olarak kendi örgütlenmelerini her üniversitede oluşturmuşlardır.'' tespiti yapılan iddianamede, örgütün, üniversitelerde; üniversite, fakülte, yüksekokul ve enstitü imamları olarak yapılandığı, bu bünyeler içerisindeki örgüt üyelerinin bu imamlara bağlı örgütsel faaliyet yürüttükleri anlatıldı.
Üniversitelerde okuyan öğrencilerin, kendilerine tahsis edilen evler ve yurtlarda 'öğrenci abileri' ve 'öğrenci ablaları' tarafından örgütsel eğitim verilerek denetime tabi tutuldukları vurgulanan iddianamede, ''Işık evlerinden, dershanelerden yetiştirilen öğrenciler örgütün istediği bölümler için üniversiteye hazırlanmış, üniversite sınavlarında bu bölümlere girebilmeleri için her türlü sınav yolsuzluğu yapılmıştır. Üniversiteye giren bu öğrenciler örgütün üniversite imamları tarafından korunmuş ve örgüt hiyerarşisi içerisinde ileride tayin edilecek görevler için özel olarak yetiştirilmiştir.'' denildi.
'Örgütün 11 yılda 8 bin 500 akademisyen yerleştirdiği tahmin ediliyor'
İddianamede, üniversite sonrası yüksek lisans, doktora, yurt dışı eğitimleri almak için her türlü hukuk dışı yollar kullanıldığı, örgütün akademik kadrolara kendi üyelerini yerleştirmek için Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sorularını ele geçirerek örgüt üyelerine sızdırdığı belirtildi.
Yüksek lisans, doktora ve ALES sınavlarında çaldığı sorular sayesinde üniversitelere 2002-2013 yılları arasında 8 bin 500 civarında akademisyen yerleştirildiğinin tahmin edildiği aktarılan iddianamede, ÖSYM verilerine göre 2005'te ALES sınavına 226 bine yakın adayın girdiği, bu adayların yüzde 0,1'inin soruları tam ya da 2 eksik ile tamamladığı, 2005'te ALES'te tam yapanların sayısı 100 iken, bu rakamın 2009 yılında tam 200 kat arttığı anlatıldı. İddianamede, 2009'da sınava giren 226 bine yakın adayın yüzde 9'unun tam puan aldığı kaydedilerek, FETÖ/PDY silahlı örgütünün neredeyse bütün sınavlarda hırsızlık yaptığı, 2009 yılında ALES'te yalnızca 2 yanlışı olan aday sayısının 20 bin 290 olduğunun belirlendiği aktarıldı.
Örgütün hakimiyetinin etkin olduğu taşra üniversitelerinde akademik kadrolara yerleştirilen örgüt üyelerinin daha sonra büyük üniversitelere geçişinin sağlandığı, böylece bütün kamu üniversiteleri adeta örgütçe kuşatıldığı anlatılan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
''Üniversite rektörlük seçimlerinde örgüt her üniversitede ya örgüt üyesi rektör adayını ya da örgüte yakın olan rektör adayını desteklemiş, seçimlerde her türlü yöntemi kullanarak kazanmayı amaçlamıştır. Örgüt için üniversite yönetimi çok önemlidir. Üniversitenin akademik kadrosunun yanında idari kadrolarını da elinde tutmak istemiştir. Üniversiteler yüksek bütçeli kurumlar olup, bu bütçelerin örgüt mensuplarınca örgütün amaçları doğrultusunda kullanılması hedeflenmiştir. Üniversitelerde mal ve hizmet alımlarında yapılan ihalelerle örgüt üyesi kişilerin ihalelerin kazanması sağlanmıştır. Üniversiteler bir eğitim, araştırma ve bilim yuvası olarak değil, örgüte yetişmiş elaman kazandıran hücre evi, ekonomik girdi sağlayan ticarethane, ülke siyasetinde rol alan, yönetime baskı kuran, siyasi partiler gibi kullanılmıştır. Bu nedenledir ki üniversitelerdeki örgüt üyeleri yasalar çerçevesinde eğitim ve öğretim hizmeti vermekten öte örgüt talimatlarını yerine getiren örgütün amaçlarına hizmet eden birer militan gibi hareket etmişlerdir.'
10 şüpheli meslekten ihraç, 5'i de açığa alınmış
Sanıkların eylemlerinin tek tek sıralandığı iddianamede, sanıklar hakkındaki 'ByLock, Bank Asya hesap hareketleri ve Digitürk'ten ayrılma (örgüt talimatı üzerine)'' ve sosyal medya paylaşımları ile elde edilen diğer delillere yer verildi.
İddianamede, tutuklu sanıklar araştırma görevlileri Yavuz Selim Söylemez, Emir Şahin, İbrahim Çam, Abdullah Sayın, Abdullah Başer, Ahmet Bostan, Ahmet Berk Kurtuluş, Doç. Dr. Ali Delice, Doç. Dr. Aşkın Şeker, Beyza Gürcü, Yrd. Doç. Dr. Gerçek Şahin Yücel, Doç. Dr Hakan Kaptan, İbrahim Gür, okutman İbrahim Selçuk Ardıç ve Doç. Dr Yusuf Kılınç'ın örgütün haberleşme programı olan ByLock kullanıcısı olduğu belirtildi.
Sanıklardan 10'nun Kanun Hükmünde Kararname ile meslekten ihraç edildiği, 5'inin ise açığa alındığı vurgulanan iddianamede, sanıklardan ele geçirilen dijital malzemelerin inceleme işlemlerinin sürdüğü ve işlemlerin bitmesi durumunda gerekli evrakların da mahkemeye sunulacağı kaydedildi.
İddianamede, ByLock isimli programı kullanmaları, örgütün çağrısı üzerine Bank Asya'da ya yeni hesap açıp ya da açılmış hesaplara para yatırmaları, Digitürk platformundan çıkmaları ile tüm deliller ışığında sanıkların 'FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi' olduğuna ilişkin yeterli şüphenin ve delilin bulunduğu belirtilerek, sanıkların 'silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Paralel yapı-03 Kasım (2016) 'İstanbul Marmara Üniversitesi Yapılanması 40 sanık' davası
(04 Şubat 2017, 14:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: