'Tahşiyeciler' isimli Fetullah Gülen karşıtı grubun evine paralel örgüt tarafından silah yerleştirilerek bulunmasıyla başlayan kumpas davası beraat kararıyla çöktü. Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 51 sanığın 'silahlı terör örgütü kurma ve üye olma' suçlarından beraatine karar verdi. Öte yandan 51 sanığa kumpas kurmakla suçlanan, başta Fetullah Gülen ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca olmak üzere 33 sanık 6 gün sonra, 22 Aralık'taki ilk duruşmada hakim karşısına çıkacak.
15.12.2015 23:29 Altı yıl önce, 2009 yılında 'Tahşiyeciler' isimli Fetullah Gülen karşıtı grubun evine paralel örgüt tarafından silah yerleştirilerek bulunmasıyla başlayan kumpas davası beraat kararıyla bitti. Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi, "Tahşiye" olarak bilinen gruba yönelik 51 sanıklı davada, tüm sanıkların "silahlı terör örgütü kurma ve üye olma" suçlarından beraatine karar verdi.
Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Mehmet Nuri Turan, Hacı Tunay Yaman ve Naci Mumcu ile avukatları katıldı.
Duruşmada, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk duruşması 22 Aralık'ta yapılacak "Tahşiyecilere kumpas" davasının sanıkları Yurt Atayün, Recep Güleç, Ömer Köse, Ertan Erçıktı, Mustafa Altınbulan, Yasin Koyuncu, Talat Burak Karaltı, Adem Akpınar, Hidayet Karaca, Ufuk Yıldırım, Ferdi Taşkaya, Ali Cihan, Mustafa Uyanık'ın avukatları da hazır bulundu. Avukatlar, davaya katılma talebinde bulunarak, bu dosyanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyasıyla birleştirilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, avukatların talebini, katılma talebinde bulunan kişilerin suçtan zarar görmedikleri ve iddianamede taraf olma sıfatları bulunmadığı gerekçesiyle reddetti.
SAVCI BERAATLERİNİ İSTEDİ
Duruşmada, Cumhuriyet Savcısı Bilgin Akpınar, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.
Mütalaada, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde 11 sanığın yargılandığı dava dosyasıyla 40 sanıklı bu dosyanın birleştirildiği belirtildi.
Sanıklar Mehmet Doğan ve Mustafa Kaplan hakkında "silahlı terör örgütü kurma" suçundan, diğer sanıklar hakkında ise "terör örgütüne üye olma" suçundan dava açıldığı hatırlatılan mütalaada, sanık sayısının 3 kişiden fazla olmasının örgütün varlığının kabulü için yeterli olmadığı kaydedildi. Örgüt oluşabilmesi için üyeler arasında soyut bir birleşme değil, gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması ve nitelik olarak devamlılık göstermesi gerektiği vurgulanan mütalaada, olayda bu unsurların bulunmadığı aktarıldı.
Mütalaada, "Mehmet Doğan'ın yazdığı kitaplardaki görüşleri ve sohbet toplantıları çerçevesinde, bazı sanıkların katıldığı terör örgütü çerçevesine ulaşmayan bir oluşum olduğu, Mehmet Doğan'ın dile getirdiği, Anayasa'da ifade bulan Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerleri ve özellikle laillik ilkesini reddedici görüşleri benimsemezse de, sanıkların bir kısmının bu görüş ve düşüncelerini açıklama dışında bunları ortadan kaldırmaya yönelik bir eylemlerinin veya buna yönelik bir hazırlık hareketinin belirlenemediği'' belirtildi.
Adreslerde yapılan aramanın yasal unsur taşımadığı, bulunan materyallerin üzerinde aramaya katılan bazı görevlilerin parmak izi çıktığı için delil olma vasfının ortadan kalktığı anlatılan mütalaada, sanıkların "El Kaide terör örgütünün propagandasını yapmak, terör örgütü kurmak veya üye olmak" suçunu işlediklerine dair cezalandırılmalarını gerektiren her türlü şüpheden uzak, yeterli, kesin, inandırıcı delil bulunmadığı ve müsnet suçun unsurlarının oluştuğunun belirlenemediği kaydedildi. Mütalaada, bu suçlardan tüm sanıkların ayrı ayrı beraatleri talep edildi.
Mütalaada, sanıklar Mehmet Nuri Turan, Mehmet Sururi Kale, Muhammed Emin Karakaya ve Naci Mumcu'nun "ruhsatsız ateşli silah ve bıçak bulundurma" suçundan cezalandırılması öngörüldü.
Mütalaaya karşı söz alan sanıkların avukatları, müvekkillerinin beraatlerini istedi.
Duruşmada son sözleri sorulan sanıklar Mehmet Nuri Turan, Hacı Tunay Yaman ve Naci Mumcu ise beraatlerini talep etti.
KARAR
Mahkeme heyeti, daha sonra davaya ilişkin kararını açıkladı. Mahkeme, tüm sanıkların "silahlı terör örgütü kurma ve üye olma'' suçunun unsurları oluşmadığı ve bu konuda delil bulunmadığı gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.
Sanık Mehmet Nuri Turan'ın evinde kama, muşta ve hançer bulundurduğu için 9 ay hapis ve 30 gün adli para cezasına çarptırılmasını kararlaştıran mahkeme, duruşmalardaki iyi halini göz önünde bulundurarak sanığı 7 ay 15 gün hapis ve 750 lira adli para cezasına çarptırdı.
Mahkeme heyeti, sanıklar Mehmet Sururi Kale ve Muhammed Emin Karakaya'yı tabanca fişeği ve silah bulundurdukları gerekçesiyle 1 yıl hapis ve 25 gün adli para cezasına çarptırdı. Duruşmalardaki iyi halleri sebebiyle sanıkları 10 ay hapis ve 600 lira adli para cezasına mahkum etti.
Sanık Naci Mumcu'yu 1 tabanca, fişekler ve kama bulundurduğu için 1 yıl 3 ay hapis ve 30 gün adli para cezasına çarptıran mahkeme, Mumcu'nun da duruşmalardaki iyi halini göz önüne alarak, 1 yıl 15 gün hapis ve 750 lira adli para cezasına çarptırdı.
Adliye çıkışında kararla ilgili görüşü sorulan Mehmet Nuri Turan "Bir yanlışlık düzeltildi" dedi.
-İddianameden-
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Kadir Altınışık tarafından 2010'da hazırlanan iddianamede, sanık Mehmet Doğan hakkında "silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma", "ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından 14 yıl 6 aydan 30 yıla, sanıklar Mustafa Kaplan, Mehmet Nuri Turan, Mehmet Yılmaz Düşünüklü ve Hilmi Azbay hakkında "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek"ten 10 yıldan 15 yıla, diğer 35 sanık hakkında ise çeşitli suçlardan 2 yıl 6 aydan 28 yıla kadar değişen hapis cezaları isteniyordu. Türkiye'de 2009'da bazı illerde düzenlenen operasyonlar sonucunda İstanbul, İzmir, Adana ve Diyarbakır'da davalar açıldı. İzmir, Diyarbakır ve Adana ağır ceza mahkemelerindeki yargılamalarda sanıkların tümü beraat etti. İstanbul'daki dava ise bugün sonuçlandı.
-2014'te cemaat yapılanmasına kumpas soruşturması başlatıldı-
Tahşiye Yayınevi'nin sahibi Mehmet Nuri Turan'ın şikayeti üzerine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından, "devletin egemenliğini ele geçirmek amacıyla baskı, yıldırma ve tehdit yöntemlerini kullanıp örgütsel yapı oluşturarak bu yapılanma altında iftira, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve belgede sahtecilik" suçlarından 14 Aralık 2014'te soruşturma başlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen, "Paralel Devlet Yapılanması"nın, 2009'da düzenlenen Tahşiye soruşturmasında kumpas kurduğu ve usulsüzlükler yaptığı iddiasına ilişkin, 64 mağdur ve müştekinin yer aldığı iddianamede, bir numaralı şüpheli Fetullah Gülen oldu. Gülen'in "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 19 yıldan 34 yıla, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse ve Mutlu Ekizoğlu'nun da aralarında bulunduğu 15'i tutuklu diğer 32 şüphelinin ise "silahlı örgüte üye olmak", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 11 yıl 6 aydan 26 yıl altışar aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
PARALEL MEDYA BERAATLERE TEPKİ GÖSTERDİ
Davanın beraatle bitmesi ilginç şekilde paralel medyada tepkiyle karşılandı. Zaman gazetesinde Yakup Çetin imzası ve "Polislerin davası öncesi Tahşiye sanıklarına jet beraat" başlığı ile bugün (15 Aralık) yayınlanan haber aynen şu şekilde:
"14 Aralık özgür basına darbe operasyonuna gerekçe yapılan Tahşiye ana davasında karar çıktı. CNN Türk'te yaptığı “Usame bin Ladin'i seviyorum” açıklamasıyla gündeme gelen grubun lideri Mehmet Doğan'ın da aralarında olduğu sanıklar hakkında, ‘örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak' suçlamasından beraat kararı verildi.
Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, 4 sanık hakkında ise adreslerinde ele geçirilen 2 adet silah, 341 mermi, bıçak ve kamadan dolayı 15 gün ile 1 yıl arasında hapis cezaları verildi. Mahkeme adli cezaların bir kısmını para cezasına çevirerek, cezaların tümünü erteledi.
Duruşma sonrası Bakırköy Adliyesi önünde açıklama yapan polis avukatlarından Murat Akkoç, beraat kararına tepki gösterdi. Mahkemenin usul işlemelerini tamamlamadan yangından mal kaçırırcasına karar verdiğini söyledi. Önümüzdeki hafta İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk duruşması yapılacak olan ve Hidayet Karaca ve polislerin sanık olarak yer aldığı davanın yargılamasının başlayacağını hatırlatan avukat Akkoç, “Mahkeme, adeta 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne delil oluşturmak kastıyla, sanıkları beraat ettirmek için elinden geleni yapmıştır. Bu kararı biz polis avukatları olarak temyiz edeceğiz.” dedi.
‘EL KAİDE'YE OPERASYON' OLARAK DUYURULMUŞTU
2009 yılında, El Kaide terör örgütü ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle Tahşiye grubuna yapılan operasyonda Mehmet Doğan'ın da aralarında olduğu isimler tutuklanmıştı. Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler ve Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal yaptıkları açıklamalarda El Kaide'ye yönelik büyük bir operasyon yapıldığını kamuoyuna açıklamıştı. Dava dosyasında yer alan sanıklara ait dinleme belgelerinde bu kişilerin ‘Canlı bomba olmak istiyorum' yönünde konuşmaları dinlemeye takılmıştı. MİT'in mahkemeye gönderdiği yazıda da grubun takip edildiği belirtilmişti. MİT, davanın bir numaralı sanığı Mehmet Doğan'ın El-Kaide lideri Ladin ile bağlantısına dikkat çekmiş, grubun takiplerinde olduğunu ortaya koymuştu."
PARALEL YAPIYI İÇİNE DÜŞTÜĞÜ ÇELİŞKİLER BİTİRECEK
Haber bu şekilde.. Görüldüğü gibi, günlerdir kendilerine yönelik operasyonlarda haksızlık yapıldığını, masumların gözaltına alındığını, kamuoyunun bu duruma sessiz kalmamasını isteyen paralel medyanın, söz Tahşiye sanıklarına geldiğinde farklı davranması ve beraat kararlarını tepkiyle karşılaması pes dedirtti.
Geçtiğimiz haftalarda görülen duruşmalarda Emniyet ve MİT, mahkemeye gönderdiği yazıyla paralel örgütün 'Tahşiye Grubu El Kaide ile irtibatlıydı' iddiasını boşa çıkarmıştı. Yazılarda grubun terör örgütü olduğuna dair, İstihbarat Dairesi, Bakanlar Kurulu ve uluslararası kurumların kararlarında her hangi bir kayda rastlanmadığı belirtiliyordu. Ancak paralel medya o zaman da dikkat çekici davranmıştı. İnanılmaz şekilde mahkemeye gelen resmi yazıların bir bölümünü gizleyen paralel medya haberlerinde, MİT ve Emniyet sanki Tahşiye grubunun terör örgütü olduğunu mahkemeye bildirmiş gibi iddiada bulunulmuştu. Belki tek başına bu örneğin dahi, paralel medyanın habercilik anlayışıyla değil adeta 'örgütsel' dayanışmayla haberler yaptığı şüphesini güçlendirdiği o günlerde basında dile getirilmişti.
İşte bugünkü beraat kararlarına da tepki gösteren, dava sanıklarının masum çıkmasını hazmedemeyip suçlu olarak tescil edilmelerini ister görünen cemaat medyası yaklaşımı, o davanın cemaatin bir kumpası olduğu şüphesini güçlendirdi.
"Tahşiye" isimli grubun Fetullah Gülen karşıtı bir "nur" cemaati grubu olması.. Sanıkların evinin civarında operasyondan önceki günlerde çok sayıda cemaat mensubu polis görevlisinin olduğunun ve bunların da resmi görev kayıtları düzenlenmeden o bölgede bulunduğunun belirlenmesi.. Evde yapılan aramada bulunan bombaların üzerinden sanıklardan hiçbirisinin parmak izi çıkmamasına karşın aramayı yapan polislerin parmak izlerinin çıkmış olması.. İşte bunlar kumpasa dair en güçlü kanıtları oluşturdu.
Bununla birlikte Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi, davada kumpas kurulduğu iddiasını konu almadı. Sadece iddia konusu olan 51 sanık hakkındaki suçlama ve delilleri inceledi. O sanıkların iddia edildiği gibi bir terör örgütü olup olmadığına baktı. Ve sonuçta delillerin yetersiz olduğu anlaşıldı. Sanıklar beraat etti.
ASIL DAVA ŞİMDİ BAŞLIYOR
İşte bu 51 sanığa cemaat yapılanması tarafından kumpas kurulduğu iddiası ise ayrı bir soruşturma konusu oldu. Bu konuda hazırlanan iddianame mahkemece kabul edilerek dava açıldı. Fetullah Gülen'in 1 nolu sanık olduğu davada, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse ve Mutlu Ekizoğlu'nun da aralarında bulunduğu 33 şüpheli -en azından tutuklu olan 15'i- 6 gün sonra, 22 Aralıkta başlayacak olan davada hakim karşısına çıkacak.
GÜLEN'E ABD'DE TAHŞİYE DAVASI AÇILDI
Öte yandan Tahşiye davasında kumpasa maruz kalan ve bugün beraat eden sanıklar, bir kaç gün önce ABD'deki bir mahkemeye başvurarak Fetullah Gülen aleyhinde 6 ayrı dava açılmasına neden oldular. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
TAHŞİYE İDDİANAMESİNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN
Paralel yapı-14 Aralık (2014) 'Tahşiye kumpası' soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar manşetlerimiz
Tahşiye çöktü, paralel çarpıttı
(15 Aralık 2015, 23:29), son güncel.: (16 Aralık 2015, 09:56)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: