Hükümeti devirmek amacıyla kurguladıkları 17 Aralık soruşturmasında usulsüzlükler yaptıkları, bazı polisler ve bir hakimi dinledikleri iddiasıyla, firari sanık Fetullah Gülen ve 44 polisin 'Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) yönetici ve üyesi olmak' ile 'darbeye teşebbüs' suçlarından yargılanmalarına devam edildi. Tutuklu 9 sanığın bu hallerinin devamına hükmedilen duruşma ileri tarihe ertelendi.
18.06.2016 14:30 Takipsizlikle sonuçlanan 17 Aralık soruşturmasında usulsüzlük yaptıkları, kurgulanmış soruşturmalar kapsamında bazı polisler ve bir hakimi dinledikleri iddiasıyla, firari sanık Fetullah Gülen ve 44 polisin 'Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) yönetici ve üyesi olmak' ile 'darbeye teşebbüs' suçlarından yargılandıkları davada, tutuklu 9 sanığın bu hallerinin devamına hükmedildi.
Takipsizlikle sonuçlanan 17 Aralık soruşturmasında usulsüzlük yaptıkları, kurgulanmış soruşturmalar kapsamında bazı polisler ve bir hakimi dinledikleri iddiasıyla, firari sanık Fetullah Gülen ve 44 polisin "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) yönetici ve üyesi olmak" ile "darbeye teşebbüs" suçlarından yargılandıkları davada, tutuklu 9 sanığın bu hallerinin devamına hükmedildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, 548 sayfalık iddianamenin okunmasına geçildi ve saat 12.00'ye kadar iddianamenin bir kısmı okundu. Daha sonra tutuklu sanık ve avukatlarının taleplerinin alınmasına geçildi.
SANIK MAHİR ÇAKALLI'NIN SAVUNMASI
Duruşmada ilk sözü alan sanıklardan Mahir Çakallı, il emniyet müdür yardımcısı olduğu için soruşturmaların içeriği konusunda bilgisinin bulunmadığı ve adli imza yetkisinin olmadığını belirterek, "Ben idari görevliydim. Hiçbir adli yetkim, sorumluluğum yoktur, hiçbir adli belgede de imzam yok. İddianamede benimle ilgili olarak şikayetçi olan kimse de yok. 15 aydır burada hukuksuz olarak esir tutuluyorum. Bu dosya tamamen çöp. Dosyada aleyhimde hiçbir delil de yok. Tahliyemi istiyorum." dedi.
SANIK NAZMİ ARDIÇ'IN SAVUNMASI
Tutuklu sanıklardan eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç da baktıkları 4 adli soruşturma nedeniyle suçlandıklarını ancak bu dosyalarda savcı talimatı ve hakim kararı olmadan tek bir işlem bile yapmadıklarını ileri sürerek, "Suçlamaların hiçbirisi hükümetle ilgili değil. Darbe suçlaması ancak hükümete karşı olabilir." dedi.
"Milli damar"
Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı'nın "milli damar" yapılanmasına dikkat çektiğini ve bununla ilgili suç duyurusu yaptığını aktaran Ardıç, "Bir tane ofis var İstanbul'da. Siviller var, eski istihbaratçı müdürler de var. Bu ofiste istihbarat şube polislerinin atama planları yapılıyor. Bir memur kurye var. Bu kurye belirlenen listeleri istihbarat şubeye getiriyor ve getirdiği bütün listeler tek tek hayata geçiriliyor. Emniyet mensuplarının yerleri değiştiriliyor. Bakın burada bir paralel yapı var. Eğer Hanefi Avcı'nın iddiaları soruşturulursa bu yapının tam da o olduğu anlaşılır." diye konuştu.
"Burada bir tek arkadaşımız dahi tutuklu kalacaksa ben tahliye talep etmiyorum" diyen Ardıç, tüm arkadaşlarıyla beraber tahliyesini istedi.
Taleplere ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu 9 sanığın bu hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 9 Eylül'e erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, eski ağır ceza hakimi Nurettin Turan ile Esat Burak Uzundere "mağdur", aralarında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in de bulunduğu 13 kişi "müşteki" olarak yer alıyor.
İddianamede, FETÖ/PDY yöneticisi ve üyesi sanıkların, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün hiyerarşik yapısı içerisinde altlık, üstlük ilişkilerini kullanarak yasa dışı örgütlenme oluşturup, suç işlemek amacıyla bir araya geldikleri vurgulanıyor.
Sanıkların, devletin emniyet hizmetleri ve faaliyetleri kapsamında, görevlerinin sağladığı nüfuz ve gücü, yasaların verdiği yetkileri, görevin gerçeklerine aykırı kullanarak amaçlarına ulaşmak için seri halde araç suçları işledikleri kaydedilen iddianamede, sanıkların gerçekleştirdiği 5 eylem şöyle sıralanıyor:
"2013 yılı Kasım ve Aralık ayında dönemin İstihbarat Daire Başkanı olan Engin Dinç'in telefonlarının dinlenmesine teşebbüs edilmesi, 2013 yılı Temmuz ayı ve devamında atanan İstanbul istihbarat üst yönetim kadrosunun telefonlarının, dönem itibarıyla İstihbarat şube Müdürlüğünde görevli bir polis memurunun adının karıştığı sözde zimmet iddiasından yola çıkarak, bir soruşturmayla 'suç örgütü kurmak ve buna bağlı örgütün faaliyetleri' çerçevesinde dinlenilmesi, 2013 yılı Aralık ayında Fetullah Gülen cemaatine yönelik eleştirel yayın yapıp, yazı yazan ve görüş bildiren bir kısım gazetecilerin telefonlarının, 'bilişim yoluyla hakaret' iddiasıyla dinlenilmesi, eski Kartal Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nurettin Turan'ın, 13 Ocak 2011'de maksatlı ve yanıltıcı bir şekilde rapor tanzim edilerek dinlenilmesi, 17 Aralık 2013 operasyonundan sonra devam eden süreçte İstanbul Organize Suçlarla Mücadele şube Müdürlüğü işlemlerinde kullanılan, geçmiş soruşturmalarla ilgili seslere ait görüşme içeriklerinin, verilerin ve bilgilerin bulunduğu server veri tabanının geri döndürülemeyecek şekilde silinmesi, format atılması ve kamera kayıt cihazının dışarıdan müdahale ile durdurulması."
Bu eylemleri çok sayıda kişiye karşı gerçekleştiren sanıkların suçunun "darbeye teşebbüs" olduğu aktarılan iddianamede, sanıkların eylemlerinde, sürekliliğin esas olduğu belirtiliyor.
Sanıkların, adli soruşturmaların selametini ve sağlıklı şekilde yürütülmesini sekteye uğratarak, aksaklıklara ve gecikmelere sebebiyet vererek, yeni dönemde ataması yapılan şube müdürlüğü personelini iş yapamaz ve başarısız gösterme amacına yönelik hareket ettikleri anlatılan iddianamede, "Tüm eylemler bir arada düşünüldüğünde, işlemlerin FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda, 17-25 Aralık soruşturmalarında başarısız olunması durumunda karşı operasyona maruz kalmamak için örgütsel bilgi ve belgelerin ortadan kaldırılmasına temin amacına yönelik olduğu tespit edilmiştir." ifadelerini yer veriliyor.
"Çok sayıda ses kaseti servis edildi"
İddianamede, 7 şubat 2012'de MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın özel yetkili savcılıkça ifadeye çağrılması ile ortaya çıkan gerilimin, dershane tartışmaları ve dershanelerin kapatılmasına karar verilmesi sürecinde artan bir ivme ile devam ederek, 17 Aralık operasyonlarıyla zirve yaptığına dikkati çekilerek, "17 Aralık operasyonu, önü alınan 25 Aralık operasyonu ve diğer planlanan operasyonlarla örgütün hükümeti hedef aldığı artık bilinen bir gerçek." tespitinde bulunuluyor.
Örgütün bu darbe teşebbüsleri ile bir anlamda siyaset mühendisliğine soyunarak siyaseti dizayn etme çabası içerisine girdiği anlatılan iddianamede, şu değerlendirme yer alıyor:
"Bu operasyonlar, her ne kadar adli soruşturma adı altında, suç ve suçluyla mücadele söylemiyle hukuki bir görünüm kazandırılmaya çalışılmışsa da tamamen siyasi mahiyette tasarlanmış operasyonlardır. 17 Aralık operasyonu sonrasında çok sayıda ses kaydının örgüt tarafından sosyal medyaya servis edilerek kamuoyunu yönlendirme amaçlı algı kampanyalarının başlatıldığı görülmektedir. Bu süreçte devletin en üst kademelerinde bulunan devlet büyüklerinin kriptolu telefonlarının dahi örgüt tarafından dinlenildiği bilinen bir gerçektir.
17 Aralık operasyonu, İstanbul organize ile mali suçlarla mücadele şube müdürlükleri görevlilerinin eş zamanlı gerçekleştirdikleri operasyonlardır. Soruşturmasını Organize Suçlarla Mücadele şube Müdürlüğünün yaptığı Fatih Belediyesi/Anıtlar ve TOKİ soruşturmaları) soruşturma dosyaları ile Mali Suçlarla Mücadele şube Müdürlüğünce yapılan soruşturma dosyaları arasında herhangi bir fiili veya hukuki irtibat bulunmaması, buna rağmen aralarında bir bağ bulunmayan 3 farklı soruşturma dosyasının aynı gün eş zamanlı operasyona dönüştürülmesi dikkati çekici olmakla birlikte örgütün gerçek amaç ve niyetini ortaya koyar niteliktedir."
CEZA İSTEMLERİ
Firari sanık Fetullah Gülen ile eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mahir Çakallı ve eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele şube Müdür Yardımcısı Ahmet Kalender'in de aralarında bulunduğu 44 polisin "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, hakkında yakalama emri çıkarılan firari sanık Fetullah Gülen'in ayrıca "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
İddianamede, Gülen ile Ardıç, Çakallı ve Kalender, "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek", diğer şüpheliler "silahlı terör örgütü üyeliği"yle suçlanıyor.
Gülen hakkında ayrıca "silahlı örgüt kurmak yönetmek, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, resmi belgede sahtecilik, suç uydurma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, iftira, görevi kötüye kullanma, yasaklanan bilgileri açıklama, göreve ilişkin sırrın açıklanması, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, bilişim sistemine girme ve sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme" suçlarından toplam 57 yıl 3 aydan 104 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Sanıklardan Nazmi Ardıç ve Ahmet Kalender'in, "suç uydurma, iftira, görevi kötüye kullanma, yasaklanan bilgileri açıklama, göreve ilişkin sırrın açıklanması, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme, resmi belgede sahtecilik, gizliliğin ihlali, bilişim sistemine girme ve sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme" suçlarından toplam 50 yıl 6 aydan 146 yıl 6 aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, sanık Mahir Çakallı'nın da benzer suçlardan 65 yıldan 165 yıla kadar hapse mahkum olması talep ediliyor.
İddianamede, diğer 41 sanığın ise benzer suçlardan çeşitli hapis cezalarına çarptırılması öngörülüyor.
Paralel yapı-08 Aralık (2015) '17 Aralık Kumpası' soruşturması manşetlerimiz
(18 Haziran 2016, 14:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: