Fetullahçı Terör Örgütü'nün hükümeti devirmek amacıyla 25 Aralık soruşturmasını tezgahladığı, soruşturmada usulsüzlükler yaparak şüphelilere kumpas kurduğu iddiasıyla aralarında Fetullah Gülen'in de bulunduğu 8'i tutuklu 69 sanık hakkında açılan davada ilk duruşma başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada 1 nolu sanık Fetullah Gülen ve bir çok isim için müebbet hapis cezası isteniyor.
06.01.2016 08:34 Fetullahçı Terör Örgütü'nün hükümeti devirmek amacıyla 25 Aralık soruşturmasını tezgahladığı, soruşturmada usulsüzlükler yaparak şüphelilere kumpas kurduğu iddiasıyla aralarında Fetullah Gülen'in de bulunduğu 8'i tutuklu 69 sanık hakkında açılan davada ilk duruşma başladı. Eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı, yardımcısı Kazım Aksoy, emniyet mensupları Hüseyin Korkmaz, Habib Kunt, İbrahim Şener, Arif İbiş ve Mustafa Demirhan, M.Fatih Yiğit'in aralarında olduğu 8 tutuklu sanık Silivri cezaevinden getirilerek duruşma salonunda hazır edildi. Duruşmaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan, damadı Berat Albayrak, yolsuzluk soruşturmaları sonrası istifa eden bakanlar Muammer Güler, Egemen Bağış, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar'ın da aralarında olduğu isimlerin avukatları müşteki sıfatıyla katıldı. Duruşmaya bazı CHP Milletvekilleri de izleyici olarak katıldı.
Duruşmada ilk olarak kimlik tespiti yapılmasına geçildi.
YETKİSİZLİK İTİRAZI
Ardından Yakub Saygılı ve Kazım Aksoy'un avukatı eski İstanbul Baro Başkan'ı Muammer Aydın söz aldı. Bu mahkemenin yetkisiz olduğunu, tabii hakimlik ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Avukat Muammer Aydın, 25 Aralık soruşturmasına bakan savcı Muammer Akkaş ve Hakim Süleyman Karaçöl'ün Yargıtay'da yargılandığını hatırlattı. Aydın, geçtiğimiz günlerde İstanbul 14. Ağır Ceza'nın Hrant Dink davasında verdiği yetkisizlik kararını hatırlattı. Aydın, "Bu dava Ankara Yargıtay'da hakimlerin yargılandığı dava ile birleştirilmeli. Hakimler ve savcılar kanununa göre 25 Aralık'ta yetkili yargılama yeri Ankara'dır. Bu nedenle yetki itirazında bulunuyoruz. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 17-25 Aralık'tan sonra kurulduğu için tabi hakimlik ilkesine aykırılık var. Bu Mahkemenin tüm üyeleri yeni atanmış. Mahkeme özel olarak kurulmuştur. Özel olarak kurulan mahkeme yasal dayanaktan yoksundur. Mahkemeniz görevsiz ve yetkisizdir" dedi.
El Kadı'yı anlatan avukata hakim müdahalesi
Daha sonra Yakub Saygılı'nın avukatı Murat Erdoğan söz aldı. Erdoğan da görev ve yetki itirazında bulundu. Gerekçe olarak da 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını özet olarak anlatmaya geçti. Hakim uzamaması için avukat Erdoğan'ı uyarınca, "220 klasörlük bir dava için oldukça kısa bir yazı okuyorum." dedi. Hakim tekrar itiraz etti. Hakim, Saygılı'nın avukatının 25 Aralık soruşturması ve tespit edilen yolsuzluk delillerini anlatmasına iki kez müdahale etti. Avukat Erdoğan Yasin el Kadı ile ilgili ihaleye fesat karıştırma iddialarını anlattı. Mahkeme başkanı tekrar uyardı.
"SİZ ORADA RAHAT OTURUN, BENİ BURAYA OTURTTUNUZ"
Bunun üzerine avukat Osman Ertürk ayağa kalkarak, "Beni buraya katılan vekilleriyle yan yana oturttunuz. Siz orada 3 tane rahat ve geniş koltukta oturuyorsunuz. Başsavcı Hadi Salihoğlu ile görüşün ve buna bir çözüm bulun. Savunma hakkımızı ihlal etmeyin" ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı, avukat Ertürk'e bu taleplerini reddettiğini hatırlatarak, söz almadan konuşmaması yönünde uyardı.
'Dönemin Başbakanı yok'
Saygılı'nın avukatı Murat Avukat Erdoğan, takipsizlikle sonuçlanan 25 Aralık yolsuzluk dosyasındaki delilleri anlatmaya devam etti. Yolsuzluk yapan kişilerin Darbe yalanıyla manipülasyon yaptığını iddia etti. "Fezlekede Dönemin Başbakanı ifadesi yok" diyen Avukat Erdoğan, "Dosyanıza giren fezlekeye bakın 'örgüt lideri Tayyip Erdoğan dönemin Başbakanı' ifadesi kesinlikle yoktur. BB ve ailesi dinlenmedi. Yasama dokunulmazlığı olan kimse dinlenmedi" dedi.
MAHKEMEYE HAKARET
Avukat Erdoğan, yolsuzluk soruşturmaları sonrası yargının özel olarak dizayn edildiğini iddia etti. Saygılı'nın avukatı, yolsuzluktan darbe çıkarma sürecinde yargının buna alet edildiğini iddiasını özel atandığını iddia ettiği mahkeme heyetinin yüzüne karşı dile getirdi.
"17 ve 25 Aralık dosyaları ayrı ayrı dosyalardır" diyen Avukat Erdoğan, "savcıları, dosya numaraları, işlem yapanlar ayrıdır. Tek dosya imiş gibi algılanıyor. 25 Aralık sonrası müvekkillere dönük idari soruşturmalarda hukuk yerle bir edildi. Bu dosyalar ceza soruşturmasına temel yapıldı. 25 Aralık dosyası şimdilik kapatıldı... Yolsuzluk soruşturması sonrası iktidar partisi polislerden intikam alacaklarını açıkladı. Başbakan Erdoğan 'Bir proje geliştiriyoruz' diye açıklama yaptı. Akabinde Sulh ceza hakimliği kuruldu." diye devam etti.
Avukat Erdoğan, polislerin daha önce reddi hakim ve tahliye talepleri kabul edilerek tahliye edildiği ancak kararın uygulanmadığını dile getirdi. Avukat Erdoğan, "Verilen tahliye kararı uygulamasın diye UYAP kapatıldı, müzekkere yazılmasın diye katipler sorgulandı, savcılara baskı yapıldı. (Tahliye kararı uygulamasın diye) sulh ceza hakimliği korsan karar verdi, nöbetçi savcı sabaha kadar adliyede bulunamadı" dedi.
HAKİMDEN MÜDAHALE
Erdoğan'ın konuşması sırasında Hakim bir kez daha araya girdi. Hakim, Saygılı'nın avukatının anlattığı iddialar için "Bunları biliyoruz zaten" dedi. "Bilmenize çok sevindim efendim" diyen Avukat Erdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yargıya müdahale ettiği iddialarını dile getirmeye devam etti.
Osman Kaçmaz örneği
Avukat Murat Erdoğan, Abdullah Gül hakkındaki takipsizlik kararını kaldıran Sincan hakimi Osman Kaçmaz hakkındaki süreci emsal gösterdi ve "Kaçmaz, verdiği karar nedeniyle tutuklanmadı. Yargıtay tarafından kararı kaldırıldı. Ancak tahliye kararı veren hakimler tutuklandı" dedi. Avukat Erdoğan'ın bu sözleriyle kamikaze hakimler olarak adlandırılan cemaat mensubu iki hakimi kastettiği belirtiliyor.
Avukat Erdoğan, hükümetin hoşuna gitmeyen kararlar veren hakimlerin anında 'cezalandırıldığını', siyasi iktidara mutlak biat etmeyen bütün yargı mensuplarının Erdoğan'dan özür dileyen HSYK'ca sürgün edildiğini iddia etti. "Bazı hakimlerin 1 yılda 5 defa görev yeri değişti." diyen Avukat Erdoğan, "Hakimlerin tahliye edilmesi yönünde oy kullanan hakim 1 gün sonra iş mahkemesine gönderildi. Müvekkilim 17 Aralık dosyasında önce delil yok diye serbest kaldı, birkaç gün sonra aynı hakim tarafından tutuklandı" dedi.
"DAVA ANKARA'DA GÖRÜLMELİDİR"
Avukat Erdoğan, 25 Aralık soruşturması sürecine ve müvekkillerine isnat edilen suçlamalara değinerek, "Öncelikle yetki konusundaki itirazlarımızı dile getiriyoruz. Bu itirazlarımız karara bağlandıktan sonra usule ilişkin talep ve beyanlarımızı bildireceğiz. Eğer müvekkillere yöneltilen suçlama darbe ise hükümet Ankara'da olduğundan dava dosyası Ankara'ya gönderilmelidir. Eğer dava konusu usulsüz dinlemeyse ve buna ilişkin yargılama yapılacaksa Telekomünikasyon Genel Müdürlüğü Ankara'da olduğundan dava yine Ankara'da görülmelidir" dedi.
DURUŞMAYA ÖĞLE ARASI VERİLDİ
Duruşmaya daha sonra öğle arası verildi.
DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI
Aradan sonra duruşma tekrar başladı. Avukatlar, yetki itirazında bulunmaya devam etti. Davanın daha büyük bir salona alınmasını isteyen avukatlar mahkemenin 17-25 sonrası kurulduğu tabii hakimliğe aykırı olduğu bu yönüyle İstiklal/Yassıada mahkemelerine benzediğini iddia ettiler. İktidarın hoşuna gitmeyen kararlar veren bütün hakimlerin sürüldüğünü iddia eden bir sanık avukatı, "Hakimlerin teminatı yok. Söz alan avukatlar sırayla son iki yılda yargı camiasının yaşadığı siyasi kıyımı anlatıyor: Bağımsız ve tarafsız yargı ortadan kalktı." dedi.
GÜLEN'İN AVUKATI SAVUNMA YAPTI
Duruşmada daha sonra 1 nolu sanık Fetullah Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak söz aldı. Mahkeme için tabii hakimlik ilkesine aykırılık olduğu için yetki itirazında bulunan Albayrak, "İddianamedeki iftira mahiyetindeki suçlamalara cevap vereceğiz. Darbeye teşebbüs suçunda cebir ve şiddet şartı var. Dosyanın tek deliliyse 25 Aralık dosyası. Şiddet ve cebir nerde? Değil Türkiye'de dünyanın hiçbir yerinde yolsuzluk dosyası darbe teşebbüsü delili olmadı, örneği yok." dedi.
Albayrak, "Polis sanıkların ruhsatlı silahları olduğu için silahlı örgüt sayılıyor" dedi. Bunun üzerine Savcı "ileride gerektiğinde kullanabilir" deyince, Albayrak, "Ruhsatlı silahı olan herkes gerektiğinde kullanabilir. Böyle suç ithamı mı olur? Ruhsatlı silahtan örgüt çıkarsa bu mantıkla sokakta belinde ruhsatlı silah olan herkes silahlı örgüt üyesi olabilir" dedi.
Albayrak, "Sanıklarla müvekkilimin irtibatının ortaya çıkarılması lazım. Tek ortak yön olarak Sinan Dursun'un Amerika'da yaşamasını göstermişler. Oysa Dursun Virginia'da, müvekkilimin ikamet ettiği Pensilvanya'dan 700 kilometre uzakta yaşıyor. Dursun'un müvekkilimden talimat aldığı yönünde hiçbir şey konmadı ortaya" dedi.
Müvekkili Gülen'in casuslukla suçlandığını belirten Albayrak, "Bu casusluğu kim, nerede, nasıl yapmış? İddianamede bunlarla ilgili hiç bir değerlendirme yok. Benim müvekkilim bu suçun neresinde?" ifadesini kullandı.
ÖRGÜTÜN 45 YIL ÖNCE KURULMASI
Albayrak, "Savcı, 2 yıl önceye kadar bilinmeyen "örgüt"ün 45 yıl önce kurulduğunu söylüyor. Suç işlemek için 45 yıl önce nasıl kurulabilir? Müvekkilimin ve sivil hizmet grubunun cebir ve şiddetle en ufak bir yakınlığı olmamıştır, yoktur. Emniyetin hizmete dair raporunda bugüne kadar cebir & şiddet olayı görülmediği anlatılıyor. Buna rağmen savcı tersini yazmış. İddianamede "manevi cebir' konusunda örnek verilen Yargıtay'ın balyoz kararı da savcı tarafından çarpıtıldı. İddianamede delil olarak sadece Habil'in Kabil'i öldürmesi, Kerbela, Abdülhamit'in tahttan indirilmesi ve gezi olayı var. Hizmet hareketi ve müvekkilim hayatı boyunca terörün hep karşısında olmuştur. Bunu Dünyaya ilan etmiştir. İnsanlık için barış istemiştir. Zaten emniyetin hazırladığı raporun sonunda da 'hiçbir şiddet ve cebir eylemine rastlanamamıştır' ifadesi yer alıyor" dedi.
MAHKEME HEYETİNE SUÇLAMA
Duruşmada daha sonra sanık avukatları iddianameyi eleştirmeye devam ettiler. Sanık polislerin avukatlarından biri, iddianamede mali şube polislerinin 'SIFIR' tişörtleri giymelerinin terör örgütü üyeliğine delil yapıldığını hatırlattı. Tişörtten terör örgütü üyeliği çıkarılmasını eleştiren avukat, "Şike davasında forma giyenler de mi teröristti?" sorusunu sordu. Mahkeme başkanı espri ile avukata takılınca avukat, "220 klasörü 18 günde incelediğiniz için kaçan yerler olmuştur, hatırlamış olursunuz." dedi.
Avukat Nurullah Albayrak'ın ardından bir kısım sanıkların avukatı söz aldı. Sanıkların avukatı, iddianamede Gülen'in yıllarca devletin yanında görünüp, 'Gerekirse hakimleri ve savcıları parayla satın alın' dediğinin öne sürüldüğünü söyledi. Sanıklar avukatı, "Ben parayla satın alınmadım, buradaki arkadaşların da satın alındığını düşünmüyorum. Sizin mahkemeniz de görülen Şike davasında, sanıklar 'kumpas çöktü' yazılı tişörtler bastırıp duruşmaya girdiler. Siz Şike davası sanıkları hakkında beraat vermeseydiniz, örgütten cezalandırsaydınız terörist mi olacaklardı? Ama mali şube polislerinin giydiği 'Sıfır' yazılı tişörtler iddianamede terör örgütü üyeliği suçlamasına delil olarak sunulmuş" diye konuştu.
SAVUNURKEN BİLE HAKARET ETTİ!
Daha sonra sanıklardan 17-25 Aralık dosyasında görev alan Başkomiser Mehmet Akif Üner söz aldı ve "Reza Zarrab soytarısına darbe yapan büro amiriyim" dedi. Üner, "Suçlama darbe, mağduru da Reza Zarrab soytarısı" sözleriyle ve üzerine giydiği 'sıfır' yazan tişörtüyle tanınmıştı. O dönem serbest bırakılan Üner, iki yıl sonra yapılan operasyonda ise önce serbest bırakılmış, daha sonra da tutuklanmıştı.
MAHKEME HEYETİNİ ÇEKİLMEYE DAVET ETTİLER
Avukatlar mahkemeye yetkisizlik itirazında bulunurken iddianameden bölümler okuyunca Mahkeme Başkan'ı "iddianameyi zaten okuyacağız" dedi.
Sanık avukatlarından Yasemin Bal, görevsizlik ve yetkisizlik itirazlarının karara bağlanmasını beklemeden mahkeme heyetini davadan çekilmeye davet etti. Sanık Murat Cebecioğlu'nun avukatı Yasemin Bal, iddianame ve iddianamenin kabul kararının okunmadığını ifade ederek, usuli hata yapıldığını savundu. Kendisine ve birçok avukata tebligat ulaştırılmadığını ileri süren Bal, iddianame ve kabul kararının okunmasının ardından yargılamaya geçilmesini istedi. Yasemin Bal, mahkeme heyetinin yargılamadan çekilmesini talep etti.
Avukat Osman Ertürk, müvekkilleri hakkında delil olmayınca Goebbels tekniği ile kamuoyunda suç algısı inşa edildiğini vurguladı. Ertürk, "Dünyanın en iyi delillendirilmiş yolsuzluk operasyonunu yapan müvekkillerim darbe ile suçlanıyor" dedi.
HEM HAKARET, HEM SUÇLAMA!
Polis avukatı Yasin El Kadı'nın yasadışı bir şekilde yurda sokulduğunu ve 'El Kaide' ifadelerini anlatınca Kadı'nın avukatı araya girdi. El Kadı'nın avukatı henüz müdahil dahi değilken izinsiz çıkış yapınca mahkeme kendisini tekrar yerine oturttu. Sanık Polis avukatı, Yasin el Kadı'nın avukatına 'Söz alın, siz şu an taraf değilsiniz. Burası sokak değil" diyerek cevap verdi. Av Ertürk, çakıl kamyonu durdurulan Bulancak belediye başkanının dahi konuyu 'paralel'e bağladığı örneğini verdi.
Yasin El Kadı'nın avukatından sanık avukatına tepki Sanıklardan Mahir Çakallı ve Hamza Tosun'un avukatı Osman Ertürk, görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesini talep etti. Ertürk'ün, hakkında takipsizlik kararı verilen 25 Aralık dosyası şüphelilerinden bu davanın müştekisi Yasin El Kadı'ya ilişkin "ismi El Kaide ile anılan" sözlerine Kadı'nın avukatı Mustafa Doğan İnal tepki gösterdi. İnal, müvekkiline ilgisi olmadığı halde El Kaide örgütü üyesiymiş gibi hitap edildiğini belirterek, heyete, "Duruşmayı sanık vekilleri yönetiyor, siz yönetin" dedi. Avukatlar İnal ile Ertürk arasındaki tartışmanın uzaması üzerine Mahkeme Başkanı Ahmet Civelek, İnal'ı, "Ben size söz vermedim, oturun lütfen", Ertürk'ü de "Niye o tarafa bakarak konuşuyorsunuz, bize bakarak konuşun" diyerek uyardı.
KARAR İÇİN ARA VERİLDİ
Daha sonra yetki itirazları konusundaki görüşü sorulan duruşma savcısı Ali Kaya, Avukat Nurullah Albayrak'ın reddi hakim talebinde bulunduğunu hatırlatarak öncelikle bu talebin karara bağlanması gerektiğini, reddi hakim talebinin değerlendirilmesi için dosyanın 14. Ağır Ceza mahkemesine gönderilmesini istedi. Ayrıca sanıkların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti. Karar için duruşmaya 1 saat ara verildi.
DURUŞMA DEVAM EDİYOR
Ara sonrası duruşmaya devam edildi. Tutuklu sanıklar tekrar içeri alındı. Karar açıklanacaktı, açıklanmadı. Duruşmaya avukatların konuşmasıyla devam edildi.
Duruşmada daha sonra iddianamede 'Gülen'in sağ kolu' olarak anlatılan sanık Sinan Dursun'un avukatı Hakan Tunçkol söz aldı. Avukat Tunçkol, "Müvekkilim 1993'ten beri ABD'de yaşıyor. Rumi Forum'la hiçbir ikilisi yoktur. Kaldı ki Rumi Forum'da konuştu diye 'paralel' ise en büyük paralel David Beckham, Tayip Erdoğan ve Ekmeleddin İhsanoğlu'dur. Rumi Forum bu kişilere ödül vermiştir. Bu yola girersek çıkamayız" dedi.
REDDİ HAKİM TALEPLERİ
Ardından Fetullah Gülen ve Sinan Dursun'un avukatları reddi hakim talebinde bulundu. Yakub Saygılı'nın avukatı reddi hakim için süre istedi. Gülen'in avukatı, "Müvekkilim hakkında hukuka aykırı, ön yargılı olarak gıyabi tutuklama kararı verdiniz. Adresi biliniyor, bu dava için değil 16 yıl önce gitmiş. CMK'ya göre ortada kaçaklık yok, böyle bir kararı siyasi etkiyle verdiğinizi düşünüyor mahkemenizi reddediyoruz. İddianamenin sonunda müvekkilin neyle suçlandığı yazılmamış. Fihristte gördük. Böyle bir iddianameyle dava açılması ret gerekçesidir" dedi.
SAVCININ GÖRÜŞÜ
Taleplere ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, Fetullah Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak tarafından mahkemeye reddihakim talepli dilekçe sunulduğunu hatırlatarak, sanık avukatlarının görevsizlik ve yetkisizlik taleplerinden önce bu talebin talebin değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Savcı, reddihakim talebiyle ilgili dosyanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine ve tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
MAHKEME YETKİSİZLİĞİ REDDETTİ
Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık avukatlarının görevsizlik ve yetkisizlik taleplerini oy birliğiyle reddetti. Tahliye ile ilgili taleplerin de bu duruşmada karara bağlanacağı üye hakimce açıklandı.
GÜLEN'İN AVUKATI: ÜÇÜNÜZÜ DE (MAHKEME HEYETİ) AYRI AYRI REDDEDİYORUM"
Bunun üzerine söz alan Gülen'in avukatı Nurullah Albayrak, müvekkilinin kaçak olduğu gerekçesiyle gıyabında tutuklama kararı verildiğini hatırlatarak, yasaya göre hangi durumlarda tutuklama çıkarılacağını anlattı. Avukat Albayrak, müvekkilinin 16 yıl önce Amerika'ya gittiğini belirterek, "Ancak mahkemenizde 2 ay önce dava açılmıştır. Müvekkilim 16 yıl önce nereye gittiyse hala aynı adrestedir. Dışarıda bir vatandaşa bile sorsanız müvekkilimin adresini bilir. Böyle bir durumda nasıl kaçak kararı verilebiliyor? Siyasilerin söylemleri burada karar niyetine bürünmüştür. İddianamede müvekkilimin adı şüpheli olarak belirtilmiş, ancak müvekkilimle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemenizin tarafsız davranmadığını düşünerek, üçünüzü de (mahkeme heyeti) ayrı ayrı reddediyorum" dedi.
Sanık avukatı Murat Erdoğan, savcıdan mütalaasını gerekçelendirmesini istedi. Savcı talebi reddedince de, "Kanunen Başsavcı gerekçelendirmeli öyleyse" dedi. Avukat Erdoğan'ın talebi mahkemece, "Savcı Başsavcılığı temsil etmemektedir" denilerek reddedildi.
Avukatlar reddi hakim gerekçelilerini sunmak için süre istedi. Ardından sanık avukatları 8 tutuklu sanık için tahliye taleplerini sundu.
Duruşmada söz alan sanık avukatı Ertuğrul Alperen, "Müvekkilim H. Korkmaz hiç çalışmadığı dosyada bir buçuk yıldır tutuklu. Bunu bir buçuk yıldır kimseye anlatamıyoruz" dedi.
Diğer sanık avukatı Engin Biçer, "Terör örgütü üyeliği ve darbeyle suçlanan müvekkilim şuan terör bölgesinde görevli. Allah korusun şehit olsa, devletimiz çok güzel tören yapar" dedi.
Avukat, "Müvekkilim, Yasin Topçu'nun altında görev yapıyor. O, dosyada tutuklu değil, müvekkilim tutuklu" deyince Yasin Topçu, "Tutuklatacaksın" dedi.
Sanıklar Yakub Saygılı ve Kazım Aksoy'un avukatı Aydın, "Müvekkiller görevini yapmış, savcının talimatını yapmışlardır. İşlenemez bir suçtan yargılanıyorlar" dedi.
69 sanıklı dosyada 7 tutuklu sanık polis adına, avukatları tahliye talebinde bulundu.
YENİDEN ARA VERİLDİ
Ara karar için tekrar ara verildi. Aradan sonra Tahliye taleplerinin alınmasına devam edilecek.
TÜM TALEPLER REDDEDİLDİ
Duruşmaya sonunda ara kararlar açıklandı. Tahliye, görevsizlik ve yetkisizlik talepleri oybirliği ile reddedildi. Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi. 21 Ocak'ta tutukluluk incelemesi yapılacağı açıklandı. Reddi hakim talepleri için ek süre verildi.
Talepler sonrası, duruşmaya ara verildi. Aranın ardından taleplere ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı, Kazım Aksoy ile İbrahim Şener, Arif İbiş, Mustafa Demirhan, Mehmet Habip Kunt, Mehmet Fatih Yiğit ve Hüseyin Korkmaz'ın, suçun vasıf ve mahiyeti, delillerin tamamen toplanmamış olması, teknik takip tutanakları, baz sinyal kayıtları, arama tutanakları, tanık beyanları, müşteki ifadeleri ve deliller kapsamında kuvvetli suç şüphesini varlığını gösteren olguların bulunması, sanıklara atılı ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs'', ''siyasal veya askeri casusluk'' ve ''terör örgütüne üye olma'' suçlarının tutuklama sebebi sayılması, suçlarla ilgili öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, kaçma şüphesi ve eylemlerinin yoğunluğunu dikkate alarak, tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
GÜLEN VE DURSUN'UN GIYABINDA TUTUKLULUK HALLERİNİN DE DEVAMINA...
Öte yandan, Fetullah Gülen ve Sinan Dursun hakkında verilen gıyabi tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, kararını açıklarken, "Gülen ve Sinan Dursun'un kaçak olarak yurtdışında bulundukları, sanıklar hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren delillerin bulunması, atılı suçların vasıf ve mahiyeti, kanundaki cezaların süresi, tutuklama sebeplerinin devam etmesi, sanıkların yurtdışında bulundukları bilinmekle, bu sebeple sanıkların gıyabi tutukluluk hallerinin kaldırılması taleplerinin reddine karar verildi" dedi.
AVUKATLARA SÜRE VERİLDİ
Sanıklar ve avukatlarına reddi hakim taleplerini ayrıntılı olarak bildirmeleri için 7 gün süre verilmesine karar veren mahkeme heyeti, reddi heyet talebi hususunda taraf vekillerinin yazılı beyanda bulunmalarından sonra, mahkeme heyetinin de görüşleri eklenmek suretiyle bu hususta karar verilmek üzere dosyanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetti.
Kararları oybirliğiyle alan Mahkeme heyeti, duruşmayı 9 Şubat günü saat 10.00'a erteledi.
------------------------------------------------------------------------------
BİR NUMARALI ŞÜPHELİ GÜLEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, kapatılan TMK'nın 10. maddesiyle yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince yürütülen İstanbul merkezli 25 Aralık soruşturmasında, dönemin İstanbul Mali Şube Müdürlüğü görevlilerinin birtakım usulsüz soruşturma yöntemleri kullandığı ve soruşturma evrakının mali şube bilgisayarlarında muhafaza edildiği belirlenmişti.
Eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı ve eski İstanbul Mali Şube Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy'un da aralarında bulunduğu 8 polis ''darbeye teşebbüs'' suçundan tutuklandı. Yürütülen soruşturma sonucunda savcılık, Fetullah Gülen ve Saygılı da dahil 69 kişi hakkında iddianame düzenledi. 1453 sayfalık iddianamede, 1 numaralı şüpheli olarak Fetullah Gülen yer aldı. İddianamede, Gülen ile birlikte diğer sanıkların ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması talep ediliyor.
İHANET ÖRGÜTÜ
İddianamede, “Fetullahçı Terör Örgütü, kökü dışarıda, devletin kılcallarına sızmış, devlete kastetmiş ihanet örgütüdür. Örgüt, emniyet ve yargıya yerleştirdiği örgüt üyeleri ile ülkenin yargı sistemini tamamen kendisine hizmet eder hale getirmiş, adeta devlet içerisinde paralel bir yargı ve polis teşkilatı oluşturularak, korku imparatorluğu kurulmuştur. CHP’ye, MHP’ye, Fenerbahçe’ye sonra da iktidar partisine kumpas kurmuştur” deniliyor.
------------------------------------------------------------------------------
ARANAN EN YAŞLI TERÖRİST GÜLEN
Türkiye’de faaliyet gösteren 13 terör örgütüne üye 702 kişi ödüllü ihbar uygulaması ile aranıyor. (1)
İçişleri Bakanlığı’nın, terörist avı için belirlediği rakam 200 bin TL’den başlayıp 4 milyon TL’ye kadar çıkıyor. Tüm teröristler için verilecek toplam miktar ise 468 milyon 500 bini buluyor. Söz konusu rakam, İçişleri Bakanlığı bütçesinin yüzde 12’sini oluşturuyor. Hazırlanan listelerin en yaşlı ismi kırmızı listede FETÖ/PDY Terör Örgütü üyesi olarak kabul edilen 1941 doğumlu ve 74 yaşındaki Erzurumlu Fetullah Gülen; en küçüğü ise gri listede yer alan PKK/KCK’dan aranan 1998 doğumlu 17 yaşındaki Bitlisli Mehmet Nasip Denli. Bu arada, 27 Ekim 2015 tarihinden itibaren aktif olan Alo 140 Terör Hattı’na sadece 69 günde 45 bini aşkın ihbar yağdığı öğrenildi.
HAKKARİ İLK SIRADA
Aranan teröristlerin kayıtlı oldukları illere bakıldığında ilk sırayı 125 kişi ile Hakkâri aldı. Bu ili Diyarbakır (81), Ağrı (59), Batman (40) ve Mardin (36) takip etti.
25 ARALIK İDDİANAMESİNİ OKU/ARAMA YAP
Paralel yapı-17/25 Aralık (2013) 'Yolsuzluk soruşturmaları kumpası' manşetlerimiz
(1) http://www.terorarananlar.pol.tr/detaylar/Sayfalar/kirmizi.aspx
(06 Ocak 2016, 08:34), son güncel.: (06 Ocak 2016, 21:51)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: