Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve üçüncü iddianameye giren Üsteğmen Muhammed Sarıkaya´nın, operasyondan çok kısa bir süre önce odasındaki laptop ve belgeleri dışarı çıkardığı tespit edildi. Sarıkaya ve arkadaşlarının belge kaçırma operasyonu bütün ayrıntılarıyla dinlemeye takıldı. Ergenekon Savcısı Mehmet Murat Yönder´in askeri yetkililerin aramaya engel olduğu ve delilleri kaçırdığı suçlamasına askeri savcılık tepki göstermiş ve iddiaları araştıracağına savcıyı Adalet Bakanlığı´na şikayet etmeyi tercih etmişti. Oysa mahkeme kararıyla yapılan telefon dinlemeleriyle de tespit edilmiş olan bu delil kaçırma operasyonu üçüncü iddianameye girmiş bulunuyor. Bunun diğer bir anlamı, tıpkı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın altında imzası olan ancak aslı bulunamayan belgenin hazırlayıcısı Albay Dursun Çiçek için askeri savcılığın takipsizlik kararı vermesine karşın sivil savcı ve mahkemenin onu tutuklaması olayında olduğu gibi, 3. Ergenekon davasında sadece sanık üsteğmen Muhammed Sarıkaya değil onun odasının aranmasında devreye girerek sivil soruşturmaya engel olanlarla ilgili suç duyurusunun gereğini yapmak yerine sivil savcıyı Adalet Bakanlığı´na şikayet etmeyi tercih eden askeri savcılık da yargılanmış olacak.
Askerlerin Ergenekon savcılarından 2. delil kaçırma operasyonu
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve üçüncü iddianameye giren Üsteğmen Muhammed Sarıkaya´nın, operasyondan çok kısa bir süre önce odasındaki laptop ve belgeleri dışarı çıkardığı tespit edildi. Sarıkaya ve arkadaşlarının belge kaçırma operasyonu bütün ayrıntılarıyla dinlemeye takıldı. Ergenekon Savcısı Mehmet Murat Yönder´in askeri yetkililerin aramaya engel olduğu ve delilleri kaçırdığı suçlamasına askeri savcılık tepki göstermiş ve iddiaları araştıracağına savcıyı Adalet Bakanlığı´na şikayet etmeyi tercih etmişti. Oysa mahkeme kararıyla yapılan telefon dinlemeleriyle de tespit edilmiş olan bu delil kaçırma operasyonu üçüncü iddianameye girmiş bulunuyor. Bunun diğer bir anlamı, tıpkı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın altında imzası olan ancak aslı bulunamayan belgenin hazırlayıcısı Albay Dursun Çiçek için askeri savcılığın takipsizlik kararı vermesine karşın sivil savcı ve mahkemenin onu tutuklaması olayında olduğu gibi, 3. Ergenekon davasında sadece sanık üsteğmen Muhammed Sarıkaya değil onun odasının aranmasında devreye girerek sivil soruşturmaya engel olanlarla ilgili suç duyurusunun gereğini yapmak yerine sivil savcıyı Adalet Bakanlığı´na şikayet etmeyi tercih eden askeri savcılık da yargılanmış olacak.
Çok sayıdaki dikkat çeken örneğe göre Asker Ergenekon soruşturmasını engellemek mi istiyor?..
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların talebi doğrultusunda Üsteğmen Muhammed Sarıkaya hakkında 6 Ocak 2009´da arama ve yakalama kararı çıkarıldı. Karar gereği polis, Sarıkaya´nın Ankara´daki Güvercinlik Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı Operasyon Tabur Komutanlığında bulunan odası ve askeriye içerisindeki diğer adreslerinde 7 Ocak 2009´da arama yapmak istedi. Ancak nizamiye kapısına cumhuriyet savcısıyla birlikte gelen emniyet görevlilerine daha önceki operasyonlarda örneği görülmemiş bir muamele yapıldı. Savcı ve aramayı gerçekleştirecek polisler, uzun bir süre kapıda bekletildi. Ardından polisler içeri alınmadı. Cumhuriyet savcısı ise merkez komutanlığındaki görevli askerler eşliğinde içeri alındı.
Tüm konuşmalar kayda girdi
Savcı ve polisler nizamiyede beklerken, komutanlıkta ilginç bir telefon trafiği yaşanıyor. Teknik takibe takılan konuşmalara göre askeri yetkililer, Üsteğmen Muhammed Sarıkaya´yı telefonla arayıp, laptopu başta olmak üzere askeri belgeleri ve yasak belgeleri imha etmelerini istiyorlar. Savcının arama yapmaya başladığı saatlerde ilk önce Sarıkaya´yı bir asker arkadaşı arıyor. Üsteğmen Noyan Pamukçu, o sırada yurtdışı görevine çıkmak için askeri hastanede rapor almak için bekleyen Sarıkaya´ya hakkında arama kararı olduğunu ve acele gelmesini istiyor.
Çabuk gel, durum ciddi
İkili arasında 7 Ocak 2009 günü saat 10.56´da geçen konuşmada Pamukçu, Kardeşim bi acele son sürat misafirhaneye gel. Sen gel şimdi anlatamam. Rapordan daha önemli. Sana bir mesaj atacağım, çabuk gel bırak raporu, dışarıda görüşecem... diyerek Sarıkaya´yı uyarıyor. Pamukçu bu telefon konuşmasıyla da yetinmeyip, görüşmeden iki dakika sonra saat 10:58´de hakkında arama kararı olan Sarıkaya´ya bir de kısa mesaj gönderiyor: Bir hakim senin hakkında arama yapıyormuş odanda. Bilgisayarında birşeyler var mı? Durum ciddi, telefonunu kullanma, başka birinden 05005 434 7... ara beni.
Laptopu dışarı çıkar
Bu uyarıdan sonra 11:08´de başka bir asker arkadaşı Ramazan Bulut, 0505 350.... telefonundan Sarıkaya´yı arıyor ve laptopu başta olmak üzere, askeri yayın ya da yasak yayınlan beş dakika içerisinde imha etmesini, gerekirse laptopunu başkasının arabasına bırakmayı öneriyor. Ramazan Bulut telefonda şöyle diyor: Ne olduğunu sorma tamam mı? Bu odana git. Laptop gibi, tamam mı? Ya da askeri yayın gibi, ya da yasak yayın gibi. Ne varsa 5 dakika içerisinde tamam mı... Onları git tahliye et ve tabura gel... Odana git oradan.. Laptopunu al çıkar... Gerekirse başkasının arabasına bırak hemen alaya gel... ilk önce odana git, kendine ait laptopu bir kere oradan çıkar askeri yayın hiçbir şey kalmasın. Hemen tabura gel, burada bir olay var gelince görüşelim. Sarıkaya´nın arkadaşı Ramazan Bulut, arkadaşını uyardıktan sonra bu sefer arama için gelen cumhuriyet savcısını karşılıyor. Bulut´un savcıyı karşıladığı tutanaklara da geçti.
Soruşturma başlatıldı
Aramayla ilgili tutulan tutanakta yaşanan ilginçlikler bununla da sınırlı değil. Hastanede olan Sarıkaya´nın arama sırasında odada bulunduğu ve bilgisayarında herhangi bir eşyanın ele geçirilmediği de tutanaklara yazıldı. Ancak hakkında teknik takip bulunan Sarıkaya´nın odada bulunmadığı da telefon kayıtlarıyla tespit edildi. Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet savcılarından Mehmet Murat Yönder, 23 Şubat 2009´da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçlamasıyla Sarıkaya, Bulut ve Pamukçu hakkında soruşturma açtı. Daha sonra görevsizlik kararı veren Yönder, tüm delillerle birlikte gereğinin yapılması için dosyayı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı´na gönderdi. Sarıkaya, Ergenekon soruşturması kapsamında 10 Ocak 2009´da tutuklanmıştı. Bulut ve Pamukçu ise halen görevlerini sürdürüyor.
Muhammed Sarıkaya, suikast timinin lideri
Ergenekon Üçüncü iddianamesi´nde tutuklu üsteğmen Muhammed Sarıkaya hakkında oldukça ağır iddialar var. iddianamede, silahlı terör örgütüne üye olmakla suçlanan Sarıkaya´nın, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız ve Mesrob Mutafyan´a düzenlenecek suikast planlarında hücre lideri olduğu iddia ediliyor. Eski özel Harekatçı İbrahim Şahin´in ikametgahında yapılan aramada bulunan Tedhiş Planları Dokümanları arasında yer alan belgelerde, Görevlendirilen hücre lideri: Çankaya 4 numaralı hücre lideri. Eylem hücresi üyeleri. Başkan: Muhammed Sarıkaya notları ele geçirilmişti. Şahin´de ele geçirilen suikast planlarında ayrıca bbbb ve cccc´yi Oğuzhan Sarıoğlu (Sağıroğlu)´nun, dddd ve eeee´yi Ayhan Atabek´in, ffff ve gggg´yi Muhammed Sarıkaya´nın görevlendireceği notları da ele geçirilmişti. (Taraf)
Askeri savcılar iddiaları araştıracağına sivil savcıyı suçlamayı tercih etti, oysa iddia teknik takiple delillendirilmiş. Mahkeme kararıyla yapılan telefon konuşmalarıyla da tespit edilmiş olan bu ´delil kaçırma suçlaması´, 3. iddianameye girmiş bulunuyor.
Askeri savcı Ergenekon savcısı için suç duyurusu yapmıştı!
Ergenekon savcısı Yönder´in, üsteğmen Sarıkaya´nın kaldığı yerin aranması sırasında askerlerin zanlıya yardım ettiğini, yasal prosedürü yerine getirmediğini ileri sürmesi, askeri yetkililerin tepkisine neden olmuş ve iddiayı inceleyen askeri savcı kendileri hakkında ´görevi kötüye kullanma´ imasında bulunan Ergenekon savcısına suç duyurusunda bulunmuştu. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan Mehmet Murat Yönder, 7 Ocak´ta Jandarma Üsteğmen Muhammed Sarıkaya´nın odasının aranması sırasında usulsüzlük yapıldığını ileri sürdü. Aramaya katılan bazı jandarma subayların Üsteğmen Sarıkaya´ya operasyon hakkında bilgi verdiğini ileri süren Savcı Yönder, söz konusu subaylar hakkında yasal işlem yapılmasını istedi. Cumhuriyet gazetesinin haberine göre İstemi görüşen Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Savcılığı görevsizlik kararı verdi.
Askeri savcılar bir de hukuk dersi vermişti!
Takipsizlik kararının gerekçesinde yer alan, ?Bir gün hukuk herkese, bu arada savcı ve yargıçlara bile gerekebilir. Ancak hukuk devletinde teminatın yine üstün vasıflarla donanmış, metin, vakarlı, temkinli, bilgili, tarafsız, bağımsız, hiçbir organ, makam, merci ya da kişiden emir veya teminat almayan; tavsiye ve telkinlerle ya da peşin hükümle hareket etmeyen savcı hâkimler olduğu kuşkusuzdur? ifadeleri dikkat çekti.
Arama hukuka uygun yapılmış
Aramaların hukuka uygun olarak yapıldığı ve savcıların bekletildiğine dair herhangi bir tespitin olmadığının vurgulandığı kararda, ?Askeri mahalde yapılacak bir aramada kimlerin bulunacağının yasada yazılı olduğu, emniyet görevlilerinin aramada bulunmasının gerekmediği, aramanın kısa sürede sonuçlandırıldığı iddiasının da doğru olmadığının anlaşıldığı, yine hakkında arama kararı bulunan Jandarma Üsteğmen Sarıkaya´nın aramaya iştirak etmesi ve hazır bulunması için, arama sırasında hazır bulunan subaylar tarafından cep telefonu ile bilgi verilmesinin de Cumhuriyet Savcısı´nın istemiyle olduğunun da saptandığı? ifadeleri kullanıldı.
´Adalet bakanlığı duyarsız kalma savcın Murat Yönder´e ceza ver´
Kararda savcı Yönder´in yazısında yer alan ?Cumhuriyet Başsavcılığı´na teslim edilmeyen eşya var ise ivedi gönderilmesi? şeklindeki ifadesi, aramaya fiilen katılan Ankara Cumhuriyet Savcıları, Yardımcı Askeri Savcılar ve askeri makamların, ?sanki şüpheliye ait bulunmuş suç delillerini tutanakta tespit etmeyerek görevlerini tutanakta tespit etmeyerek görevlerini kötüye kullandıkları ima edilmiştir? yorumu yapıldı. Kararda özetle şu ifadelere yer verildi:
?Yargı organında görev yapan kişiler kendi farklı durumlarının (gördükleri işin öneminin) farkında olarak hareket etmek zorundadır. Aramayı yapan Ankara Cumhuriyet Savcıları ile görevsizlik kararını imzalayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı´nın sicil numaraları karşılaştırıldığında Ankara Cumhuriyet Savcıları´nın mesleğe daha önceki bir tarihte girdikleri saptanmıştır. Aramalarda imzaları bulunan binbaşı rütbesindeki yardımcı askeri savcıların da yüce mesleğe katılışları anılan cumhuriyet savcısından daha eskidir. Hal böyle iken İstanbul Cumhuriyet Savcısı´nın sanki daha üst konumda yetkileri varmışçasına, gerekçeleri açıklandığı üzere dosya içeriğine ve Cumhuriyet savcılarınca kanuna uygun olarak tutulmuş resmi tutanak içeriklerine uymayan isnatlarla, bırakınız askeri makamları, sivil ve askeri meslektaşlarını da zan altında bırakması karşısında hiçbir makamın, bu arada kuşkusuz ki Adalet Bakanlığı´nın da duyarsız kalamayacağı değerlendirilmiştir.?
(11 Ağustos 2009, 11:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Askeri yetkililerin Ergenekon savcılarından Binbaşı Erbay Çolakoğlu delillerini kaçırma operasyonu
Askerlerin soruşturmalara müdahalesi
Şemdinli Davası´nın askerlerce örtbas edilmesi
Karargah Evleri soruşturmasını yürüten askeri savcılara sahte evrak suçlaması
Karargah Evleri soruşturmasının askerlerce savsaklanması
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi konulu manşetlerimiz