FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan İstanbul eski Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın tutuklandı. Çapkın'ın ifadesi de ortaya çıktı. Çapkın'a, 17 Aralık döneminde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki İstihbarat, Organize ve Terör şubeleri gibi kritik birimlere yapılan atamaların sorulduğu, Çapkın'ın da atamaların kendisinin değil, İçişleri Bakanlığı'nın onayı ile yapıldığını söylediği öğrenildi.
04.09.2016 11:49 FETÖ/PDY'nin mülkiye yapılanmasına yönelik soruşturmada gözaltına alınan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Pendik Kaymakamı Osman Tunç, Mülkiye müfettişleri Yılmaz Kurt ve Gürkan Polat sevk edildikleri İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği tarafından "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklandı.
EMNİYETİN KRİTİK BİRİMLERİNE YAPILAN ATAMALAR SORULDU
3 Eylül (dün) sabah saatlerinde Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na getirilen Çapkın ve beraberindekiler, soruşturmayı yürüten Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Mehmet Şenay Baygın tarafından sorgulandı. Savcılık 4 kişiyi de "Örgüt üyeliği" suçundan tutuklamaya sevk etti.
İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği'nde hakim karşısına çıkan Hüseyin Çapkın, Pendik Kaymakamı Osman Tunç, Mülkiye müfettişleri Yılmaz Kurt ve Gürkan Polat "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklandı. Hüseyin Çapkın'a, kendi döneminde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki İstihbarat, Organize ve Terör şubeleri gibi kritik birimlere yapılan atamaların sorulduğu, Çapkın'ın da atamaların kendisinin değil, İçişleri Bakanlığı'nın onayı ile yapıldığını söylediği öğrenildi.
HÜSEYİN ÇAPKIN SİLİVRİ CEZAEVİ'NDE
FETÖ/ PDY soruşturması kapsamında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla tutuklanan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın Silivri Cezaevi'ne konuldu. Sivil polis araçlarıyla getirilen Çapkın saat 22.00 sırlarında Silivri Cezaevi'ne giriş yaptı. Çapkın'la birlikte tutuklanan Pendik Kaymakamı Osman Tunç, Mülkiye müfettişleri Yılmaz Kurt ve Gürkan Polat da Silivri Cezaevi'ne getirildi.
İŞTE ÇAPKIN'IN İFADESİ
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında tutuklanan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın verdiği ifadelerin detayları da ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından yürütülen FETÖ/PDY'nin mülkiye yapılanmasına ilişkin soruşturma kapsamında, gözaltına alınan ve sevk edildiği hakimlikçe tutuklanan Hüseyin Çapkın'ın hakim huzurunda verdiği savunmasında, emniyette hangi kademelerde görev yaptığını anlatarak en son görevinin İstanbul olduğunu ve buradaki görev süresinin de bizzat o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından uzatıldığını söyledi.
Çapkın, 19 Aralık 2013 tarihinde ise merkez valisi olarak tayininin çıktığını anlatarak, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Devletin hiyerarşik yapısında hiçbir kurumu, kuruluş veya şahsiyetle ilişki içerisinde bulunmadığını iddia eden Çapkın, ''Okuduğum yıllarda böyle bir örgüt olmadığından, bu örgütün yapısı ve işleyişi ile ilgili bir kültürüm ve bilgim olmadığından bu 'abiler ve imamlar' adı altında bahsedilen şahıslardan kimseyi tanımıyorum. FETÖ/PDY silahlı terör örgütü elebaşı Gülen ile yüzyüze iletişim kurmadım. Sohbetlerde bulunmadım. Herhangi bir şekilde temasım olmamıştır. 17 Aralık 2013 darbe girişimine kadar, 'Gülen cemaati' olarak adlandırılan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu şahıs ya da şahıslar, himmet, kurban, burs ya da başka bir yardım kisvesi adı altında herhangi bir nedenle para talebinde bulunmadı'' dedi.
Darbe girişimi gecesi evinde olduğunu, darbe girişimini TV'lerden duyduğunu belirten Çapkın, ''O gece havalimanına giderek Cumhurbaşkanımızın yanında olmak istedim. Ancak uçaklar üstümüzden geçip 'sonik' patlamalar yapıyordu ve yollar kapalı olduğu için gidemedik'' dedi.
"7 ŞUBAT MİT KRİZİ'NDEN SONRA..."
Darbe soruşturmalarında tutuklanan şahıslardan hiçbirini tanımadığını öne süren Çapkın, ifadesinde şunları kaydetti:
''Ben böyle bir örgüt üyesi olmadım. Meslek hayatımda örgütten bir yardım almadım. Çocuklarımı bu örgüte ait herhangi bir okula göndermedim. İstihbarat, KOM, TEM daire başkanlıkları merkezi planlama yaparak, il emniyet müdürlerine fazla takdir yetkisi bırakmadan merkezden atama yaptıklarından dolayı bu saydığımız şubelere direkt olarak müdahaleniz söz konusu olmamaktadır. Bu nedenle, İstanbul İl emniyet müdürü olarak atandığımda Türkiye gündeminde 2007 yılı itibariyle geniş yer bulan Ergenekon-Balyoz gibi davaların soruşturmalarını yürüten İstihbarat, KOM ve TEM birimlerinin mevcut kadrolarına müdahalem olmadı.
Emniyet müdürlüklerinde operasyon planlandığında, operasyon safhasına geçilmeden makama bilgi verilir. Teammüller bunu gerektirir. Ancak şube müdürleri kumpas kurmak isterse bilgi ve belge saklayabiliyor. 7 Şubat MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağırılmasından hiç bir bilgim yoktu. Haberim olsa bu hususu Başbakana bildirirdim. 7 Şubat MİT krizinden sonra 8 Şubat'ta istihbarat ve terör müdürü müdüriyet emrine alındı. Daha sonra merkezin takdiri ile Ankara'ya tayinleri çıktı. 17 Aralık 2013 olayı akabinde Selam-Tevhid dosyasından, medyaya sızmasından sonra öğrendim ve soruşturmanın bir kumpas olduğunu gördüm. Tahşiye grubuna yapılan operasyon ile ilgili bilgi verilmedi.''
"TÜRKİYE'Yİ DERİNDEN SARSACAK VE HERKES ALTINDA KALACAK"
Çapkın savunmasında, 17-25 Aralık soruşturmasını ise o sabah dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun aramasıyla öğrendiğini ifade ederek, "Sırasıyla müdürleri aradım. Nazmi Ardıç'ı aradığımda konu bizim dedi. 'Nasıl olur bilgi vermezsiniz' diye kızdığımda, 'arz edeceğim efendim' dedi. Neredesiniz diye sordum. 'Aşağıdayız efendim' dedi. Ben de çabuk yukarı gel dedim. Kendilerini polisevinin bir odasına aldırdım. Yakup Saygılı ve Nazmi Ardıç özellikle belirtmek isterim ki ellerinde olaylar ile ilgili daha önceden hazırlamış oldukları 20-25 sayfalık bilgi notları ile karşıma geldiler. Bana nasıl haber vermeden böyle bir iş yaparsınız dediğimde savcının böyle istediğini ve bu yönde talimat verdiğini, yaptıklarının yasal olduğunu söylediler. Ben kendileri bu iddiaların Türkiye'yi derinden sarsacağını ve herkesin bunun altında kalacağını söylediğimde, her ikisi de 'biz herşeyi göze aldık'' dediler. Her iki şube müdürünü de yanımdan kovdum. 18 Aralık'ta konu ile ilgili olan şube müdürlerini görevden alarak yerlerine yeni müdür atadım. Daha sonra da 19 Aralık tarihinde benim tayinim çıktı" diye konuştu.
"KİŞİSEL İLİŞKİLERİMİ TAKİP ETTİLER"
''25 Aralık dosyasından ise hiç haberim yoktu. Benim yanıma sabah geldiklerinde de hiç bu husustan bahsetmediler. Bu da kendilerinin ne kadar art niyetli olduklarının açıkça göstergesidir'' diyen Çapkın, şunları savundu:
"Bu dosyada şüpheli konuma sokmuş oldukları birçok iş adamı benim yıllardır tanıdığım kişilerdir. Muhtemelen benimle ilgili olan kısımları ayıklamışlardır. Bu vesile ile beni de dinlemiş olduklarını ve kişisel ilişkilerimi takip ettiklerini düşünüyorum. Bu dosyadan basına gözaltı listesinin yayınlanması ile haberim oldu. Operasyonun başlangıcı olan kararların nasıl alındığından bana bilgi verilmedi. Basında, FETÖ/PDY soruşturmalarından tutuklu yargılanan Ali Fuat Yılmazer'in el notları ile Sancaklara yapılacak operasyondan 'il emniyet müdürünün haberi olmasın' diye farklı notlar olduğu şeklinde haberler çıkmıştı.''
"TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNDE UZUN SÜRE KALIR"
Şike operasyonundan da haberinin olmadığını ifade eden Hüseyin Çapkın, 3 Temmuz süreci ile ilgili şunları söyledi:
"Şike operasyonunun başlangıcı ve safahatları ile ilgili bilgim olmadı. Ancak operasyon aşamasından önce savcıdan kararlar alındıktan sonra tarafıma sorumlu il müdür yardımcısı Mutlu Ekizoğlu bir bilgi notu getirdi. Aziz Yıldırım ismini görünce 'bu konudan emin miyiz?' diye sorduğumda, Mutlu Ekizoğlu bana 'evet efendim, eminiz, tespitler var' dedi. Ben de 'Türkiye gündeminde uzun süre kalır, ülke gündemini boşa meşgul etmeyelim' dedim. Sadece operasyonun hukuka uygun yönde yapılması talimatını verdim. Hatta Aziz Yıldırım'ın operasyon aşamasındaki fotoğrafları basına yansıması üzerine ilgili polis memuru hakkında idari işlem başlattım."
"KUMPASIN BAŞINDA OLAN KİŞİLER BİLE..."
Çapkın, 2009 yılında İstanbul emniyet müdürü olarak atandığı sırada, FETÖ/PDY yapılanmasının olduğuna dair bir bilginin bulunmadığını öne sürerek, ''Yumuşak görünüşlü adı cemaat olan siyaseten herkesin yan yana durdukları bir yapı vardı. 17 ve 25 Aralık olaylarından benim haberimin olmadığı nettir. Kumpasın başında olan kişiler bile ifadelerinde 'benim haberimin olmadığını' söylemişlerdir. 1,5 yıl öncesine varan teknik takipler ile bu kumpasların yapıldığı anlaşılmıştır. Hatta bu kumpaslardan Başsavcımızın bile haberi yoktu. 15 Temmuz darbe girişiminde gördük, Genelkurmay Başkanının bile bu ihtilal girişiminden haberi yoktur. Kripto casusun yanı başında olduğu ortaya çıkmıştır. Haberinin olmaması da normaldir. Çünkü bunlar kripto şeklinde çalışıyorlar'' dedi.
"BİZİ ALACAKLAR"
''Cemaat siyaset ile yürüyen bir yapı diye biliyordum'' diyen Çapkın, böyle bir kumpasa doğru gidebileceklerini düşünmediğini, söz konusu örgüte yönelik operasyonlarda adı geçen Nazmi Ardıç veya bazı şube müdürlerinin de zaman zaman "bizi alacaklar'' şeklinde söylemlerde bulunduklarını bunlara da o zaman bir anlam veremediğini anlattı.
KRİPTO BAHANESİ TUTMADI
05.09.20161 21:21 Eski İstanbul Emniyet Müdürü Çapkın 7 Şubat MİT kumpası ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinin FETÖ'cü kripto personelin işi olduğunu, kendisinin bilgisi olmadığını savundu. Ancak Çapkın tutuklanmaktan kurtulamadı.
FETÖ soruşturmasında tutuklanan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, “Bunlar kripto şeklinde çalıştılar” diyerek, MİT, 17/25 Aralık, Selam-Tevhid, Tahşiye ve Şike soruşturmalarından hiç haberdar olmadığını söyledi.
Sabah'ın haberine göre, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) bürokrasi ayağına yönelik soruşturmada tutuklanan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın hakimlik sorgusunda, FETÖ'nün 7 Şubat MİT operasyonu, 17/25 Aralık darbe girişimi, Selam-Tevhid, Tahşiye ve Şike operasyonlarından önce kendisine bilgi verilmediğini öne sürdü. Çapkın, "1.5 yıl öncesine varan teknik takiplerle bu kumpasların yapıldığı anlaşılmıştır. Bunların çalışma şekli 'kripto' şeklindedir. Haberimin olmaması doğal" dedi. İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'nde yapılan sorgusunda Çapkın, 19 Aralık 2013'te merkez valisi olarak atandığını anımsattı. Suçlamaları kabul etmeyen Çapkın, özetle şu ifadeleri verdi:
HİÇBİR BİLGİM YOKTU
* 17 Aralık darbe girişimine kadar, 'Gülen cemaati' olarak adlandırılan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü himmet, kurban, burs ya da başka bir yardım kisvesi adı altında herhangi bir nedenle benden para talebinde bulunmadı.
* Şube müdürleri kumpas kurmak isterse bilgi ve belge saklayabiliyor. 7 Şubat'ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağırılmasından hiçbir bilgim yoktu. Haberim olsa bu hususu başbakana bildirirdim.
* 17 Aralık olayı akabinde Selam-Tevhid dosyasını, medyaya sızmasından sonra öğrendim ve soruşturmanın bir kumpas olduğunu gördüm.
* 17-25 Aralık soruşturmasını o sabah, dönemin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun aramasıyla öğrendim. Sırasıyla müdürleri aradım.
HER ŞEYİ GÖZE ALMIŞLAR
* Yakup Saygılı ve Nazmi Ardıç ellerinde daha önceden hazırlamış oldukları 20-25 sayfalık bilgi notları ile geldiler. 'Bana nasıl haber vermeden böyle bir iş yaparsınız' dediğimde savcının böyle istediğini ve bu yönde talimat verdiğini, yaptıklarının yasal olduğunu söylediler.
* Bu iddiaların Türkiye'yi derinden sarsacağını ve herkesin bunun altında kalacağını söylediğimde, ikisi de 'Biz her şeyi göze aldık' dediler. İki şube müdürünü de yanımdan kovdum. 18 Aralık'ta konuyla ilgili olan şube müdürlerini görevden alarak yerlerine yeni müdür atadım.
* 25 Aralık dosyasından ise hiç haberim yoktu. Benim yanıma sabah geldiklerinde de hiç bu husustan bahsetmediler. Bu da kendilerinin ne kadar art niyetli olduklarının açık göstergesidir.
* 17 ve 25 Aralık olaylarından benim haberimin olmadığı nettir. 1.5 yıl öncesine varan teknik takiplerle bu kumpasların yapıldığı anlaşılmıştır. Hatta bu kumpaslardan başsavcımızın bile haberi yoktu.
KRİPTO ŞEKLİNDE ÇALIŞIYORLAR
* Yumuşak görünüşlü, adı cemaat olan, siyaseten herkesin yan yana durdukları bir yapı vardı. Böyle bir kumpasa doğru gidebileceklerini düşünmedim.
MAL VARLIKLARINA TEDBİR KONULDU
07.09.2016 21:24 FETÖ/PDY'nin mülkiye yapılanmasına ilişkin soruşturma kapsamında İstanbul eski Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da gözaltına alınmıştı. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında tutuklanan İstanbul'un eski Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın malvarlığına el kondu. Tedbir kararı kapsamında tüm bankalara ve tapu müdürlüklerine yazı gönderildi.
Hüseyin Çapkın ile birlikte gözaltına alınan Pendik Kaymakamı Osman Tunç, müfettişler Gürkan Polat ve Yılmaz Tunç geçtiğimiz cumartesi akşamı tutuklandı. Söz konusu isimler Silivri Cezaevi’ne konuldu. Tutuklama kararı sonrası anılan isimler hakkında önemli bir kararın daha alındığı öğrenildi. İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, savcılığın talebi doğrultusunda mal varlıklarına tedbir koydu.
KİRALIK KASALARA DA TEDBİR
Karar, tüm bankalara ve tapu müdürlüklerine gönderildi. Önceki gün Türkiye’de bulunan tüm bankalara ulaşan yazıda anılan isimlerin, varsa banka hesapları, kiralık kasalarına tedbir kararı uygulanması istendi.
BANKALAR TEK TEK BAKTI
Yazının ulaştığı bankalar, listede yer alan isimlerin hesapları tespit edildiği taktirde bloke koydu. Hesabın bulunmaması halinde ise bu durum yazı ile bildirildi. Benzer bir talep tapu müdürlüklerine de gitti. Tedbir kararının soruşturma süresince devam etmesi bekleniyor.
(04 Eylül 2016, 11:49)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: