TSK içine sızmış Fetö'cülerin 15 Temmuz'daki darbe girişiminde örgüt talimatları doğrultusunda İstanbul Valiliğini işgal eden 12'si tutuklu 90 şüpheli asker hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Savcılık, şüpheliler için 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Baskın emrini AK Parti işgalini de yöneten Albay Sadık Cebeci'nin verdiği belirtildi. 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimine ilişkin İstanbul'da hazırlanan 3. iddianamede, FETÖ'cülerin 'Yurtta Sulh' adlı Whatsapp grubundan İstanbul Valiliği'ni işgal girişimiyle ilgili yaptıkları yazışmalar dakika dakika yer aldı. iddianame 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
17.12.2016 11:48 FETÖ tarafından organize edilen 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğini işgal eden askerlere ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosundan sorumlu Başsavcı vekili İsmail Uçar tarafından onaylanan iddianame, İstanbul 13. Ağır ceza mahkemesine gönderildi.
İddianamede, 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğini ele geçirmeye çalışan 90 şüpheli askerin "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin anayasal düzenini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmaları istendi.
İddianamede, 90 şüphelinin bir kısmı hakkında "silahlı terör örgütüne üyelik" suçlaması yer alırken, bir kısım şüpheli için ise "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek veya isteyerek yardım etmek" suçlarından hapis cezası talep ediliyor.
DETAYLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin İstanbul'da hazırlanan üçüncü iddianamede, darbeci askerlerin "Yurtta Sulh" adlı Whatsapp grubundan İstanbul Valiliği'ni işgal girişimiyle ilgili yaptıkları yazışmalar da yer aldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Orhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul'da yapılan darbe toplantısında İstanbul Valiliği'ni işgal etmeye kalkışan şüphelilerin eylemlerine yer verildi.
EMİR KOMUTA DIŞINDA
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) silahlı terör örgütünün mali yapılanmasının da anlatıldığı iddianamede, örgütün silahlı kanadının 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde yaptığı 17 ve 25 Aralık operasyonu ve MİT'e ait yardım tırlarının durdurulması gibi eylemler hakkında da bilgi verildi.
Şüphelilerin, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılanan ve emir komuta zinciri dışında hareket eden silahlı terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirildiği savunulan iddianamede, şunlar kaydedildi:
15 TEMMUZ'A GELEN SÜREÇ
"15 Temmuz darbe kalkışmasına kadar geçen son sürece bakıldığında, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hedeflerine ulaşmak için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile güç mücadelesine girdiği, örgütün nihai hedefine ulaşmak için başlatılan eylemlerin ilk aşamasında, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, İzmir Askeri Casusluk soruşturmaları geldiği, bunu daha sonra Tahşiye, Selam Tevhid, MİT Tırları ve 17 ve 25 Aralık gibi kurgu ve kumpas soruşturmalarının izlediği görülmüştür."
İddianamede, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili bazı kamu görevlileriyle ilgili yürütülen kovuşturmanın hatırlatıldığı iddianamede, bazı sanıkların FETÖ üyeliğinden yargılandığı da hatırlatıldı.
DARBECİ ASKERLERİN YAZIŞMALARI
İddianamede, FETÖ silahlı terör örgütünün nihai hedefine ulaşmak için daha önce de kumpas ve kurgu operasyonlarla darbe girişiminde bulunduğu öne sürülerek, " İstanbul Valiliği'ni ele geçirmekle görevli Albay Nizamettin Aydın'ın emir ve komutasındaki askerlerle valiliğin işgalinde görevlendirildiği anlaşılmaktadır." denildi.
İstanbul Valiliği'ni işgal etmekle görevli konuta Aydın'a yönelik talimatların anlatıldığı iddianamede, örgüt üyelerinin sosyal paylaşım ağı olan Whatsapp'daki konuşmaları da aleyhlerinde delil olarak iddianamede yer aldı.
ASKERLERİN SEVK VE İDARESİ
İddianamede, 15 Temmuz gecesi, 47. Motorlu Piyade Alayı'ndan İstanbul Valiliği'ne doğru giden askerlerin sevk ve idaresi ise Whatsapp yazışmalarına şöyle yansıdı:
"Yurtta Sulh' isimli Whatsapp grubunda Sadık Cebeci tarafından
saat 22.21:31'de '10 dak. içinde valilik birliği çıkıyor',
22:40:24 de 'Valilik birliği yolda'
23:18:42 'de 'Valilik direnmeye çalışıyor. Görüşme devam ediyor'
23:41:05'de 'İstanbul valiliği kontrol altına alınmak üzere'
23:41:24'te 'Polis valilikte direnmekten vazgeçti' şeklindeki paylaşımlardan Sadık Cebeci'nin İstanbul Valiliği'nde gerçekleştirilen darbe girişiminden haberdar olduğu, bu bilgilendirmenin de şüpheliler Nizamettin Aydın ve Recep Karaçam tarafından yapıldığı değerlendirilmiştir."
Darbe girişiminde bulunan askerlerin rütbeleri, konumları ve eylemlerine dikkati çekilen iddianamede, "Nizamettin Aydın, Recep Karaçam, İsa Turan, Mehmet Umut, Mehmet Ekerbiçer, Erkan Tercan, Halit Turan ve Sadık Efe'nin silahlı terör örgütünün üyesi olduğunun kabulü gerekmektedir." denildi.
"TELEFON KULLANMAK YASAK, BU İŞ ÇOK CİDDİ"
Darbe girişiminde İstanbul Valiliğini işgal eden 90 şüpheli asker hakkında hazırlanan iddianamede, bölük komutanı Sadık Efe'nin Kurmay Albay Nizamettin Aydın komutasında valiliği işgale giden askerlere, "Telefon kullanmak yasak. Bu iş çok ciddi. Aydın'a yaklaşmak isteyeni vurun" talimatı verdiği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgal edilmesine ilişkin 90 asker hakkında hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı. Polis memuru Erkan Açıkgöz dosyadaki tek mağdur, 90 askerin ise şüpheli olarak yer aldığı iddianamede, İstanbul Valiliğinin stratejik öneme sahip olması nedeniyle ele geçirilerek darbe girişimi kapsamında yapılan planlamaların icrasının kolaylaştırılmaya çalışıldığı kaydedildi. İddianamede, İstanbul Valiliğinde 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişimine ilişkin eylemlerin 47'inci Motorlu Piyade Alayında görev yapan subay, uzman erbaş ve erler ile bu unsurları komuta etmek için Kara Harp Akademilerinden kanunsuz bir şekilde görevlendirilen subaylar tarafından gerçekleştirildiği anlatıldı.
Darbe girişiminden önce FETÖ üyelerince darbe girişimine yönelik yapılan toplantılar sonrasında 47'inci Motorlu Piyade Alayında yapılan hazırlıkların alayın komutanı Albay Sadık Cebeci tarafından planlandığı belirtilen iddianamede, "Sadık Cebeci 14 Temmuz 2016 tarihinde Bakım Bölük Komutan Vekili Bakım Kıdemli Başçavuş şüpheli Kadir Şenol'a 2'inci Taburda bulunan araçları denetleyeceğini, Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi (KOKTOD) faaliyeti kapsamında DAEŞ'e operasyon olabileceğini, bu nedenle araçları kontrol etmek istediğini söylemiştir. Şüpheli Kadir Şenol garajlar bölgesinde denetleme için beklemiş ancak Sadık Cebeci o gün denetlemeye katılmamıştır" denildi.
"DAEŞ'e operasyon yapılacak, askerleri toplayın"
15 Temmuz 2016 tarihinde alay komutanlığının Sadık Cebeci'den tabur komutanı şüpheli Recep Karaçam'a devri ile ilgili sancak devir töreninin 1. Ordu Komutanlığından gelen mesaj doğrultusunda 29 Temmuz 2016 tarihine ertelendiği ifade edilen iddianamede, "Sadık Cebeci 15 Temmuz 2016 tarihinde 08.15 sıralarında kademeler bölgesine gelerek şüpheli Kadir Şenol'a bakım bölüğündeki rütbeli personeli toplamasını söylemiştir. Akabinde Sadık Cebeci; Bağcılar, Esenler, Gaziosmanpaşa bölgesinde DAEŞ ile ilgili bir çalışma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, bu nedenle 25-30 aracın hazırlanmasını, yedek parça ihtiyacı olması durumunda kantinden para verdireceğini, listeleri yapıp yanına gelmesini, araçları faal hale getirmesini emretmiştir" ifadelerine yer verildi.
"DAEŞ'e faaliyet yapılacaksa hazırlıklar bir günde bitmez"
Şüpheli Kadir Şenol tarafından 12-13 aracın faal hale getirilerek eksik olan malzeme listesinin Cebeci'ye bildirildiği aktarılan iddianamede, "Şüpheli Kadir Şenol, Sadık Cebeci'ye DAEŞ'e böyle bir faaliyet yapılacaksa hazırlıkların bir günde bitmeyeceğini, kendisinden sonra en kıdemli olan şüpheli Mesut Kocamanoğlu'nun mesaiye devam etmesini, kendisinin de ertesi gün mesaiye katılmasını söylemiştir. Sadık Cebeci ise şüpheli Kadir Şenol'a 'Bugün sana ve senin tecrübene ihtiyacım var, kalacaksın' diyerek izin vermemiştir" denildi.
"Cebeci, KOKTOD eğitimini kontrol edip askerin reaksiyonunu ölçtü"
Cebeci'nin saat 15.00 sıralarında birliğe giderek KOKTOD eğitimini kontrol etiği ve birliğin reaksiyon düzenini ölçtüğü anlatılan iddianamede, akşam saatlerinde içtima alanında bulunan şüpheli erlere KOKTOD eğitimi içerisinde yer almadığı halde 2 şüpheli uzman çavuş tarafından 2 şarjör içerisinde 40 mermi dağıtıldığı kaydedildi. Sadık Cebeci tarafından İstanbul Valiliğine gidecek şüphelilerin emir komutasının şüpheli Albay Nizamettin Aydın'a verildiği belirtilen iddianamede, bazı şüphelilerin gelen emir doğrultusunda bakım bölüğünden kendileri için hazırlanan piyade tüfeklerini el senedi karşılığında aldıkları anlatıldı.
"Nizamettin Aydın'a yaklaşmak isteyeni vurun"
İddianamede, "Şüpheli Sadık Efe mahiyetindeki personele araçlara binmeden önce akademiden gelen subayları kastederek bu subayların denetlemeye geldiklerini, denetleme heyetinin emirlerine uyulacağını, telefon kullanmanın yasak olduğunu bildirmiştir. Ayrıca şüpheli Sadık Efe; şüpheliler Abdullah Günay ve Harun Altuntaş'a bu işin ciddi olduğunu, şüpheli Nizamettin Aydın'a yaklaşmak isteyen olursa yanında kalmalarını, eğer şüpheli Nizamettin Aydın'a saldıran olursa önce ittirmelerini, halen devam ediliyorsa havaya sıkmalarını, buna rağmen devam eden olursa ayaklarına sıkmaları emrini vermiştir" denildi.
"Saat 21.30'da kışladan çıktılar"
Şüpheli Nizamettin Aydın'ın kışladan çıkış yapmadan önce personele şarjör takmalarını emrini verdiği kaydedilen iddianamede, şüphelilerin tam teçhizatlı bir şekilde saat 21.30 sıralarında 6 adet Land araç ve 2 adet Unimog kamyon ile kışladan çıkış yaptıkları hatırlatıldı.
"Valiliğin koruma polisleri darbeden haberdar olunca önlem aldı"
İstanbul Valiliğinin çevresini korumakla görevli polis memurlarının tanık olarak dinlendiğine değinilen iddianamede, "Tanıkların telefonları yoluyla darbe girişiminden haberdar oldukları, gelen bilgi doğrultusunda TSK içerisinde bir grubun kalkışma içerisinde olduğu, askerlerin İstanbul Valiliğine de gelebileceği, Valiliğe girişi olan tüm kapıların kilitlenmesi, askerler geldiği taktirde Valilik protokol kapısı önünde toplanmaları ve kendisine haber vermeleri talimatı verilmiştir" ifadelerine yer verildi.
-Darbeden 3 gün önce toplantı-
İddianamede, Kara Harp Akademilerinde "baş hoca" olarak görev yapan diğer darbe soruşturmalarının şüphelisi Albay Ahmet Zeki Gerehan ve öğretim elemanı olan binbaşı Zafer Özleblebici tarafından darbeden 3 gün önce bir toplantı yapıldığı, bu toplantıda İstanbul'da işgal edilecek yerler ve görevlilerin belirlendiği anlatılıyor. İddianamede, yine darbe girişimi günü saat 15: 30'da Harp Akademilerinde yapılan başka bir toplantıda şüpheli Binbaşı Faruk Şimşek'in, bu dosyanın şüphelileri rütbeliler Mehmet Umut, Mehmet Ekerbiçer, İsa Turhan, Erkan Tercan ve Halit Turan'a saat 20: 30'da 47. Motorlu Piyade Alayı Metris Kışlasında hazır olmaları emrini verdiği belirtildi.
Bunun üzerine kışlada, diğer dosyanın şüphelilerinden Albay Sadık Cebeci, yine tabur komutanlarından şüpheli Recep Karaçam, bölük komutan vekili şüpheli teğmen Sadık Efe, şüpheli Albay Nizamettin Aydın ile haklarında darbe girişimine karıştıkları yerler itibari ile başka soruşturma dosyalarında adı geçen Kara Harp Akademilerinden gelen subaylar ile birlikte toplantıya katıldıkları, toplantıda hazır olan subaylar Sadık Cebeci tarafından İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ak Parti İl Binasına gidecek şekilde üç kola bölündüğü kaydedildi.
Şüpheli Sadık Cebeci tarafından İstanbul Valiliği'ne gidecek şüphelilerin emir komutası şüpheli Albay Nizamettin Aydın'a verildiği anlatılan iddianamede, şüpheli Aydın'ın kışladan çıkış yapmadan önce personele şarjör takmaları emrini verdiği anlatılarak, Aydın'ın emir komutasındaki şüpheliler Recep Karaçam, Mehmet Umut, Mehmet Ekerbiçer, İsa Turhan, Erkan Tercan, Halit Turan, Sadık Efe, Ali Kahraman, Ünal Memiş, Cihan Sönmez, Mustafa Uğurlu ve beraberinde 75 şüpheli er ile tam teçhizatlı bir şekilde saat 21: 30 sıralarında 6 adet Land araç, 2 adet Unimog kamyon ile kışladan çıkış yaptıkları saat 22.30 sıralarında valilik binasına geldikleri kaydedildi.
Şüpheli rütbelilerin, diğer askerlere saldıran olursa önce fiziksel olarak müdahale etmelerini, halen devam ediliyorsa havaya sıkmalarını, buna rağmen devam eden olursa ayaklarına sıkmaları emrini verdiği vurgulanan iddianamede, bu sırada emniyete gelen bilgi üzerine TSK içerisinde bir gurubun kalkışma içerisinde olduğu, askerlerin İstanbul Valiliği'ne de gelebileceği, Valiliğe girişi olan tüm kapıların kilitlenmesi, askerler geldiği taktirde Valilik protokol kapısı önünde toplanmaları talimatı verildiği anlatıldı.
Valilik binasına gelen şüpheli askerler, valilik binasını koruyan polislere, "Ordu adına geliyoruz. Buranın güvenliği bizden sorulur, silahlarını teslim edin" çağrısında bulundukları, polisin itirazı üzerine şüpheli askerlerin zor kullanarak silah doğrulttukları ve akabinde polislerin teslim olduğu anlatılan iddianamede, şüpheli Aydın'ın emirleri doğrultusunda valilik binasının etrafının kuşatıldığı ve yolların trafiğe kapatıldığı, çevredeki vatandaşların uzaklaştırılmaya çalışıldığı anlatıldı.
Emniyet müdür yardımcısının çabaları
Şüpheli rütbelilerin valilik protokol kapısında olay tarihinde İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olan tanık Cengiz Demircan tarafından durdurulduğu, Demircan'ın şüphelilere hitaben, "Yıllarca sizinle dağlarda çarpıştım, şimdi ise birbirimize silah doğrultuyoruz, bu nasıl iştir. Siz darbe yapıyorsunuz, bu millet sizi affetmez." dediği, bunun üzerine şüpheli Recep Karaçam'ın da silahların emniyet güçlerinde kalmasını kabul ettiği kaydedildi.
Tanık Cengiz Demircan, şüpheli Nizamettin Aydın ve bir kısım şüphelilerin valilik içerisine girdiğini görmesi üzerine İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ı telefon ile aradığını ancak yoğunluktan ötürü kendisine ulaşamadığı anlatılan iddianamede o gece tanık Demircan'ın yaptıkları şöyle anlatılıyor:
"Bunun üzerine tanık Demircan, yakın çevrede bir çay bahçesi bulunan tanıdığı bir esnafı arayarak toplayabildiği kadar vatandaşı toplayarak Valiliğe gelmesini ve burada şüpheliler üzerinde psikolojik baskı oluşturmasını istemiştir. Tanık Demircan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Mustafa AKSU'yu arayarak sivil toplum kuruluşlarını, partileri ve benzer grupları arayarak vatandaşları darbe girişimini engellemek amacı ile sokağa davet etmesini istemiştir. Bu görüşmelerden yaklaşık 15 dakika sonra 20 kişilik bir vatandaş grubu Valilik önüne gelmiştir. Burada bulunan şüpheliler halkı gördüklerinde barikat kurmaya başlamışlardır. Gelen halk kitlesi şüphelileri 'yapmayın, etmeyin' şeklinde iknaya çalışmıştır. Yaşanan bağrışmalar ve oluşan gerginlik sonucunda şüphelilerce halka silah çekilmiştir.
Bu gelişme üzerine tanık Demircan, şüpheli Recep Karaçam'ın yanına giderek 15 bin kişilik bir halk grubunun valiliğe doğru yola çıktığını, şimdiye kadar Valilikte bulunan sayıca az halk kitlesine sahip çıkabildiğini, ancak kalabalık grubun gelmesi sonrasında halkı kontrol altında tutamayabileceğini, halkın kendilerini linç edebileceğini, Vatan Caddesinde bulunan tankların polisler ve vatandaşlar tarafından ele geçirildiğini, bu nedenle Valiliği terk etmelerini söylemiştir. Şüpheli Karaçam ise tanığa '25 senelik birlik komutanıyım, psikolojik harp taktiklerini yutmam' şeklinde karşılık vermiştir. Darbe girişimini engellemeye çalışan kalabalığın artması üzerine, tanık Demircan vatandaşlarımızın bir kısmını Valiliğin Marmaray çıkışına, bir kısmını da cami tarafına yönlendirmiş ve şüphelilere baskı yapmalarını istemiştir."
İddianamede, halkın barikat önünde toplanması üzerine şüphelilere barikat açmak zorunda kaldığı, barikat açıldıktan sonra vatandaşın ilerlemeye başladığı, valilik etrafında ve valilik içinde bulunan şüphelilerin İran Konsolosluğu tarafına doğru kaçmaya başladıkları anlatılarak, "Bir süre sonra şüpheli Recep Karaçam, tanık Cengiz Demircan'a doğru tüfeğini kaldırarak 'senin kafanı dipçik ile ezeceğim' demişti. Bunun üzerine Demircan da şüpheliye sert bir şekilde buradan gitmesini söylemiş. Şüpheli de 'nasıl gideceğini, zira her tarafın vatandaşlar tarafından kapatıldığını' söylemesi üzerine tanık Demircan tarafından vatandaşlara yolun açılması söylenmiş, bu söylenirken de şüphelilerin hala silahlı olması ve gergin olması nedeni ile gözaltı yapılması halinde vatandaşlarımızın zarar görebileceği saiki ile hareket edilmiştir. Yolların açılması üzerine şüpheliler askeri araçlara binerek saat 01: 30 sıralarında uzaklaşmaya başlamışlardır." denildi.
Rütbelilerde 1 dolar da çıktı
Olay akabinde gözaltına alınan ve tutuklanan şüphelilerden ele geçirilen malzemelere de yer verilen iddianamede, şüpheli 3 rütbelinin üzerinde yapılan aramada 1 doların çıktığı vurgulandı.
İddianamede, eyleme katılan şüpheliler Albay Nizamettin Aydın, Yarbay Recep Karaçam ile diğer rütbeliler İsa Turhan, Erkan Tercan, Mehmet Umut, Mehmet Ekerbiçer, Halit Turan, Sadık Efe, Kadir Şenol, Mesut Kocamanoğlu, Muhammet Keskin, Ali Kahraman, Ünal Memiş, Mustafa Uğurlu ve Cihan Sönmez ile 75 tutuksuz şüpheli erin " Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi.
İddianamede, ayrıca şüphelilerden bir kısmı hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, diğer bir kısmına ise "örgüte üye olmadan bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 5 yıldan 10'ar yıla kadar hepsi talep edildi.
DAHA ÖNCE 2 İDDİANAME HAZIRLANDI
İstanbul'da daha önce darbe soruşturmasında Sabiha Gökçen Havalimanı ile AK Parti il başkanlığı binasının işgal edilmesine ilişkin olayların iddianameleri hazırlanmıştı. İstanbul Valiliği'nin kuşatılmasına ilişkin iddianame ise Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcılığı'nda görevli cumhuriyet savcısı Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlandı. Ağır ceza mahkemesine gönderilen iddianamede, İstanbul Valiliği'ne 15 Temmuz akşamı baskın yapan askerlerin eylemlerine yer verildi. FETÖ'yle ilgili genel bilgilerin ardından örgütün darbe hazırlığına ilişkin bilgiler yer aldı. 15 Temmuz öncesi Maltepe General Nurettin Baransel Kışlası'ndaki 2. Zırhlı Tugay'da Yeşilköy'deki Hava Harp Okulu'nda ve Levent'teki Harp Akademileri'nde darbe toplantıları yapıldığı anlatıldı.
EMİRLER ALBAY SADIK CEBECİ'DEN
Darbe toplantılarında alınan kararla valilik, büyükşehir belediyesi binası ve AK Parti il teşkilatı binalarının ele geçirilmesi görevinin Metris Kışlası'ndaki 47. Mekanize Motorlu Piyade Alay Komutanı Albay Sadık Cebeci'ye verildiği kaydedildi. Cebeci'nin alaydan birlikleri sevk ettiği, valiliği kuşatmaya giden birliğin başında motorlu piyade tabur komutanı Yarbay Recep Karaçam'ın yer aldığı ifade edildi. Albay Cebeci'nin birlikleri WhatsApp grubu üzerinden yönlendirdiği anlatılan iddianamede, darbeci askerin halkın direnişi karşısında başarısız oldukları ifade edildi. Valilik işgaline karışan 90 darbeci asker hakkında Hükümeti, Meclis'i ve anayasal düzeni devirmeye teşebbüs suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, terör örgütü üyeliğinden de 15 yıla kadar hapis cezası istedi.
Paralel yapı-28 Kasım (2016) 'İstanbul Darbe Yapılanması/Sabiha Gökçen Havalimanı Baskını 62 sanık' davası
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi' ve soruşturmaları
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'İstanbul darbeye destek' soruşturması
(17 Aralık 2016, 11:48)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: