İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, ´İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir.´ dedi. Balbay daha önce notların kendisine ait olduğunu ancak montajlanmış olabileceğini ileri sürmüştü. Mustafa Balbay ayrıca ´kendisine ait olmadığını iddia ettiği notlardan faydalanarak Cumhuriyet gazetesine yazı dizisi hazırlamıştı. Gazete, söz konusu yazı dizisini günlerce yayınlamıştı. Gözaltına alındığında el konulan bilgisayarında polis kriminal dairesince aylar süren çabalarla kurtarılan silinmiş günlükleri önüne serilip sorgulandığında ama ben bunları silmiştim diye şaşkınlığını ifade eden Balbay günlükleri kabul etmiş ancak bunların örgüt üyeliği amaçlı değil gazetecilik faaliyeti kapsamında olduğunu iddia etmişti. Özden Örnek´in de kendisine atfedilen günlükleri önce inkar edip günlüklerin kendi bilgisayarından çıktığının kriminal dairesince kesin olarak tespit edilip mahkemeye sunulması üzerine inkarından vazgeçmesini hatırlatan kriminoloji uzmanları Balbay´ın günlüklerin kendi bilgisayarından çıktığını inkarının mahkemece geçersiz kabul edileceğini, ayrıca günlükleri başta kabul edip gazetecilik faaliyeti olarak gösterme çabası gibi ve benzeri diğer emarelerin de inkarının art niyetli olduğunu gösterdiğinin mahkeme heyetince dikkate alınacağını belirtiyorlar.
Günaydın! Balbay aylar sonra ifade değiştirdi: Notlar benim değil
İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, ´İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir.´ dedi. Balbay daha önce notların kendisine ait olduğunu ancak montajlanmış olabileceğini ileri sürmüştü. Mustafa Balbay ayrıca ´kendisine ait olmadığını iddia ettiği notlardan faydalanarak Cumhuriyet gazetesine yazı dizisi hazırlamıştı. Gazete, söz konusu yazı dizisini günlerce yayınlamıştı. Gözaltına alındığında el konulan bilgisayarında polis kriminal dairesince aylar süren çabalarla kurtarılan silinmiş günlükleri önüne serilip sorgulandığında ama ben bunları silmiştim diye şaşkınlığını ifade eden Balbay günlükleri kabul etmiş ancak bunların örgüt üyeliği amaçlı değil gazetecilik faaliyeti kapsamında olduğunu iddia etmişti. Özden Örnek´in de kendisine atfedilen günlükleri önce inkar edip günlüklerin kendi bilgisayarından çıktığının kriminal dairesince kesin olarak tespit edilip mahkemeye sunulması üzerine inkarından vazgeçmesini hatırlatan kriminoloji uzmanları Balbay´ın günlüklerin kendi bilgisayarından çıktığını inkarının mahkemece geçersiz kabul edileceğini, ayrıca günlükleri başta kabul edip gazetecilik faaliyeti olarak gösterme çabası gibi ve benzeri diğer emarelerin de inkarının art niyetli olduğunu gösterdiğinin mahkeme heyetince dikkate alınacağını belirtiyorlar.
Usain Bolt gibi hızlı olmadığı doğru, yoksa günlükleri aylar sonra inkar etmezdi
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde dün yapılan İkinci Ergenekon davasının 5.duruşmasında mahkeme başkanı sanıklara söz verdi. Ergenekon´da yönetici olmakla suçlanan sanıklardan Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir. Yaz boyunca bu iddiaları araştırdım. İlk gördüğümde ´bu montaj olabilir´ demiştim. 10 yıllık notlar 2 dakika 33 saniyede oluşturulmuş görünüyor. Ben eskiden atletizmle uğraştım. Usain Bolt olsam bu kadar sürede günlük oluşturamam. Bunun kopya olduğu açıktır. Bunun delil olup olamayacağını mahkemenize bırakıyorum. Bana atfedilen notlar üzerinden başkaları da suçlandığı için bunların delil değeri taşıyıp taşımadıklarına ilişkin karar çıkartılması çok önemli.´ diye konuştu. Balbay, kendisine ´yargısız infaz´ yapıldığını savundu. Şöyle konuştu: Gazeteciliğimden hiçbir endişem yok. Yanıt veremeyeceğim hiçbir soru yok. ( Zaman)
Günlükleri nasıl sildiğini anlatmıştı
Mustafa Balbay´ın ?İddianamede yer alan ve bana atfedilen günlük adındaki notlar bana ait değildir? sözleri şaşırtıcı bulundu. Balbay kendisine ait olmadığını söylediği notlarla ilgili olarak köşesinde bunları kendi eliyle sildiğini şöyle ifade etmişti: ?2000´li yılları ileride yazacak olursam, güncel yazdığım haberlerin yeterince ışık tutacağını düşündüm. Bu notları bulundurmak artık anlamsızdı. Gazetenin bilgisayar sistemi yenilenirken arkadaşlar saklayacağım dosya olup olmadığını sordu. Bir an düşündüm ve ?yok? dedim. Notları yok hükmünde saydım. Bu anlamda başka notlarım yok.? ( Yenişafak)
´Gerilimli Yıllar´ yazı dizisine başlarken günlüklerini savunmuş ancak bazı bölümlerin sonradan eklendiğini iddia etmişti
Kimi görüşmelerim ?off the record? idi. Yani yazılmamak üzere. Darbe günlüğü tanımını reddediyorum. O günlere bir bütün olarak bakıldığında diziye ?Gerilimli Yıllar? başlığını koymak uygun düşecekti. Bu diziyle ilgili elbette kimi tarafların açıklamaları olacaktır. Öyle sanıyorum ki, gazetemiz yönetimi bunlara da yer verecektir. Medyada ?darbe günlüğü? gibi sunulan kimi notlarıma ilişkin iddialara gelince... Her şeyden önce darbe günlüğü tanımını reddediyorum. Bu notlar sorguda bana gösterilmedi. O nedenle aynen kabul etmek ya da tümünü reddetmek gibi bir yöntemi benimsemedim. Evet, ben kimi notlar tuttum. Bunlar ham halde, ileride sadece benim gözden geçireceğim şeyler olduğu için içeriği hakkında da özenli olmadığım notlardı. O nedenle benim için ve muhatapları için hukuken bağlayıcı olduğunu düşünmüyorum. Neden sildim? İleride bu dönemi bir araştırma olarak, bir kitap olarak yazabilirim düşüncesiyle aldığım bu notları neden sildim? 1- İleride 2000´li yılları yazacak olursam, güncel olarak yazdığım haberlerin bana yeterince ışık tutabileceğini düşündüm. 2- Olaylar öylesi bir hale geldi ki, bu notları bulundurmak artık anlamsız diye düşündüm. Gazetemizin bilgisayar sistemi yenilenirken arkadaşlar ?önceki dosyaların tümü siliniyor, saklayacaklarınız varsa ayıralım? dediklerinde bir an düşündüm, ?yok? dedim. Bu notların tümünü artık yok hükmünde saydım. Bu anlamda başka notlarım da yok. 3- 2007´den itibaren kendim için yeni kitap ve araştırma konuları seçtim. Son iki yılda yazdığım kitaplar (Heyecan Yaşlanmaz, 78´liler) bunun göstergesidir. Teknolojik takip artık o kadar ileri ki, yukarıda aktardığım bilgilerin ilgili merciler tarafından da hemen doğrulanabileceğini söyleyebilirim. Farklı notlar birleştirilmiş, montajlanmış, yorumlar eklenmiş... Ben bu şekilde, özel bir dosya halinde günlük tutmadım. Benim farklı zamanlarda, farklı dosyalarda yer alan kimi notlarım bir araya getirilmiş, montajlanmış, yorumlar-açıklamalar eklenmiş ve ortaya böyle bir ?günlük? çıkarılmış. Şunu da vurgulamadan geçemeyeceğim; bilgisayarıma son 10 yılda giren-çıkan yazı ve belgenin tümü yüz binlerce sayfayı bulur. Bunlardan sadece bir bölümünün çıkarılıp, özel olarak montajlanıp salt bir kesimle diyaloğumun olduğunun ortaya çıkarılmak istenmesini kabul edemem.
Özden Örnek de kendisine atfedilen günlüklerini yalanlayıp Nokta dergisini mahkemeye vermişti ama..
Nokta Dergisince yayınlanan darbe günlükleri Türkiye´de gündemi sarsmıştı. Günlükleri yazdığı iddia edilen emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek önce bu iddiayı yalanlamış ve Nokta Dergisini de mahkemeye vermişti. Ancak günlüklerin Örnek´in Deniz Kuvvetlerindeki bilgisayarından çıktığı Emniyet Kriminal dairesince kesin olarak tespit edilip sonuç mahkemeye sunulunca, Örnek, Nokta Dergisini yargılattığı davanın duruşmalarına katılmaktan vazgeçmiş ve dava zaman içinde düşmüştü.
Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt, mahkeme ifadeye çağırırsa gideriz demişlerdi
Özkök, Milliyet´e 9 Temmuz 2008´de yaptığı açıklamada da, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı, emekli Oramiral Özden Örnek´e ait olduğu öne sürülen darbe günlükleri konusunda, Darbe girişimi var da demem, yok da demem diye konuşmuştu. Balbay´a ait olduğu öne sürülen günlüklerde adı geçenlerden biri olan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt da Milliyet´e; Mahkeme çağırırsa ´gitmem´ deme lüksü yok. Hukuk çağırırsa giderim, doğru neyse onu söylerim demişti.
Hülmi Özkök´ün ifadesi de Özden Örnek ve Mustafa Balbay günlüklerini doğrulamıştı
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen üçüncü ´Ergenekon´ iddianamesinde, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök´ün tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde belirttiği bazı konuların, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek´e atfedilen günlük ile gazeteci Mustafa Balbay´dan ele geçirilen günlükte yer alan bazı hususları doğrular nitelikte olduğu kaydediliyordu. İddianameye göre, Cumhuriyet Başsavcılığınca ifadesinin alınması sırasında Özkök´e, ´3 Mart 2004 tarihinde Ankara´da ATO tesislerinde düzenlenen ´Hilafetin İlgası´ isimli panel hakkında bilginiz var mı? Bu panelin Cumhuriyet Çalışma Grubu tarafından düzenlendiğini biliyor musunuz? Özden Örnek´in günlüklerinde belirttiği gibi Kuvvet Komutanlarının bahse konu panele size sormadan gitmelerine tepki gösterdiniz mi? Panelin düzenlenmesi, desteklemesi ve katılım sağlanmasının amacı nedir? Sizin bu konuda tepkiniz ne oldu?´ soruları soruldu. Hilmi Özkök de ´toplantının yapıldığı tarihte İsveç´te resmi bir ziyarette olduğunu, döndüğünde böyle bir toplantının yapıldığını ve bu toplantıda AB aleyhine bazı konuşmaların olduğunu öğrendiğini, ancak böyle bir konuşmanın gerçekleştiği yerde Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının bulunmasından üzüntü duyduğunu, ancak bu durumu onlara ifade edip etmediğini hatırlamadığını, ayrıca kendisi yokken yerine Kara Kuvvetleri Komutanı vekalet ettiği için bu tür faaliyetler kendisinin takdiri olduğunu´ söyledi.
Hilmi Özkök: Balbay ile herhangi bir irtibatım yok, gazeteciler vasıtasıyla hükümet görevlilerine haber iletmeyi hoş karşılamam
Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´e, Mustafa Balbay´ın günlüklerine ilişkin olarak ele geçirilen dijital verilere de işaret edilerek, ´Mustafa Balbay ile irtibatınız var mı? Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde irticai faaliyetlerle mücadele eden bir birim var mıdır? Var ise bu birimin görev ve sorumlulukları nelerdir?´ soruları da yöneltildi. Özkök ´Balbay ile herhangi bir irtibatının bulunmadığını, gazeteciler vasıtasıyla hükümet görevlilerine haber iletmeyi hoş karşılamadığını, yüz yüze görüşmeyi tercih ettiğini, bilindiği gibi Batı Çalışma grubu gibi bazı uygulamaların yapıldığı iddialarının bulunduğunu, Emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu zamanında 2. Başkan olduğunu ve bu uygulamaların bazılarına gerek kalmadığı gerekçesi ile terk edildiğini ve kendi zamanında da aynı düşünce ile bu tür uygulamaların sonlandırılması gerektiğini düşündüğünü ve uygulamadan kaldırttığını, bu konuda yapılan hususları not almış olabileceklerini´ ifade etti.
3. İddianame: ´Hilmi Özkök´ün ifadeleri Özden Örnek ve Mustafa Balbay günlüklerini teyit etmektedir´
Üçüncü Ergenekon iddianamesinde, ´tanık Hilmi Özkök´ün ifadesinde belirttiği bazı konuların, Özden Örnek´e atfedilen ve Mustafa Balbay´dan ele geçirilen günlüklerde yer alan bir kısım hususları doğrular nitelikte olduğunun görüldüğü´ değerlendirmesine de yer veriliyordu.
KONTRGERİLLA BAROSU: ´BALBAY´IN GÜNLÜKLERİ GAZETECİLİK FAALİYETİ, ERGENEKON SAVCISININ SORUŞTURMASI HUKUK DIŞI´
Kontrgerillanın yargı uzantıları da Balbay´a sahip çıkıp günlükleri savunmuştu: Balbay haber verme özgürlüğü adına darbecilerden gizli bilgileri elde etmiştir!
İstanbul Barosu, 23 Mart 2009 tarihli basın açıklamasında Ergenekon soruşturmasını adeta yerden yere vurmuş ve o günlerde absında birinci gündem olan Balbay´ın günlüklerini savunmuştu: gazetecilik faaliyeti! Baro Başkanı Muammer Aydın, Demokrasiler için bir milletvekilinin kürsü dokunulmazlığı ne denli önemli ise bir gazetecinin bilgi toplama ve bu bilgiler yayımlanıncaya değin gizli tutma hakkı ve bu konudaki özgürlüklerinin korunması da o denli önemlidir. dedi. İstanbul Barosu yönetimi gündemdeki Ergenekon soruşturması, yerel seçimler, TÜBİTAK´ın dergisinde Darwin´e sansür iddiası, ekonomik kriz ve Anayasa Mahkemesi´nde bekleyen davalara ilişkin basın açıklaması yaptı. Baro Başkanı Muammer Aydın, gazeteci Mustafa Balbay´ın darbe günlüklerini haber verme özgürlüğü içinde değerlendirdi. Ergenekon soruşturmasına yönelik açıklamaları ve asker şüpheliler için yaptığı başvurular nedeniyle ´Ergenekon sanıklarının hukuk bürosu´ olmakla eleştirildiği hatırlatılan Aydın, İstanbul Barosu hiçbir grubun, siyasi görüşün, ekibin özel avukatı ve savunucusu değildir ve olmayacaktır. İstanbul Barosu hiçbir davada taraf değildir. dedi. Mustafa Balbay´ın yayımlanan darbe günlüklerindeki notların ´gazetecilik faaliyeti´ olduğu savunuldu. Muammer Aydın, Balbay´ı kastederek, En son yaşanan ve tutuklanan bir gazetecinin gözaltı süreci, yasak sorgu yöntemleri ile sorgulanması ve ardından tutuklanması bu endişelerimizin bir parçasıdır. ifadelerini kullanmış, gazetecilerin Mustafa Balbay´ın günlükleri hakkında ne düşünüyorsunuz? sorusuna da ilginç bir cevap vermişti: Mağdur edilen kişiler, gazeteciye her türlü bilgi ve belgeyi servis edebilir. Haber verme özgürlüğü adına bunları elde etmesi suç değildir.İstanbul Barosu, 4 Nisan 2009 tarihli bir açık oturumda Balbay´a ve günlüklerine sahip çıkmaya, Ergenekon soruşturmasını da ağır ifadelerle eleştirmeye devam etmişti. Baro başkanı Ergenekon sanıklarına sürekli sahip çıkan ve soruşturmayı açıkça eleştirmekten kaçınmayan Başkanı Muammer Aydın, eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve çürük raporu ile gündeme gelen YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu´nu da yanına alarak, Adalet Bakanlığı ve Türk yargı sistemine yine ağır eleştirilerde bulunmuş ve Balbay´a sahip çıkmıştı: Haber verme özgürlüğü adına bunları elde etmesi suç değildir.
(15 Eylül 2009, 11:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Mustafa Balbay günlükleriyle ilgili tüm manşetlerimiz
Mustafa Balbay´ın günlüklerinin tam metni
Özden Örnek´in günlükleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Kontrgerilla Medyası