Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finansman sağladıkları iddiasıyla aralarında şirket ve dernek yöneticilerinin de bulunduğu şüphelilere yönelik İstanbul merkezli Konya ve Kırklareli'de gerçekleştirilen operasyonda kapsamında gözaltına alınan 20 şüphelinin, tutuklanma gerekçeleri ortaya çıktı. Çarpıcı ifadelerin yer aldığı gerekçede; örgütün var olduğunun herkesçe bilinen bir gerçek haline geldiği dile getirildi. Operasyonlar sonrası geniş çaplı yurtdışına kaçışların en önemli delillerden biri olduğunun da vurgulandığı gerekçede, yapılan soruşturmalardan sonra yurtdışına kaçışın da hızlanmış olduğu, bu kaçışların sistematik ve kendi aralarındaki istihbari bilgilerle hızlandığı, bunun da örgütün hiyerarşik bir yapı içinde ve birbirleriyle koordineli ve iletişim halinde olduklarını gösterdiği ifade edildi. Yine gerekçede, örgütün sadece Türkiye'de değil 160'a yakın ülkede faaliyet gösterdiğine dair herkesçe bilinen bir durumun söz konusu olduğu, bir çok ülkede faaliyet gösterebilme yeteneğinin de bu örgütün arkasında bir çok uluslararası gücün olduğunu ve bir çok eylem ve işlemlerde, olaylarda desteklendiğini gösterdiğine dikkat çekildi.
04.06.2016 17:44 İstanbul'da FETÖ'ye finans sağlayanlara yönelik operasyonda 20 kişi tutuklandı. Kararla, daha önce Halit Dumankaya'yı serbest bırakıp FETÖ'yü aklamaya çalışan hakime de hukuk dersi verildi.
Fetullahçı Terör Örgütü-Paralel Devlet Yapılanması üyesi olmaktan tutuklanan Dumankaya İnşaat Murahhas Üyesi Halit Dumankaya'yı serbest bırakan ve "Suçun işlendiği dönemde FETÖ/PDY bir terör örgütü olarak tanınmıyordu" diyerek örgütü aklamaya çalışan hakim Murat İşleyen'e başka bir mahkemeden tokat gibi yanıt geldi. 5. Sulh Ceza Hakimi Hasan Akdemir, örgüte finansman sağladıkları iddiasıyla tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen 26 kişiden 20'sini tutukladı. Akdemir, "Örgütün varlığı tartışmasız" dedi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, "Terör örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak", "Terör örgütünün finansmanını sağlamak" ve "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından gözaltına alınan 34 kişi Anadolu Adliyesi Örgütlü Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosu'nda görevli 4 savcı tarafından sorgulandı. Aralarında FETÖ'nün üst düzey yöneticisi İsrafil G.'nin de bulunduğu 26 kişi tutuklama istemiyle, 5. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.13 saatlik sorgunun ardından 20 kişi tutuklandı. 2 kişi ise adli kontrol hükümlerince serbest bırakıldı. Kararda, daha önce Halit Dumankaya'yı serbest bırakan ve "Suçun işlendiği dönemde FETÖ/PDY bir terör örgütü olarak tanınmıyordu" diyerek örgütü aklamaya çalışan hakim Murat İşleyen'e de hukuk dersi veren ifadeler yer aldı. Söz konusu örgütün var olup olmadığı hususunun tartışmasız olduğu belirtilen kararda, böyle bir örgütün olduğunun herkesçe bilindiği, böyle bir örgütün maruf olması nedeniyle, maruf olan şeyin ispata muhtaç olmadığı, bu örgütün herkesçe de bilindiği üzere belli hedeflere ulaşmak için her türlü yöntemi mubah saydığı belirtildi.
'SUÇLU OLDUKLARI İÇİN KAÇIYORLAR'
CMK ve TCK'da örgütlü suçların soruşturma aşamasında basit şüphenin dahi çok büyük önem arz ettiği belirtilen karada, "dosyada söz konusu bu kararın verilmesi için legal görünümlü illegal yapı olarak tanımlandığı örgütün uzun zamandan beri var olan hukuka ve devletin güvenliğine aykırı birtakım hedeflerinin olduğunun son zamanlarda ortaya açık şekilde çıkmış olduğu, yapılan soruşturmalardan sonra yurtdışına kaçışın da hızlanmış olduğu, bu kaçışların sistematik ve kendi aralarındaki istihbarı bilgilerle hızlandığı, bunun da örgütün hiyerarşik bir yapı içinde ve birbirleriyle koordineli ve iletişim halinde olduklarını gösterdiği anlatıldı.
İŞTE DETAYLAR
"Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) finansman sağladıkları" iddiasıyla aralarında şirket ve dernek yöneticilerinin de bulunduğu şüphelilere yönelik İstanbul merkezli Konya ve Kırklareli'de gerçekleştirilen operasyonda kapsamında gözaltına alınan 20 şüphelinin, tutuklanma gerekçeleri ortaya çıktı.
Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliği, yaklaşık 12 saat süren sorgusunun ardından verdiği kararda, savcılıkça tutuklanması talebiyle sevk edilen 26 şüpheliden 20'sinin, "terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet", "silahlı terör örgütüne üye olma" ve "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" suçlarını işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu belirtildi.
Dosya içerisinde yer alan MASAK ve BDDK raporları ile HTS kayıtlarına göre, tutuklanmalarına karar verilen şüphelilerin, kaçak şüpheliler Ali Ç, Mustafa Ö, Hızır G. gibi isimlerle ilişki içinde oldukları aktarılan kararda, kaçak kişilerin şüpheliler vasıtasıyla da örgüte ait iş, işlem ve tasarruflarına devam ettikleri anlatıldı.
Kararda, şüphelilerin toplanan "himmet, burs ve kurban" paralarını kendi aralarında havale benzeri işlemlerle şirketin karı gibi göstererek, örgüte aktarılmasında aktif rol oynadıkları vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Pinhan restoran olarak bilinen ve maruf (herkesçe bilinen, tanınan) olan bu yerin hareket merkezi olarak kullanılmış ve buluşma noktası olarak tespit edilmiş olması, pinhanın sözlük anlamının 'gizlenen, üzeri örtülen, saklanan' olarak Arapça ve Farsça'da kullanılan bir kelime oluşu, şüphelilerin söz konusu para hareketlerini, makul, mantıklı ve hayatın olağan akışına uygun düşecek şekilde açıklayamamış olmaları, savunma ve beyanlarının çelişkili olup kendilerini suçtan kurtarmaya yönelik savunmalarda bulundukları, bu savunmaların hakimliğimizce samimi ve inandırıcı bulunmadığı kanaatine varılmıştır."
Suç konusu ve önemi dikkate alındığında, öncelikle devletin var olması gerektiği belirtilen kararda, devletin devamlılığı için hukukun üstünlüğünün de zorunluluk olduğu, adalet duygusunun zedelenmemesi için dosyanın bulunduğu aşama ve kapsam dikkate alındığında hakimlikçe bu yönde karar vermek gerektiği belirtildi.
"Böyle bir örgütün var olduğu herkesçe bilinen bir gerçek"
Kararda, söz konusu örgütün var olup olmadığı hususunun tartışmasız olduğu belirtilerek, "Böyle bir örgütün varlığının herkesçe bilinen bir gerçek olduğu, böyle bir örgütün maruf olması nedeniyle maruf olan şeyin ispata muhtaç olmadığı, bu örgütün herkesçe de bilindiği üzere belli hedeflere ulaşmak için her türlü yöntemi mübah saydığı anlaşılmıştır." denildi.
Örgütlü suçların soruşturma aşamasında basit şüphenin dahi çok büyük önem arz ettiği vurgulanan kararda, dosyada tutuklama kararımızın verilmesi için makul ve yeterli şüphe bulunduğu belirtildi.
Milli Güvenlik Kurulu'nun "legal görünümlü illegal yapı" olarak tanımladığı FETÖ/PDY'nin uzun zamandan beri var olan hukuka ve devletin güvenliğine aykırı birtakım hedeflerinin olduğunun son zamanlarda ortaya açık şekilde çıktığı kaydedilen kararda, soruşturmalardan sonra şüphelilerin yurt dışına kaçışlarının hızlandığı, bunun da örgütün hiyerarşik bir yapı içerisinde, birbirleriyle koordineli ve iletişim halinde olduklarını gösterdiği aktarıldı.
"ÖRGÜTÜN ARKASINDA BİR ÇOK ULUSLARARASI GÜCÜN OLDUĞU..."
Kararda, örgütün, uzun yıllardan beri sistematik çalışmalarla hedeflerini gerçekleştirmek üzere belli plan ve proje çerçevesinde zaman içerisinde yol aldıklarının açık ve net bir şekilde toplum nezdinde ortaya çıktığı belirtildi.
Örgütün sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde değil, birçok devlet içinde de kurumsallaştığı, birtakım faaliyetlerde bulunduğuna dikkati çekilen kararda, "Örgütün 160'a yakın ülkede faaliyet gösterdiğine dair herkesçe bilinen bir durumun söz konusu olduğu, birçok ülkede faaliyet gösterebilme yeteneğinin de bu örgütün arkasında birçok uluslararası gücün olduğunu ve birçok eylem ve işlemlerde, olaylarda desteklendiğini gösterdiği kanaatine varılmıştır." tespitinde bulunuldu.
"SAKLANDIKLARI, KAÇTIKLARI BİLİNEN BİR GERÇEK OLDUĞUNDAN..."
Kararda, örgütün Türkiye Cumhuriyeti yargısının çalışma sistemini de en iyi şekilde bildiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Örgütün bu yeteneğini kullanarak, yakalama ve tutuklama aşamasında, soruşturma ve kovuşturmaları sonuçsuz bırakmak için ülke içinde saklandıkları ya da yurt dışına kaçtıkları da bilinen bir gerçek. 20 şüphelinin kaçma şüphelerinin bulunması, bu şüpheliler yönünden delillerin henüz toplanmamış olması ve delil karartma imkanlarının bulunması gibi gerekçelerle tutuklanmalarına karar verilmiştir."
Paralel yapı-18 Nisan (2016) 'İstanbul Bank Asya/Dumankaya' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-Yurtdışına firar eden şüpheliler
(04 Haziran 2016, 17:44)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: