Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, gazetede, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulmasıyla ilgili gerçeğe aykırı bazı görüntü ve bilgiye yer verdikleri gerekçesiyle haklarında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı. Şüphelilere 'Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme', 'Siyasi ve askeri casusluk', 'Gizli kalması gereken bilgileri açıklama', 'Terör örgütünün propagandasını yapmak' suçlamaları yöneltildi. Paralel yapı tarafından organize edilen MİT TIR'larına baskın olayı halen Adana ve Yargıtay'daki mahkemelerde 'vatana ihanet ve casusluk' suçlamasıyla yargılama safhasında. Dündar, açılmış olan bu davalara rağmen ısrarla TIR baskınında çetenin yaptığı aramalara ait görüntüleri yayınlamış, bunun yayıncılık olduğunu savunmuştu.
27.11.2015 00:51 Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, gazetede, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulmasıyla ilgili gerçeğe aykırı bazı görüntü ve bilgiye yer verdikleri gerekçesiyle haklarında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı.
Soruşturmayı yürüten savcılıkça tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen Dündar ve Gül'ün sorgusu sona erdi. Nöbetçi İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmalarına karar verdi.
İŞTE DETAYLAR
Adana’da Ocak 2014’te silah taşındığı gerekçesiyle durdurulan MİT TIR’larına ait görüntüleri 29 Mayıs 2015’te yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile 12 Haziran’daki “Jandarma var dedi” haberini yapan Ankara Temsilcisi Erdem Gül, İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hâkimi İsmail Yavuz tarafından tutuklandı
Dündar ve Gül, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan'a ''şüpheli'' sıfatıyla yaklaşık 2 saat ifade verdi. İfade işlemlerinin ardından Başsavcıvekili Fidan, Dündar ve Gül'ü, ''devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek'', ''devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak'' ve ''silahlı örgüte üye olmamakla birlikte bilerek veya isteyerek yardım etmek'' suçlarından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk etti.
SORUŞTURMA MAYIS AYINDA BAŞLATILDI
Can Dündar ve Erdem Gül hakkında geçtiğimiz Mayıs ayında MİT’e ait TIR’larda yapılan aramaların fotoğraflarının ve kamera görüntüsünün Cumhuriyet Gazetesi ve internet sitesinde yayınlanmasının ardından soruşturma başlatılmıştı.
İFADELERİ İKİ SAAT SÜRDÜ
Dündar ve Gül, bu sabah saatlerinde soruşturma kapsamında ifade vermek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na geldi. Dündar ve Gül, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan'a “şüpheli” sıfatıyla yaklaşık 2 saat ifade verdi.
CAN DÜNDAR ANLATTI
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, savcıya ifade verdikten sonra açıklamalarda bulundu. Dündar'ın açıklamaları esnasında Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül ifade veriyordu.
Dündar ifadesiyle ilgili şunları anlattı: "İfademizi verdik. Savcı bu yayınladığımız haberin kaynağını sordu. Nedenini sordu. Tabi bu tür şeylerde gazetecilerin kaynağını açıklamama hakkı var, bunu hatırlattık. Kaynağımızı açıklamak zorunda değiliz dedik. Ama öte yandan neden yaptınız sorusunun nedeni çok açık. Burada kamuoyunun bilgilenme hakkı, devletin bir suç işliyorsa bunun ortaya çıkarılması bir gazetecilik görevidir, bunun altını çizdik. Uluslararası örnekleri verdik. Watergate'ten Wikileaks'e kadar pek çok örneği var. Ulusal güvenlikle ifade özgürlüğünün çıkar çatışması yaşadığı... Türkiye'de de bu olay bunun bir örneğidir. Biz üstümüze düşeni yaptık ve bunun cemaatle hiçbir ilgisi olmadığını da anlattık."
"HALKIN HABER ALMA HAKKINI SAVUNUYORUZ"
Tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, mahkemeye ara verildiği sırada, milletvekili Eren Erdem'in Periscope yayınına katıldı.
Can Dündar şunları söyledi:
"Savunduğumuz şey basın özgürlüğü, gazetecilik hakkı ama onun ötesinde biz bu halkın bilgi hakkını savunuyoruz. Ve iktidarın yalan söylemesine karşı bunları ifşa etme özgürlüğümüzü savunuyoruz. Ve dolayısıyla bu bir ip çekme yarışı ise devletin saklama ve yalan hakkıyla, halkın bilme hakkı arasında biz o sınırı mümkün olduğunca bu tarafa çekmeye çalışıyoruz. Burada olan gazetecilerin, bizi savunmaya gelen dost milletvekillerinin kişisel meselesi değil. Bu bir toplumun, iktidarın elinde gasp edilmiş haklarını geri alma mücadelesi. Burada ne kadar kalabalık olursak o kadar boğabileceğiz yalanları. Ama ne kadar azalırsak bu hakkımız o kadar elimizden alınacak."
ERDEM GÜL'DEN FLAŞ AÇIKLAMALAR
CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’in internet üzerinden yaptığı canlı yayında Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül açıklama yaptı. Gül, şunları söyledi:
“DELİL GÖSTERMEDİLER”
“Ben savunmamda da söyledim. Yazdığım haber nedeniyle bana savcılıkta da burada da sorgumda da yönelttikleri suçlamalar karşısında yazdığım bir haber dışında hiçbir delil göstermediler.
“HABER YAZDIM TUTUKLANMAK ÜZEREYİM”
Ben yazdığım haber nedeniyle casusluktan tutun da bir örgüte üye olmadan da, devletin sırlarını ifşa etmekten yargılanıyorum. Kiminle ne yaptığıma dair delil göstermediler. Haber yazdım tutuklanmak üzereyim. Hakimin diyeceği kararla iş bitmiş olacak.
DÜNDAR VE GÜL'E TUTUKLAMA TALEBİ
Başsavcıvekili Fidan, iki gazetecinin “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek”, “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak” ve “silahlı örgüte üye olmak” suçlarından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk etti.
Dündar ve Gül'e destek için CHP ve HDP'li milletvekilleri ile meslektaşları adliye koridorlarında yalnız bırakmadı.
ABDULLAH GÜL'ÜN DANIŞMANINDAN DESTEK
Aralarında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Başdanışmanı Ahmet Sever'in de bulunduğu çok sayıda gazeteci arkadaşı, Can Dündar'a destek vermek amacıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne geldi.
SORUŞTURMA NASIL BAŞLADI?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet gazetesinde, 29 Mayıs'ta MİT TIR'ları ilgili yayımlanan fotoğraflı haber üzerine, "Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasi ve askeri casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma" suçlarından, Dündar ve Gül hakkında soruşturma başlattı.
Başsavcılığın talebi üzerine nöbetçi İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği, internet sitelerindeki söz konusu yayınların içeriklerinin engellenmesine karar verdi.
ERDOĞAN'IN AVUKATI DA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Muammer Cemaloğlu da 2 Haziran'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Can Dündar hakkında, genel yayın yönetmeni olduğu Cumhuriyet gazetesinde geçen yıl Hatay ve Adana'da, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulmasıyla ilgili, "gerçeğe aykırı bazı görüntü ve bilgiye yer verdiği" gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Soruşturmayı İstanbul cumhuriyet başsavcıvekillerinden İrfan Fidan yürütüyor.
Savcı İrfan Fidan, "Selam-Tevhid kumpası" soruşturmasını da geçtiğimiz haftalarda tamamlamıştı. Fidan'ın hazırladığı 10 bin 529 sayfalık iddianame mahkemece kabul edilmiş, böylece Paralel Yapı'ya karşı iddianame açısından en kapsamlı dava açılmıştı. Savcı Fidan'ın aynı soruşturmayla bağlantılı olarak TIR baskını ve Can Dündar olayını da soruşturduğu belirtiliyor. MİT'e ait tırların durdurulmasının ''Selam-Tevhid'' dosyası kapsamında yapıldığının tespiti üzerine, aralarında yarbay ve binbaşıların da bulunduğu 19 muvazzaf asker tutuklanmıştı.
NE OLMUŞTU?
2014 yılının ocak ayında, Türkiye’den Suriye’ye malzeme götürürken Adana ve Hatay’da durdurulan TIR’larda silah ve mühimmat bulunduğu iddia edilmiş, ancak hükümet ve güvenlik kaynakları “Türkmenlere insani yardım malzemesi taşındığını” öne sürmüştü.
TIR’larla silah taşınmasına ilişkin dosya hakkında takipsizlik kararı verilirken, bu TIR’lara yönelik ihbarlar üzerine operasyonları yapan savcılar ve jandarma yetkilileri daha sonra tutuklanmıştı.
PARALEL ÖRGÜTÜN AMACI TÜRKİYE'Yİ TERÖRLE BAĞLANTILI GÖSTERMEK
Cumhuriyet Gazetesinin nerede çekildiği belli olmayan fotoğraflarla Türkiye'yi dünyaya savaş suçlusu gibi gösterme manşeti ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı terör soruşturması başlattı. Son ihanet manşeti ile birlikte Paralel örgüt ile örgüt üyelerine sayfalarını açan Can Dündar arasındaki kirli ittifak iyice gözler önüne serildi.
AMAÇ TÜRKİYE'Yİ DÜNYA KAMUOYUNDA KÜÇÜK DÜŞÜRMEK
MİT TIR'larının Adana ve Hatay'da durdurulması ile ilgili soruşturma yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, TIR'ları paralel yapıya mensup kişilerin Türkiye'yi uluslar arası arenada zor durumda bırakmak amacıyla sanki yasa dışı oluşumlar destekleniyor havası vermek niyetiyle durdurulduğunu ana hedefin ise Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yetkililerinin Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nde mahkum etmek olduğunu tespit etti.
O TIR'I DURDURAN 26 KİŞİ CEZAEVİNDE
Savcı İrfan Fidan, sözde "Selam-Tevhid örgütü kumpası" soruşturması kapsamına aldığı TIR'ların durdurulması eyleminin paralel örgütün bir planı olduğunu belirledi ve bu çerçevede toplam 26 asker tutuklanarak cezaevine konuldu. Soruşturma savcısına göre MİT TIR'ları planlı şekilde durduruldu ve talimat paralel yapılanmanın üst yöneticileri tarafından verildi.
NERDE VE KİMLER TARAFINDAN ÇEKİLDİĞİ BELLİ OLMAYAN FOTOĞRAFLAR
Başsavcılık bu eyleme bu denli önem verip kumpası bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermek maksadıyla titiz bir soruşturma yürütürken Cumhuriyet Gazetesi ise nerede ve kim tarafından çekildiği belli olmayan bazı fotoğrafları manşetine taşıyarak TIR'ların dorselerinde askeri mühimmat olduğunu iddia etmek suretiyle müthiş bir sorumsuzluğa imza attı. Üstelik Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar imzasıyla yayınlanan haberde Türkiye sanki Suriye'deki yasadışı oluşumlara silah sevkiyatı yapıyor izlenimi oluşturmaya çalışıldı.
TIR KUMPASINDA İKİ DAVA DAHA GÖRÜLÜYOR
Öte yandan Paralel yapıyla bağlantılı TIR baskınları kumpasına dair halen açılmış iki dava daha bulunuyor.
4 SAVCI VE 1 ALBAY YARGITAY'DA MÜEBBETLE YARGILANIYOR
1 Ocak 2014 yılında Hatay'ın Kırıkhan ve 19 Ocak 2014'te Adana'nın Ceyhan ilçesinde MİT'e ait araçların durdurularak aranması sebebiyle Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "Devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak" suçlarından soruşturma başlatılmıştı.
Adana eski Cumhuriyet Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Adana eski İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Özkan Çokay, savcılar Aziz Takçı, Özcan Şişman ve Ahmet Karaca'nın sanık olarak yargılandığı dava Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde görülüyor. Dündar ve Gül'ün tutuklandığı bugün üçüncü duruşması görülen davada sanıkların reddi hakim talepleri reddedildi. Mahkeme sanıkların tutukluluk hallerinin devamına da karar verdi.
Bu davada 4 savcı ve 1 albay hakkında, "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "devletin güvenliğine ve siyasal faaliyetlerine ilişkin bilgileri temin edip ifşa etmek" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
33 ASKER ADANA'DA YARGILANIYOR
Diğer bir dava ise Adana'da açıldı. Adana'da Ceyhan ilçesi Sirkeli gişelerinde 19 Ocak 2014'te MİT'e ait TIR'ları durdurdukları iddiasıyla Adana ve Ankara İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli 14 askeri personel hakkında 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme' suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar; 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla açıklama' iddiasıyla müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Soruşturma kapsamında elde edilen yeni deliller doğrultusunda, Adana ve Hatay'da 2014'ün ocak ayında, MİT'e ait tırların durdurulmasının ''Selam-Tevhid'' dosyası kapsamında yapıldığının tespiti üzerine, aralarında yarbay ve binbaşıların da bulunduğu 19 kişi daha tutuklandı. Bu 19 asker hakkında, 'Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak' suçundan kamu davası açıldı.
Yargılama sırasında 14+19=33 sanıklı iki dosya birleştirildi. Birleştirilmiş olan bu dava halen Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
TÜM TIR DAVALARI YARGITAY'DA BİRLEŞTİRİLEBİLİR
Öte yandan Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 33 sanıklı bu davanın, Yargıtay'da görülen 4'ü savcı, 1'i albay 5 sanıklı dava ile birleştirilmesi talep edilmişti. Bu talebin bugün Yargıtay'da görülen duruşmada sonuçlanabileceği dile getiriliyordu. Bu konuda herhangi bir gelişme olup olmadığı henüz öğrenilemedi.
MİT TIRLARININ "SUÇ" İŞLEDİĞİNİ İDDİA ETTİ
Can Dündar'ın, savcıya verdiği ifade ile ilgili anlattıklarına dikkatle bakmakta fayda var. Bu açıklamadaki bazı ifadeler, paralel terör örgütünün olaylara nasıl baktığını gösteriyor.
Dündar savcıya verdiği ifadesiyle ilgili şunları anlattı: "İfademizi verdik. Savcı bu yayınladığımız haberin kaynağını sordu. Nedenini sordu. Tabi bu tür şeylerde gazetecilerin kaynağını açıklamama hakkı var, bunu hatırlattık. Kaynağımızı açıklamak zorunda değiliz dedik. Ama öte yandan neden yaptınız sorusunun nedeni çok açık. Burada kamuoyunun bilgilenme hakkı, devletin bir suç işliyorsa bunun ortaya çıkarılması bir gazetecilik görevidir, bunun altını çizdik. Uluslararası örnekleri verdik. Watergate'ten Wikileaks'e kadar pek çok örneği var. Ulusal güvenlikle ifade özgürlüğünün çıkar çatışması yaşadığı... Türkiye'de de bu olay bunun bir örneğidir. Biz üstümüze düşeni yaptık ve bunun cemaatle hiçbir ilgisi olmadığını da anlattık."
Görüldüğü gibi Dündar'ın, ifadesinde yayıncılığın ötesine geçtiği ve mahkemenin yetki alanına karıştığı, TIR'larla suç işlendiğini iddia ettiği görülüyor. Oysa bu tırlar MİT'e ait ve devlet tarafından yetkilendirilmiş.. Ne bir silah kaçakçılığı ne de benzer bir şey söz konusu. Hatta ileri sürüldüğü gibi IŞİD ya da başka bir terör örgütüne gittiği de söz konusu değil. Şayet ima edildiği gibi "Bayır Bucak Türkmenlerine gidiyor" olsa bile bir terör örgütüne gittiğinden bahsedilemez. Tamamen yasal şekilde görev yaptıkları ortada. Çarpıtma da zaten bu noktada yapılıyor. Tıpkı Oslo görüşmelerinin paralel örgütçe çarpıtılması gibi bir durum söz konusu. O olay da paralel terör örgütü tarafından "devlete ihanet edildiği ve suç işlendiği" bahanesiyle 7 Şubat 2012'de kovuşturulmaya ve MİT'in yöneticileri tutuklanmaya kalkışılmıştı. Dündar ve 7 Şubat olaylarının temelde aynı olduğu çok açık. Neyin suç olduğuna ve kovuşturulacağına seçimle gelen hükümetin değil bir paralel terör örgütünün karar vermeye kalkıştığı, suç tanımını kendisine göre yaptığı, mensuplarının "şerefli", hedefindekilerin ise "vatan haini" olduğunu iddia ettiği görülüyor.
O tırların tamamen yasal şekilde görev yaptıkları ortada. Hani ispatlansa, IŞİD'e gidiyor ya da YPG'ye vesaire, o zaman tamam teröre destek var denebilir. Ama yok öyle bir şey. Olsa idi medyalarında yayınlamazlar mıydı? 10 defa yayınlarlardı. Tırların El-Kaide'ye gittiğini iddia ediyorlar. Yuh denir buna. Bu iddia, cemaat savcılarının iddiası. Fezlekeye koyanlar da zaten onlar. Zaten görevden hemen alındılar ve şimdi "casusluk" suçlamasıyla Yargıtay'da yargılanıyorlar. Ayrıca El-Kaide diye bir örgüt de kalmadı. Bari İşid falan yazsaydınız daha gerçekçi olurdu. Ama bu adamlar tam vatan haini, tam casus.. Bunlar Selam-Tevhid kumpasında Başbakan Erdoğan'ı İran lideri Ahmedinejad ile birlikte terör örgütü yöneticisi diye suçlayabildiler. Yuh yani yuh.. Bir yalanı kuyuya atıyorlar, 40 akıllı çıkarmaya uğraşıyor.
Paralel örgütün taktiği işte bu. Bir bulgudan yola çıkıp başka bir suçlama getirmek. "Kumpas" denilen şey de zaten bu. İzmir casusluk davasında "evli insanların" yatak odası ilişkilerini dahi iddianameye koyup itibarsızlaştırmaya kalktılar. Yahu bunlar karı koca!.. Eee tabi, "aşüfte"li ve "halat ucu bir yerde"li onlarca telefon aldığını vaazında gururla anlatan ancak nasıl bir gaf yaptığının farkında olmayan bir dini(!) liderin örgütü herhalde ahlaklı olacak değil ya!.. Yani şaşmamak lazım. Yine o iddianamede davada sanık, mağdur ve müşteki olmayan kişilerin dahi adını geçirdiler. Onları böylece lekelediler. Donanma Komutanının kızının uygunsuz görüntüsünü yayınladılar. Komutan bunu gururuna yediremedi istifa etti. Keşke etmeseydi, direnseydi. Ve böylece çete bir amacına daha ulaşmış oldu. Böyle yapa yapa, TSK ve diğer kurumlarda hedefledikleri kişileri devre dışı bıraktılar. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
------------------------------------------------------------------------------
İŞTE TUTUKLAMA GEREKÇELERİ
28.11.2015 13:28 Tutuklama kararının veren İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği, her üç suç için gerekçesini ayrı ayrı belirtti. Mahkemenin tutuklama gerekçeleri şöyle:
"Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan:
1 Ocak-19 Ocak 2014 tarihlerinde MİT tırlarının durdurulmasıyla bu eyleme katılanlar hakkında Adana ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıkları'nca soruşturma başlatıldığı, şüphelinin bu soruşturmalara ilişkin mesleki durumu gözönünde bulundurulduğunda bilebilecek durumda olduğu, buna rağmen MİT tırlarına ilişkin devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken belgeleri yayınlamak suretiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen örgüt kapsamındaki soruşturmaya rağmen yayınlaması, şüphelinin TCK'nin 220/7. maddesi ve 314/2. maddesi kapsamında eylemin gerçekleştiği ve kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, adli kontrolün yetersiz kalacağı..."
"Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etme" suçundan:
Şüpheli ve müdafiileri her ne kadar MİT tırlarına ilişkin temin edilen ve yayınlanan belgenin konusu olan olayların daha önce kamuoyunda tartışıldığı ve bunun sır olmadığını belirtmişlerse de ilk defa MİT tırlarına ilişkin şüpheli tarafından belgenin temin edildiği, kuvvetli suç şüphesinin oluştuğu, adli kontrolün yetersiz kalacağı..."
"Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama" suçundan:
Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri basılmış eserler dışında internet sitesinden de yayınlandığı, ilk defa MİT tırlarına ilişkin şüpheli tarafından belgenin yayınlandığı, kuvvetli suç şüphesinin oluştuğu, adli kontrolün yetersiz kalacağı..."
BAŞSAVCILIKTAN AÇIKLAMA
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Büro Temsilcisi Erdem Gül’ün tutuklanmasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yazılı basın açıklaması yaptı. “Suriye Türkmenlerinden yangın malzemesi taşıyan Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) ait TIR’lar silah zoruyla durdurulmuştur. MİT mensuplarının darp, cebir ve şiddet uygulanarak arama yapılmıştır. Bu eylemleri de kapsayacak şekilde Başsavcılığımızca 55’i tutuklu(26’sı asker şahıs) olmak üzere toplam 122 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır” ifadeleriyle başlayan açıklamada yargılamanın hala devam ettiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Soruşturma kapsamında MİT’e ait yardım TIR’larının herhangi bir yasadışı örgüte gittiğine yönelik hiçbir bilgi, belge, delil ya da emare bulunmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin yetkili birimleri tarafından yapılan açıklamalarda sahte ihbarlarla FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü yönetici ve üyeleri tarafından silah kullanılarak durdurulan ve aranan, Suriye Türkmenlerine yardım götürme amaçlı MİT TIR’larındaki yardım malzemelerini “Devletin güvenliği veya iç veya siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken” niteliğe sahip olduğu kamuoyuna duyurulmuştur.”
“GÜLEN’İN TALİMATI DOĞRULTUSUNDA HAREKET EDİLDİ”
Yürütülen soruşturma kapsamında TIR aramalarında FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü lideri Fethullah Gülen ve Emre Uslu’nun talimatları doğrultusunda hareket edildiği anlaşılmıştır” denilen açıklamada, “ FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün nihai amacı ‘Türkiye Cumhuriyeti Devletini sahte ihbar ve delillerle teröre yardım eden ülke konumuna sokarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasını sağlamak’ olarak tespit edilmiştir” ifadesi kullanıldı.
“FETÖ’NÜN NİHAİ AMACINA YARDIM”
Açıklamada devamla şu ifadeler kullanıldı:
“Türkiye Cumhuriyeti devletinin yetkili organları ve C. Başsavcılığımızca yapılan kamuoyu bilgilendirmelerine rağmen şüpheli Can Dündar’ın genel yayın yönetmenliğini yürüttüğü Cumhuriyet Gazetesi’nde Can Dündar imzasıyla 29 Mayıs 2015 tarihinde ’Jandarma var dedi’ başlıklı bir haber yayınlanmıştır. Haberde gizli kalması gereken bilgi ve fotoğrafların FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün nihai amacına yardım etmek için temin edildiği ve devlet sırrını ifşa maksadıyla yayınlandığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine Başsavcılığımızca soruşturma başlatılmıştır. Alınan mahkeme kararlarına rağmen şüpheliler eylemlerinde ısrar ederek 12 Haziran 2015 tarihinde Erdem Gül imzasıyla devlet sırrı kapsamında yardım faaliyeti yürüten TIR’lardaki gizli kalması gereken nitelikteki bilgi ve fotoğrafları FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün belirtilen nihai amacına yönelik temine ederek yayınlamıştır.
“SORUŞTURMA EN KISA ZAMANDA SONUÇLANDIRILACAK “
Bu sebeplerle şüphelilerin ’FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olmadan bilerek ve isteyerek yardım etmek’ ve ’Devletin ulusal ya da uluslar arası yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek’ ve ’Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak’ suçlarını işledikleri gerekçesiyle İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmiş, sorgularına müteakip tutuklanmışlardır. Şüphelilerin bu görüntüleri nereden temin ettiklerine yönelik soruşturma devam etmekte olup en kısa zamanda sonuçlandırılacaktır.”
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İLE HİÇBİR İLGİSİ BULUNMAMAKTA”
Açıklamanın sonuç bölümünde ise, Soruşturmanın anayasal teminat altında bulunan ’Basın özgürlüğü’ ile hiçbir ilgisi bulunmayıp kişi hak ve hürriyetlerini ihlal edecek hiçbir tavır içerisine girilmemiştir. Şüpheliler gözaltına alınmaksızın telefonla aranmak suretiyle Cumhuriyet Başsavcılığımıza davet edilmiştir” ifadelerine yer verildi.
FOTOĞRAFLAR ZAMAN GAZETESİNDEN
Konuyla ilgili çok ilginç bir gelişme daha yaşandı. Buna göre; Devletin gizli bilgilerini casusluk maksadıyla temin etmekten tutuklanan Dündar’ın, ihanet görüntülerini Zaman muhabiri B.K.'dan aldığı iddiaları savcılık dosyasına girdi. Anadolu Ajansı'nın haberi Zaman'da paniğe neden oldu. Bir açıklama yapan Zaman iddiayı yalanladı.
Cumhuriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün, savcının sorusu karşısında şok yaşadığı iddia ediliyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki sorgulamada, Dündar ve Gül’e, “Suriye’deki Bayırbucak Türkmenlerine yardım amacıyla gönderilen MİT TIR’larının durdurulmasına dair görüntüleri size Zaman Gazetesi’nden B.K. mı servis etti” diye soruldu. Dündar ve Gül soruyu, “Kaynağımı açıklamak istemiyorum” şeklinde yanıtladı.
Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili İrfan Fidan, önceki gün gerçekleştirilen ifade işlemleri sırasında Can Dündar ve Erdem Gül’e önce hakkındaki iddialardan bahsetti. FETÖ/PYD Silahlı Terör Örgütünün nihai amacı olan “Türkiye Cumhuriyeti Devletini sahte ihbar ve delillerle teröre yardım eden ülke konumuna sokarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasını sağlamak” amacına yardım etmek amacıyla devlet sırrı niteliğinde görüntüleri yayınlamakla suçlanan Dündar ve Gül’e görüntüleri nereden temin ettikleri soruldu.
Can Dündar görüntüleri cemaatten almadığını iddia edince soruşturma savcısı Fidan, önüne bir dijital veri koydu. Veriye göre görüntülerin Dündar’a ulaşmasında Zaman muhabirinin aracılığı söz konusuydu. Savcı, “Görüntüleri Zaman muhabiri B.K.’dan mı aldın?” diye sordu. Dündar, “Kaynağımı açıklamak istemiyorum ama kesinlikle cemaatten almadım” demekle yetindi. Dündar, “Cemaat eliyle devlet aleyhine hiçbir eylemin söz konusu değildir. Fethullah Gülen ve Emrullah Uslu’yu da tanımam” diye sözlerine ekledi.
ZAMAN'DA PANİK: İDDİA YALAN!
Anadolu Ajansı'nın haberi Zaman'da paniğe neden oldu. Bunun nedeninin ise Can Dündar'ın tutuklandığı casusluk soruşturmasının Zaman gazetesine doğru genişleme ihtimali olduğu değerlendiriliyor. Bir açıklama yapan Zaman iddiayı yalanladı. Zaman'da 28 Kasım 2015 tarihinde şu açıklama yayınlandı:
"ZAMAN GAZETESİNDEN KAMUOYUNA DUYURU
Bugün bir kısım medyada yer alan, 'Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına gerekçe gösterilen haberin kaynağının Zaman muhabiri olduğu' iddiası ahlaksız bir yalan ve iftiradan ibarettir. Sayın Can Dündar savcı ve hakim karşısında bu iddiayı açık bir şekilde yalanlamış olmasına rağmen, bunu görmezden gelip utanmadan iftira atılması gazetecilikle izah edilemez. Olsa olsa sistematik bir kara propaganda ve hedef göstermeden ibarettir. Kamuouyuna saygıyla duyurulur."
PANİK DEVAM EDİYOR: BİR YALANLAMA DAHA!
29.11.2015 22:02 Zaman'ın, adının savcılık dosyasında geçmesine tepkisi ertesi gün de devam etti. Zaman'da 29 Kasım 2015 tarihinde "Yandaş medyadan bir algı operasyonu daha" başlığı altında şu haber yayınlandı:
"MİT TIR'larında Suriye'ye gönderildiği iddia edilen silahların görüntülerini yayınladıkları için tutuklanan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'le ilgili hükümet basını yeni bir iftira kampanyası başlattı. Yandaş gazeteler, “Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar silah görüntülerini Zaman muhabiri B.K'dan aldı.” diye yazdı. Ancak Dündar hem savcılık hem de mahkeme sorgusunda bu asılsız iddiayı kesin bir dille yalanladı. Dündar'ın ifadelerine yer vermeyen hükümete yakın medya kuruluşları, yalnızca savcılık iddiasını yayınlayarak silahla dolu MİT TIR'ları dosyasına ilişkin algı operasyonuna devam etti. Hakim İsmail Yavuz, sorguda Can Dündar'a ‘yayın için gelen belgeleri nereden temin ettiği'ni sordu. Söz konusu soruyla görüntülerin gerçek olduğunu kabul eden hakim Yavuz'a Can Dündar, “Gelen belgeler asla Cemaat kaynaklı değil. Haber kaynağımı gazeteci olarak açıklamama hakkım vardır.” karşılığını verdi.
‘BELGELER BENDE OLSA KENDİM YAYINLARDIM'
MİT TIR'ları görüntülerini Dündar'a vermekle suçlanan Zaman muhabiri Bayram Kaya ise tutuklanan Can Dündar ve Erdem Gül'ü hiç tanımadığını belirterek şu açıklamayı yaptı: “Kendileriyle bugüne kadar telefon görüşmem dahi olmadı. Zaten, Gül ve Dündar da savcının bu anlamsız sorusuna net bir şekilde ‘böyle bir şey yok' cevabını vermiş. Ancak, gazeteci duyarlılığım, bazı hususları hatırlatmamı gerektiriyor. MİT TIR'larıyla ilgili iddia edilen belge ve görüntüler elimde olsa, kendi imzamla gazetemde yayınlardım. Bu konuyla ilgili gazetemde 3 haber yazdım. Açık kaynaklardan elde ettiğim bilgilerdi. Bunun dışında hiçbir gazetenin haberine dahlim söz konusu olmamıştır. Olamazdı da.”"
------------------------------------------------------------------------------
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: DÜNDAR İNTİKAM İÇİN O YAYINI YAPTI
02.12.2015 07:06 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu basına çeşitli konularda açıklamalar yaptı. Paralel yapı ve Can Dündar ile Erdem Gül'ün tutuklanması konularına da değinen Davutoğlu şunları söyledi:
"PARALEL YAPI HSYK'YI ELE GEÇİRDİ"
Türkiye'de bir yargı problemi var. Bu dün başlamadı, Can Dündar'ın ve Erdem Gül'ün tutuklanması bununla başlamadı. Yassıada, 12 Eylül'de el pençe divan duran hakimlerden, 28 Şubat'ta brifing alan hakimlerden, paralel yapılanmadan bugünlere gelen yargıya güveni sarsan uzun bir süreçten bahsediyoruz. 2010 referandumunda hakim ve savcılara güvenerek düzenleme yaptık. Ama ne oldu? Bir anda paralel yapı HSYK'yı ele geçirdi. Ahmet Şık ve Nedim Şener olayında nasıl tavır aldıklarını herkes hatırlıyordur. Yargı reformuna ihtiyacımız var. Hakim tek başına vicdanıyla karar verecek, abilerden networkten gelen kararlarla hareket eden hakim hakimlik vasfını kaybeder. Paralel Yapı'nın yargıya verdiği en büyük zararlardan biri budur. Yargıda bir reforma ihtiyaç var. Hakim ve savcılarımızı kendi vicdanlarıyla başbaşa kalabilecek bir yaklaşım içine sokmak lazım.
"TUTUKSUZ YARGILAMA ESAS OLMALI"
Can Dündar ve Erdem Gül'ün haberi için 'şeref madalyası' deniyor. O olayın muhataplarından biri benim. Tahran'da mülteci kampındaydım. Türkiye ile ilgili pozitif bir hava oluştu. Ben toplantı yaparken MİT tırları olayı oldu. Bir gün sonra da Cenevre'de Suriye görüşmelerine katılıyorum. Bütün ülkeler Suriye rejimine yüklenirken Suriye Dışişleri Bakanı, gazete haberlerine dayanarak 'teröristleri besliyorsunuz' dedi. O hain çete Suriye Dışişleri Bakanı'nın eline bunu verdi. Böyle bir olayı planlayan zihniyet Türkiye'ye ihanet etmiştir. Açık bir şekilde planlanmış, DAEŞ ile işbirliği yapan bir ülke görünümüne sokma çabası var. MİT tırları olayının böyle bir arka planı var. Bu haberlerin yayımlanması bir suç mu? Buna ben değil mahkeme karar verir. Devletin stratejik çıkarlarını zedeleyenlere dönük hukuki tedbirler dünyanın her yerinde vardır. Bu yargılamanın tutuksuz olması esas olmalıdır. Tutuklu olması istisnaidir. Bu olaya Hükümet olarak hiçbir müdahalede bulunmadık. Bu tür durumlarda tutuksuz yargılanma esastır.
SURİYE'YE TEPKİ: HAKLISINIZ, 400 BİN TERÖRİST KADIN, 300 BİN TERÖRİST ÇOCUK VAR ÜLKEMDE
Dündar ve Gül olayı için şeref madalyası deniyor. Bu haberin arka planının doğrudan muhataplarından biri benim. 19 Ocak'ta MİT tırları baskınından önce Harran'da mülteci kampındaydım ve uluslararası kamuoyunda çok pozitif bir hava oluşmuştu. Ben toplantı yaparken operasyon oldu. Daha sonra bütün ülkeler yaşanan sıkıntılarla ilgili Suriye'ye yüklenirken, Suriye Dışişleri Bakanı dönüp bana, "Siz teröristleri destekliyorsunuz" dedi. Ben de ona, "Haklısınız, 400 bin terörist kadın, 300 bin terörist bebek var ülkemde, 100 bin on yaşın altında terörist var" cevabını verdim.
"SUÇA MAHKEME KARAR VERECEK"
Bu tezgahı hazırlayıp, bize bu sözleri söyletenler vatan hainidir. Tıpkı Putin gibi bizi uluslararası alanda DAEŞ'e destek veren bir imaja oturtmak isteyen bir yaklaşım mevcuttur. Peki bu haberlerin yayınlanması suç mudur? Buna ben karar veremem, bağımsız mahkemeler verir. Ama dünyanın her yerinde kendi devletiyle ilgili, devletin stratejik çıkarlarını zedeleyenler için tedbirler vardır. Bu yargılamanın tutuksuz olması esastır. Hangi cihetle tutuklanma kararı verildi bilemem. Bu olaya hiçbir müdahalede bulunmadık bulunmam ama sadece tutuksuz yargılama esastır. Mit tırları operasyonunun dayandırılmak istendiği iddianame Gül ve Dündar'ın haberlerinde yer alan unsurlardır. O bilgiler Dündar ve Gül'e verildi. Aynı suçlama, yani Türkiye bir terör örgütüne destek veriyor algısıyla bir yayın yapıldı. Yargıya sızmış bir yapının unsurları vardır. Bunlar bir gazetecilik faaliyeti olarak mı yapıldı yoksa suç unsuru olarak mı yapıldı buna mahkeme bakacak.
"BEN DE GAZETECİLİK YAPTIM, TEHDİTLER ALDIM"
Ben de köşe yazarlığı yaptım 28 Şubat döneminde sert yazılar yazdım tehditler de aldım yani her basın mensubu eleştiri hakkına sahiptir ama basından bu tür haberler konusunda hassasiyet beklemek de bizim hakkımız. Biz ne yanlış yaptık da uluslararası mahkemelere çıkartılacak pozisyonlara getirildik. Gazetecilik tam bir özgürlük alanında olmalı ama bu işten şeref madalyası çıkarmak doğru değil. Tekrar ediyorum bu süreçlerde tutuksuz yargılanma esas olmalıydı. Ahmet Şık ve Nedim Şener ile Erdem Gül ve Can Dündar süreçleri benzetiliyor ancak tam benzediğini düşünmüyorum. Basın özgürlüğünü hepimiz savunmalıyız. Basın faaliyeti ile basın faaliyeti olmaktan çıkan ince unsurları görmeliyiz.
"DÜNDAR ADETA İNTİKAM İSTİYOR"
Dündar'ın tavrına baktığımızda bir basın yaklaşımı değil adeta intikam yaklaşımı olarak görüyoruz. Yargı reformuna ihtiyaç vardır. O yayınların arka planında Türkiye'ye yönelik bir algı ve komplo var. Dündar bunları yayınlayarak devlet sırlarını ifşa etmiştir. Hakim başka karar verebilir. Üç bu süreçte yargılanın tutuksuz olmasını doğru buluyorum.
Erdoğan'dan Dündar'a suç duyurusu
Cumhuriyet'e TIR soruşturması
Paralel yapı-19 Ocak (2014) TIR baskını ve soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-Selam-Tevhit kumpası manşetlerimiz
Paralel yapı-22 Temmuz (2014) operasyonları '25 Aralık/Selam-Tevhid kumpasları' manşetlerimiz
(27 Kasım 2015, 00:51), son güncel.: (02 Aralık 2015, 07:06)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: