Ergenekon davasının dün görülen 107. duruşmasında sanıklardan İşçi Partili Ferit İlsever savunmasını yapmaya devam etti. Çapraz sorguda savcıların sorularına cevap veren İlsever, Savcı Taşkın´ın, ´Kontrgerilla ile Ergenekon arasında bağlantı var mı?´ sorusu üzerine ´2001´de Mehmet Eymür´ün tezgahıyla kurulduğu söylenen Ergenekon terör örgütü ile kontrgerillanın hiçbir alakası yoktur´ diyerek kavramları ve gerçekleri çarpıttı. Dinciler yaptı gibi gösterilerek dinci kesimin lekelenmeye çalışıldığı ve AK Parti hükümetinin düşürülmek istenmesinde kullanılan Danıştay saldırısının çok cüretkar bir kontrgerilla eylemi olduğu, Ergenekon örgütünün yaptığı tüm eylemlere bakıldığında aslında toplumda kaos çıkarmak için Ergenekon´un çeşitli terör örgütlerine eylemler düzenlettiği veya bizzat düzenlediği, Yarbay Mustafa Dönmez ve Binbaşı Fikret Emek´ten ele geçirilen bombaların çeşitli terör ve bombalama eylemlerinde izlerinin tespit edildiği, PKK düzenledi süsü verilmiş bir çok eylemin aslında Ergenekon örgütünün eylemi olduğunu gösteren delillerin ortaya çıkmış olduğu, İşçi Partisi ´nce TSK´ya sızmak için kullanılan çok gizli Karargah Evleri yapılanmasında rol alan Teğmen Mehmet Ali Çelebi ve diğer arkadaşlarının Ergenekon örgütünün direktifleri doğrultusunda dinci Hizbuttahrir örgütüne sızmaya çalıştığı ve böylelikle dincileri terör eylemlerine kışkırtmaya çalışmayı planladığı gibi ve bu kapsamda söylenebilecek diğer gerçekleri gözlerden kaçırmaya çalışarak Ergenekon Terör Örgütü´nü aklamaya çalıştı.
İP´li İlsever: Alçak gönüllüyüm Kontrgerillayı en iyi ben bilirim
Ergenekon davasının dün görülen 107. duruşmasında sanıklardan İşçi Partili Ferit İlsever savunmasını yapmaya devam etti. Çapraz sorguda savcıların sorularına cevap veren İlsever, Savcı Taşkın´ın, ´Kontrgerilla ile Ergenekon arasında bağlantı var mı?´ sorusu üzerine ´2001´de Mehmet Eymür´ün tezgahıyla kurulduğu söylenen Ergenekon terör örgütü ile kontrgerillanın hiçbir alakası yoktur´ diyerek kavramları ve gerçekleri çarpıttı. Dinciler yaptı gibi gösterilerek dinci kesimin lekelenmeye çalışıldığı ve AK Parti hükümetinin düşürülmek istenmesinde kullanılan Danıştay saldırısının çok cüretkar bir kontrgerilla eylemi olduğu, Ergenekon örgütünün yaptığı tüm eylemlere bakıldığında aslında toplumda kaos çıkarmak için Ergenekon´un çeşitli terör örgütlerine eylemler düzenlettiği veya bizzat düzenlediği, Yarbay Mustafa Dönmez ve Binbaşı Fikret Emek´ten ele geçirilen bombaların çeşitli terör ve bombalama eylemlerinde izlerinin tespit edildiği, PKK düzenledi süsü verilmiş bir çok eylemin aslında Ergenekon örgütünün eylemi olduğunu gösteren delillerin ortaya çıkmış olduğu, İşçi Partisi´nce TSK´ya sızmak için kullanılan çok gizli Karargah Evleri yapılanmasında rol alan Teğmen Mehmet Ali Çelebi ve diğer arkadaşlarının Ergenekon örgütünün direktifleri doğrultusunda dinci Hizbuttahrir örgütüne sızmaya çalıştığı ve böylelikle dincileri terör eylemlerine kışkırtmaya çalışmayı planladığı gibi ve bu kapsamda söylenebilecek diğer gerçekleri gözlerden kaçırmaya çalışarak Ergenekon Terör Örgütü´nü aklamaya çalıştı.
´Kontrgerillanın kitabını yazdım. Alçak gönüllü olmaya gerek yok. Türkiye´de bunu en iyi bilen kişi benim. Kontrgerilla ile Göztepe´de Ziverbey Köşkü´nde tanıştım. Burada ´anayasa, babayasa yoktur´ söylemleriyle karşılaştım. Bu nutuklar o tarihte oraya giren herkese çekildi. 1972´den beri bu örgütün peşindeyim, onlar da benim peşimde. Kontrgerilla, Türkiye´yi, Kemalist anlayışı yok etmeye çalışan bir örgüttür. Türkiye´nin 1952´de NATO´ya girmesiyle bu bela başımıza geldi. Kamuoyuna, ´Sovyetler Birliği Türkiye´yi tehdit ediyor, savunma hattı kuruldu, batıdan da destek geliyor´ şeklinde sunuldu. Sol ve solcu akımlara karşı oluşturuldu. Ziverbey´de kurulan örgütün adı ´Seferberlik Tetkik Kurulu´ydu. 12 Eylül´den sonra kontrgerilla olarak yerleşti. Memduh Ünlütürk de Ziverbey Köşkü´nün başındaki kişiydi.´ Taşkın´ın, ´Erol Mütercimler 5 Ocak 1997´de Aydınlık Dergisi´nde yayınlanan bir röportajında, ´12 Eylül´de Ergenekon adlı kontrgerilla örgütü kuruldu´ diyor. Siz, kontrgerilla ile Ergenekon arasında bağlantı kurmadınız mı?´ sorusu üzerine İlsever, ´Erol Mütercimler´in bu görüşü yüzde 50 doğrudur, yüzde 50 yanlıştır. Mütercimler´i herkes tanıyor. Söyledikleri ilginçtir. İnanmak başka bir şey. Hadi ´inandım´ diyelim, ne olacak? Bu tezi savunan ikinci bir kişi yok´ diye konuştu. ´2001´de Mehmet Eymür´ün tezgahıyla kurulduğu söylenen Ergenekon terör örgütü ile kontrgerillanın hiçbir alakası yoktur´ diyen İlsever, ´2001´deki tertipçilerin, 1979´larda Ergenekon dediği düzenin yurtseverler, devrimciler ve ulusalcılara yafta olarak yapıştırıldığını´ savundu.
İlsever: Ergenekon ile Kontrgerilla arasında fiili bağ yok
Ergenekon ile kontrgerilla arasında fiili bağ bulunmadığını yineleyen İlsever, ´1970-80´lerdeki kontrgerilla gitmiş, 2002´de yurtseverleri tutuklamak için bir örgüt imal edilmiş ve birçok suç yapıştırılmıştır´ dedi.
İlsever´in çarpıttığı ve gözlerden kaçırdığı gerçekler
ABD´nin öncülüğünde Özel Harp Dairesi içinde kurulan örgüte verilen genel ad olan ´Kontrgerilla´ aslında bir yöntemin adı: Düşman hareket yapıyormuş süsü verilen ve toplumun nefretini çekerek o harekete sempati duymasını önlemek için terör hareketleri düzenlemek yani ´kontr-gerilla´. Ergenekon Terör Örgütü´nün suçlandığı eylemler içerisinde en önemlisi olarak gösterilen Danıştay Saldırısı olayı kontrgerilla yöntemine en çarpıcı örneklerden biriydi. Dinciler yaptı süsü verilerek toplumun dincilerden nefret etmesini sağlamak ve dinci dedikleri AK Parti hükümetini düşürmek için tezgahladıkları en cüretkar kontrgerilla eylemlerinden biriydi. Evet başlangıçta ABD desteğiyle kurulan örgüt o dönem en büyük düşman gördükleri solculara karşı, Türkiye´yi komünizmin egemenliğine ve Rusya´ya kaptırmamak için kullanıldı. Ziverbey´de işkence tezgahlarından solcular geçirildi. Toplumun solculardan nefret etmesini sağlamak için sağcı hareketler de kullanılarak gençler arasında karşılıklı çatışmalar başlatıldı. Gençler çok kanlı bir çatışma ortamına ustaca yönlendirildiler. Çok çarpıcıdır ki öğleden önce sağcıyı vuran silah öğleden sonra solcuyu vurdu. Terör olaylarının tırmandırılmasıyla 12 Eylül darbesine giden süreç başlatıldı. Ve bu süreçte dinci kesimi de ustaca kullandılar. Tıpkı ABD gemilerini protesto eden solculara milliyetçi muhafazakar güçlerin saldırtıldığı ´Kanlı Pazar´ olayında olduğu gibi. Bunlar bir gerçek. Ancak 12 Eylül sonrası durum değişti. Sol hareketler tehlike olmaktan çıkınca kontrgerillacı güçlerin yeni hedefi Müslümanlar oldu. Dinci hareketin yükselmesini önlemek ve topluma çirkin göstermek için toplumda önde gelen laik kişilere suikastler düzenlediler. Türkiye´deki müslümanları ve ABD´nin en büyük düşmanı İran´ı hedef gösterdiler. 12 Eylül´den önce Kontrgerilla´ya şiddetle karşı olan solcular ise bu dönemde sessiz kalmayı ve hatta Ergenekon örgütlenmesinde olduğu gibi ona maşalık yapmayı tercih ettiler. Ergenekon davası halen görülmekte. Suçlamalar da elde edilen deliller de çok ciddi. Başlangıçta dinci bir saldırı olarak lanse edilen Danıştay Saldırısı´nın arkasındaki gerçekler ortaya çıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Dinciler yaptı süsü verilen bu Ergenekon eylemi, apaçık ve birinci sınıf bir kontrgerilla eylemi. X-ray cihazına yakalanmayan glock silahının temininden olayın gerçekleştirildiği gün kameraların arızalanmasına ve olay sonrası hükümetin ve dincilerin suçlanarak bakanların cenaze töreninde protesto edilmesine ve darp edilmesine kadar tüm aşamalar bir kontrgerilla eylemiydi. Ergenekon Terör Örgütü´nün Kontrgerilla´nın tam olarak kendisi olmadığına biz de inanıyoruz ve buna dair görüşlerimizi sitemizin ilgili sayfalarında belirttik. Ancak Ergenekon örgütü de kontrgerilla yöntemlerini kullanmış ve ona maşalık etmiş bir örgüt. Bu kesin..
Abdullah Harun
(28 Ağustos 2009, 12:05)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: