Ankara'da, Emniyetteki 'Paralel Devlet Yapılanması' iddialarına ilişkin, aralarında siyasetçi, gazeteci ve polis müdürlerinin de bulunduğu bazı kişilerin yasa dışı dinlendiği iddiasıyla 54 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
13.09.2015 10:57 Ankara'da, Emniyetteki 'Paralel Devlet Yapılanması' iddialarına ilişkin, aralarında siyasetçi, gazeteci ve polis müdürlerinin de bulunduğu bazı kişilerin yasa dışı dinlendiği iddiasıyla 54 sanığın yargılandığı davaya 9 Eylül'de görülen 2. duruşma ile devam edildi.
"CELSE KAPALI YAPILSIN" TALEBİ REDDEDİLDİ
Sanık avukatları, müvekkillerinin terör örgütleriyle ilgili çalışmalar yaptıklarını ve bazı konuların "devlet sırrı" niteliğinde olduğunu dile getirerek, kapalı duruşma talebinde bulundu. Ancak mahkeme talebi reddetti.
SANIK AHMET ŞENTÜRK'ÜN SAVUNMASI
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan sanıklardan Ahmet Şentürk, Teknik Takip Operasyon Şube Müdürlüğünde (TEKOP) polis memuru olarak 9 ay görev yaptığını, daha sonra komiser yardımcılığı sınavını kazanarak Bursa'ya gittiğini söyledi.
Şentürk, "Evrak memurluğu görevinden başka bir iş yapmadım. Matbu evrakları hazırlayıp imzalattım. İçerikleri görme gibi bir durumumuz yok" dedi.
Hazırlanan evrakları uygun olan memurun paraf ettiğini, kendisinin 11, diğer görevlilerin ise kendinden az parafı bulunduğunu belirten Şentürk, onların tutuksuz kendisinin tutuklu olduğunu, bunun da komiser yardımcısı olduğundan kaynaklanabileceğini söyledi.
Şentürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tapeleri dinleme yetkim yok. Evrakta sahtecilik, özel hayatın gizliliğini ihlal gibi bir suç işlemem söz konusu değil. Mesleğe yeni başlamış bir polisim. Örgüt kurmak veya yönetmek gibi bir çevrem olamaz. Son bir yıldır Los Angeles'taydım. Hakkımda bir soruşturma başladığını öğrenince dönüş yaptım. Kaçacak olsam gelmezdim. Sadece havaleyi hazırlayan, üst yazıyı hazırlayan bir polis memuru olarak çalıştım. Bana görev yaptığım sürece 'şu numarayı ekle' diyen de olmadı. Bu kendi başına bir suç. Suçsuzum tahliyemi talep ediyorum."
SANIK SADETTİN AKGÜÇ'ÜN SAVUNMASI
Eski Bitlis Emniyet Müdürü Sadettin Akgüç de savunmasında, 2009-2012 arasında İstihbarat Daire Başkanlığının bazı birimlerinde başkan yardımcılığı görevinde bulunduğunu, ilgili başkan yardımcısının yurt dışı görevlerde bulunduğu sırada yerine vekalet ettiğini söyledi.
Eski Başbakan Necmettin Erbakan ve bazı kişilerin usulsüz dinlenmesi yönündeki evrakı imzalamadığını ileri süren Akgüç, şöyle konuştu:
"İçerik evrakta hiçbir imzada parafım yoktur. Hiçbir evraka müdahalem yoktur. Hayatımın hiçbir yerinde sahte evrak sunmadım. Evraklar matbu bir evrak. Mahkeme sevk yazısı matbu kalıp. Dinleme talebi arkadaşlarımıza aittir. İçeriğinden sorumlu olan haber alma şube. Dinleme formunda isim, telefonlar yok, matbu bir evrak. Yıllık vekaleten baktığım 10 gün civarı. TEKOP şubesinden sorumlu olarak imzalamışım bunları. Başıma ne geldiyse görevime iade davası açtıktan sonra oldu. Hiçbir kimseye hukuksuz talimat vermedim, hiçbir kimsenin dinlenmesi talebinde bulunmadım."
Hiçbir cemaat, sivil toplum kuruluşuyla ilgisinin bulunmadığını savunan Akgüç, tahliyesini talep etti.
DURUŞMA ERTESİ GÜNE ERTELENDİ
Duruşmaya sonraki gün 10 Eylül'de devam edilmek üzere burada ara verildi. Tutuklu sanıkların tutukluluk durumlarının ifadeleri tamamlandıktan sonra değerlendirmesine karar veren mahkeme, duruşmayı ertesi güne erteledi.
CELSE KAPALI YAPILDI
Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ertesi gün devam edilen duruşmanın, "kamu güvenliği" gerekçesiyle kapalı yapılması kararlaştırıldı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın ikinci duruşması başladı. Duruşmaya tutuklu sanıklar eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcıları Muharrem Durmaz ve Hami Güney ile Hakan Kirpi, Mustafa Çelik ve Selat Öztürk, tutuksuz sanıklar, bazı müştekiler ve sanık avukatları katıldı.
Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan sanık Ramazan Akyürek, duruşmaya görüntülü sistem üzerinden bağlandı.
Hazır bulunanların tutanağa geçirilmesinin ardından bazı sanık avukatları, duruşmanın kamu güvenliği nedeniyle kapalı yapılması yönünde dünkü taleplerini yineledi.
Mahkeme heyeti, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 182. maddesi uyarınca duruşmanın kapalı yapılmasına karar verdi.
Kararla, taraflar dışındaki herkes duruşma salonundan çıkarıldı.
Sanıkların ailelerinin mahkeme heyetinin izniyle izlediği duruşmada, ilk celse savunmasını yapmayan sanıklar savunmalarını tamamladı. Oturum kapalı yapıldığı için savunmaların içeriği öğrenilemedi.
Toplam 15 tutuklu sanığın bulunduğu duruşmada, bugün bunlardan 13'ünün daha savunmasını yapmasıyla tutuklu sanıkların savunmaları tamamlandı.
Sanıkların, suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye talebinde bulundukları belirtildi.
Tutuklu bulunan sanıkların savunmalarının alınmasının ardından avukatların talepleri dinlendi. Sanık avukatları, müvekkillerinin suçsuz olduğunu savunarak, tahliye talebinde bulundu.
10 SANIK TAHLİYE EDİLDİ
Daha sonra değerlendirme yapan Mahkeme, tutuklu sanıklar Sadettin Akgüç, Ahmet Şentürk ile Ahmet Ümit Seçkin'in tahliyelerine, yine tutuklu sanıklar Serkan Şahan, Timurtaş Kayacı, Ali Arslantaş, Sadık Akpınarlı, Erdal Argun, Harun Dağlı ile Yılmaz Angın'ın adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verdi.
Mahkeme, Ramazan Akyürek, Recep Güven, Taner Bülent Demirel, İbrahim Tuka ve Mustafa Başer'in ise tutukluluk haline karar verdi.
Mahkeme heyeti, bazı sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasını ve Ankara dışındaki sanıkların savunmalarının alınması için yazılan talimatların cevaplarının beklenmesini kararlaştırdı.
İDDİANAME
İddianamede sanıklar, eski Başbakan Necmettin Erbakan, bazı cumhurbaşkanlığı danışmanları ile Anayasa Mahkemesi üyelerinin yakınları, hakim, gazeteci, iş adamı, siyasetçi, emniyet müdürü ve insansız hava aracı projesinde yer alanların da arasında bulunduğu 48 kişiyi, dosyalara farklı isimlerle dahil ederek dinlemekle suçlanıyor.
Sanıklara, "Suç işlemek için örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme ve saklama, özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğini ihlal ve iftira" suçlamaları yöneltiliyor.
İddianamede sanıkların, görevleri döneminde usulsüz dinlemelerle özel hayata müdahale ettikleri, sahte istihbarat raporu, iletişime müdahale talep formu ve mahkemeden talep yazısı hazırlayarak, sahte resmi belge düzenledikleri ve bunları örgütlü yaptıkları savunuluyor.
Sanıkların, usulsüz dinlemelerden elde ettikleri bilgiyi, dinledikleri kişilerin aleyhine kullanmak istedikleri, kişilere iftira attıkları, rakip gördükleri kişilerin önlerini kestikleri ve görevlerini kötüye kullandıkları bildirilen iddianamede, sanıkların istihbarat şubesini ele geçirebilmek için uzun yıllar gizli faaliyette bulundukları, düşüncelerine uygun kişileri yetiştirip, kendi birimlerinde görevlendirdikleri, bu suretle örgütlenmelerini tamamladıkları kaydediliyor.
Sanıkların, kamuoyunda "Paralel Yapı" olarak tanımlanan çatı örgütün suç işlemek için oluşturulmuş alt örgütü olarak faaliyet gösterdikleri aktarılan iddianamede, sanıklardan, istihbarattan sorumlu eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Durmaz, eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Güney ile eski İstihbarat Şube Müdürü Zeki Güven'e "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme", emniyet mensubu 48 kişiye "suç örgütüne üye olma" suçlamaları yöneltiliyor.
Sanıkların tamamının "resmi belgede sahtecilik", "haberleşmenin gizliliğini ihlal", "özel hayatın gizliliğini ihlal", "kişisel verilerin kaydedilmesi" ve "iftira" suçlarından da cezalandırılmaları istenen iddianamede, TİB görevlisi sanıkların da "suç örgütüne üye olmak" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlarından cezalandırılmaları talep ediliyor.
Davanın ilk celsesinde, sanık avukatlarının, savunma sırasında bazı isimlerin deşifre edilecek olması, anlatılacak istihbarat bilgilerinden sonra terör örgütlerinin istihbarata karşı koymak için yeni taktikler geliştireceğini ileri sürmesi nedeniyle duruşmanın kapalı yapılması kararlaştırılmıştı.
(13 Eylül 2015, 10:57)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: