Hrant Dink suikasti ana davası, suikast soruşturmasında kamu görevlilerinin ihmali davasıyla birleştirildi. Yargıtay'ın kararına göre tüm sanıklar bundan böyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlayacak. Öte yandan cinayetle ilgili önemli bir gelişme daha yaşandı. Dink cinayetine ışık tutabilecekken 'silinen' Akbank görüntülerini banka şubesinden kimlerin aldığı ortaya çıktı. Tutulan 'tutanak'a göre görüntüleri önce emniyet istihbarat ardından da terörle mücadele şubesine bağlı polisler aldı.
27.01.2016 16:56 Türkiye'yi sarsan Hrant Dink cinayetiyle ilgili çok önemli bir gelişme yaşandı. Yargıtay, Hrant Dink suikastı ana davasını, kamu görevlilerinin ihmali davasıyla birleştirdi. Tüm sanıklar İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
YARGITAY UYUŞMAZLIĞI ÇÖZDÜ
Dink cinayeti soruşturmasında savcı Gökalp Kökçü, Engin Dinç, Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'in de aralarında bulunduğu 26 kamu görevlisi hakkında iddianame düzenlemişti. İddianame 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş ve ana davanın devam ettiği 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. 5. Ağır Ceza Mahkemesi ise dosyayı kabul etmeyerek geri göndermişti. Bunun üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi uyuşmazlığın giderilmesi için dosyayı Yargıtay'a göndermişti.
Uyuşmazlık mahkemesi olan Yargıtay 5. Ceza Dairesi, "Hrant Dink suikastında kamu görevlilerinin ihmali olduğu" iddiasına ilişkin 26 sanık hakkında açılan davanın "örgütlü suç" olduğu gerekçesiyle İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bakmasına karar verdi. Yargıtay 5. Ceza Dairesi ayrıca, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Hrant Dink Suikasti Ana Davası'nın da 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görülmesini kararlaştırdı. Yargıtay, ayrıca her iki davanın aralarında "hukuki, şahsi ve fiili irtibat" bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine de hükmetti. Yargıtay'ın bu kararının ardından tüm sanıklar İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak. Mahkeme heyeti, henüz sanıkların yargılanacağı tarihi belirlemedi.
TETİKÇİLER, POLİSLERLE AYNI SALONDA YARGILANACAK
Yargıtay'ın kararıyla, tutuklu polisler Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ile hala Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olan Engin Dinç, Ogün Samast'ın da aralarında olduğu tetikçilerle birlikte yargılanacak.
İSTANBUL 5. AĞIR CEZA MAHKEMESİNDEKİ ANA DAVA
Öte yandan İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ana davada tetikçi Ogün Samast, Erhan Tuncel, Yasin Hayal'in de aralarında bulunduğu sanıklar yer alıyor.
"DİNK CİNAYETİNDE KAMU GÖREVLİLERİNİN İHMALİ İDDİANAMESİ"
İddianamede Gülen cemaati mensubu Ramazan Akyürek'in, "Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme", "Tasarlayarak adam öldürme", "Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği", "Resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme", "Görevi kötüye kullanma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 27,5 yıldan 56 yıla kadar hapsi isteniyor. Yine Gülen cemaati mensubu Ali Fuat Yılmazer'in ise "Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme", "Tasarlayarak Öldürme", "Resmi Belgeyi Bozma, Yok Etme veya Gizleme", "Görevi Kötüye Kullanmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 20 yıldan 35 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
DİNÇ'İN 26 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
İstihbarat Daire Başkanı Enginç Dinç'in "İhmali Davranışla Kasten Adam Öldürme", "Görevi Kötüye Kullanmak" suçlarından 20 yıldan 26 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. Dönemin Trabzon eski Emniyet Müdürü olarak görev yapan Reşat Altay'ın "İhmali Davranışla Kasten Adam Öldürme", "Resmi Belgeyi Bozma, Yok Etme veya Gizleme", "Görevi Kötüye Kullanmak" suçlarından 22 yıldan 31 yıla kadar, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in "İhmali Davranışla Kasten Adam Öldürme", "Görevi Kötüye Kullanmak" 20 yıldan 26 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
CERRAH VE UZUN'UN 1 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun'un, "Görevi Kötüye Kullanmak" suçundan 3 aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep ediliyor. Diğer şüpheliler için ise "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlaması başta olmak üzere, "İhmali Davranışla Kasten Adam Öldürme" ve "Görevi Kötüye Kullanmak" gibi suçlamalardan çeşitli cezalar isteniyor.
KAYIP TUTANAK BULUNDU
Öte yandan cinayetle ilgili önemli bir gelişme daha yaşandı. Dink cinayetine ışık tutabilecekken ‘silinen’ Akbank görüntülerinin banka şubesinden hangi birim tarafından alındığı ortaya çıktı. Tutulan ‘tutanak’a göre görüntüleri önce emniyet istihbarat ardından da terörle mücadele şubesine bağlı polisler aldı.
Al Jazeera'dan Selahattin Günday'ın haberine göre; Hrant Dink'in öldürüldüğü saatlerde kayıtta olan Akbank görüntülerinin, 'hangi birim tarafından alındığını' bulmaya yarayacak o tutanak ortaya çıktı. Tutanak el yazısı ile cinayetin işlendiği gün olan 19 Ocak’ta yazılmış. Bu tutanak ile görüntüleri alan emniyet birimlerinden ikisi kesinleşti. Buna göre görüntüleri ilk olarak İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube’sine bağlı polislerin, ardından da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin aldığı netleşti. Tutanakta banka müdürü B.İ.’nin imzası ile ‘TEM Şube Görevlisi komiser’in imzası var. Ancak tutanakta komiserin ismi ve sicil numarası yok, sadece imzası var. Tutanağın sonuna banka müdürü B.İ. tarafından bir not düşülmüş. Notta, "Görüntülerin bir kopyası İstihbarat Şube görevlilerine daha önceden tarafımdan verilmiştir" deniliyor.
Hrant Dink, saat 14.57’de vurulmuştu. Bu sebeple soruşturmayı yeniden ele alan makamlar cinayet saatinden önce bölgedeki hareketliliği incelemeye aldı. Zira HTS kayıtları cinayet öncesinde bölgede jandarma istihbarat birimine bağlı beş personelin olduğunu kanıtlıyordu. Edinilen bilgiler bunlardan birinin kimliğinin ‘yüzde yüz’ belirlenmiş olduğunu, ancak diğer dördünün kimliklerinin ortaya çıkartılamadığını gösteriyordu. Akbank görüntüleri işte bu sebeple çok önemliydi. Hem ‘tutanak’la alınan bu görüntülerin saat 10.00-12,00 arasındaki bölümünün silinmiş olması hem de silinen bu görüntülerin ortadan kaybolan tutanak’ının ortaya çıkması ciddi soru işaretleri doğuruyor.
Tutanaktaki komiser kim?
Adliye kaynaklarından edinilen bilgiye göre, soruşturmayı yürüten terör savcılığı bu tutanaktaki komiserin kim olduğunu imzası üzerinden tespit etmek için önümüzdeki günlerde çalışma başlatacak. Soruşturma kaynakları, görüştükleri banka müdürünün ‘görüntüleri alan kişiyi yeniden görürsem tanırım’ dediğini belirttiler. Banka müdürü ise geçtiğimiz günlerde telefonla bilgi verirken olayın ardından uzun zaman geçtiğini bu nedenle de görüntüyü alan polisleri 'görse de tanıyamayabileceğini' söylemişti. Görüntüyü müdürden alan kişinin tespit edilmesi halinde, 'görüntünün tamamına ulaşılabilme ihtimali' üzerinde duruluyor. Ancak şu ana kadar banka müdürüyle yüzleştirilen veya müdüre fotoğrafları gösterilen herhangi bir polis ya da jandarma personeli olmadı.
İkinci bir kamera görüntüsü de var
Tutanak’ın ortaya koyduğu başka veriler de var. Örneğin sadece ATM (para çekme) kamerası görüntülerinin alınmadığı anlaşılıyor. Zira tutanakta ‘bankaya ait iki kamera görüntüsünün’ alındığı yazılı. Ancak diğer kamera görüntüsünde neler olduğu konusunda şu ana kadar bir bilgi yok. 9 yıldır ikinci kameraya ilişkin herhangi bir görüntü ne soruşturma dosyasında ne de basında yer almıştı.
Cinayet günü Hrant Dink, tetikçi Ogün Samast ve bazı jandarma görevlileri sokaktaki Akbank Şubesinin ATM (para çekme makinası) kamerasına takılmış, cinayet günü bankadan alınan görüntünün saat 10.00 ile 12.00 arasındaki bölümünün silinmiş olduğu görülmüştü. O dönemki banka şube müdürü B. İ, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada “Görüntülerin kendisinden kopyalanmak suretiyle 10 kez alındığını” söylemişti. Görüntüleri verirken sadece bir kez tutanak tuttuğunu ifade eden banka müdürü B. İ, tutanağın da eski soruşturma savcılığına verildiğini belirtti. Ancak tutanak bulunamamış ve görüntüleri alan polis tespit edilememişti.
Tutanak’ın cinayetten sonraki dönemde dava dosyasına da girdiği anlaşılıyor. Ancak Akbank görüntülerinin bir kısmının silindiği ortaya çıkınca dikkatler bu görüntüleri banka müdüründen kimin tarafından alındığına yöneldi. İşte bu aşamada malum tutanak ortadan kayboldu. Tutanak üzerinden ilgili birimlere ya da görevlilere ulaşmak mümkün olmamıştı.
Radikal'in yalanı ortaya çıktı
10.2.2016 11:24 Doğan Gurubu’na bağlı Radikal.com.tr, Hrant Dink dosyasına bakan mahkemenin çalışanlarının bir CD’yi kırdıklarını iddia etti, gerçek çok başka çıktı.
Sabah'tan Nazif Karaman'ın haberine göre; Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Dink suikastında kamu görevlilerinin ihmali olduğu iddiasına ilişkin davanın "örgütlü suç" olduğu iddiasıyla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bakmasına karar vermişti. Ayrıca İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Hrant Dink suikastı ana davasının da 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görülmesine ve iki davanın birleştirilmesine hükmetmişti.
Yargıtay'ın bu kararı sonrası dava dosyası, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Posta yoluyla gönderilen dosya, 26 Ocak'ta mahkemeye ulaştı. Radikal'e göre 70 klasörden oluşan dosyalar çuvallarla taşındığı sırada Ogün Samast'in Samsun'da yakalanmasına ilişkin bir CD yere düştü ve kırıldı. Oysa gerçeğin çok başka olduğu anlaşıldı. Olayla ilgili hazırlanan tutanakta, çuvallardan birisinin içinden beyaz zarf çıktığı, beyaz zarfın hangi klasörden çuvalın içine düştüğü bilinmediği, zarf çuvaldan çıkarılıp açıldığında içindeki CD'nin 3 yerinden kırık olduğunun görüldüğü kaydedildi. Yani Radikal'in ortaya attığı gibi mahkeme çakışanlarının CD'yi yere düşürüp kırması söz konusu değildi.
Hrant Dink cinayeti ve davasıyla ilgili tüm manşetlerimiz
Paralel yapı-Hrant Dink cinayeti manşetlerimiz
(27 Ocak 2016, 16:56), son güncel.: (10 Şubat 2016, 11:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: