Kayseri'deki Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak, Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir'in de arasında olduğu 68 sanık hakkında, 'Hükümeti düşürmeye teşebbüs, silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyesi olmak' ve diğer suçlamalarla açılan dava dosyasına, sanıklar hakkında 2014 ve 2015'te açılan çeşitli soruşturma dosyaları da eklendi. İddianamede, örgüte bağlı vakıflardan üniversite öğrencilerine verilen bursların hangi yollarla örgüte aktarıldığına ilişkin bilgiler yer aldı. İddianamede, vakıfça öğrencilere verilmiş gibi gösterilen ancak gerçekte FETÖ/PDY üyelerince alındığı değerlendirilen burs miktarının 117 bin 665 lira olduğu bilgisine yer verildi ve özellikle il dışından gelen ve maddi durumu iyi olmayan öğrencilerin bu durumlarından faydalanıldığına dikkati çekildi.
05.11.2016 22:41 FETÖ'ye yönelik soruşturma kapsamında aralarında iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak, Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile örgütün "il imamı" Sıtkı Baş'ın da bulunduğu 68 sanık hakkında, "anayasayı ihlal, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini düşürmeye teşebbüs, silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik, hizmet sebebiyle emniyete suistimal, ÖSYM Kanunu ile Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlamasıyla açılan davaya, sanıklar hakkında 2014 ve 2015'te açılan çeşitli soruşturmalara ait dosyalar da eklendi.
Bu kapsamda hazırlanan iddianamede, KHK ile kapatılan Kılıçaslan Eğitim Vakfına ait soruşturmanın detayları da paylaşıldı.
Kayseri Emniyet Müdürlüğüne 15 Ağustos 2015'te gelen elektronik posta ihbarı üzerine soruşturmanın başladığı belirtilen iddianamede, hakkında müşteki/şüpheli sıfatıyla dava açılan vakıf başkanı Yılmaz Akansu'nun ifadesinde, sağlık sorunları nedeniyle mütevelli heyeti toplantılarına katılamadığını, bu nedenle de imzası olmadığı halde vakfın çoğu gayrimenkulünün KHK ile kapatılan Battalgazi Eğitim Kurumları AŞ bünyesinde faaliyet gösteren okul, yurt gibi yerlere kiralandığını öğrendiği ve karar defterindeki bazı imzaların da kendisine ait olmadığını öne sürdü.
İddianamede, savcılığın talebi üzerine Vakıflar Bölge Müdürlüğünce inceleme yapıldığı bildirilerek, 2014'te rayiç bedeli 6 milyon 128 bin 319 lira olan 14 taşınmazın 687 bin 224 lira, 2015'te ise rayiç bedeli 6 milyon 707 bin 700 lira olmasına rağmen 733 bin 32 liraya kiraya verildiği kaydedildi.
İncelemede, 2 gayrimenkulün satışı için karar defterindeki 5 imzadan 2'sinin sahte olduğu bilgisine de yer verilen iddianamede, söz konusu gayrimenkullerin satılabilmesi için gerekli olan 4 üye imzası bulunması şartının da sağlanamadığının tespit edildiği vurgulandı.
Usulsüz burslarla örgüte finansman sağlamışlar
Vakıf tarafından verilen burslarda da birtakım usulsüzlüklerle FETÖ/PDY'ye finansman sağlandığının belirlendiğine dikkati çekilen iddianamede, vakıf merkezinde 18 Ağustos 2015'te yapılan aramalarda elde edilen materyallerdeki incelemede, Kayseri'de eğitim gören üniversite öğrencilerine çeşitli miktarlarda burs verildiği ve bu bursların örgüte finansman sağladığı bilinen Bank Asyada açılan hesaplara yatırıldığının görüldüğü ifade edildi.
Bank Asya Kayseri Şubesinden bu öğrencilerin bilgilerinin istenerek 57'sinin ifadelerine başvurulduğuna değinilen iddianamede, söz konusu bankada öğrencilerin bilgileri dışında hesap açıldığı ve buraya burs adı altında yatırılan paraların başkalarınca çekildiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
Adına açılan hesaba 28 Ekim 2010-24 Haziran 2011 tarihlerinde 3 bin 900 lira burs adı altında para yatırılan H.T. ifadesinde, Bank Asyadaki bu hesaptan bilgisinin olmadığı ve Kılıçaslan Eğitim Vakfından herhangi bir burs almadığını beyan etti.
Üniversiteden soy adını hatırlamadığı "Ali" ismindeki arkadaşına bazı vakıflar ve derneklerin bursuna kendi adına başvurması için kimlik ve iletişim bilgilerini verdiğini bildiren H.T, olaydan soruşturma açılmasından sonra haberdar olduğunu anlattı.
Bankayla yaptığı görüşmede de adına düzenlenmiş 2 banka kartı olduğunu, Eylül 2011 itibarıyla hesabında 2 bin 320 lira bulunduğu ve daha önce bu hesaptan bin 560 liranın çekildiğini öğrendiğini aktaran H.T, vakıf ve banka görevlilerinden şikayetçi olduğunu belirtti.
M.S.K. ise 2010'da kazandığı Erciyes Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde okumak için memleketi Hakkari'den Kayseri'ye geldiğini ifade etti.
Kayseri'ye gelmeden kendisini Serhat Dershanesiden bir kişinin arayarak kalacak yerinin olup olmadığını sorduğuna işaret eden M.S.K, örgüt üyeleriyle bu şekilde tanıştığı ve bir süre cemaat evlerinde kaldıktan sonra ayrıldığını kaydetti.
Kılıçaslan Eğitim Vakfına kendisinin bizzat giderek müracaatta bulunmadığını ancak 2010'da bulunduğu cemaat evine gelen "Hilmi" diye tanıdığı kişinin bir form getirdiğini ve burs için müracaat edeceklerini söylediğini belirten M.S.K, şu bilgileri verdi:
"Ben de formu doldurdum. Sonra Bank Asyada hesap açtırmamı söylediler, ben de açtırdım. Hesap numaramı hatırlamıyorum. Zaten banka kartım çıktıktan sonra bu kartı Hilmi isimli şahıs benden aldı ve bir daha vermedi. Aradan biraz zaman geçtikten sonra ben burs müracaatımın ne olduğunu sorduğumda 'Zaten evde düşük fiyata kalıyorsun, biz sana burs vermiş sayılıyoruz, o yüzden çıkan bursu biz evlerin masraflarına kullanıyoruz' dediler. Bu vakıf tarafından verilen burslar hiçbir zaman benim elime geçmedi."
Hesabına 27 Ocak 2010-17 Haziran 2011 tarihlerinde 6 bin 910 lira burs adı altında para yatırılan M.A.Ç. de 2008'de Erciyes Üniversitesi Matematik Bölümünü kazandığı için Kayseri'ye geldiğini beyan etti.
Kayseri'de Fetullah Gülen cemaatine ait evlerde kaldığını ve ilk yıllarda 150, sonrasında ise 240 lira civarında para ödediğini vurgulayan M.A.Ç, şu ifadeleri kullandı:
"Kaldığım cemaat evindeki "abi" diye tabir ettiğimiz şahıslardan şu an ismini hatırlamadığım, zaten isimlerinin de takma isim olabileceğini düşündüğüm biri bana 2010 yılında Bank Asyada hesap açtırmamı istedi. Bende bunun üzerine bu bankadan hesap açtırdım. Aradan ortalama bir yıl geçtikten sonra aynı şahıslar bana tekrar bir hesap daha açtırdılar. Açtırmış olduğum hesapların numaralarını hatırlamıyorum. Açtırdığım hesaplardan ilk yıl birisine, ikinci yıl ise diğer hesabıma Kılıçaslan Eğitim Vakfından burs yatardı. Ben bu bursu çekerek getirip ikamet abisi olan şahsa elden veriyordum. Ayrıca kaldığım ikametler için gider tarzında ödeme de yapıyorduk. Ben bizzat Kılıçaslan Eğitim Vakfına giderek burs talebinde bulunmadım."
Bursların çekildiği ATM'lerin güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerden birçok öğrencinin parasının açık kimliği tespit edilemeyen aynı kişi tarafından çekildiği belirlendi.
117 bin lira bursu FETÖ almış
Mevcut deliller ve kriminal incelemeler sonucu, burs başvuru formları ve bankacılık sözleşmelerindeki imzaların öğrencilere ait olmasına rağmen yazı ve rakamların kendilerine ait olmadığı, bu formların FETÖ/PDY mensuplarınca doldurularak öğrencilere imzalatıldığı ve vakıf tarafından bu öğrencilere düzenli burs yatırılmasının sağlandığının değerlendirildiği vurgulanan iddianamede, vakıfça öğrencilere verilmiş gibi gösterilen ancak gerçekte FETÖ/PDY üyelerince alındığı değerlendirilen burs miktarının 117 bin 665 lira olduğu bilgisine yer verildi.
Özellikle il dışından gelen ve maddi durumu iyi olmayan öğrencilerin bu durumlarından faydalanıldığına dikkati çekilen iddianamede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Kılıçaslan Eğitim Vakfının kuruluş aşamasındaki amacından farklı şekilde FETÖ/PDY bünyesinde faaliyet gösterdiği, nitekim vakıf tarafından yardım yapılmış gibi gözüken öğrencilerin özellikle FETÖ/PDY bünyesinde faaliyet gösteren öğrenci evlerinde kaldığı, vakfın bu faaliyetinin tamamen yardıma muhtaç öğrencilerden ziyade örgüte eleman kazanma adına yürütüldüğü, yine öğrencilere burs adı altında verilmiş gibi gözüken paraların vakıf tarafından görevlendirilen ya da vakıfla irtibatlı cemaat evlerinin sorumlularınca örgüte tekrar finansman olarak sağlandığı, öğrencilerin FETÖ/PDY mensuplarınca kimlik bilgilerinin alınması, öğrencilerin adlarına burs müracaatında bulunulması, bu öğrencilere vakıf tarafından burs adı altında düzenli para yatırılması, vakıf tarafından yatırılan burs paralarının FETÖ/PDY üyelerince dolaylı yollar ile öğrencilerden geri alınması eylemlerinin tesadüfi olmadığı, Kılıçaslan Eğitim Vakfı yetkilileri ile kamuoyunda Fetullah Gülen cemaati diye bilinen öğrenci evleri sorumluları olan FETÖ/PDY mensuplarının birliktelik içerisinde öğrencilerin dini inanç ve güven duygularını istismar ettikleri, bu doğrultuda vakıf yetkilileri ve FETÖ/PDY mensuplarının burs paralarını aktararak bu örgüte maddi finans sağladıkları değerlendirilmiştir."
TANIK İFADELERİ
Soruşturmada çok sayıda tanık, FETÖ'nün eğitim ve mali yapılanmasına ilişkin önemli itiraflarda bulundu.
Fetullahçı Terör Örgütünce (FETÖ), yaptıkları yardımların akıbetini sorgulayan esnaf ve iş adamlarının dışlandığı, ekonomik durumu bozulanlarla irtibatın kesildiği, Maliye'deki örgüt üyelerince kesilen usulsüz vergi cezalarının silinmesi ya da düşürülmesi karşılığında burs ya da yüklü miktarlarda himmet talep edilerek örgüte finansman sağlandığı, Kayseri'deki FETÖ iddianamesinde tanık ifadeleriyle belirlendi.
FETÖ'ye yönelik soruşturma kapsamında aralarında iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak, Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile örgütün "il imamı" Sıtkı Baş'ın da bulunduğu 68 sanık hakkında, "Anayasayı ihlal, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini düşürmeye teşebbüs, silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik, hizmet sebebiyle emniyete suistimal, ÖSYM Kanunu ile Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlamasıyla dava açılmıştı.
Sanıklar hakkında 2014 ve 2015'te açılan çeşitli soruşturmalara ait dosyalar da bu dava çatısı altında birleştirildi. Bu kapsamda hazırlanan iddianamede, esnaf ve iş adamlarından himmet toplanmasına ilişkin soruşturmanın detayları da paylaşıldı.
Mağdurlardan Ö.F.B. ifadesinde 2000'li yıllardan itibaren "Fetullah Gülen cemaati"nin toplantılarına katıldığını, bu toplantılara Halit Gazezoğlu'nun yanı sıra Mehmet Yıldız ve dönemin "il imamı" Mehmet Kocatürk'ün de katıldığını belirtti.
Genelde birkaç toplantıdan sonra bağış ve yardım konularının açıldığını dile getiren Ö.F.B, şu bilgileri verdi:
"O dönem cami yaptırdığım için yardım yapamayacağımı, faizi ve NT isimli kırtasiyede açık yayınlar satılmasını eleştirdiğim için dışlandım. Bu nedenle ben de cemaatle olan irtibatımı kestim. 2005 yılında kayınbabam hacca gittiği için kendisine ait kesimhaneye kayınbiraderim ile baktık. Kurban Bayramı'nda kesimhaneye gelen cemaate bağlı öğrencilerle izinsiz deri toplamaları nedeniyle münakaşa ettik. Bu olaydan sonra cemaatin ilimizdeki ağabeylerinden Mehmet Çetin ve Mehmet Fındık yanlarında bir kişiyle daha kesimhaneye gelerek öğrencilere izin vermememiz dolayısıyla bizimle tartıştılar ve 'zorla alırız' şeklinde sözler sarf ettiler."
Ö.F.B, kendisinin o dönem Kayseri'nin tüm sarraflarına toptan altın sattığını, yıllık 18 milyon lira cirosu olduğunu vurgulayarak, bu olay sonrası kayınbiraderi hakkında altın kaçakçılığı yaptığı suçlamasıyla soruşturma açıldığını söyledi.
Hem kayınbiraderinin hem de kendisinin ikamet ve iş yerinde aramalar yapıldığını, iş yerlerindeki altınlara el konulduğunu ancak yapılan inceleme sonrası altınların tekrar iade edildiğini anlatan Ö.F.B, "İkametimde fazla mermi bulundurduğum gerekçesiyle tutuklandım ve iki gün sonra serbest bırakıldım. Hakkımda yapılan karalama operasyonu nedeniyle ticari itibarım zedelendi. Hakkımda hayvan, silah ve insan kaçakçılığı yaptığım iddiasıyla soruşturma açıldı ancak açılan kamu davalarından beraat ettim. Bu süreçte maliye tarafından da hesaplarımızda inceleme yapıldı. Kayınbiraderime vergi incelemesi neticesi 12 milyon lira ceza yazıldı. Mehmet Fındık, bu incelemede bilirkişi olarak görevlendirildi. Bu kişinin kayınbiraderime '50 tane burs verirsen bu olayı düzeltiriz' dediğini duydum." ifadelerini kullandı.
Bilgi sahibi olarak ifadesine başvurulan N.E ise Halit Gazezoğlu'nun daveti üzerine 2000 yılından itibaren "Fetullah Gülen cemaati"nin toplantılarına katıldığını aktardı.
"Cemaate" mensup şahısların yardım konusundaki istek ve taleplerinin ağırlığından ve bitip tükenmek bilmeyen taleplerini karşılayamadığı için 2003'te bu kişilerin bir araya geldiği "oturma grubundan" ayrıldığını ifade eden N.E, yapılan yardımlara karşılık herhangi makbuz veya yerine geçer bir belge verilmediğini, bu yardımların akıbetini sorgulayan esnafın da dışlandığını söyledi.
ÇEK, SENET VE TAKSİTLE HİMMET TOPLAMIŞLAR
S.F. ise 2002 yılından önce bu yapının sohbet toplantılarına katıldığını ve Allah rızası için elinden geldiğince yardımda bulunduğunu ifade etti.
Yardımlarını nakit, çek, senet olarak yaptığını ve kurban bağışında bulunduğunu vurgulayan S.F, "2002 yılında ekonomik krize girdik ve battık. Bu tarihten sonra paralel yapının önde gelen kişileri herhangi bir yardım alamayacaklarını anladıkları için bizimle irtibatı kestiler. Şu an ekonomik durumumuz iyi. Bu nedenle olsa gerek, tahminen 3-4 yıl önce Halit Gazezoğlu, iş yerime gelerek beni yeniden sohbet toplantılarına davet etti. Ben de daveti kabul ettim ve geleceğimi söyledim ama 2002 yılında yaşadığımız ekonomik kriz sonrası bunların amacının bizden sadece para ve bağış almak olduğunu anladığım için oturmalarına gitmedim ve her aradıklarında bir şekilde atlattım." diye konuştu.
Ş.Ö. de bilgi sahibi olarak verdiği ifadesinde, 2004-2005 yıllarında "cemaatin" oturmalarına katıldığını, bu toplantılarda dini sohbetler yapılmasına rağmen daha çok burs, himmet, yardım gibi konuların konuşulduğunu kaydetti.
Oturmalara kendisi gibi yeni katılan kişilerden Zaman gazetesine abone olmalarının istendiğine dikkati çeken Ş.Ö, "Ben bir gazeteye abone olurum dedim ancak 'Olmaz abi, en az 10 gazete sana yazalım hatta sen parasını ver biz gazeteleri alıp dağıtacağız' dediler. Günlük 10 gazeteden yıllık hesaplanan miktarı oturmada elden nakit olarak verdim. Her oturma sonunda ortaya bir kutu konulup 'hepimiz yola gidiyoruz, kazalardan korunmak için sadakamız olsun' diye yol sadakası adı altında para toplanırdı. 50-100 lira ne varsa veriyorduk." dedi.
SINAV SORULARINI FETÖ YURTLARINA DAĞITMIŞLAR
"Ayaz" kod adlı gizli tanık ise ifadesinde, şüphelilerden Mehmet Fındık'ın muhasebe bürosunda 1993'te stajyer olarak işe başladığını ve 2010'a kadar çalıştığını anlattı.
Mehmet Fındık'ın, FETÖ'nün Kayseri yapılanmasında maliye, emniyet ve himmetten sorumlu kişi olduğunu ifade eden tanık, şu bilgileri verdi:
"1993 yılında Mehmet Fındık'ın yanında çalışırken polislik sınavına girmek istedim. Sınav öncesinde Mehmet Fındık'ın yönlendirmesiyle Ankara'ya giderek bu yapı bünyesindeki Samanyolu Koleji yetkilisinden 150-200 sayfalık soru alarak Kayseri'ye getirdim ve kendisine teslim ettim. Bu soruların da son iki yılda sınavda çıkan ve yeni çıkacak sorulardan oluştuğunu gördüm. Mehmet Fındık bu soruları çoğaltarak bana verdi, Keykubat ve Milenyum öğrenci yurtları ile ismini hatırlamadığım iki ayrı yurda daha gönderdi. 1993 yılı nisan veya mayıs ayında girmiş olduğum polis okulu sınavında bana verilen sorulardan 20-30 tanesi çıktı ancak sınavı kazanamadım."
Paralel yapı-04 Mart (2016) 'Kayseri Boydak Holding' soruşturması
(05 Kasım 2016, 22:41)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: