İzmir Adliyesinde 'bazı hakim, savcı ve personeli fişledikleri', 2bazı dosyalardaki bilgileri örgüte aktardıkları' iddialarına yönelik Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında açılan ve ikisi tutuklu 8 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıkların tahliye talebi reddedildi.
17.12.2016 16:15 İzmir'de Fetö'ye karşı açılan 35 sanıklı 4 davada duruşmalar yapıldı. İşte o gelişmeler:
1) BYLOCK KULLANAN 2 SANIK
İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kriptolu haberleşme programı "ByLock" kullanıcılarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında haklarında dava açılan tutuklu 2 sanığın yargılanmasına başlandı.
13 Aralık'ta İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEBGİS) bağlanan sanıklar Fatih S. ve Okan M. ile avukatlar hazır bulundu.
Kimlik kontrolünün ardından iddianamenin özetini okuyan mahkeme heyeti, yasal haklarını hatırlattığı sanıkların savunmasını aldı.
Sanık Faruk S. savunmasında, kendisine isnat edilen suçlamaların somut delillere dayanmadığını, kapatılan derneklere üyeliğinin de yasal olduğunu belirtti.
FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı "ByLock"u kullanmadığını ve telefonuna indirmediğini iddia eden Faruk S, Bank Asya'da hesabının olduğunu ancak o dönemlerde bu bankanın devletin izniyle kurulan ve faaliyetlerini yürüten bir banka olduğunu ifade etti.
İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda gözaltına alındığını belirten tutuklu sanık, Kıbrıs'a gitmek için bilet satın almadığını ve herhangi bir rezervasyon yaptırmadığını, yurt dışına kaçma düşüncesi olmadığından serbestçe hareket ettiğini dile getirdi.
Sanık Okan M. ise KKTC vatandaşı olduğunu ve daha önce kapatılan bir yükseköğrenim yurdunda memur olarak çalıştığını bildirdi.
Bayram tatilini geçirmek için ailesinin yaşadığı KKTC'ye gitmek istediği sırada havalimanında polislerce gözaltına alındığına değinen Okan M, ByLock kullanmadığını, bu programı da telefonuna yüklemediğini ileri sürdü.
Mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
Adnan Menderes Havalimanı'nda 3 Eylül'de, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında gerçekleştirilen operasyonda KKTC'ye gitmeye çalışan Fatih S. ile Okan M'yi gözaltına alınmış, şüphelilerin ByLock kullandıkları tespit edilmişti.
Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianamede, tutuklu sanıklar Fatih S. ve Okan M. hakkında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla 5 ila 10 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
ByLock ile ilgili detaylara yer verilen iddianamede, örgüt adına faaliyetler yürüttükleri ileri sürülen sanıkların, şifreli programı yoğun şekilde kullandıkları ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından örgütün kapatılan dernek ile eğitim kurumlarında çalışma içerisinde oldukları bilgilerine yer verilmişti.
2) 3 SANIKLI FİNANSAL DESTEK DAVASI
İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finansal destek sağlanmasına ilişkin 2'si tutuklu 3 sanığın yargılandığı davada bir kişi tahliye edildi.
15 Aralık'ta İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Emir Ağbaş ve Mehmet Çelikarslan ile avukat Serhat Ortapınar katıldı.
Tanık olarak ifade veren K.K, 1996'dan beri sanık Ağbaş'a ait şirketlerin hesap defterini tuttuğunu, iddia edilen sohbet ve kahvaltılı toplantılara şahitlik etmediğini ayrıca iddianamede geçen "hesap ve muhasebe hileleri"nden haberdar olmadığını söyledi.
Tuttuğu muhasebe defterlerinden herhangi bir usulsüzlük görmediğini ifade eden K.K, Ağbaş'ın terör örgütü FETÖ ile bağlantısının olmadığını ileri sürdü.
Suçlamaları kabul etmeyen sanık Ağbaş ise tutuksuz yargılanma talebinde bulundu.
Sanık Çelikarslan ise ailesinin de mağdur olduğunu dile getirerek tahliyesini istedi.
İddia makamı da Ağbaş'ın FETÖ ile bağlantısının olup olmadığı yönünde Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı ve istihbarat birimlerine yazı yazılması ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamı yönünde mütalaa verdi.
Mahkeme heyeti, tutukluluğunun devamına karar verdiği Ağbaş'ın örgüt bağlantısının olup olmadığı yönündeki tespit için ilgili birimlere yazı yazılmasına, Çelikarslan'ın ise yurt dışı çıkış yasağı uygulanarak adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 18 Şubat'ta, FETÖ/PDY'nin finans ayağına yönelik operasyonda, ABD'den dönen iş adamı Emir Ağbaş ile Mehmet Çelikarslan, Adnan Menderes Havalimanı'nda gözaltına alınmıştı. Yürütülen soruşturma kapsamında 2'si tutuklu 3 sanık hakkında, "silahlı terör örgütü üyesi olmak" ve "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlamasıyla 5 ile 10 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Ekimde görülen ilk duruşmada, firari sanık Selami Başaran hakkında tutuklamaya yönelik yakalama çıkarılmıştı.
3) 22 SANIKLI ÖĞRENCİ YURDU VE DERNEK YÖNETİCİLERİ DAVASI
İzmir'in Çeşme ilçesinde kapatılan özel öğrenci yurdu ve derneği yöneticisi 11'i tutuklu, 9'u tutuksuz 2'si için yakalama kararı bulunan toplam 22 sanık, FETÖ/PDY'ye üye oldukları iddiasıyla 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlandı.
15 Aralık'ta İzmir 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanan ve mahkemenin duruşma salonu olmadığı için sosyal tesislerde bulunan konferans salonunda yapılan duruşmaya 11'i tutuklu, 9'u tutuksuz yargılanan sanıklar ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşmada tutuklu sanık Musab D. ifadesinde şunları söyledi: "Abdurrahman A., beni gençlik merkezinde görevlendirdi. Bu yurdun ve Abdurrahman A.'nın Gülen cemaatine bağlı olduğunu biliyorum. Yeşeren Ümitler Derneği Gençlik Merkezi'nin yaklaşık 2 yıldır sorumlusuyum. Merkezde, ortaokul çağındaki öğrencilerle ilgileniyorum. Erkal G. ile birlikte cemaat adına topladığım paraları Abdurrahman A.'ya veriyordum. Nereden para alacağımızı bize Abdurrahman söylüyordu. Aldığım paralara karşılık makbuz vermiyordum. Darbe girişiminden sonra gençlik merkezini başka yere taşıdık. Abdurrahman A. ile birlikte Gülen'in yurt dışındaki okullarına ziyarete gittik. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum."
Evinde yapılan aramada Fetullah Gülen'e ait çok sayıda kitap bulunan tutuksuz sanıklardan Rabia E. ise "2015 yılı Aralık ayında Çeşme'ye geldim. Gülen'e ait olduğunu tahmin ettiğim yurtta göreve başladım. Burada çocuklardan sorumluydum. Sohbet toplantılarına katıldım. Bank Asya'da hesabım var. İzmir'de 2014 yılında çalıştığım bir kurumda telefonuma ByLock yüklendi. ByLock kurulumu olan telefonumu bir su kanalına düşürüp kaybettim" dedi.
Tutuksuz sanıklardan eczacılık yapan Mehmet T. ise "İş gezisi kapsamlı birçok yabancı ülkeye seyahat ettim. 2009-2013 yılları arasında İzmir Genç İş Adamları Derneği'nin başkanlığını yaptım. Dernek TUSKON'a bağlıydı. 2013 yılında dershanelerin kapatılması sürecinde ülkede yaşanan gerginliğin ardından derneğin üyeliği ve başkanlığından istifa ettim. Herhangi bir sohbete de katılmadım. Özel Menbaa Erkek Öğrenci Yurdu'nun arazisini 2008 yılında turizm amaçlı pansiyon yapmak amaçlı satın aldım. 1999-2000 yılları arasında Şifa Hastanesi'nin eczacılık kısmının müdürlüğünü yaptım. 2010- 2015 yılları arasında Şifa Üniversitesi Mütevelli Heyeti'nde bulundum. Üniversitenin Fetullah Gülen örgütü ile bağlantılı olduğunu bilmiyordum" diye konuştu.
Savunma yapan sanıklardan Mehmet Hüseyin Ö, Çeşme İmam Hatip Lisesinde öğretmenlik yaptığı dönemde FETÖ'nün sohbet toplantılarına katıldığını, 1,5 yıldır sohbetlere gitmediğini, darbeyle ya da terör örgütüyle hiçbir bağlantısının bulunmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Aktif Eğitim-Sen'e üye olduğunu, ancak geçen haziran ayında istifa ettiğini ve Bank Asya'da bireysel emeklilik hesabının bulunduğunu belirten Mehmet Hüseyin Ö. 1,5 yıldır bu yapıyla hiçbir ilişkisinin olmadığını, 2014 yılında Kırgızistan'a gittiğini ve oradaki Türk okullarını gezdiklerini belirtti.
Sanık Ali Y. ise sohbetlere 12-13 kez katıldığını, 2013 yılından sonra katılmadığını, Zaman gazetesi aboneliğini de bu tarihte iptal ettiğini, toplantılarda dini konuların konuşulduğunu, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in kitaplarından günün konusuyla ilgili bölümlerin okunduğunu, öğrenci yurduna zaman zaman 10-20 lira gibi miktarlarda para, zaman zaman da gıda yardımında bulunduğunu, silahlı terör örgütüne üye olmadığını savundu.
Mahkeme Başkanının sorusu üzerine sanık, "Haşhaşiler" isimli WhatsApp grubunda genelde geyik muhabbeti yaptıklarını, toplantı zamanları için de haberleştiklerini, toplantılarda ise örgüt propagandası yapılmadığını belirtti.
"Çeşme imamı" olduğu iddia edilen sanık
İddianamede FETÖ'nün " Çeşme imamı" olarak suçlanan sanık Abdurrahman A, yurtta ve evlerde dini sohbetler düzenlediklerini, toplantı tarihini katılacak olanları arayarak hatırlattığını, sohbete katılanların yurdun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla maddi yardımda, bazen de gıda yardımında bulunduklarını, Nijer, Burkino Faso ve Kırgızistan'a giderek Türk okullarını ziyaret ettiğini, yaklaşık 10 yıldır Bank Asya ile çalıştığını, bahsi geçen dergi ve gazetelere abone olduğunu, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini dile getirdi.
Terör örgütünün Çeşme'deki kadın konukevinden sorumlu olduğu iddia edilen Esin Kuzey ve Rabia Eğercioğlu da suçlamaları reddetti.
Kuzey, Balıkesir'in Dursunbeyli ilçesinde 2 yıl FETÖ'nün yurdunda kaldığını, Çeşme'ye geldikten sonra konukevinden sorumlu olduğunu, sohbetlere konuşmacı olarak katıldığını, toplantılarda FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in vaazlarının dinletildiğini söyledi.
Eğercioğlu da konukevinde çocuklardan sorumlu olduğunu, arada Esin Kuzey ile birlikte toplantılara gittiğini, telefonuna örgütün kriptolu haberleşme programı "ByLock" isimli programı 2014 yılında kurduğunu ifade etti.
Sanık Ömer B, Yarımada Yeşeren Ümitler Derneği'nin kurucu üyesi olduğunu, nakit para yardımında bulunmadığını, yurda gıda yardımı yaptığını, toplantılarda FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in kitaplarının okunduğunu, videolarının izlendiğini, kendisinin ve toplantıya katılanların Gülen'e sempati duyduklarını, Zaman gazetesi, Aksiyon ve Sızıntı dergilerine abone olduğunu, oğlunu gönderdiği Yamanlar Kolejinin Gülen'e yakın olduğunu bildiğini, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirtti.
Sanık Yusuf Ç. de yapıyı "silahlı terör örgütü" olarak görmediğini, Allah rızası için çocuklara yardım edip Kur'an okunan bir yapı olarak bildiğini anlattı.
Mahkeme heyeti, sanıkların savunmasına devam edilmek üzere duruşmayı yarına erteledi.
Davanın geçmişi
Geçen ağustos ayında, Çeşme Emniyet Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY'ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, kapatılan Yarımada Yeşeren Ümitler Derneği ile Özel Menba Hacı Vafir Ertan Erkek Öğrenci Yurdu'na düzenledikleri operasyonda 12 kişiyi gözaltına almıştı.
15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında Çeşme'de kapatılan Özel Menbaa Hacı Vafir Ertan Ortaöğretim Erkek Öğrenci Yurdu ve Yarımada Yeşeren Ümitler Derneği yöneticisi ve üyesi oldukları iddia edilen kişilere yönelik operasyon düzenlendi. Aralarında eczacı, lokantacı ve market işletmecilerinin de bulunduğu 22 kişi gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden 11'i tutuklanırken, 11 kişi hakkında denetimin serbestlik ve yurt dışına çıkış yasağı ile serbest bırakıldı. Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı'nın itirazı üzerine serbest kalan ve örgütün 'Çeşme imamı' olduğu öne sürülen Abdurrahman A. ile Ali Y. hakkında yakalama kararı verildi.
Soruşturmayı tamamlayan İzmir Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya, hazırladığı 16 sayfalık iddianamede, 11'i tutuklu, 9'u tutuksuz, 2'si hakkında yakalama kararı bulunan toplam 22 şüpheli hakkında 'Silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 5 ile 10'ar yıl hapis cezası istedi.
4) 8 SANIKLI ADLİYEDE FİŞLEME DAVASI
İzmir Adliyesinde "bazı hakim, savcı ve personeli fişledikleri", "bazı dosyalardaki bilgileri örgüte aktardıkları" iddialarına yönelik Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında açılan ve ikisi tutuklu 8 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıkların tahliye talebi reddedildi.
15 Aralık'ta İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, "terör örgütü üyesi olmak", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek", "bazı dosyalardaki bilgileri örgüte aktarmak" suçlamalarıyla yargılanan tutuklu sanıklar Y.K. ve M.F.S. ile tutuksuz sanıklar, bazı müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu.
İzmir Emniyet Müdürlüğünün hazırladığı, sanık M.F.S'nin cep telefonuna FETÖ mensuplarının kullandığı "ByLock" isimli kriptolu yazışma programını indirdiğine ilişkin raporun mahkemeye ulaştığını ve dosyaya konduğunu ifade edildi.
Tanıklardan A.O.Ö. verdiği ifadede, bağlı olduğu sendikal çalışmalar nedeniyle, yürütülen FETÖ soruşturmasında tutuklu bulunan İzmir Adli Yargı Adalet Komisyonu eski Başkanı Akar Karasu tarafından tehdit edildiğini, baskı gördüğünü anlatarak 2015'te yapılan Adalet Bakanlığı personeli görevde yükselme sınavıyla ilgili olarak sendikanın genel merkezinden "fişleme" olayına ilişkin herhangi bir talimat almadıklarını, bu nedenle sınav sonrası adliye içerisinde bazı personelin fişlendiği meselesinin münferit bir olay olduğunu savundu.
Diğer 5 tanığın dinlenmesinin ardından tutukluluk incelemesine geçilen duruşmada, sanık ve avukatların talepleri alındı.
Sanık M.F.S, meslekten ihraç edildiği için ailesinin mağdur olduğunu söyleyerek tahliyesini istedi.
Y.K, tutukluluk incelemesine dair yaptığı savunmada, gerek soruşturma gerekse yargılama aşamasında gerçekleri anlattığını, ByLock programı kullanmadığını, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edilen ne kadar adliye personeli varsa, onlarla HTS kayıtlarının incelenmesini, eğer varsa örgütle bağlantısının ortaya çıkartılmasını talep ederek, FETÖ ile mücadele eden birinin örgüt üyesi olarak suçlanmasının üzücü olduğunu ve tutuksuz yargılanmak istediğini mahkeme heyetine iletti.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, M.F.S. ile Y.K'nin tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Operasyon
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla, "FETÖ/PDY üyelerinin adliyede kadrolaşması, fişleme yapması ve dosyalardaki bazı bilgilerin örgüte aktarılması" iddiaları üzerine 23 Şubat 2016'da İzmir'in Karşıyaka, Torbalı, Menemen ilçeleri ile Manisa'da operasyon gerçekleştirilmişti.
Zanlıların, savcı ve hakimler hakkında "FETÖ ile bağlantılarına göre" fişleme yaptıkları, FETÖ'ye yönelik soruşturmalarla ilgili bilgileri UYAP sistemi üzerinden temin ederek örgüte aktardıkları, adliyeye personel alımına yönelik mülakatları etkilemek ve örgüt üyelerinin önünü açmak amacıyla yüksek puan alan diğer adayları "FETÖ üyesi" gibi gösterip elenmelerini sağladıkları iddia edilmişti.
Operasyon kapsamında yapılan aramalarda İzmir'deki "delillerin karartılmasına yönelik dava" ile ilgili hakim, savcı ve adliye personeli hakkında belgeler ele geçirilmişti. Operasyonda gözaltına alınan 3'ü tutuklu 8 sanık hakkında dava açılmıştı.
28 Eylül'deki duruşmada ise T.A. hakkında tahliye kararı verilmişti.
Paralel yapı-03 Eylül (2016) 'İzmir Bylock kullanan örgüt mensupları 2 sanık' davası
Paralel yapı-18 Şubat (2016) 'İzmir örgüte finansal destek 3 sanık' soruşturması/davası
Paralel yapı-02 Ağustos (2016) 'İzmir Çeşme Yapılanması 22 sanık' soruşturması/davası
Paralel yapı-23 Şubat (2016) 'İzmir Adliye yapılanması 8 sanık' soruşturması/davası
(17 Aralık 2016, 16:15)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: