Cumhurbaşkanı Erdoğan, Can Dündar ile Erdem Gül'e tahliye yolunu açan Anayasa Mahkemesi'nin anayasayı ihlal ettiğini söyledi. Erdoğan, 'Ama bu, işin bittiği anlamına gelmez. Savcı karara itiraz edebilir. İtiraz durumunda, üst mahkeme yeni bir süreci başlatabilir. Bize de bu durumda, yargının işleyişini izlemek düşer' dedi. Erdoğan, yeni anayasanın da referanduma götürülmesi halinde milletin bu işi halledeceğini söyledi.
04.03.2016 15:46 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı Afrika ziyaretinde gazetecilerle sohbetinde gündeme dair kritik açıklamalarda bulundu. Anayasa Mahkemesinin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'le ilgili verdiği kararı ve yeni anayasanın referanduma götürülmesi tartışmalarını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
BİREYSEL BAŞVURULARDA BAĞLAYICI DEĞİL
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) kendisini birincil mahkemenin yerine koyması yanlış oldu. Daha yargı süreci bitmemişken devreye giriyor, durumdan vazife çıkartıp böyle bir adım atıyorsunuz. Kaldı ki Sayın AYM Başkanı, daha önce "Gerekçe açıklanmadan karar açıklanmaz" tezini savunan sevdiğim, takdir ettiğim bir arkadaştır. Bu tür çelişkilere düşmesi, hukuk için çok yanlış bir gelişme olmuştur. Gerekçeyi açıklamadan, bitmemiş yargı sürecini alelacele bitirme konumuna gelmek usule ve esasa aykırıdır.
BAŞVURU BAĞLAMAZ:
"AYM'nin verdiği karar her şeyin üstündedir, herkesi bağlar" diyor. Anayasa ve yasa değişikliklerinde, evet, bağlayıcıdır ama bireysel başvurularla ilgili olarak böyle bir şeyi öne süremezsiniz. Karar herkesi bağlıyorsa, neden birinci mahkemeye tekrar gönderiyorsun?
CASUSLUK OLAYI:
Kaldı ki sıradan bir olaydan değil, casusluk olayından söz ediyoruz. Bu hafife alınabilecek mesele değil. Bu, MİT'in Bayırbucak Türkmenleri'ne yönelik atmış olduğu bir adımı deşifre etme girişimi. Buna kalkışmış olanlar, savcısıyla askeriyle, şu anda cezaevinde. Görevlerinden alındılar. Hal böyleyken, neymiş, düşünce ve fikir özgürlüğünü ihlalmiş. Bunun düşünce ve fikir özgürlüğü ihlaliyle ne alakası var?
ALTINDAN KALKAMAZSINIZ:
Ortada, devletin istihbarat teşkilatının sırlarını ifşa etme; olayları çarpıtma, Türkiye'yi DAEŞ'e yardım eden bir terör örgütü gibi göstermeye kalkışma girişimi var. Bunlara yapmaya kalkışanlara getirilen tedbire kalkıp basın özgürlüğü ihlali diyeceksiniz. Bunu anlamak mümkün değil. Efendim, bu beraat değil, tutuksuz yargılanma süreci. Doğru. Kusura bakmayın da, başkalarına uygun görülmeyen bu tür tutuksuz yargılamalar, ülkenin güvenlik sırlarını tehlikeye atanlara karşı uygulanırsa, bunun altından kalkamazsınız.
GÖZ GÖRE GÖRE İHLAL:
Ortada anayasa ihlali var. Ama anayasayı ihlal eden ben değilim. Bu AYM'nin karar merciinde olanlar. Bu ihlâli maalesef göz göre göre yapmışlardır. Ama bu işin bittiği anlamına gelmez. Savcı karara itiraz edebilir, üst mahkeme yeni bir süreci başlatabilir.
MAHALLE BASKISI:
Sayın Başkan bir anayasa hukukçusu. Bir defa bunun duygusallıktan çıkarılması lazım. Dershane olayında da benzer şeyi yaşadık, çok ciddi bir mahalle baskısı sonucunda bir karar alındı.
SEÇİMDEN YANA DEĞİLİM
CHP bildiğiniz gibi masadan çekildi. Neymiş, başkanlık sisteminin olduğu masada olmazmış. Ol, karşı çık. Yeni Anayasa konusunda hepsi karşı çıksa dahi yola devam edilebilir. Erken seçimden yana değilim. İktidar partisi Meclis'e bir anayasa taslağı getirebilir. Çıkar veya çıkmaz. Ama 330'un yakalanması halinde, benim hiç tereddüdüm yok, millet bu işi halleder.
Dinmeyen hınç ve AYM çarkı
AYM zorbalığına referandum
(04 Mart 2016, 15:46)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: