İzmir'de FETÖ/PDY'ye yönelik hazırlanan iddianamede, örgütün 'hurafeleri' ile 'haber sitesi' üzerinden Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığının gizli bilgi, belge ve dosyalarını ele geçirmesine dair ayrıntılar yer aldı. Tutuklu 3 sanık hakkında 'silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçlamasıyla 5 ila 10 yıl hapis cezası istemiyle İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine dava açılmıştı. Operasyonda sanıklara ait Eldem Kuyumculuk'ta 31,5 has altın ele geçirilmiş, zanlıların örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in bulunduğu Pensilvanya'ya parça parça has altın sevkiyatı yaptığı belirlenmişti.
23.10.2016 17:36 İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının Fetullahçı Terör Örgütü Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik hazırladığı iddianamede, örgütün "hurafeleri" ile "haber sitesi" üzerinden gizli bilgi, belge ve dosyaları ele geçirmesine
dair ayrıntılar yer aldı.
İzmir Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz'ın, FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in yaşadığı Pensilvanya'ya parça parça has altın sevkiyatı yaptıkları iddia edilen 3 tutuklu sanık hakkında hazırladığı
ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, örgütün
"sosyo-kültürel, zihinsel yapısı" ile "istihbarat ağı ve illegal yapılanması"na
yer verildi.
İddianamede, örgüte üyelik için herhangi bir kriterin olmadığı, her türlü etnik
kökendeki kişinin, yapıya uzak gibi duran grupların, ateist, Yahudi ya da
Hristiyanların da yapılanma içerisinde yer bulabileceği belirtildi.
"Para varsa suçun ya da günahın önemi yok"
Örgüte kabul edilen kişilerin suç işlemiş olup olmamalarının da önemli
olmadığının anlatıldığı iddianamede, örgüt üyeleri içinde suç işleyenlerin kendi
mensubu kolluk, yargı ve yönetici konumundaki kişilerce aklandıklarının sık sık
görüldüğü, örgüt anlayışında, dini vecibelerin yerine getirilmesinden veya
Kuran-ı Kerim'in yasakladığı eylemlerden kaçınmaktan ziyade, "paranın" öncelik
arz ettiği, himmetini veren kişinin işlediği suçun veya günahın bir öneminin
olmadığına vurgu yapıldı.
Meşru olmayan yollardan elde edilen kazançtan örgüte istenen pay verilmiş ise
işlenen günahın ya da suçun üzerinin örgüt tarafından organize bir şekilde
örtüldüğünün kaydedildiği iddianamede, Gülen'in verdiği kararı sorgulama
anlamına gelecek her düşünce, eylem ve tavrın kuvvetle ezildiği, Gülen ve ona
bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatlarının aklın da ötesinde bir kutsiyet
kazandırılarak uygulandığı ifade edildi.
"Gülen'in içtiği suyu içmek için sıraya girerler"
Örgüt mensuplarınca "insanüstü bir varlık" olarak kabul edilen Gülen'in, FETÖ'yü
ve kendini, devlet düzeninin üstünde gördüğü dile getirilen iddianamede, "Öyle
ki, bu 'insanüstü varlığın' yarım bıraktığı yiyecek atığı veya suyu, içeceği
bile olağanüstüdür. Örgüt üyeleri onun içtiği çay veya suyun artığını içmek için
sıraya girer ve ona kutsiyet atfederler. O, Peygamberler, evliyalar ve diğer din
büyükleriyle mana aleminde buluşan ve görüşen onlarla istişare eden bir
kimsedir. Ev ve yurtlardaki dini olduğu söylenen sohbetlerde işlenen önemli
temalardan biri budur. Bir kimse bu temaya iman etmediği müddetçe gerçek bir üye
olamaz ya da onların ifadesiyle iman etmiş sayılmaz. Örgüt, üyelerine onu bir
'Mehdi', 'Mesih' veya 'Muhterem' olarak tanıtmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Buna benzer hususların örgütün hızlı bir şekilde büyüyüp FETÖ elebaşına mutlak
bir bağlılık duymasına vesile olduğuna işaret edilen iddianamede, "Çocuğu
olmayan örgüt mensupları, sözde liderlerini görmek için ABD'ye gidip
Pensilvanya'da kendisinden aldıkları 'okunmuş hurma'yı yiyerek çocuk
beklemektedir. Söz konusu haletiruhiye, yüksek tahsil yapmış örgüt üye ve
mensupları için de geçerlidir." değerlendirmesi de yer aldı.
Belge ve dosyaları illegal şekilde elde etmişler
İddianamede, ayrıca FETÖ'nün Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire
Başkanlığının bilgi, belge ve dosyalarını "illegal" bir şekilde nasıl elde
ettiğine dair ayrıntılara yer verildi.
Örgütün istihbarat ağı ve illegal yapılanması hakkındaki bilgilerin anlatıldığı
iddianamede, örgütün etkin bir istihbarat ağına sahip olduğu, kamu kurumlarında
çalışan FETÖ mensuplarının elde ettiği bilgi ve belgeleri örgüte aktardığı,
bunları büyük bir havuzda topladığı, bu bilgi ve belgelerin amaca uygun hale
getirilerek "hasım" cephedeki kişi ve kurumlar aleyhinde kullanıldığına vurgu
yapılırken, özellikle emniyet teşkilatındaki istihbarat bilgilerinin yasa dışı
yollarla ele geçirildiği anlatıldı.
Örgütün bu yöntemle, kendisinden olmayanların önünü kestiği veya kendisinden
olmaya mecbur bıraktığı, bazı kurum ve kuruluşlarda üst düzey görevlere
gelebilmek için FETÖ'ye aidiyetliğin şart koşulduğunun aktarıldığı iddianamede,
terör örgütüne biat eden ve verilecek her türlü görevi yerine getirmeyi kabul
eden şahısların üst görevlere yükseltildiği ifade edildi.
FETÖ mensubu olmayanlara ceza
İddianamede, FETÖ/PDY'ye mensup olmayan kamu çalışanlarına haksız yere birtakım
idari cezalar verildiği, bunlar hakkında davalar açılmak suretiyle önemli
görevlere gelmelerinin engellendiği, sicillerinin bozularak yükselmelerinin
önüne geçildiği iddiaları yer alırken, örgütün şahıslar hakkındaki soruşturma
dosyaları ve ses kayıtlarının dava sonuçlanmadan algı operasyonları yaratmak
amacıyla kamuoyuna el altından sızdırıldığı bildirildi.
Devletin gizli bilgi ve belgelerinin yayınlanması, devletin gizli arşivlerinde
bulunması gereken bilgi ve belgelerin ilgili kurum dışına çıkartılması gibi
konularda örgütün her türlü illegal yolu tercih ettiğine dikkat çekilen
iddianamede, FETÖ/PDY'nin "altın nesil" adıyla yetiştirip kamu kurum ve
kuruluşlarına yerleştirdiği üyelerinin son zamanlarda kamuoyunun çok da
bilmediği yöntemleri kullandığı vurgulandı.
Haber sitesi üzerinden gizli belgelere ulaşmışlar
İddianamede, şu ifadelere yer verildi: "Özellikle Emniyet İstihbarat Şube
Müdürlüklerinde bir bilgi, belge veya dosya aktarılacağı zaman örgüt üyeleri
sahte isimlerle tanımlanmış bir haber sitesini kullanmaktadır. Sahte bilgilerle
üyelik oluşturulduktan sonra şifreler örgüt üyelerine verilmekte, açılan
internet sayfasında görüntü olarak haber sitesi bulunmakta ancak görüntünün alt
kısmında bulunan ikona dokunulduğunda yeni bir sayfa açılmaktadır. Bu sayfa
üzerinde kimlerin online olarak bağlı olduğu görülmektedir. Bu şekilde dosya
aktarımı veya veri paylaşımı yapılıp, şube müdürlüğü aracılığı ile elde edilen
önemli bilgi ve belgeler haber sitesi portalı üzerinden toplanmaktadır. Bu
şekilde devletin resmi makamlarında bulunan her türlü gizlilik içeren bilgi ve
belge, örgütün bölge sorumlularına ulaştırılmaktadır. İstihbarat şube
müdürlüklerinde takip edilen adli konular, cemaat sorumluları tarafından verilen
talimatlar, açığı aranan şahıslara ilişkin dinleme bilgileri gibi dosyalar bu
yöntem kullanılarak örgüt sorumlularına iletilmiştir."
İddianamede, bu illegal sistemin çok önemli görülen durumlarda kullanıldığı,
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve üst yönetimden gelen talimatların doğruluğu, akla
uygunluğu, dini, hukuki, ahlaki boyutunun sorgulanmadığı, mutlak itaat ve tam
teslimiyet gösteren örgüt mensuplarının, sistemde "özel" olarak seçildiği ileri
sürüldü.
AYRINTILAR
Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlaman
iddianamede örgütün yapılanmasından, nasıl gelir elde ettiği ve örgüte nasıl
eleman kazandırıldığı ayrıntılı bir şekilde yer aldı. Savcı Yılmaz, iddianamede
Milli Güvenlik Kurulu'nun 26.02.2014 ile 26.05.2016 tarihleri arasında
gerçekleştirdiği toplantılarda FETÖ/PDY'nin, milli güvenliği tehdit eden ve kamu
düzenini bozan, devlet içerisinde legal görünüm altında illegal faaliyetler
yürüten, illegal ekonomik boyutu bulunan, diğer terör örgütleri ile iş birliği
yapan bir terör örgütü olduğuna dair değerlendirmelerin yapıldığı ve bu terör
örgütü ile Devletin tüm kurum ve birimleri ile birlikte etkin bir mücadele
yapılmasına dair kararların alındığını belirtti.
ÖRGÜTÜN GELİR KAYNAĞI
İddianamede örgütün gelir kaynaklarına da sırayla yer veren Yılmaz'ın
hazırladığı iddianamede, kamu ihalelerinin örgütle bağlantılı firmalara
verildiğini, örgütle ilişkili firmaların rakipleri hakkında adli ve idari
işlemler yaparak piyasanın örgüt firmalarına teslim edildiğini, kurumların gizli
kalması gereken finansal ve yatırım planlamaları bilgilerinin ilişkili firmalara
sızdırıldığını, kamu arazi tahsislerinin örgütle ilişkili vakıf, dernek veya
eğitim kurumlarına bedelsiz devredildiği, belediyelerce yapılan imar
değişikliklerinin, örgütle ilişkili vakıf, dernek veya şirketler lehine
yapıldığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı'nda görevli adamları
vasıtasıyla iş adamlarının yurt dışı iş bağlantılarını sağlama karşılığında
örgüt adına kendilerinden para alındığı belirtildi.
İddianamede ayrıca şu ifadeler yer aldı:
"Kamu hibe, destekleme ve teşviklerinin takibi ve proje kabullerinde PDY
firmalarının kayrılması, iş adamlarından gelir sağlanması, iş adamlarından, adli
ve idari süreçlerdeki işlemlerini iş adamları lehine sonuçlandırma karşılığı
para alınması, iş adamlarının özel hayatları ile ilgili çeşitli zafiyetlerini
'ses ve görüntü' kaydı aldırarak tehdit ve şantaj yoluyla para alınması,
STK'lardan gelir sağlanması, TUSKON ve bağlı federasyon, dernek, şirket ile
vakıflardan aidat toplanması, yazılı ve görsel medya sektöründen gelir
sağlanması, 'Kimse Yok Mu' benzeri dernek ve bağlı STK'lar aracılığı ile yardım
adı altında vatandaşlardan para toplanması, ticaret odası yönetimlerinin ele
geçirilerek, kamu hizmet alımlarındaki rayiç bedel belirlemelerinde örgütle
ilişkili vakıf, dernek ve firmalar lehine hareket edilmesi yoluyla menfaat
sağlaması, Kurban Bayramı öncesi iş adamlarından firmalardan ve esnaftan,
adlarına kurban kesileceğini belirterek 'kurban' adı altında para alınması,
memur maaş ve ödüllendirmelerinden 'himmet' adı altında yapılan kesintilerden
para alınması, devlet kurumlarına yerleştirilen örgüt mensuplarının ilk
maaşlarını örgüte vermeleri, 154 ülkede bulunan örgütle ilişkili eğitim
kurumlarında okuyan öğrencilerden para alınması, yurt içinde faaliyet gösteren
örgütle ilişkili eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerden para alınması."
ÖRGÜTÜN MALİ YAPISI
Örgütün 'himmet' yolu ile sağladığı gelirlerin genel olarak mütevelli heyetleri
vasıtası ile toplandığını ve örgütün sohbet gruplarında yer alan kişilerden,
sohbet toplantılarına düzenli olarak katılıp verilen görevleri yerine getiren,
örgütün verdiği talimatlara sorgusuz itaat eden ve maddi gücü yerinde olan
kimseler seçilerek mütevelli heyeti üyesi yapıldığına değinen Yılmaz, "Sohbet
gruplarında zekat, burs, kurban ve himmet adı altında paralar toplanmakta,
mütevelli heyeti üyesi kişiler ayrıca bir ışık evinin maddi ihtiyaçlarından
sorumlu tutulmaktadır. Mütevelliler topladıkları parayı sohbet hocasının yanında
getirdiği muhasebecilere vermektedir. Örgütün mali kayıtlarını bu muhasebeciler
tutmaktadır. İl imamının da bir muhasebecisi bulunmakta ve bu kişi il
genelindeki mali kayıtları tutmaktadır.İl imamının koordinesinde yılda en az bir
kez mütevelli heyeti üyelerinin katılımı ile kamp düzenlenmektedir. Kamplar
esnasında dini duygular istismar edilerek himmet, zekat, kurban ve öğrenci bursu
adı altında toplanan paraların artırılması sağlanmakta, toplanan paraların
karşılığının cennet ile mükafatlandırılma olacağı vurgulanmaktadır. Mütevelli
heyeti mensupları, iş adamlarının kurduğu sivil toplum kuruluşlarına üye
yapılmakta, kimin hangi sivil toplum kuruluşuna üye olacağı sohbet abisi
tarafından belirlenmektedir. Örgüt, bu kuruluşların başkan ve üye seçimlerinde
söz sahibi olmayı böylelikle de hükümete baskı yapabilmeyi amaçlamaktadır" dedi.
ÖRGÜTÜN İSTİHBARAT AĞI VE İLLEGAL YAPILANMASI
İddianamede, örgütü güçlü kılan faktörlerin başında etkin bir istihbarat ağı
olduğuna vurgu yapılarak, kamu kurumlarında çalışan örgüt üyelerinin elde
ettikleri bilgileri ve temin ettikleri belgeleri örgüte aktardığını, tüm bilgi
ve belgelerin büyük bir havuzda toplandığı, bu bilgi ve belgeler amaca uygun
hale getirilerek hasım cephedeki kişi ve kurumlar aleyhinde kullanıldığının da
yer aldığı ididanamade, şunlar yer aldı:
"Özellikle Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüklerinde bir bilgi, belge veya dosya
aktarılacağı zaman örgüt üyeleri sahte isimlerle tanımlanmış bir haber sitesini
kullanmaktadır. Sahte bilgilerle üyelik oluşturulduktan sonra şifreler örgüt
üyelerine verilmekte, açılan internet sayfasında görüntü olarak haber sitesi
bulunmakta, ancak görüntünün alt kısmında bulunan ikona dokunulduğunda yeni bir
sayfa açılmaktadır. Bu sayfa üzerinde kimlerin online olarak bağlı olduğu
görülmektedir. Bu şekilde dosya aktarımı veya veri paylaşımı yapılıp, şube
müdürlüğü aracılığı ile elde edilen önemli bilgi ve belgeler haber sitesi
portalı üzerinden toplanmaktadır. Bu şekilde devletin resmi makamlarında bulunan
her türlü gizlilik içeren bilgi ve belge, örgütün bölge sorumlularına
ulaştırılmaktadır. İstihbarat şube müdürlüklerinde takip edilen adli konular,
cemaat sorumluları tarafından verilen talimatlar, açığı aranan şahıslara ilişkin
dinleme bilgileri gibi dosyalar bu yöntem kullanılarak örgüt sorumlularına
iletilmiştir. Bu sistem ancak çok önemli görülen durumlarda kullanılmakta,
örgütün sözde lideri veya üst yönetim katından gelen talimatın doğruluğunu veya
akla uygunluğunu, dini, hukuki, ahlaki boyutunu sorgulamadan, emredileni yapan
mutlak itaat ve tam teslimiyet gösterenler özel olarak kullanılmaktadır.
FETÖ/PDY üyesi olmayan kamu çalışanlarına haksız yere birtakım idari cezalar
verilmesi ya da davalar açmak suretiyle önemli görevlere gelmelerinin
engellenmesi, sicillerinin bozularak yükselmelerinin önüne geçildiği. FETÖ/PDY
lehine istifade etmek üzere bilgi, belge ve görüntü temin edilmeye çalışıldığı.
Örgüt, bu eylemlerle, kendisinden olmayanların önünü kesmiş ya da kendisinden
olmaya mecbur kılmıştır. FETÖ/PDY üyesi olmak, bazı kurum ve kuruluşlar
içerisinde üst düzey görevlere gelebilmek için asli şart haline gelmiş olup,
örgüte biat eden ve verilecek her türlü görevi yerine getirmeyi kabul eden
şahıslar, en üst görevlere çıkartılmışlardır. "
PARALEL DEVLET KURMA ÇABALARI
Örgütün özellikle siyaset, mülkiye, adliye, silahlı kuvvetler, emniyet ve
bürokrasideki örgütlenmesi ile yasadışı faaliyetleri, muhtelif tarihlerde resmi
kurumlar ve istihbarat birimlerince hazırlanan çeşitli raporlarla devlet
arşivlerine girdiğinin de belirtildiği iddianamede, "Örgüt lideri Fetullah Gülen
ilk etapta devlete karşı savaş vererek hedeflere ulaşmanın yıpratıcı olacağını
teşhis etmiş, bu nedenle mevcut sistemi yıkmak yerine devlet kurumlarını ele
geçirmeyi hedeflemiştir. Örgüt, yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda vakıf,
dernek, özel okul, şirket, dershane, öğrenci yurdu, basın yayın kuruluşu, finans
kurumu, sigorta şirketi ve radyo istasyonunu denetim altında bulundurarak,
amacına uygun bir teşkilatlanmayı neredeyse başarmıştır" denildi.
MÜSLÜMAN OLMA ŞARTI YOK
Örgütte girmek isteyen kişinin din ve ırk ayrımı yapılmaksızın kabul edildiği de
belirtilen iddianamede, şu ifadeler yer aldı:
"Örgüte üyelik için kesin bir kriter yoktur. Her türlü etnik kökendeki
vatandaşlar, yapıya uzak gibi duran gruplardan, ateist ya da yahudi,
hristiyanlar da paralel yapılanma içerisinde yer alanlar bulunmaktadır. Bir
başka ifade ile FETÖ/PDY'ye üyelik için dindar olmak veya inançlı olmak şartı
aranmadığı gibi müslüman olmak da gerekli değildir. Örgüte kabul edilen
kişilerin suç işlemiş olup olmamaları da önemli değildir. Hatta, örgüt üyeleri
içinde suç işleyenlerin örgüte üye kolluk, yargı, yönetici kişilerin kullandığı
yöntemlerle aklandıkları da sık sık görülmüştür. Örgüt anlayışında, dini
vecibelerin yerine getirilmesi veya Kuran'ın yasakladığı eylemlerden kaçınmaktan
ziyade, para öncelik arz ettiğinden, himmetini veren kişinin işlediği suçun veya
günahın bir önemi bulunmamaktadır. Meşru olmayan yollardan elde edilen kazançtan
örgüte istenen pay verilmiş ise işlenen günahın ya da suçun üzeri örgüt
tarafından organize şekilde örtülmektedir. FETÖ/PDY'nin örgütlenmesi askeri
örgütlenmeler ile çok büyük benzerlikler ve paralellikler içermekte, kurucu
liderin verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her düşünce, eylem veya tavır
kuvvetle ezilmekte, Fetullah Gülen'in ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm
talimatları, aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulanmaktadır.
Lider Fetullah Gülen, söyledikleri ve yazdıklarıyla bağlı olmayıp ilahi bir emir
olarak kendini din, ahlak, hukuk kurallarıyla bağlı saymamakta, örgütünü ve
kendini, devlet düzeninin içinde değil önünde ve üstünde görmekte, örgüt
mensuplarına göre söylediklerine aykırı hareket etme, onları değiştirme, her
türlü yasağı kaldırma, yepyeni bir yasak getirme yetkisini haiz ve daha da
önemlisi, dini hükümleri değiştirebilen bir otorite, insanüstü bir varlık olarak
kabul edilmektedir. Bu hususlar, örgütün hızlı bir şekilde büyümesine ve
mensupların, örgütün sözde liderine mutlak bir bağlılık duymasına vesile
olmuştur. Örgütün sözde lideri Fetullah Gülen'in teyp ve video kasetlerine
çekilen konuşmalarına, kitaplarına ve çeşitli dergilerde yer alan başyazılarına
erişim gelişen teknoloji ile birlikte kolaylaşmış, bu konuşma ve yazılarda geçen
uyarılar ve tavsiyeler örgüt mensupları üzerinde Fetullah Gülen'in kendi
ifadesiyle birinci derecede hareket ettirici etkiye sahip olmuştur."
Üç sanık açılan dava ile ilgili önümüzdeki günlerde hakim önüne çıkacak.
Operasyon
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ/PDY'ye yönelik yürüttüğü soruşturma
kapsamında İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri, 1
Ağustos'ta düzenlediği operasyonda Semih S, Ahmet İ. ve Furkan Ç'yi gözaltına
almış, 3 şüpheli sevk edildikleri mahkemece tutuklanmıştı.
Operasyonda aranan firari şüphelilerden Mehmet Eldem'e ait Eldem Kuyumculuk
isimli iş yerinde de yüklü miktarda has altın ele geçirilmiş, tutuklanan 3
zanlının örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in bulunduğu Pensilvanya'ya parça parça
has altın sevkiyatı yaptığı tespit edilmişti. 1,5 kilogram has altına sevkiyat
sırasında, 30 kilogram has altına ise iş yeri aramasında el konulmuştu.
Olayı soruşturan cumhuriyet savcısı, sanıklar hakkında "silahlı terör örgütü
üyesi olmak" suçlamasıyla 5 ila 10 yıl hapis cezası istemiyle İzmir 2. Ağır Ceza
Mahkemesine dava açmıştı.
(23 Ekim 2016, 17:36)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: