'Futbolda Şike Kumpası' soruşturması kapsamında tutuklanmaları istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen 32 şüpheliden 12'si tutuklandı. Şüphelilere 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek' ve 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek' suçlamaları yöneltildi. Tutuklamalar, şüphelilere isnat edilen 'şike soruşturmasında kumpas kurdukları' suçlamasının somut ve ciddi delillere dayandığını da göstermiş oldu. Mahkeme kararında, Fetullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) medyasının Fenerbahçe Spor Kulübü'nü ele geçirmeye çalıştığı, birçok kişinin yasadışı yollarla teknik ve fiziki takibe alındığı, Taraf, Bugün, Zaman, Samanyolu TV gibi örgüt yayın organlarıyla da algı yönetimi yapıldığı vurgulandı. Kararda 'Lider yönetici ve üyelerinin bir kısmının firari olduğu, bir kısmının da çeşitli soruşturmalardan tutuklu bulunduğu, terör örgütünün her alanda var olma iradesi doğrultusunda bir kısım yöneticilerin futbol alanında da etkinliğe kavuşma adına sosyal, ekonomik, olarak topluma etkisi büyük olan bir kulübü ele geçirmeye yönelik irade oluşturduğu ve bu irade doğrultusunda harekete geçtiği' belirtildi. Operasyonda gözaltına alınan iki polisin, şike operasyonu sırasında yasadışı dinlemeler yapıldığını itiraf ettiği de öğrenildi. Öte yandan kumpasın varlığını kanıtlayan çok önemli bir bilgiye daha ulaşıldı. Polis tahkikatını yürüten eski polis şefleri Nazmi Ardıç ve Mutlu Ekizoğlu'nun, operasyon talimatını ABD ve İspanya'ya kayıtlı iki telefon hattıyla yaptıkları görüşmeyle aldığı, aynı hattın, daha önce Tahşiye'deki tutuklu polis şeflerine usulsüz tahliye kararı vermeye çalışırken tutuklanan kamikaze hakimler Mustafa Başer ile Metin Özçelik'le de irtibatının tespit edildiği bildiriliyor.
24.04.2016 09:35 Fetullah Gülen Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "futbolda şike" soruşturmasında kumpas kurduğu gerekçesiyle yürütülen soruşturmada tutuklanmaları istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen 32 şüpheliden 12'si tutuklandı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen şüpheliler, savcılık sorgularının ardından tutuklanmaları istemiyle nöbetçi hakimliğe gönderildi. Nöbetçi hakimlik, ilk aşamada 10, daha sonra da 2 olmak üzere 12 şüphelinin tutuklanmasına karar verdi.
İŞTE TUTUKLANAN İSİMLER
Savcılık sorgusunun ardından İstanbul Nöbetçi 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen şüphelilerden Mustafa Tunç, Mehmet Aslan, Ömer Faruk Okşaş, İbrahim Emre, Abdullah Çelik, Mustafa Okumuş, Haşim Gülal, Kemal Atılgan, Halil Ardıç'ın, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, Necmettin Karapınar'ın ise "haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek" ve "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçlarından tutuklanmasına hükmedildi.
İlerleyen saatlerde mahkemeye sevkedilen Soner Koç ile Seyfi Erdoğan da tutuklandı. Böylece tutuklanan şüpheli sayısı 12 oldu.
Şüphelilerden 11'i yurtdışına çıkış yasağını içeren adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Diğer 8 şüpheli ise hakimlik sorgusunun ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
DELİLLER CİDDİ
Bu kararla birlikte şüphelilere isnat edilen "şike soruşturmasında kumpas kurdukları" suçlamasının somut ve ciddi delillere dayandığı da ortaya çıkmış oldu.
SUÇLAMALAR
Tutuklanmalarına karar verilen şüphelilerin, "FETÖ/PDY terör örgütünün her alanda var olma iradesi doğrultusunda, bir kısım yöneticilerince futbol alanında da etkinliğe kavuşma adına sosyal ve ekonomik olarak topluma etkisi büyük olan bir spor kulübünü ele geçirmeye çalıştığı" öne sürüldü.
Şüphelilerin, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı'nı ve bir kısım yöneticilerini, Futbol Federasyonu Başkanı'nı ve birtakım spor kulübü yöneticilerini, futbol camiasına ilişkin isimleri yasa dışı yollarla teknik ve fiziki takibe maruz bıraktığı ifade edildi.
Tutuklama gerekçelerinde, Fenerbahçe Spor Kulübü ile Futbol Federasyonu başkanlarının silahlı suç örgütü üyeleriyle ilişkiliymiş gibi gösterildiği iddia edilerek, söz konusu kişilerin fiziki ve teknik takibe alındığı, bu kişilerin silahlı terör örgütleriyle ilişkili oldukları yönünde zemin hazırlandığı ileri sürüldü.
MAHKEME: FETÖ'CÜ BASINLA ALGI YÖNETİMİ YAPILDI
İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği, ‘Şike operasyonunda kumpas' soruşturmasında, Gülen Cemaati'nin Fenerbahçe Spor Kulübü'nü ele geçirmeye çalıştığını, birçok kişinin yasadışı yollarla teknik ve fiziki takibe alındığını, Taraf, Bugün, Zaman, Samanyolu TV gibi yayın organlarıyla da algı yönetimi yapıldığını vurguladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fuzuli Aydoğdu tarafından yürütülen ‘şike operasyonunda kumpas' soruşturmasında gözaltına alınan 46 şüphelinin savcılık sorguları önceki gün tamamlandı. 29 şüpheli 2. Sulh Ceza Hâkimliği'ne sevk edildi. İşlemleri önceki gece 01.00'de tamamlanan şüphelilerden Mustafa Tunç, Mehmet Aslan, Ömer Faruk Okşaş, İbrahim Emre, Abdullah Çelik, Mustafa Okumuş, Haşim Gülal, Kemal Atılgan, Necmettin Karapınar ve Halil Ardıç ‘silahlı terör örgütüne üye olma ve haberleşmenin gizliliğini ihlal' suçlarından tutuklandı.
AKTİF GÖREV
Kararda, şüphelilerin ‘Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nde bu konuyla ilgili olarak etkin görevlerde bulundukları, çoğu dinleme raporlarına imza ve paraf attıkları, bu soruşturmanın genişletilmesine yönelik eylemlerde aktif ve belirleyici olarak yer aldıkları' belirtildi. Şüpheli Karapınar için ‘silahlı terör örgütü kurma ve yönetme' suçlaması yöneltildi. 10 kişinin tutuklanmasının ardından gece aynı operasyonda gözaltına alınan Soner Koç ve Seyfi Erdoğan da mahkemeye sevk edildi. 2. Sulh Ceza Hâkimliği iki şüpheliyi de ‘silahlı terör örgütüne üye olma ve haberleşmenin gizliliğini ihlal'den tutukladı. Böylece ‘Şike operasyonunda kumpas' soruşturmasında tutuklu sayısı 12 oldu. Hâkimlik, şüphelilerden Cemalettin Mutlu ve Ali Çelik'i adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. 11'i savcılıktan 28 şüpheli serbest kaldı.
KULÜBÜ ELE GEÇİRME İRADESİ
İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği'nin tutuklama gerekçesinde özetle şu ifadeler yer aldı:
“Lider yönetici ve üyelerinin bir kısmının firari olduğu, bir kısmının da çeşitli soruşturmalardan tutuklu bulunduğu, FETÖ/PDY terör örgütünün her alanda var olma iradesi doğrultusunda bir kısım yöneticilerince futbol alanında da etkinliğe kavuşma adına sosyal, ekonomik, olarak topluma etkisi büyük olan bir kulübü ele geçirmeye yönelik irade oluşturduğu,
TEKNİK TAKİBE MARUZ BIRAKILDILAR
Bu irade doğrultusunda alınan karar ve talimatlar ile Türkiye Cumhuriyeti yasalarında soruşturmaya başlandığı esnada henüz suç olarak tanımlanmayan ve iddia olunan şike eyleminden dolayı Fenerbahçe Spor Kulübü'nün başkanının ve bir kısım yöneticilerinin, Futbol Federasyonu Başkanı'nın, bir takım spor kulübü yöneticilerinin ve futbol camiasına ilişkin isimleri yasadışı yollarla silahlı örgüt lideri iddiasıyla teknik ve fiziki takibe maruz bırakıldığı,
Birbiriyle doğrudan bağlantısı olmayan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı ve Futbol Federasyonu Başkanı'nın silahlı suç örgütüyle ilişkiliymiş gibi gösterilerek söz konusu takibe ve silahlı örgüt iddialarına zemin hazırlandığı,
ÖRGÜTSEL BAĞLANTI GİBİ GÖSTERİLDİ
Hedeflerine aldıkları ve haklarında yeterli delil olmayan veya yasal olarak bir suç isnat edilemeyecek şahısları masumiyet karinesine muhalif olarak silahlı suç örgütü haline dönüştürmek ve bu doğrultuda yargılanmalarını sağlamak amacıyla şüphe arz etmeyen görüşmeleri örgütsel bağlantı gibi gösterdikleri, sözde örgütsel bağlantıyı sağlayan Federasyon Başkanı Mahmut Özgener hakkında takipsizlik kararının verildiği,
Kamuoyunca FETÖ/PDY'nin beyni olarak bilinen Taraf, Bugün, Zaman, Samanyolu TV gibi yayın organlarıyla bu operasyon doğrultusunda içlerinde firari örgüt yöneticilerinin de bulunduğu kişilerce soruşturmaya yönelik algı yönetimi yapıldığı....”
ARALARINDA BAĞLANTI YOK
İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği'nin kararında “Herhangi bir şekilde doğrudan irtibatları olmayan Olgun Aydın Peker'le kulüp başkanı Aziz Yıldırım'ı irtibatlı ve örgütsel bağlantılı kılmak adına, dönemin Federasyon Başkanı'yla o dönem kulüp başkanlığı yapan şahısların hiçbir tape ve HTS kaydına dayanmayan ve iddiadan ibaret olan görüşmelerini soruşturmaya vasıta kıldıkları...” ifadesi yer aldı. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, 3 Temmuz 2011'de ‘şike soruşturması' kapsamında gözaltına alınmış yaklaşık 1 yıl tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı.
2011'DEKİ YAZISI ÖRNEK GÖSTERİLDİ
KARARDA şöyle denildi: “Toplum nezdinde bu soruşturmaya meşruiyet kazandırılmaya çalışıldığı, firari Ekrem Dumanlı'nın 11.07.2011 tarihli yazısında ‘Şike bir milattır ve her şey tepeden tırnağa yeniden şekillenir' içeriğiyle bu şike operasyonunun ve ardından örgütçe yapılan diğer operasyonların imasını içerir yazı yazıldığı, bu doğrultuda sanıkların firari ve tutuklu olan diğer örgüt üyeleriyle fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği, müsnet suçlara yönelik kuvvetli suç şüphesi bulunduğunu…”
AVUKAT VE POLİSLER HİMMET AĞINI BÖYLE KURDU
Şike kumpası soruşturmasının dosyasına göre, soruşturmanın omurgasını 2 meslek grubunun oluşturduğu ortaya çıktı: Polisler ve avukatlar...
Polislerin büyük kısmı 3 Temmuz 2011'de başlatılan ve Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın da tutuklandığı operasyonun içinde aktif olarak görev aldı. Hem polis şeflerinin hem Fetullah Gülen'in avukatlığını yapan bazı isimler ise kumpas kurulan Şike davası sanıkların savunmalarında yer aldı. Soruşturma dosyasında yer alan iddialara göre buralardan alınan paraların bir kısmı cemaate ‘himmet' olarak gönderildi.
ŞÜPHELİ POLİSLER
Mutlu Ekizoğlu: Ergenekon, Balyoz, Oda Tv, Şike gibi kritik operasyonları yapan polis ekibinin A takımında yer aldı. Şike operasyonun ardından Siirt Emniyet Müdürü oldu. Selam-Tevhid kumpası operasyonunda gözaltına alındı. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Hakkında yurtdışı yasağı kondu. Aranıyor.
Nazmi Ardıç: Yasadışı telefon dinleme ve silahlı terör örgütü olduğu iddiası ile tutuklu. Eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü.
Ahmet Davulcu: Kurulduğu günden itibaren Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görev yaptı. Şubenin beyni olarak nitelendirilen bir isim. Telefon dinleme ve teknik takip bürolarını yönetti. Aranıyor.
İbrahim Emre: Ergenekon operasyonu sırasında Zekeriya Öz ile birlikte İzmir'e giderek eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün tanık olarak ifadesini aldı. Gözaltında.
VE O AVUKATLAR
Osman Karakuş: Emniyet Genel Müdürlüğü 1. Hukuk Müşavirliği ve Genel Müdür Yardımcılığı yaptı. Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu üyeliği yaptı. Kızı, Fetullah Gülen'in kardeşi Mesih Gülen'in kızıyla evli. Karakuş, avukatlar Halil İbrahim Koca, Ali Çelik ve Cemalettin Koca'yı emniyetin içine sokan kişi olarak biliniyor. Aranıyor.
Cemalettin Mutlu: Ergenekon ve Balyoz operasyonlarının mimarları polis şefleri Mutlu Ekizoğlu, Nazmi Ardıç, Yurt Atayün, Tufan Ergüder ve İbrahim Emre'nin avukatı. Eski özel yetkili savcı Cihan Kansız'ın da avukatlığını üstlendi. Şike davasının sanıklarından Fenerbahçe yöneticisi avukat Şekip Mosturoğlu'nun da avukatlığını yaptı.
Halil İbrahim Koca: Reza Zarrab'ın bir dönem avukatlığını yaptı. Şike davasında eski Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ve yönetici Nevzat Şakar'ın avukatıydı. MHP şantaj kasetleri olayında adı geçen İbrahim Faruk Bayındır ve ABD'de yaşayan fizik Profesörü Yalçın Ayaslı ile Bora Jet'in eski ortağı. İstanbul Emniyet'inin uzun süre sözleşmeli avukatlığını yaptı. Aranıyor.
Ali Çelik: Ergenekon davasında Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin telefonuna ‘sehven' yükleme yapan polislerin avukatlığını üstlendi. Şike davasında eski Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ve yönetici Nevzat Şakar'ın avukatlığını yaptı.
Orhan Erdemli: Gülen'in avukatı. Şike davasında Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz'ın avukatlığını yaptı.
Nazif Aktaş: Eski Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın avukatı. Şike davasında ise Mecnun Otyakmaz'ı savundu.
İKİ POLİS İTİRAF ETTİ
Şike davasındaki kumpas iddialarına yönelik operasyonda gözaltına alınan iki polisin, şike operasyonu sırasında yasadışı dinlemeler yapıldığını itiraf ettiği belirtildi. İsimleri gizli tutulan polislerin, “Yapılan telefon dinlemelerinin yasal olmadığını üstlerimize rapor ettik. Onlar da ‘Bu dosya gizli yürütülüyor. Siz işinize bakın' dediler” diye ifade verdikleri öne sürüldü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fuzuli Aydoğdu koordinesinde İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce gerçekleştirilen operasyonda şüpheliler arasında bulunan ve ‘şike operasyonu' sırasında telefon dinlemesi yapan 2 polisin ifadelerinde, dinlemelerin yasadışı yapıldığını itiraf ettiği belirtildi.
‘BU DOSYA GİZLİ'
Alınan bilgiye göre polisler, ifadelerinde, dosyayı boş olarak gördüklerini, kapatmayı düşündüklerini ve amirlerine, “Bu teknik takip yasal değil” diye rapor sunduklarını anlattı. Polisler, amirlerinin “Bu dosya gizli yürütülüyor. Siz işinize bakın ve devam edin” diye emir verdiklerini ifade etti. Şüpheli polisler, dosyanın kapanacağı konuşulurken, dönemin Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener'in dinlemeye ‘takıldığını' da söyledi.
FİRARİLER ARANIYOR
Soruşturma kapsamında haklarında yakalama kararı bulunan, ancak hala kendilerine ulaşılamayan eski Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, eski Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan, eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Osman Karakuş, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mutlu Ekizoğlu, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Ahmet Davulcu, eski Emniyet Amiri İbrahim Emre, eski Zaman gazetesi haber müdürü Muhammet Fatih Uğur, avukat Halil İbrahim Koca'nın aranmalarına ise devam ediliyor.
EKİZOĞLU FİRARDA
Şike operasyonun beyni olarak nitelendirilen dönemin Organize Suçlar Şubesi Müdürü Mutlu Ekizoğlu ile Organize Suçlarla Mücadele Şube eski Müdür Yardımcısı Ahmet Davulcu'nun yurt dışına yasal yollardan çıkış yaptıklarına dair bir veri bulunmadığı polis yetkililerince belirtildi.
ŞİKE TALİMATI İSPANYA'DAN
Şike soruşturmasında çok önemli bir bilgiye daha ulaşıldı. Polis tahkikatını yürüten eski polis şefleri Nazmi Ardıç ve Mutlu Ekizoğlu'nun, operasyon talimatını ABD ve İspanya'ya kayıtlı iki telefon hattıyla yaptıkları görüşmeyle aldığı iddia ediliyor. Aynı hattın, daha önce Tahşiye'de usulsüz tahliye kararı verdikten sonra kamikaze hakimler Başer ile Özçelik'le de irtibatı bulunuyor.
Şike'de kumpas soruşturması kapsamında, 3 Temmuz 2011 Şike operasyonunu yürüten dönemin polis müdürleri Nazmi Ardıç ve Mutlu Ekizoğlu'nun kullandıkları telefon hatları incelemeye alındı. Şike'de kumpas soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği tarafından gün gün yapılan incelemede ilginç bilgilere ulaşıldı. İncelemeler sonrası kumpasın baş aktörü iki polis müdürünün, Şike operasyonu öncesi ve sonrası ABD ve İspanya'ya kayıtlı iki telefonla irtibatta oldukları tespit edildi.
Soruşturmada Nazmi Ardıç ve Mutlu Ekizoğlu hakkında gözaltı kararı bulunuyor.
KAMİKAZE HAKİMLER DE GÖRÜŞTÜ
Ekizoğlu ve Ardıç'ın, 3 Temmuz 2011 günü yapılan operasyondan bir gece önce ABD'ye kayıtlı 2 hat ve İspanya'ya kayıtlı bir hatla görüşmeler yaptığı belirlendi. Yapılan görüşmelerin içeriği savcılık tarafından araştırmaya alındı. İki polis şefinin Şike operasyonundan saatler önce görüştüğü İspanya kayıtlı hat ise “tanıdık" çıktı. Aynı hattın, Tahşiye Kumpası soruşturmasında tutuklu sanıklar hakkında usulsüz şekilde tahliye kararı veren hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer ile de irtibatlı olduğu belirlendi. İspanya'ya kayıtlı bu numaradan sadece Metin Özçelik'e 46 telefon mesajı gönderildiği savcılık tarafından ortaya çıkarıldı. Şike operasyonunu başlatan talimatın bu hat vasıtasıyla verildiği iddia ediliyor.
HER TAŞIN ALTINDAN ÇIKIYOR
Tahşiye ve Şike Kumpaslarını binlerce kilometre uzaktan adım adım izleyen esrarengiz İspanya hattının irtibatları sadece polis müdürleri Mutlu Ekizoğlu, Nazmi Ardıç ve hakimler Mustafa Başer ile Metin Özçelik ile sınırlı değil. Aynı numaranın, bir dönem Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli emniyet mensubu Ahmet Kaya ve Tahşiye Kumpası'nda parmağı olduğu tespit edilen Aytekin Ağagören'le de sık sık görüştüğü belirlendi.
Usulsüz raporun sahibi gözaltında
Şike kumpası ile Fenerbahçe üzerinden Türk futbolunu hedef alan FETÖ'nün, ilk kıvılcımı 2010 yılında İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü bünyesinde bulunan Spor Büro masasında attığı ortaya çıktı. Polis memuru Lokman Yanık'ın, gece yarısı acil talimatla hazırladığı 'şike ve bahis' iddiaları içeren rapor, Organize Şube'ye Mutlu Ekizoğlu'na ulaştıktan sonra kumpas planı başladı. Polis memuru Lokman Yanık önceki gün düzenlenen operasyonda gözaltına alındı. Yanık'ın hazırladığı raporun dayanıksız iddialardan oluştuğu ve gayri resmi görüşmeler neticesinde hazırlandığı belirtildi.
ŞİKE'NİN MEDYA AYAĞI HİDAYET KARACA
30.04.2016 11:55 Tahşiyeciler grubuna kurulan kumpasın baş aktörlerinden ve halen bu suçtan cezaevinde olan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın şike kumpasında da etkin rol oynadığı ortaya çıktı. Şike kumpası soruşturması kapsamında ifade veren bir tanık, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) önemli isimlerinin katıldığı gizli bir toplantıda yapılan planları anlattı. Şike operasyonundan ve operasyonun merkezinde Fenerbahçe olacağından bahsedilen toplantıda, Hidayet Karaca'nın “Bu spor camiasını nasıl ele geçiririz?” diye sorduğu ortaya çıktı.
TEKALAN VE YEŞİL DE KATILDI
Yenişafak'ın haberine göre; bir dönem FETÖ içerisinde bulunduğunu anlatan tanık, o dönem Adana Belediye Başkanı'nın görevden alındığını, yerine Zihni Aldırmaz'ın başkan vekili olduğunu anlattı. Aldırmaz'ın Gülen grubunda etkin bir isim olduğunu anlatan tanık, Aldırmaz'ın başkanlığı döneminde İstanbul'a gelerek Zaman Gazetesi ve Samanyolu TV'yi ziyaret ettiğini belirtti. Bu ziyaret sırasında Hidayet Karaca, Fatih Üniversitesi eski Rektörü Şerif Ali Tekalan, Gazeteciler Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil gibi isimlerin bulunduğu bir toplantı yapıldığını anlattı.
Şike operasyonundan ve sürecin merkezinde Fenerbahçe'nin olacağından bahsedilen toplantıda soruşturmanın medya ayağının başında Karaca'nın olmasına karar verildi. Verilen görevi kabul eden Karaca'nın toplantıdakilere “Layıkıyla” diye cevap verdiği belirtildi.
MERKEZDE FENERBAHÇE OLACAK
Bu toplantıda Hidayet Karaca'nın “Bu spor camiasını nasıl ele geçiririz?” diye sorduğunu anlatan tanık, sohbet sırasında Şike Operasyonunun yapılacağından da bahsedildiğini ifade etti. Tanık ayrıca Karaca'nın, kulüplere yönelik bir operasyon yapılacağını ve operasyonun merkezinde de Fenerbahçe'nin olacağını söylediğini belirtti.
MEDYA AYAĞININ BAŞINDA
Toplantıda şike operasyonunun medya ayağının tamamen Hidayet Karaca tarafından yürütüleceğinin söylendiğini ifade eden tanık, kalabalık ortamda bunu hemen hemen herkesin Hidayet Karaca'ya söylediğini vurguladı. Tanık, Karaca'nın da bu söylenenlere “Layıkıyla” diye cevap verdiğini kaydetti.
Görevleri belli
Hidayet Karaca'nın kendisine “Serdal Adalı ile arasının nasıl olduğunu, cemaat yapısının Serdal Adalı'ya nasıl baktığını” sorduğunu belirten tanık, kendisinin de bu konuşmadan kaynaklı olarak Serdal Adalı'nın da tutuklanacağını anladığını ifade etti. Tanık, Hidayet Karaca'nın enformasyon ve dezenformasyon görevinin olduğunu, bu konuşmaların kendisinin tamamen tesadüfen yaptığı bir ziyaret esnasında gerçekleştiğini söyledi. Söz konusu toplantı sebebiyle Hidayet Karaca da Şike kumpası dosyasında şüpheli oldu. Karaca, Tahşiye kumpası dosyası kapsamında Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.
Paralel'in şike kumpasına 43 gözaltı
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması manşetlerimiz
(24 Nisan 2016, 09:35), son güncel.: (30 Nisan 2016, 11:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: