Ergenekon soruşturmasına ilişkin üçüncü iddianamenin ek klasörleri, davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından avukatlara dağıtıldı. 185 klasörden oluşan belgeler dehşet verici nitelikte. Suikast ve kaos planlarından darbe girişimlerine, cephaneliklerden terör örgütleriyle bağlantılara kadar pek çok bilgi ek klasörlerde yer alıyor. Ancak dikkat çekici başka bir ayrıntı, iddia edilen Ergenekon terör örgütünün ulaştığı korkunç boyutları gözler önüne seriyor. Savcıların ek klasörlere koymadığı ve adli emanete teslim edildiğini belirttiği toplam 214 belge ´sır´ kalacak. Söz konusu dokümanlar sanıkların devlet içinde önemli mevkilere sızdığını ve ancak devletin zirvesinde yer alan isimlerde bulunabilecek çok gizli bilgilere ulaştığını gösteriyor. Sanıkların bulundukları konumda elde ettikleri belirtilen gizli bilgi ve belgeleri, Ergenekon örgütünün amaçları doğrultusunda kullandıkları iddia ediliyor.
Devletin çok gizli 214 belgesi Ergenekonculara nasıl geçti?
Ergenekon soruşturmasına ilişkin üçüncü iddianamenin ek klasörleri, davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından avukatlara dağıtıldı. 185 klasörden oluşan belgeler dehşet verici nitelikte. Suikast ve kaos planlarından darbe girişimlerine, cephaneliklerden terör örgütleriyle bağlantılara kadar pek çok bilgi ek klasörlerde yer alıyor. Ancak dikkat çekici başka bir ayrıntı, iddia edilen Ergenekon terör örgütünün ulaştığı korkunç boyutları gözler önüne seriyor. Savcıların ek klasörlere koymadığı ve adli emanete teslim edildiğini belirttiği toplam 214 belge ´sır´ kalacak. Söz konusu dokümanlar sanıkların devlet içinde önemli mevkilere sızdığını ve ancak devletin zirvesinde yer alan isimlerde bulunabilecek çok gizli bilgilere ulaştığını gösteriyor. Sanıkların bulundukları konumda elde ettikleri belirtilen gizli bilgi ve belgeleri, Ergenekon örgütünün amaçları doğrultusunda kullandıkları iddia ediliyor.
Devletin güvenlik ve gizlilik gerektiren bir biriminde çalışmayan Yalçın Küçük´te ele geçirilen ve emanete alınan çok gizli deliller bu örneklerden sadece biri. Aynı şekilde Mehmet Haberal ve Fatih Hilmioğlu gibi sanık rektörlerde onlarca DVD, CD ve evrak emanete alınmak üzere dosyadan çıkarıldı. Savcıların 214 delili bu şekilde değerlendirdiği görülüyor. Bunlar arasında özel hayatı ilgilendirdiği gerekçesiyle açıklanmayan belgelerin de bulunduğu vurgulanıyor.
Savcıların devlet sırrı niteliği taşıyan, gizliliği haiz belgeleri de kapsayan binlerce sayfalık 214 delili adli emanete alınmak üzere dosyalardan çıkardıkları üçüncü iddianamenin ek klasörlerinde açık şekilde görülüyor. Sanıklardan ele geçen ve ek klasörlerde yer alan 97 evrak, 47 CD, 51 CD/DVD, 19 DVD kayda geçmiş. Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal´da ele geçirildiği ileri sürülen evrak ve delillerden 19´u ile İlyas Çınar´da 72, Mustafa Özbek´te 29, Fatih Hilmioğlu´nda 21, Yalçın Küçük´te 6, Hüseyin Buzoğlu´nda 14, Erol Manisalı ve Abbas Yurtkuran´da ise 8´er adet delil adli emanete alındı.
Her adliyenin ´adli emanet´ adı verilen bir birimi bulunuyor. Mahkeme heyetlerindeki hakim ve savcılar devletin güvenliğini ilgilendiren, gizli kalması gereken kimi bilgi ve belgeleri bu birimlerde muhafaza ediyor. Sadece mahkeme heyetinin yetkisinde bulunan bu tip belgeler, Ergenekon davasının iki iddianamesinde de ortaya çıkmıştı. Ancak üçüncü iddianamenin ek klasörlerinde yer alan gizli belge ve delillerin çokluğu dikkat çekiyor. Devletin çok gizli belgelerinin görevli ve yetkili olmayan, bazıları emekli olmuş devlet memurlarında ele geçirilmiş olması örgütte ´devlet birimlerine´ şümullü şekilde sızma hedefinin hayata geçirilmek istendiğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor. Üçüncü iddianamede Kemal Gürüz, Kemal Yavuz, Tuncer Kılınç, Hüseyin Vural Vural, İbrahim Şahin ve Mehmet Dalagan gibi sanıklara doğrudan devletin güvenliğine ilişkin gizli bilgi ve belgeleri temin etme suçlaması yöneltilmişti.
İddianamede, soruşturma kapsamında, şüphelilerin ev ve işyerlerindeki aramalarda ele geçirilen ancak devletin arşivlerinde olması ve çok gizli kalması gereken, aralarında iç ve dış güvenliği ilgilendiren binlerce sayfalık belgenin çıktığına dikkat çekilmişti. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar, siyasiler, bürokratlar, işadamları ve yüksek yargı mensuplarına yönelik yapılan istihbari çalışmaları ´Ergenekon´un bir terör örgütü olduğu´ iddiasını ortaya koyan deliller olarak sıralamıştı.
Ergenekon´un Perinçek eliyle TSK´ya sızma girişimleri ürkütücü boyutlarda
Karargah Evleri´nin mimarı Perinçek
Üçüncü iddianamede Ergenekon örgütü faaliyetleri doğrultusunda İşçi Partisi´nin Karargah Evleri yapılanmasına ilişkin savcıların tespiti de önemli. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar, iddia edilen örgüt üyelerinin TSK içine sızmasının ürkütücü boyutta olduğunu vurguluyor. MİT tarafından hazırlanarak Genelkurmay´a sunulan Karargah Evleri yapılanmasına ilişkin şemanın Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan aramalarda İşçi Partisi´nde çıktığı belirtiliyor. Üçüncü iddianamede yapılanmanın başında olduğu iddia edilen Albay Cengiz Köylü´ye ilişkin bölümde bu durum şöyle açıklanıyor: Ergenekon silahlı terör örgütünün sivil yapılanmasında yer alan Teori, Tasarım ve Planlama Daire Başkanlığı içerisinde görevli bulunan İşçi Partisi Genel Başkanı sanık Doğu Perinçek´in, bu gizli yapılanmanın metotlarını ve geliştirilmesini nasıl yaptığını ayrıntılı bir biçimde ortaya koymaktadır. Zira MİT Müsteşarlığı´nca yapılan çalışmalar sonucunda gizli olarak hazırlanan belgenin İP Genel Merkezi´nde Perinçek´in odasında bulunması, örgütün TSK´ye sızma girişimlerinin ulaştığı ürkütücü boyutu açıkça göstermektedir. ( Zaman)
(21 Ağustos 2009, 16:40)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: