Özellikle Ergenekon davası ve Albay Cemal Temizöz´ün yargılandığı faili meçhul cinayetlerle ilgili davada kritik ifadeler veren gizli tanıklar, bir bir deşifre ediliyor. Bu yüzden tanıkların bazıları ifadelerini geri çekerken, Tanık Koruma Kurulu´nun yapısı tartışmaya açıldı. Gizli tanıkları korumakla sorumlu Kurul, 11 kişiden oluşuyor. İçişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Kurul´a, Ergenekon´a bakan savcıları görevden almak isteyen ve Kent Otel toplantılarına katılan Başkan Vekili Kadir Özbek ile Ali Suat Ertosun´un üyesi olduğu HSYK da atama yapıyor. Gizli tanıkların kimliğinin kamuoyuna açıklanmasında Ergenekon davasına kesinlikle karşı olduğu son kararname kriziyle bir kez daha anlaşılan HSYK´nın parmağının olduğu iddiası giderek belirginleşiyor.
Ergenekon davasını sakatlamak için gizli tanıklar deşifre ediliyor
Özellikle Ergenekon davası ve Albay Cemal Temizöz´ün yargılandığı faili meçhul cinayetlerle ilgili davada kritik ifadeler veren gizli tanıklar, bir bir deşifre ediliyor. Bu yüzden tanıkların bazıları ifadelerini geri çekerken, Tanık Koruma Kurulu´nun yapısı tartışmaya açıldı. Gizli tanıkları korumakla sorumlu Kurul, 11 kişiden oluşuyor. İçişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Kurul´a, Ergenekon´a bakan savcıları görevden almak isteyen ve Kent Otel toplantılarına katılan Başkan Vekili Kadir Özbek ile Ali Suat Ertosun´un üyesi olduğu HSYK da atama yapıyor. Gizli tanıkların kimliğinin kamuoyuna açıklanmasında Ergenekon davasına kesinlikle karşı olduğu son kararname kriziyle bir kez daha anlaşılan HSYK´nın parmağının olduğu iddiası giderek belirginleşiyor.
On yılın üzerinde ağır cezalık suçlarla, organize ve terör örgütlerince işlenen suçlar kapsamında izin verilen gizli tanıklık müessesesi, klasik ceza muhakemesi yöntemlerinin yetersiz kalması nedeniyle uygulanmaya konuldu. 5 Ocak 2008´de yürürlüğe giren yasa sonrası, Bakanlar Kurulu kararı ile 1 Temmuz 2008´de İçişleri Bakanlığı bünyesinde Tanık Koruma Daire Başkanlığı kuruldu. Ancak daire ve kurul gizli tanıkları koruyamamasıyla gündeme geldi. Bugün yazarı Adem Yavuz Arslan, gizli tanıkları korumakla yükümlü kurulun gizli tanıklık konusuna soğuk baktığını, yapısı sebebiyle tanıkların deşifre olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu yazdı.
Gizli tanıkların korunmasına karar veren kurul 11 kişiden oluşuyor. İçişleri Bakanlığı bünyesinde göreve yapan kurul; mesleklerinde fiilen en az on beş yıl görev yapmış olmak şartı ile; Adalet Bakanlığı´ndan idari görevde çalışan birinci sınıf hakimler arasından iki, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´nca Ankara´da görev yapan birinci sınıf adli yargı hakim veya cumhuriyet savcıları arasından seçilecek bir, Milli Savunma Bakanlığı´ndan idari görevde çalışan birinci sınıfa geçirilmiş askeri hakimler arasından bir, İçişleri Bakanlığı merkez teşkilatından bir, Jandarma Genel Komutanlığı´ndan bir, Sahil Güvenlik Komutanlığı´ndan bir, Emniyet Genel Müdürlüğünden üç ve Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü´nden bir üye olmak üzere toplam on bir üyeden oluşuyor. Kurul, gizli tanıkların nüfus ve adres bilgilerinin değiştirilmesi, yeni kimlik düzenlenmesi, fiziki koruma sağlanması, maddi yardım sağlanması ve estetik cerrahiyle yüzünün değiştirilmesine kadar kararlar alabiliyor.
Cemal Temizöz davasında deşifre olan gizli tanıklar
Tanık Koruma Kurulu, koruma tedbirlerine, süresine, değiştirilmesine, kaldırılmasına karar verebiliyor. Başta Ergenekon davası olmak üzere faili meçhul cinayetlerle ilgili Albay Cemal Temizöz´ün yargılandığı davalarda çok sayıda gizli tanığın ifadesi bulunuyor. Ancak bu tanıklar deşifre oluyor. Bunların bazıları, tehditler ve maddi menfaat karşılığında ifadelerini geri çekiyor. Örneğin Temizöz´ün yargılandığı faili meçhul cinayetlerin davasında, gizli tanık olarak ifade veren ´Sokak Lambası´ ve ´Tükenmez Kalem´in ifadelerini ´verilen sözler tutulmadığı´ gerekçesiyle geri çektikleri belirtildi. İki gizli tanığın baskı ve menfaat karşılığında ifadelerini geri çektiği öne sürüldü.
Ergenekon davasında da benzer gelişmeler yaşanıyor. Davanın birinci ve ikinci iddianamesinde 20´ye yakın gizli tanık çarpıcı ifadeler verdi. Ancak bu tanıkların bir bölümünün kimliği ya Ergenekon örgütü sanıkları tarafından, ya da medya tarafından açıklandı. Tanıkların bazıları ise savcıların ilgili yazışmaları yanlışlıkla dosyaya koyması nedeniyle deşifre oldu. İfadeleriyle Ergenekon ve Danıştay´a saldırı davalarının birleşmesine neden olan Osman Yıldırım´ın ´Gizli Tanık 9´ olduğu medyada yer aldı. Ergenekon´un 3. iddianamesinde ek klasörlerinde ifadeleri yer alan gizli tanık Anadolu, davanın sanığı olduğunu, etkin pişmanlıktan faydalanmak amacıyla ifade verdiğini kaydetti. Anadolu, Ergenekon sanığı Mehmet Demirtaş ile emekli Astsubay Oktay Yıldırım arasında Silivri Cezaevi´nde geçen bir konuşmayı anlattı. Tanık Koruma Kanunu´nda, gizli tanıklarla ilgili alınan kararlar ve yürütülen işlemlerin gizli olduğu, gizliliğin, koruma tedbiri sona erdikten sonra da devam edeceği belirtiliyor. Gizliliği ihlal edenler hakkında 4 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacağı belirtiliyor.
Ergenekon´da deşifre olan diğer gizli tanıklar
Galip: 1. Ergenekon iddianamesi ek klasörlerinde, Gaziantep H Tipi Kapalı Cezaevi´nde hükümlü olan H.B.´nin gizli tanık olarak ifadesine başvurulacağı ile ilgili yazışmalar yer aldı. Bindal´ın Gizli Tanık Galip olduğuna dair haberler yapıldı.
Kıskaç: ´Kıskaç´ ile eski JİTEM mensubu M.G.´nin Ergenekon´un 2. iddianamesindeki ifadelerinde Veli Küçük ve Osman Gürbüz hakkındaki beyanlarının aynı olduğu, ek klasörlerde M.G.´nin açık kimliği ve adresinin deşifre edildiği öne sürüldü. ( Zaman)
Gizli tanıklar ölümle tehdit ediliyor
08 Eylül 2009: Ergenekon ve faili meçhul cinayet davalarının ´gizli tanık´ları değişik yollarla bir bir deşifre oluyor. Kimlikleri ortaya çıkan tanıklar ifadelerini geri almaları için baskı ve tehditlere maruz kalıyor. Bir gizli tanığın ölüm tehdidi alması sebebiyle yurtdışına çıktığı, geçinemeyince geri döndüğü ortaya çıktı. Gizli tanığın, baskılara rağmen bütün bildiklerini mahkemede anlatacağı dile getiriliyor. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı´nca yürütülen Ergenekon ile Diyarbakır´da görülen ´faili meçhuller´ davalarında tanıklara baskı uygulanarak yıldırma faaliyetleri sürüyor. Ergenekon soruşturması kapsamında savcıların talebi doğrultusunda bütün bildiklerini anlattığını belirten bir gizli tanık vazgeçmesi için saldırıya uğradığını dile getirdi. Alınan bilgilere göre, gizli tanık aldığı tehditler ve uğradığı saldırı sebebiyle yurtdışına çıktı. Ancak, geçimini sağlayamadığı için geri döndü. Sözkonusu şahıs, Tanık Koruma Programı´na niçin alınmadığını ise bilmediğini kaydetti. Karşılaştığı olumsuzluklara rağmen geri adım atmayacağını vurgulayan ´gizli tanık´ bildiklerini mahkemede anlatacağını açıkladı. 2008 yılında faaliyete geçen Tanık Koruma Kurulu diğer tanıklarda olduğu gibi bu gizli tanık hakkında da hiçbir işlem yapmamış.
İfadesini geri çektiğine dair dilekçe verdiği bildirilen Binzet: Dilekçe baskıyla imzalatıldı ifademin arkasındayım
Ergenekon ve faili meçhul cinayet davalarında ´gizli tanık´lara baskı yoluyla ifadelerinin geri aldırıldığı daha önce de gündeme gelmişti. Diyarbakır´da görülen ve Kayseri İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz´ün yargılandığı ´faili meçhul´ davasında tanık M.N.B.´ye zorla ifadesini geri aldığına dair dilekçe imzalattırıldığı ortaya çıkmıştı. Eşi ve çocukları tehdit edilen M.N.B.´ye ifadesini geri alması için 30 bin TL de para teklifi yapılmıştı. M.N.B. ise ölüm tehditlerine ve baskılara rağmen çetenin faaliyetlerini deşifre edeceğini belirterek, daha önce verdiği ifadelerin arkasında olduğunu açıkladı. Bir gazete tarafından gizli tanık ´Anadolu´ olduğu duyurulan Doç. Dr. Ümit Sayın cezaevinde darp edilmişti. Sayın, gelişmelerden sonra duruşmalara katılamıyor.
Gizli tanıkların deşifresi sadece HSYK´daki Kontrgerillacılar tarafından değil Ergenekon davası kapsamında yargılanan sanıklar veya avukatları tarafından da yapılıyor. Tanıklarla ilgili sağlıklı bir tanık koruma programının da olmaması Ergenekon çevrelerinin işini kolaylaştırıyor. Ergenekon davası kapsamında bir süre tutuklu kalan Koçero Saluci, JİTEM´in Güneydoğu faaliyetleri hakkında önemli bilgiler veren gizli tanık ´İlkadım´ın kimliğini deşifre etti. Yine Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük ´gizli tanık 17´nin kimliğini duruşma salonunda açıkladı.
´Osman Yıldırım´ın akıl sağlığı bozuk´ oyunu tutmadı
Bir taraftan tanık ve sanıklara baskı uygulayan Ergenekon çevreleri, diğer taraftan da ilgili kişilerin ifadelerini hükümsüz kılmanın yollarını arıyor. Verdiği ifadeyle Cumhuriyet Gazetesi bombalamasının Ergenekon´un işi olduğunu deşifre eden sanık Osman Yıldırım ile ilgili geçtiğimiz günlerde ilginç raporlar servis edildi. Yıldırım´a, 2005 yılında GATA´da yapılan incelemede, ´ileri derecede anti-sosyal kişilik bozukluğu´ teşhisi konulduğu iddia edildi. Ancak Yıldırım´ın antisosyal kişiliği üzerinden gidilerek akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığına dair rapor verilmesi için gösterilen çabalar boşa çıktı. Çünkü GATA, Yıldırım´ın ruhsal sağlığının yerinde olduğunu belirten iki ayrı rapor hazırlamıştı. 2002 ve 2005´te GATA Psikiyatri Polikliniği´nce hazırlanan raporlarda, Yıldırım´ın sadece işlediği suçlar yüzünden antisosyal bir kişilik kazandığı vurgulanıyor. ( Zaman)
(25 Ağustos 2009), son güncel.: (08 Eylül 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Ergenekon ve benzer davaları tanıkların güvenilmezliğini iddia ederek veya tehditle tanıklıktan vazgeçirerek etkisiz bırakma gayretleri
Ergenekon soruşturmasını engelleme çabaları