Fetullah Gülen, Türkiye'nin çeşitli illerinde yürütülen Paralel Devlet Yapılanması'na ilişkin soruşturmalardan iddianamesi kabul edilip davası açılan 3'ünde 'sanık', henüz soruşturma safhasındaki 5'inde ise 'şüpheli' konumunda ve terör örgütü olarak yer alıyor. Öte yandan Ankara'da Gülen yapılanmasına karşı yürütülen ana soruşturma gibi başka soruşturmalarda da Gülen'in 1 nolu şüpheli olarak yer aldığı tahmin ediliyor.
14.11.2015 20:26 Fetullah Gülen, Türkiye genelinde yürütülen Paralel Devlet Yapılanması'na ilişkin soruşturmalar kapsamında 3 davada "sanık", 5 soruşturmada da "şüpheli" konumunda yer alıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, Paralel Devlet Yapılanması'na yönelik yürütülen üç ayrı soruşturmada, "bir numaralı şüpheli" olan Gülen hakkında üç dava açıldı.
TAHŞİYE DAVASI: İlk tutuklama kararı
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Paralel Devlet Yapılanması'nın "Tahşiyeciler"e kumpas kurduğu iddiasıyla aralarında Fetullah Gülen'in de bulunduğu 33 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameyi 2 Ekim'de kabul etti.
Gülen hakkında açılan bu ilk davada mahkeme heyeti, "kaçak olması, kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren ve saklanacağı şüphesi uyandıran somut olguların bulunması, suçların vasıf ve mahiyeti ile adli kontrol tedbiri kararının yetersiz kalması" gerekçeleriyle Gülen'in yokluğunda tutuklanmasına karar verdi.
Mahkeme ayrıca Gülen için Interpol aracılığıyla kırmızı bülten çıkarılmasını kararlaştırdı.
64 mağdur ve müştekinin yer aldığı iddianamede, firari sanık Fetullah Gülen'in "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 19 yıldan 34 yıla kadar hapsi isteniyor.
25 ARALIK YOLSUZLUK KUMPASI DAVASI: İkinci tutuklama kararı
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, "Paralel Devlet Yapılanması'nın, takipsizlikle sonuçlanan 25 Aralık soruşturmasında usulsüzlükler yaptığı ve şüphelilere kumpas kurduğu" iddiasıyla aralarında bir numaralı sanık Gülen'in de bulunduğu 69 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameyi ise 19 Ekim'de kabul etti.
Mahkeme heyeti, ikinci kez sanık sıfatını alan Gülen'in "kaçak olması, kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren olguların bulunması ile adli kontrol tedbiri kararının yetersiz kalacak olması" gerekçeleriyle yokluğunda tutuklanmasına karar verdi. Heyet, Gülen hakkında ayrıca Interpol aracılığıyla kırmızı bülten çıkarılması talebiyle Adalet Bakanlığı'na yazı yazılmasına hükmetti.
İddianamede, hakkında gıyabında tutuklama kararı verilen firari sanık Gülen'in "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Gülen için ayrıca "(Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması) silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan 15 ila 22,5 yıl, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal casusluk maksadıyla elde etmek" suçundan 22,5 ila 30 yıl olmak üzere toplam 37 yıl 6 ay ila 52 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezası isteniyor.
SELAM-TEVHİD KUMPASI DAVASI: Üçüncü tutuklama
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, "Selam-Tevhid'de kumpas" soruşturması kapsamında firari şüpheliler Fetullah Gülen ve Emre Uslu, eski emniyet müdürü Yurt Atayün ve muvazzaf subayların da aralarında bulunduğu 55'i tutuklu 122 kişi hakkında hazırlanan iddianameyi 9 Kasım'da kabul etti.
Soruşturma kapsamında Gülen hakkında çıkarılan yakalama emrini kaldıran mahkeme, yurtdışında bulunduğundan, "sanık hakkında kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren ve kaçacağı, saklanacağı şüphesi uyandıran olguların bulunması, adli kontrol kararının da yetersiz kalacak olmasından" dolayı sanığın yokluğunda tutuklanmasına hükmetti.
Mahkeme, Gülen için kırmızı bülten çıkarılmasını talep ederek, ABD yetkili adli makamlarından iadesi prosedürü esas alınmak üzere ilgili bakanlıklara yazı yazılmasını kararlaştırdı.
Gülen'in, hakkında açılan bu davada da "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.
Ayrıca "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama" suçundan da ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istenilen Gülen'in "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetme, resmi belgede sahtecilik, suç uydurma, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, hukuka aykırı olarak kişiler verileri kaydetmek" suçlarından ise 67,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörüldü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Gülen'in de aralarında bulunduğu 31 şüpheli hakkında "yasa dışı dinleme ve casusluk" iddialarına ilişkin yürütülen soruşturmada "yetkisizlik" kararı vererek, dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.
EN BÜYÜK SORUŞTURMA ANKARA'DA
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Gülen hakkında, FETÖ/PDY kapsamında henüz açılmış bir dava bulunmuyor. Ancak, Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu'nda görevli savcı Serdar Coşkun'un Paralel Devlet Yapılanması'na ilişkin yürüttüğü ana soruşturmada, Fetullah Gülen "şüpheli" konumunda yer alıyor.
KPSS SORUŞTURMASI
Savcı Yücel Erkman'ın yürüttüğü KPSS soruşturmasında da "şüpheli" olarak yer alan Gülen'in dosyası bu soruşturmadan ayrılarak, Paralel Devlet Yapılanması'na ilişkin yürütülen ana soruşturmayla birleştirilmesi için savcı Coşkun'a gönderildi.
İZMİR CASUS KUMPASI SORUŞTURMASI
Gülen, İzmir Cumhuriyet Savcılığı'nca "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması"nın (FETÖ/PDY) yönlendirmesi ve talimatları doğrultusunda, "İzmir Askeri Casusluk Davası"na ilişkin soruşturma sürecinde, taraflı ve kasıtlı usulsüzlükler yapıldığı, bu davanın şüphelilerinin kamuoyunda itibarsızlaştırılarak devlet bürokrasisinden ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nden tasfiyesinin amaçlandığı yönündeki iddialar üzerine yapılan operasyonda da bir numaralı firari şüpheli.
Soruşturma kapsamında, 18 ilde gerçekleştirilen operasyonda yakalanamayan Fetullah Gülen hakkında, FETÖ/PDY terör örgütü kurucusu ve yöneticisi olduğu gerekçesiyle "yakalama emri" çıkarıldı.
UŞAK PARALEL YAPI SORUŞTURMASI
Gülen, Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü Paralel Devlet Yapılanması'na ilişkin soruşturmada da, "FETÖ'nün elebaşı" olduğu iddiasıyla "bir numaralı şüpheli" olarak aranıyor.
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) deşifresi, "örgütlü olarak hükümeti devirmek ve anayasal düzeni yıkıp, devleti ele geçirmek için doğrudan faaliyet yürüten kişilerin tespiti, örgütün her türlü ticari, eğitim öğretim, sosyal etkinlik, basın yayın ve matbaa işlemleri, internet yayıncılığı başta olmak üzere her türlü faaliyetinin araştırılması, hukuka uygun ve hukuk dışı faaliyetlerinin tespiti" için Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca da çalışma yürütülüyor.
Bu kapsamda yapılan operasyonda 26 kişi gözaltına alınırken, Fetullah Gülen "şüpheli" olarak yer alıyor.
-Kırmızı bülten süreci devam ediyor-
Gülen hakkında 3 ayrı davada istenilen "kırmızı bülten" süreci ise devam ediyor.
Kırmızı bülten, bir suçlunun uluslararası düzeyde aranması, yakalanması ve akabinde iade edilmesi amacıyla İnterpol'e üye ülkelerin talebi üzerine, İnterpol Genel Sekreterliği tarafından çıkartılarak 190 üye ülkeye dağıtılan bir bülten çeşidi. Üzerinde suçluya ait kimlik bilgileri, işlediği suç türü, mevcut ise fotoğraf ve parmak izi, verilebilecek azami ceza ve zaman aşımı gibi bilgilerin yer aldığı kırmızı bültenlerin geçerlilik süresi 5 yıl. Bu üye ülkenin talebiyle her 5 yıl sonunda yenilenebiliyor.
Kırmızı bülten çıkarılmasına ilişkin yazışmalar Adalet Bakanlığı aracılığıyla yürütülüyor. Bakanlık, bu talebi İçişleri Bakanlığı İnterpol Dairesi'ne aktarıyor, İnterpol Dairesi de kararı Fransa'nın Lyon kentindeki İnterpol Genel Sekreterliği'ne iletiyor. Tutuklama kararının dayanağı olan bütün bilgi, belgelerin özeti kırmızı bültene yazılıyor. İnterpol Genel Sekreterliği, dosyayı inceleyerek "kırmızı bülten" çıkarıyor.
Kırmızı bülten, her ülkenin ulusal mevzuatları içerisinde farklı değerlendirmelere tabi tutulması nedeniyle ülkelerdeki statüsü farklılıklar gösteriyor. Bazı ülkeler için kırmızı bültenler sadece suçlunun yer tespiti, bazı ülkeler için ise direkt yakalama müzekkeresi hükmü taşıyor.
Kırmızı bültenle uluslararası seviyede aranan bir şahsın yakalanması durumunda iade işlemleri başlatılıyor. Suçlu iadesi kapsamında aranan şahıs, iade sözleşmesi veya karşılıklılık ilkesi uyarınca teslim ediliyor.
-"İade anlaşması varsa devreye girer"-
Kırmızı bülten sürecini AA muhabirine değerlendiren İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Durmuş Tezcan, iade istenen ülke ile sanık ve hükümlülerin iadesi konusunda anlaşma varsa bunun devreye girebileceğini söyledi. Tezcan, ABD ile Türkiye arasında bu konuda 1979'da onaylanmış bir sözleşme olduğunu ifade etti.
İddianamenin kabulünden sonra yapılan iade talebinin daha etkili olduğunu vurgulayan Tezcan, "İadesi istenen kişiye isnat edilen suç, düşünce suçu veya siyasi suç ise iade edilmeyebilir. Bunun istisnası terör suçlarıdır. İsnat edilen suç karşı tarafça da terör suçu sayılırsa siyasi suç kavramı ortadan kalkar. 1977 tarihli Terörizmle Mücadele Sözleşmesi siyasi suç kavramını daraltıyor ama bazı ülkeler şartlar oluşsa bile 'bu terörizme girmiyor' diyerek bahaneler bulabiliyorlar" dedi.
-"Siyasi irade öne çıkıyor"-
AK Parti Burdur Milletvekili ve eski cumhuriyet başsavcısı Reşat Petek de kırmızı bülten anlaşmasına imza atan ülkelerin, bu karar çıktıktan sonra aranan kişiyi yakalayıp iade etmesi gerektiğini belirterek, uluslararası uyulması gereken kuralların doğrudan yaptırımı olmadığı için suçlu iadesi konusunda siyasi iradelerin öne çıktığını kaydetti.
Petek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her ne kadar kırmızı bülten çıkarılsa da bu karar ABD'nin, İngiltere'nin veya bir AB ülkesinin önüne gittiğinde ülkeler kendi siyasi tercihleri yönünde karar verebiliyor. Ayrıca kırmızı bültende tanımlanan suçun, uluslararası hukuk çerçevesinde bunu uygulayacak ülkede de suç olarak tanımlanması gerekiyor. Herkes bizdeki ceza kanunu metnini aynen uyguluyor değil, suç tanımları farklı. En fazla sıkıntı buradan çıkabiliyor. Bizde örgüt kurmak, yönetmek gibi eylemlerin bazı ülkelerde karşılığı yönünden de konu tartışmalı olabiliyor."
KONYA PARALEL YAPI DAVASI: GÜLEN SANIK DEĞİL!
Öte yandan Gülen'in örgüt lideri olarak adının geçtiği açılmış bir dava daha var. Ancak Gülen iddianamede sanıklar arasında yer almıyor.
Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesince 22 Temmuz 2015 tarihinde "oy birliğiyle" kabul edilen 213 sayfalık iddianamede, 74 şüphelinin, "Terör örgütü kurma, yönetme, ruhsatsız silahlar ve mermiler bulundurma ve taşıma, gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapmaya azmettirme, görevi kötüye kullanmaya azmettirme, bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık yapmak, görevi kötüye kullanma, iftira, resmi belgede sahtecilik, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek" gibi suçlardan yargılanmaları isteniyor. İddianamede "Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü"ne ve faaliyetlerine geniş yer veriliyor. Bu nitelemenin ilk defa geçen iddianamelerden biri olması ve sanık sayısıyla dava Gülen örgütlenmesine yönelik açılmış en büyük davalardan birisini teşkil ediyor. Halen görülmekte olan ve bir kaç duruşması geride kalan davada Fetullah Gülen 74 sanık arasında yer almıyor.
GÜLEN ÖRGÜTÜ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Gazeteci yazar Abdullah Harun da 23 Ocak 2014 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı suç duyurusu ve hemen ardından adliye önünde gerçekleşen basın açıklamasında; liderliğini Fetullah Gülen'in yaptığı ileri sürülen paralel devlet yapılanmasına dair iddiaları, suçlamaları ve delillerini detaylı şekilde sıralamıştı. Suç duyurusu, Fetullah Gülen yapılanmasına karşı yapılmış ilk suç duyurularından birini teşkil etmiş, çok sayıdaki duyurular birleştirilerek Gülen yapılanması hakkında çeşitli soruşturmalar başlatılmıştı. Gülen ise bu suç duyurularının tümüne istisnasız karşı suç duyurusu ile karşılık vermişti. Kendisine hakaret edildiği suçlaması dışında herhangi bir savunmanın yer almadığı dilekçelerinde Gülen, masum olduğunu, hakkındaki iddiaların doğru olmadığını belirtmekle yetinmişti.
Paralel yapıya açılan davalar manşetlerimiz
(14 Kasım 2015, 20:26)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: