Adalet Bakanlığı´nın bir ay önce HSYK´ya verdiği kararname taslağına karşı bazı üyelerin alternatif hazırlaması, Kurul´u tıkadı. Ergenekon ve KCK gibi soruşturmaları hedef alan girişime Adalet Bakanı ve müsteşarı tepki gösterdi. Bu iki isim, kanuna aykırı teklifler üzerine toplantıya katılmadı. Talebin Anayasa´nın yargı bağımsızlığını teminat altına alan 138. maddesine aykırı olduğunu belirten Adalet Bakanı Ergin, bundan vazgeçilmeden toplantılara katılmayacağını söyledi. Onların yokluğunda kurul karar alamıyor.
FLAŞ!!! Kontrgerilla talepleri HSYK´yı kilitledi
Adalet Bakanlığı´nın bir ay önce HSYK´ya verdiği kararname taslağına karşı bazı üyelerin alternatif hazırlaması, Kurul´u tıkadı. Ergenekon ve KCK gibi soruşturmaları hedef alan girişime Adalet Bakanı ve müsteşarı tepki gösterdi. Bu iki isim, kanuna aykırı teklifler üzerine toplantıya katılmadı. Talebin Anayasa´nın yargı bağımsızlığını teminat altına alan 138. maddesine aykırı olduğunu belirten Adalet Bakanı Ergin, bundan vazgeçilmeden toplantılara katılmayacağını söyledi. Onların yokluğunda kurul karar alamıyor.
Adalet Bakanlığı´nın bir ay önce HSYK´ya verdiği kararname taslağına karşı bazı üyelerin alternatif hazırlaması, Kurul´u tıkadı. Ergenekon ve KCK gibi soruşturmaları hedef alan girişime Adalet Bakanı ve müsteşarı tepki gösterdi. Bu iki isim, kanuna aykırı teklifler üzerine toplantıya katılmadı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´nun (HSYK), Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıları ve davaya bakan mahkeme heyetini görevden alma operasyonunun detayları belli olmaya başladı. Yasal dayanağı ve yetkileri olmadığı halde yüksek yargıdan gelen HSYK üyelerinin hazırladığı ek kararnamenin gündeme alınma önerisinin, görüşmeleri kilitlediği belirtildi. Teklifte kamuoyunun yakından takip ettiği davaların yargıçlarının değiştirilmesinin yanı sıra henüz bir yılını doldurmayan hakim ve savcıların bile hiçbir gerekçe gösterilmeden tayininin istendiği vurgulandı. Gelişme üzerine Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Müsteşar Ahmet Kahraman, HSYK´nın dünkü toplantısına katılmadı. Dikmen Hakimevi´nde kendi aralarında toplanan Kurul üyeleri görüşmeleri neticelendiremeden dağıldı. Toplantı çıkışında yazılı bir açıklama yapan Başkan Vekili Kadir Özbek, yaz kararnamesi çalışmalarının bugün devam edeceğini duyurdu. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise akşam saatlerinde İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile ´AB Adalet ve İçişleri Bakanları Toplantısı´na katılmak üzere İsveç´e gitti.
İddialara göre, alternatif kararname hazırlayan HSYK üyeleri dün akşam saatlerinde kamuoyunda oluşan tepkiler sebebiyle Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarla ilgili taleplerini geri çekti. Bugünkü görüşmelere PKK´nın şehir yapılanması KCK operasyonu, faili meçhul dosyası ile Albay Cemal Temizöz soruşturmasını yürüten savcıların görevden alınmasını talep ederek başlayacakları öğrenildi. Adalet Bakanlığı´nın yasalara uymayan bu talebe de karşı çıktığı belirtiliyor. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Müsteşar Kahraman´ın, hazırlanan kararname örneğinin yasal dayanağı bulunmadığı ve böyle bir kararnameye yetkili olmadıklarını belirterek, teklife itiraz ettikleri öğrenildi. Kurul üyeleri Ergin ve Kahraman´ın ´devam eden soruşturmalarda görev alan hakim ve savcıların görevden alınmasını isteyen, yargıya müdahale niteliği taşıyan, yargı bağımsızlığını ve hakimlik teminatına aykırı´ diyerek yaptıkları itiraz nedeniyle görüşmelere ara verildiği kaydedildi. HSYK´nın yüksek yargıdan gelen üyelerinin yasaya aykırı teklifinde, kamuoyunun yakından takip ettiği hakim ve savcıların değiştirilmesinin yanı sıra henüz bir yılını doldurmayanların da hiçbir gerekçe göstermeden tayininin istendiği vurgulandı. Adalet Bakanlığı´nın adli yargı yaz kararname taslağını 15 Haziran´da görüşülmek üzere HSYK üyelerine verdiği, üyelerin yaklaşık bir aydır taslağı incelediği, son dakika teklifi üzerine görüşmelerin pazartesi gününden itibaren kilitlendiği belirtiliyor.
BAKAN ERGİN KURUL´A KATILMADI
Adalet Bakanı ve HSYK Başkanı Sadullah Ergin ile Bakanlık Müsteşarı Ahmet Kahraman´ın katılmadığı Kurul toplantısı Dikmen Hakimevi´nde yapıldı. Ergin´in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın Resmi Konut´ta 6 bakanla yapılan toplantı sebebiyle katılmadığı toplantıya Müsteşar Kahraman´ın yerine görevlendirdiği müsteşar yardımcısı da iştirak etmedi. Toplantı, Başkan Vekili Kadir Özbek´in başkanlığında Yargıtay ve Danıştay´dan gelen 5 asil üyesinin katılımıyla gerçekleşti. Ergin ve Kahraman´ın katılmama gerekçesi ise HSYK´nın yüksek yargıdan gelen üyelerinin pazartesi günü gündeme getirdiği mevzuata aykırı kararname taslağı olduğu öğrenildi. Şu anda HSYK´da görüşmeler kilitlenirken, adli yargı yaz kararnamesinin daha da uzayabileceği belirtildi. HSYK´nın atama ve tayin işlemleri son kararnameye kadar HSYK Kanunu´na uygun olarak yapılıyordu. Kurul´un üye dağılımı şöyle: HSYK Başkanı Sadullah Ergin, Başkan Vekili ve Yargıtay Üyesi Kadir Özbek, Müsteşar Ahmet Kahraman, Yargıtay üyeleri Ali Suat Ertosun, Musa Tekin, Danıştay üyeleri Suna Türkoğlu, Orhan Cem Erbük.
Kurul´un hazırladığı alternatif kararname, kanuna aykırı
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´nun hazırladığı ek kararname taslağının mevzuata aykırı olduğu belirtildi. HSYK Kanunu´nun 19. maddesine göre, kararname taslağını Adalet Bakanlığı Özlük İşleri (Personel) Genel Müdürlüğü´nün hazırlayacağı ve Kurul´a sunacağı hükme bağlanıyor. Kanunun atama ve nakil başlıklı 19. maddesi şöyle: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; atama ve nakillerde uygulanacak objektif esasları kapsayan Atama ve Nakil Yönetmeliği düzenler. Bu Yönetmelik Resmi Gazete´de yayımlanır. Adalet Bakanlığı Özlük İşleri Genel Müdürlüğü ilgililerin taleplerini, sicillerini ve tespit edilmiş sair hallerini, hizmetin icap ve ihtiyacı ile birlikte inceleyerek kanuna, Atama ve Nakil Yönetmeliğine uygun olarak yapacağı taslağı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´na sunar. Bu taslak, ilgililerin gizli ve açık sicilleri ve diğer evrakı ile birlikte Kurul tarafından en geç bir ay içinde incelenir, aynen veya gerekli görülen değişiklikler yapılarak karara bağlanır ve Adalet Bakanlığı´na tevdi edilir.
Bakan olmadan HSYK karar alamaz
Eski Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel: HSYK toplantısının gününü ve gündemini adalet bakanı belirler. Gündemini belirlemediği zaman 5 kişi toplanıp karar alamaz. Hakimler Savcılar Yasası´na göre HSYK tam sayı ile toplanır, salt çoğunlukla karar alabilir. Tam sayı yoksa toplantı olmaz. Yedek üyeler ancak Yargıtay (3) ve Danıştay (2) üyelerinin yokluğu halinde toplantıya katılabilir. Ancak adalet bakanı ya da müsteşar yoksa toplantı veya alınmak istenen karar söz konusu olmaz. Görünen o ki, Ergenekon gibi önemli bir süreci soruşturan savcıların yerinin değiştirilmesi için kararlar alınmaya çalışılıyor. Bakan ve müsteşar girmediği için bu kararname de kilitlenmiş. Bin küsur savcı ve hakim mağdur olacak.
Umarız, HSYK bir yanlışa imza atmaz
Hukuk ve Yaşam Derneği Başkanı Av. Hayrettin Açıkgöz: HSYK´nın kararnameyi açıklamasındaki gecikmenin bir nedeninin de Ergenekon davası olabileceği yönündeki spekülasyonlara ben de katılıyorum. Çünkü günlerdir erteleniyor. Ancak bu hukuki olur mu, olmaz mı onu iyi değerlendirmek lazım. Hakim ve savcılar mesleklerini bağımsız olarak icra ediyorlar, yaptıkları iş anayasal teminat altında. HSYK´nın Demokles´in kılıcı gibi bu mesleği icra eden insanların tepesinde sallanması bağımsızlıklarına gölge düşürecek bir durum. Ergenekon davası gibi birçok davada bu tür değişiklikler davanın seyrini etkilemiştir. Umarız HSYK bir yanlışlığa imza atmaz. Ergenekon davası gibi çok kapsamlı bir davada değişiklik, yargı sürecini de uzatacaktır.
Kararnameyi Adalet Bakanlığı hazırlar
Yargıtay Onursal Üyesi Ekrem Serim: 1982 Anayasası´nda kararnameleri Adalet Bakanlığı hazırlayıp kurula getireceği hükme bağlandı. Kurul kararnamede gelen isimlerin tayinlerinde değişiklik yapma hakkına sahiptir. Hayır bu değiştirilmesin yerinde dursun şeklinde yetkilere sahiptir. Ancak tasarı hazırlama yetkisini haiz değildir. Tasarıyı bakanlık hazırlar. HSYK böyle bir şey hazırlıyorsa ilk olur. Mevzuata aykırıdır. Kurul kararnamedeki bazı isimleri reddedebilir, tayinlerin yerini değiştirebilir. Ama yepyeni bir tasarı hazırlama gibi bir şey şimdiye kadar duymadım. Bu kadar yıllık tatbikat böyle. Bu kanuna da aykırı olur. Adalet bakanı ve müsteşar olmadan karar almaları usulün dışına çıkılması demek.
Bu insanların da tatile çıkma hakkı var
Star Gazetesi yazarı Şamil Tayyar: Bu kararnameden 2 bin hakim ve savcının etkilenme ihtimali var. Bu insanlar tatile çıkacak, çocuklarını okullara yerleştirecek ve bunun gibi şeyler var. Atama kararnamesinin bir an önce çıkması gerekiyor. Aksi halde yüzlerce kişi bundan mağdur olacak. HSYK´nın bu sorunu ileri bir tarihe iteleme ihtimali görülüyor. Böyle olursa durum farklı bir boyut kazanabilir.
Ergenekon savcılarının görevden alınması girişimlerine tepki yağdı
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu´nun Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıları görevden alma girişimleri büyük tepki topladı. Dün bazı gazetelerde konuya ilişkin yer alan haberlerde savcıların değiştirilmesinin yargı bağımsızlığını zedeleyeceği görüşü dile getirildi. Vatan Gazetesi başyazarı Güngör Mengi de dünkü köşesinde HSYK üyelerini dikkatli olmaya çağırdı: Yargının bağımsızlığına yönelen güvensizliği şu dönemde haklı çıkaracak müdahaleler Türkiye´yi kaosa sürükler. Ergenekon davasına yönelecek müdahale, yargının iflası, adaletin yıkımı olur. ( Zaman)
Tozlu dosyaları raftan indiren savcılar hedefte
Üye Ali Suat Ertosun´un değiştirilmesini istediği savcılar arasında son dönemde yürüttükleri başarılı operasyonlarla gündeme gelen Diyarbakır savcıları da var. Diyarbakır´da eski DGM olarak tabir edilen ağır cezalık dosyalara bakan 8 savcı bulunuyor. Bu savcıların tamamı henüz iki yıllık. Ceza Muhakemeleri Kanunu´na göre atanan savcıların görev yerlerinin 3 yıldan önce değiştirilebilmesi için güçlü bir gerekçenin olması gerekiyor. Alınan bilgilere göre Diyarbakır cumhuriyet savcıları arasında soruşturma geçiren isim yok. Görev yerinin değiştirilmesini talep eden de bulunmuyor. Bu durumda Diyarbakır´daki savcıların neden değiştirilmek istendiği akıllarda güçlü soru işaretleri bırakıyor. Çünkü söz konusu savcılar çok önemli operasyonların altına imza attı. Yürüttükleri çok önemli soruşturmaların birçoğunun henüz iddianamesi hazır değil. Örneğin PKK´nın şehir yapılanması olan KCK soruşturmasını yürüten savcı Ergun Tokgöz, tam iki yıldır bu soruşturma üzerinde çalışıyor. Savcı, henüz iddianameyi bitirmedi. Görevden alınması durumunda iki yıldır hazırlığı yapılan bu soruşturma tıkanma noktasına gelecek. Aynı savcı tutuklanan Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Cemal Temizöz soruşturmasını da yürütmüştü. Güneydoğu kayıpları ile ilgili soruşturmayı yürüten savcı İsmail Aksoy´un elindeki dosyaların çoğu da henüz soruşturma aşamasında. Kazılarda bulunan sonuçlarla ilgili o dönemde görevde olan yetkililerin yargı karşısına çıkarılması süreci başlayacak. Değişiklikler tüm bu hazırlıkları baltalayacak. Diyarbakır savcılarının önünde yıllardır tozlu raflarda bekletilen, çoğu soruşturulmadan kapatılmış 10 bin dosya var. Dosyaların bazıları 15-20 yıl öncesine dayanıyor. Yazar Musa Anter ve Albay Rıdvan Özden´in öldürülmesi olaylarının yanı sıra Güçlükonak katliamı, Koşuyolu´ndaki saldırı gibi önemli olaylar da soruşturma dosyaları arasında. Hedefteki savcılar bir döneme ait hukuksuzlukları masaya yatırdı. Yapılacak değişiklik Türkiye´nin önündeki şeffaflaşma ve hukuk devleti fırsatını baltalayacak. ( Zaman)
HSYK üyesinden Ergenekon sanığına geçmiş olsun ziyareti
Ergenekon davası sanığı Aydın´ın, bir HSYK asil üyesinin de bulunduğu yüksek yargı mensuplarını Ehl-i Dil adlı toplantılara götürdüğü iddia edildi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´nun (HSYK) asil üyelerinden birinin, tutuksuz yargılanan Ergenekon davası sanığı Engin Aydın´ı, serbest bırakıldıktan sonra evinde ziyaret ettiğinin istihbarat birimlerince tespit edildiği öne sürüldü. Aydın´ı ziyaret eden HSYK üyesinin, Ankara´da Kent Otel´de yapılan ve Encümen-i Daniş toplantılarına benzer bir nitelik taşıyan Ehl-i Dil toplantılarına da katıldığı öğrenildi. Aydın´ın, HSYK üyesi ile bazı yüksek yargı mensuplarını Ehl-i Dil adı verilen bu toplantılara götürdüğüne ilişkin bir belgenin de Ergenekon davasının 3´üncü iddianamesinde yer aldığı iddia edildi. Aydın, 22 Ocak´ta Prof. Dr. Yalçın Küçük´le birlikte serbest bırakılmıştı. Ehl-i Dil toplantılarına, HSYK´da görev yapmış üç yüksek yargı mensubunun da katıldığı öne sürülüyor.
SAVCININ SÜRESİ
HSYK üyelerinin bu toplantılara gitmesi, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar ile Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin iki üyesinin değiştirilmesiyle ilgili kararı verecek olması tarafsızlık ilkesine aykırı bir durum olarak nitelendiriliyor. HSYK´nın yaz kararnamesinde Ergenekon davasına bakmak üzere geçici olarak görevlendirilen özel yetkili savcılar Kasım İlimoğlu, Rasim Işıkaltın ve Mustafa Çavuşoğlu´nun da görev süreleri dolduğu için eski görevlerine atanmaları bekleniyor. Buna gerekçe olarak da Hakimler ve Savcılar Kanunu´nun 47. maddesinde yer alan Kendi yargı çevresi dışında geçici yetki ile görevlendirilenler o yerde dört aydan fazla çalıştırılamaz. Ancak, bu süre kendi istekleri veya hizmet gerekleri gözetilerek iki ay daha uzatılabilir hükmü gösteriliyor. Her üç savcının da 4+2 aylık görev sürelerini tamamladıkları belirtiliyor. ( Sabah)
Şamil Tayyar ( Star): HSYK, Askeri mahkemeleri tırpanlama yasasının rövanşını almaya çalışıyor
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu, Ergenekon´a kilitlendi. Israrla Ergenekon davasına bakan hakimler ve soruşturmayı yürüten savcılardan hesap sormak istiyor. Oysa, Anayasa´nın 139. maddesi çok açık. Hakim ve savcıların yargı teminatları var. Ama çok ısrarlılar. Hesap tutarsa, hem mahkeme hem soruşturma, ´iyi çocuklara´ emanet. Şemdinli ve Susurluk´ta olduğu gibi Ergenekon davası iğdiş edilecek. 2 yıldır hakim ve savcılara dokunmakta tereddüt eden bazı HSYK üyelerinin, şimdi bu kadar ısrarcı olması, askere sivil yargı yolunu açan yasadan bağımsız değerlendirilemez. Belli ki, üzerlerinde yoğun baskı var. Bu yasanın Çankaya´dan dönmesi için ´bir askeri yetkili´ türünden 28 Şubat geleneklerini hortlatanlar, şimdi HSYK´yı etkileme gayreti içindeler.
Direniyorlar. Ama karşılarında da dirençli bir siyasi irade var. Geri adım atmayı düşünmüyorlar. Zekeriya Öz´ü Ferhat Sarıkaya gibi ´yem´ etmeyecekler. O nedenle, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, HSYK´nın dünkü toplantısına katılmadı. Müsteşarı Ahmet Kahraman´ı da göndermedi. HSYK´nın 5 üyesi, dün, kendileri çalıp kendileri oynadılar. Karar vermesi gereken onlardı. Çünkü, Adalet Bakanlığı, 2 bin civarındaki hakim ve savcının atamalarıyla ilgili taslak çalışmayı, HSYK üyelerine 15 Haziran´da teslim etti. Aradan geçen 1 ay boyunca HSYK üyeleri çalışmalarını bitiremedi. Daha doğrusu, bazı üyelerin Ergenekon´da 3. iddianameyi bekleme arzusu, incelemenin önüne geçti. İddianame mahkemeye sunulursa, savcıları daha kolay görevden alacaklarını umdu. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Şimdi HSYK Üyeleri karar verecek; ya devam eden soruşturma ve kovuşturmalara müdahale anlamını taşıyacak atamalardan vazgeçecek, ya da kararnameyi tümden unutacak. Bakalım, sivil yargılamanın rövanşı nasıl sonuçlanacak?
Nazlı Ilıcak ( Sabah): HSYK´da mücadele
Önce Star gazetesinde şüphe ve söylenti mahiyetinde çıktı. Hakimler ve savcılar kararnamesi geciktikçe, Kurum´un içindeki kavga daha iyi anlaşılır hale geldi. Başta Ergenekon savcısı Zekeriya Öz aleyhinde olmak üzere, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu´na (HSYK) sürekli şikayette bulunanlar vardı. Ama Adalet Bakanı izin vermediği için soruşturma açılamıyordu. Adalet Bakanlığı, Şemdinli davasında yaşananlardan ders almıştı. Çünkü soruşturma izni verilmesiyle, HSYK´nın, Van Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı Ferhat Sarıkaya´yı şutlaması bir olmuştu. Adalet Bakanlığı´ndan izin çıksa, hiç şüpheniz olmasın, aynı olay Zekeriya Öz´ün ve arkadaşlarının da başına gelirdi. Şimdi, bazı Ergenekon savcılarını ve hakimlerini, HSYK, başka yerlere atamak istiyor. İddiaya göre, Güneydoğu´daki yargısız infazları soruşturan mahkemenin hakim ve savcıları için de aynı gayret söz konusu.
Mücadele nasıl neticelenir, bilemem. Ama AK Parti olmasaydı, Türkiye´nin, Ergenekon davasında gösterilen direnci kolay kolay kıramayacağı bu şekilde bir kere daha ortaya çıktı. Maalesef, yargı, siyasallaşmış. Daha doğrusu, Yüksek Yargı´da ideolojik tavırlar var. Bugüne kadar JİTEM´den, ya da darbe girişiminde bulunanlardan hesap sorulmaması, Askeri hassasiyetlere özen gösteriyoruz gerekçesiyle siyaset alanının daraltılması, bunun delili değil mi? Daha önce, niçin, Andıç yazarı Çevik Bir mahkeme önüne çıkamadı da, İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal daha yeni şikayette bulunuyor?
Yargının bağımsızlığı kadar, ideolojik saplantılardan bağımsız davranması da çok önemli. Son olay şunu gösteriyor: Adalet Bakanı ve Müsteşarı, HSYK içinde yer almasaydı, belki Kurul, siyasetten daha bağımsız bir konumda olacaktı ama Ergenekon davasının da kolayca önünü kesebilecekti. Şu anda Ergenekon davasının Yargıtay´da bozularak, bazı asker kişiler yönünden dosyanın Askeri Mahkeme´ye gönderilmesi ihtimali bile mevcut. Bunun zeminini Anayasa Mahkemesi´ne müracaat eden CHP hazırlıyor. Çok yazık!!!
(16 Temmuz 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
HSYK üzerinden Ergenekon davasını akamete uğratma çabaları
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri & provokasyonları
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi konulu manşetlerimiz