22 Temmuz'da İstanbul'da gözaltına alınan, aralarında eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın da bulunduğu 143 polis hakkında açılan dava iddianamesinde çarpıcı detaylar yer alıyor.
29.10.2015 13:41 22 Temmuz iddianamesinde birbirinden çarpıcı iddialar yer alıyor. 22 Temmuz 2014 tarihinde düzenlenen geniş kapsamlı operasyonlarda İstanbul'da gözaltına alınan, aralarında eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın da bulunduğu 143 polis hakkında 'paralel devlet yapılanması adına casusluk ve yasadışı dinleme yapmak, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçlamasıyla iddianame hazırlanmıştı. 721 sayfalık iddianamede 209 müşteki ve 57 mağdur yer alıyor. İddianamede, şüpheli Yılmazer ve Demirhan için ağırlaştırılmış müebbet ve 65 yıla kadar hapis isteniyor. Soruşturma kapsamında aralarında Fetullah Gülen'in de bulunduğu 29 şüpheli hakkındaki dosya ise ayrılarak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
İŞTE 143 ŞÜPHELİNİN İSİMLERİ: TAMAMI POLİS
‘Paralel Devlet Yapılanması İddianamesi’nde 143 şüpheli, 209 müşteki, 57 mağdur var. Şüphelilerin tamamı polis. İşte iddianamedeki şüpheli listesi:
1-Akif Yılmaztürk 2-Metin Güneş 3-Safa Tarık Oğuz 4-Şerif Yiğit 5-Süleyman Bağlan 6-Osman Kılıç 7-Şemsettin Dündar 8-Emre Durak 9-Haluk Ural 10-Hacı Şerif Erikmen 11-Burhan Alioğlu 12-Ahmet Sarı 13-Seçkin Tesadif 14-Veli Karlı 15-Serkan Durmaz 16-Fürkan Donkar 17-Ömer Hüseyin Eroğlu 18-Serdal Kurtoğlu 19-Hayati Başdağ 20-Mesut Kılıçarslan 21-Mehmet Özdemir 22-Erhan Evren 23-Ubeydullah Çelik 24-Abdulkerim Anaçoğlu 25-Ebubekir Özer 26-Muhammet Fatih Tezcan 27-Şeref Bolat 28-Turgay Yıldırım 29-Hasan Hüseyin Danacı 30-Harun Aydın 31-İsmail Torlar 32-Serkan Demirbaş 33-Ergün Acun 34-Engin Yaşar 35-Halil Kocaman 36-Hüseyin Duş 37-Polat Kongur 38-Erhan Acar 39-Ali Fuat Yılmazer 40-Ali Yücel 41-Ramazan Orkun Altınışık 42-Erkan Palas 43-Muhammed İkbal Kayaduman 44-Ali Kavlak 45-İbrahim İnan 46-Kubilay Sara 47-Ali İhsan Tezcan 48-Mehmet Dilaver |
49-İdiris Ücel 50-Erhan Sazil 51-Hasan Aladağ 52-Hikmet Kopar 53-Hüseyin Nohut 54-Hasan Emecan 55-Ferhat Kayaalp 56-İhsan Şirin 57-Sadettin Karataş 58-Serdar Güldalı 59-Hüseyin Türk 60-Selahattin Ergin 61-Fatih Kıncır 62-Ünal Akçakıl 63-Halil Karakuzulu 64-Ebubekir Gül 65-Erbinal Kapucu 66-Ahmet Öztürk 67-Mesut Yılmaz 68-Murat Güler 69-Murat Hamarat 70-Muhammed Ali Iklı 71-İlhan Polat 72-Kadri Cemil Yiğit 73-Tolga Güzeltaş 74-Abdulhalim Sönmez 75-İsmail Sağlam 76-İsmail Arslan 77-Erol Demirhan 78-Mehmet Yılmaz 79-Metin Canbay 80-Mehmet Emin Ayhan 81-Kadir Kızıldağ 82-Ömer Faruk Altuntaş 83-Ali Alptekin 84-Tarık Yılmaz 85-İsmail Özdemir 86-Abdurrahman Yıldız 87-Murat Turan 88-İsmail Tuncay 89-Akın Demirkıran 90-Ali Osman Demirel 91-Onur Çiriş 92-Bekir Mutlu 93-Cihan Kulmaç 94-Adem Kıpırtı 95-Ensar Gazioğlu 96-Ahmet Tuğrul Nacar |
97-Yılmaz Gençer 98-Mehmet Akif Tama 99-Cihat Kocabuğa 100-Can Sayınoğlu 101-Osman Aksu 102-Uğur İğde 103-Mustafa Aksoy 104-Zafer Davarcı 105-İbrahim Akbulut 106-Emrah Civan 107-Mehmet Hançer 108-Ahmet Atlı 109-Hakan Emre 110-Mecit Çavuş 111-Cebrail Cıcık 112-Kadir Öztürk 113-Yahya Andı 114-Halil İbrahim Çelik 115-Mustafa Süngü 116-Cavit Erol 117-İsmail Aktağ 118-İsmet Yalabuk 119-Selçuk Yarış 120-Mevlüt Tüzen 121-Onur Topal 122-Ünal Yıldırım 123-Barış Doğrul 124-Vedat Akyüz 125-Çetin Onaran 126-Fatih Atalay 127-Osman Duru 128-Halil Hilal Seyfi 129-Oktay Gümüş 130-Ülker Selvi 131-Burhan Akyüz 132-Yusuf Engin Güngör 133-Hüseyin Kütükçüoğlu 134-Nayil Albayrak 135-Veli Bulut 136-Fatih Yılmaz 137-Ersin Erdin 138-Ahmet Özdil 139-Kazım Özdemir 140-Özgür Nikbay 141-İbrahim Arslan 142-Ahmet Arslan Erdoğan 143-Ahmet Akbulut |
ERDOĞAN'I 1 SAAT 9 DAKİKA DİNLEDİLER
'Kumpas' iddianamesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurtiçi ve yurtdışı 20 görüşmesinin dinlendiği belirtildi. İddianamede tablo halinde verilen görüşmelerin süresi 1 saat 9 dakika. Başbakan Davutoğlu’nun 2 saat 32 dakikayı bulan 62 görüşmesinin dinlendiği de belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca daha önce yürütülen ve takipsizlik kararı verilen "Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü" soruşturmasında usulsüzlükler yapıldığı iddialarına ilişkin yürütülen soruşturmada, müşteki olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yer aldı. İddianamede şüpheli polislerin müştekilere yönelik eylemlerinin ilk sırasında Erdoğan var ve Erdoğan’ın yakın çevresinin, yani danışmanlarının dinlendiği belirtiliyor. Danışmanlarının telefonları ile yurtiçi ve yurtdışı önemli görüşmeler yapan Erdoğan’ın tam 20 görüşmesinin dinlendiği belirtildi.
'Bir saat dokuz dakikalık görüşmeleri dinlendi'
İddianamede tablo halinde verilen görüşmelerin süresi 1 saat 9 dakika… Bir saatten fazla görüşmesi dinlenen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söz konusu görüşmelerinin imha edilmediği de vurgulandı. Erdoğan’ın kaydedilen görüşmeleri arasında Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Filistin Başbakanı İsmail Heniye ile bakanlar, milletvekilleri ve bürokratlar bulunuyor.
'Yakın çevresi suç unsuru olmadan dinlendi'
Savcılık, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakınında bulunan kişilerin ve özellikle de başdanışmanlarının herhangi bir suç unsuru içermeyen ve hatta bazılarının gıyaplarında yapılmış telefon görüşmelerini gerekçe göstererek, kullandıkları telefonlar hakkında dinleme kararı" alındığını ifade etti. Savcılık 'bu kişilerin telefonlarının dinlenmesi halinde dolaylı olarak Erdoğan’ın görüşmelerinin de dinleneceği, devlet yararları bakımından gizli kalması gereken görüşmelerin de kayda alınacağının şüpheliler tarafından bilindiğine' dikkat çekti.
Erdoğan şikâyet dilekçesi gönderdi
İddianamede Erdoğan’ın telefon görüşmelerinin dinlenmesine ilişkin avukatı aracılığıyla şikâyetçi olduğu da belirtildi. Erdoğan’ın avukatı tarafından savcılığa sunulan şikâyet dilekçesinde, "Müvekkilimin başbakanlık görevi gereği yaptığı birtakım konuşmalar çok gizli olup, devlet sırrı kapsamındadır. Müvekkilime ait iletişim araçlarının da dosya şüphelileri tarafından yasadışı olarak dinlendiği, hukuka aykırı dinlemeler neticesinde yabancı devlet başkanlarıyla devlet sırrı niteliğinde olan konuşmaların kaydedildiği, elde edilen bu kayıtların da casusluk maksadıyla kullanıldığı iddia edilmektedir. Kamuoyuna yansıyan dosya kapsamındaki iddialar bağlamında müvekkilimi yasaya aykırı bir şekilde dinleyen, dinleme kayıtlarını depolayan, kaynağı belirsiz yerlere servis eden tüm şüphelilerden ayrı ayrı şikâyetçiyiz'' dedi.
'Davutoğlu’nun 62 görüşmesi dinlendi'
Aynı iddianamede o dönem dışişleri bakanı olan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, danışmanlarının telefonlarını dinlemek suretiyle dinlendiği belirtildi. Yapılan tespitlerde Ahmet Davutoğlu’nun 62 görüşmesi dinlendiği belirtilen iddianamede tablo halinde verilen bu görüşmelerin süresi ise 2 saat 32 dakika...
Davutoğlu da şikâyetçi
Ahmet Davutoğlu’nun da savcılığa şikâyet dilekçesi gönderdiği belirtildi. Davutoğlu dilekçesinde, “Bu soruşturmaları yürütenlerin devlet kurumlarına sızarak karar ve uygulama mekanizmalarını ele geçirmeyi amaçlayan ve devlet içerisinde organize bir şekilde hareket eden bir yapılanma çerçevesinde, devletin hiyerarşik yapısı dışındaki kaynak ve kişilerden aldıkları talimatlar doğrultusunda, illegal yollardan, gizli operasyonlarla elde ettiği mahrem bilgi ve belgeleri, üst düzey devlet görevlileri tarafından kullanılan kriptolu veya diğer telefon ve iletişim araçları ile devlet görevlileri tarafından gerçekleştirilen çalışmalar ve toplantıları yasadışı yollardan dinleyerek servis ettiği, ses kayıtları ve diğer bilgileri yabancı kişi veya kurumlara servis ettiği, bu şekilde elde ettikleri bilgileri casusluk maksadıyla kullandıkları, yine bu bilgi ve belgelerden bir kısmını yapılanmaları lehine medya ve sosyal medya üzerinden kamuoyuna ifşa ettiği iddia edilmekte, bu iddialar bağlamında kurumumuza ait iletişim araçlarını hukuka aykırı olarak dinleyen, bu kayıtları ve kurumumuza ait mahrem bilgi ve belgeleri elde eden, depolayan ve kaynağı belirsiz yerlere servis edenler hakkında şikâyetçiyiz'' ifadelerini kullandı.
EN ÇOK ASKERLER VE AKP'LİLER DİNLENDİ
Savcı Okan Özsoy tarafından hazırlanan “Paralel devlet yapılanması” iddianamesinde yasa dışı dinlenen kişiler hakkında ayrıntılı istatistiksel veriler de yer alıyor. İddianameye göre en çok üst düzey askerler dinlenildi. Partiler arasında ise AK Partililer yasa dışı bir şekilde en çok dinlenenler.
İddianamede “Çok sayıda siyasetçi, bürokrat, akademisyeni gazeteci, işadamı ve sivil toplum kuruluşu mensubunun gerçekte bağlantılı olmadıkları suç ve suç örgütleri ile ilişkili gibi gösterilerek haklarında dinleme kararı alındığı, bazı mahkeme kararlarının ise sahte isimlerle ya da açık kimlik bilgisi belirtilmeksizin IMEI numaraları üzerinden verildiği tespit edilmiştir.” Deniliyor. İddianamede bu şekilde dinlenen kişilerin siyasi mensubiyetleri tek tek sıralandı.
Yandaki grafikte toplam 356 siyasi kişinin usulsüz şekilde dinlendiği iddia edilerek en çok dinlenenlerin AK Parti’liler olduğu belirtildi. İkinci sırada MHP, sonra da sırasıyla CHP ve BBP geliyor. İddianamenin 682. Sayfasında kabine üyelerinin sık görüştüğü kişiler üzerinden dinlendiği belirtilerek 2012 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Antalya’ya İl Kongresi’ne gittiği dönemde AK Parti Antalya İl Başkanı’nın açık kimliği gizlenerek 26 gün süreyle teknik takibe alındığı kaydedildi. İddianamede ayrıca özel hayatlarına ilişkin görüntülerinin yayınlamasının ardından 2011 seçimleri öncesinde MHP’den istifa edip milletvekilliğinden çekilen 10 milletvekilinin dördünün de istifa etmeden önce iletişimlerinin tespit edildiği yer aldı.
İddianamede usulsüz olarak dinlenen kişiler mesleklerine ve çalıştıkları kurumlara göre de ayrıldı. En çok dinlenen kesim olarak üst düzey askeri yetkililer öne çıktı. Askerleri üst düzey emniyet mensupları ve üst düzey bürokratlar izledi. İddianameye göre meslek ve kurumlarına göre usulsüz olarak dinlenen kişiler yandaki gibi sıralandı.
İddianamede bu dinlemelerinin suçu aydınlatmak için değil, hedef kişilerin bütün hayatını sıkı takip altına almak için yapıldığı iddia edildi.
“Hedef kişiler hakkında organize suç örgütü üyesi olmak, uyuşturucu madde ticareti yapmak, terör örgütü üyesi olmak gibi, farklı konularda art arda kararlar alınması, bazen yıllarca devam eden teknik takibe rağmen hiçbir adli işlem tesis edilmemiş olması ve hayatın olağan akışı içerisinde aynı kişinin yukarıda sayılı suçların tamamını işlemesinin gerçekçi olmaması göstermektedir ki dinlemelerde amaç bir suçun aydınlatılması değil hedef kişinin bütün hayatının sıkı bir takip altına alınmak istenmesidir.”
AYDIN DOĞAN, ERGENEKON KAPSAMINDA DİNLENDİ
iddianamede Aydın Doğan ve Doğan Medya Grubu’ndan da isimler yer alıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nun hazırladığı “Paralel Devlet Yapılanması” hakkındaki iddianameye göre, Aydın Doğan, Mehmet Ali Yalçındağ, Hürriyet gazetesi Yazı İşleri Müdürü Doğaner Gönen, muhabir Toygun Atilla ve hatta Doğan Holding’in vergi davalarına bakan hakim Hasan Erdem de dinlendi. Gerekçe, Ergenekon Terör Örgütü’ne üye olmak.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Okan Özsoy’un hazırladığı iddianameye göre, Aydın Doğan’ın iddianamedeki ifadeye göre, “iletişimine müdahalesine” 16.01.2009’da karar verildi, dinleme 07.07.2009’da sona erdi. Aydın Doğan’ın dinlenmesi için yapılan talepler, “Ahmet” ve “Ahmet DOĞAN” isimleri için yapıldı. Söz konusu hattın Aydın Doğan tarafından kullanıldığı anlaşıldı.
Aydın Doğan şikayetçi
İddianamede bu dinlemelerden sorumlu oldukları öne sürülen şüphelilerin iştirak halinde, birden fazla değişik zaman ve tarihlerde aynı suçu işleme kastıyla sahte ve yanıltıcı belge tanzim ederek resmi evrakta sahtecilik yaptıkları, kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle haberleşmenin ve özel hayatın gizliliğini ihlal ettikleri, kişiler arasındaki konuşmaları dinledikleri ve kayda aldıkları, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirdikleri ve kaydettikleri, görevi kötüye kullandıkları suçlamaları yer alıyor.
İddianamede Aydın Doğan’ın şikayetçi olduğu bilgisi de mevcut.
Mehmet Ali Yalçındağ Haydar Şar kod adıyla dinlenmiş
Aynı iddianamede Doğan Yayın Holding Başkanı ve Yandeks Türkiye CEO‟su, aynı zamanda Aydın Doğan’ın kızı Arzuhan Yalçındağ’ın eşi Mehmet Ali Yalçındağ’ın dinlendiği bilgisine de yer veriliyor. Yalçındağ’ın 24 Eylül ve 28 Eylül 2009 tarihleri arasında, 5 gün dinlendiği anlaşılıyor. Yalçındağ’ın dinlenmesi talebinde kullanılan IMEI numarasının Haydar Baş adına kayıtlı olduğu görülüyor.
Hürriyet Yazı İşleri Müdürlerinden Doğaner Gönen’in de Ahmet kod adıyla dinlenmesinin talep edildiği ve 17 Ekim 2008 – 16 Ocak 2009 tarihleri arasında yine Ergenekon soruşturması kapsamında dinlendiği anlaşılıyor.
Hürriyet gazetesi muhabirlerinden Toygun Atilla da “Organize Suç Örgütü Mensubu” olduğu şüphesiyle hem dinleniyor hem de e-maili takip ediliyor. 16 Ekim 2009 – 16 Ocak 2010 arası 3 ay dinlenen Toygun Atilla da şikayetçi.
Doğan Grubu’nun vergi davasına bakan hakim Hasan Erdem de dinlenmiş
Son olarak iddianameye göre, Doğan Medya Grubu’nun vergi davasına bakan 6.Vergi Mahkemesi Başkanı Hasan Erdem de “Hasan Yalçın” adıyla ve Ergenekon üyeliği şüphesiyle, 9 Nisan itibariyle 6 ay boyunca dinleniyor.
Fikret Bila ve Fatih Altaylı
14 Kasım 2008 itibariyle 3 ay boyunca dinlenen bir başka isim de Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila. Bila’nın bilgisayarının da 23 Aralık 2008 – 18 Haziran 2009 tarihleri arasında takip edildiği anlaşılıyor.
Habertürk Gazetesi yazarı ve o dönem genel yayın yönetmeni olan Fatih Altaylı ise Fatih ve Fatih Altay adıyla dinleniyor. Altaylı’nın dinlenmesine ilk kez 23 Aralık 2008’de başlıyor.
DÜNYA ÇAPINDA BİR İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ
Mahkemeye sunulan 'Paralel Devlet Yapılanması İddianamesi'nde Cemaat'in 'dünya çapında bir istihbarat örgütü haline geldiği' ifadesi kullanılırken, iddianameye Gülen'in Papa ile çektirdiği fotoğraflar da konuldu.
İddianamede, 'Örgütün Yurtdışı Yapılanması' başlığı altında, Cemaat'in çeşitli ülkelerdeki faaliyetleri sıralanırken, Fethullah Gülen'in Papa ile görüşmesinde çekilen fotoğraflar ve Gülen'in Papa'ya yazdığı mektup da yer aldı. İddianamede, Cemaat'in 'dünya çapında bir istihbarat örgütü haline geldiği' ifadesi kullanıldı.
Gülen'in Papa'ya yazdığı mektuba, iddianamede, "Açık kaynaklardan temin edilen 08/02/1998 tarihli Papaya Mektup" ifadesiyle yer verildi. Bu bölümün bir gazete haberinden alındığı anlaşılıyor. Zira iddianamenin bu bölümü ve Gülen'in mektubu şu ifadelerle veriliyor:
"Pek muhterem papa cenapları (cenap kavramı bizde daha çok Cenab-ı Allah, Cenab-ı Peygamber örneğinde olduğu gibi Allah ve Resulü hakkında kullanılır) üst başlığı ile başlayan mektubun içeriği çok daha ilginç… İşte o mektup:
Pek muhterem Papa Cenapları, 3 büyük dinin doğum yeri olarak bilinen toprakların dünyayı daha iyi yaşanabilir bir mekan kılma yolundaki kutsal misyonunuzu tam manasıyla bilen halkından size en içten selamları getirdim. Yoğun gündeminizde bize zaman ayırarak sizinle müşerref olmayı bahşettiğiniz için zaatıalilerinize en derin kalbi teşekkürlerimizi sunarız. Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan dinler arası diyalog için papalık konseyi ( PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere de burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazi yardımlarımızı sunmak için size geldik….
Fethullah Gülen"
Gülen ve Papa görüşmesinin fotoğrafları da iddianameye girdi.
İddianamenin devamında da, Cemaat için "dünya çapında bir istihbarat örgütü" tanımlaması yapılıyor:
"Örgütün elinde bulundurduğu, şirketler, okullar, dernekler, vakıflar, üniversiteler, yayın organları, banka ,sendikalar ve sivil toplum kuruluşları sayısı ve büyüklüğü ulaştığı mali güç ve topladığı para göz önüne alındığında dünya çapında bir istihbarat örgütü haline geldiği, Türkiye Cumhuriyeti Devletine gizli, örtülü ve açıktan savaş ilan ettiği, devletin kurum ve kuruluşlarıyla mücadeleye giriştikleri, ellerinde bulundurdukları medya gücüyle psikolojik harp taktik ve tekniklerini uyguladıkları, dünya siyasetine şekil vermeye çalıştıkları örgüt liderinin kendisini dünya imamı olarak gördüğü, dünya müslümanlarının ruhani liderliğine soyunduğu, Yukarıda anlatıldığı üzere Hristiyan aleminin ruhani lideri olan papa ile siyasi birliktelik oluşturup müslümanlarca kutsal sayılan yerlerin idaresinin dahi üç dinin temsilcisine verilmesi gibi BM'ye önerge verebilecek seviyede dünya çapında dini ve siyasi argümanlar organize etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı paralel yapılanma teşkil ettirdikleri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel siyasetlerine aykırı siyaset geliştirip uygulamaya koymaya çalıştıkları göz önüne alındığında paralel devlet yapılanmasının gücü ve boyutları daha iyi anlaşılacaktır."
YURTDIŞINA BELGE AKIŞI ATATÜRK HAVALİMANI'NDAN
"Paralel Devlet Yapılanması İddianamesi"nde ifadelerine yer verilen bir polis memuru, ‘Atatürk Havalimanı’nda arındırılmış bölgede sivil şahıslarla buluşularak belge ve döküman verildiğini, belgelerin buradan yurtdışına çıkarıldığını’ söyledi.
Yasadışı dinleme iddianamesinde dershane yıllarında Gülen Cemaati ile tanıştığını belirten polis memuru A.İ.Y Cemaat'in istihbarat şube polislerine verdiği önemi anlattı.
İstihbaratta çalışan polislerin imkânlarının Cemaat içinde daha fazla olduğunu belirten Y, “Mutlak itaat ana şarttır. Yeminle göreve alınırlar” dedi.
İddianamede, istihbaratta görevli bu kişilerin Atatürk Havalimanı’nda arındırılmış bölgede sivil şahıslarla buluştuğu belirtildi. Sivil şahıslara bu buluşma esnasında bilgi, belge ve döküman verildiğini ifade edildiği iddianamede, "Bu şahıslarda yurtdışına bilgi, belge ve dökümanları çıkartıyor. Örgütün yurtdışı irtibatını Atatürk Havalimanı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde bulunan örgüt mensuplarınca temin ediliyor. Çalışma usûlleri arasında casusluk faaliyeti de bulunmaktadır” denildi.
YILMAZER'İN KOD ADI 'ŞEVKET', DEMİRHAN'IN 'ŞUAYİP'
"Paralel Devlet Yapılanması İddianamesi"nde Cemaat mensubu kamu görevlilerine kod adı verildiği, eski istihbarat müdürlerinden Ali Fuat Yılmazer’in ‘Şevket’, Erol Demirhan’ın ise ‘Şuayip’ kod adını kullandığı belirtildi.
İddianamede İstanbul İstihbarat Şube Müdürleri Ali Fuat Yılmazer ile Erol Demirhan’ın ‘Cemaat içindeki kod adlarına’ yer verildi.
Polis memuru A.İ.Y ifadesinde Cemaat mensubu kamu görevlilerine kod adı verildiğini belirtti. Bu kapsamda istihbarat eski müdürleri Yılmazer ve Demirhan’a da kod adı verildiğini ifade etti. Yılmazer’in kod adının ‘Şevket’, Demirhan’ın ise ‘Şuayip’ olduğu iddianamede yer aldı.
Darbe ve silahlı örgüt kurmak
İddianamede kod adlarına yer verilen bu iki eski polis müdürü silahlı örgüt kurucusu olmak ve darbe ile suçlanıyor.
İddianamede Yılmazer ve Demirhan’ın soruşturma kapsamında ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ suçundan tutuklu bulunduğu belirtildi. Ancak savcılık yeni delillerin ortaya çıkması ile birlikte suç vasfının değiştiğini vurgulayarak Yılmazer ve Demirhan’ın ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ suçundan serbest bırakılarak, ‘hükümeti devirmeye teşebbüs’ ile ‘silahlı örgüt kurmak’ suçlarından tutuklanmasını talep etti. Savcılık ‘silahlı örgüt lideri olarak nitelediği’ iki sanığında ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmasını talep etti. (Al Jazeera)
(29 Ekim 2015, 13:41)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: