TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz darbe girişimine yönelik Konya'daki soruşturmada önemli gelişmeler yaşanıyor. 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı'na yönelik operasyonların 5'incisi gerçekleşti. 55 pilot hakkında daha gözaltı kararı verildi. Önceki 4 operasyonda 70 şüpheli tutuklanmıştı. Peşpeşe gelen operasyonların gözaltına alınan isimlerin verdiği ifade ve itiraflarla geldiği bildiriliyor. 73 mahrem pilottan 44'ünün itirafçı olduğu, örgüt ve Hava Kuvvetleri'ndeki yapılanmasıyla ilgili çok önemli bilgiler verdikleri belirtiliyor.
13.11.2016 10:17 Konya Cumhuriyet Başsavcılığı darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında Konya'da bulunan 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı'na daha önce 4 kez operasyon düzenlendi. Operasyonlarda gözaltına alınan pilotlardan, itirafçı olanlar ifadelerinde, örgütün yapılanmasını anlattı. Bunun üzerine de örgütün Hava Kuvvetleri yapılanmasına yönelik, 7'si daha önce ihraç olan 1'i yarbay, 54'ü üsteğmen olmak üzere 55 pilot hakkında daha yakalama kararı çıkartıldı.
Konya'da 5, Ankara'da 18, İzmir'de 16, İstanbul'da 5, Kayseri'de 3, Eskişehir'de 3, Balıkesir'de 4 ve Adana'da 1 pilotun gözaltına alınması için 9 Kasım sabahı eş zamanlı operasyon düzenlendi .Operasyon kapsamında 39 pilot yakalanarak gözaltına alındı. 16 pilotun yakalama çalışmaları ise sürüyor. Diğer illerde gözaltına alınan pilotlar ifadeleri alınmak üzere Konya Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne getirildi.
4. dalgada 20 tutuklama
Öte yandan, bir önceki operasyon olan 4. dalga operasyonlarda gözaltına alınan 69 pilottan, 1'i albay, 2 si kadın 20 pilot tutuklandı, 49'u adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişimi ardından FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında 3'üncü Ana Jet Üs Komutanlığı'na yönelik 2'si albay 71'i üsteğmen 73 pilot hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Pilotların yakalanması için geçen 27 Ekim günü operasyon düzenlendi. Konya merkezli 17 ilde düzenlenen operasyonda 2'si albay 69 pilot gözaltına alındı. 4 pilotun yakalanması için çalışmaların sürdüğü öğrenildi. Pilotların, 'Anayasayı ihlal, Yasama Organlarını Engellemeye Teşebbüs, Hükümete Karşı İsyan, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak, Örgüt Adına Faaliyette bulunmak' iddiasıyla haklarında yakalama kararı çıkartıldığı belirtildi.
Gözaltına alınan 69 pilottan 1'i albay, 2'si kadın 19'u üsteğmen olmak üzere 20 pilot tutuklandı, 40 pilotta adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
Kendilerine itaat etmeyenleri 'Şok Mangası' ile yıldırdılar
Soruşturmayla ilgili ifadelerdeki detaylar ise dikkati çekiyor. Hava Harp Okulunda, resmiyette olmamasına rağmen "şok mangası" ve "fırsat eğitimi" adı altında bir uygulama olduğu öğrenildi. Bu uygulama ile örgüt üyesi son sınıf veya mezun öğrencilerin, yeni gelen ve örgüt yapılanmasından olmayan öğrencilere normal eğitimler haricinde ekstra eğitim yaptırarak, baskı uyguladığı öne sürüldü.
Bu eğitimlerde yeni gelen öğrencilere istirahat saatinde, "şınav pozisyonunda bekle, ayaklarını havaya dikip bekle, yat-kalk, çök-kalk, sürün, kendi etrafında dön" gibi talimatlarla uygulamalar yaptırıldığı belirtildi.
Ağır eğitim şartları nedeniyle okulu bırakan öğrenciler olduğu, kendilerine tam itaat etmeyenlerin uçuş eğitimine katılmaları engellenerek, F-16 pilotu olmalarının önüne geçildiği iddia edildi. Örgütün, kendisine tam itaat edenlerin pilot olmasının yolunu açtığı, bu kapsamda tüm kolaylıkların sağlandığının belirlendiği kaydedildi.
Örgütün bu baskılarına ilişkin, operasyonun önceki aşamasında gözaltına alınan şüpheli pilotun verdiği ifadede, "Örgüte itaat etmediğim için kalbimde sorun olduğu gerekçesiyle rapor hazırlandı. Özel hastanede yapılan tetkiklerimde kalbimde sorun olmadığını öğrendim. Özel hastaneden aldığım raporu okula götürdüm. İtiraz muayenelerine gittim. Burada bana özel hastanenin pilotaj muayenesinden anlamadığını, verdikleri raporun herhangi bir geçerliliğinin olmadığını söylediler. Bu sebeple pilotaj eğitimi, yani uçuş eğitimine katılmaya hak kazanamadım." dediği öğrenildi.
Göreve başlayan örgüt mensubu pilotların bekar olanların maaşlarından yüzde 20, evlilerin maaşlarından yüzde 10 himmet kesintileri yapıldığı da belirtildi.
Alınan ifadelerde örgütün hava kuvvetlerindeki "abilik" sistemine ilişkin detaylara ulaşıldı.
Operasyonun önceki aşamasında gözaltına alınan şüpheli pilot üsteğmen ifadesinde, örgütün askeri öğrencilere tatil dönemlerinde kamp yaptırmasının amacının tamamen baskı ve kontrol için olduğunu anlattı.
Öğrencilerin bilgisayarlarına gizlice program yüklemişler
Yapılanmadan olmayan birisinin yurt dışında eğitim almasının çok düşük bir ihtimal olduğunu savunan itirafçı pilot, "Verilen isimlere göre bazı öğrencilerin bilgisayarlarına ceza almaları için bazı programlar yüklüyorlardı. Bu programları yüklemelerindeki amaç, öğrencilerin bilgisayarlarda ne yaptıklarını öğrenmekti." ifadelerini kullandı.
İtirafçı pilot, örgütün "abilik" sistemine ilişkin de şu bilgileri verdi: "Askeri okul yıllarında abiler ile buluşmalara giderken kesinlikle görüşmenin yapılacağı eve girene kadar yan yana gelmiyorduk. Gerekmedikçe telefonla irtibata geçmiyorduk. Aynı abi ile buluşmaya üç arkadaş bile gitsek görüşme yapılacak eve ayrı ayrı gidiyorduk. Normal şartlarda abiler okul döneminde iki haftada bir olmak üzere hafta sonu bir gün buluşmaya gelmemizi istiyordu. Yine tedbir kuralları kapsamında bana kod isim vermişlerdi. Okul yıllarında görüşmeler genellikle daha önceden belirlenen bir yerde veya evde yapılıyordu. Telefonla irtibat sağlanması gerektiğinde ise abinin bize verdiği irtibat numarasını ya ezberlememiz ya da telefonumuza şifreli olarak kayıt etmemiz isteniyordu. Biz abiyi ararken kesinlikle ankesörlü veya sabit bir hattan kendisini arıyorduk. Kendisi de aynı şekilde bizi ankesörlü veya sabit bir hattan arıyordu. Öğrencilik yıllarında buluşma yaptığımız evler tahminime göre yine örgütten birisinin eviydi."
"Minibüse binince bile yan yana oturmuyorduk"
Başka bir itirafçı pilotun ise ifadesinde şöyle konuştuğu belirtildi: "Abiler ile ilk buluştuğumuzda aracın içerisinde benim için getirdikleri kıyafetleri giydim ve üniformamı çıkarttım. İkinci buluşma için iki hafta sonra hafta sonu izninde abinin belirttiği yerde kendisiyle buluştum. Bana söylendiği gibi buluşmadan önce üzerime bir mağazadan aldığım elbiseleri giyerek gittim. Buluştuktan sonra minibüse bindik. Minibüse binince bile yan yana oturmadık. Evde ortaokul yıllarındaki gibi Fetullah Gülen kitapları okuma, videolarını izletme gibi konular yaptırdı. Buluşmalar bu şekilde devam etti. Hafta sonu izinlerimde arkadaşlarımla gezip eğlenmek istiyorum ancak buna müsaade edilmiyordu. Her buluşmamızda yaklaşık 5 saat vakit geçiriyorduk. Bildiğim kadarıyla abi bu evin anahtarını yapıya ait dershaneden alıyordu. Bu ev dershanede çalışan bir öğretmene ait olabilir."
KADET'e örgüt mensubu öğrencileri seçtiler
Alınan ifadelerde örgütün hava kuvvetlerindeki Harbiyeli Komuta Teşkilatı (KADET) uygulamasına ilişkin detaylara ulaşıldı.
Operasyonun önceki aşamasında gözaltına alınan şüpheli pilot üsteğmen ifadesinde, öğrenci seçme uçuşunda kendileri zamanında üç sortilik özendirici uçuş, temel askerlik, yanaşık düzen, yatak, çadır, tertip düzen ve spor eğitiminin verildiğini söyledi.
Kendilerinden olmayanlara ağır eğitim
Öğrenci eğitimlerinin, filoda görevli kol, tim, filo, komutanları başta olmak üzere, bu kişilerin görevlendirdiği, Hava Harp Okulu son sınıfındaki KADET öğrencilerince verildiğini dile getirdi.
Örgüte bağlı filo komutanlarının KADET'e kendilerinden olan öğrencileri seçtiğini anlatan itirafçı, "Bu öğrenciler, eğitime katılan öğrenciler arasında bazı bahaneler söyleyerek farklı gruplar oluşturuyorlardı. Bu grupların çoğunluğu askeri liseden gelen öğrencilerden seçtikleri kişilerdi. Bu öğrencilere aşırı derecede ve yüksek düzeyde ağır eğitim yaptırıyorlar, az uyku zamanı veriyorlar, ancak bazı gruplara ise normal kamp düzenindeki programa göre eğitim veriyorlardı. KADET'e bağlı öğrencilerin, kendilerinden olmadığını tespit ettikleri öğrencileri bu şekilde okuldan ayrılmalarını sağlamaya çalıştıklarını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Eğitimi geçen öğrencilere baskılar devam etmiş
Başka bir itirafçı pilot üsteğmen ise İngilizce bir kelime olan "KADET"in askeri öğrenci anlamına geldiğini ve Hava Harp Okulunda lider olarak seçilen öğrencilere bu şekilde hitap edildiğini bildirdi.
KADET'lerin yaptığı uygulamanın yasal bir kuralının olmadığını aktaran itirafçı, şu bilgileri verdi:
"KADET olarak seçilen bu öğrenciler, öğrenci seçme uçuşuna katılanlara okula uyum sağlamaları için yardımcı olmaları gerekirken ekstra şınav, mekik, çök kalk gibi sporları uzun süre yaptırarak eziyet ediyorlardı. Uçuş eğitiminde özellikle bazı öğrencilere herhangi bir sebep göstermeden ekstra spor yaptırıyorlardı. KADET olarak seçilen öğrenciler, gece çadırlarda kalan öğrencilerin bazılarını kaldırıp gecenin bir vakti uzun süre spor yaptırarak bir nevi eziyet ediyorlardı. Öğrenci seçme uçuşu ve intibak kampı eğitimi dönemlerinde eziyet ve mobbinge maruz kalan bazı öğrenciler eğitimi yarıda bırakıp okuldan ayrılmak zorunda kalmıştı. Bu şekilde eziyete maruz kalan öğrencilerden eğitimi tamamlayabilenler ise Hava Harp Okuluna başladıktan sonra bile kol ve tim komutanı ile KADET olarak seçilen öğrenciler tarafından, 'Neden botun boyalı değil, yatağını neden düzgün bırakmadın, masan neden tozlu' gibi sudan bahanelerle savunması istenilerek, okuldan ayrılmalarını sağlamak için baskı uygulanmaktaydı."
Soruşturmada öğrencilere "bir şey anlatmayın" tehdidi
İtirafçı, öğrenci seçme uçuşu ve intibak kampı eğitimi döneminde mobbing uygulanarak istifa ettirilen bazı öğrencilerin açtığı dava sonucu, okula soruşturma için 2008-2009 eğitim yılında askeri savcının geldiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Kol komutanı 'Eğitimlerde herhangi bir usulsüzlük olmadığını hepiniz biliyorsunuz. Aksi yönde beyan veren olursa ne olacağını siz benden daha iyi tahmin edersiniz' diyerek bizleri tehdit etti. Bu sebepten dolayı herkes korktuğu için aynı şekilde beyan vermişti. Hatta soruşturmayı yürüten askeri savcı bizlere 'Herkes aynı şeyi söylüyor, bu ifadeleri size daha önceden ezberlettiler mi?' diye sormuştu. Bildiğim kadarıyla soruşturma neticesinde herhangi bir sonuç çıkmadı. O gün görevli bazı komutanların bu şekilde FETÖ/PDY yapılanması içerisinde bulunduklarının ortaya çıkmasından dolayı Hava Harp Okullarında filo, kol ile tim komutanı ve KADET olarak bilinen öğrencilerin de çok büyük ihtimalle FETÖ/PDY yapılanması içerisinde bulunan şahıslardan seçildiğini düşünüyorum."
Suikast timindeki Binbaşı'dan ceza
Gözaltına alınan şüphelilerin verdiği bilgiler doğrultusunda, FETÖ'nün Hava Kuvvetlerindeki yapılanması da ortaya çıkıyor.
Şüpheli pilot üsteğmen O.S, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde verdiği ifadesinde, Hava Harp Okulunda yapılan bazı uygulamaların FETÖ/PDY yapılanmasının kendi içerisinden olmayan askeri öğrencileri bir şekilde okuldan uzaklaştırarak Türk Silahlı Kuvvetlerine tamamen kendi adamlarını yerleştirme düşüncesiyle yapıldığını belirtti.
Komutanları tarafından kız arkadaşı olduğu için pilot olamayacağının söylendiğini aktaran O.S, arkadaşlarıyla ilgili örgüt mensuplarına bilgi vermediği, kız arkadaşından ayrılmadığı ve örgüte itaat etmediği için oda hapsi, hafta sonu çarşı izni yasağı gibi cezalar almaya başladığını dile getirdi.
Öğrencilik yıllarında Hava Kuvvetlerinde etkin bazı komutanların FETÖ'nün darbe girişimi sonrası ya ihraç edildiğini ya da tutuklandığını anlatan O.S, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldıran MAK timinden Binbaşı Taner Berber'in de kendisine cezalar vermeye başladığını söyledi.
Pilot olmak için en önemli kriter "örgüte itaat"
O.S, Hava Harp Okulu bitinceye kadar çeşitli cezalara maruz kaldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bana cezalar veren Taner Berber mezuniyet sicilime, 'Kritik yerlerde görev yapamaz, güvenilmez. Takip edilmesi gereken personel. Disiplin yönünden zayıf. Tek başına görev yapamaz' gibi bir subayın alabileceği en kötü sicil değerlendirmesini yapmıştı. Yani bana verdiği bu sicil değerlendirmesine bir tek 'vatan haini' yazmamıştı. En kötü şekilde mezuniyet sicili almamın yanı sıra herhangi bir şekilde sağlık problemim olmamasına rağmen 4. sınıfta sağlık raporunda kalbimde sorun olduğu bahane edilerek o dönem pilot olmam engellendi."
Hava Kuvvetleri Komutanlığında çalışabilecek en kötü sınıflardan birinde görevlendirildiğini anlatan O.S, "Gelinen bu noktada gördüğüm ve yaşadıklarımdan dolayı tahminime göre 2006 ve sonrasında uçuş eğitimine katılmayı hak etmek veya uçuş eğitimini başarıyla tamamlayabilmek için örgütten olmak gerekmektedir. Hatta yapılanmadan olman bile yeterli değil. Örgüte tam itaat edenleri pilot yapmaktadırlar. Bir öğrencinin işaret parmağının olmamasına rağmen pilot olduğunu duydum." diye konuştu.
Sınıf eğitimine başladığında bir cemaat abisinin kendisinden maaşının yüzde 20'sini istediğini ifade eden O.S, himmet vermediği ve örgüte tam olarak itaat etmediği için birtakım olumsuzluklar yaşadığını bildirdi.
73 MAHREM PİLOTTAN 44'Ü İTİRAFÇI OLDU: 5 Puan Alana, F-16 Pilotluğu!
Konya'daki FETÖ soruşturmasında deşifre edilen 73 mahrem pilottan 44'ü, etkin pişmanlık yasasından faydalanarak, TSK'yı yöneten örgüt abilerini deşifre etti. Örgütün kendilerini 'robotlaştırdığını' belirten itirafçı pilotlar, 15 yıldır parçası oldukları örgüte ilişkin de çok çarpıcı bilgiler verdi.
"Oruç tutmamıza izin vermediler"
İşte, örgütünün çok gizli olarak tanımladığı, ByLock kullanmayan, hatta ailelerinin bile Gülen örgütü üyesi olduklarını bilmediği mahrem pilotların itirafları:
"Bizi ortaokulda tespit ettiler. Öğrenci evlerinde özel olarak ders çalıştırıp askeri okullar ve harp akademilerine hazırladılar. Geçmişimizde örgütle bağlantı olmaması için, örgüte ait olmayan dershanelere kaydettirdiler. TSK'nın okullarına adım atmamızdan itibaren de gölge gibi takip ettiler. İslam'ın şartı olmasına rağmen, deşifre olmayalım diye bize oruç tutmayı yasakladılar. Ne askeri lise, ne hava harp okulu, ne de meslek hayatımız boyunca hiç oruç tutmadık. Namazları, tedbir adı altında ima yoluyla üç nokta belirleyerek kıldık. Örgütün elinde adeta esir hayatı yaşadık.
Maaştan yüzde 15 kesinti
Her ay maaşlarımızdan yüzde 15 kestiler. Evleneceğimiz kadınları bile örgüt içerisinden seçmemizi istediler. Örgüt abileri ile her 2 haftada bir, hiç iletişim kurmadan buluştuk. Bu abiler, aramızda gönül bağı ve yakınlık oluşmaması için 2 yılda bir değiştirildi. 8 yıllık eğitim sonunda, hiç tanımadığımız devrelerimiz ve komutanlarımızın verdiği notlara göre sınıflandırıldık. Örgüt, TSK'da görev alacak pilotlara özel önem gösterirdi. 8 yıllık bir puanlama sistemine göre hangi subayın orduda ne görev alacağı belirlenirdi. Sistemde en yüksek not olan 5 puan alanlar F-16 pilotu, 4 alanlar F-4 pilotu, 3 alanlar helikopter ve casa uçağı pilotu, 2 alanlar kule-radar subayı, 1 alanlar ise yer subayı yapıldı."
Cumhurbaşkanlığı ve MİT'e başvurdular
Soruşturma aşamasında yapılan incelemede, bazı pilotların itirafçı olmak için Cumhurbaşkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı'na mail gönderdiği belirlendi.
İTİRAFÇI 44 PİLOT SERBEST BIRAKILDI
Etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istediklerini belirten pilotlardan 44 üsteğmen yurtdışı yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'Konya darbeye destek' soruşturması
(13 Kasım 2016, 10:17)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: