Malatya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen bir şüpheli örgüt yapısı hakkında önemli bilgiler verdi. Örgütte koşulsuz itaat konusunun önemli olduğunu aktaran itirafçı, 'Örgüt içinde koşulsuz itaati hazmedemeyenler bazen suçlanarak, bazen de ötekileştirilerek bir şekilde uzaklaştırılır. Zaten üyeler özellikle uysal, sorgulamayan, uyumlu olan özelliklere sahip kişilerden seçilir. FETÖ'nün görüşleri, tartışılamayacağı açık bir dille emir niteliğinde işlenir. Öyle stratejik bir şekilde bu konuyu işlerler ki Fetullah Gülen, sanki Peygamber Efendimizden bir nebze daha ileriymiş gibi lanse edilir. Zaten ayet, hadis ve Allah'ın emirleri konusu işlenmez, sadece FETÖ'nün kitaplarından ve emirlerinden bahsedilir. FETÖ'cünün malıyla ve canıyla hizmet etmesinin karşılığının cennet olduğu, yüksek bir mertebede oldukları garantisi verilerek itaati sağlanır.'
27.11.2016 14:12 Malatya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen şüpheli, ifadesinde örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in, "sanki Hazreti Muhammed'den bir nebze daha ileriymiş gibi" lanse edildiğini söyledi.
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında kentteki devlet kurumunda çalışırken gözaltına alınarak hakkında işlem yapılan ve etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen şüphelinin ifadesindeki ilginç detaylar dikkati çekti.
Örgütün yapılanması, dikkat edilen hususlar ve ilkeler hakkında bilgi veren şüpheli, toplantının yapılacağı salona telefonla girilmediği gibi cihazların kapatıldığını ve bataryalarının çıkarılarak uzak bir alana bırakıldığını anlattı.
"Himmet" adı altında toplanan paraların yazıldığı listelerin de farklı isimlerle adlandırıldığını belirten şüpheli, şunları kaydetti:
"Örneğin, haftalık toplantıya katılacak kişilerin ve toplanılan himmet paralarını gösteren liste için 'okul temizlik parası ödeyen öğrenci listesi' şeklinde veya haftalık toplantıya katılacakların listesi hazırlanırken 'okula devam/devamsızlık yapan öğrenciler listesi' şeklinde hazırlanıyordu. Yine bir tedbir konusuyla alakalı mütevelli heyeti veya daha üst düzeydeki örgüt mensupları, grup sorumluları, imamlar, para işleriyle uğraşan örgüt mensuplarının evlerinin, örgüt içerisinde faaliyet gösteren ve alanında uzman kişilerce düzenli olarak dokümanların yok edilmesi, geride dijital veri bırakılmaması, böcek (dinleme cihazı) taraması yönünden denetlendiğini, herhangi bir olumsuzluk tespit edilmesi halinde de para cezası verildiğini biliyorum."
Koşulsuz itaat
İtirafçı, örgütte koşulsuz itaat konusunun da önemli olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"Örgüt içinde koşulsuz itaati hazmedemeyenler bazen suçlanarak, bazen de ötekileştirilerek bir şekilde uzaklaştırılır. Zaten üyeler özellikle uysal, sorgulamayan, uyumlu olan özelliklere sahip kişilerden seçilirdi. FETÖ'nün görüşleri, tartışılamayacağı açık bir dille emir niteliğinde işlenirdi. Öyle stratejik bir şekilde bu konuyu işlerlerdi ki Fetullah Gülen, sanki Peygamber Efendimizden bir nebze daha ileriymiş gibi lanse edilirdi. Zaten ayet, hadis ve Allah'ın emirleri konusu işlenmez, sadece FETÖ'nün kitaplarından ve emirlerinden bahsedilirdi. İnandırma, mevki makam verme, zaaf yakalama, olmadı kaset, şantaj gibi durumlarla kontrol sağlayan bir yapıları mevcuttu.
Yani insanların üzerinde baskı, korkutma, sindirme gibi yöntemler izlenir, bu sayede de devletin kurumlarında yer alan şahısların FETÖ'nün amaçları doğrultusunda çalışma yapmaları sağlanır."
"FETÖ'cünün malı da canı da örgüte fedadır"
Örgütün, üyelerinin üzerinde her türlü etkiye sahip olduğunu belirten şüpheli, FETÖ mensuplarının malları ve canlarının kendilerine ait olmadığının anlatıldığını ve örgüte itaat edilmesinin istendiğini bildirdi.
İtirafçı, şu bilgileri paylaştı:
"FETÖ'cünün malıyla ve canıyla hizmet etmesinin karşılığının cennet olduğu, yüksek bir mertebede oldukları garantisi verilerek itaati sağlanırdı. Özellikle iş adamlarının, devlet kademelerinde bulunan FETÖ üyelerince desteklenerek rant sağlamaları, zengin olmaları sağlanırdı. Sonrasında da elde edilen rantlardan nemalanmaya başlanır. Devletin bütün imkanlarından faydalanılması için örgüt üyelerinin kamuya ait yüz binlerce dönüm hazine arazisinin 49 yıllığına kiralanması sağlanır, rant sonucu bu arazilerden elde edilen kazancı da FETÖ'ye kazandırırlar.
Yani tam kazanılmış bir FETÖ'cünün malı da canı da örgüte fedadır."
Şüpheli, örgüt üyelerinin birbirleriyle evlendirildiğini anlatarak, "ağabey, abla ve imam" konumundakilerin başkalarıyla evlenmesinin yasak olduğunu söyledi.
Örgütün eleman temininde yapıya uyabilecek, zeki, başarılı, emirleri sorgusuz yerine getirebilecek öğrencileri seçtiğini aktaran şüpheli ancak bunlar haricinde de izlenen birçok yol bulunduğunu vurguladı.
"Gizliliğe azami derecede riayet edilirdi"
İtirafçı, belirttiği vasıfları taşıyan öğrenciler arasından tespit edilenlerin askeri ve polis okullarına yerleştirilmek üzere örgüte ait dershane veya okullara gönderilmediğini belirtti.
"Öğrenci evlerinde veya özel evlerde özel görevli öğretmenlerce özenle sınava hazırlanmaları sağlanırdı." diyen şüpheli, şunları ifade etti:
"Bu öğrenciler için dershane ihtiyacı duyduklarında ise mütedeyyin olmayan yani ideolojik kimlikleri olmayan dershanelere yazdırılırdı. Bu çalışmalarda gizliliğe azami derecede riayet edilirdi. Laik görünümlü, dini duyguları fazla yaşamayan ya da politik görüşleri olmayan ailelerin başarılı çocukları, askeri veya polis okullarına gönderilmek üzere seçilir, bunlar kamplara alınır, sınavları kazanmaları sağlanır. Ailelerden dolayı bu kişilerden asla şüphelenilmezdi ancak yaratılan aidiyet duygusu, bağımlılık, kendini borçlu hissetme, yani minnet duygusu içerisinde, hangi makama gelirse gelsin, yaratılan bu duygu sayesinde FETÖ'ye hizmet edilmesi sağlanır, FETÖ'nün iklimini yaşayan ve bu duygular yüklenen şahıslar ailelerinden koparılır ve tamamen örgütün yapısı içinde yer almaları sağlanır. Bunların ailelerine tekrar dönmesi neredeyse imkansızdır."
Örgütün propaganda yöntemlerine de değinen itirafçı, "FETÖ'nün kullanmış olduğu, basın-yayın yapmış olduğu bilindik propagandalarının yanında, halk arasına gönderilen ve yurdum insanı görünümündeki örgüt üyeleri, vatandaşların toplu olarak bulunduğu çay ocağı, kahvehane, taziye çadırları, çarşı, pazar, toplu taşıma araçları gibi yerlerde mevcut hükümetin cemaate haksızlık ettiği, zulmettiği, Fetullah Gülen'in mazlum olduğu ve iktidar tarafından ezildiği, haksızlığa uğradığı yönünde konuşmalar yapılırdı. İyi giyinimli, entelektüel örgüt üyeleri, şehirler arası otobüslerde, vapurlarda, trenlerde, kısacası dikkati çekebilecek her yerde ellerinde bulunan Fetullah Gülen'e ait kitapları bilinçli olarak teşhir ederek, çevrelerinde bulunanlara FETÖ'nün kitaplarının kendileri gibi entelektüel insanlar tarafından okunduğu algısı oluştururlardı." ifadelerini kullandı.
DARBE MESAJI DERGİ KAPAĞINDA
"FETÖ'cülere ait dergide gizli mesaj verilmiş"
Şüpheli, FETÖ'cülere ait bir derginin Mayıs 2016 sayısının kapağında darbe girişiminden önce gizli mesaj verildiğini kaydetti.
İtirafçı, şu bilgileri verdi:
"Derginin kapağında karanlık ve kanlı bir gece, haki elbise giymiş, ilk bakıldığında asker olduğu anlaşılan ve kolu görünen birisinin açtığı kapı ve bu kapının arkasının da 'güllük-gülistanlık' diye tabir edilen bir dünya görüntüsünün bulunması resmi var. Bu resimde işlenen olayın da FETÖ tarafından çok sık kullanılan subliminal mesaj ve obje içerdiğini fark ettim. Zaten bu kapakta verilmeye çalışılan mesajları, FETÖ içerisindeki üst akıl kademesinde bulunan şahıslar için olacak bir olayı haber vermek, alt kademedeki şahıslar için de olayın olacağının daha önceden haber verilmesi, gücü simgelemek ve kabullenilmesini sağlamak için profesyonelce hazırlanmış bir kapak resmidir.
Açıkçası darbe girişiminden önce verilmiş gizli bir mesajdır."
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
(27 Kasım 2016, 14:12)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: