Terör örgütü lideri Fetullah Gülen'in açıklamalarına yer veren medya organları hakkında suç duyurusu yapıldı. Bu örgütsel yayınların engellenmesi ve buna aracılık eden kuruluşların faaliyetlerinin sonlandırılması da talep edilen suç duyurusunda Gülen ve ilgili medya kuruluşlarına cezai işlem uygulamadığı iddia edilen RTÜK üyeleri hakkında kovuşturma yapılması da talep edildi. Bu suç duyurusuna karşı Gülen de karşı suç duyurusu yaptı. Ancak bu gelişme tepki çekti.
06.09.2015 12:33 Bir terör örgütü lideri olduğu çok sayıda mahkeme ve savcılık yazışmalarında belirtilen Fetullah Gülen'in açıklamalarına yer veren medya organları hakkında suç duyurusu yapıldı. Bu medyaya ait bazı gazete ve televizyonların yayınlarının engellenmesi ve buna aracılık eden kuruluşların faaliyetlerinin sonlandırılması da talep edilen suç duyurusunda terör örgütü lideri Fetullah Gülen ve ilgili medya kuruluşlarına "cezai işlem uygulamadığı" iddia edilen RTÜK üyeleri hakkında işlem yapılması da talep edildi.
Hukuk ve Demokrasi Kurumu, Fetullah Gülen'in açıklamalarına yer veren bazı gazete ve televizyonların yayınlarının engellenmesi, buna aracılık eden kuruluşların faaliyetinin sonlandırılması talebiyle Gülen ile "cezai yaptırımda bulunmadığı" ileri sürülen RTÜK yetkilileri ve çalışanları hakkında suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu dilekçesini verdikten sonra Ankara Adliyesi önünde gazetecilere açıklama yapan Hukuk ve Demokrasi Kurumu Başkanı Avukat Mehmet Ali Canlı, yayın kuruluşlarıyla ilgili "Şimdiye kadar işlem yapılmadığı, Cumhuriyet savcılarının da görevini yerine getirmediği" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Söz konusu yayınların engellenmesi gerektiğini belirten Canlı, şu görüşleri dile getirdi:
"Diğer yayın kuruluşlarıyla ilgili acilen en ufak şeyde ceza verme yoluna giden RTÜK ile ilgili ayrıca suç duyurusunda bulunduk. Bunların yayınlarının şimdiye kadar engellenmesi gerekirdi, hiçbir şekilde engellenmedi. Eksik inceleme, görevlerini yerine getirmeme nedeniyle bunlar hakkında da suç duyurusunda bulunduk. Bununla ilgili görevlerini yapmayan RTÜK memurları ve kurul üyeleri hakkında suç durusunda bulunduk. Bundan sonrasında dilekçemiz kayda girdi, görev Türkiye Cumhuriyeti savcılarınındır, görevlerini yerine getirmelerini bekliyoruz."
SUÇ DUYURUSUNDAN DETAYLAR
Suç duyurusu dilekçesinde;
Samanyolu, S Haber, Mehtap, Bugün ve Kanaltürk televizyonları,
Todays Zaman, Zaman, Meydan gazeteleri,
"herkül.org" internet sitesi,
RTÜK,
Digiturk, D-Smart, Tivibu, Teledünya yayın kuruluşlarının
"Terör örgütü lideri" ilan edilen ve bu suçlamayla hakkında düzenlenen fezleke kabul edilen Fetullah Gülen'in, canlı veya banttan yayın ile görüş ve düşüncelerini yayınlayarak basın meslek ilkelerine aykırı davrandıkları ve suç işledikleri ileri sürüldü.
Medya organlarının yayınına aracılık yapan kuruluşların da suça iştirak ettiği savunulan dilekçede, suçlunun övüldüğü, izleyicilerin terör örgütünün propagandasına maruz kaldığı, yayın kuruluşlarının da bu faaliyete engel olamadıkları iddia edildi.
RTÜK tarafından terör örgütünün propagandasını yapan basın-yayın kuruluşlarına hiçbir cezai yaptırım uygulanmadığı, şikayetlerin dikkate alınmadığı, kurum çalışanlarının incelemesi sonucunda açılan soruşturmaların sonuçsuz kaldığı savunulan dilekçede, "RTÜK içerisinde adı geçen terör örgütüne yardım ve yataklık edenlerin bulunulduğundan endişe edildiği" ifadesine yer verildi.
"Herkul.org" adlı internet sitesinin Gülen'in konuşmalarını yayınladığı, ilgili basın-yayın kuruluşlarının da bu siteyi referans gösterdiği aktarılan dilekçede, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığınca bu internet sitesine erişimin engellenmesi gerektiği ileri sürüldü.
Söz konusu basın-yayın kuruluşlarına TMSF tarafından el konulması, bağlantılarının da MASAK tarafından araştırılması gerektiği öne sürülen dilekçede şu taleplerde bulunuldu:
"Terör örgütüne yardım ve yataklık eden basın yayın kuruluşları ve internet sitelerinin yayınlarına engel olunması, yayınlara aracılık eden kuruluşların bu aracılıklarına son vermelerinin sağlanması, ilgili basın yayın organlarının bu faaliyetlerine engel olmayan RTÜK çalışanı ve yetkililerinin tespit edilerek isnat edilen suç hakkında TCK'da yer alan en yüksek ceza ile cezalandırılması ve öncelikle ilgili basın yayın kuruluşlarının yayınlarının tedbiren durdurulması amacıyla ilgili ceza mahkemesinde dava açılmasını arz ve talep ederim."
GÜLEN'DEN KARŞI SUÇ DUYURUSU
Bu suç duyurusunun ardından harekete geçen Fethullah Gülen, avukatı Nurullah Albayrak aracılığıyla karşı suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen dilekçede, hakaret ve iftiradan işlem yapılması istendi. Paralel yapının merkez yayın organı olduğu iddia edilen Zaman gazetesinde gelişme şu satırlarla yer aldı:
"Fethullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ‘örgüt lideri' şeklinde mesnetsiz ithamlarda bulunan Önder Gökçekaya hakkında suç duyurusunda bulundu.
Gökçekaya, AKP'den aday adayı olan avukatı Mehmet Ali Canlı vasıtasıyla savcılığa ulaştırdığı suç duyurusu dilekçesinde Hocaefendi'nin açıklamalarına yer veren gazete ve televizyonların yayınlarının durdurulmasını istedi. Dilekçede herhangi bir suç belirtilmeyerek Gülen hakkında çirkin iftiralarda bulunuldu.
Bunun üzerine avukat Albayrak, harekete geçti. Savcılığa suç duyurusunda bulunan Albayrak, delilsiz ve mesnetsiz bir biçimde ‘herkul.org' sitesindeki hiçbir suç unsuru taşımayan açıklamaların engellenmesi talebinin hukuka aykırı olduğunun altını çizdi. Albayrak, “Herkesin şikâyet hakkı olduğu muhakkak, ancak bu özgürlük sınırsız olmayıp, ihbar ve şikâyet hakkının kasten ve zarar verme amacı ile herhangi bir delil ve emare bulunmadan, yeteri kadar araştırma yapılmaksızın kullanılmaması gerekir.” ifadelerini kullandı. Ardından Gülen'e bugüne kadar cebir ve şiddet içeren herhangi bir suçlamanın yöneltilmediğini vurguladı. Herkul.org'un yayınlarının durdurulması talebine de şöyle karşı çıktı: “Yayından çıkarılması istenilen içeriğin somut olarak ne olduğu belirtilmeli ve açık URL adresi gösterilmelidir. Yani ‘internet sitelerinin yayınlarına engel olunmalı' şeklinde bir talep ile işlem yapılamaz.”"
MESNETSİZ KARŞI SUÇ DUYURULARI İŞE YARAMIYOR
Fetullah Gülen'in kendisi hakkında suç duyurusunda bulunan herkes hakkında bir karşı suç duyurusu yaptığı biliniyor. Örneğin Abdullah Harun, 23 Ocak 2014'te Gülen liderliğindeki paralel yapı hakkında çok sayıda somut delil sıralayarak Çağlayan'daki savcılığa suç duyurusu yapmıştı. Hemen aynı gün Gülen, avukatı Albayrak aracılığıyla karşı suç duyurusunda bulundu. Karşı suç duyurusunda denilen tek şey ise "müvekkil hakkında mesnetsiz iftiralar atıldığı"nın belirtilmesi oldu. Evet sadece bu belirtildi. Oysa Harun'un suç duyurusunda deliller ayrıntılı olarak sıralanmış ve basında da yer almıştı.
Görüldüğü gibi asıl, karşı suç duyurusunda mesnetsiz ve kestirmeden iftira suçlaması yapıldığı görülmekte. Paralel örgüt hakkında suç duyurularının yapılmasını engellemek ve yıldırmak amaçlı olduğu anlaşılan bu karşı suç duyurularının işe yaramadığı da söylenebilir. Çünkü çok sayıda suç duyurusundan hareketle İstanbul ve Ankara'da en az iki büyük "Fetullah Gülen Terör Örgütü" konulu soruşturmanın açıldığı biliniyor. Ayrıca diğer illerde de açılmış onlarca soruşturma ve dava mevcut.
Sayıları 100'e doğru giden bu soruşturma ve davalar ile bu davalarda yüzlerce kişinin gözaltına alınmış, tutuklu yargılanıyor olması; o suç duyurularındaki iddiaların bir iftira mı yoksa medeni cesaret gösteren her vatandaşın anayasal hakkı olan suçu ve suçluyu yargı makamlarına ihbar etmek mi olduğu sorusuna bir cevap olduğu söylenebilir.
Kanaatimizce süreç doğal şekilde ve olması gerektiği gibi gelişmektedir. Ve daha da gelişecektir. Bazı yavaşlıklar olsa da devlet mekanizması harekete geçmiştir. Daha bu tehlikeye 90'lı yılların sonunda dikkati çeken ve bir suikaste kurban giden Prof. Necip Hablemitoğlu'nun iddiaları ile ölümü hakkındaki şüpheler yeterince gündeme gelmiş de değildir.
Bu şekilde soruşturmaların giderek genişlemesi, olması gerekendir. Bu sürecin engellenmesi de çok şükür ki en azından yakın gelecekte mümkün görünmemektedir. Misilleme ve yıldırma amaçlı karşı suç duyuruları yapmak, "muhterem hocaefendi.." gibi laf edebiyatlarını hala sürdürmeye gayret etmek, beddua ve dini kavramları kullanarak muhataplarını korkutmaya çalışmak, haberleri yapan gazetelere yüzlerce hatta binlerce dava açarak yıldırmaya çalışmak, çeşitli yollarla tehditlerde bulunmak gibi yollar ile bu sürecin engellenmesinin mümkün olmadığı hatta daha da ivmelendirdiği kanaatindeyiz. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Paralel yapı-Suç duyuruları manşetlerimiz
(06 Eylül 2015, 12:33)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: