Denizli'de, FETÖ darbe girişimine ilişkin soruşturmada 60 sanığın yargılanmasına devam edildi. FETÖ'cü firari subayın darbe girişimi sırasında 'Gerekirse Sisi gibi yapacaksınız' talimatı verdiği, darbeye direnen kalabalıkların üzerine yaylım ateşi açılarak katliam yapmaktan çekinmemeye teşvik ettiği belirlendi. Sanıklardan bazıları da ifadelerinde, 11'inci Komando Tugay Komutanlığı eski Kurmay Başkanı Fahrettin Demir'in verdiği emirlerde, sivillerin üzerine araçları sürmelerini, ateş açmalarını ve nizamiyeye gelecek polislerin dipçiklenmesini istediğini dile getirdiler.
07.01.2017 16:31 Denizli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, aralarında eski Denizli Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın da bulunduğu 42'si tutuklu 60 sanığın yargılanmasına devam edildi.
02.01.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın Denizli Kongre ve Kültür Merkezi'nde geçen pazartesi günü (26 Aralık 2016) başlayan duruşması, sanık ve avukatların kimlik tespitiyle devam etti.
-"Ben validen değil kendi komutanlarımdan emir alırım"-
Duruşmada, lösemi hastalığı şüphesiyle ilgili raporları avukatı tarafından mahkeme heyetine sunulan ve savunması erkene alınan tutuklu sanıklardan Ahmet Ali Akın, olay zamanında Lojistik Destek Tabur Komutanlığı Bakım Biriminde haberleşme sistemi teknisyeni olarak astsubay kıdemli başçavuş rütbesiyle görev yaptığını, 15 Temmuz akşamı saat 23.30 civarında eğitim faaliyeti kapsamında birliğinden Çardak Havaalanına doğru çıktıklarını, Çardak Hava Meydan Komutanlığı yerine yanlışlıkla Çardak Havaalanına giden grubun içerisinde yer aldığını ifade etti.
Havaalanı girişinde sivil halk tarafından durdurulduklarını dile getiren Ahmet Ali Akın, Çardak Kaymakamının Denizli'de vali başkanlığında kriz masası kurulduğunu ve askeri personelin teslim olmasının istendiğini söylediğini, atanmakla birlikte kadrosu Harp Akademileri Komutanlığında bulunan ve eğitim faaliyetine katılan Yarbay Afşin Yapar'ın, "Ben validen değil kendi komutanlarımdan emir alırım" diyerek vatandaşların araçları engellemesine karşı içeriye yürüyerek gidilmesi emrini verdiğini kaydetti.
Halkın bu sözlere tepki göstermesi üzerine araya tabur komutanı Binbaşı Ertuğrul Yapar'ın girdiğini ifade eden Akın, gerginliğin sona erdiğini, askerlerin araca bindirildiğini ve araçların kontak anahtarlarının kol komutanlarınca toplandığını, 16 Temmuz saat 10.20 civarında gelen İl Jandarma Komutanına teslim olduklarını kaydetti.
-"Elinle mi taşıyacaksın, koy arabaya"-
Olay günü Söke 2. Komando Taburu Karargah Bölük Komutanı olan tutuklu sanık eski yüzbaşı Celil Basıkar, Söke'deki birliğin Denizli'ye taşınma işlemleri ile ilgilenirken 13 Temmuz'da tabur komutanı Alper Ağaoğlu'nun taşıma işleminin durdurulduğunu, Denizli'de 5 günlük eğitim faaliyeti emri geldiğini söylediğini, 13 Temmuz'da Denizli'ye sivil otobüslerle intikal ettiklerini bildirdi.
Denizli'deki eğitimin ikinci günü 15 Temmuz saat 16.30'da tugaydan ismini bilmediği bir başçavuşun aradığını ve gece intikal eğitimi için askerlere mühimmat verileceğini, bunları teslim alması gerektiğini söylediğini ifade eden Basıkar, şunları anlattı:
"Rütbelilere iki dolu şarjör, tabur için de beş sandık mermi alınacağını söyledi. 'Kim emir verdi' diye sorduğumda yazılı emir geldiğini Tugay Komutanının emir vermiş olabileceğini bildirdi. Mermileri aldık. Bir süre sonra gördüğüm Kurmay Başkanı Fahrettin yarbay, bana çelik başlık ve gece görüş dürbünü almamızı söyledi. Çardak Havaalanına tugay komutanının da geleceğini, eğitimi denetleyeceğini söyledi. Mühimmatın fazla olduğunu söyledim. Ülkenin karışık olduğunu, terör olaylarını olduğunu, istihbarat geldiğini, yolda başımıza bir şey gelse adamlara taş mı atacağımızı söyledi. 'Elinle mi taşıyacaksın, koy arabaya' dedi."
-Pisti araçların farıyla aydınlatmak istemişler-
Çardak Hava Meydan Komutanlığı nizamiyesinden girdiklerinde önce benzinlik daha sonra da hangarlar bölgesine gittiklerini dile getiren Celil Basıkar, "Askerler indikten sonra Erol Albay, bana sıkıyönetim ilan edildiğini biraz sonra gelecek olan uçaklarla Ankara'ya gidip bir bölgenin güvenliğini sağlayacağımızı söyledi. O sırada pisti fark ettim. İki uçak havada dönüyordu. Fahrettin yarbay, üsteğmen Oğuz Ay'a iki kol askeri araçlara bindirip kendisiyle gelmesini istedi. Karanlık olmasından dolayı piste inemeyen uçakların inebilmesini sağlamak için pisti aydınlatmak üzere trafoyu, havaalanının şalterini aradıklarını öğrendim. Albay Erol Akman bana pistin kenarlarına 20 aracı belli aralıklarla sıralayıp farlarını açmamı ve pisti aydınlatmam emrini verdi. Ben şoförlerin uyumakta olduğunu söyledim. Bu emir uygulama aşamasına geçmedi. Eğer geçseydi, uçaklar indiğinde yaşanabilecek sıkıntı o an yaşanabilirdi." diye konuştu.
İnternetten askeri kalkışma ile ilgili bilgileri görünce personelini toplayıp Erol albay ve Fahrettin yarbayın konusu suç teşkil edecek hiç emrinin yerine getirilmemesi talimatını verdiğini savunan Celil Basıkar, "Uçaklar gelse dahi binmeyecektik. Zorlamaları durumunda sıkıntı çıkar dedim, daha zorlarlarsa çatışma çıkabilirdi. Bu tür ihtimallere hazır olmalarını söyledim." ifadelerini kullandı.
-"Önce ayaklarına sonra bellerinden aşağıya ateş edin"-
Kurmay Başkanı Fahrettin Demir'in araçlara binip nizamiyede mevzilenmelerini istediğini ifade eden Celil Basıkar, "Askere mermi dağıtmamı, dışarıdan müdahale olursa silah kullanmamı emretti. Ben de 'kime karşı silah kullanacağız' diye sordum, emri yerine getirmeyeceğini söyledim. 'Bu ülkenin polisiyle, jandarmasıyla karşı karşıya gelmek için bu eğitim almadık' dedim. Daha sonra nizamiyede iki kol asker gördüm. Fahrettin Demir bir şeyler anlatıyordu. Bir teğmenin elinde mermi torbası vardı. Sonra iki askerle konuştum. Fahrettin Demir'in onlara ' Polis ya da yabancı birisi gelirse önce ayaklarına doğru sonra bellerinden aşağıya ateş edin' emri verdiğini söylediğini öğrendim." şeklinde konuştu.
Üsteğmen Oğuz Ay'ın orada beklerken Fahrettin Demir'in toplumsal olaylara müdahale eğitimi yaptırdığını söylediğini ifade eden Celil Basıkar, "Fahrettin Demir ile karşılaştığımızda 'Siz kurmay başkanı değil misiniz. Eğitimle ne işimiz olur? diye sordum. Bana doğru iki adım attı, vuracağını düşündüm. Sana mı soracağım diyerek uzaklaştı." ifadelerini kullandı.
Fahrettin yarbayın gelenlerin olması halinde ateş edilmesi emrine karşılık bu kişiyle tartıştığını ileri süren Basıkar, "Buradan ayrılmak istediğimi söyledim. 'Buradan ayrılan vatan hainidir.' dedi. Nizamiyedeki tankeri patlatmakla tehdit etti." diye konuştu.
-"Darbe olmuşsa bundan sana ne?"-
Tutuklu sanıklardan eski Üsteğmen Rafet Parlatan da savunmasında teslim olan son grup içinde olduğunu belirterek, "Olay günü intikal sırasında darbe ile ilgili çeşitli haberler vardı. İntikal sırasında araç şoförü darbe olduğu yönündeki haberi duyunca direksiyona yumruk attı. Ona araçta 15 asker var, aracı düzgün kullan, darbe olmuşsa bundan sana ne dedim." dedi.
Eski Üsteğmen Oğuz Ay da kurmay başkanının 30 askerle pisti aydınlatmak için 3 binada şalter aradığını ifade etti.
Ay, savunmasında "Teslim olmak kelimesini kullanmak istemiyoruz. Zira teslim olacak bir şey yapmadık. Bunun yerine jandarmadan yardım istedik tabirini kullanmak istiyoruz." dedi.
03.01.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Duruşmada önce sanık ve avukatların kimlik tespiti yapıldı. Daha sonra, savunması alınan tutuklu sanıklardan eski Üsteğmen Şevket Hamdi Akkaya, Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri Bölük Komutanlığında takım komutanı olarak görev yaptığını belirterek, firari olan eski 11. Komando Tugayı Kurmay Başkanı Yarbay Fahrettin Demir'in havaalanında yapılan toplantıda "Polise teslim olmayacağız." dediğini duyduğunu söyledi.
Tutuksuz yargılanan sanıklardan teğmen Mustafa Emre Temlioğlu, ise 15 Temmuz gecesi Çardak Hava Meydanı Komutanlığına giderken yolda İstanbul'da Boğaz Köprüsü'nün (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) kapatıldığı haberi aldığını, bunun terör saldırısı olduğunu düşündüğünü ileri sürerek, cep telefonları şarjları olmadığı için olayları tam olarak takip edemediklerini öne sürdü.
Tutuklu sanıklardan eski Üsteğmen Çetin Öztürk, 15 Temmuz gecesinde Topçu Taburunda takım komutanı olarak görev yaptığını, güvenlikleri için 2 şarjör mermi verildiğini söyleyerek "Havaalanında komutanlarımız beklememizi söyledi. Sabah teçhizatları teslim edip araçlara bindik. Araçta televizyon açıktı, olanları televizyondan izleyince öğrendim ve eğitim adı altında kandırıldığımızı anladım." iddiasında bulundu.
-"14-17 Temmuz'da çağrılınca hemen geleceksin" şartı ile izin-
İfadesi alınan tutuklu sanıklardan eski Üsteğmen Ferdi Acar ise 15 Temmuz gecesi izinli iken ve ev eşyalarını taşırken göreve çağrıldığını söyledi.
Acar, Söke Komando Taburu İkinci Bölükte takım komutanı olarak görev yaptığını, mayıs ayında Denizli'ye havan bölümüne atandığını fakat daha göreve başlamadığını, evini taşıma işlemlerinden dolayı 14-15 Temmuz günleri için izin istediğinde "14-17 Temmuz tarihleri arasında Kara Kuvvetlerinden üst düzey bir komutanın gelişi nedeniyle Denizli'de eğitim faaliyeti düzenlendiği, çağrılması halinde oraya hemen gelmesi" şartıyla izin aldığını belirtti.
Acar, göreve giderken Çardak havaalanına intikal sırasında internetten haberleri gördüğünü, "Boğaziçi Köprüsünün" (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) tek yönlü kapatıldığını, ancak bunu terör olaylarına karşı önlem diye düşündüğünü, sonra Genelkurmay Başkanının rehin alındığı haberlerini öğrendiğini, haberlerin İstanbul ve Ankara'da olduğunu düşünerek intikal faaliyetine devam ettiklerini, internetteki haberleri yorumlamaya başladıklarını, kendilerinin ne tarafta olduğuna karar veremediklerini ileri sürdü.
"Polis geldiğinde gerekirse dipçiğinizi sağlam vurun, ateş edin"
Eski Yüzbaşı Celil Basıkar ile eski Üsteğmen Birant Yönel, eski Söke Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutan Yardımcısı Kurmay Albay Erol Akman'ın yanına giderek bu haberleri sorduğunu, Akman'ın bu haberlere "itibar edilmemesini, bunların yanlış olduğunu söylediğini" aktardıklarını dile getiren Acar, şunları kaydetti:
"Erol Albay, 'Yat' emri verdiği için saat 04.00 civarında uyuduk. Daha sonra kalktığımızda, Birant Üsteğmen askerlere konuşma yaptı. Erol Albay'ın uçakla Ankara'ya gidileceğini söylediğini fakat kendilerinin buna uymayacaklarını, kanun dışı bir emir vermeyeceklerini söyledi.
11. Komando Tugayı Kurmay Başkanı Yarbay Fahrettin Demir beni yanına çağırdı. 'Nizamiyeye az sonra polisler gelecek askerinle buranın emniyetini al, askerlerini mevzilendir' emrini verdi. Ben bunu anlamlandıramadım. 'Kime karşı?' dedim. 'Polise karşı' diye cevap verdi. Polise karşı direnmemizi, teslim olmamamızı, onları geçirmememizi, sağlam durmamızı, kenetlenmemizi söyledi. ' Polis geldiğinde gerekirse dipçiğinizi sağlam vurun, gerekirse ateş edin' dedi. Başımdan kaynar sular döküldü, kulaklarıma inanamadım. 'Emirlerinizi dinlemiyorum' dedim. 'Sonuçlarına katlanırsın' dedi. Sonra benim yanımdan uzaklaştı. Bir süre sonra kendisinin şoförü ya da habercisi olduğunu öğrendiğim Koray'dan Fahrettin Demir'in firar ettiğini öğrendim."
Savcının, "polislere gerekirse silah kullanma" sözünü kendisinin söylediğini bildiren askerler olduğunu hatırlatması üzerine Acar, "Bunu ben demedim. Ben Fahrettin Demir'in bana söylediklerini askerlere anlattım. Fakat bunlara uymayacağımızı söyledim, zaten bunu yapmadık. Askerlerimizin çoğu uyuşturucu, bonzai kullanıcısı." iddiasında bulundu.
04.01.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
4 Ocak'ta Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın Denizli Kongre ve Kültür Merkezi'nde geçen hafta pazartesi başlayan duruşması, sanık ve avukatların kimlik tespitiyle sürdü.
Tutuklu sanıklardan eski Üsteğmen Fatih Akın Arslan, savunmasında, olay günü intikalde kılavuz faaliyeti için görevlendirildiğini söyledi.
Kendisine, "Çardak Hava Meydan Komutanlığına varıp oradan da dönün" şeklinde emir verildiğini dile getiren Arslan, arkasından gelen eski Piyade Kurmay Albay Erol Akman'ın, konvoyun hızının kendisine göre ayarlanması talimatı vermesinden dolayı ise huzursuzluk duyduğunu anlattı.
"BEN DE EMİR VAR, ALACAKSIN"
Arslan, Hava Meydan Komutanlığı Nizamiyesinde görevli astsubayın gelen birliği almak istemediğini, bunun üzerine Akman'ın "Bende emir var, alacaksın" şeklinde konuştuğunu vurguladı.
"BİRAZDAN UÇAK GELECEK"
Yolda aldığı bilgilerden, durumdan şüphelendiğini ifade eden Arslan, şunları anlattı:
"Erol Albay bana ve kendilerini kılavuzlayan astsubaya 'Sen beni kasıtlı yanlış yere getiriyorsun, doğru yere götürmemeniz halinde siz tutuklarım' dedi. Eski Kurmay Başkanı Yarbay Fahrettin Demir'e ne olup bittiğini sorduğunda ise bana, 'Birazdan uçak gelecek. Ya Akıncı Hava Meydan Komutanlığının ya da Kara Havacılık Meydan Komutanlığının emniyetini almak için gideceğiz. Sıkıyönetim ilan edildi, biz bunu yerine getireceğiz' şeklinde emir verdi. Daha sonra Ege Ordusu Komutanlığında görevli Piyade Kurmay Yüzbaşı Eser Bingül'ü arayarak durumu bildirdim ve yapılan faaliyetin tamamıyla kanunsuz olduğunu söyledim."
Daha sonra görüştüğü Ege Ordusunda görevli Albay Davut Şahin'in kendisine, bulundukları yerden ayrılarak polise ve jandarmaya gitmeleri yönünde talimat verdiğini belirten Arslan, bunun üzerine 8-9 kişilik grupla Hava Meydan Komutanlığından ayrıldıklarını kaydetti.
"GEREKİRSE SİSİ GİBİ YAPACAKSINIZ"
Nizamiyede bazı rütbeli askerlerle televizyonda haberleri seyrettiklerini vurgulayan Arslan, "Eski Kurmay Başkanı Yarbay Fahrettin Demir, nizamiyeye yanımıza geldi. Bu esnada televizyonda Cumhurbaşkanı ve Başbakanın konuşmalarına yer veriliyordu. Askeri hattan birisiyle telefonda yaptığı konuşmada, 'Bu ne arkadaş Cumhurbaşkanı ve Başbakan çıkmış konuşuyor, halk sokaklara dökülmüş. Gerekirse Sisi gibi yapacaksınız.' dediğine şahit oldum." diye konuştum.
Tutuklu sanık Nazmi Keskin de Çardak'a vardıktan sonra Akman'ın, "Bekleyeceğiz" sözü üzerine şüphelendiğini ifade etti.
Akman'ın, nizamiye önünde gördüğü polislere, "Burası askeri bölge, buradan uzaklaşın" dediğini dile getiren Keskin, "Oradan çıkmak için elimizden geleni yaptık. Ege Ordusunu aradık, kolluk kuvvetlerine gitmemiz söylenince polise teslim olduk." şeklinde konuştu.
Tutuksuz sanıklardan eski üsteğmen A.K. ise savunmasında şunları söyledi:
"Niçin fazla mühimmat aldığımızı sorduğum Erol Albay, eğitim faaliyetinden bahsetti. Daha sonra nizamiyede Fahrettin Yarbay'ın bize doğru geldiğini gördük. O sırada Üsteğmen Hüseyin Öğüt silahına şarjörünü takarak 'Bu şerefsizin ne yapacağı belli olmaz' dedi. Fahrettin Yarbay da alaycı bir tavırla, '155'i arayın, 155'i arayın' diyerek oradan ayrıldı."
İddianame
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya, TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve FETÖ'ye üye olma" suçlarından açılan davada, aralarında eski Denizli Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın da bulunduğu 42'si tutuklu 60 sanık hakkında, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'Denizli Darbe Yapılanması 60 sanık' soruşturması/davası
(07 Ocak 2017, 16:31)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: