Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun da aralarında bulunduğu 12 vali ve kaymakam tutuklandı. FETÖ üyesi oldukları iddia edilen şüphelilere, SODES adı verilen yoksulluk fonlarını paralel yapıya aktarma suçlamasının yöneltildiği öğrenildi.
06.08.2016 15:09 İstanbul’da yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında 26 Temmuz'da gözaltına alınan, günler süren sorgusu sonrası tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen, eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu dahil 14 şüpheli tutuklandı.
Soruşturma kapsamında tutuklanan kişiler arasında, 7 vali 1 vali yardımcısı ve 3 kaymakam da bulunuyor. FETÖ üyesi oldukları iddia edilen şüphelilere, yoksulluk fonlarını paralel yapıya aktarma suçlamasının yöneltildiği öğrenildi.
Foto: Hüseyin Avni Mutlu (Eski İstanbul Valisi, dönemin Diyarbakır Valisi)
SORUŞTURMANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, FETÖ’nün mülkiye yapılanmasıyla ilgili başlattığı soruşturma kapsamında, 7 vali 1 vali yardımcısı ve 3 kaymakam hakkında yakalama kararı verdi. Şüphelilerin yakalanması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verildi. Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 26 Temmuz’da operasyon düzenledi.
Merkez valisiyken açığa alınan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Fatih Şahin, Necmettin Kalkan, Nurullah Çakır, Yusuf Yavaşça, Abdulkadir Demir, İbrahim Özçimen ve Turhan Ayvaz'ın Vali Yardımcısı Haluk Nadir, 15 Temmuz darbe kalkışmasın hemen ardından açığa alınan eski Bağcılar Kaymakamı Erdal Çakır, Sancaktepe Kaymakamı Feyzullah Özcan, Kadıköy Kaymakamı Birol Kurubal gözaltına alındı. Siirt valisiyken merkeze çekilen ardından açığa alınan Ahmet Aydın ise teslim oldu.
OHAL KURALLARINDAN HABERLERİ YOK
Emniyette sorgulanan şüphelilerin, gözaltı işlemleri 8 gün sürdü. “Olağanüstü Hal” kuralları kapsamında, 30 gün boyunca gözaltında tutulabilecek olan bazı valilerin, 21 Temmuz’da ilan edilen OHAL kurallarından haberleri olmadığı ortaya çıktı. Gözaltına alındıktan sonra işlemlerinin hemen halledilmesini ve adliyeye sevk edilmek istediklerini söyledikleri öne sürülen, valilerin, polisin bilgi vermesiyle OHAL’den haberdar oldukları öğrenildi.
OTOBÜSÜ YUMRUKLADILAR
Şüpheliler, Emniyet’teki işlemlerin tamamlanmasının ardından, bugün adliyeye sevk edildi. Yoğun güvenlik eşliğinde Bayrampaşa Devlet Hastanesi’ne götürülen valiler ve kaymakamlar tek tek sağlık kontrolünden geçirildi. Gözaltındakilere, hastane çıkışında vatandaşlar tepki gösterdi. Çevrede toplananların bazılarının, şüphelilerin bindiği polis araçlarını yumruklamaları dikkat çekti.
YOKSUL FONU YOLSUZLUĞU (SODES)
Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü nezarethanesinde tutulan 11 şüpheliyle ilgili suçlamaların içeriği de belli oldu. FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınan mülkiyelilerin çoğunun, sosyal sorumluluk projesi olarak hazırlanan bazı devlet fonlarının paralel yapıya aktarılmasıyla ilgili suçlandıkları öğrenildi.
O fonlar arasında, Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan Sosyal Destek Programı (SODES) fonunun da olduğu öğrenildi. “Özellikle yoksulluk ve sosyal imkanlarda erişimde sıkıntı yaşayan; çocuklar, gençler, kadınlar, işsizler, yoksullar, göç etmişler ve kentlerin gecekondu bölgelerinde yaşayan bireyler ve grupları kapsamayan SODES fonunun” doğrudan FETÖ’ye aktardığı iddia edildi.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya “Gezi olaylarında, FETÖ’cü polislerle işbirliği yaparak eylemin yönünü değiştirmek” iddialarıyla da suçlandığı belirtildi.
TUTUKLANDILAR
Savcılıkta ifadeleri alınan 12 vali, vali yardımcısı ve kaymakam, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandılar.
HÜSEYİN MUTLU'NUN İFADESİ
Darbe girişiminin ardından gözaltına alınan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 9 gün nezarette tutulduktan sonra, bir zamanlar emrindeki polislerin arasında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Mutlu çıkarıldığı mahkeme tarafından gece geç saatlerde tutuklandı. Mutlu'nun da aralarında bulunduğu 10 kişi saat 04.00 sıralarında iki çevik kuvvet otobüsüyle Silivri Cezaevi’nde getirildi.
‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak’, ‘Anayasal düzeni silah zoru ile ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamaları yöneltilen Mutlu, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Fatih Tok tarafından 6 saat süren sorgulanmasının ardından çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Vali Mutlu, 26 Ağustos’ta gözaltına alınmış ve mal varlığına tedbir konulmuştu. Mutlu’nun Diyarbakır Valiliği döneminde (2007-2010) kamu kaynaklarını FETÖ dershanelerine gönderdiği iddia ediliyor.
TUTUKLANDILAR
Mutlu, 31 Mayıs 2010-15 Eylül 2014 arasında İstanbul Valisi’ydi Gezi protestoları sırasında attığı şiirli tweet’lerle dikkat çekmişti. Hüseyin Avni Mutlu ile birlikte valiler Yusuf Yavaşcan, Abdülkadir Demir, Fatih Şahin, Necmettin Kallan, Nurullah Çakır, Ahmet Aydın, vali yardımcısı Haluk Nadir, Bağcılar Kaymakamı Erdal Çakır, Sancaktepe Kaymakamı Feyzullah Özcan, Kadıköy Kaymakamı Bilal Kurubal da tutuklandı. Tutuklu Vali İbrahim Özçimen bu soruşturmadan da tutuklandı.
VALİ MUTLU’NUN HAKİMLİK İFADESİ
Vali Mutlu’nun hakimlik ifadesinde "Ben daha önce meslek hayatıma Kocaeli’nde kaymakam adayı olarak başladım. Bursa Büyükorhan Kaymakamlığı, daha sonra Amerika’da dil eğitimi için bakanlığım tarafından görevlendirildim. Bilahare Silopi Kaymakamı, Şırnak Vali Yardımcısı, Ecabat Kaymakamı, Çanakkale Vali Yardımcısı, Bağcılar Kaymakamı görevlerinde bulunduktan sonra Siirt ve Diyarbakır Valiliği görevlerinden sonra İstanbul Valiliği’ne 2010 Mayıs ayında atandım. 2014 Eylül ayında da Merkez Valiliği’ne tayin oldum. O tarihten itibaren de Merkez Valisi olarak görev yapıyorum" dediği öğrenildi.
"BU TWEETLERİN BİR SUÇ OLDUĞUNU KABUL ETMİYORUM"
Kendisine mahkemedeki sorgusunda sosyal paylaşım sitesi Twitter’da yaptığı paylaşımlar sorulan Vali Mutlu, "9-13 Haziran 2013 tarihindeki twetter paylaşımları bana aittir. Ben Gezi eylemlerinin olduğu dönemde İstanbul Valisi olarak görev yapmaktaydım. Malumunuz sizlerin de belirttiği gibi atmış olduğum tweetler bellidir. Hiçbir soruşturmaya da konu olmamıştır. O gün itibari ile de suçlama olmamıştır. Aradan 3 yıllık bir süre geçmiştir. Bu tweetlerin bir suç olduğunu kabul etmiyorum. Gerek idari ve adli açıdan bu atmış olduğum tweetlerin bir suç oluşturması halinde o gün itibari ile gerekli işlemlerin başlatılması ve soruşturması icap ederdi diye düşünüyorum. Hali hazırda bunların bir suç olmadığına inanıyorum. Bu tweetleri paylaşımımdaki amaç, Gezi’de özellikle emniyet güçlerimiz ile çatışan marjinal gruplar ile değil çevreciler ile parkın muhafazasını amaç edinen gençlerin ruhundan bellidir. Dolayısıyla burada Gezi’de eylemlere kalkışan radikal gruplarla ilgili değil onlara ulaşan bir tweet değil, çevreci gençlere atılan bir tweettir. Bu çevreci gençler içerisinde gerçekten olaylara katılmayan gençlerde vardır ve bu twetlerde hiçbir olaya karışmayan gençlere yönelik atılmış bir tweettir" dediği belirtildi.
AKIN ÖZTÜRK SORUSU
Cep telefonunda ’Paşa Akın Öztürk’ olarak kayıtlı olan kişinin Akın Öztürk olduğunu belirten Vali Mutlu’nun, "Diyarbakır Valisi olarak 2007-2010 yıllarında görev yaptım. Görev yaptığım bu sürede Akın Öztürk Diyarbakır’da 2. Ana Jet Üs Komutanlığı’nı yürütüyordu. Bu mesai vesilesi ile kendisini tanırım. Bunun dışında kendisi ile bu soruşturma evrakı içerisinde bahsedildiği şekilde cunta girişimi, ihtilal teşebbüsü konusunda hiçbir temas, ilgi, irtibat söz konusu değildir. Bendeki kaydı 2007 yılından itibaren vali olmamdan kaynaklı bir kayıttır, yeni bir kayıt değildir" ifadelerini kullandığı kaydedildi.
"HÜSEYİN NAKİPOĞLU’NA OKUL İÇİN TEŞEKKÜR ETTİM"
Mutlu’nun soru üzerine, "Hüseyin Nakipoğlu’nu tanırım. Kendisi ile sık görüşmem, tanışıklığım İstanbul’da kendilerinin özürlü çocuklara yaptırmış olduğu bir okul vardır. Devlete aittir. Bu okulda engelli çocukların yapmış olduğu bir programa iştirak ettim. Bu program esnasında da okulu yapan hayırsever olarak kendisi de orada bulunuyordu. Orada tanıştım. Kendilerine bu okul için teşekkür ettim. Tanışıklığım bundan ibarettir. Bunun ötesinde bütün telefon kayıtlarım açıktır. Gerek valilik gerekse şahsi telefonlarıma bakılabilir. Bu sayının da diğer vatandaşlarla yaptığım görüşmelerden az olduğunu da ifade etmek isterim. Bunlar gibi tanışıp görüştüğüm pek çok kişi vardır. Dolayısıyla Hüseyin Nakipoğlu’nun diğer görüştüğüm kişilerden hiçbir farkı hususiyeti yoktur" şeklinde konuştuğu ifade edildi.
"AYŞEGÜL JALE SARAÇ'A TELEFON"
Ayşegül Jale Saraç’ı Diyarbakır'da görev yaptığı dönemde tanıdığını söyleyen Mutlu’nun, "Kendisi Dicle Üniversitesi rektörüdür. Açığa alındığını duyunca geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Bunun insani bir duruş olarak değerlendiriyorum. birlikte çalıştığımız ve tanıdığımız bir insana geçmiş olsun dileklerimi iletmek FETÖ terör mensubiyeti olarak nasıl değerlendiriliyor anlamış değilim. Dostlarımı aramak terör örgütü mensubu olarak nitelendiriliyorsa bu ülkede herkes FETÖ terör örgütü mensubudur diye düşünüyorum" dediği öğrenildi. .
"KİTAPLAR BANA AİT DEĞİLDİR"
Evinde ele geçirilen 2 adet Gülen hareketi ve Türk okulları kitaplarına ilişkin olarak Vali Mutlu’nun şu beyanlarda bulunduğu öğrenildi: "Kitaplığımda bu yapı ile ilgili bütün kitapları özellikle 17-25 Aralık hukuk darbesi sonrasında kaldırdım ve kitaplığımda bu yapının fikrini düşüncelerini ifade eden kitaplarımı kitaplığımdan çıkarttım. Ben evimde aynı zamanda baldızım ile de kalıyorum. Kendisi 2 çocuğu ile birlikte bizim yanımızda kalırlar eşinden ayrıdırlar. 4 yıla yakın bir süredir yanımdadırlar. Gerek kendisi gerekse üniversite okuyan çocuğu kitaba düşkündürler, okumaya meraklılar ve kitaplığımızı da evimiz gibi paylaşıyoruz. Muhtemelen baldızım veyahut oğluna ait olabilir, bana ait değildir. Bana ait olsaydı zaten daha öncede arz ettiğim gibi evimde bu tarz kitapları çıkarttım"
"HAKKIMDA HERHANGİ BİR FEZLEKEDE DÜZENLENMEMİŞTİR"
Diyarbakır’da görev yaptığı dönemde hakkında FETÖ silahlı terör örgütü ile ilgili herhangi bir adli ve idari işlem yapılmadığını ifade eden Mutlu’nun, "Hakkımda herhangi bir fezleke de düzenlenmemiştir. İstanbul Valisi olduktan sonra SODES kapsamında öğrencilere yönelik üniversiteye hazırlık eğitimi maksadıyla destek hakkında bir ön inceleme yapıldı ancak herhangi bir aykırılık tespit edilmedi" şeklinde konuştuğu öğrenildi. .
"GÜLEN'LE BİR TELEFON GÖRÜŞMEMİZ VARDIR"
"FETÖ silahlı terör örgütünün elebaşısı Fetullah Gülen ile yüzyüze bir görüşmem yoktur" diyen Mutlu’nun , "Bir telefon görüşmemiz vardır, şöyle vuku buldu; İstanbul Valiliğim dönemimde ziyarete gelen pek çok kişi kurum kuruluşlar oluyordu. Bu ziyarete gelen şimdi tam hatırlayamadığım bir sivil toplum kuruluşu bu ziyaretleri sırasında ABD’ye yakında gideceklerini ve orada bir geçmiş olsun dileğinde bulunacaklarını ifade ettiler. O günlerde önemli bir rahatsızlık geçirdiği hatta hastaneye kaldırıldığı konusunda çok yoğun bilgi paylaşılmıştı. Tarihini hatırlamıyorum 2011 ya da 2012 yolları olabilir beni ziyarete gelen kişiler hastalık konusunda konuşuldu. Bu maksatlı ziyaret yapılacağından geleneklerimizden gelen bizim geçmiş olsun dileklerimizi iletiniz şeklinde çok doğal her ölünün arkasından başsağlığı, her hasta olan kişiye geçmiş olsun dileğinde bulunmak örf adetlerimizde var olan bir uygulamadır. Ben bu gaye ile hareket ettim. Bir müddet sonra ifadem de de belirttim telefonumdan Zaman Gazetesi Genel Müdürü Ekrem Dumanlı direkt olarak kendisi çıkarak Amerika’dan aradığını ifade ettiler. ’Sizin geçmiş olsun dileklerinizde iletilmiş bu vesile ile Fetullah Gülen de size bir teşekkür de bulunmak isterler’ diyerek telefonu Fetullah Gülen’e vereceğini söyleyerek bir görüşme yaptırdılar. Fetullah Gülen ile tek görüşmemiz budur. Çok kısadır, ’bana göndermiş olduğunuz geçmiş olsun dileklerinizi aldım, teşekkür ederim’ dedi. Bunun dışında görüşmede başkaca hiç bir husus olmamıştır. Benim de bir talebim olmamıştır" şeklinde konuştuğu belirtildi.
"EKREM DUMANLI’YI RESİM SEGİSİNDE İLK KEZ GÖRDÜM"
Zaman Gazetesi’nin Diyarbakır’da açtığı resim sergisinde ilk kez Ekrem Dumanlı’yı gördüğünü belirten Mutlu’nun şunları söylediği öğrenildi: "İstanbul Valisi olduğumda İstanbul’daki bütün gazetelerin, Televizyonların, internet sitelerinin sahip ve yönetimlerini tek tek ziyaret ettim. Bunlar kayıtlarda vardır. Bu ziyaretlerim içerisinde Zaman Gazetesi’ne de uğrayıp kendisi ile bir kez görüşmem vardır, bunun haricinde Ekrem Dumanlı ile bir görüşmem yoktur"
MİT KUMPASININ BAŞINDA ALİ FUAT YILMAZER VARDI
7 Şubat 2012 tarihinde MİT Başkanı Hakan Fidan’ın KCK soruşturması kapsamına alınması ve bu yönde bir kumpas kurulması olayından sonraki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki İstihbarat Terör ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne yapılan atamalara ilişkin soru üzerine Vali Mutlu’nun soru üzerine şunları söylediği öğrenildi: "Hatırladığım en önemli değişiklik orada bu kumpas girişiminin başında İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ile ilgili bir değişiklik yaptık ve sayılmış olan bu isimlerde değişiklik listesinin içerisinde bulundu. Zira bize söylenen bu kumpası yürüten kişinin Ali Fuat Yılmazer olduğu bilgisiydi. Bu nedenle il müdür yardımcılığı görevinden kendisini bir gece onayı ile aldık, bunun ekinde de il emniyet müdürümüz Hüseyin Çapkın’ı ekinde getirmiş olduğu bu atamalara ilişkin oluru verdim. Ben bu kumpasın başında Ali Fuat Yılmazer olduğunu biliyordum, zaten onu da görevden aldık."
"BİLSEYDİM ZATEN GEREĞİNİ O VAKİT YAPARDIM"
Vali Mutlu’nun, "Bana emniyette sorulan bu atamaların 17-25 Aralık kumpas soruşturma dosyaları ile Selam Tevhid Kumpas soruşturmalarını devam etmesini ve sızmamasını sağlanmasına yönelik olarak ben böyle bir kasıtla hareket etmedim. Bu iddiayı kabul etmiyorum. Böyle bir kumpası bilseydim, 17-25 Aralık hukuk darbesi ve Selam Tevhid soruşturmalarını açığa çıkartmamak gibi bir amaçla yapıldığını bilseydim zaten gereğini o vakit yapardım" dediği ifade edildi.
"SUÇ YAPILANMALARI İLE HİÇBİR ŞEKİLDE HAYATIM BOYUNCA İRTİBATIM OLMAMIŞTIR"
17 Temmuz 2016 tarihinde açığa alındığını belirten Mutlu’nun şunları söylediği öğrenildi: "Açıkçası böyle bir şeyi hiçbir zaman beklemiyordum. Çünkü açığa alınma gerekçemizi oluşturan suç yapılanmaları ile hiçbir şekilde hayatım boyunca irtibatım olmamıştır. Meslek hayatımı şerefle, bu devlete ve aziz millete ,onun birliğine, refahına, milli egemenliğimizin muhafazasına ve ülkemizin yüksek idealine bağlı olarak yerine getirmeye çalıştım. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenci olduğum yıllarda bu devlerin ve aziz milletin biz öğrencilere verdiği öğlen yemeğini 4 TL’ye yemiş bir vatan evladıyım. Yediğimiz bu yemeğin bedelini ödemek için hayatım boyunca devletimize hizmet ettik. Aziz devletimize ve milletimize zeval gelmesin diye her daim dua ettik. Ve bu duamı Merkez Valiliği’ne alındığım günde basınla paylaştım. Merkez Valisi olduğum günde en ufak bir yüksünme küsme olmamıştır. Devlet memuriyetinde soruşturmalar olur, bunlar doğaldır, görevden de alınabilirsiniz"
"BU LEKE DE BENİM ÜSTÜMDE DURMAZ"
"Soruşturulursunuz tekrar göreve iade edilirsiniz bunların hepsini memuriyet içerisinde kabul edebilirim. Ama 246 vatan evladının, 2500’e yakın insanımızın yaralanmasına ve milli irademize silah çekilmesine sebebiyet veren ihlal kalkışmasının ardından iki gün sonra açığa alınmayı bin yıl ömrüm olsa bin yıl boyunca reddederim. FETÖ terör örgütü ve bütün terör örgütlerini ile 17 yaşımdan beri mücadele ediyorum. İstanbul’da kaldığım yerler, yurtlar bellidir. karakterim bellidir, inançlarımın ne olduğu bellidir. Bir tek cemaatim var ümmetim, bir tek önderim var peygamberimdir. Bunun dışında önder ve cemaat tanımam beni bu şerefsizlerin arkasında takıp cuntacılarla birlikte yargılanmayı asla kabul etmiyorum. Sabaha kadar bununla ilgili konuşabilirim. Benim aziz devletim şayet benim üniversite yıllarımdan itibaren duruşumu, fikriyatımı , gönül bağımı tespit edememişte 15 Temmuz gecesi tespit etmişse ve beni FETÖ Terör örgütü olarak ilan etmişse söyleyeceğim şudur; ’ 80 milyon vatan evladı 24 saat FETÖ terör örgütü diye bağırsa başımı bir cm öne eğmem, bu leke de benim üstümde durmaz. FETÖ terör örgütü ile diğer terör örgütlerini lanetliyorum. Ayrıca ben darbenin olduğu gece Twitter hesabımdan darbeyi lanetlediğimi, hukuk önünde hesap vermeleri gerektiğini, açık ve net bir şekilde belirttim. Benim 2 milyon takipçim vardır. Bunların hepsi darbeye karşı duruşumu görmüşlerdir. Ayrıca o saatlerde hiçkimse erkenden ve darbenin en yoğun saatleriydi. Hiçbir kimse benim kadar net duruş sergilemiş midir, mukayese edilmesini istiyorum."
SODES YOLSUZLUĞU SORUŞTURMALARI 9 İLDE YÜRÜTÜLÜYOR
Fetullah Gülen Terör Örgütü'nün (FETÖ/PYD) Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında geniş çaplı bir yolsuzluk ağı kurduğu ortaya çıkmıştı. Şu ana kadar toplam 9 ilde SODES yolsuzluğunu konu alan soruşturma yürütülüyor.
İlki olan Adana'da, 15 Aralık 2015'teki operasyonda 11 kişi gözaltına alınırken 5'i tutuklandı.
Vali Mutlu'nun adını karıştığı Diyarbakır'daki soruşturma kapsamında 1 Mart 2016'daki operasyonda 14 kişi gözaltına alınırken 3'ü tutuklandı.
Osmaniye'de 12 Nisan 2016'daki operasyonda 19 kişi gözaltına alınırken 4'ü tutuklandı.
Sivas'ta ise 14 Nisan 2016'daki operasyonda 25 kişi gözaltına alınırken 11'i tutuklandı.
Ağrı'da 2 Mayıs 2016'daki operasyonda haklarında yakalama kararı çıkarılan 16 şüpheliden 5'i gözaltına alındı ve bunlardan 2'si tutuklandı.
Erzurum'da 3 Mayıs 2016'daki operasyonda haklarında yakalama kararı çıkarılan 75 şüpheliden 47'si gözaltına alındı ve bunlardan 23'ü tutuklandı.
Erzincan'da 13 Mayıs 2016'daki operasyonda 13 kişi gözaltına alınırken bunlardan 6'sı tutuklandı. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından 16 zanlı hakkında "terör örgütü FETÖ/PDY üyesi olmak", "örgüt adına faaliyet göstermek", "nitelikli zimmet" ve "özel evrakta sahtecilik" suçlarından 3 aydan 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Elazığ'da 26 Haziran 2016'daki operasyonda haklarında yakalama kararı çıkarılan 22 şüpheliden 19'u gözaltına alındı. Zanlar tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Mardin'de 25 Temmuz 2016'daki operasyonda aralarında eski vali ve vali yardımcılarının da bulunduğu 112 şüpheli gözaltına alındı.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da terörün önüne geçebilmek, yardıma muhtaç ailelere mensup çocuklarının okumasını sağlamak, devletin şefkat elini vatandaşa göstermek, vatandaş ve devlet kaynaşmasını sağlamak amacıyla kamu kurumlarınca yürütülen SODES projeleri kapsamında devletten alınan büyük miktardaki paraların, soruşturmalarda gözaltına alınan şüpheliler aracılığıyla FETÖ'ye ait dershane ve "Işık Evleri"ne aktarıldığı ortaya çıktı.
Çocukları "gezilere götürüldü" gösterip, seyahat ücretlerini kamu kaynaklarından haksız şekilde aldıkları belirlenen örgüt mensuplarının, yoksul ailelerden dershane ücreti aldıkları, öğrencileri SODES projeleri ile ücretsiz dershaneye göndermiş gibi gösterip devletten para aldıkları, öğrencileri yatılı kamplara götürüp FETÖ'nün elebaşı Gülen'in kitaplarını okumaya yönlendirerek küçük yaştaki çocukların beynini kirlettikleri tespit edildi.
Kısacası SODES soruşturmalarında; şüphelilerin kamu kaynaklarını dolandırdıkları, Fetullah Gülen Terör Örgütü'ne maddi destek sağladıkları, Sosyal Destek Programlarından (SODES) alınan yardımlarda yolsuzluk yaptıkları, alınan yardımları çeşitli adlar altında örgüte aktardıkları iddia ediliyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Vali Mutlu'nun adını karıştığı '1 Mart 2016 Diyarbakır SODES yolsuzluğu' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-15 Aralık (2015) 'Adana SODES yolsuzluğu' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-01 Mart (2016) 'Diyarbakır SODES yolsuzluğu' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-12 Nisan (2016) 'Osmaniye SODES yolsuzluğu' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-14 Nisan (2016) 'Sivas SODES yolsuzluğu' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-02 Mayıs (2016) 'Ağrı SODES yolsuzluğu' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-03 Mayıs (2016) 'Erzurum SODES yolsuzluğu' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-13 Mayıs (2016) 'Erzincan SODES yolsuzluğu' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-26 Haziran (2016) 'Elazığ SODES yolsuzluğu' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-25 Temmuz (2016) 'Mardin SODES yolsuzluğu' soruşturması manşetlerimiz
(06 Ağustos 2016, 15:09)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: