17/25 Aralık sürecinden sonra örgütten ayrılan Ayşe isimli bayan, FETÖ'deki abla müessesini ve yaşadığı baskıları anlattı. 'İsim sürekli değiştirilirdi. Biz bilmezdik. Bize 'Fatma' denirdi ismi, ama adı Fatma değildir. Sonradan öğrenirdik. Başka bir ile gider, ismi değiştirdi.' Bir başka itiraf da örgütün kadın yapılanmasında yer alan bir başka isimden geldi. FETÖ'nün Uşak'taki öğretmen ablalarından Y.T., ifadesinde örgüte nasıl girdiğini ve yükseldiğini, sistemin nasıl işlediğini anlattı: 'Önce sohbetlere katıldım, sonra abla oldum. Yardımlar topluyorduk. Bonkör yardımlarım nedeniyle mütevelli heyeti üyeliğine terfi ettirdiler. Toplantılarda sinyal kırıcı kullanıyorlardı.'
20.08.2016 18:24 FETÖ yapılanmasında görev alan iki 'Abla', örgüt içerisindeki hiyerarşiyi anlattı. Örgütten zor da olsa 2013 yılında ayrıldığını ve yaşadıklarını anlatan Ayşe isimli kadın, örgüt içerisindeki ablalık müessesini ve yaşadığı baskıları anlattı.
Yıllarca FETÖ evlerinde 'ablalık' yapan Ayşe isimli kadın CNN Türk canlı yayınında Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtladı.
Yüzünün görünmesini istemediği için silüeti ekrana yansıtılan Ayşe isimli kadın, 17-25 Aralık operasyonlarının ardından örgütten ayrılmaya karar verdiğini söyledi ve şöyle devam etti:
"ORADAYKEN ANLAMIYORSUNUZ, GÖREMİYORSUNUZ"
Benim burada anlatacaklarımı vatana millete borç biliyorum. İnsanlar yanlış şeye hizmet ediyor ama bunu oradayken anlatamıyorsunuz, göremiyorsunuz.
‘İTAAT ET, KURTUL’
Örgütte şöyle bir şey var, burada kalmak istiyorsan itaat edecek ve kurtulacaksın. Hiçbir şekilde sorgulama yok. Misal, ‘Gazete abonesi bulmak zorunda mıyım?’ diyorsun, ‘Evet bulmak zorundasın’ deniyor. Ama neden, niçin yok. Sorularım var cevaplarını alamıyorum. ‘Buradan çıkmak istiyorum, kalmak istemiyorum’ diyorsun, bu sefer de ‘Eğer sen buradan çıkarsan cehennemliksin, yanacaksın’ şeklinde bütün psikolojisini mahvediyorlar.
‘ÇOK ZOR AYRILDIM’
Ben çok zor ayrıldım. Onlara güven kazandırdığınız için sizi kolay kolay bırakmıyorlar. Tehdit yok. ‘Yanlış yapıyorsunuz, ben bu şartar altında kalamam, dinlenmem lazım’ diyerek ayrıldım.
Büyük bir yurt ve az sayıda insan vardı. Keşke sorgulasaydım da atsalardı beni. Ailem bana çok kez ‘gitme yapma’ dedi ama içinde olduğum için anlayamadım.
GÜLEN’İN RÜYALARINI ÖĞRENCİLERE ANLATIYORDUK
(Gülen’in rüyasında Hz Muhammed’le konuştuğu safsatası) Onlar bize şefk verme adına anlatılıyordu. Bize de ‘Siz de itaat eden öğrencilere anlatın’ deniyordu. Bana çok ütopik geliyordu, inanmıyordum. Ama öğrencilere anlatmak zorundaydım, soruyorlardı. Evleri dolaşan kişiler oluyordu, BTM deniyordu. Evleri dolaştığı zaman öğrencilere ‘Ablanız bu rüyayı size anlattı mı?’ diye soruyordu. Anlatmadıysanız eğer ‘Neden anlatmadın?’ diye sorguya çekiliyordunuz. İnanmasam da anlatıyordum.
Bulduğun kurbanla, burs ve himmetler ile terfi ediyorsunuz. Bunlarla cemaate kazanımlarınız oluyor, başka bir kademeye çıkarsınız. Yurt müdürü, il ablası...
"GÜLEN'DEN SAAT, OKUNMUŞ EŞARP GELİYORDU"
(Toplanan kurban paraları) Kurban kesildiğini görmedim. Amerika’dan gündem geliyordu. O ilde 500 tane kurban kesilecek. Bunu ilin ablası söylüyor ve ardından bayanlar içindeki yapılanmalar içerisinde , öğretmenler ayrı, doktorlar ayrı, avukatlar ayrı, öğrenciler ayrı...’ Bu sadece bayanların bulması gereken kurban sayısı, bana gelen sayı ise 5. Öğrencilerin zaten maddi durumları yok. Nereden bulacağım, kimsen isteyeceğim? Eğer hedefini tamamlarsan ‘Gülen’in saatini alacaksın, bu çok büyük bir şey. Bana da verdiler. İmam hatip öğrencileri gelip gidiyordu, anlatıyordum. Hoşlarına gitmiş herhalde, verdiler. Saat bir örnek sadece. Gülen’den okunmuş eşarp geliyor mesela. Bu büyük bir şey. Eşarbı almak için ya gazete abonesi buluyor, kurban buluyor, burs buluyor, öğrenci getiriyor. Sen kaç tane öğrenci aldın eve? 50 tane, 100 tane... Bu büyük bir rakam yani.
ABİLER ABLALARA EMİR VERİR MİYDİ?
İlin abisi, yani imamı Fetullah Gülen ile ilgili talimatları bayan hizmetinden sorumlu olan ablaya söyler, o abla da eğitimle ilgilenen ablaya söyler. Eğitimle ilgilenen abla da bize söyler. Benim bağımlı olduğum abla eğitim danışmanı ablaydı.
FETULLAH GÜLEN’İN MEHDİ OLDUĞUNA İNANIYOR MUYDUNUZ?
Hayır. Benim bulunduğum yerde bunu konuşan kimse yoktu. Ama aşırı derecede yüceltiliyordu. ‘Kesinlikle doğru söylüyor, şu zamana kadar hiç yanlışı olmadı, olsaydı çıkardı.’ Diyerek yüceltiliyordu. Öğrencilere de böyle anlatılıyordu.
Ev anneleri maddi noktada çok iyi oluyorlardı. Seçilmiş oluyorlardı. O bölgede maddi açıdan çok iyi oluyordu ve eve maddi açıdan yardım ediyordu.
ABLALIK SİSTEMİ
İsim sürekli değiştirilirdi. Biz bilmezdik. Bize ‘Fatma’ denirdi ismi, ama adı Fatma değildir. Sonradan öğrenirdik. Başka bir ile gider, ismi değiştirdi. Gidene kadar ismi bilinmezdi, gittikten sonra ‘bu ablanın ismi şuymuş’ denirdi. Ben il değiştirmediğim için gerçek adımı kullandım.
Tedbir çok önemli. Zaman gelince bir darbe olunca ya da hizmetin okullarına, kolejlerine polis baskın yaptığı zaman siz nasıl cevap vereceksiniz? Darbe kelimesini çok kullanırlardı. ‘Darbe olduğu zaman sen hizmetin neresinde olacaksın?’ diye seni hazırlıyorlardı.
FETÖ EVİNDEKİ ŞİFRELEME
Gündem geliyor demiştim ya... Onları not alıyorsunuz, çok dikkatli not almanız gerekiyor. Örneğin, öğrencinin namazını ya da okulunu takip edeceksiniz. Onları kendine göre kodlaman gerekiyor. Açık bir şey yazarsan ceza alırsın. Başkası anlamaz çünkü o benim kodlamam. Mesela namaz spor diye geçer. Ben Gülen’i kendim anlayayım diye ‘F’ yazardım, ‘G’ yazardım, herkes kendince yazardı.
"ABİLER GELİR ÇANTANIZI KARIŞTIRIR"
Yılda 2 ya da 3 kez o ile bir abi gelirdi. O abi, görevli bayanları toplardı. Çantanızda ne varsa her şeyi o kişiye vermeniz gerekirdi. Telefonunuzu karıştırırdı, hizmete zarar verecek bir mesaj yazdı mı diye bakarlardı. Hiçbir mahremiyetiniz yok. Mesela oradan rastgele birisini sorar, ‘Ayşe abla kim?’ Hizmete zarar gelmesin diye hazırlıklı olunurdu. Polis bir gün baskın yaptığı zaman o kişi için nasıl cevap vereceksin... Bize tedbir diye söylenirdi ama gizlilikti bu.
CV'DEN EŞ SEÇİMİ
İlin ablası, evliliğini düşündüğü ablaya telkinde bulunuyor. 'Evlen, bizimle kal' şeklinde. Bir CV oluyor açıkçası. Ben o şekilde biliyorum. Kişisel özellikler, hobiler, fobiler yer alıyor. Erkeğin CV'si de kadına geliyor. Normal bir evde çok kısa bir süre görüşüyorlardı. Görücü usulü gibi. Arkadaşlarımdan duyduğum bunlar."
BİR İTİRAF DA UŞAK'TAN
Örgütün kadın yapılanmasıyla ilgili bir başka itiraf da Uşak'tan geldi. FETÖ’nün Uşak’taki öğretmen ablalarından Y.T., ifadesinde örgüte nasıl girdiğini ve yükseldiğini, sistemin nasıl işlediğini anlattı: “Önce sohbetlere katıldım, sonra abla oldum. Yardımlar topluyorduk. Bonkör yardımlarım nedeniyle mütevelli heyeti üyeliğine terfi ettirdiler. Toplantılarda sinyal kırıcı kullanıyorlardı”
Uşak polisinin FETÖ/PDY terör örgütünün "ablalık" yapılanmasına yönelik operasyonunda yakalanan; para toplama, aklama, aktarma gibi kritik örgütsel görevleri bulunan 22 kişi arasında, kentte öğretmenlik yapan Y.T. de vardı. İtirafçı olarak serbest bırakılan Y.T. ifadesinde, "ablalık" sistemini anlatırken, örgütteki işleyişe ilişkin de önemli bilgiler verdi.
"ARTIK TOPLANTILARDA BİZDEN PARALAR TOPLANMAYA BAŞLANDI"
Örgütle 2005'te geçici görevli bulunduğu okulda tanıştığını anlatan Y.T., öğretmen arkadaşlarının evinde yapılan toplantılarda, yeni görevlendirilen meslektaşlarının sohbetler düzenlediğini söyledi. İlk günler sohbet konusunun Peygamber, Allah sevgisi ve dinimizde temizlik gibi konular olduğunu belirten Y.T., "2 yıl boyunca aldığımız dini telkinlerin ardından konular Cemaat'in fakir öğrencilere yardımı, yurtta kalan öğrencilere yardımı oldu. Artık toplantılarda bizden paralar toplanmaya başlandı. Ben de elime geçtikçe paralar vermeye başladım. Bu paralar sohbeti yapan ablaya verilirdi" dedi.
"TELEFONLAR TOPLANTI ODALARINA ALINMIYOR"
"Ben yardımlarda biraz bonkör davrandığım için olsa gerek, öğretmen olan T.Ö. bir hediye paketi yaparak güzel bir bohça ile bana getirdi ve bana 'Seni mütevelliye aldık, bundan sonra o sohbete katılacaksın' dedi" sözleriyle örgütteki yükselişini anlatan Y.T., mütevelli toplantılarında yaşananları ise şöyle dile getirdi: "Mütevelli grubunda görev alan öğretmenlerin ayrıca kendi sohbet grupları da vardı. Mütevelli sohbet grup toplantılarına, cep telefonlarımızı odanın dışına koyarak girerdik. Nedenini sorduğumda 'Zaten sinyal kırıcı var ama bizim tedbir almamız lazım' dediler. 'Biri şikâyet ederse 28 Şubat'ı yaşarız' gibi kuruntuları vardı."
"NEDEN FİLİSTİN'E DUA ETMİYORUZ?"
Örgütün geziler ve sosyal etkinlikler düzenlediğini ifade eden Y.T., "Toplantılara katılmadığım zaman çok ısrar ederlerdi. Hatta psikolojik baskı yapıp 'Sen nasıl Allah rızasından uzaklaşıyorsun?' gibi insanı vicdanen rahatsız edecek söylemlerde bulunurlardı" diye konuştu. 2009'da yardım için yola çıkan Mavi Marmara için grupta "Ne gerek vardı" diye eleştirildiğini anlatan Y.T., "Bir gün 'Her sohbette, her şey için dua ediyoruz da neden Filistin ve Mavi Marmara şehitleri için dua etmiyoruz?' diye sorduğumda G. bana 'Büyüklerimiz bize gündem gönderir. Bunlar üzerine konuşulup dua edilir. Biz onlar ne derse onu yapmakla mükellefiz' deyince, ben bu duruma çok kızdım. Ama yine de niyetlerinin kötü olmayacağını düşünüyordum" ifaddesini kullandı. Yine bir toplantıda milletvekili adayı da olan H.S. tarafından "Kendi sendikamızı kuracağız ve herkes bu sendikaya girecek" talimatı geldiğini kaydeden Y.T., kendisinin buna "Yaptığınız bölücülük. Ne gerek var yeni sendikaya?" diye karşı çıktığını, buna rağmen gruptakilerin Aktif Sen'e geçirildiklerini söyledi.
"TWEET ATACAKSINIZ, ÇEVRENİZE DERSHANELERİN KAPATILMASININ OLUMSUZ OLACAĞINI ANLATIN"
Hükümetin dershaneleri kapatma kararından sonra örgüt içerisinden büyük tepki gösterildiğini vurgulayan Y.T., şöyle devam etti: "Toplantılarda hükümete karşı devamlı bir karşı propaganda faaliyetleri yürütmeye başladılar. Eleman teminini dershanelerden sağladıkları yönünde bir fikir oluştu bende. 2013 yılı kasım ayında bu mütevelli hocaları öğretmenlere bildiri niteliğinde kâğıtlar vererek 'Tweet atacaksınız, çevrenize dershanelerin kapatılmasının olumsuz olacağını anlatın' gibi söylemlerde bulundu. Ben bu dönemde, devlete zarar vermeye başladıklarını, hatta Amerika için çalıştıklarını bile düşünmeye başladım. Sonra onlarla iletişimimi kestim. Bu Cemaat'in okuluna giden çocuklarımı okullarından alıp devlet okuluna gönderdim."
(20 Ağustos 2016, 18:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: